Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.728
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    691

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Çok ilginç bir sonuç çıktı. Alpine 110 ve Jaguar iPace aynı puanı aldılar, 250. Eşitlik durumunda ülkelerin favori puanlarına göre karar verileceği için ikinci turu 18'e 16 Jaguar iPace kazandı. Tabii hoppa bir spor otomobilin birinciliğe oynaması bana biraz şaşırtıcı geldi. Ama daha çok şaşırtıcı olan ise Kia Ceed'in bu ikilinin sadece 3 puan gerisinde kalması idi. 247 puanla Focus'u 12 puan geçti. Sonuçta birinciyi tahminde zorlanmadım, ancak Alpine ve Kia'nın bu kadar yüksek puanlara ulaşması sürpriz idi.
  2. Düzgün bir Türkçe kullanımını pazarlama gibi görüp iğneleyici ve alaycı bir üslupla cevaplamak senin rahat uyumanı sağlayacaksa okumaya devam et, ninni yavrum ninni. Elektrikli araçlara bakışın da maalesef dünya gerçeklerinin birazcık gerisinde ve daha iyi bir teknoloji gelene kadar gelişim elektrik üzerinden olacak. Bunu sadece "show business" olarak görüyorsan bu da senin bileceğin iş. Elektrikli araç kullanımı devlet destekleri ve çevre duyarlılığının gelişmesi ile giderek artmakta ve elbette burada belirleyici unsur araç fiyatları ve menzil olacak. Araçların imalatının daha az komplike olması, bakım aralıklarının daha uzun ve bakım masraflarının daha düşük olması, elektrikli motorun daha az yer kaplaması nedeniyle iç hacmin daha verimli kullanılması, daha az gürültülü ve daha yüksek performanslı olmaları (ivmelenme açısından) ve işletme maliyetlerinin göreceli düşük olması belirgin avantajları iken bataryaların maliyeti, ömrü, kapasitesi ve ağırlığı şu anda geliştirilmesi gereken bir unsur olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki çalışmalar yavaş ilerlese de umut veriyor. Diğer iki konu da şarj istasyonları ve çevre kirliliği. Şarj istasyonları konusunda çok ciddi çalışmalar var ve 100 kW hızlı şarj istasyonları şu anda araçların göreceli yaygın olduğu yerlerde hızla artıyor. Pratikte konuşursak Finli bir dostum Tesla S kullanıyor ve Orta ve Kuzey Avrupa'da sorunsuz uzun yolculuklar yapabildiğini ifade ediyor, söz gelimi Noel zamanı Strazburg'da karşılaştık, Helsinki'den gelmişti. Kuşkusuz daha geliştirme gerekiyor, ama o potansiyel de var. Çevreye etkisine gelirsek bu tamamen elektrik üretiminin yöntemi ile ilgili. Bu konuyu ilk defa gündeme getiren ve emisyon kazanımının zannedildiği kadar yüksek olmadığını yazanlardan biriyim. Hatta bir dünya haritası ile de süslemiştim. Güncelini buraya da ekleyeyim. Ülke bazında elektrik üretimine bağlı elektrikli araçlara dayalı emisyonlara da bakarsak şunu görüyoruz: Sonuçta kömür yakarak elektrik elde eden ülkelerde emisyonda bir kazanım olmadığı kesin, hatta olumsuz olduğu bile söylenebilir. Ancak global ölçekte de daha temiz enerji çalışmaları süregeliyor ve uzun vadede burada da bir iyileştirme beklemek yanlış olmaz. Tabii gözden kaçırılmaması gereken bir diğer husus var: Hava kirliliğinin bölgesel yoğunlaşması. Termik santrallerin yarattığı kirlilik -yerleşim bölgelerinden uzak olmaları koşulu ile- havada dağıldığı için konsantrasyonu düşüyor, ancak şehirlerde yoğun trafik bölgelerinde yaşayan insanlar araç kökenli hava kirliliğinden çok fazla etkileniyorlar. Şehir içinde elektrikli araç kullanımı %100 olsa caddelerde hava ne kadar temiz ve sessiz olurdu bir düşünsenize!? En azından yazları... Kaba bir hesapla elektrikli araçlarla dizel araçlara göre globalde %25 düzeyinde bir emisyon azalmasından bahsediliyor. Wikipedia verilerine göre -ki oldukça sağlam kaynaklara dayandırılmış- Aralık 2018 itibariyle yoldaki 250 araçtan biri elektrikli. 2016 yılında trafiğe çıkan elektrikli binek/küçük ticari araç sayısı 2 milyon iken (%0,86), bu 2017'de 3 milyona (%1,3) ve 2018'de 5 milyona (%2,1) yükselmiş. Artış bu hızla giderse birkaç yıl içinde bu oranın %10'u geçmesi mümkün. Norveç bu değeri şimdiden yakalamış durumda. 2018 rakamları ile elektrikli araç satışları: Özetle diyeceğim o ki, dudak bükebilir, ciddiye almayabilir, gösterişten ibaret olduğunu iddia edebilirsiniz, ama yeni bir enerji türü keşfedilmediği sürece yollarda giderek artan sayıda elektrikli araç göreceğiz. Türkiye özeline gelirsek: Fakir bir ülkeyiz ve elektrik şarj alt yapısını kimsenin üstleneceğini düşünmüyorum. Es kaza yap-işlet-devret modeli ile yapılmaya kalkılırsa da amaç söğüşlemek olacağı için elektrik satış fiyatı ucuz olmayacaktır. Yani bizde elektrikli araçlar her daim azınlıkta kalmaya mahkumdur. Ancak hibridlerin oranı hızla artacaktır.
  3. İki satır da ben yazayım yeni Corolla hakkında. Toyota İsveç Rallisinin sponsorlarından ve kullanıma da pek çok araç vermişlerdi. Bizim medikal aracımız C-HR idi söz gelimi. Kısa süreli kullanımlar için de üç adet beyaz Corolla HB vardı. Dumanı üstünde. Düz vites 6 ileri ve 1.2 Turbo benzinli motorlu. Bir kere servis alanına gidip geldim, 80 km. Şunu yazayım baştan ön yargılı yaklaşanlar ve eski Corolla gibi zannedenler çok ama çok şaşıracak. Çivili lastik ve karlı buzlu yollar olmasına rağmen son derece hassas, kolay kontrol edilebilir ve geri bildirimi yüksek bir direksiyon sistemi var, Focus'u asla aratmaz. Yol tutuşa bir şey diyemem çünkü zemin koşulları alışık olduğumuz türde değil, ona rağmen bana başarılı geldi. İzin verilen hız limitlerinde hiç kayma yaşamadan gittik geldik. Ayrıca motor çok canlı ve şanzımanla gayet uyumlu. O da bizim 1.0 EB'u aratmaz. 0-100 10 saniye altındadır diye düşünüyorum. Bakacak fırsat olmadı. Diğer modeller küçük ve büyük motorlu hibridler imiş ve CVT şanzıman varmış, denk gelmedi bana, ama kullananlar şanzımanın sıkıcı olduğunu ilettiler sadece. Bu arada yakıt tüketimi de açık yola rağmen 8,5 L/100km altına düşmedi, yani bence çok da ekonomik sayılmaz. Dikkate alınması gereken bir model ve benim Toyota ön yargımı kırdı.
  4. Böyle tuzak bir soruya her sağduyulu erkeğin vereceği cevap bellidir: Hanım ne istiyorsa o olsun... Cruze artık Türkiye'de satılmıyor olsa bile Opel ile ortak kullandığı parçalar ile ikamesi mümkün olacak ve otomatik şanzımanı da sorunlu olmayan bir araçtır. Özellikle dirisi bulunursa düşük bütçe için uygundur. Ancak ucuza alınır, ucuza satılır ve kullanımı Fiesta kadar kıvrak değildir, yakıt tüketimi de pek üzmese az da değildir. Ben eldeki ikinci el seçeneklere göre değerlendirmeyi yeğlerim. Temiz bir Cruze'u tercih edebilirim. Cevap bellidir: Benden kıymetli mi?
  5. Bu konuyu defalarca forumda anlatmaya çalıştım, ama bir türlü netleşemiyor. Triger 9 yıl ya da 135.000 km'de değişir, hangisi öncesi gelirse. Bu resmi Otosan açıklamasıdır ve güncel bakım rehberinde de bu şekilde belirtilmiştir. İndirip kendiniz de bakabilirsiniz. Tıkla Umarım ikna olursunuz...
  6. Volvo'nun önce model ismi uzantısı olarak kullanılan, sonradan alt markası olarak tescil edilen Polestar bir Hybrid Coupé olarak yollara çıkacak olan 1 modelinden sonra çok daha iddialı bir projeye imza atıyor: Salt elektrikli bir spor sedan olan Polestar 2. Bu Polestar 1: Bu ise 2: 2'nin tasarım öğelerinde Volvo vurguları hemen dikkat çekiyor. 300 kW (408 PS) gücünde ve 600 Nm torka sahip çift elektrikli motor 78 kWh'lik bir pilden beslenerek dört tekerlekten çekişli aracı 5 saniye civarında 100 km hıza taşıyabiliyor. Menzil olarak da 500 km'den söz edilmekte. Multimedya sistemi android bazlı olacak ve 11" ekran üzerinde Google'ın tüm programları kullanılabilecek. Sadece internet üzerine siparişe açık olan modeli şu anda sipariş etmek mümkün ve üst donanımlı lansman modeli için 60.000 Avro'luk bir fiyat belirlenmiş, kısa bir süre sonra 40.000 Avro'luk bir ekonomik modelle Tesla 3 ile rekabet etme planları var. Üretim Çin'de. Teslim bir yıl içinde. Elektrikli araçların yollarda giderek fazla yer alacağı bir süreç başladı sanırım.
  7. Bozar. Bunu göze almadan işe girişmeyin. Yazılımı yapana bağlı, kurumsallığı kanıtlanmış bir yazılımcıyla anlaşmak her zaman daha güvenlidir, bu nedenle superchips dedim önceden. Normal şartlar altında elbette. Ama bu da biraz yazılımcınıza bağlı. Önden çekişler rampada daima patinaja düşer. Bunun mutlak motor gücü ile ilgisi yoktur, gücü nasıl kullandığınız ile ilgisi vardır. Dikkatli kalkarsanız bir şey değişmez. Patinajı azaltmanın yolu kaliteli ve yeni bir lastikten de geçer. Ne yaptınız bilmiyorum ama kullandığınız aracın gaz pedalı tepkimesi zaten yeterli, bence öncelik yazılımda olmalı, ama o da köşedeki arkadaşın eseri olmamalı.
  8. Focus'un bir efsane olduğunu da, efsanenin sona eriyor olduğunu belirtmek de bence amacını aşıyor. Birinci kuşak farklı bir tasarım diliyle sınıfında ilgi uyandırdı, seveni de nefret edeni de oldu, ancak zaman içinde başarılı fiyat/performans ürünü olarak kabul gördü ve başarılı satış rakamlarına ulaştı. Hem şahsi fikrim, hem de bağımsız kişi ve kuruluşların inceleme sonrası yorumları dördüncü kuşak Focus'un şimdiye kadar üretilmiş en başarılı model olduğu yönünde. Hatta sınıfın vazgeçilmez lideri görünen Golf'ten üstün olduğunu yazan incelemeler de var. Bu elbetteki detay aksaklıkları yok saymamızı gerektirmez. Ve bence bu tür çocukluk hastalıkları da dünya ölçeğinde üst sıralardaki bir üreticinin profesyonelliğine yakışmıyor. Ancak bunların hepsi kolay giderilebilecek sorunlar ve üretim sürecinde düzeltileceğinden eminim. Benim için ST-Line kasa gerçekten başarılı bir tasarımdır, torsiyona rağmen yol tutuşu mükemmeldir, iç hacim ve rahatlık hissi en azından sınıf standardını yakalamıştır, global ölçekte başarılı bir motor gamı vardır ve Focus'un yine global ölçekte başarısını devam ettirecek bir modeldir. Ülkemizdeki pazarlama politikaları da, bagajdaki açıktaki kablo da, olmayan kolçak da bu gerçeği değiştirmez. Otosan'ın fiyat politikasını hep beraber izleyip göreceğiz. Kârlılığı farklı kanallardan hedefliyor iseler bineğe önem vermeyebilir ve rekabetçi bir satış politikası uygulamayabilirler, hatta bazı plazaların kapanması dahi söz konusu olabilir ve Focus sokakta her köşe başında rastlayacağımız araç olmayabilir. Ama bütün bunlar da modelin başarısını gölgelemez.
  9. Günlük oynamalara değil büyük resme bakmak lazım. Asla düşmeyecek! Dolar ve benzin kuru, ne kadar yakın seyirdeler ? Eh talihsizlik bizim TL kazanıyor olmamızda... USD kuru 2005-2018 Benzin fiyatları 2009-2019
  10. GTi de geliyor, 220 PS olacakmış. ?
  11. Kendime emeklilik hediyesi mi yapsam ne? Yanlış ülkede, yanlış zamanda, yanlış işte olmak, nafile gibi...
  12. Peugeot Cenevre fuarında yeni 208'i görücüye çıkarıyor. CMP platformu üzerine inşa edilen model, yuvarlatılmış hatlara, büyüğü 508'i anımsatan tasarım öğelerine sahip ve 30 kg hafiflerken 4 cm uzuyor ve 3 cm alçalıyor. En üst donanım düzeyi GTLine ile göz dolduran model daha dinamik ve fakat ağırbaşlı bir görünüme sahip. İç mekan genişlerken, bagaj sınıf ortalamasında kalıyor. Motor gamında 1.2L 3 silindirli makinenin değişik versiyonları var, 75 PS beş ileri manüel şanzıman, 100 PS ve altı ileri manüel şanzıman ve 130 PS sekiz ileri otomatik şanzıman başlıcaları. Özellikle sonuncusu bu sınıf için alışılmadık bir kombinasyon. Dizel motor olarak ise bir tek 100 PS altı ileri manüel şanzıman seçeneği var. Peugeot da dizelden uzaklaşıp elektriğe yaklaşanlardan. Nitekim salt elektrikli bir model de hazırlanıyor ve 136 PS 260 Nm 50 kWh bataryalı aracın 0-100 hızlanması 8,1 saniye, menzil ise 300 km üstünde veriliyor. Kokpit tasarımı da en azından GTLine serisi için şık ve kaliteli görünüyor. 10" multimedya ekranı, 3D gösterge tablosu, ortadaki şalter bataryası, küçük direksiyon dikkat çekici unsurlar. Küçüklerde savaş kızışacak gibi görünüyor.
  13. Piyasa, bakımı daha iyi yapıp ömür ve performans kazandırmak isteyen -bir yerde biraz takıntılı- kullanıcıları avlamaya çalışan ürünlerle dolu, her marka kendi ürününü öne çıkaracak bazı avantajlar sunmaya çalışıyor. İnanın bana hiçbirinin sözü edildiği düzeyde pratik bir faydası olmayacaktır. İki faydası olur: 1. Psikolojik olarak bir nebze rahatlayabilirsiniz, 2. Firma kazancına katkınız olmuş olur. Bakım aralıklarını dikkate alıp standartı karşılayan yağı kullanmak yeter de artar. Zararı olur mu? Bence ona da hayır. Çok çok "pahalı oyuncaklarım var" der geçersiniz.
  14. Ben Cem Usta'ya götürüyorum. Adaşım. İyi tanır beni. Akdeniz Sanayi'de Çokoto,
  15. Benim politikam belli: Ford'un derdi, beni mi gerdi? Araba güzel, ama Otosan'ın hedefleri pek mütevazi. Yaza doğru kimsenin bir şey alacak hali de kalmayacak. İç pazara öldü gözüyle bakmak yanlış olmaz. Tartışmaları başka konulara kaydıralım, bu nafile muhabbet.
  16. Yoğunluktan ara verdim biraz. "Monte" yol koşulları açısından hayal kırıklığı oldu, 300 km özel etabın sadece %3'ünde heyecan verici kar/buz vardı. Yine de çekişmeli ve heyecanlı bir yarış oldu ve heyecan son etaba kadar taşındı. Son etap öncesi birinci Ogier ile onu kovalayan Neuville arasında 0,4 saniye vardı, Ogier ödün vermedi ve müthiş bir performansla arayı 4 saniyeye çıkardı. Birkaç izlenim: Ogier C3'ü istediği kıvama getiremediğini düşündüğü halde acımasız bir galibiyet aldı. Neuville hızlı ve Hyundai'de belirleyici olabilecek durumda ama galibiyete uzaman yoldaki o ince ustalık noktasını yakalayamadı bir türlü. Becerisinin sınırına gelmiş olabilir. Podyumun ikinci basamağı ile yetinmeye devam edecek gibi. Bu sene dananın kuyruğu koparsa kopar. Tanak müthiş. Hızlı, akıllı, dikkatli, şanssızlıklar peşini bırakmadı, yoksa kazanmıştı, 16 etabın 7'sinde ismini ilk sıraya yazdırdı, ama üçüncülükle yetindi. Loeb Dakar'ın tozuyla gelip Hyundai'inin direksiyonuna oturdu, dördüncülüğü kendini zorlamadan eve götürdü. Evans ve Sunninen, ikisi de lider pilot vasfında değil bence, Haksız çıkmak isterim. Tidemand iki yarış için Fiesta'nın direksiyonuna geçecekti, ilkinde süspansiyonunu kırarak yarış dışı olana kadar temposu hiç de fena değildi. Ford için puanları WRC2Pro'ya bu sene geçen Greensmith topladı. Meeke Yaris'e alıştığını ve akıllandığını kanıtladı, sorunları olsa da Superstage kazanarak değerli puanlar topladı. Ve haftaya sırada İsveç var. Hava ılınsa ve arada yağmur yağsa da donan su ile oluşan buz tabakası sürüşü daha heyecanlı hale getiriyor. Ve karda buzda dikkatli ve yavaş kullanmak gerek diyenlere iki Seb hazırlık turlarında farklı sesleniyorlar. İzlemeyi ihmal etmeyin. Bu arada eski gazilerden Marcus Grönholm ve Timo Rautiainen (2000 ve 2002 dünya şampiyonları) uzun bir aradan sonra eğlencesine bir Yaris'in direksiyonuna geçiyorlar. İzleyince pek eskimedikleri hemen anlaşılıyor.
  17. Son kez, Ford/Otosan'ın resmi bakım kapsam tablosudur.
  18. ...ve en çok Megane satacak. Toyıta hibridi iyi oturttu ve ben her kullandığımda memnun kaldım. Göz ardı edilmemeli.
  19. Bu triger paranoyası bitmeyecek anlaşılan. 9 yıl/135.000 km Bunda anlaşılmayacak ne var?
  20. Jant yamulmuştur, lastik balon yapmışır, balansı yapan ne yatığını bilmiyordur. Olasılıklar bunlar... Titreşimsiz direksiyon elbette mümkün.
  21. Meali: Seçimden sonraya erteledik. 60 küsur yıllık yaşantımda hiç bu kadar aptal yerine konulmamıştım. Hımmm, tabii aptal oimam da söz konusu olabilir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.