Cem Boneval

Öncelikle ayrıntılı açıklama için teşekkür ederim. Takip eden mesajlardan biraz günah keçisine dönüşeceğiniz izlenimi de edinmedim değil. Katılmadığım hususlar var. Bence araç alım-satımı ile uğraşanlar araçları nesnel değerlendir(e)miyorlar. Öncelikle memnun etmeleri gereken bir müşteri kitleleri var ve onların beklentileri değerlendirmelere de yansıyor ister istemez. İkincisi yılların alışkanlıkları ile oluşmuş bir değerlendirme süreci var, bu genelde onarımda kolaylık, ikinci elde cazibe, dört kapılı bagajlı olduğundan havalı ve büyük görünme gibi klişeleri barındırıyor ve yeniliklere çoğunlukla açık değil. Üçüncüsü servis esnafının ciddi bir etkisi var. Bilinçli kullanıcıların daha nesnel değerlendirme yaptıklarını düşünüyorum ben hala. Mesela kendi adıma hangi arabayı alayım diye asla bir galericiye danışmam. Yanlış anlamayın lütfen, bu size yönelik bir bir düşünce değil. Yıllar içerisinde edindiğim bir tecrübe. Sonuçta aktardıklarınıza kesinlikle Focus fanatiği olmadığım halde katılmakta zorlanıyorum. Evet yol tutuşu göklere çıkaran grupta değilim ve sıradan kullanıcı için bunun bir etken olmadığını düşünüyorum. Ancak MCA Focus'ta konforu Octavia ve Golf'ün gerisinde tutmak benim deneyimlerimle maalesef hiç uyuşmuyor. Hatta bu bağlamda Focus'u zaman zaman (küçük engebelerin sönümlenmesinde mesela ) daha başarılı bulduğumu dahi yazabilirim. Kuşkusuz elinizdeki arabanın yıpranmışlık durumu, lastik özellikleri vb. pek çok faktör yargıyı etkileyecektir. DSG üstünlüğüne gelirsek, evet, hızlı ve akıcı ve bu açıdan bu sınıfta en iyi denilebilir. teknik sorunları da önemli ölçüde giderildi ve fakat genel anlamda bu sınıftaki tüm çift kavramalıları çok uzun ömürlü görmemekte yarar var. Diğer bir deyişle DSG beni VAG grubuna tek başına yöneltmez. Kokpit tasarımını VW grubunda daha sade, ergonomik ve kolay kullanılabilir buluyorum. İş dönüp dolaşıp belirleyici olan tek şeye geliyor, içine oturunca nasıl hissettiğin. Octavia ferah ve mekan kullanımı gayet başarılı, Focus dar, ama sürücüye odaklı bir kokpite sahip. Bunun ötesindeki tüm diğer parametreler benim gözümde karar verdirici değil pek. Ve iz açıklığı - dingil mesafesi sürüş konforunu etkilemez. ?

Özdeyişimize yeni bir anlam katalım: Haramilerle hırsızlar birbirlerini ağırlar..

Bu kadar "net" açıklamaların altının da doldurulması iyi olurdu. Yani "daha kolay satılıyor", "müşteriler şu nedenle tercih ediyor" gibi...

Active'i bence halkım sever.

İç mekan ferahlığı dışında Octavia lehine yazabileceğim fazla bir şey yok. Bu sizin için olmazsa olmaz ise Octavia düşünülebilir. Aksi halde focus her koşulda daha iyi seçenek olacaktır. Ayrıca 1.5 dizel otomatik motor şanzıman uyumu açısından Focus'un en başarılı modeli demek yanlış olmaz.

Nesnel kriterler olmayınca bu değerlendirme pek keyfi kalıyor. Hele bir de işin içine duygusal etkenler giriyor ise hepten hükümsüzdür. Yani benim gözümde ne seçilen iyidir, ne de seçilmeyen kötü.

Bunun alışmayla ne ilgisi var? Ya paran vardır alırsın, ya da yoktur, yalanırsın... Ha tabii şöyle: Mesela ben ikinci grupta olduğuma alışmaya çalışıyorum. ?

1. Araba çok iyi 2. Sürücü başarılı 3. Adam sussa eminim daha hızlı giderdi 4. Burada bir kaç tur atmayı hedef haline getirmeli, @Mert Yürüyen seneye yapsak mı bu işi?

İkinci el araç alırken neye bakacağınızı bilmeden alırsanız içiniz rahat olacak o zaman. Sormayın, sorgulamayın madem. 100K km yapmış herhangi bir araç her türlü arızayı çıkarabilir. Burada en azından dikkaat edilemsi gereken noktaları biliyorsunuz. Atla deve de değil ki. Servis bakacak. Hortum değişmiş ya da değişmemiş diyecek. Değişmemişse genleşme kabı ile birlikte değiştirteceksiniz. 300 TL tutar en fazla. Seviye tespit sensörü ise Teknik Servis Bülteni nedeniyle yetkili servislerce ücretsiz yapılıyor. Piyasada temiz sıfatı ile satılan o kadar hurda var ki, size yol göstermeye çalıştım. Tekrar satmak istediğinizde kuşkusuz bir Golf cazibesinde olmayacak, ama alırken de fiyatı eşdeğer bir Golf'ün çok altında olacak. Gönül mü, mantık mı zaman gösterir. Ancak mantığın mutluluğa giden yol olmadığını defalarca deneyimledim.

Öncelikle sahibi ile konuşmak lazım, boru değişikliği (ve hatta birlikte genleşme kabı) yaptırıp yaptırmadığını ondan öğrenebilirsiniz. Aynı şekilde servise çağırılıp sensör takılıp takılmadığını da. Sahibine ulaşılamıyorsa yetkili servise uğramanız lazım. Onlar durumu belirleyebilir. Ek not: Bu 1.6 EB motorun kullanıldığı 2012 ve öncesi tüm araçlar için geçerli.

Bir kere daha yazma hakkımı kullanayım. Uygun bir tercihtir sizin için. Yakıt kullanım tarzı ve trafik yoğunluğu ile ilgili, ama Istanbul'da 8-8,5L/100 km altında düşünmemek lazım. 182 PS ama bir BMW beygiri gibi değil, yani güçlü ama gücünü ifade şekli oldukça sakin. Yine de yeter de artar bile. Parça konusunda hiç sıkıntı çekmedim, çekeceğimi de düşünmüyorum, isteyene hemen sandık motor bile bulunur. İlanlarda az olmasının nedeni az ithal edilmiş olması. Otosan kendi sattığının başarısına kendi inanmadığı için pek arkasında durmadı ve piyasasını yaratmadı. Kolay satılır mı? Fiyata bakar. Ama sizin gibi hedefe kilitlenmiş alıcı önünde donunda bulunur. Dikkat edilmesi gereken birbiriyle ilintili üç husus var: 1. Soğutma suyu genleşme haznesi hortumu yırtılıp su kaybederek motor yakanlar oldu. Bu hortumun değişmiş olduğundan emin olmak lazım. 2. Bu durum olmuş ve motor aşırı ısınmışsa az da olsa hasar görmüş olabilir, almadan bir kompresyon testi yapmasını öneririm. 3. Ford bir eksiklik oluğunu fark ederek ücretsiz soğutma suyu seviye tespit sensörü takılması çalışması başlatmıştır. Yapılmadı ise bu işlemi yaptırmanız önerilir. Ayrı bir konusu var forumda.

Aynen böyle. Bir de tabii beklentilerle de. Bu sınftaki hemen tüm araçları değişik yollarda kullandım. Ve ben de Yakuba katılıyorum, Focus konfor sıralamasında sınıfında burun farkı ile önlerde gider, özellikle MCA. Sizin yaşadığınız ön amortisör sorunlarına da ben şimdiye kadar hiç yaşamadım, ki en az 20 farklı Focus kullanmışımdır. Sadece ilk aldığımda bir vurma sesi vardı ve o da zaten tablaların bozuk olmasından kaynaklandığı için garantiden değişim ile sonuçlandı. Tabii yazdıklarım sizin kadar hassas deneyimleme ve bunu süspansiyon teknolojisi aksaklıklarına tercüme etme yeteneğim olmadığı için çok da önemli değil.

Babayiğit olamıyorum, %5 ile kaçırıyorum, ama epeyidir 45 yanakla 17" kullanıyorum ve sertliği (mecazi ve gerçek anlamda) sevmesem de hiç rahatsız edici değil. Süspansiyonu geliştirmiş olmalarını beklerim ama 3 ve MCA'sı dahi bu konuda bence yeterince başarılı.

Ben bu çiçek cantları beğenmedim, hayatta almam... (Bknz. meteliğe kurşun atan adam)

Sen bulsana bana uygun bir şey, hem doğru yerdesin hem doğru adamsın...

İş çıkışı elektrik sistemine dalmaya kararlıyken açtım çalıştı alet. Konu şimdilik askıya kalkıyor. Kedi girmiş belli ki.

Sabah radyo dinlerken ses kesildi ve ekran dondu. Açma kapama dışınds hiçbir düğme çalışmıyor. USB yuvası boş. Kapatıncs kapanıyor, açınca sadece Ford Audio ekranı geliyor. Tabii ameliyathaneye yetişeceğim diye fazla uğraşamadım. Fikri gelen?

Ben bunu Ocak ayında yazmıştım bilgilendirmek amacı ile. Ancak bu ağırlık arttırma olayını ilk defa duyuyorum. NEFZ ile temel farkı araçtaki tüm opsiyonel ekipmanların da süreçte değerlendirilmesi zorunluluğu. Yani her modelin en alt donanımı (en hafif ve en az tüketen) ve en üst donanım düzeyi (en ağır ve en fazla tüketen) ayrı ayrı değerlendiriliyor ve ölçümler buna göre belirtiliyor. Daha mantıklı değerler vereceğine ve "ama benim arabam bu kadar az yakmıyor" yakınmalarını oldukça azaltacağına katılıyorum.

İyi ve kötü net ve nesnel olarak tanımlanmadıkça bu tür kafa karıştırıcı mesajlar kafa karıştırmaya devam eder. İkisi de performans merdiveninin en alt basamaklarında. En azından Petlas TM.

Herkesin izlenimi aynı değil. Bence hepsinden bolca mesela. Hatta daha ileri gideceğim, ılık havada bile Antalya'nın kaygan asfaltında benim GY Asymm2'den daha iyi yol tutuyor. Özetle yargısız infaz yapmayalım.

? Karşı çıkmalar hem iyi hem kötü örnekleri oluşturarak ilerlemeye önemli katkı sağlarlar.

Burada yazılanlar herkesin kendi beklentilerine göre şekillenmiş yorumlardan oluşuyor. Tam anlamı ile nesnel bir değerlendirme için isteklinin beklentilerini net tanımlaması lazım. Bir Kuga ile Golf aynı potaya girmez. Kuga'da yüksekte oturursun, kendini zengin ve güçlü hissedersin, ama bir Golf vb HB çevikliği asla olmaz. O motor o kasaya ancak temkinli bir aile babası isen yeter. Ama zaten anladığım kadarı ile maliyetten elenmiş. Ben de konfor, sürüş keyfi, ekonomi arasındaki en iyi dengeyi sunması nedeniyle Golf derim. Benim favorim 1.4Tsi 150 PS DSG olur. Tüketimi de çok dert etmem. Zaten dizel benzin makası kapandı ve benzinliler de doğru kullanılırsa yeterince ekonomik.

Konfor farkı olmaz, olsa olsa sürüş dinamiklerinde fark olabilir ki o da büyük çoğunluğun, çok uç noktalarda kullanılmadığı sürece fark etmeyeceği bir şey. Yani hiç düşünmeye değmez. DSG güzel ama üç nedenle önermedim: 1. Bahtsızsın, ilk ve son mu sürekli mi meçhul, malum Murphy'e göre birşeyin bozulma olasılığı varsa bozulur. 2. Gençsin, manüel şanzımanın zevkini çıkartabilirsin 3. Maliyeti düşürebilirsin böylelikle.

@Mert Yürüyen bak sana kötü bir şey mi söylüyor yoksa!?