Cem Boneval

Etkilenen araçlar VW 2.0 TDi motoru kullananlar, bunlar Audi A3 (2008, 2009, 2010 ve 2011), Skoda Octavia II, Superb II ve Yeti (2010 ve 2011), VW Eos, Golf, Golf Plus, Golf Variant, Jetta, Passat, Scirocco ve Tiguan (2010 ve 2011). Sorun enjeksiyon borularında, aşırı vibrasyon nedeniyle vidalandıkları yerlerde çatlamalar ve kaçırma görülebiliyormuş, birkaç araçta bu arıza gözlenmiş. Vibrasyonu önlemek için de Tilger ağırlığı tabir edilen minik ağırlıklar takılıyormuş, fotoğraflandığı gibi. Almanya VW web sayfasında şasi numarasından sorgulamaya izin veriyor, Türkiye sitesinde yok sanırım. http://www.volkswagen.de/de/servicezubehoer/VolkswagenService/rechte_marginalspalte/abfrage_rueckrufaktionen.html

Bazı yazıları okudukça aklıma hep şu söz geldi: Bir işi yapmak isteyen çARE’sini, aynı işi yapmak istemeyen BAHANE’sini bulur. Mehmet Fatih, yarım sayfa yazı okudum, neredeyse sadece olumsuz tespitler ve şikayet içeriyordu, yazılanların çoğu da şikayet nedeni olabilir, ancak bu bakış açısı çaresiz bir atalete ve yenilmişliğe yöneltmez mi insanı, nasıl bir çıkış yolu düşünüyorsun?

Bir dizi tartışmaya neden olan ve konuyu mecrasından uzaklaştıran sorum yukarıda. Tüm katılımcı arkadaşlara teşekkür ederim, yani sonuçta basitçe sorumun cevabı "Hayır", değil mi? Bu arada Ecoboost motoru gerçekten bir içim su ... Yazarken ödüm kopuyor nazar değecek diye, ama yine de paylaşmadan edemiyorum. Güç, sessizlik, sarsıntısız çalışma, tork dağılımı vb. her açıdan çok başarılı, tek bilmediğim dayanıklılık durumu, onu da hep beraber göreceğiz bakalım. Hal böyle olunca ben Focus'u baka bir motorla düşünmek bile istemiyorum. Doğal olarak herkesin beklentileri farklı. Gruptaki tek EB meraklısı olarak çok sırıttı durumum da acaba atladığım bir şey mi var diye merak ettim.

Bora arabayı alırken benden neredeyse 20.000 TL fazla veren fakir sen değilsin herhalde. Ayrıca aylık kazançlarımıza baksak benden varlıklı çıkma ihtimalin yüksek. Yine aylık araba harcamalarımıza baksak uzun vadede benden az harcamadığını göreceksin diye düşünüyorum. Yani bu "dizel fukaranın seçimidir" bahanesini geçelim bir kalem...

Bora yabancı mal merakı kendine inanmayan, pısırık ve cahil yetişmiş bir toplumun doğal davranışıdır. Aldığı değerli mal ile özdeşleşerek kendini değerli hissetmeye Çalışır. Bu ruh yapısındaki insanlar asla kayda değer bir başarıya da ulaşamaz, kopyalanmış, kendi değerlerini Üretememiş bir yaşam sÜrerler. Çevremizde bu örneklerden istemediğimiz kadar var. Tabii bunda global ekonominin Çarklarını döndÜrmesi iÇin gerekli olan bilinÇsiz tÜketiciyi yaratma Çalışmasının da rolÜ bÜyÜk. Bu bir kısır döngÜdÜr ve bu kısır döngÜden Çıkış önce "bizden bir halt olmaz" anlayışından uzaklaşmak ile başlar. Eğitim, yaratıcılık ve Üretim arkasını getirir. KötÜ örnekler vermeye Çalışmışsın ama onlar da kötÜ örnek sayılmaz. Bahsettiğin araÇlar o gÜnÜn ekonomik koşulları iÇerisinde misyonunu başarı ile tamamlamış araÇlardır, yÜzbinlerle satmışlardır, ancak rekabetÇi kalamadıkları ve ulusal politikalar Çıkar Çevrelerinin etkisi ile geliştirilemediği iÇin piyasadan silinmişlerdir. İyi örneklere de bak lÜtfen, örneğin TÜrk mÜteahhitlerin yurt dışında gerÇekleştirdikleri projelere, ya da THY gibi uluslararası yer edinmiş bir kuruluşa, ya da KoÇ grubundan ArÇelik/Beko'ya, benzeri örnekler Çoğaltılabilir. Ama "olmaz" diyenlerle yola Çıkılırsa olmaz gerÇekten. Daha önce de yazdım, geliştirilecek marka kolay edinilebilir, kolay yÜrÜtÜlebilir ve dayanıklı imajı Çizmek zorunda ve TÜrk markasına sempati duyacak pazarlara yönelecek bir satış politikası ile pazarlanacak. İlk Ürettiğimiz araÇta niye Audi kalitesi bekliyoruz ki? İhracat ağırlıklı gidilmek zorunda, iÇ pazarı sonradan ikna etme zor olmaz. BugÜnkÜ global ekonomik yapıda hiÇbir markanın Üretimi tÜmÜyle kendine veya Ülkesine ait değildir. Bu TÜrk otomobili konusundaki ciddi bir algı hatasıdır ve ekonomik anlamda da rekabetÇi olmaz. Bileşenlerin yÜksek oranda TÜrk mÜhendislerin eseri olan akıllı bir tasarımda toplanması, TÜrk işÇileri tarafından Üretilmesi, kullanıcıya kolay erişilebilir şekilde ulaştırılması ve kullanım sÜresince tatminkar servis/bakım desteği verilmesi bence başta marka imajı iÇin yeterlidir. Marka TÜrk malı olarak algılandıktan sonra nerede Ürettiğinin de pek önemi kalmaz. "Mavi" konfeksiyon markasını bilirsiniz sanırım, TÜrk markasıdır değil mi? Bir mağazasına girip ÜrÜnlerin imal yerlerine göz atmanızı öneririm. Ha bir de temelde şu soru var tabii: Niye ille TÜrk malı otomobil olmalı? Buna da cevaplarınız bekleyeceğim, sonra ben de görÜşÜmÜ yazacağım.

Bir de konunun içinde olsun diye cevaplamış olayım... Hasan (Fiyat Sordu) ne anlatıyor, o üç arabayı da aldık, biri bana ikisi yakın çevreme... İlginç olan -bence Focus'un en alınası motoru Ecoboost iken- benden başka kimsenin tenezzül etmemiş olması... Maliyet ve yakıt gideri dışında sizlerin bildiğiniz benim bilmediğim bir şey mi var? İçime kurt düştü!

Hasan bunlar teorik hesaplar, hava direncini o aktarma oranları ve motor gücü ile zaten yenmesi mümkün değil o motorun. Zaten maksimum hızı olan 2xx km/h hıza 5.viteste ulaşıyor. 6.vites ekonomi ağırlıklı sakin kullanım için.

Önemli olan yaratıcılık ve yenilikçilik, yani innovasyon. Herkeste var olanı tekrarlamak, yani bir Albea kopyası çıkarmak, bizi başarıya taşımaz. GÖrülmeyeni gÖrmek, yapılmamışı yapmak, farklı bir bakış açısı yakalamak ve doğal olarak fiyat açısından rekabetçi olmak lazım. Fiat asla kÖtü bir marka değil ve aslında hak ettiği imaja da sahip değil. TOFAŞ ile KOç grubu da sahip olduğu üretim kapasitesi, Ar-Ge teknolojisi ve deneyimi ile pekala bu işin altından kalkabilecek düzeyde. Ayrıca zannetmeyin ki VW ile boy Ölçüşecek bir lüks araç çıkacak ortaya. Tam tersi ekonomik, baz bir model olacak, ancak dayanıklı ve kullanışlı. Hedef bu olmalı. Satış pazarları da Öncelikli 3.dünya ülkeleri olacak. Türkiye'nin yakın ticaret ilişkisi içinde olduğu alanlar... Bu doğru bir başlangıçtır. Uzak Doğu bu konuda herkese yakın zaman Örneğidir, kapı aralığından girdiler, bugün değme markalara kafa tutma aşamasına geldiler. Uzun bir yolun başındayız, Önemli olan yola çıkmak, biraz farklı bir rota ve doğru teçhizat ile. Ben ümitliyim...

http://turkacil.net/tosfedin-medikal-patronu-y-doc-dr-cem-boneval/ Biraz beni anlatan bir röportaj, Mercedes fotoğrafının üstündeki iki paragraf otomobil meraklılarına hitap edebilir.

Mertcan istediğin bu olsun (Sağ üst köşedeki "Click to Edit" düğmesine basmayı unutmayın... https://public.sheet.zoho.com/public/cboneval/devir-hiz

Çok da yabancısı değilim...

Konu dışı ama benzetme güzel: Erkek bluetooth gibidir, yanında iken bağlıdır. Uzaklaşınca yeni aygıt arar. Kadın wireless gibidir, hepsini görür, en güÇlüsüne bağlanır. Sözüm meclisten dışarı diyesim geldi ama sanırım hiÇ hanım üyemiz yok, neden acaba? Demek ki Juke güÇlü sinyal yayıyor!

Hepimiz merak ederiz zaman zaman hangi viteste azami kaç km hız yapar, ya da en üst viteste 1000 dd ile giderken hız kaç olur, ya da azami hıza çıktığımızda motor hangi devirde olur...? Bunların hepsi hesaplanabilir. Oldukça basit bir formülü var: Hız = Motor devri (dd) ÷ aks aktarma oranı ÷ vites aktarma oranı x lastik çevresi (m) x 0,06 Tabii bu formüle uygulanacak bilgilere de ihtiyaç var, onları da vereyim (elimdeki dökümanlardan Focus Mk.3 için alıntıdır, geçerliliği konusunda sorumluluk almam): Aktarma oranları 5 İleri şanzıman (iB5) 1.6 atmosferik 1. vites: 3,583 2. vites: 2,038 3. vites: 1,414 4. vites: 1,108 5. vites: 0,878 Geri vites: 3,615 Aks: 3,824 6 İleri şanzıman (B6) 1.6 Ecoboost 1. vites: 3,727 2. vites: 2,048 3. vites: 1,357 4. vites: 1,032 5. vites: 0,821 6. vites: 0,690 Geri vites: 3,818 Aks: 3,824 6 İleri şanzıman (B6) 1.6 Dizel 1. vites: 3,727 2. vites: 2,048 3. vites: 1,258 4. vites: 0,919 5. vites: 0,738 6. vites: 0,622 Geri vites: 3,818 Aks: 3,611 Lastik çevreleri (m) 205/55-16 1,99 215/55-16 2,02 235/40-18 2,03 Kabaca 2 alınabilir. örnek hesaplama da yapalım En üst viteste 1000 dd hızı nedir: 1.6 atmosferik benzinli 1000 ÷ 3,824 ÷ 0,878 x 2,02 x 0,06 = 36 km/h 1.6 Ecoboost 1000 ÷ 3,824 ÷ 0,69 x 2,02 x 0,06 = 46 km/h 1.6 Dizel 1000 ÷ 3,611 ÷ 0,622 x 2,02 x 0,06 = 54 km/h İyi hesaplamalar

Oğuzcum bu tamamen zevk meselesi, bence HB otomobile çok daha fazla yakışan, büyük bagaj kapağı, katlanabilir koltuklar ile gerektiğinde geniş yükleme alanı sağlayan pratik bir tasarım şekli. Özellikle kompakt sınıfta da tercih edilmesi gereken tasarım. Ama alışkanlıklar ve beklentiler seçimi belirliyor, sÖz gelimi Türkiye'de sedan ilk tercih iken Almanya'da araçların yarıya yakını steyşın. Bana daha sportif geliyor HB ve EB ile daha uyumlu ve sedana gÖre daha hoş gÖrünüyor gÖzüme, yani gerçekten zevk meselesi. Ayrıca kemik yaşım "moruk" sıfatına aday da olsa ruhum hala genç...

Erkan yazdığım standart jant ve 235/40-18 lastik için. Hasan park yerinde birşey olmaz. Yokuş aşağı tam turluk sert viraja frenle girersen, yani araba öne yığıldığında direksiyon tam tur dönükse belki.

Niye zorunlu olsun. Uygun lastik ebadi ile çap değişmiyor. Yalnız Almanya'da lastik genişliği nedeniyle direksiyon tam tür çevrildiğinde camurluga surtme olasılığından dolayı direksiyon tür sınırlayıcı zorunlu. Dönüş yaricapi kamyonlarla eşit oluyor. Tabii bizi bağlamaz.

Bence de fena durmamış, yine de en çok yakışan lansmandaki 5 kollu yıldız 18"ler. Bu arada kutlamak lazım bu kadar kısa sürede Tokat'ta arabaya bir sürü ekleme yapılmış, Xenon çalıştırabilmiş, gündüz farı takmış, arka spoyler takmış, LPG monte edilmiş, vurup boyatmayı da başarmış bu arada... Satış nedenini merak ettim, eski Civic'le takas falan okuyunca merakım daha da arttı.

E ama sizi de mutlu etmek mümkün değil, hem sonra "gözünün üstünde kaşı da var"

Şöyle bir şey verelim: Hibrid, önde elektrik arkada benzinli motor, 450 BG?

Osmanlı da batarken şaşa içinde yaşıyormuş, geleneğimizde var Hesapsız kitapsız insanlarız, anı ve günü yaşarız, hak aramayı bilmez kendimizi duruma uydururuz, harçlığımız yoktur cep telefonumuz vardır, evimiz yoktur arabamız vardır, malum "at, avrat, silah" Göçebe toplum özellikleri bunlar, Orta Asya'dan nasıl geldiysek önemli ölçüde öyleyiz hala, yağmalanacak yer arıyoruz, ya da yağmadan pay kapmaya çalışıyoruz. Bir de sosyal modele dikkat edin, her ne kadar memlekette demokrasi varsa da, ilişkiler hep padişah-teba ekseninde, hepimiz yeri geldiğinde padişah yeri geldiğinde teba oluyoruz, kullanmayı ve kullanılmayı birlikte yaşıyor ve böyle dengeliyoruz. Bu gözle bir izleyin çevrenizi (hatta kendinizi), eğlenceli olabiliyor, tabii görebilene!

Autoexpress muhabirinin Detroit yorumları: Nelerden bahsediyor derseniz... - Komple yeni bir platform - Eski modelle aynı ebadlarda ama daha alçak - 1.6 ve 2.0 dizel ve benzinli turbo motorlar (şükür atmosferikler bitmiş) - İç mekan kalitesi ve tasarımı göz dolduruyor, dokunmatik ekran, Ford Sync - Arka bacak mesafesi aynı, yani geniş, ancak baş mesafesi uzun boylular için sıkıntılı olabilir - Süspansiyon da elden geçmiş, gövde %10 daha az esnek ve direksiyon sistemi de daha direkt hale getirilmiş - Passat CC'ye rakip bir Coupe versiyonu da düşünülüyormuş

Focus Mk.2 donanım özelliklerine şu adresten ulaşabilirsiniz: http://www.arslanlar...&goster=donanim Ya da aşağıdan bakabiliriiniz, ne kadar güncel ve hatasız bilmiyorum ve sorumluluk da almıyorum

2.maddeyi de Konfüçyus eklemiş: "Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir..."

ölçüm tekniği genelde değişmemekle beraber emisyon hesaplamalarında bazı farklılıklar var. EC 692/2008 yönetmeliği Ek 12'de detaylar var ama fazla teknik, merak ediyorsan şurada: http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32008R0692:en:NOT

O konsol değil şifonyer bir kere...