2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
30-10-2015 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Merhaba arkadaşlar, Aracı aldığımdan beri 500 Km yaptım ve deneyimlerimi size aktarmak istedim. @Yakup Çağatay testinde çoğundan bahsetmiş ama çorbada tuzum olsun istedim. Eski : 2012 Focus III 1.6L 125 PS Style - PowerShift 4K Yeni : 2015 Focus III MCA 1.5L TDCI 120 PS Titanium - PowerShift 4K ( Tekno Paket ve Navigasyon Paketi mevcut) ile kıyaslama yapacak olursam: PERFORMANS - KONFOR: Performansından çok etkilendim. Dizel, benzinliye göre daha performanslı ve atik diyebilirim (muhtamelen tork ve-veya turbo etkisi vardır). Gaz tepkisi Eskiye göre daha çabuk. Daha konforlu bir araç kullanıyorum diyebilirim (donanım farkı var mı bilmiyorum ama, bildiğim kadarı ile süspansiyonlarda revizyon yapılmıştı). Aslında en çok çekindiğim nokta, motor sesinin kabine gelmesi idi ama çok güzel bir yalıtım yapılmış. Motorun sesi hiç yok denecek kadar az. Eskisinde park halinde beklerken çalışıp çalışmadığını bazen anlamıyordum, yenisinde hafif bir hırıltı var malum (ama araçta star-stop özelliğinden dolayı çalışmadığı kesin ). Dikey ve paralel park asistanı genel anlamda başarılı. Bu sistem aracın ebatlarına göre belli kriterler içeriyor, sizin park yapabileceğiniz dar bir alanı algılamıyor. ,Uygun bir yer algıladığı zaman güzel ve düzgün park ediyor. AMA bizim ülkemizde kaldırım yükseklikleri standart olmadığından ve kaldırımların yola bakan taraflarındaki ağaçlardan v.b. nesnelerden dolayı algılama sensörleri sizi daha açığa park ettirebiliyor. Bir denememde araç ile kaldırım arasında 50-60 cm açıklık kaldı, bir kaç denemeden sonra durumu fark ettim. Park çıkış asistanı da oldukça başarılı. Koltuk ayarlarında bel desteği güzel bir fonksiyon. Yolcu koltuğunu da sürücü koltuğu gibi ayarlanması hoşuma gitti. Saklama alanları eskisinde yakındığım bir konu idi, yenisinde biraz daha iyi olduğunu söyleye bilirim. Vitesin önündeki göze 5.5'' lik bir telefon boyuna sığmıyor, ama en azından çaprazda olsa koyabiliyorsunuz. Harici cihaz bağlantıları için çok fonksiyonel. 2 adet USB, 1 adet SD Kart okuyucu, 1 adet 3,5 mm jak girişi ve 12V elektrik soketi mevcut. Star-Stop genel anlamda güzel çalışıyor %90 civarında. Bazen devreye girmediği oluyor fakat devreye girmediğinde göstergede uyarısı çıkıyor, anlamı ise 'motoru durdurmam gerekiyor biliyorum ama keyfim yok' . Konu ilgili el kitapçığı gerekli kriterleri belirtmiş (bkz. sayfa 207-208 ). SYNC2 çok daha güzel olmuş. Seli komut algısı iyileştirilmiş. Klima, radyo ve telefon ile işlemleri daha rahat yapabiliyorsunuz. Peltek veya ağızdan geveleyerek komut verirseniz tabi ki algılamıyor. Şiveli konuşmalar içinde bir yazılım atmaları gerek bence. Yoksa Anadolu'da bir çok yerde kullanılamaz. Mesajları sesli okuması Türkçe karakterlerde bazen komik olabiliyor, eğlenceli. Aklıma gelenler en azından bunlar. POWERSHİFT: PowerShift'in çalışma karakteri çok farklı (malum biri dizel diğeri benzinli tabiki olacak ), daha kararlı çalışıyor. Km az olduğundan kesin konuşamayacağım fakat yaz aylarını da geçirdikten sonra daha net bilgi verebilirim. PAKET ÖZELLİKLERİ: TEKNO PAKET: Aktif Şehir İçi Güvenlik Sistemi, Çapraz Trafik Uyarı Sistemi, Şerit Takip Sistemi, Şeritte Kalma Yardımcısı, Sürücü Dikkat Takip Sistemi, Otomatik Uzun Far, Kör Nokta Uyarı Sistemi, Aktif Şehir İçi Güvenlik Sistemini daha test edemedim. Trafikte test etmeye cesaret edemedim . Uygun bir ortamda bir kaç test yapacağım. Formda yapılmış testin videosu var ama sistemi öğrenmek için deneme yapmakta fayda var. İşe yarar konusu göreceli bir kavram olmakla beraber, sistemin düzgün çalışması ile alakalı bir durum. Çapraz Trafik Uyarı Sistemi hassas bir yapıda diye bilirim ama çok hassas değil. Hassas olduğu durum; park alanından geri çıkarken sağdan veya soldan gelen araçları algılayıp uyarı sesi veriyor. Yolu göre biliyorsanız uyarı sesine aldırmıyorsunuz. Fakat geri geri çıkarken bu sistem gerçekten hassas çalışıyor. Geçen her araca ötüyor. Araç 5-7 metre mesafeden, açıktan geçiyor olsun ona da ötüyor. Acemi sürücüler için güzel bir sistem, ama bir acemi bu uyarı sistemine göre hareket ederse yola çıkamaz zaten . Sensör algıları iyi seviyede, seyir halinde bir araç size yaklaştığında veya siz araca fazla yaklaşırsanız sizi uyarıyor. Görsel olarak yaklaşılan taraftaki mesafeyi grafik olarak gösteriyor. Dar alanlardan geçerken görmediğiniz noktalarda işe yarıyor. Şerit Takip Sistemi ve Şeritte Kalma Yardımcısı ile ilgili bilgi test videosunda anlatıldığı gibi bire bir işliyor. Sürücü Dikkat Takip Sistemi ve Otomatik Uzun Far özelliklerinini denemedim. Uzun yolda test etmek gerekir. Kör Nokta Uyarı Sistemi ayna ayarlarınız doğru yapılmış ise gerekli olmayacaktır. Kısaca Tekno paket göreceli bir tercih. Mesela benim tercih sebebim; aracı hafta içi eşim işe gelip giderken kullanıyor olması. Eşimin (çocuklarımın anası, evimin kadını) güvenliği için tercih ettim. Bu şartlar dışında @Mert Yürüyen tespit doğru. Bi-Xenon far paketi, Tekno paketten daha gerekli. Fakat beyaz harici bir renkte 2 paketi bir araya getirmek oldukça zor oluyor bayilerde. NAVİGASYON PAKET: Beraberinde gelen SONY ses sitemi kaliteli ses veriyor. Kesinlikle tercih edilir. BOSS veya HARMAN Kordon ile karşılaştırmadığımdan kıyaslama yapamam. Ama eski'ye göre çok kaliteli. Navigasyon kullanımı pratik değil. Ekranı kaydırmak oldukça sıkıntılı bir iş (Belki ben beceremedim). Konum girişi sesli komutla çok kolay. Elle girmek zor oluyor. Favori eklemeleri nereden iptal ediliyor veya siliniyor daha bulamadım. Kitapçıkta o konuya daha gelmedik . Kurcalama devam ediyorum. Geri Görüş Kamerası çok kullanışlı ve pratik oluyor. Özellikle çapraz trafik uyarı sisteminin geri geri çıkarken gereksiz ötmesini gözlemleme şansınız oluyor. İki araç arasından geri çıkarken yolu oturduğunuz konumdan göremiyorsanız geri görüş kamerası çok iyi yardımcı oluyor. Şimdilik aklıma gelenler bunlar. @Yakup Çağatay kadar teknik bilgim olmadığımdan aktarabileceklerim bunlar. Benim şahsi fikrim ise; 2015 Focus III MCA 1.5L Tdci 120 PS alacaksanız, Bi-Xenon paket ve Navigasyon paket ile beraber almak.9 puan
-
SAĞANAK YAĞIŞTA ETKİN GÖRÜŞ Yoğun bir sağanak altında otomobil kullanırken nasıl iyi bir görüş elde edilir? Neden bu kadar etkin olduğundan emin değiliz; bu metodu yoğun yağmur altında sadece bir deneyin. Bana bu metodu, deneyen ve gerçekten işe yaradığını tespit eden bir polis arkadaşım verdi. Çok yararlı, hatta gece sürüşünde dahi.. Bu metod yıllarca Kanada Askeri Sürücüleri tarafından kullanılmış. Birçok sürücü yoğun sağanak sırasında silecekleri yüksek ya da en hızlı konumda çalıştırır ve buna rağmen ön camdaki görüntü netliği yeterli olmaz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda hemen güneş gözlüklerinizi takın (modeli fark etmez), ve mucize!!! Aniden görüşünüz, yağmur yağmıyormuşçasına mükemmel bir netlik kazanacak. Aracınızda her zaman bir güneş gözlüğü bulundurduğunuzdan emin olun. Sadece net bir görüşle emniyetli bir sürüş gerçekleştirmekle kalmayın, bu fikri arkadaşınızla paylaşarak onun da hayatını kurtarın. Deneyin ve arkadaşlarınızla deneyiminizi paylaşın. İnanılmaz, cam üzerindeki damlaları hâlâ görüyorsunuz ama yağmur suyunun oluşturduğu tabakayı görmüyorsunuz. Yağmurun yoldaki sıçramasını görebiliyorsunuz. Aynı zamanda, sollanan ya da takip edilen aracın sıçrattığı sudan kaynaklanan körlüğü de bertaraf edebiliyorsunuz (ya da güneş gözlüğü kullanmayıp şikâyet edeceksiniz). Sürücü eğitimlerinde bu küçük ipucunu mutlaka öğretmeliler. Gerçekten de işe yarıyor. Yoğun BEYAZ ışık veren sis farlarının, işe yaramamasının nedeni de benzerdir. SARI ışık veren sis farları ise gece, tipi ve kar yağışlı havalarda çok işe yarar, kar taneleri hemen hemen görünmez olur. Ama SARI sis farları daYAĞMUR ve SİS' te hiç işe yaramaz. Sıradaki uyarı da çok önemli! Kaç kişi bunu biliyor merak ediyorum. 36 yaşındaki bir kadın sürücü, birkaç hafta önce bir kaza geçirdi ve araç pert oldu. Kinburn, Ontario'da yaşayan sürücü, Kinburn ile Ottawa arasında seyahat etmekteydi. Her ne kadar aşırı değilse de, hava yağmurluydu. Araçaniden kızaklama yaptı ve kelimenin tam anlamıyla havada uçtu... Kadın ciddi bir şekilde yaralanmadı ama aniden meydana gelen bu durum karşısında çok şaşkındı. Durumu otoyol polisine anlattı ve memur, herkesin bilmesi gereken şeyler söyledi: YAĞMURLU HAVADA ARACINIZI ASLA CRUISE KONTROL KONUMUNDA SÜRMEYİN. Aslında kadın cruise kontrol konumunda sürerek ihtiyatlı davrandığını ve tutarlı bir hızla sürerek emniyetli bir davranış sergilediğini düşünüyordu. Ama memur ona yağmurlu havada aracının cruise kontol konumunda olmasının, kızaklama yapmasına ve lastiklerin asfaltla temasının kesilmesi ile aracın yüksek oranda hızlanmasına ve tıpkı bir uçak gibi kalkışa geçmesine neden olabileceğini anlattı. Kadın başına gelenin aynı memurun anlattığı gibi olduğunu söyledi. Memur tüm araçların güneşliklerinde hava yastığı uyarısı ile birlikte şu uyarının da yazılı olması gerektiğini söyledi: YOL ZEMİNİ ISLAK YA DA BUZLU İSE KESİNLİKLE CRUISE KONTROL KONUMUNDA SÜRMEYİNİZ. Bizler genç çocuklarımıza cruise kontrol konumunda güvenli bir hızda sürmelerini söylüyoruz, ama cruise kontrolünü sadece yol zemini KURU iken kullanın demiyoruz. NOT: Eğer bu bilgiyi diğerleri ile paylaşırsanız ve paylaştığınız kişilerden sadece bir kişi bile bilmiyor olsa, her şeye değecektir!... Bir hayat kurtarmış olabilirsiniz!... Çay Sokağı Sakinleri sayfasından alınmıştır.5 puan
-
Kafayı havuzlu aksesuarlara takmış biri olarak bagaj havuzundan sonra nihayet havuzlu paspası da almış bulunuyorum http://www.otommodamarket.com/tarz-ford-mondeo-2015-v-3d-havuzlu-paspas-urun8197.html3 puan
-
3 puan
-
Mantıklı (Cruise konusu) -kızaklama- olan tarif edilen şeyin teknik adı "Aquaplanning" ... yani bu ... lastiğin altına dolan ve bir tür -yastık- oluşturan su lastiğin asfalt ile temasını, doğal olarak aracın yol ile olan kontağını keser ... sonuç ivme yönünde kontrolsüz kayma / savrulma ve neredeyse "sıfır" direksiyon + fren desteği. Aquaplaning yetmezmiş gibi araba hoverlerken bir de gaz kontrolünün sizde olmaması ... nasıl desem? Ekmek kadayıfının üzerindeki kaymak gibi ... (bkn.eŞŞedü Mode : ON)3 puan
-
Yine başka bir açıdan 3 bin daha verip 3 kasa style dizel çok daha donanımlı alınabilir, ( kafa karıştırma Mod on ) :):):3 puan
-
Reklam Böyle Yapılır : Bırakın çocuklarınız Üniversite paralarını kendileri ödesin ... SHELBY GT350R3 puan
-
SHELBY GT350R Mustang GT350'den sonra bugün yarış kabiliyeti en fazla olan Mustang yani, GT350R tanıtıldı. Bugün tanıtılan bir diğer Racing aracı: Aerodinami ve süspansiyon ayarlarından sonra yasal yollara da çıkabilen en kabiliyetli yarışçı Mustang. Yarış performansına yönelik önemli mühendislikler yapılan bu modelde ağırlık ve aero çalışması yapılmış. Büyük üreticiler içinde ilk defa standart olarak sunulan karbon fiber jantlar bu araç ile karşımıza çıkıyor. Sınırlı sayıda üretilecek olan bu model 2014 sonunda Amerika ve Kanada'da satılacak. Ayrıca R, GT350'den 59 kg hafif. Ford'un şimdiye kadar ürettiği en güçlü doğal emişli benzinli motor 5.2 litre V8; en az 500 beygir ve 540 Nm tork değerine sahip olacak. Video Fotolar2 puan
-
Umarım beklentilerinizi karsilar. Güle güle kullanın...2 puan
-
2 puan
-
Yufff. O ne yav. Bunu dokuyan paspasçı kör olmuş.2 puan
-
Sanırım, maraba 1.6 Powershift'e onu vermiyorlardı2 puan
-
Otomatik araç talebi gittikçe artacaktır. Bir kaç yıl sonra belkide sadece meraklıları manuel vites alacak gerisi hepsi otomatik vites olacaktır. Bunda yeni nesil otomatik şanzımanlarında büyük payı var.2 puan
-
2 puan
-
2 puan
-
2 puan
-
Herkese Merhaba Kayseri'de olupta Prins taktırmak isteyen arkadaşlara yardımcı olabilmek amacıyla deneyimlerimi paylaşmak istedim. Prins yetkili bayii olan Dempa'da lpg montajı yapıldı. Forumlarda Kayseri için en iyisinin Dempa olduğunu okumuştum birkaç yerde. Montaj sırasında araç başında duramadim ama yapılan işçilik motor kısmında çok temiz görünüyor. Fotoğraflarını koyacağım daha sonra. Enjektörler olmasa motoru iyi bilmeyen birisi anlayamaz lpg olduğunu. Dempa'dan önce gittiğimiz bayi enjektör olarak keinen ve bosh marka kullanıyoruz, sizinkine bosh takacağız demişti. Buradaki enjektörlerin üzerinde ise Prins logosu var. Önemli bir fark mı bilmiyorum. Ayrıca manuel yağlama sistemi konuldu. Faydası var mı emin değilim. Kimisi subap erimesini öteler diyor kimisi boşa masraf diyor ama 150 tl fark için kafamda soru işareti kalmasın istedim. Sürekli benzinliğe gir çık sevmediğimden 60 lt tank koydurdum. Çocuklu ailelerde biraz sıkıntı olabilir çünkü baya küçülüyor bagaj. Hoşuma gitmeyen tek şey tanktan çıkan hortumların konumu. Ama usta tankın yanından indiremeyiz oradan şase geçiyor, en uygun yer burası dedi. Her yeni focus'ada bu şekilde montaj yapmışlar. Yinede bagajın yan tarafındaki halının arkasından geçirilebilir miydi acaba diye düşünmeden edemiyorum. Görüntü rahatsız ediyor. Aracın lpg ye geçişi hiç hissedilmiyor. Çekişte çok az bi fark var ama bunu araca yüklenen minimum 100 kg ilave ağırlığa bağlıyorum. Benzin ve lpg depoları dolu olunca da ağırlık biraz daha artıyor. Yakıtı haftalık aldığımdan bitiremeden depoyu dolduracağım sanırım her seferinde. Bu yüzden göstergesini sol taraftaki çekmece içerisine koydurdum, gizli kaldı. Bugün ise biraz kozmetik için uğraştım. Bagaj açılınca kötü görüntüyü en aza indirmek için tankı bagaj döşemesi ile aynı kumaşla kaplattım. Ayrıca tankın önüne istediğim zaman açıp kapatabileceğim bir bölme yaptıracağım. Yakıta gelince, beklediğimden fazla ekonomi sağladı. Benzinde 0,33 tl yakıyordum, lpg de 0,18-0,19 tl ye düştü. Benzin 4,81 tl, Lpg 2,17 tl. Değerler depo ölçümüdür ve Kayseri trafiğindedir. Şehire ve fiyatlara göre değişiklik gösterecektir. Yol bilgisayarı 6,5-6,8 arası gösteriyor. 10 gün oluyor lpg’yi taktıralı. Aracın garantisinin bitmesini beklemedim çünkü senelik lpg ve benzin masrafı arasındaki fark 3750-4000 tl arası olacak benim için. Araca da 3-4 sene binmeyi düşünüyorum. Bakım masraflarını falan çıkarsak bile ciddi ekonomi sağlıyor. O yüzden riske girdim. Umarım taktırmak isteyenlere yardımcı olur.1 puan
-
Marka hakkında genelde olumlu yorumlar var,sanırım Mondeo için ilk olduğundan fiyatıda uygun,gelince bende foto eklerim1 puan
-
Aynı markanın bende Focus 3 aracım için kullanıyorum sorun yok... memnunum.. Ya saat çok geç olmuş yarın öğleden sonra resim atarım..1 puan
-
Gece yağışta herhangi bir güneş gözlüğünü kullanma tavsiyesi maalesef amacını aşan ve tehlikeli olabilecek bir açıklama. Polarize gözlüklerin camda yansıyan ışığı azaltması ile bir ölçüde görüşte berraklaşma sağlaması beklenir, ancak koyu tonlu camların karanlık alanlardaki görüşü iyice bozması engellenemez. Yani camdan dışarısını daha rahat görürsünüz ama görmeniz gereken alan daha da karanlık hale gelir. Benzer durum sarı sözde gece sürüş gözlükleri için de geçerlidir, belli dalga boyundaki ışığın penetrasyonunu kolaylaştırsa ve kontrastı arttırarak daha iyi görme hissi verse de yapılan çalışmalar karanlık alanlarda görüşün olumsuz etkilendiğini göstermiş. Sarı gözlüklerin ancak alacakaranlık ve sis ortamında kontrastı arttırması faydalı olabilir, ama o da daha iyi görmemizi sağlamaktan çok daha iyi görüyormuşuz hissin veriyor. @Mehmet Demir Serengeti olmasın? http://www.serengeti-europe.eu/products/maestrale/satin-dark-brownshiny-cognac1 puan
-
Dayanamayıp Dayanamayıp şu siteden sipariş ettim,umarım memnun kalırım,bikaç arkadaş daha alacak memnuniyete göre http://www.otommodamarket.com/tarz-ford-mondeo-2015-v-3d-havuzlu-paspas-urun8197.html1 puan
-
Çok hesaplı almıssınız bende arabamı satıyorum 2014 model 3000 km 54000 .54500 veriyorlar ozaman ben hemen satayım.1 puan
-
1 puan
-
Ben de bundan ya da çok benzerinden kullanıyorum. 2 kış bitirdim ama daha gayet iyi durumda. Bekir abinin arabaya gidecek yakında. Ben aşağıdakinden aldım. Artık o paspası kullancam inş. Artık 5d midir 7d midir göreces [emoji23][emoji23][emoji23]1 puan
-
1 puan
-
Güle güle kullanın. Birazda yakıt tüketimi hakkında bilgi verirseniz iyi olur.1 puan
-
Var bir şeyler de, biraz sıkıntılı. Sipariş geçeceksin, standart değil keyfe keder olduğundan mevcut pakete ciddi bir fark ödeyeceksin vs. Hem spor paket sadece hb için var. Oysa bize sedan lazım. Spor paketi ST kadar başarılı bulmasam da, bu halinin titanyum paketten daha iyi durmuş. O nedenle Avustralyalı arkadaşları tebrik etmek geldi içimden..1 puan
-
Mondeo vignale gibi bir modelin neden var olduğunu anlayamayan ben için; st'yi 1.5 motor ile satmak da mantıksız gelmiyor hani Hiç değilse "ST line" gibi paket falan olsa fena mı olurdu. Ben şahsen mevcut focusun tasarımını pek de başarılı bulmuyorum. ST ise muhteşem görünüyor. Satışlar adına iyi bir tercih olabilirdi. Bakınız, ford Avustralya da bana paralel düşünüyor olacak ki, st olmasa da, sport paketi titanyum yapmış.. (tamam hadi dağılalım )1 puan
-
para verip ölçü dışına çıkmam ama zaten kış şartları, hız yapılmıyor vs vs... bedavadan teker varsa, kaçırmamak lazım. kaydedeğer bir değişim yok çünkü. sadece önceden lastik yanağı 205 mm'nin %55'i iken bahsettiğiniz lastiklerle %60'ı olacak... dikkatli sürüşler...---bkz. kamu spotuna bağlamak ---1 puan
-
ben geçen sene karda, ıslakta, sağanakta kuruda her türlü koşulda kullandım o lastikleri.. seninkinin birebir aynısı, hız/yük endeksleri bile aynı. çok memnun kalmıştım... şimdiki jant ölçüme göre olanlar 330-350TL aralığında, yoksa kesin alırdım yine bunlardan...1 puan
-
Motor tolerans değerleri yüksek, bir süre daha 10W 30 ile devam etseniz bence de sıkıntı çıkmaz ama "usta" arkadaşlarımızın belirttiğinin aksine bir sonraki değişimden itibaren tavsiye edilen yağı tercih etmekte yarar var. (detaylara girersek sayfalar sürer ... milletin kafasını şişirmeyelim) kuZu'nuzu iyi günlerde ... sağlık & sıhhat içinde kullanın efendim.1 puan
-
5W 30 tavsiye edilen yağ ... Mobil - Castrol - Opet ve Shell fabrika speclerini karşılıyor. Her hangi birisini kullanabilirsiniz, yağ değişiminde karterden 10W 30'u tamamen süzdürmeyi + filtreyi de değiştirmeyi unutmayın.1 puan
-
Hakan abi bilgi için teşekkürler yağışlı havada test edelim1 puan
-
C estatei görmeye gittik begendik babam rahat sığdı. Sadece bizim aracı takasa vermek istedik iyi bir fiyat alamadık. İstedigimiz fiyati orda veremediler düşünelim dediler geç olmuştu. Haber bekliyoruz1 puan
-
Bu sorun bende de vardı Goodyear Eagle F1 Asymmetric2 aldıktan sonra böyle bir derdim kalmadı, asla patinaja düşmüyor, gücü daha net hissebiliyorsunuz.1 puan
-
Ağzım kulaklarımda beyler kn den sora superchips ve s.booster tekrar eklenince bizimki tüy gibi hafifledi sanki. çok söz dinler oldu muhteşem üçlü diyebiliriz bunlara. Fabrikasyon hali ağır abi modundan sıyrıldı. Şimdide keşke dört çeker olsaydı diyorum çünkü ani yüklenmelerde patinaj yapıyor benim lastiklerde son sezonu tamamlıyor birazda ondan ama dört çeker olmasada bi arkadan itiş hiç fena olmazdı :)1 puan
-
Bu kadar ayrıntılı yazabilecek bilgide biri çıkar mı bilemem. BTG Maslak superchips uygulamasını yapıyor, genelde +20 PS ve 40 Nm tork getiriyor, rahat fark edilir bir farktır ve sağlıksız değildir. Fiyatı da 1500 TL dolaylarında olmalı. Bunun dışında kendince yazılım yapan atölyelerden racechip gibi tak çalıştır modül üreten firmalara kadar değişik alternatifler var. http://store.racechip.com.tr/index.php?route=product/category&path=1394_8803_106581 Prensip olarak araç için öngörülenden fazla güç sorun demektir. Başta aktarma organları olmak üzere yük artacağından aşınma da artar, arıza olasılığı yükselir. Kolay masraf çıkartır. Hele ki 200 PS'lerde dolaşanlar için (tabii gerçek ise) bu olasılık çok yüksektir ve kısıtlı bütçe ile ve her gün ulaşım için kullanılması gerekli bir araç ile hiç girişilecek iş değildir. Ayrıca motor gücünün artması frenlerin de yetersiz kalmasına neden olur ve sürüş güvenliği olumsuz etkilenir. Macera sevmiyorsanız abartmamak lazım.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
...geçmiş zaman. Borusan Oto'da çalışıyorum. Bir gün odamda oturmuş kaliteli zaman geçirirken (bkn.tatak çıkarmak) telefonum çaldı. - Ne var? (kibar şekilde telefona cevap vermek) - Gel ... gel ... bunu görmen lazım. BMW'nin bir kısmı -Individual- kapsamında (Individual : Standartlar dışında aracı kafana göre imal ettirmek) Pre-Order (yani Sipariş Et - Bekle) geliyor. Yanlız individual sipariş verirken acaip - über dikkat etmek lazım, yanlış yaparsan kötü kaçıyor ... arka parka gidiyorum ve beni çağıran teslimat ekibi ile buluşuyorum. Hepsi bir 5"kasanın başında toplanmış. - Arabaya bak be! ...bakıyorum ... obareyyy Nasıl anlatılır ki? Araç opak kırmızı, içi de kırmızı ama ... yani tavan döşemesi kırmızı, ön göğüs kırmızı deri, 8 yöne ayarlı ısıtmalı-soğutmalı-dana derisi koltuklar kırmızı, velür taban halısı kırmızı .. ulan göstergelerinin içi bile kırmızı be. Arabaya fil sokmuşsun, sonra da fili uçaksavar ile vurmuşsun ... hayvan arabanın içinde patlamış sanki ... - Eee? Nasıl oluyor bu ya? - Yanlış sipariş - Aha ... s****k - Pish s****k valla Çok geçmeden Gen.Müdürümüze kadar ulaşıyor haber. Müşerref hanım önce arızaya geçiyor, sonra da talimat veriyor. - Bunu hemen satın, kim satarsa ona bonus vericem. ...bilin bakalım arabayı kim satıyor? O sıralar Aksaray esnafı Rus Bavul Ticaretin fena para kaldırıyor. Benim eleman da işe bavul ile başlamış ama çıtayı yukarı çıkarmış. Sermaye eksiği olan rus turistleri kendi pavyonunda çalıştırıyor. Eleman geliyor, bunun mekanda ...işte bir-iki ay çalışıyor, kazandığı para ile alış-veriş yapıyor ve rusya'ya geri dönüyor. Yani kazancını ikiye, üçe katlıyor. Tabi bu işte esas kazanç benim müşterinin ... sonuçta pavyon onun, sermayenin alış-veriş yaptığı dükkan da onun. Abi parayı bulmuş, harcayacak yer arıyor. Ben bunu yakalar ve bırakırmıyım? Aldım elemanı, götürdüm oto-park'a ... kırmızı 5" o kadar iğrenç ki showroom'a koymamışız. Görenin midesi bulanıyor, derinlik algısı bozuluyor. Gösterdim arabayı, ekipman falan on numara aslında ... milimetrik jantlar, über koltuklar, all leather kaplama, Bosé müzik sistemi ... yok oğlu yok yani. Eleman derin bir nefes alıp demez mi... - Aşık oldum lan buna, hem de özel imalat ... dünyada eşi yok ... di mi? Aklımdan "kim alır bu kadar iğrencini? Tabi ki eşi yok!" düşüncesi geçse de ... - Plaka bile takman lazım değil, öyle kupon .. öyle tek bu araba. ...diyorum (bkn.yalan değil ki) Hemen orada, arabanın başında hızlıca bir pazarlık yapıyoruz. İçeri dönüp kimlik kopyasını falan alıyorum, satış fişini düzenleyip imzalatıyorum ve günlük çek alıp hesabı kapatıyorum. Azıcık indirim yapmış, neredeyse arabayı liste fiyatına vermişim. - Ne zaman geleyim? Hızlı bir hesap yapıyorum kafamda - C.tesi gel, teslim edeyim. Eleman gidiyor, ben de satış fişini Müşerref hanıma gösterip havamı attıktan sonra muhasebeye geçiyorum. İşlemleri ilerliyor, plaka çıkıyor, araç PDI'dan geçiyor, temizleniyor ve teslimat bölümüne alınıyor. Her şey yolunda ... Cumartesi bizim eleman geliyor ... üzerine ...nasıl anlatsam? Parlak yeşil / kırmızı ve plastikten bir eşofman giymiş ... ayağında ise sivri burunlu kösele ayakkabılar. Yanında bir hatun ... o da aynı renk ve malzemeden eşofman giymiş, hatunun ayağında (eşofmanın altında) öküz gibi topuklu ayakkabılar, saç - baş yapılı, ağır makyaj falan. Bunlara bakarken gözlerim kamaştı, nefesim kesildi desem bana inanın. - Hazırmıyız? Hazırız tabi ... hatta alın gidin arabayı ... hem de bir an önce. Hep beraber geçtik teslimata, açtım arabayı ... elemanı şoför koltuğuna davet ettim, hatunu da yan koltuğuna oturttum. Ben de başladım açık camdan kontrolleri anlatmaya, elemanın koltuğunu ayarlamaya ... koltuk hafızası ile falan uğraşmaya. Kadın tam o sırada demez mi ... - Ya XYZ bu araba ne kadar b***nmış, kıpkırmızı lan. (kıkırdar) basurlu g*t gibi ... Eleman hiç bir ön hazırlık yapmadan sağ yumruğunu hatuna geçirmez mi ... güm - güm ... iki kere ses geldi hatundan. İlk ses bizim eleman ona yumruk atınca, ikinci güm ise kafasını kapalı kapı camına çakınca. Dondum kaldım tabi ... ne desem ki? ne yapsam? - Yani bir kere hafızaya aldığımda koltuk ayarını değiştirmiş olsam da aynı şekle geri dönüyor di mi? Hatunun burnu kanıyor ufaktan, ağlıyor da ... eleman hiç bir şey olmamış havasında ama benim araba anlatacak halim kalmamış ki... çağırdım teslimatçıları, gidip indirdim hatunu, teslimat bölümündeki kadınlar tuvaletine götürdüm. Kan ve göz yaşı ile karışık akan rimeller felan (ya da ismi neyse) kadıncağızın yüzü post-modern sanat eseri gibi olmuş. Bekledim kapıda, bir süre sonra makyajını silmiş, burnuna da tuvalet kağıdı tıkmış olarak çıktı dışarı. Bizim oğlanlar teslimatı bitirmiş imzaları alıyor olduğundan sessizce beklemek dışında bir işim yok ... yani bir köşeye geçip oturabilirim. Öyle de yaptım ... yaptım ama elemana kızgınım. Yani kadın dövmek olacak iş değil, bunu benim önümde yapmak bana fazlası ile ters, şiddet eylemini Borusan'da yapmak ise iki defa ters. Anlayacağınız epey bir gerginim. Eleman para vermeye kalkınca o kafa ile engelledim tabi. - Aracınızı iyi günlerde kullanın ama bu tür hareketleri hoş karşılamıyoruz ... bahşiş de almıyoruz. - Beğenmediniz mi? (biliyorum parayı kastetmiyor...) - Hayır, beğenmedim ... hem de hiç beğenmedim. (o zamanlar daha müşteri memnuniyeti keşfedilmemiş) Aramızda kavga çıktı, çıkacak ... hatun araya girmez mi... - Aman boş ver XYZ, uyma elin itine ...hadi gidelim "İt" ?!?!?!? ....bunlar çektirip gitsin diye kapıları açtık, eleman ve kan kırmızısı 5" çektirdi gitti. Ben hala bana "it" denmiş olmasının şoku içinde cık-cıklayarak odama döndüm ... masamda bir not. "Aferin" ...notun altında da Malta Adası ile ilgili broşürler. Müşerref hanım sözünü tutmuş, bir haftalık Malta seyahati (iki kişilik) hediye etmiş. Moralim anında düzeldi tabi ... otomotiv hayatım boyunca yaptığım en kötü teslimatı unutmayacak olsam da yalan yok ... kocaman bir sırıtış suratımın ortasına park etti.1 puan
-
Benim de katkım olsun: Jaeger LeCoultre saat, iri ve gösterişli, ayrıca pahalı da, 12.000 £'a satılıyor. Ama cama bastığınızda Aston Martin DB9 veya DBS'nin kapısını açıyor. Bugatti Veyron yüksek hız anahtarı: Super Sport modeli bu anahtar olmadan sadece 350 km/h hız yapabiliyor, ama bu anahtarı sürücü koltuğunun arkasındaki yuvaya taktığınızda araç alçalıyor, arka kanat açısı değişiyor ve difüzor kapanıyor. Sonuç: 430 km/h son hız (yani neredeyse Istanbul - Ankara 1 saat) En güzeli de bu, üniversal anahtar, açmayacağı araba yok gibi, ayrıca tornavida olarak da kullanılabiliyor Kaynak: http://www.topgear.com/car-news/list/these-are-ten-coolest-car-keys1 puan
-
1 puan
-
1994 yılı, Borusan'da çalışıyorum. Araba almam lazım, ama ne alsam? İkinci el'lere falan bakıyorum sonra bir gün yemekhanede Ali Vahapzade ile geyik çeviriyoruz. Kendisi (daha doğrusu Babası) Borusan Oto'nun %50 ortağı, o da yönetim kurulunda. Araba muhabbeti yaparken demez mi - Yeni çıkan Compact'lardan alsana, personel indirimi de var. Ya fena fikir değil aslında, şöyle bir bakıyor ve satıştaki çocuklar ile konuşuyorum. %20 personel indirimi ile birlikte 1,8'e geçebiliyorum. Sipariş formunu yapıyoruz, E36 Compact 318TI. Balköpüğü dış / siyah iç renk. Ali bey kıyak çekiyor ve bana Sparco koltuk seti hediye ediyor (3,000Mark falan) Genel Müdürümüz geri durur mu? Sağolsun Müşerref hanım da sever ... o da spor süspansiyon ve sürüş kit'i opsiyonuna imza atıyor. Ön ve arka viraj demirleri, ayarlanabilir amortisörler, üst köprü, 15" jantlar ve çift pistonlu kalperlerim olacak. ...ne güzel. Bazı opsiyonları satın almıyorum, atıyorum Boss müzik sistemi veya LSD* ya da deri döşeme. Mart sonu arabam fiktif saha'ya iniyor. Gümrükten çekilene kadar neredeyse her gün tel örgü'ye burnumu dayayıp bakıyorum. (rengi tutmuyor ama kuZu böyle bir şey işte) ...günü geldiğinde cari hesabımı kapatıp arabamı teslim alıyorum. O hafta sonu bol bol tütsülüyorum kuZu'yu. Küçücük araç, aks aralığı kısa ... TI makine sinirli, 150 beygirin yanı sıra çok çabuk devir alıyor ve 318TI acaip kolay yanlıyor. Çok eğlenceli yani... Pazartesi dükkana (Borusan Avcılar) gidiyorum, servis raporları ile falan uğraşırken Ali bey geliyor. O zaman M3 kullanıyor, arabada bir enayilik varmış ... servis'e bırakmış. - Kaan karşıya geçmem lazım (evi o zaman Selamiçeşme tarafında) senin arabayı alayım mı? Sen de akşam benim araba ile geçersin ... Bağdat'ta falan buluşup araçları değişiriz. Taam ... diyorum. Hem M3 kullanıcam, hem de adam patronum be! Veriyorum anahtarları, işime dönüyorum. Almanya'dan yeni servis işletim raporları gelmiş. Adam/Saat verimlilik hesaplarını disponent ile birlikte kontrol ediyoruz. Kağıt ve raporlar arasında boğulmuşuz resmen. Akşam üzeri birileri gelip tepeme dikiliyor. - Kaan abi bi gelsene - Hayırdır? - Gel bi.. Aha! diyorum, gene bi b*kl*k oldu serviste. Takılıyorum servis danışmanının peşine, arka tarafa ... benzin istasyonun ve parça rampalarının olduğu arka avluya gidiyoruz ki ... haSSSS ... benim kuZu çekicinin sırtında. - Ananı! Ne oldu lan? Ali ağa Fenerbahçe stadının orada kuZu'yu kaydırmış (bilen bilir, pis bir kapalı viraj var stadın arkasında) ve aynen sıvamış arabayı. Polis gelmiş, rapor tutmuş .. Kosiflerden yardım istemişler, onların çekicisi arabayı alıp Avcılar'a getirmiş. Ofise dönüp Ali bey'i aradım ... iyiymiş ... bir - iki çürük falan ama o kadar. - Ya kusura bakma, kaydı araba. Tutamadım. - Ya olur öyle şeyler, neyse ... canınız sağolsun = Türkçe meal'i : Arabamın ağzına s*çt*n eşşş.... - Sen git yeni bir tane sipariş et kendine, o gelene kadar da benim arabaya bin. - Ya ne gerek var ki Ali bey = Türkçe meal'i : Senin t*ş*ğ*n* yiyiiim - Uzatma, git hallet işini. ...ağa'nın eli tutulmaz ki Gidip oturdum satış danışmanının masasına... - Abi geçmiş olsun, bitmiş diyorlar senin araba için - Amaan, canım sağolsun. Hadi bana yeni bir kuZu sipariş edelim - Harbiden mi? - Hee ... ama bu defa normal 318TI olsun, Compact'ın g*t* fazla hızlı kopuyor Sonuç : Yeni (lacivert) 318TI aracım (%100 bedelsiz) gelene kadar M3'e bindim. Sonuç : Borusan Compact araçların sipariş listesinde LSD'yi opsiyon olmaktan kaldırıp zorunlu hale getirdi Sonuç : Benim Balköpüğü 318TI pert edildi. Aracı Adana'lı bir tamirci almış. Tamir edip satmış, kuZu'yu beş yıl kadar daha kullanımda kalmış. Sonra gene kaza yapmış ve bu defa hurdalığı boylamış. *Edit : Düzeltme ... 90'lı yılların ilk yarısında BMW'nin elinde ESP değil, Sınırlı Kaydırmalı Difransiyel vardı. Ağzım/Elim alışmış, ESP diye yazdım ... özür.1 puan
-
Geçmiş zaman ... arkadaşlar kapının önüne çağırdı. Yeni bir araba gelmiş, denemek istermiymiş? isterim tabi ... neden istemeyeyim ki? Çıktım kapının önüne, aHanda ... araba bu. MX5, siyah ... soft top. Aracın tavanı, ya da bir başka tabir ile en üst noktası pantalon kemerim hizasında ... mantıklı bir adam olsam yapmam gereken şey belli, teşekkür edip içeri girmek, masama oturup bi kave sipariş etmek. Ama ben mantığı ile öne çıkan bir adam değilim ki, kaşıntılıyım ... sıkıntılıyım eyvallah ama mantıklı? Aldım anahtarı, açtım kapıyı ... koltuğu geri çekeyim dedim, zaten gerideymiş. Ehue ... neyse önce kafayı ve omuzları sokarak bindim arabaya, sonra ani ve acaip estetik bir manevra ile (bkn.TIR'ın geri geri park etmesi) koltuğa oturdum ... tamam, gitmeye hazırım. Sonra çocuklar uyardı. - Abi sol bacağın dışarıda kaldı... Harbiden mi? ...hadi ya? Neyse komple sağ koltuğa yatıp sol bacağı da içeri çektim, arkadaşlar kapıyı dışarıdan kapattı ... sığdım arabaya (en azından teoride) ... kafam tavanda (kelimenin tam anlamı ile) yükseklik ayarı bulunmayan direksiyon kucağımda. Kısacası benim görüntü bu şekilde (temsilidir) Mx nasıl gidiyor? Gaz tepkisi nasıl? Yol hissi var mı? ...inanın aklımda değil. Test bir an önce bitsin, çıkayım şunun içinden havasındayım. ...kaza bela yaşamadan döndüm geldim tüKKan'a ... çocuklar açtı kapıyı, kuZu'dan inicem ... de ... LAN! ...inemiyorum ki? Abi sıkıştım arabanın içine... eklemlerim kitlenmiş resmen, çıkamıyorum dışarı. Dizimi az kıvırsam olacak da ... kıvıramıyorum ki, direksiyon kolonuna takılmış. İtfaiye çağırsalar, hidrolik ayırıcı ile açsalar ve sprial ile kesseler yeridir yani. Millet başladı t*ş*k geçmeye ... - sağ kapıdan girip tavanı açın, yukarıdan çekerek çıkartalım - sana çok yakıştı abi, sen takıl orda vs.vs. Allahtan omuzlarımı oynatabiliyorum, kafayı bir şekilde branda tavan mekanizmasının arasından kurtarıp dışarı çıkarttım, böylece olduğum yerde dönebildim, iki kişi koltuk altlarımdan çekti, ben de kollarımı kullandım ve ta-taaaa ... garip bir PoP! sesi ile (bkn.Şampanya şişesi açmak) bir de baktım ki özgürüm, aracın dışındayım. Eğilip toprağı (daha doğrusu) betonu öpmek içimden geçmedi değil, ama karizma'yı da çizmemek lazım tabi. Hemen atlayıp suratında gizlemeye çalışmadığı gülücük ile soru soran Mazda bölge müdürünü olgunca cevapladım. - Nasıl olmuş araba? Sevdin mi? - Frenlerin dozajlaması üzerinde çalışmak lazım tabi, direksiyon biraz hissiz ... motor da alt devirlerde baygın kalıyor, onun dışında fena değil, total değerlendirmede beş üzerinden iki veririm. (Bkn.İshal olmadım, içimden don değiştirmek geldi)1 puan
-
Bir gün (O zamanlar Borusan'da çalışıyorum) arka bahçedeki benzin pompalarının gölgesinde oturuyor ve teslimatçı arkadaşlar ile geyik çeviriyoruz ... güvenlikçi uğradı. - Patron seni çağırıyor .... hadi be? Cidden mi? Ne gerek vardı ki? ehüe ... eŞŞedü çekip gittim yanına. Patronum Melih Pekol (kulağı çınlasın) On numara adamdır, işi bilir, vardan ve yoktan anlar ama detaycı adamdır ... bir yerde yanlış yaptıysan hayatta affetmez. Melih bey'in odasına giderken aklımdan "acaba ne b*k yedim gene?" diye geçiriyorum ... hayır tahmin etsem savunma kurgulayacağım da aklıma bir şey gelmiyor ki. - Kaan, sen motor kullanmayı biliyorsun değil mi? - Evet efendim, ama motorsiklet ehliyetim yok - sertifikasyonum tamam ama? - evet efendim .... gerçekten de BMW'nin kurslarına katılmış ve sertifika programını tamamlayıp Urkunde almışım. - Polise yüklü miktarda motor veriyoruz, onların kademelerini kurmalarına yardım edip teknisyenlerine eğitim vereceksin. ....haSSS....of yaaa! (tabi bütün bunlar içten içe ve %110 sessiz şekilde yapılıyor) sesli ve resmi tepkim ise "Aye,Aye Boss" şeklinde. Tıpış tıpış yolu tuttuk tabi. Yunusların o zaman ki merkezi Eski Karayolları binası (günümüzün Zorlu Center'i...) arkasındaki alan. BMW'ler sandıklı olarak oraya geliyor, sandıkları açıp makinaları kuruyoruz. Bir kaç tane (sanırım 10-15 kadar K serisi grenajlı) makina var ama esas motorlar R100GS ... 10 kadar motor -kobay- yapılmış, millet sıfırdan motor kullanmayı öğreniyor. Yani her eğitim motoru en az yirmi kere (günde) yıkılıyor. Alanın bir ucuna milleti bandajlamak için istasyon kurulmuş, diğer tarafında da biz motoru topluyoruz. - yıkıldı ... koş, koş ... Betona sıvanan polisi alıp bir uca taşıyorlar, biz motoru kaldırıp diğer uca götürüyoruz ... manzara bu şekilde yani. Kıdemli trafikçi abiler Yunuslara eğitim veriyor, açılan kapı'dan nasıl kaçılır? Şaftlı motora nasıl gaz verilir? Trafikte sıyırma nasıl atılır vs.vs. İlk zamanlar kırılan sinyalleri değiştiriyor ama sonradan vaz geçiyoruz ... o kadar çok stop - sinyal kırılıyor ki ... eğilen gidonu / ön çatalı kibarca (araya üzeri bez sarılı kalas koyup kanırtarak) düzeltmek yeterli. Makinalar boxer olduğu için yıkılsa da milletin bacakları ezilmiyor ... sadece sıcak motor ve egzost yüzünden bolca yanık vakası yaşanıyor ... millet dalga geçiyor ... "Yunus olmak için Bepanten banyosu yapmak şart abi!" .. kimi zaman geç saatlere kadar çalışıyoruz. Bir akşam (saat 23,00-23,30 gibi) çıkıcam, önce tuvalete gideyim dedim. Sivilleri giydim, karşı yakaya geçen ekip beni de müsait bir yere atacak işte. Ana binaya gittim, tuvalete girdim ... sonra da çıktım (doğal olarak) ...yani tuvalette kalmaz ki insan, çıkar değil mi? Bir çıktım ki ... anam! Tuvaletin kapısında nöbetçi amiri başta olmak üzere en az on polis hazırola geçmiş bekliyor. Tırstım tabi ki ... ?!? Noluyo be ?!? - Kaan? - Buyur Amirim? - İçeride başka kimse var mı? - Tuvalette mi? - Evet.. ...ehe... tuvalet tek kişilik be ... içeride nasıl başka biri olabilir ki? Safça cevap veriyorum... - Yooo! Yunuslar ferahlıyor ... ben de onlara salakça bakmayı sürdürüyorum. Biri zahmet edip açıklıyor durumu. Meğer (ismini unuttum) Asayiş Büro Müdürü ani baskınlar yaparmış, o da iri yarı ve hafif kelmiş ... gecenin bir saati koridorda beni gören polis memuru kontrol baskını yiyiyoruz sanıp herkese haber vermiş ... onlar da tuvalet kapısına tören pozisyonunda dizilmiş. Yani klasik bir -yanlış alarm- durumu söz konusuymuş ...anlayacağınız ben hela'da çatır-çatır ...... ellerimi yıkarken arkadaşlar dışarıda hazır kıta! bekliyormuş Güvenli s*ç*ş diye buna denir, öyle değil mi?1 puan
-
12 yaşına kadar Galata'da ikamet ettik, Galata dediğin Yüksekkaldırım'a iki sokak mesafe, doğal olarak bizim çocukların mekanı. Tarlabaşı'lı p*çl*r Zürafa'ya takılır, Dolapderelilerin mekanı zaten malum durumda, Tophaneli veletler dersen onlar -aşağı- karhane civarını mesken tutmuş ... yüksekkaldırım ve o dönemin anılan nam'ı ile "lüküs" karhane ise galata veletlerinden sorulur. ... yaşın ufak ise girişteki koca kapıyı tutan bekçi amca'nın kolunun altından geçmek öyle kolay iş değil, yol - iz bileceksin. Mesela kaşını gözünü oynatmadan elemanın gözünün içine bakıp... - Annemgil çağırtmış bea! ..diyebilmen lazım, lazım ki Bekçi seni avluya salsın.... Kapıyı bir kere aştın mı seni içeride bambaşka bir dünya bekliyor. Girişin solunda vukuat çekmiş elemanları dövdükleri polis klübesi, hemen onun yanında emanetçi, onun karşı tarafında benim favori p*z*v*nk*m olan Şevki abi'nin işlettiği on numara. Onun az altında da büfe ve tuvalet. ...kapıda kimlik kontrolüne takılan veletler arkandan atar yapar, bekçi'ye... - Onu neden aldın da bizi almıyorsun ...der ve bekçi de onlara... - Onun durumu ayrı, o *r*sp* çocuğu diye cevap verirken ilk iş Şevki abi'nin mekana dalıyorum... Şevki abi, adı üzerinde ... ağır ve şevkli bir abi. Karhanede'ki bütün ağır abiler gibi o da Madam (Manukyan) için çalışıyor, bir anlamda emanetçi. Yanında katlara bakan abiler ... ki bunlar saat tutup işi ağırdan alanın kapısını yumruklar ve ... - İçine mi düştün bilader, hade ... hadee.. ..diye bağırırlar, ya da vitrinciler ...ki bunlar kalabalık içinde kararsız kalmış elemanları ...geç anlaş! koçum, ya da s*kt*r git ... kapatma dükkanın önünü diye kışkışlardı ... çalışsa da mekanın tek ve de en baba abisi Şevki abi (doğal olarak) ...dik yokuşun altındaki yangın yerine Murat 131'ini çekişi, yumurta topuklu ayakkabıları ile dükkanına ağır adımlarla gidişi ve hemen her zaman sakin tavırları hala aklımda... Şevki abi. Ağır abi, karizma abi... Hesap kitap ondan sorulur, karhane'nin en ağır abilerinden biri olmanın getirdiği karizma gereği 7/24 Orhan Baba dinlerdi Şevki abi. Her gün okul çıkışı onun yanına gider, bahşiş toplamak ve ayak işi yapmak için ortalıkta mal mal dolaşan diğer Galata p*çl*rinin aksine onun görüş alanından pek çıkmazdım. Neden çıkayım ki? Adam resmen seni fırtınadan koruyan kadim ağaç gibi .. mağrur, güven veriyor insana. ...sermaye'ye tost'mu alınacak ... koş Kaan, Şevki abi'nin ayakkabılar boyacıda mı? Koş Kaan, kapıya taksitçi mi geldi? Koş Kaan ... akşam yemeğine, yani gececilerin ufaktan gelmesine kadar on numara'da takılır ... akşam da eve resmen cebim para dolu gelirdim. Sermaye bahşiş verir, p*z*v*nk bahşiş verir, kapıda ki bekçi kendi payını alır (ne de olsa gir - çık mevzuunda sorun yaratmıyordu ... bunun bir karşılığı olacak değil mi?) tatlıcı'ya yollanan para'nın üstü sende kalır, yemekçi'den taşınan pilav üstü karşılığı bahşiş cebe indirilir. Yüksekkaldırım o zamanlar acaip popüler, escort işi henüz icad olunmamış ... kaçak ve güvensiz randevuevlerine ya da dolapderede ki çingene karhanesine takılmayacaksan adres belli. Millet geliyor, karhane çalışanları kendi deyimleri ile "ağırlıklarını alıp" müşterileri iyice "silkeliyor" ve hemen herkes paraya para demiyor. Arada yamuk yapmak isteyenler de çıkıyor tabi. Ama mal sahibi yani Madam uyanık. Hemen herkesi bordrosuna almış, dönemin en baba abileri, mesela Beyoğlu tarafının belki de tek hakimi Kürt İdris'in dahi Madam'ın duvarlarının arkasında söz hakkı yok. ...kıllık mı yaptın? Arıza mı çıkardın? Hemen p*z*v*nk takımı seni paketliyor, polis'e teslim ediyor ... onlar da Allah ne verdiye sana ikram ediyor. İçeride emanet! taşımak madam tarafınca yasaklanmış, müşterilerin üzeri aranıyor ... çalışan ağır abiler de kapının karşısındaki hamam'a uğruyor ve bellerindeki emanetleri hamamcı abi'ye teslim ediyor ... akşam çıkarken de geri alıyor. ...hayat güzel be ... hem eğleniyorum, hem de o biçim para kazanıyorum. Babam durumu santim sallamıyor, Annem ise bozuk atıyor "Ağzını bozuyo o karılar" falan diyor ama ne gam? ...çok da tıNNN! Bir gün okul çıkışı gidiyorum ki tezgahta bir başka abi oturuyor. ...kim lan bu? Sermayelerden biri anlatıyor ...Şevki abi önceki akşam dostu ile kavga etmiş, olay büyümüş. Birileri daha dahil olmuş ...Dolmabahçe'de deşmişler Şevki abi'yi, o da çekmiş emaneti iki kişiyi indirmiş. Sonuç o hastanede, vurduğu abiler ise imam'ı görmeye gitmiş. Sermaye'ye soruyorum ... bu kim? - Aşağıdan geldi, Madam Şevki abi'nin yerine yollamış ... diyorlar. O gün yeni -abi- ile takılıyorum ma ıHHH! ...çocuk aklımla pek ısındığım Şevki abi'nin yerini tutmuyor. İki yıl'ı aşkın süre ile her gün gördüğüm abi'mi özlüyorum. ...ben gelmeyecem, bi başka ayakçı yollarım, olur mu? ...diyorum yeni abi'ye? Belli ki üzüntümü anlamış, cebime para koyuyor ...bir ihtiyacın olursa gel diyor. O da iyi bir abi ama ... Ohannes'e devrediyorum on numarayı. Artık yeni abiye o ayakçılık yapacak ...on yaşımın kışında "emekli" oluyorum karhane'den. ...bir kaç gün sonra haberi geliyor, vefat etmiş Şevki abi. Cenaze Paşakapı'dan kaldırılacakmış. Anama ısrar ediyorum ama götürmüyor beni helalleşmeye ... bir de bozuk atıyor "ne işin var elin p*z*v*nginin cenazesinde be!" diyor. Ulen senin p*z*v*nk dediğin adam bana yol yordam öğretti, abilik ... arkadaşlık yaptı demek istiyorum ama veledim daha ... resmen dilim tutuluyor. Gidip mum yakıyor, dua ediyorum Şevki abime, Allah Rahmet eylesin ... mekanı cennet olsun diyorum. ...artık gitmiyorum karhane'ye, gidesim yok. Okuldan eve, evden okula ... resmen hevesim kaçmış. Kimi zaman evimizin köşesindeki avizecinin vitrinine saatlerce bakıyor, öyle saksı gibi oturuyorum kaldırımda. Şevki abi'mi, kartuşlu teybinde orhan baba çalmasını, kurvaze takım elbiselerini, arada tek kaşını kaldırıp benim saçmalıklarımı sabırla dinlemesini hatırlıyorum. Mırıldanıyorum ... adamdın be abi! Ne özledim seni...1 puan
-
...ben de istemem. İstanbul trafiğinde iki gün sürer deb.setinin bitmesi ... istemem ... bir yere gitsem, kuZu'yu park etsem aklım onda kalır ... istemem ... her yerde yanıma millet yanaşıp "ışıklardan ışıklara kapışalım mı?" der ... istemem ... eve gitsem, onun yanına gidesim gelir ... evde oturamam ... istemem ... yağmur yağsa çıkarmam, kar yağsa çıkarmam, toz yağsa yıkar - temizler - kulak çubuğu ile detay temizliğe girerim ... istemem ... arkadaşlar bi tur versene der, onlara Allah versin demekten dilimde tüy biter ... istemem ... salağın teki bu trafikte gelir yapıştırır, beni katil eder ... ömrümün geri kalanını mapusta kibrit çöpü ile gemi yaparak geçiririm ... istemem ... dışarı çıksam kahya'ya emanet edemem ... hatun istese ona anahtarı veremem ... havaalanına gitsem uzun süreli park alanına bırakamam ... istemem ... bir yere gittim diyelim, sırf onun yüzünden hesap %50 şişmiş gelir ... istemem ... arabayı vale'ye versem, eleman anahtarı verdiğinde ona 100TL çıkma yapsam arkamdan -cimri p*z*v*nk- diye küfreder ... sonuçta istemem. ... İstanbul Park'ı ben kiralamış olsam onu diğer kolleksiyonluk kuZu'larımın yanına kapalı garaja çekerim, arada çıkıp pistte kurdumu dökerim ... ancak o zaman isterim...1 puan
-
...malum Autoshow zamanı ... bir -fuar- katkısı da ben yapayım. Avrupa'da Autoshow'u yani main event/ana etkinliği Paris ile Frankfurt arasında dolaştırırlar. O sene etkinlik Paris'te ... İstanbul'dan göz etmiş bir ailenin işlettiği Golden Tulip'te kalırız hep. Napoleon'un meazr anıtının dibindeki bu apartmandan bozma sakin mekan bir çeşit olmaz ise olmazdır (bizim için) Sabah kahvaltıda ince belli bardaktan çay içer, beyaz peynir - zeytin ve reçel yer ... mekan sahipleri ile geyik çeviririz. Her zaman ki gibi gittik, fuar'ı gezdik ... Şanzelize'de Renault Showroom'a uğrayıp konsept otomobillere "aüww ... çook çirkinler" dedik, Hippopotamus'ta kaburga kemirdikten sonra hava alanı yolunu tuttuk. ...bavullar teslim edildi, biniş kartları alındı ... her şey yolunda. Elimi cebime attım ... üüü ... bi ton bozuk para kalış. X-ray'den geçeceğim (uçağa binerken) onları ceplerinden çıkar, doldur ... üff ... uzun iş. Gidip şunları harcayayım dedim kendi kendime. Hemen yakında bir mağaza var ... daldım içeri. Kızıma çukulata falan alırım diyorum ... sonra bir baktım ... aaa ... Jack'leri ikili şekilde paket etmişler. Üzerlerine ağ takmışlar ve 2xJack'i bir arada -tek- fiyatına veriyorlar. Yahu ben 7 numarayı pek severim bea... Aldım Jack'leri (bozukluklar ucu ucuna yetti, artan üç beş kuruşu da bağış kutusuna attım) attım poşete, geçtim X-Ray'den (o zamanlar uçağa sıvı sokuluyor) gidip bizimkilerin yanına oturdum. ...anons yapıldı. - THY'nin Paris - İstanbul uçağı bir saaat rötarlı? ...yanımızdaki körükte Lufthansa uçağı var, bizim bagajları Alman uçağına ... Almanların bagajları da bizim uçağa koymuşlar .... işi düzeltiyorlarmış ama pardon - pardon'muş. ...*i* kafalı fransızlar diye söylendik, galiba ayağım falan çarptı .. poşet tıngırdadı. Nasıl tıngırdamasın ki? İçinde 2XJack Daniels var. - Ne var o poşette? ...ehüe ... ne denir ki? İtiraf ettim tabi. - Jack - Numara 7'mi? - Evet - İyi ... kurun tezgahı abiler. Biri otomattan cips ve fıstık aldı, biri cebinden plastik bardak çıkardı ... ...şimdi bir durun ve düşünün. Kim havaalanında cebinde iç içe geçmiş 10 adet (yaklaşık) plastik bardak ile dolaşır ki? Yani bunun olma ihtimali nedir? Şu anda Mitsubishi Türkiye'nin Pazarlamasını yürüten arkadaşın cebinden çıkan bardaklar benim dimağımı kitledi dersem inanabilirsiniz. ...devam ededlim. Böylece biz hava alanı bekleme salonunda cips ve fıstık ile oda ısısında 2xJack Daniels'i içip bitirdik (yaklaşık 6-7 kişi) ... kafalar cilalandı. Sinirler gevşedi, rötar kimsenin umrunda değil. ...anons yapıldı, kalkıp uçağa geçtik...yerimize oturduk, kemerleri bağladık ... gazete dağıtıldı, günlerdir türk gazetesi okumamışım... aldım bir tane, standart anonslar vs. sonrası kısa bir taksi ile piste çıktık ... uçağımız yükselmeye başladı, gazetenin sayfasını çevirdim ve... G-Ü-M-M Gözlerimi bir açtım ... ilk fark ettiğim kollarımın ağrıdığı. Ağzım kurumuş, başım ağrıyor ama kollarım kopacak sanki. Baktım hala gazeteyi tutuyorum ... baktım uçak yerde ... baktım neredeyse kimse kalmamış (uçakta) ... baktım ... AaAaA? Ulan Yeşilköy'deyiz. ...yahu ben bütün yol boyunca uyudum mu? ...nasıl? Kollarım kopacak sanki ... gazete okur durumda kendimden geçmişim ve 3 saat kadar o pozisyonda kaldığım için kaslarım aşırı gerilmiş, kramp üzerine kramp giriyor. Zar - zor kalktım yerimden, çapraz'da oturan arkadaşa baktım... ...aAaAaAa ... ölmüş. Cesedi koltukların üzerinde sırt üstü yatıyor, üzerine lacivert THY battaniyesi sermişler ve garibimin bir eli battaniyenin altından çıkmış. - Hadi beee .... dedim, gittim yanına ... baktım ... ölmemiş, hatta ÖKÜZ gibi horluyor. Hostes geldi ... - Uyandıramadık bir türlü, yolcular şikayet ediyordu ... biz de biraz -ses- azalsın diye üzerini örttük ... demez mi? Kaldırdık arkadaşı, kalktı ama resmen kendinde değil. Uçaktan çıkıp tuvalete attık kendimizi ... yüzümüzü gözümüzü falan yıkadık biraz. Görece ferahladık ama hala kafa nal gibi... ...bavulları nasıl aldık? nasıl gümrükten geçtik? ... inanın hala doğru düzgün hatırlamıyorum. Olay ne peki? Biz deniz seviyesinde kafayı çektik, kan henüz alkole doyarken de uçakla düşük basınç alanına çıktık ya ... bizim Jack'ın etkisi ikiye, üçe katlanmış. Anlayacağınız 30,000feet'te alkol komasına girmişiz Yere inip 1 Atmosfer'e geri dönünce de -ayılmışız- ... tam bir rezillik yani. ...kollarım günlerce ağrıdı dersem inanın. Ulan gazete okur pozisyonda sızar mı adam? Vay Hayvan ben ... (bkn.yuh yani) kimbilir millet ne dalga geçmiştir bizimle.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.