Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

05-04-2011 tarihinden itibaren, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Bugun km ayarlamaya çalışırken, Alperen abinin arabayı çökerttim. Anahtarı çeksem bile gösterge farlar vs çalışmaya devam ediyordu bagaj açılmıyordu araba çalışmıyordu. Ayrıca kmyide ayarlayamadık, neyseki akü kutup başını söküp takınca düzeldi de rahatladık. Yani bu tip riskleri göze almanız lazım. Bu işlemlerin bir zararı olup olmayacağı çok soruluyor. Hill Holder üzerinden açıklamaya çalışayım. Siz aracınızı Titanium yada style aldığınızda hill holderın çalışmasını sağlayan parçalarda hiç bir değişiklik olmuyor. Ancak Ford yada Otosan muhtemelen satış stratejisi olarak bu özelliği titanium dışında KAPALI olarak kodluyor. Bu aynı parçaların ne şekilde çalışacağını belirleyen "config" kısmı var bilgisayar buradan değerleri okuyup ona göre bazı aksamları çalıştırıyor yada çalıştırmıyor. Hill holderı aktive etmek için yaptığımız işlemde bu konfigrasyonu düzenlemek. Yani Fordun style ile titanium üretirken yaptığı değişikliği aynen uygulamak. Bu nedenle bu işlemin sorun çıkartması mümkün değil (Esas sorun, bu işlemi yaparken oluşabilecek en kötü seneryoda beyin zarar görebilir ki gerek yaptığım uygulamalarda gerek burda gerek rus forumlarında hiç duymadım, daha hafif sorunda işler karışır akü kutup başını söküp takınca düzelir). Ancak, başka bir sorundan ötürü bu parçalarda sorun olursa ve servis (yada otosan) böyle bir değişikliği farkederse her ne kadar alakasız olsada, bunu kullanmaktan çekinmeyecektir diye düşünüyoruM. Yine ancak, böyle bir durumda servise gitmeden önce bu değişikliği eski haline getirmek çoğu durumda mümkün olacaktır*. Belki biraz teknik yazmış olabilirim, anlamayan olursa bir kaç kere tekrar okumasını rica edeceğim, olmazsa konu içinde yazılırsa ve daha önce cevaplanmamış bir soru ise elimden geldiğince cevaplarım. *:teknik olarak böyle bir değişikliğin yapılıp geri alındığını anlamakta tabi ki mümkün ancak araçlarımızda bu uygulamanın olduğunu SANMIYORUM. Özetle kabloyu araçtan söktükten sonra, bu işlemlerle ilgili %99.99 sorun yaşamazsınız. Program temel olarak IDS(fordun kendi yazılımı) ile ayarlanabilen değişiklikleri yapmaya yarıyor. ÖNEMLİ UYARI Program hem USB hemde Bluetooth cihazla çalışabiliyor ancak bluetooth sorun çıkarabiliyormuş, kablo tavsiye ediliyor. Programla işlem yaparken çeşitli arıza kodları oluşabiliyor, FORscan vb bir programla bunları silmek gerekiyor. Standart ELM tüm modullerdeki kodları silemiyor ancak kalmasının bir zararı olmaz. Bu programla yalnızca yazılımsal değişiklikler yapabilirsiniz, örneğin aracınızda bluetooth modulu yoksa ve var olarak yazarsanız ya çalışmaz yada arıza verir. Okuma ve yazma sırasında araç ilginç tepkiler verebilir normaldir. DAHA ÖNEMLİ UYARI Daha önce IDS ile benzer değerlerle oynarken araç kafayı yemişti, sanki aküsü yokmuş gibi davranıyordu. Bu yüzden bilmediğiniz veya gereksiz değerleri değiştirmeyin. Böyle bir durumda aracı çektirmek veya usta getirmek gerekebilir. Neyseki, araç o halde iken bile OBDden ulaşılıp fabrika çıkışlı değerler geri yüklenip düzeltilebiliyor, bu program da bunu yapabiliyormu bilmiyorum. program: http://ford.xtlt.ru/FoCCCus/ (son sürümü indirin) (Makyajlı focus için en az 0.8.6) Bu linkten aracınızdaki varsayılan değerleri ve alternatiflerini görebilirsiniz: http://ford.xtlt.ru/ab/ Fotoğrafta örneği görülen ELM327 Kablonuzu bilgisayara ve arabaya bağladıktan sonra programı açıp devam ediyoruz. Aracın OBD portu, far kumandasının altındaki gözün arkasında, bu gözü açıp kenarlarından esneterek tamamen aşağıya doğru açtığınızda alt tarafta beyaz soketi görürsünüz. Kablo ve araca montaj anlatımı: Öncelikle programın kullanımı:(kurulum gerekmez zipi açtıktan sonra programı çalıştırmanız yeterli) Not: Tüm işlemlerde kontak AÇIK motor KAPALI olacak. Programı açtığınızda aşağıdaki gibi bir ekran geliyor 1) ELM adaptörünüzün bağlı olduğu portu seçiyorsunuz 2) ELM adaptörünüzün hızını seçiyorsunuz(%99 38400 dür ancak hata alırsanız farklı değerleri deneyebilirsiniz veya FORscan kaçla bağlanıyor bakabilirsiniz). Veya otomatik seçeneğini kullanabilirsiniz. Yeni sürümlerde "Maximize Speed" Seçeneği var, bu seçenek bazı kablolarda çalışmıyor. Hata alırsanız bu seçeneği iptal edin. 3) Open tuşuna basıyorsunuz Sonrasında aşağıdaki ana ekran geliyor 1) Read From BCM tuşuna basarak aracın gem modulundeki değerleri okuyorsunuz. 2) Değerler okunurken %100 olana kadar bekliyorsunuz, eğer ilerlemiyorsa yada hata veriyorsa 1. adımı tekrarlayın. 3) İstediğiniz değişiklikleri yapıyorsunuz 4) Write to BCM butonunu tıklayarak değişiklikleri araç üzerinde kayıt ediyorsunuz. İşe yarayan fonksiyonlar (aksi belirtilmediği sürece modifiyeli elm gerekmez) 1) Otomatik kilitleme #32 Automatic locking by speed seçeneğini Automatic Locking olarak değiştirin. 2) Lastik Ebatı #51 Tire circumference ve #70 Tire dimension seçeneğini istediğiniz değere getirin. 3) Hill Holder. (Araçta ESP olması gerekir) #218 HillLaunch Assist seçeneğini 02- With Hill Launch Assist değerine getirin, kaydettikten sonra yukarıdaki ABS menusunden Initialize ECU butonuna tıklayın. 4) Lastik basınç uyarı sistemi. Not: çalışma prensibi abs sensörünü kullanarak tekerlekler arasında hız farkı varmı diye bakmak. Yani pasif bir sistem. Var olan değerleri kaydedince bunları öğrenmesi için bir kaç km kullanmak gerekiyor, lastik basıncı düştüğünde ise aynı şekilde farkı görebilmesi için bir kaç km kullanılması gerekiyor. Ayrıca bütün basınçlar eşit düştüğünde sistem bunu algılamıyor. Yani sistem uyarı vermezse basınçlar normal demek doğru olmayabilir, ama uyarı verirse bi değişiklik var demektir. #101 Tire pressure monitoring system seçeneğini 44- Deflation Detection System değerine getirin, kaydettikten sonra yukarıdaki ABS menusunden Initialize ECU butonuna tıklayın. Son olarak ayarlardan var olan basıncı kaydetmeniz gerekiyor. 5)Kapılar kilitlenince kısa korna çalma. (herkeste çalışmıyor) Açık kalan kapı olursa çalmaz. #147. Unknown yapıp yanına elle 04 yazın. 6) 120 km/s'de sesli uyarı. Hız 121'de kısa bir bip sesi var #44 parametresini 03 olarak ayarlayın. Ayrıca eklediğiniz modullerin aktivasyonunu yapabilirsiniz. Kilometre ayarlama Bu işlem için ELM327 adaptörünüzün MS-CAN desteklemesi gerekmektedir, standart adaptörü modifiye ederek bu özelliği kazandırabilirsiniz, googledan nasıl yapılacağına ulaşabilirsiniz. Ayrıca sadece yukarı yönde ve o anki km 1000den küçükse yapabilirsiniz. 1) Yukarıdaki anlatımın programı açma kısmını uygulayın 2) Yukarıdaki bölümlerden IPC seçeneğine tıklayın 3) Odometer bölümündeki Read butonuna tıklayın, kutuda o anki km yazacaktır. 4) Yeni değeri yazıp Set butonuna tıklayın. Not: security mode vs yazan bir hata alırsanız önce Central Config kısmından BCM ve/veya IPCyi okuyun (Read from BCM"). Çok Önemli: Eğer ayarladığınız KM 1000den büyükse geri dönüşü yoktur. Ve tekrarlanamaz yani örneğin, göstergedeki km 100 gerçek km 20000 siz önce 10000 sonra 20000 yapayım derseniz 10000de kalırsınız, sonrasında IDS gerekir. Tavsiyem öncesinde 1000den küçük bir değere ayarlayın(örneğin 900) sonrasında gerçek değere ayarlayın. TFT (~=Büyük) Ekranlı Gösterge değişimi sonrası DTC silinmesi Bu işlem için ELM327 adaptörünüzün MS-CAN desteklemesi gerekmektedir, standart adaptörü modifiye ederek bu özelliği kazandırabilirsiniz, googledan nasıl yapılacağına ulaşabilirsiniz. Önce bilgi: Aracın konfigrasyonu BCM (body control module=gem=beyin)de tutuluyor, ayrıca yedek olarak IPC (instrument panel cluster=gösterge)de de tutuluyor. Göstergeniz herhangi bir sebeple değişirse IPC ve BCM arasındaki verilerde tutarsızlık oluşuyor. Bu yöntemle konfigrasyon BCMden okunup IPCye kaydedilirse bu DTCler silinir. İşlem 1) Read From BCM tuşuna basarak aracın gem modulundeki değerleri okuyorsunuz. 2) Değerler okunurken %100 olana kadar bekliyorsunuz, eğer ilerlemiyorsa 1. adımı tekrarlayın. 3) ELMyi MSCAN moduna alıp Write to IPC butonuna basın, eğer ilerlemiyorsa tekrar deneyin. Kumandadan camların açılması kapanması için basma süresi ayarı Öncelikle bu işlem ile ilgili bilgi veren @Kadir Kocatürk'e teşekkürler. Uzaktan kumanda ile camların açılması, kapanması için kumandaya basılması gereken süre ayarlanabiliyor. Bu değeri 0 veya 0.5 saniye yaptığınızda basılı tutmaya gerek kalmadan camların kapanması veya açılması sağlanabiliyor. Yani her kapıyı kilitlediğinizde varsa açık camların kapanması sağlanabiliyor. 1) Central Config kısmından "Read from BCM" yaparak okuyun, hata verirse tekrar deneyin. 2) Tools kısmının "Read/Write DID" kısmındaki ECUyu BCM olarak seçin, DID kısmına kapanma zamanı için EE39 açılma zamanı için EE40 yazıp Read butonuna basın. Fabrika değeri 06 yani 6*0.5=3 saniye. Bunu 00 veya 01 yapıp Write butonuna basın. İşlem sonrası her basışta camlar kapanacak veya açılacak. Her bir artışın 0.5 saniyeye denk geldiğini @Kadir Kocatürk yazdı ancak benim denememde 02 yaptığımda bile epeyce basılı tutmak gerekiyor. Yanlışlıkla açılmaların önüne geçmek için açılma için olan değeri fazla düşürmenizi önermem. Bir diğer sorunda bu işlem sonrasında kapılar kilitli camlar açık bırakmanın bir yolunu bulamadım. Hangi kabloyu nereden alayım? Rusların yaptığı elm327 özelliklerini taşıyan, yukarıda bahsedilen modifiye işlemine sahip ve bunu düğme ile değil ihtiyaca göre kendi yapabilen ayrıca elmye göre çok daha hızlı olan kablosu els27. Eskiden bu kabloyu sadece kendileri satıyordu ve epeyde bir paraydı. Artık aliexpresste bununda klonları çıkmış. Aliexpress vs sayfalardan ratingi en yüksek olanı alırdım ben olsam, ancak sonuçta klon kablo olduğundan sorun çıkartma ihtimali var. DTC nasıl silinir? Bunun için elm327 destekleyen herhangi bir program kullanabilirsiniz ancak en başarılısı Forscan. DTC sekmesinin sol alt tarafında "read DTC" ve "reset DTC" butonları var, önce read sonra reset yapılması gerekiyor. Her modül kendi DTCsini kendisi saklıyor, bu yüzden tüm DTCleri silmek için modifiyeli kablo gerekiyor. Modifiyeli olmazsa motor kontrol ünitesi (PCM), BCM gibi modüllerideki DTCleri silebilirsiniz ancak mesela IPC(gösterge) gibi modullerdekileri silemezsiniz. DTClerin durmasının bir zararı yok, sadece olası gerçek bir sorunda servis çalışanı DTC okuduğu zaman alakasız DTCleri görüp neyin ne olduğunu, hangisinin gerçek olduğunu ayırt etmesi zor olabilir.
    58 puan
  2. Bu videoda ST-Line versiyonuyla birlikte yeni Focus'a neler eklendiğini, nelerin değiştiğini anlattım. Güncelleme: İstanbul'da 170 km daha yol alındı işte yeni yorumlar: https://www.focusclubtr.com/topic/17413-yeni-ford-focus-15-ecoblue-8-ileri-otomatik-test-sürüşü-neler-değişti-2018-2019/?do=findComment&comment=489670 Video Bu yazıda ise nispeten daha düşük donanımlı sedan Titanium'da yakından bakmıştık. https://anasayfa.focusclubtr.com/2018-ford-focus-sedan-mk4-on-inceleme/ Şimdi Lansmandan Notlar 2-3 alıştığımız donanım ve kişiye bağlı tasarım dışında arabada genel olarak eksi bir şey yok araba bir paket olarak gayet iyi. Hem yeni otomatik vites tasarımı hem de yardımcılar dolayısıyla araç artık bırak ben gideyim der gibi, yani sürücüye düşen zevk detayları çok yok. D'den R'ye geçerken bile araba sizi sakinleştirmek zorunda kalıyor. Yeni şanzıman ve motorun tüketim zaafiyeti kesinlikle yok eskiyi aratmaz ve yer yer daha az tüketebilir. Geçişlerde gaza basmasanız dahi düşüşlerde hissedebiliyorsunuz özellikle S modunda. Motor sesi eskisi gibi, dizelin hafif zırıltısı hala var. Vites değiştirme kulakçıkları ile vites düşürme, yükseltmeden daha hızlı yapıyor yani aracın vites düşürmesi aktif. Motor gürültüsü ve yol gürültüsü yeni lastiğe rağmen eskiye benzerdi, aynı yolda ve şartta kullanmadıkça bunu yorumlama zor ama bence MCA dahil zaten iyilerdi. SLA ile daha iyi olacaktır onun izolasyonu daha iyi. Rüzgar sesi 120 ile başlıyor 140 sonrası belirgin hale geliyor. HUD umduğumdan daha güzelmiş o varken gözün kadranı aramıyor Şerit ortalama sistemi ile şerit takip çok daha hoş olmuş, daha fazla güven veriyor. Adaptif Hız sabitleme yukardaki sistemle birlikte gayet iyi işler çıkartıyor bunun bol bol videosunu çekeriz. Trafikte dur kalk yapıyor. Tabela okuyup hızını ayarlayabiliyor. Oturma pozisyonunda, ekrana erişmede vs sorun yok her şey el altında. Arkası ciddi anlamda geniş, özellikle artan omuz açıklığı ferah hissetiriyor Bagaj yeni haliyle gayet geniş ancak B&O törpülüyor ayrıca ses sistemi bu opsiyon olunca uçup kaçmıyor, bence almaya değmez. Otomatik park "2" artık pedal kullanımını da ortada kaldırıyor. Yavaş yavaş araba elden kayıyor tehlikenin farkında mısınız? ? İlk gördüğüm sedanın (linkteki) bagajındaki bazı çirkin detaylar devam ediyor (eğilince gözüken) ancak yan kaplama halısı bu sefer yerine oturtulmuş, elinle zorlamazsan çıkmaz yerinden bu haliyle mükemmel olmasa da OK. Gözlüklük ve güneşlik içindeki aydınlatma panoramik cam tavan ile geliyor Thor'un çekici LED far ülkeye gelmeyecek. O sabit LED'di malum. Sedan ST-line diye bir seçenek yok. Titanium'daki jantın değiştirilmesi yönünde oldukça fazla baskı yapıldı, mümkün olduklarında bence değişirler. Ford PassConnect, henüz çok kısıtlı ülke için gerekli şartları sağlıyor. BTK vs bir sürü detayı varmış izinlerle alakalı bunlar sağlanınca -Avrupa'ya bağlı- ülkeye gelebilir. Orta konsoldaki yumuşak dizlik, gelmiyor. Şu an ST-Line donanımında manuel vites düşünülmüyor. Göğüsteki Titanium ile gelen açık renk kaplama, aslında EU Titaniumuna ait değil onlarda daha koyu benekli bir tasarım var. Zaten fazla zıtlık oluşturduğu için kötü duruyor. Bunun değişme ihtimalini sordum, böyle gelecek dendi bu da bir paketmiş. Devam ediyorum. Herhangi bir test aracından tüketim ekranı. Bunu bilerek çektim sürekli denenen bir araç olması sebebiyle. Detayı gördünüz mü? Ne yapmış Fört ? Dinamik led alınca sedan SW - SLA SW bagaj - askı ve koltuk yatırma Wagon'a elektrikli bagaj kapağı eklendi Tekrar SW SLA Sedan/HB torsiyon Geri vitesler beyaz LED, ancak fren ve sinyaller ampül Bu açıdan her şey çok iyi Jantlar güzel ve standart. Bu kombin ile araba konforsuz değil. Tabi ki bir 16" konforu yok ancak rahatsız etmez. Wagon ST-Line Yok canım ne Volvosu ? SUV mu Wagon mu bu şimdi? ? Gözlere cila Mutlu son
    35 puan
  3. Yeni Focus Mk4 ile Focus Mk3 Mca'nın dizel otomatik versiyonlarını aynı yol koşulunda test ettik. @H. Cenk ve @Gürkan Çakıroğlu abi sayesinde yıllardır istediğim bir şeyi yaptık ? Çok teşekkür ediyorum. Sonuç için iyi seyirler. Görseller ve fazlası: https://anasayfa.focusclubtr.com/focus-mk4-ile-focus-mk3-dizel-otomatik-yakit-testi/
    32 puan
  4. Ilgın bey bir görme engelli, ama bu okumasına - eğitimini tamamlamasına ve hayata akademisyen olarak tutunamasına -engel- olamamış. ... Ilgın bey sadece bir akademisyen değil, aynı zamanda bir arabasever. Arabaları sizin, benim kadar seviyor ... Geçenlerde radyo dinlerken Nihat Sırdar'ın Mustang ile ilgili konuşmasını duymuş ... neden ben de Stang'ı test etmiyorum ki demiş ... oturmuş N.Sırdar'a mail atmış. Demiş ki ... (onun sözleri) " Merhaba Nihat Bey. Ben Ilgın .... Ben görme engelli bir otomobilseverim. Zaman zaman otomobil bayilerini arar ve testlere katılmak istediğimi söylerim. Onlar da önce şaşırırlar. Bir görme engelli nasıl otomobil kullanabilecek diye? Ben de arabayı ilgili görevlinin kullanmasının yeterli olduğunu benim de aracı hissetmek amacımda olduğumu söylerim. Aracı önceden tanıdığım için de onları sorularımla sıkıştırırım açıkçası biraz. ARa sıra bu testleri yapıyorum. En son Audi q3'ü test etmiştim. Mustng çıktığından beri peşindeyim açıkçası. Hatta geçtiğimiz autoshow'un açılış gününde Ford Mondeo 1.5'i test ederken Mustang'ı ne zaman test edebileceğimi de espriyle karışık sormuştum. İstanbul'da yaşıyorum ve bildiğim kadarıyla İstanbul'da Mustang test sürüşü imkanı vardır. Sizden bir ricam olacak mümkünse. Bu Mustang testiyle ilgili bana yardımcı olabilirmisiniz? Eğer sizi skıntıya düşürmeyecekse. O motor sesinin kulaklarımda yankılanma ihtimali bile çok heyecanlandırıyor beni. " ...Nihat üstad mail'i okumuş, etkilenmiş ... hemen bize pas attı ... "Ne yapabiliriz?" ...yapılacak şey belli ... madem Ilgın bey kuZu'nun tadına bakmak istiyor, o zaman bakacak ... Ilgın bey ile birlikte biraz kurtlarımızı döktük, epey de eğlendik ... en azından ben eğlendim, sanırım o da fena zaman geçirmedi ... ...anlayacağınız iki araba sever olarak yola çıktık, bolca dedikodu yaptık ortam / yol müsait olduğunda masumca gazladık ve kasvetli Cumartesi günümüz biraz şenlendi. Tanıştığımıza memnun oldum Ilgın bey ... görüşmek üzere.
    32 puan
  5. Bugün yaklaşık 2 aydır bagajımda gezdirdiğim Mercekli Focus 3 farlarımın montajını yaptırdım. Bu konuyu aktarmadan önce sırasıyla 4 kişiye özel teşekkürlerimi bildirmek istiyorum; 1-Yakup farları bulmam konusunda bana yardımcı oldu; siyah zeminlileri kaçırdım ama bunlarda güzel 2-Orkun G. servisin bile montajı konusunda yapamayız dediği farları takma konusunda bana usta buldu; 3-Cem Boneval; farları taktırmak ile bu iş olmıycak satayım deme aşamasında iken karar alma konusunda yanımda oldu; 4-Mertol Kip; herşeyden önce yardımsever bir kişiliği olduğu için; bunun yanında Mertol'ün hazırladığı montaj klavuzu olmasa bu montaj kesinlikle yapılmazdı kendisine de belirttim bunu. Ayrıca Montaj ile ilgili anlatımı fordist.com sitesinden aldığımı belirtmek isterim. Hepinize tesekkur ederim. Öncelikle Orkun'un yönlendirdiği ustaya gittim; farları gösterdim Mertolun montaj konusundaki açıklamalarını okuttum; ne yapacağımızı tek tek konuştuk. Gökhan usta fotoğrafları aldı aracın farlarını söktü ve anlatılanları kafasında kurguladı. Durumu anladıktan sonra gerekli parçaları aldık ve montaja başladık. Mertol'ün anlattıklarını tek tak uyguladık ve farları taktık. Fakat DRL ler doğru yansa da xenonlar devreye girmedi; küçük küçük çakmaya başladı ve sinyallerde bir garip hale geldi bu durumda. Xenonları yakamayınca fara aküden direkt kablo çektik fakat yine yanmadı; bu aşamada ben xenonların arızalı olduğuna kanaat getirmiştim bile Ancak usta yılmadı ve xenonda arıza olsa bu çakma işlemini yapmaz şase de sorun var dedi. Farın kapaklarından içine baktı ve kullandığımız pinlerin farklı olduğunu farketti; önceki montaj işleminde üstten 4. ve alttan 3. pini kullanırken farın 3.pinin alt ve üstünü kullandığını fark etti; bu pinleri kullanınca xenonların yandığını gördük ki ben de derin bir rahatlama oldu Bu pinlere göre soketi ayarladık ve farları yaktık. Daha sonra sağ taraf içinde aynı ayarları yaptık soket üstünden ve montaj işlemini bitirdik. Montajın bitmiş hali. Farlar yanmıyor; DRL ler devrede. Farlar yanıyor; DRL ler kısık hale geçiyor. Kısa Far arıza uyarısı. Gece görüntüleri; Aydınlatma çok güzel oldu. Aracı alırken X paket almadığıma sadece bu farlar için üzülmüştüm; bir nebze olsun bunu gidermiş oldum. X paket kulanmayan tüm arkadaşlara bu farları tavsiye ederim. Bu işlemden tam 1 yıl sonra. Siyah zeminli mercekli ST farlarına geçtik
    29 puan
  6. ... Türkiye'ye yeni dönmüşüm. BMW'de servis delegeliği yapıyorum, ev tutmuşum (Anadolu Yakasında) ve her gün servise binmekten gına gelmiş. Çalar saat çaldığında kalktın, kalktın ... yoksa toplu taşıma ile işe (Firuzköy) yarım günde gidiyorsun. LAN! Bir akşam üzeri serviste otururken karar verdim. "Bana araba lazım!" ...her gün kullanmayacağım tabi ki, ama oldu ki servis'i kaçırdım. Atla arabaya, işe git. Ya da akşam bir yere uzanacak ... sabahtan araba ile git, akşam ortama ak. Hemen ertesi günü bir yoklama çektim. - Bana şirket aracı verir misiniz? ...vermezlermiş, bi s*kt*r*p gidecekmişim. Lan! ...yahu bir çaycıda şirket aracı yok, bir de bende be. hımmm... ne yapmalı? ne yapmalı? ...çözümü 48 saat kadar sonra buldum. - Madem onlar (BMW) bana araba vermiyor, o zaman ben de kendi arabamı (parası ile...) alırım. Hemen o hafta sonu açık pazara gittim, öğle saatlerinde kaparo vermiş ve aracımı bağlamıştım. nihahoho! 1980 model Mercedes 280SEL (resimdeki SE aama rengi tuttuğu için bu görseli kullandım) benim Merso uçak gemisinden hallice, 100km'de 20 litre felan yakıyor ama her şeyi var. Açılan tavan, elektrikli koltuklar (çalışmıyor) deri döşeme (epey yıpranmış) klima (aslan gibi üflüyor...ama sıcak) elektrikli camlar, merkezi kilit. 80 model kuZu'da yok yok yani Aldım arabayı çektim kapıya, tam ana girişin karşısına. Hemen o gün sormuşlar ... - Personel park alanındaki Mercedes kimin? ...hehehe Millet öğle tatilinde falan gelip ben kuZu ile uğraşırken çene çalıyor. Klima klepelerini tamir edince A/C devreye giriyor. Elektrikli koltuk motoru sağlam, sadece spiral bozulmuş. Spiral alınıp koltuğa takılınca ... tataaaa ... o da aslanlar gibi çalışmaya başlıyor. Cam yıkama motoru kireç ile tıkanmış, yanmış... onu değiştiriyorum, bombaaa! Hemen her gün öğle saatlerinde bir - iki kişi Merso'yu mıncıklıyoruz. Hem de bürolardan görülecek bir yerdeyiz. Bir gün, iki gün ... sonra Personel Müdürü odasına çağırdı beni. - Kaan senin Mersedes'i bizim parka sokma, çok itici duruyor. Eywallah dedim, artık Merso kaldırımda (ana girişin tam önünde) park ediyor. Öğle saatlerinde mıncıklanıyor tabi ki ... bir gün açılırken ses yapan kapı gergisini değiştiriyoruz, bir başka gün motor ayarı yapıyoruz. Yani "operayon taciz!" tam gaz sürüyor. Merso'nun merkezi kilidi "Pnomatik" yani hava ile çalışıyor. Arabanın marşına basmadan kapıları birkaç kez açıp kapatırsanız Westinghouse ünitesi içindeki hava bitiyor ve kapılar açılamıyor (ya da kapanmıyor) ...gülmeyin yahu! 80'lerin ileri teknolojisi bu Kapılardaki hava kaçağını tamir ederken (sistemi söküp kurumuş, bozulmuş contanın yerine silikon çekmeniz yeterli) haber geliyor ... Genel Müdür Yardımcısı beni çağırıyormuş. ...hehehe Gittim tabi (istersen gitme) .. kulakları çınlasın Müşerref hanım direk konuya girdi. - Kaan kapıdaki o ceset ne? - Aaa! Kırıldım şimdi, güzelim Merso'ma "ceset" denir mi hiç? (tabi ki kırılmadım) ...gidip geliyorum efendim, ayağımı yerden kesiyor sonuçta. - Oğlum hiç öyle şey olur mu? Neden BMW almadın? ...para s*ç*y*r gibi mi gözüküyorum? (öyle demedim tabi ki) - Bütçem ancak ona yetti efendim. Baktım patron kaşlarını çatmış ... şebeklik yapayım dedim. - Aslında epey konforlu, aybaşında bir de teyp aldım mı.. çiçek (bkn.ehüe modu!) - Git sat bunu, o "şeyi" kapımın önünden kaldır Kaan. - .... ee .. ben işe nasıl? kem-küm ve de gak-guk? - Sana şirket aracı vereceğiz. Tamam mı? - Taam Tatataaaaa ... Operasyon Taciz başarı ile sonuçlandı (bkn. Mission Accomplished) https://eksisozluk.com/mission-accomplished--161932 Sonra ne mi oldu? Ben 318İS'e binerken Merso Göztepe'de bir galericinin kapısına çekildi. Haftasında satıldı ve Kayseri'ye gelin gitti. Bu hikayeden çıkacak ders : Azim ile s*ç*n taşı deler
    29 puan
  7. Yeni Focus Bilgilerini, doğru şekilde yine ilk defa siz değerli FocusClubTr.com Üyeleri ve takipçileri almakta GÜNCELLEME 28 Mart 2014: Kendi çekimlerimiz burada GÜNCELLEME 9 Nisan 2014: Sedan ve Elektrikli versiyon tanıtıldı: GÜNCELLEME 23 Mayıs 2014: Makyajlı focus MK3 ,Aralık 2014'te düz vites, Mart imatlı (Nisan&Mayıs teslim) şekilde 2015'te TDCI/Powershift ile satışta olacak, Test araçları ise Kasım sonu gibi gelecek. GÜNCELLEME 17 Haziran 2014: İlk izlenimleri paylaşıldı ama yolcu koltuğundan GÜNCELLEME 17 Temmuz 2014: Baz model klima ünitesi, kol dayama, dokunmatik ekran, motor tüketimleri GÜNCELLEME 8 Eylül 2014: Teknik detaylar verildi; GÜNCELLEME 6-13 Ekim 2014: Focus'lar Türkiye'ye geldi ve donanımı belli oldu! GÜNCELLEME 21 KASIM: Türkiye Fiyatları burada: GÜNCELLEME 24 KASIM: Test Edildi: GÜNCELLEME 31 MART 15': 1.5 tdci otomatik'ler Nisan sonu itibarı ile ülkemize dökülmeye başlıyor, Mayıs başında lansman olacak, biz de orada olacağız inş Benzinli yani 1.0 Ecoboost 125 ps ve 1.5 Ecoboost 182 ps otomatik versiyonlar ise bu yılın son çeyreğinde ülkemiz gelmeye başlayacak. Euro 6 dizeller gelmeye başlayınca Trend x dahil tüm motorlar 120 ps gücünde olacak. GÜNCELLEME 6 NİSAN 15': 1.5 tdci powershift fiyatları belli oldu: Bu başlık ile de yeni teknolojilerin detayına bakabilirsiniz: Yeni Ford Focus: İleri Teknoloji, Kaliteli İşçilik ve Yüksek Verimlilik Özellikleri, Dünyanın En Çok Satan Modelini Bir Üst Seviyeye Taşıyor Yeni Focus, Ford’un cesur yeni yüzü ve mükemmel bir işçiliğe sahip kokpit görünümlü iç mekanıyla, şık ve duygusal bir tasarım sunuyor. Avrupa için geliştirilen motorlar, yeni 1.5 litrelik EcoBoost benzinli (Euro 6) ve yeni 1.5 litrelik TDCi dizel (Euro 6) motor seçenekleri içeriyor. Mevcut Focus ile karşılaştırıldığında yakıt tasarrufunda yüzde 19’a kadar bir iyileşme sağlıyor. Yeni Focus’ta ayrıca, emisyon oranı 99 g/km CO2 olan 1.0 litrelik EcoBoost motor seçeneği de sunuluyor. Yeni Focus, Ford’un Avrupa’da ilk kez satışa sunacağı ileri düzey araç içi iletişim sistemi SYNC 2’ye de sahip. SYNC 2, yüksek çözünürlüklü renkli dokunmatik ekran ve geliştirilmiş sesli kontrol sistemi ile müzik sistemine, navigasyona, klimaya ve cep telefonuna kolay komuta etmeyi sağlayor. Yeni Focus, yeni eller serbest Dikey Park Etme teknolojisini tüm dünyada tüketicilerle ilk kez buluşturan Ford aracı olma özelliği taşıyor. Dikey Park Etme teknolojisi sayesinde sürücü, geri geri giderek diğer araçların arasına dikey park edebiliyor. Aktif Şehir İçi Güvenlik sistemi ise artık 50 km/s’e kadar olan hızlarda çalışıyor. (buradaki başlıklar ile bu teknolojileri yakından inceyebilirsiniz) Focus’un beğeni toplayan sürüş dinamiği, daha sağlam bir ön tasarım, geliştirilmiş süspansiyon sistemi, yeniden ayarlanan amortisörler, elektrik destekli direksiyon ve yeni Elektronik Stabilite Programı ile iyileştirildi. (ÖNEMLİ KISIM BENCE BU) 24 Şubat 2014 – Yeni Ford Focus, daha cesur ve duyguları harekete geçiren bir dış tasarım, yüksek kaliteli işçilik, kullanışlı bir iç mekan,hayata değer katan yeni teknolojiler ve yakıt tasarrufunda elde edilen önemli iyileştirmelerle dünyanın en çok satan modelini bir üst seviyeye taşıyor. Bugün Barselona’da Dünya Mobil Kongresi’nde (Mobile World Congress) görücüye çıkacak ve bir sonraki hafta Cenevre Otomobil Fuarı’nda ziyaretçilerle buluşacak Yeni Focus’un sportif kimliği ve sürüş cazibesini, dikkat çeken yatay ızgara, uçak kokpitinden ilham alarak tasarlanan iç mekan ve direksiyondan kumandalı vitesler daha da göz önüne çıkarıyor. 2014’ün ikinci yarısından itibaren satışa sunulacak olan Yeni Focus, aynı zamanda, Ford’un ileri düzey araç içi iletişim sistemi olan SYNC 2 teknolojisinin yanısıra yeni 1.5 litrelik EcoBoost benzinli ve yine 1.5 litrelik TDCi dizel motorları Avrupalı tüketicilerle ilk kez buluşturuyor. “Sadece 1 numara olmak bize yetmedi; Çarpıcı, yeni bir Focus modeliyle insanların akıllarını başlarından almak istedik” diyen Ford Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkanı Stephen Odell Yeni Focus ile ilgili sözlerine şunları ekliyor: “Yeni Focus, modern tasarım, ileri teknoloji ve gelişmiş yakıt tasarrufu özelliklerini, Focus’a, haklı bir şekilde herkesin beğenisini kazandıran sürüş keyfi DNA’sıyla birleştiriyor.” Ford, Focus modelini ilk kez 1998 yılında satışa sundu ve o tarihten bu yana, 6.9 milyonu Avrupa’da olmak üzere, tüm dünyada 12 milyondan fazla Focus satıldı. Ford’un, 2013 yılının ilk dokuz ayına ait Polk Araç Tescil Verileri* üzerinde geçen ay yaptığı incelemeye göre pazardaaki mevcut Focus, dünyanın en çok satan modeli. Ford’un tahminlerine göre, tüm dünyadaki Focus satışları, Çin’de satılan 300,000’i aşkın araç da dahil olmak üzere, 2013 yılında 1.1 milyona ulaşarak, Focus’u, dünyada hızlı büyüyen yeni araç pazarında en çok satan otomobili konumuna taşıdı. Zarif tasarım Ford’un, Focus için geliştirdiği çok daha zarif ve gelişmiş yeni tasarım özellikleri, yeni Mondeo ve Fiesta modellerine de damgasını vuran One Ford global tasarım dilini yansıtıyor. Derin Mavi ve Glase Mavi gibi ilave yeni dış renk seçenekleriyle satışa sunulacak olan Yeni Focus, yeni bir kaput, ön tampon ve radyatör ızgarasıyla birlikte daha alçak ve geniş bir duruşa sahip. Kaput, araca güçlü ve kendinden emin bir görünüm kazandırmak için, Trapezoid tasarımlı ön ızgaranın üst bölümünün kenarlarına doğru, dinamik bir şekille yorumlanmış. Daha ince, daha keskin hatlara sahip farlar ve daha dikdörtgen şekilli, uzatılmış sis lambaları, aracın artık çok daha cesur hatlara sahip ön tasarımını vurguluyor. Krom detaylar zerafet hissini beslerken aracın arka tarafı da yeni bir tampon ve bagaj kapağı tasarımının yanı sıra daha ince arka aydınlatmalarla çok daha zarif bir görünüme sahip. Ford Avrupa Tasarım Müdürü Martin Smith Yeni Focus ile ilgili şunları söylüyor: “Amacımız, Focus’un tasarımına daha fazla duygu katmaktı. Çok daha güçlü ve çok daha atletik hatlara sahip Yeni Focus’un yüzey dili de artık çok daha incelikli ve sürücüye beklediği sürüş deneyimini vadediyor.” Yeni Focus’un iç mekanı yeniden tasarlanırken, tüketicilerden gelen geri bildirimleri dinleyen Ford bu geri bildirimlere daha az sayıda kontrol ve tuşun bulunduğu bir direksiyon ve orta konsolla tamamlanan çok daha sezgisel bir tasarımla karşılık verdi. Yeni siyah saten kaplama ve krom detaylar, daha temiz, daha modern bir görünüme, daha mantıksal ve sezgisel işlevlere katkıda bulunuyor. Orta kısımdaki yeniden tasarlanmış saklama bölmesinde daha fazla alan ve sürgülü, bütünleşik bir kol dayama bulunuyor. Çeşitli şişe ve bardakların konulabileceği ayarlanabilir yeni konsol, 1 litrelik su şişesi ve 0,4 litrelik bir bardağı aynı zamanda taşıma kapasitesine sahip. Yeni Focus müşterileri, daha kalın zemin halıları, daha kalın cam ve iyileştirilmiş motor bölümü izolasyonu sayesinde daha sessiz bir sürüşün tadını çıkarabilecekler. Smith Yeni Focus’un tasarımı ile ilgili sözlerine şunları ekliyor: “Müşterilerin, araç içinde daha yalın çizgilerin olması yönünde açıkça dile getirdikleri isteğe yanıt vermek için ana öğeler arasında çok daha kolay algılanabilen görsel bir bağlantı yarattık ve sürüş kabinindeki kontrol tuşlarının sayısını azalttık.” SYNC 2 teknolojisiyle donatılmış dokunmatik ekranlı kontrol Yeni Focus, Avrupa’da SYNC 2 teknolojisini tüketiciyle buluşturan ilk model olacak. Ford’un gelişmiş araç içi iletişim sistemi, yüksek çözünürlüklü, 8inçlik renkli dokunmatik ekran ile ses, navigasyon, iklim kontrolleri ve uyumlu cep telefonlarına daha kolay erişim sağlayan ileri düzey bir sesle kontrol sistemini içeriyor. SYNC 2’nin navigasyon sisteminde, Avrupa’da yine ilk kez, detaylı kavşak bilgileri, seslendirilmiş sokak adları, 3 boyutlu karayolu bağlantısı ve topografik/simgesel görüntüler ile birlikte MICHELIN Rehberi ve MICHELIN Yeşil Rehberi’ni içeren bölünmüş ekranlı bir gösterge bulunuyor. SYNC 2 sayesinde sürücü, daha basit “tek adımlı” navigasyon komutları verebiliyor ve sistemden istediği şarkıyı çalmasını isteyebiliyor. Sistem sayesinde ses kontrol düğmesine basıp “Karnım aç” diyerek bulunulan yerdeki restoranların listesine ulaşmak ve bu restoranlara ait yol tariflerine ulaşmak da mümkün. İleri sürüş teknolojileri Yeni Focus, modelin DNA’sından gelen ve beğenilen sürüş keyfi özelliklerini, geliştirilmiş sürüş ve direksiyon seçenekleri ile bir üst seviyeye taşıyor. Ford mühendisleri araca daha sağlam, daha duyarlı ve yolla daha bütünleşik bir his kazandırdılar. Bunun için ön takımdaki sağlamlık arttırıldı, süspansiyon geometrisi gözden geçirildi, direksiyonla ilgili süspansiyon burçlarının yanal sağlamlığı artırıldı, amortisörlerin ayarı yeniden yapıldı ve yeni bir Elektronik Denge Programı eklendi. Sürücünün kendisini yolla daha bütünleşmiş hissetmesi için Elektrik destekli direksiyon sisteminin de ayarı yeniden geliştirildi. Yeni Focus, yeni eller serbest Dikey Park Etme teknolojisini tüketicilerle ilk kez buluşturan Ford aracı olma özelliği taşıyor. Dikey Park Etme teknolojisi sayesinde sürücü, geri geri giderek diğer araçların arasına paralel park edebiliyor. Mevcut Focus modelinde sunulan paralel park etme imkanı veren Otomatik Park Sistemi sayesinde, bir düğmeye basıldığında, park edilecek yeri belirlemek için ultrasonik sensörler kullanılmakta ve sürücü, gaz ve fren pedallarını kontrol ederken, araç yönlendirilmekteydi. Yeni Focus’un arka kısmına iki yeni sensörün daha eklenmesiyle, dikey park etme özelliğinin aynı şekilde çalışması sağlanıyor. Eklenen ekstra sensörler sayesinde Ford, aynı zamanda, Avrupa’da ilk kez, sürücülere park yerlerinde çıkışlarında yardımcı teknolojiler sunuyor: Çapraz Trafik Uyarı Sistemi, sürücüleri, park yerinden geri geri çıkarken, biraz sonra arkalarından geçecek olan araçlara karşı uyarıyor. 40 metreye kadar erişim alanına sahip bir radarla çalışan sistem, yaklaşan bir araç tespit ettiğinde üç ayrı uyarı sinyali gönderiyor. Park Yerinden Çıkış Yardımcısı, paralel bir park yerinden çıkarken sürücüye yardımcı oluyor. Sürücü, sol veya sağ tarafı seçtikten sonra sadece gaz ve fren pedalını kullanırken sistem, araca yön veriyor. Ford Yeni Focus’da, kullanıcıların beğenisini alan Aktif Şehiriçi Güvenlik sistemini de geliştirdi. Frenlere önceden enerji yükleyen ve sürücünün yanıt vermemesi halinde motor torkunu düşürerek olası bir çarpışmanın etkisini azaltmak için frenleri otomatik olarak devreye sokan sistem, mevcut modelde 30 km/s’e kadar olan hızlarda çalışırken, yeni modelde 50 km/s’e kadar olan hızlarda etkili olacak şekilde geliştirildi. Ford, Avrupalı tüketicileri, aynı zamanda, Otomatik Acil Durum Fren Sistemiyle de buluşturuyor. Aktif Şehiriçi Güvenlik özelliğine benzer şekilde çalışan bu sistem, çok daha geniş bir araç tespit menziline sahip ve böylelikle sürücüyü örneğin otobanda, uyarılar göndererek ve gerekirse frenleri devreye sokarak, daha yüksek hızlarda destekleyebiliyor. Mevcut Adaptif Hız Kontrol teknolojisi sayesinde Focus sürücüsü, öndeki araçla arasında, öndeki araç seyir hızından daha yavaş gidiyor olsa dahi, belirli bir mesafeyi koruyabiliyor. Adaptif hız kontrol özelliğinin aktif olmadığı durumlar için Ford, Avrupalı sürücüleri ilk kez yeni Mesafe Uyarı Sistemi ile tanıştırıyor. Mesafe Uyarı Sistemi sayesinde sürücü, öndeki araçla arasında korumak istediği mesafeyi ayarlayabiliyor. Sürücünün yakınlaşması halinde sistem, bir uyarı zili çalmadan önce, gösterge paneli üzerinde yeşilden sarıya, sarıdan kırmızıya değişen üç kademeli bir uyarı gönderiyor. Yeni Focus ayrıca ilk kez Ford’un MyKey teknolojisini de sunuyor. MyKey teknolojisi, araç sahiplerine, genellikle daha genç sürücüler için – yüksek hız yapmayı kısıtlayan, ses sisteminin maksimum sesini azaltan, sürücü ve yolcuların emniyet kemerleri takmaması halinde devreden çıkaran bir anahtarı programlamalarına imkan tanıyor. Sistem, sürücünün, düşük hızlardaki çarpışmaları azaltabilen veya önleyebilen Elektronik DengeProgramı ve Aktif Şehiriçi Güvenliksistemi gibi teknolojileri devre dışı bırakmasını önleyebiliyor. Yollar artık daha aydınlık Geliştirilmiş Adaptif Ön Far sistemi sayesinde artık yeni Bi-Xenon HID ön farlardan çıkan ışığı yola en uygun şekilde ayarlamak mümkün. Sistem, aracı çevreleyen ortam ışığının yanısıra yolun ilerisindeki nesneleri de değerlendirerek ön far ışık açısını ve şiddetini, aracın hızı, direksiyon açısı ve öndeki bir nesneyle arasındaki mesafeye göre uygun olan ve önceden tanımlanmış yedi farklı ayardan birini seçecek şekilde ayarlıyor. Özellikle otobanlarda yüksek hızda seyrederken farlar, çok daha ilerisini görebilmek için daha uzun ve düz bir ışık hüzmesi yayacak şekilde yüksek bir seviyeye kaldırılıyor; aracın daha yavaş kullanıldığı ve sokak aydınlatmasının daha yoğun olduğu şehir içi gibi yerlerde ise ışık, hemen öndeki yolu daha yoğun bir şekilde aydınlatmak için aşağıya doğru yayılıyor. Düşük hızlı dönüşlerde sistem, bisiklet sürücülerini ve yayaları daha görünür kılmak için, yolun kenarına doğru bir ışık yayıyor. Yüksek hızlı dönüşlerde sistem, ışığı virajın daha da ilerisine yönlendirerek sürücüyü destekliyor. Yeni Focus, kapı açıldıktan hemen sonra, kapı kenarını kaplayan koruyucu bir kanatla, kazara verilen zararlara karşı koruma sağlayan Kapı Kenarı Koruyucusu gibi, daha önce sunulan, sürücülerin beğendiği ve güvendiği yenilikçi özellikleri de sunmaya devam edecek. Ford Avrupa, Araç Direktörü Sherif Markby Yeni Focus’un teknolojileri hakkında; “Yeni Focus bir dizi yeni ve gelişmiş özellik ve teknoloji sunuyor. Ancak aynı zamanda bu son versiyon daha basit ve zarif bir hale getirildi. Yeni zarif tasarımı Focus’a, hem araç içinde hem de dışında yeni modern bir görünüm kazandırdı. Focus’un ruhu, direksiyona geçtiğinizde hissettiğiniz sürüş keyfidir ve aslına bakılırsa bu hissi daha da iyileştirdik diyebiliriz” dedi. Yakıt tasarruflu yeni motorlar Yeni Focus’un, yeni motor seçenekleri mevcut modelle karşılaştırıldığında önemli ölçüde geliştirilmiş yakıt tasarrufu özellikleri sunuyor. En gelişmiş dizel motor, mevcut motora göre yakıt tüketiminde yüzde 19’luk bir düşüş sağlarken, en gelişmiş benzinli motor ise yine mevcut motordan yüzde 17’lik bir iyileşme sağlayacak. Yeni Focus, Avrupa’da, yeni 1.5 litrelik EcoBoost (150 PS ve 180 PS) benzinli motorun sunulduğu ilk araç olacak ve ayrıca yeni 1.5 litrelik TDCi (95 PS ve 120 PS) dizel motor seçeneğiyle de satışa sunulacak. Ford, geçen yıl Focus müşterilerinin üçte birinin tercih ettiği ve 2012 ve 2013 Uluslararası Yılın Motoru Ödüllerini almaya hak kazanan 1.0 litrelik EcoBoost benzinli motorunu (100 PS ve 125 PS) ise Yeni Focus’da da sunmaya devam ediyor. Avrupa’da 100 g/km altı CO2 emisyonlarının elde edildiği, ilk hibrid olmayan benzinli aile otomobili olma özelliği taşıyan 99 g/km CO2 sunabilen 1.0 litrelik EcoBoost motorunun kullanıldığı yeni bir versiyon da model ailesine ekleniyor. Önümüzdeki yıl tüketicilerin beğenisine sunulacak 1.5 litrelik 120 PS TDCi dizel motor için PowerShift otomatik şanzımanlı versiyon, benzer güç değerlerine sahip mevcut Focus versiyonuna kıyasla yüzde 19’luk bir iyileştirme sağlayacak. Yine önümüzdeki yıl piyasaya çıkacak olan PowerShift otomatik şanzıman ve 1.0 litrelik, ödüllü EcoBoost motorla donatılmış Yeni Focus versiyonu, yerini alacağı, aynı güç değerlerine sahip motorla karşılaştırıldığında yüzde 17’lik bir iyileşme sağlayacak. Manuel şanzımanla donatılmış 2.0 litrelik 150 PS TDCi, yüzde 14’lük bir iyileşme sağlarken otomatik şanzımanlı versiyon ise artık yüzde 13 daha verimli. “Dizel veya benzinli olsun Yeni Focus, geliştirilmiş yakıt tasarrufu ve güç özelliklerini bir arada bulunduran etkili motor seçenekleri sunacak. Aynı zamanda elektrikli versiyonumuz Focus Electric ile 0 emisyon seçeneğimiz de mevcut” diyen Ford Avrupa Ürün Geliştirme Başkan Yardımcısı Joe Bakaj, Yeni Focus’un motor seçenekleri ile ilgili sözlerine şöyle devam ediyor; “Yeni 1.5 litrelik EcoBoost benzinli motorda, 1.0 litrelik EcoBoost motorunun öncülük yaptığı teknolojiler doğrudan kullanılacak. Geliştirilmiş entegre soğutmalı silindir kafası, entegre egzoz manifoldu ve en iyi performansla yakıt tasarrufunu bir arada sunan, hafifletilmiş ve sürtünmesi azaltılmış parçalar kullanılacak. Yeni Focus, aynı zamanda, sürücünün, elleri direksiyondayken vites değiştirmesine imkan tanıyan, direksiyondan kumandalı vites kontrollerini Avrupa’da tüketiciyle buluşturan ilk Ford modeli olacak. Direksiyondan kumandalı vites kontrolleri, dizel ve benzinli bütün otomatik şanzıman ve PowerShift versiyonlarda bir seçenek olarak sunulacak. (HELE ŞÜKÜR KUMANDA GELDİ) Müşterilerin, 140’tan fazla pazarda satılan Focus’a olan artan talebini karşılamak üzere Ford, aracı dört kıtadaki sekiz tesisinde üretmek için dünya çapındaki kapasitesini arttırdı. Almanya, ABD, Rusya, Çin, Tayland, Vietnam, Tayvan ve Arjantin’deki fabrikaların toplam kapasitesi, dakikada 2’den fazla, yılda 1.5 milyondan fazla Focus üretecek düzeyde. Avrupa’da Ford, her 90 saniyede bir yeni bir Focus üretiyor. Yeni Motor ve Şanzımanla Videoları İzlemenizi Tavsiye Ederim Genel Teknoloji SYNC 2 B-Roll Stüdyo B-Roll Dış Çekim - 5K B-Roll Dış Çekim - SW Fotoğraflarla MCA Focus
    28 puan
  8. 2017 Şubat'ının ikinci hafta sonunu göller bölgesinde değerlendirmeye karar verip Cumartesi erkenden yola çıktık. İlk durağımız Akseki’ye komşu İbradı ilçesi oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Bir Yörük yerleşkesi olan İbradı günümüzde çok göç vermiş olmasına rağmen Oğuzların Salur boyuna kadar uzanan ve Teke Türkmenlerine dayanan sosyal yapısı, yaygın Öz Türkçenin kullanımı ve Orta Asya'ya ait âdetleri hala devam ettiriliyor olunması ile dikkat çeker. 1300 m rakımlı İbradı ilçesi serin havası ile yazları kalabalıklaşır, Akdeniz kıyısından Konya’ya pek çok yazlıkçıya ev sahipliği yapar. İlçeye bağlı Ormana beldesi ve Ürünlü köyü özgün sivil mimari örneklerini barındıran, tarihsel dokusu olabildiğince korunarak günümüze gelebilmiş ender yerleşimlerdir. Özellikle Ürünlü 1994 yılında UNESCO tarafından korunması gerekli bölge ilan edilmiştir. Ürünlü yerleşiminde hiç bağlayıcı harç kullanılmadan, ahşap ve kuru taş duvar ile yapılan “düğmeli evler” bölgeye özgüdür. Bu yapıların yüzlerce yıl evvel Ermeni, Rum, sonrasında ise Türk ustalar tarafından yapıldığı biliniyor. Taş ve ahşabın birarada kullanıldığı bu mimarı tarza bölgede, “hatıllı kuru duvar” adı verilmiş. Taşıyıcı olan beden duvarları 50–60 cm’den az olmayan kalınlıkta, kuru duvar tekniğinde harçsız olarak uygulanmakta, taş duvar örüldükten sonra duvar boyunca duvarın her iki tarafına 8x8 cm ebatlarında “hatıl” denilen ahşap latalar uzatılmakta, bu hatıllar aynı ebatlardaki “düğme” veya “peştivan” olarak adlandırılan kısa latalarla birbirine bağlanmakta ve araları taşla doldurularak duvar örgüsüne devam edilmektedir. Köyün büyük oranda göç vermesi ve ilgisizlik nedeniyle, köyün geleneksel konut dokusu hızla bozuluyor. Köy halkının koruma bilinci daha yeni yeni turizmin etkisiyle oluşmaya başladı. Benzer özellikte evler göreceli daha büyük bir yerleşke olan Ormana’da da yer alıyor, restore edilen üç ev Ormana Active işletmesi tarafından turizme açılmış durumda ve ilgi çekici olabilir. Bölgenin doğal güzellikleri arasında Manavgat çayının doğduğu nokta olan Altınbeşik Mağarası Milli Parkı önemlidir. Altınbeşik Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük yer altı su mağarasıdır. Yabani Yılkı atları ile Eynif Ovası, dağlardan inen sularla dolup zaman zaman göl halini alan Gembos ovası ve çevredeki ardıç, sedir ve çam ormanlarıyla kaplı yaylalar görülmesi gereken diğer doğal güzelliklerdir. İbradı'da Celal Keskin'in kahvesinde dağ kekiği çayı içmeden devam etmemek gerek... Değişik köylere misafir olarak yolumuza devam ettik. Otomobil kullanmayı seven her faninin keyif alacağı türde yollardan geçtik... İkinci durağımız Beyşehir oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Beyşehir isminin Selçuklu döneminde bölgenin Eşrefoğullarının hakimiyetinde olduğu zamanlarda “beyin şehri” ifadesinden türediği söyleniyor. Merkezin 40, tüm ilin 70 Bin cvarında nüfusa sahip olduğu 1125 m rakımlı yerleşke bereketini kıyılarında kurulduğu gölden alıyor. Beyşehir gölü Türkiye’nin yüzölçümü olarak üçüncü büyük gölü, ancak en büyük tatlı su gölü ve duru suyu, eşsiz güzellikte sazlıklarla bezenmiş kıyıları ile bir yandan Sazan, Aynalı Sazan, Turna, Levrek, Kadife Balığı gibi balıklara, diğer yandan balıkçıldan pelikana pek çok göçmen su kuşuna ev sahipliği yapmakta. Ayrıca civarda sürülerle dolaşan yaban domuzları da var. Kent merkezi bir kanal çevresinde ve kıyı boyunca uzayan parklar ve yürüyüş yolları ile son derece şirin. Yazları tur tekneleri çevredeki kumsallara gezi düzenleyerek yüzme imkanı sağlıyorlar. Biz gittiğimizde göl hemen tümüyle kalın bir buz tabakası ile kaplıydı, haliyle tekneler de buz örtüsüne sıkışıp kalmışlardı. Ancak sazlıklardaki balıkçı kayıkları çok fotojenik birer obje olarak dikkatimizi çekti. Gezilecek tarihi yerlerin başında ise Eşrefoğlu Camii geliyor. 13.yüzyıldan kalma bir Selçuklu camii olarak 6 ay boyunca göl suyunda şişirilmiş sedir ağaçlarından oluşan orijinal ahşap sütünların üzerine yükseliyor. 40 cm çapında 7,5 m yüksekliğinde 42 ahşap sütun eşsiz bir mimariye örnek teşkil ediyor. Özgün bir diğer yanı da caminin ortasında yaklaşık 5 x 5 x 2 m boyutlarında bir havuz bulunması ve bunun üzerindeki tavanın açılabiliyor olması. Bu havuzun kullanımı ile ilgili iki rivayet var: İlkine göre bu bu havuz tavandaki açıklıktan düşen ya da taşınan kar ile doldurulur ve sıcak havalarda hem caminin içini serin tutar, hem de ahşap sütünların ömürlü olması için gerekli nemi sağlardı. İkincisine göre ise Selçuklular o dönemde astronomiye yönelik çalışmalar yapar ve gerek tavandaki açıklıktan, gerekse havuzdaki suya düşen yıldız yansımalarından gökyüzü hareketlerini izlerlerdi. Caminin hemen yakınındaki Bedesten ve restore edilmiş evler alana güzel bir bütünlük kazandırıyor. Yolda rastladığımız bu kedi de @Mert Yürüyen için gelsin, sanki Cats müzikalinin figüranlarından... İlginç ve ünlü bir diğer yapı da 1908-1914 yılları arasında eski bir köprünün yerine yapılmış hem köprü hem de sulama kanal regülatörü olarak görev yapan Taşköprü. Yeme içme mekanları kış vakti kar altındaki şehirde pek geçe kalmamayı gerektiriyor. Emin Usta Et Mangal, Osmanlı Kahvesi ve Bey Edem Pastanesi anılmaya değer. Konaklama için merkezde bir otel ve merkeze yakın öğretmen evi var. Gezinin ikinci günü Beyşehir gölünün batı yakasını, köyleri ve eşsiz güzellikteki bakir kıyıları gezdik. Sonra Eğirdir’e geçtik. Tıkla öğren: Burası neresi? İlginç bir şekilde Beyşehir kar, buz ve kapalı yolları ile ne kadar kara kış idiyse Eğirdir de o derece güneşli ve baharı andıran bir havaya sahipti, kar tümden yerden kalkmış, bambaşka bir iklim vardı. Eğirdir tektonik bir çanak içinde toplanmış suyu ile Beyşehir’den sonra en büyük tatlı su gölü. Sazan, Çim Sazanı, Sudak, Eğrez ve son yıllarda ortaya çıkan Gümüş balığı yanında Kerevit, Yengeç, Su yılanı, Su faresi, Kurbağa ve Su kaplumbağasının yaşam alanı. Haliyle bölgede balıkçılk çok gelişmiş ve özellikle yarım adadaki restoranlarda servis ediliyorlar. Göl yaban hayatı için önemli çok sayıda yerleşik ve göçer kuşa uygun bir yaşam alanı aynı zamanda. Isparta’ya yakınlığı ile bir eğlence/dinlence alanı olarak oldukça aktif olsa da buranın da Beyşehir gibi kıyıları bakir ve doğal güzelliklerle dolu (bkn. Boyalı’nın ağaçları). Her zamanki gibi kuşlarla oynadık, karabatakları izledik, Melodi Restoranda soslu göl levreği tava yedik ve İslamköy ekmeği aldık. Dönüş Kovada üzerinden oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Kovada gölü Eğirdir’den 22 km’lik doğal kanalla sulanan ve DSİ’nin hidroelektrik santralını yürütmede kullandığı bir yapay gölet, kıyıları sonbahar renkleri dışında pek bir cazibe sunmuyor. Ancak dar, virajlı ve iniş – çıkışlı, eğimleri ve yüzeyi düzgün asfalt yolu benim gibi viraj meraklılarına çok özel bir keyif unsuru oluyor. Geç kalmadan dönmek için göl kenarına inmeden devam ettik. Bol oksijen depoladığımız, doğayla içiçe olmanın keyfini sürdüğümüz hoş bir hafta sonu oldu. Önemli not: İnsan beyninde bir yerin canlısını görmekle fotoğrafına bakmak aynı etkiyi yaratıyormuş. Turizmcileri eminim kızdıracak bu tespite uygun olarak ben de hizmette kusur etmemek adına bolca fotoğraf paylaştım.
    28 puan
  9. Ford Focus 3 için orijinal navigasyon kurulumu kullanımı ile ilgili bilgileri buradan paylaşmak istiyorum Öncelikle Focus Araçta orjinal navigasyonu kullanabilmek için dashboarddaki ekranı 5"; SD kart girişli ve renkli ekranla değiştirmek gerekiyor; ben bu ekranı daha önce satın almıştım zaten ve aracımda kullanıyordum. Ekranın parça numarası ve arkasındaki girişler. Ekranla birlikte navigasyon özelliği de deaktif olarak beliriyor sistemde ve ekranda No GPS yazısını görüyoruz. Bu noktada aracı serviste bilgisayara bağlatırsanız GPS anteni bulamadım şeklind ehata mesajı yayınlıyor. Navigasyonu aktif hale getirmek için yapmamız gereken 2 şey var. Birincisi içinde haritaların yüklü olduğu orjinal ford SD kartını bulup almak; otosandan almak isterseniz yüklüce bir para vermeniz gerek.Ben almanayada bir satıcıdan aldım. İkincisi ise Fakra girişli GPS anteni almak. Bunu sahibinden.com'da bir satıcıdan aldım. SD kart ve anten tamamlanınca iş sadece montaja kaldı. Öncelikle göğüsten; tuş takımını ana ünite ve ekranı söktüm. Anteni göğüsün alt kısmına çift taraflı bant ile yapıştırıp sabitledim. Resimde hem anteni hemde kalan kabloyu nasıl ve nereye yapıştırdığımı görebilirsiniz. Antenin ve kartın takılması ile Navigasyon aktif oluyor; Öncelikle kart kendine göre bir kurulum yapıyor bu yaklaşık 2 dakika sürüyor. Şöyle bir uyarı çkıyor. Adres giriş ekranı; Rotanızı ekonimik hızlı yada kısa olarak seçebilrisiniz. Rotayı çok kısa sürede oluşturuyor. Türkçesi Zumla olarak gelen zoom lama özelliği; Kaydır özelliği ile harita üzerinde sağa sola yukarı aşağı gezinebiliyorsunuz. Demo modunu açarsanız diğer ekranlardayken sağ yanda rotanızı bu şekilde tarif ediyor. Bulunduğum noktanın koordinatları. Ve aracın içinin şuanki görünümü. Ben hala 5" ekrana uygun çerçeve bulamadığım için orjinal 3,5" lik ekranın çerçevesi ile kullanıyorum daha önce yanlarda görüle metal kısımlara bu kez siyah bant çektim. Bildiğiniz gibi aracıma 5" ekran + Navigasyon kurulumu yapmıştım ancak bu ekrana uygun çerçeveyi takmadığım için ekranın yanları açık kalmış altından ve üstünden ise bir miktar alan görünemez olarak kalmıştı. Ben de madem bu çerçeveyi değiştireceğim olmuşken sony tuş takımına uygun olan çerçeveyi ve sony paneli alayım demiştim. Yaklaşık 6 aylık arayıştan sonra çerçeve (5" ekrana uygun+SD kart yuvası olan+Sony panele uygun) ve Piano black navigasyon fonksiyonlu sony paneli ingilterede buldum ve aldım. Navigasyon kurulumu sonrası aracımın görüntüsü; Satın aldığım çerçeve+Sony Panel; Montaj sonrası yakından görünüm; Gece görüntüleri çok güzel oldu; Sonylerin aydınlatmalarının hepsi aynı mı bilmiyorum bu panelde aydınlatma floresan gibi bembeyaz değil; üstteki ekranın zemin aydınlatması ile uyumlu mavimsi bir beyaz.
    27 puan
  10. Kanadalı Yeni Ford Edge Türkiye'ye geldi. Detaylı incelemesi karşınızda… Sonuç: Pahalı ve dışardan görünümü şık. Fiyatıyla birlikte sunduğu donanımlar Premium rakiplerini zorluyor. Ford bunun farkında olmalı ki iyi bir araç üretmiş. Yeni teknolojinin gerisinde kalan gövdesi fazla ağırlığa neden olduğu için günlük hayatta verimliliği birinci sırada yer alamayacaktır. Özetle bu arabayı tanımlamak gerekirse geniş, sessiz ve bol donanımlı diyebilirim. Tamamını okumak için ► https://anasayfa.focusclubtr.com/yeni-ford-edge-test-surusu-2016-turkce-inceleme/ VİDEO
    27 puan
  11. Açıklama : Dizel ve benzinli olarak mevcuttur. Kargo tarafımızdan karşılanacaktır. Stoklarla sınırlıdır. Şu an yok. Fiyat: Kdv dahil 410 tl ( 2014 mayıs güncellemesi - )
    26 puan
  12. Sportif görünümü seven çoğu arkadaşımız Focus'un üzerinde gelen 16" jantları yetersiz buluyor ve daha büyük jantlara terfi etmek istiyor. 18" genelde en havalı görünen olsa da önerilen 235/40 lastikle yanak genişliği lastik ve jant sağlığı yanında konfor açısından da sakıncalı değerlere iniyor. 17" jantlarla da 215/50 lastik öneriliyor ki, çoğu kişi hazır jantı büyütmüş iken biraz daha fazla taban genişliği neden olmasın deyiveriyor. Üstüne üstlük 215/55-16, 215/50-17 ve 235/40-18 lastikler oldukça özgün ebadlar olup pek ucuza satılmıyor. Peki alternatif yok mu gerçekten? Bence var ve denemeye karar verdim. Hepsi orada olan malum sitede geçen hafta Goodyear Eagle F1 asymm 2'nin 225/45-17 ebadında indirime girdiğini fark ettim. Lastik başına 240 TL hem de 9 taksit cazip görünüyordu. Bunun üzerine hesap makinesini alıp bazı hesaplar yaptım, aşağıdaki tabloda ayrıntılar var, ve gördüm ki 225/45-17 aslında 205/55-16 ile 215/55-16 arasında bir yere gayet iyi oturuyor. Üstelik hem 235'ten taban genişliği 1 cm dar iken, ki bunun hem tüketim hem de suda kızaklamaya olumlu etkisi olacak, yanak genişliği de 7 mm fazla, bu da artı güvenlik ve konfor demek, göreceli haliyle. E güzel lastiği bulduk da jant ne olacak? Focus Sport jantları iki açıdan sorunlu, birincisi 7" genişlikte ve 225 için 7,5" daha güvenli, ikincisi Otosan'dan bayi iskontolu bile alsam adedi 680 TL'ye geliyor, yuh yani. Replika desen, Çinliler hafif ve ucuz olsun diye alaşıma bolca bakır katıyorlar, o da ilk ciddi darbede kırılmaya neden oluyor. Sağolsun çok değerli bir lastik bayisi dostum var. Aradı taradı ve dedi ki sana CMS 428 alacağız. CMS'yi inceledim, 1985 yılından beri alaşım jant sektöründe, İzmir'deki yıllık 3 milyonun üzerindeki jant üretiminin %80'ini dış pazara veriyor, birçok önemli otomobil markasına OEM jant üretiyor ve Avrupa'da jant değişim pazarında önemli oyunculardan biri. Almanya ve Rusya'da kurulu satış şirketleri var. Almanya internet sitesi Türkiye'dekinden iyi. Ayrıca alaşım ve sağlamlık konusunda son derece titizler. Merak edenlere: http://www.cms.com.tr/ http://www.cms-wheels.de/en/home Açıkcası jantların görünümüne pek itirazım olmadı. Hatta beğendim bile diyebilirim. 7,5x17" ve 45 ofsetle aslında cuk oturuyordu. Bana 8 taksitli maliyeti de jant başına 280 TL oldu. Jant ağırlık merkezini ofseti nedeniyle bir 5 mm kadar dışarı kaydırsa da bunun çok tedirgin edici olmadığını düşündüm. Tek endişem ağırlık idi. O konuda maalesef çok başarılı değil. Sanırım sağlamlığın bir bedeli var ve jant başına 11,5 kg ile hiç de hafif sayılmaz. Yine de @Serdar yamanın burada sunduğu ağırlık ölçümlerinden yola çıkarak Ford'un onayladığı lansman jant + 235/40-18 lastik kombinasyonundan azıcık hafif olduğunu görünce takmaya karar verdim. Ön takımlara yük elbette bir miktsr arttı, ama bunun pratikte sorun yaratacağını düşünmüyorum. Göreceğiz... Bence fena olmadı. Lastiklerin rodajı bitsin raporlarım.
    26 puan
  13. İstanbul Park'da Ford Focus 1.6 Ecoboost Sezen bey'in talebi ile başlayan planlama sonunda 3 araç 4 kişi ancak toplanabildik. Sadece Tolga abi pist'e girdi, bende yanında co-pilot İşleri çıkan veya müsait olamayan arkadaşlarla da daha sonra katılmak ümidiyle diyerek video ve fotoğraflarla devam ediyorum. Bu video'muz..720p yüklenmesini beklerken aşağıdaki foto'lara göz gezdirebilirsiniz.. Birazcık yolcu koltuğundan pist'i anlatmam gerekirse; Padok alanında olmak bile çok heyecanlı. Kask'ı taktığın an sanki bir çok şey değişiyor Sürüş esnasında çok dikkatli olmak gerekiyor kendinizden ziyade etrafınıza özellikle her zaman söylediğim birşey güçlü olanlar hep daha güvenli oluyor bu sebeple gücünüzü doğru yerde kullanmak şart. Focus'da yolcu olarak tutunacak yer bulamadım Tolga abi'nin aracında orj olmayan yani ağır 18'' jant birde yumuşak lastikler vardı ona göre biraz fazla kaymış gelsede ben lastikler ısınana kadar beğendim tutuşunu 2.tur zamanı yani en hızlısı 02:55 sn olarak ölçtük fakat bu ölçüm zaman zaman önünüzdeki araçlar sebebiyle ilerleyemiyor. Kendine ve sürüşüne güvenenlerin yavaş bile olsa bu heyecanı tatmalarını tavsiye ederim ama sürücü olarak :)) Günün Başından sonunda doğru giderek daha sonra bonus fotolar ekleyececeğim Saruhan ile Bostancı'da buluştuk 1 saat kadar orada muhabbet ettik ha gelecekler ha gittiler diye sonra buradan yola çıktık diğer arkadaşlar ile pistte buluştuk. Pist'e az kaldı Bizi kimler karşılıyor ST :)) Ferrari'ler Chevrolet Camaro Lamborghini Ve Ecoboost geliyor... Sıraya Geçiyoruz Motorlar bizden önce tur attı. Sıra Bizde Loca Canavar Acıktı ve Yoruldu Yarış Sonrası ort. tüketim (Yarış öncesi sıfırlanmadı önceden 7.2lt idi) Teoman Bey'in Philips Led'leri Cenmax'dan iyi duruyordu çekemeden edemedim.. Powershift'in gün sonundaki hali BONUS Mondeo Güvenli Sürüş Eğitimi Ford Deposu FocusClubTr.com
    26 puan
  14. işlem tamamlandı parçalar erol otomtivden alındı ford servisinde boyatıp uğraşlar sonucunda biterebildik... st body kit 2.250 tl boya ve montaj 750tl egzoz ve montaj 250tl
    26 puan
  15. ER-OL Otomotiv Sitemizin Sponsoru Olmuştur, Kendilerinden Tüm Yedek Parça Tedariklerinizi Giderebilirsiniz. Erol otomotiv; 30 yılı aşan sektörel tecrübesi ile Ford otomotiv yedek parça satış hizmeti veren profesyonel bir yapıdır. Orijinal ve eşdeğer yan sanayi Ford yedek parça tedariği konusunda uzman kadrosu ile sektörün ihtiyaçlarını çok iyi analiz eden Erol Otomotiv ihtiyaçların doğru şekilde çözülmesi ve zaman yönetimi konuların son derece özenlidir. Başından sonuna şeffaflık ve dürüstlük ilkesini ön planda tutan ve sigorta prosedürlerine ve uygulama şekillerine hakim olan erol otomotiv çok yönlü bakış açısı ve iletişim gücü ile sorun çözme becerisine de sahiptir. Ülkemizdeki değişen sigorta dinamiklerini yakından takip eden Erol Otomotiv sigorta şirketleri ile ortak yürütülen yedek parça tedarik sistemine ilk geçen firmalardan biridir ve yaklaşık dört yıllık sürede profesyonel anlamda çok yönlü tecrübe kazanmıştır. Erol otomotiv; şase tanımlama sistemi olan Microcat programı ile araca uygun parçanın hatasız olarak bulunup, en hızlı şekilde servise gönderilmesini sağlamaktadır. Sahip olduğumuz artı değerler ile çözüm ortağınız olarak hareket ederek birlikte çalışmaktan her zaman gurur ve mutluluk duyacağımızı bilmenizi ister, işlerinizde başarılar dileriz. (Erol Otomotiv) Web Sitesi: www.ErolOtomotiv.com Adres: 3. Sanayi Sitesi 401/1 Sokak No:3/5 Bornova - İZMİR Telefon: 0 (232) 435 40 35
    25 puan
  16. İlk defa 1976 yılında yollara çıkan Ford Fiesta yıllardan beri Ford’un B segmentinde oldukça başarılı olmuş, özellikle 4.nesili ile 90’lı yılların sonunda dikkat çekmeyi başarmış haylaz çocuğu olarak algılanabilir. 2008 yılında bugünkü 6.nesil tasarım özelliklerine kavuştu. Kama tarzı yan çizgi dinamik ön tasarımla birleştiğinde çoğu kişiye çekici gelen ve doğrudan satış başarısına dönüşen bir özellik oldu. Değişik motor alternatifleri, oldukça ekonomik kullanım, yine oldukça geniş iç mekan özellikleri aracın segmentinde sağlam bir yer edinmesine yetti. Bu arada bu yılın Nisan ayında Köln-Niehl’deki fabrikadan 7 milyonuncu Fiesta banttan indi. Ford bu başarıdan etkilenmiş olarak durmadı, aracı geliştirmeye devam etti ve yıl başında 6.neslin makyajlı halini piyasaya sürdü. Bu arada nesil sayılarında bir karışıklık var, nedenini çözemedim, şu andaki model değişim sürecinde 6.nesil iken özellikle İngiltere'de Mk.VII olarak anılıyor. İlk bakışta Aston Martinvari görkemli ön ızgara, yanlara doğru uzatılmış farlar ve kaputa oturtulmuş motor içine sığmıyormuş havası yaratan yükselti ve yeniden şekillendirilmiş arka stoplar ile araç daha da dinamik bir karakter almış. Ancak aracı biraz kullanınca değişikliklerin sadece dış tasarıma sınırlı kalmadığı hemen anlaşılıyor. Özellikle ses izolasyonu ve yürüyen aksam üzerinde çok çalışılmış, ayrıntılar az sonra! İç mekanda çoğu şey eskisi gibi. Kapı kollarındaki pencere kontrolleri daha ergonomik hale getirilmiş ve süsleyici plastik alanlar piyano siyaha dönüştürülerek daha şık ve hoş görünümlü bir hava yaratılmış. Kullanışlılık açısından hemen hiç sorun yaratmayan iç tasarımda büyük bir değişiklik yapılmamış olması normal karşılanabilir. Ancak rakiplerin (Peugeot, Renault) geniş ekranlı kontrol sistemlerine geçiyor olmaları Ford’un da en geç bir sonraki kuşakta artık bu minik monokrom ekranlardan kurtulması gerektiğinin uyarısıdır. Bu girişi niye yaptım? Çünkü bahçeye yeni bir Fiesta park ettik. Eşimin bir önceki Fiesta’sını ciddi sayılabilecek bir kazada kendisine zarar vermeden pert edebilme başarısını, Allianz sigortadan sağlanan doyurucu hasarlı araç geri ödemesini de kullanarak, yeni ve yine bir Fiesta ile kutlamak istedik. ; İki şartım vardı: Araçta ESP olacak, ki kolay kaymasın Motoru 1.0 EB olacak, ki traktör gibi çalışmasın Koca ülkede bu şartları karşılayan iki araç bulabildik, biri şeker mavi Sony’li Titanium X + güvenlik paketli; diğeri ise bakır kahve Titanium X + güvenlik + tekno paketli. Maalesef sineye çekmek zorunda kaldığımız bir olumsuzluk vardı, araçların fiyatı: İlki 42.700, ikincisi 43.000 idi. Doğrusu bu segmentte bir arabaya bu kadar para yatırmak hiç de hoşuma gitmedi, ama donanımı benzer alternatiflere baktığımda fiyatların çok da fark etmediğini görünce kabul ettik mecburen. Sonuçta küçük ama tam donanımlı bir aracımız oldu. DRL’li far grubu, otomatik yanan farlar, otomatik kararan dikiz aynası, yağmur sensörü, karartılmış arka camlar, 15” alaşım jantlar, ön konsolda kolçak, USB ve Aux girişi, şık iç mekan aydınlatması, elektronik iklim kontrollü klima, deri direksiyon, direksiyonda hız kontrol ve radio kontrol özellikleri, aktif şehiriçi güvenlik sistemi, ısıtmalı ön cam, anahtarsız giriş ve çalıştırma, elektrikli ısıtmalı katlanan yan aynalar, aynalarda kapı aydınlatma ışıkları, ESP (Elektronik Denge Programı), TCS (Çekiş Kontrol Sistemi), EBA (Acil Durum Fren Desteği), HLA (Yokuş Kalkış Destek Sistemi), sürücü ve ön yolcu yan hava yastıkları, sürücü ve ön yolcu perde hava yastıkları, sürücü diz hava yastığı ve bir takım şeyler daha. Uzun uzun yazdım, ödenen paranın acısı dinsin diye biraz… Açıkcası kullandığım araçlarda donanımdan çok sürüşü beni ilgilendirir, ancak bu kadar kolaylık sağlayıcı teknoloji olunca kısa sürede alışkanlık yapıyor ve insan şımarıkça aramaya başlıyor bu özellikleri. Mesela anahtarsız giriş benim Focus’ta yok, şimdi her gidişimde niye yok diye hayıflanmaya başladım. İnsan nankör bir yaratık! Neyse, bir haftadır da hanımın yokluğunu fırsat bilip rodaj dönemini atlatmak için ben kullanıyorum haylazı ve şöyle özetlemeliyim izlenimimi: Sabahları evden her iki aracın anahtarı cebimde çıkıyorum, bahçeye inince bir ona bir buna bakıyorum ve fazla tereddüt etmeden Fiesta’ya yönelip Focus’u oracıkta bırakıyorum. Nedenlerini biraz daha ayrıntılı anlatayım ve de bir Fiesta incelememiz olmuş olsun: Anahtarsız giriş sisteminde aracın kapı kolundaki minik lastik kaplamalı düğmeye dokunduğunuzda kilitler açılıyor, rahat ve geniş açılan kapıdan herhangi bir yere takılmadan sınıfına gore rahat ve geniş sayılabilecek iç mekana yerleşiyorsunuz. Dört yönlü hareketli direksiyon ve koltuk ile rahatlıkla kendinize uygun bir oturma pozisyonu ayarlayabiliyorsunuz ve tüm düğme ve kumandalar bu durumda kolay erişim mesafesinde oluyor. Koltuklar yeterli baldır ve sırt yan desteği veriyor, sertliği iyi ayarlanmış, kafalıklar rahatsız etmiyor ve güvenlik ekipmanı olarak olması gerektiği gibi konumlandırılabiliyor. Yükseklik ayarlı emniyet kemerini de ayarlayıp kolay ulaşılabilen tokasına taktığımız anda yola çıkacak konuma geliyoruz. Koltuklarla ilgili belki küçük bir eleştiri benim gibi iri cüsselilere göre kürek kemiği hizasında hafif bir öne doğru çıkıklık yapıyor olması, bu da bel desteğinin yeterince etkin olmasını engelliyor ve hafif öne ittiği için uzun yolda rahatsız eder mi emin olamadım, boyu 1.70-1.75 civarında olanlar bu yazdığımı hiç algılamayacaklardır. Yola çıkmadan sağa sola bir göz atalım, öncelikle belirtmem lazım kahverengi araçla gelen kahverengi kokpit parlak siyah vurgularla birlikte çok şık ve sınıfının üstünde bir algı yaratıyor. Kokpit üst malzemesi yumuşak plastikten, ancak kapılar vb. alıştığımız sert plastikten. Hepsinin kolay çizilebilir olduğunu eklemekte yarar var. Genel olarak malzeme kalitesi iyi, işçilik kalitesi de mükemmel olmasa da rahatsız eden bir durum yok. Neredeyse beş senedir üretimde olan bir model için bu beklenir bir durum olmalı zaten. Tek kusur olarak bagaj kapağı kaplamasında bir tarafta birkaç milimlik bir açıklık fark ettim, o da nazarlık şimdilik. Kapı cepleri oldukça uzun, arkaya doğru genişliyor ve pek çok ıvır zıvıra yer bulunur. Orta konsolda eşya gözü de barındıran bir kolçak var, ancak çok geriye konumlandırılmış, bana uygun olsa da kısa boylular için asla kullanışlı olmayacaktır. Yine orta konsolda birini küllüğün işgal ettiği iki bardaklık ve hemen onun önünde Aux ve USB girişlerinin bulunduğu küçük bir göz var, buraya bellek takınca eşya koymayı pek düşünmemek lazım. Torpido gözü yolcunun bacaklarını sıkıştırmayacak şekilde açılıyor, oldukça geniş, tepeden girişli olduğu için de ne var ne yok kolaylıkla görülebiliyor ve aydınlatmalı. Araçtaki ses sistemi basit altı istasyon hafıza düğmeli CD/MP3/Radyo ünitesi, önlerde bas ve tiz olmak üzere dört, arkalarda iki hoparlör var. Kullanımı son derece kolay, ses kalitesi de basit görünümüne karşın bence en az Focus’taki sistem kadar başarılı, baslar çok derin olmasa da kontrollu ve hacimli, midler yeterince detaylı, tizler de keskin olmadan belirgin. Kısacası böyle bir arabaya bence yeterli. Özellikle çok arzulanan Sony müzik sistemine göre en önemli avantajı da basit ve kullanışlı yapısı. Ben kısa sürede parmak izleri ile dolacak parlak yüzeyli küçük birbirne benzeyen düğmeli Sony panelden hiç hoşlanmıyoum, defalarca yazdığım gibi. Ses sistemi menüsünden yol bilgisayarına girerek sürücü güvenliği için olan donanımları kontrol etmek mümkün olduğu gibi “Ecomode” yonca yaprak sisteminin farklı bir sürümüne de erişmek mümkün. Titanium serisine özel ortam aydınlatması bunda da var, torpidonun üstünde ince bir enlemesine çizgi, kapı cepleri ve orta konsol loş kırmızı bir ışıkla aydınlatılıyor gece vakti ve güzel duruyor. Klima ile ses sistemi arasındaki alanda yolcu hava yastığının aktif olup olmadığını gösteren ışıklı bir uyarı var, aktif olduğunda da sürekli yanıyor, sadece aktif değilken uyarsa daha az dikkat çekici/dağıtıcı olurdu, sürekli gözümüze girmesine gerek yok bence. Klima kontrolu eski modeldeki gibi derli toplu ve kullanışlı. Isıyı arzuladığınız dereceye ayarlayıp "Auto" düğmesine bastığınız anda oldukça kısa sürede konforlu bir ortam ısısına ulaşılabiliyor. 35 derece ortam ısısında benim tercihim olan 22 dereceye ayarladığımda yaklaşık 8 dakikada fan sessizleşiyor. Fan göreceli gürültülü çalışsa da rahatsız edici değil ve hava debisi fazlası ile yeterli. Ve bir de müjde bunca yıldan sonra ve donanım zenginliğine rağmen hala kapı üstlerinde tutamaç yok, arkada ceket askısı var, tutunacak yer yok. “Yuh” diyebiliyorum ancak. Neyse böyle şeylerle sinirimizi bozmadan yola çıkalım: Kolay ulaşılabilir “Start” düğmesi ile motoru çalıştırıyoruz. Ve dizel Fiesta’dan gelen biri olarak ilk tepkim “aaa, ne kadar sessiz çalışıyor” oluyor. Alışılmıştan çok uzak ve göreceli tiz bir motor sesi inceden duyuluyor, gaza asılınca da bu keskin bir hırıltıya dönüşüyor, eski altı silindir BMW’lerin motor sesinin adeta kötü bir taklidi, üç silindirin kendine has hırıltısı, rahatsız edici kesin değil, kimine hoş bile gelebilir. Dikkat çeken diğer bir özellikte rölanti devrinin 900dd civarında göreceli yüksek olması. Ama yol bilgisayarından hemen anlık tüketim değeri olarak 0,5L/h okuyarak rahatlıyorum, yüksek rölanti devri yüksek rölanti tüketimi anlamına gelmiyor. Yol bilgisayarı ekranına bir de dijital hararet göstergesi eklenmiş, motorun ideal çalışma ısısına ulaştığını buradan gözlemlemek mümkün. Sinyal kolunun tepesine basarak yol bilgisayarında değişik parametreleri izlemek mümkün, tabii Focus’ta eş zamanlı beş parametre izleme lüksüne alışınca bu pek çelimsiz kalsa da iş görüyor. Göstergeler rahat okunuyor, hız göstergesinde 100 km/h'da yaklaşık %4'lük sapma oluyor, ki bu makul, mavi aydınlatmalı ibreler şık ve panelin bakmaktan sıkılmayacağınız dinamik bir tasarımı var. Pedallar düzgün yerleşmiş, sadece debriyaj pedalına yakın olan sol ayak desteği nedeniyle bazen debriyaj ayağı bu desteğe sürtebiliyor, alışkanlıkla önlenebilir bir yakınlaşma gibi duruyor. Debriyaj bir şehir aracı için arzulanan yumuşaklıkta, yani pamuk gibi değil, ama rahatsız edici de değil, buna karşılık kısa kollu ve göreceli kısa yollu vites kutusu mükemmel çalışıyor. Motor gaz tepkimesi yeterli ve kalkış son derece rahat ve silkeleme, titreme, tıklama yapmadan gerçekleşiyor. Sürüşte vites değiştirme ikazını yol bilgisayarı ekranından takip etmek mümkün biraz köşeye sıkışmış görünse de, genelde 2100-2500dd aralığında değişim öneriyor. Ani gaz vermelerde aynı büyük EB gibi önce tatlı bir atalet oluyor sonra fırlayıp gidiyor. Performansı 1500dd’dan itibaren hissediyorsunuz ve kırmızı alan 6500dd’de; henüz pek denemedim, ama istekli hızlanması ile kolaylıkla bu devre ulaşacağından kuşkum yok. Aynı büyük EB’u kullanıyormuş gibi son derece sakin ama atak bir sürüş sergileniyor şehir içinde. 100 PS/6000dd güç ve 1400-4000dd aralığında 170 Nm tork üreten minik motor yaklaşık 1100 kg ağırlığındaki aracı taşımakta hiç zorlanmıyor. Klimanın devrede olması, 3-4 kişi seyahat ediyor olmak gibi durumlarda da performans sorunu yaşanmıyor. Bence Fiesta ile çok uyumlu olmuş bu motor. IB5 şanzıman da eski bir tanıdık, aktarma oranları beş ileri için iyi ayarlanmış, birinci vites hemen bitmeyecek kadar uzun, beşinci vites de ekonomi ile performans arasında iyi bir denge sunuyor ve 1000dd hızı yaklaşık 42 km/h, yani otoyollarda makul devirlerde yol almak mümkün. Fabrika verilerine göre 0-100 km/h 11,2s ve son hız 180 km/h. Bence rahatlıkla ulaşılabilecek değerler ve fazlası ile yeterli. Daha önce aynı modelin dizel motorlu olanını da kullandım. Hacmi eskisine göre 100 cc ve gücü de 8 PS arttırılmış ünite eskisine göre daha sessiz çalışıyor, ya da ses izolasyonu iyi olduğu için öyle algılanıyor, ve gaz pedalı tepkilerine düşük devirden başlayan çok canlı bir cevap veriyor. Çok başarılı buldum. Ancak genelde şehir içi arabası olarak tercih edilen ve yaptığı yıllık yol çok fazla olmayacak bir modelin yaklaşık 4000 TL fark verilerek EB yerine dizel motorla alınması bana hem kullanışlılık açısından hem de ekonomik olarak çok anlamlı gelmedi. Bir eleştirim, daha doğrusu tespitim var, motor 2000dd altında karoseride vibrasyona neden oluyor, hani düşük devirde üst viteste gaza yüklendiğinizde olan türden, ilk başta “yanlış vitestemiyim?” endişesi yaratsa da rahat gaz yediğini görünce bunun engellenememiş bir rezonans sarsıntısı olduğu anlaşılıyor ve birkaç günde alışılıyor. Dizel kullanmış dikkatsiz bir sürücü bunun büyük olasılıkla farkına bile varmaz. Bir de motorun ayağınızı gazdan çekince kompresyonu, yani motorun frenlemesi neredeyse sıfır, aynı hızla yoluna devam ediyor, üstelik yakıt tüketimi 0,0'a düşmesine rağmen, bu özelliği doğru kullanarak ekonomik seyir daha da kolaylaşır eminim. Tüketime gelirsek henüz 200 km ancak yaptım ve sağ ayağıma pek hakim kullandığım da söylenemez, şimdilik ortalama 6,3L/100km civarında, zamanla biraz daha düşer ve dikkatli bir kullanımla Antalya şehir içi için 5,8-6 arasında dengelenir diye düşünüyorum. Bu performansa gayet uygun. İyi kaçan arabanın iyi de durması lazım. Bu konuda da sıkıntı yok, önler disk, arkalar kampana olmasına rağmen Fiesta’nın frenleri kolay dozlanıyor, panik frenlemede stabil kalıyor ve ABS’yi pek fazla devreye sokmadan kısa mesafede duruyor. Pedal basıncı güzel ayarlanmış, çok hafif bir elastikiyet hissi olsa bile yokuş aşağı test parkurumda sık ve değişik şiddetlerde fren yapılması gerektiğinde gayet kontrollu kalıyor, ısınıyorsa bile bunu fren gücünde azalmaya neden olmadan yapıyor. Tabii fren performansında ve az sonra bahsedeceğim yol tutuşunda üzerinde standart gelen lastiklerin de olumlu katkısını unutmamak gerek. 195/50-15 Hankook Ventus S1 evo lastikler markayla ilk tanışmam ve ben çok etkilendim. Yol tutuş, frenleme, konfor ve sessizlik konularında çok başarılı buldum, herhangi bir hüküm veremeyeceğim tek konu ömrü, onu da kullanıp göreceğiz. Gelelim süspansiyon özelliklerine; ilk dikkat çeken konfor! Araç yol üzerinde sınıfına göre sessiz, süspansiyondan kesinlikle ses gelmiyor, direksiyon kutusundan bile! Ve kötü yola düşse bile son derce tok ve stabil bir gidişi var. Tek kelime ile etkileyici. Uzun süre kaba mıcırlı asflatta yol almama rağmen trimlerden de rahatsız edici ses gelmedi, sadece B sütünunda sağ kemer yuvasından inceden bir zırıltı vardı, devam ederse giderilmesi için servise uğrarım. Focus 2’den 3’e geçerken yaşanan konfor evrimini Fiesta’da Ford mühendisleri makyajda halletmişler. Geniş ve dar kasisler gayet iyi emiliyor, gereksiz salınımlar olmuyor, en çok rahatsız edebilecek olanlar küçük engebeler ki onlarda bile bir üst segment konforunda demek yanlış olmaz. Peki konfor iyileşirken yol tutuş olumsuz etkilenmiş mi? Kesinlikle hayır, makyaj öncesinin canlı ve kıvrak karakteri korunmuş. Elektrik destekli olmasına rağmen hızlı tepki veren ve yol hissini güzel yansıtan direksiyon sistemi aracın gayet kolay ve ölçülü bir şekilde yönlendirilmesine olanak sağlıyor. Gövdeyi fazla yatırmadan virajları kararlı ve dengeli bir şekilde dönmek mümkün, ESP’ye hemen hiç gerek kalmıyor, hatta bu konuda Focus’tan iyi desem abartmış olmam büyük olasılıkla. Yüksek viraj hızları ile zorlayınca bile belli belirsiz bir önden kayma eğilimi ile olabildiğince nötr kalıyor denilebilir, ancak limitte ağırlık değişimlerine, yani virajda ayağını aniden gazdan çekmek veya daha kötüsü fren yapmak ya da ıslağa girmek gibi durumlarda yapacağını hissettirerek arkayı açmaya başlıyor, ancak bu da kontrollu ve kontra hareketine hemen cevap verir nitelikte. Bu dingil mesafesinde de bu çok şaşırtıcı değil. Sanırım hafif motorun sağladığı uygun ağırlık dağılımının da katkısı var bu güzel yol tutuşa. Sevmediği tek şey dar, sert ve minik engebelerin olduğu virajlar, engebelerden sektikçe arka kayıp biraz yana konuyor, alıştıktan sonra zevkli gelebilir, ama ilk defa yaşayanlar ürkebilir. Bunu da torsiyon çubuklu arka aks yapısına bağlamak mümkün, ancak bu sınıfta bu yapı hem maliyet hem de arkada yer kazanma açısından standart oluyor. Tabii bu satırların yazarının aracın limitlerini zorlama konusunda belli bir hırsı ve deneyimi olduğunu buraya eklemek lazım. Ahmet Beyin ya da Fatma Hanımın bu tür densizlikleri yapacağından ve bu davranışları yaşayacağından çok kuşkuluyum. Boş ve geniş yolda hayali öküzlerden kaçma manevralarında da son derece başarılı bir iz sürüşü vardı. Yol düzse asla korkmayım, engebeli ise tedbirli olun, özeti bu… Düz gidişini biraz sorunlu buldum, kuzenin Focus’unda da aynı karakter vardı, direksiyon kutusu sanki ses yapmasın diye iyicene sıkılmış da ortayı kendiliğinden bulamıyormuş gibi, yani düz giderken yolu izlemeniz ve direksiyon sabit tutmanız lazım, hiç boşluğu yok. Bu ilk günlere göre bir hayli düzeldi, ama hala hissediliyor. Olumsuz mu değil, ama düz gidişte bisiklette eli bırakmak marifetken arabada değildir ya, bunda marifet! Zamanla normalleşeceğini düşünüyorum, ne kadar rahatsız edici olduğunu hanımın tepkisi belirler, o da artık bayram sonrasına… Bir de tur mesafesi bir hayli geniş, yanlış hatırlamıyorsam 10,75 m idi, araç küçük olduğu için, en azından Focus'a kıyasla pek rahatsız etmedi beni. Ne kaldı? İç hacim: Ön uzun boylular için dahi çok rahat ve keyifli. Arkada, öndeki 1.85 ise ancak 1.70’lik rahat edebilir, o da ancak. Ama öndeki 1.70 ise bol bol yer kalıyor. Arka koltukları da rahat buldum. Bagaj: Sürpriz! İnce stepne var ve bu sayede bagaj makyaj öncesine göre bayağı büyük geldi gözüme. Tek lamba ile aydınlatılması gece dolu bagajda bir şeyler aramayı işkence haline getirebilir, halı duvardaki askı lastiğe hemen bir el feneri geçirmek lazım. Kapılar, kaput ve bagaj kapağı düzgün kapanıyor, kapı menteşe frenleri yokuşta bile kapıyı tutacak kadar güçlü, üstüne üstüne gelmiyor, kaporta birleşme yerleri düzgün. Ön farlar mercekli halojen, tabii Xenon’a alışık biri için biraz sönük gelse de yeterli demek lazım. DRL’ler resimdekine kanmayın, o park konumu, çok güçlü yanıyor ve önde gidenlere kısmen caydırıcı etkisi var. "MyKey" özelliği ile ikinci anahtarı programlayarak hız sınırı, radyoda ses düzeyi sınırı gibi genç ergenlere aracı verdiğinizde işe yarayacak tedbirler alabiliyorsunuz, benim işime yaramasa da iyi bir özellik. Sert frenlemede flaşörler otomatik devreye giriyor, yıllar sonra bunu da uygulamışlar nihayet. Görüş: Öne ve yana doğru gayet iyi, arka ve yanlara da yeterli, yükselen omuz çizgisi ve C sütunu nedeniyle, arkaya ve yan-arkaya nispeten kısıtlı ama yine de yeterli, zaten genelde park manevraları aynalar ile yapılıyor. Ön camda ortada aynanın arkasındaki sensör kutusu özellikle trafik lambalarında görüşü olumsuz etkileyebiliyor, ama ona yapacak bir şey yok. Bir de silecekler camın üsteki 10 cm'lik kısmını silmiyor, bu da özellikle kar çamurunda ön camda görüşün biraz daralması demek. Bu da önemsenecek bir durum değil. Özetle: Dikkat çekenler olumlu Yol, motor ve süspansiyon sesi yok gibi, bravo! Sürüş konforu artmış Motor performansı başarılı Yol tutuşta gene bence sınıf lideri Bagaj ince lastikle genişlemiş Torpido gözü ve aydınlatması iyi Renk ve iç – dış uyumu güzel Zengin donanım, pahalı da olsa Göze çarpanlar olumsuz Şanzıman 1 ve 2.viteste inceden ses yapıyor, ama bu da bildik bir durum ve önemsiz 2000dd altında belirgin vibrasyon Kolçak çok geride Koltuk sırt yapısı ve bel desteği uzun boylular için kötü Tutamaç yok, gerçekten YOK! Park sensörleri de hiç bir donanımda yok. Kullanma kılavuzu okumaya kalkınca parçalanıyor, kimsenin niye kılavuzu incelemediğini artık daha iyi anlıyorum Motor alt kaplaması yok, hem tozdan hem de türbülanstan korurdu Motor üst kaplaması yok Yolcu hava yastığı devrede ışığı gereksiz Yolcu koltuğu yükseklik ayarı yok, ben koca cüssemle girerkençakı gibi katlanmak zorunda kalıyorum, sürücü tarafında sorun yok Start-Stop yok, evet o kadar donanım var ama bu arabaya en çok yakışacak olan start-stopu Otosan’daki hazretler getirmemiş. Kayınvalideye Punto aldık ucuzundan, 1.4 benzinli hem otomatik vites, hem de start-stoplu, üstelik bundan 10.000 TL ucuz neredeyse. Ayıp oluyor! Aracı Antalya Bilaller'den aldım. Gayet özenli bir teslimat yaptılar, lastik havaları gözümün önünde indirildi, boya ölçümü yapıldı, ilk yardım çantası, yangın söndürücü, kauçuk paspaslar, depo hunisi ve parçalanmaya yatkın kullanım ve bakım kılavuzu arabaya konulmuştu. Aklıma gelenler bunlar, arada değişik bir şeyler bulursam eklerim. Birkaç fotoğraf daha:
    25 puan
  17. 25-28 Ocak 2018 tarihleri arasında Fransa'nın Le Mans kentine kısa bir ziyaret yaptım. Ziyaretin öngörülen nedeni FIA nezdinde "Chief Medical Officer" (yarışlarda medikal direktörlük) eğitimi için taslak bir program üzerinde çalışmaktı, ki sonunda bu programın sorumluluğu üzerime yıkıldı. İkinci bir görev de o hafta sonu Fransa Otomobil Sporları Federasyonu FFSA ile ortak düzenlenen "Ektrikasyon Semineri"nde eğiticilik idi. İş kısmı, hem tarihi bir kasaba, hem de motor sporlarının önemli merkezlerinden biri olan Le Mans'ın gezilmesi ile turistik bir özellik de kazanırken, piste bir Porsche 911 GT3 ile sürücü olarak çıkabilmek gibi bir sürprizi de barındırıyordu. Ama sırayla gidelim. Önce yolculuk. Avrupa içinde gezmiş olanlar bilir, çok güçlü ve hızlı bir demiryolu ağı var. Fransa da bunun iyi örneklerinden; bizim TCDD'nin karşılığı olan SNCF demir yolu hız rekorunu (524 km/h idi yanlış hatırlamıyorsam) elinde tutan, hızlı ve konforlu ulaşım imkanı sağlayan bir kuruluş. 20 vagona kadar dört lokomotifli tek ünite, arada ikiye bölünerek farklı güzergahlara yönelerek çok verimli bir ulaşım imkanı sağlıyor. Vagonlarda dev yatar koltuklar, 220V elektrik, ücretsiz kablosuz internet bağlantısı, restoran vb. her türlü hizmet var. Sessiz, konforlu ve hızlı. 250 km yolu 1h38'de aldık, bu da 150 km/h ort.hız demek. Üç kere durduğunu da düşünürsek iyi bir değer ve zaman zaman 300 km/h hızlara çıktık. Fiyatlar da makul, 1.sınıf gidiş-dönüş 84 Avro idi. Böyle bir canavar: Le Mans'ta karşılandık ve getir götür işleri için sağolsunlar bir de araba tahsis ettiler. Sizce hangisi? Doğur bildiniz, 1,5 EB 182 PS otomatik, SW pek işlevsel bence ve araç hem sessiz, hem de ciddi atak. Tabii pek yol yapmadığımızdan ve vakit de olmadığından çok ayrıntılı inceleme şansım olmadı. İlk günkü toplantıların ardından Le Mans kasabasını akşam vakti kısa süreli de olsa gezme şansımız oldu. Sarthe bölgesine bağlı ve Sarthe nehrinin kıyısına konuşlanmış 150.000 nüfuslu bu sempatik yerleşke öncelikle 24 saatlik araba yarışına ev sahipliği ile tanınıyor. Ona da sıra gelecek, az sonra... Cité Plantagenêt adı ile anılan bir eski kent merkezi ve St.Julien katedrali (6-14.YY) görmeye değer yerlerdi. Cumhuriyet Meydanı Sarthe kıyısı Özellikle restore edilerek halen kullanılan ve turistik işletmelere dönüştürülmüş adeta masal kitabından fırlamış gibi duran evler çok hoşuma gitti. Kasabanın yaya yolundaki en işlek meydanına da bir pist heykeli dikilmiş ve etrafına yere farklı yıllarda yarışı kazananların el izlerini barındıran taşlar yerleştirilmiş. İkinci gün piste daha yakındık. Eski, ama son derece işlevsel ve donanımlı bir pist. Ekstrikasyon çalışmalarımızı da pit garajlarında yaptık. Bir kaç kelime 24H Le Mans hakkında yazalım: Türkiye Cumhuriyeti kadar eski bir yarış, ilk koşulduğu tarih 1923. Dünyanın en fazla ilgi gören, en bilinen ve en prestijli dayanıklılık yarışı. Tam 24 saat sürüyor adından da anlaşılacağı gibi. FIA World Endurance Championship (WEC) serisinin önemli bir ayağı. Pist toplam uzunluğu 13.5 km, ancak yarış zamanları aktif hale geliyor, çünkü belli bölümleri trafiğe açık yollardan oluşuyor. Ayrıca içinde daha küçük ve sadece yarışa ayrılmış Bugatti adıyla anılan 4,2 km'lik pist var (alttaki planda kesik çizgili kısım). Bu pist için özel geliştirilmiş arabalar var, LMP serisi, yani Le Mans Prototype, WEC klasmanında yerleri ayrı. Kabin konulmuş F1 gibi düşünmekte yarar var, görkemli, hızlı araçlar. 2017 yarışı startı öncesi şu manzara zaten yeterince etkileyici: Bizim bulunduğumuz süreçte ise boştu maalesef... Padok alanın her köşesinde 24 saatlik yarışın izlerini görmek mümkün. Neyse dönelim asli işimize, yani ekstrikasyon çalışmasına. Yarış arabaları özel koltuklar, özel emniyet kemerleri, koruycu kafes vb. pek çok emniyet unsuru ile donatılmış durumdalar. Bunlar kaza esnasında pilotu korurken, tüm tedbirlere rağmen yaralanan pilota ulaşmayı da zorlaştırıyor. Bu amaçla pilotu hızla ve güvenli bir şekilde araçtan çıkarma teknikleri geliştirilmiş. Bu sürece ekstrikasyon diyoruz ve önemli pistlerin bir veya fazla, yöneticisi doktor olan, 6'şar kişilik ekstrikasyon ekipleri var. Bu seminerde de amaç Avrupa pistlerinin ekstrikasyon ekiplerine teknik geliştirme, pratik yapma ve değerlendirme imkanı sağlanması idi. Rally, Touring, LMP, Formula E vb. 15 değişik çalışma şasisi sağlanmıştı. Monza, Silverstone, Barselona, Nürburgring, Hockenheim, Paul Ricard, Magny-Cours, Spa de Francochamps ve Le Mans gibi pek çok ünlü pistin ekipleri toplanmıştı. Bana Monza ekibi düştü, sıcakkanlı Akdeniz kaynaşması mükemmel idi ve çok verimli bir gün geçirdik birlikte. Birkaç görselle süsleyelim: Ekstrikasyonun çok detaya girmiyorum, ama merak eden varsa kitabını yazabilirim. Amma, seyahatin en unutulmaz kısmı ise bir Porsche 911 GT3 ile piste çıkabilmemdi. Porsche'nin önemli pistlerde deneyim merkezleri var, bizde Istanbulpark'ta var örneğin, Le Mans'ta da var haliyle. Yöneticisi de FIA'da bir meslektaşımın iyi arkadaşı olunca ben her türlü yüzsüzlüğümle deneme sürüşü ricasında bulundum ve kırmadılar, bir 911 GT3 ile turladık. Karizmayı çizdirmemek için ne fotoğraf çektim ne de çektirdim. Ama alet aşağıdakinin aynısı idi. Geniş kapıdan binmek bu tür bir spor otomobil için çok rahat geldi bana. Ama koltuğa oturur oturmaz kalıp gibi seni sarmasından araçla bütünleşmenin zor olmayacağını hissediyor insan. Süet direksiyonu tutunca (eldeki teri iyi emiyor bu arada) heyecan artıyor ve motoru çalıştırınca da iç mekanı titreten ses ile doruğa ulaşıyor. PDK şanzıman kulakçıklardan kontrol edilince -basit bir tabir ama gerçek bu- şimşek gibi vites değiştiriyor. İlk iki tur gaza yumuşak basma, mahcup hızlanmalar,viraj tutumunu kavramak ve aracı ısıtmak ile geçti. Sonraki turda da ufaktan virajlarda yüklenmeye başladık. Pist deneyimi olan medeni bir insan olarak benim başlarda mütevazi zorlamalarıma arabanın pek kulak astığını söyleyemem, şaşırtıcı bir kararlılıkla yolu izliyor, ne bir yatma, ne bir kayma, hiç. Bu arada vites değiştirmeyi unutsanız bile araç neredeyse rölanti devrinden itibaren "sapıkça" hızlanıyor, bilmeyen turbo beslemeli der. Ve yaklaşık 1500 kg olmasına rağmen gaz pedalı ve direksiyon komutlarına tepkisi adeta bir gokart hafifliğinde. Sürekli tekme yeniyor ama özellikle iki noktada bu abes düzeyde, önce 4000dd, sonra da 7000dd, ki ikincisi gerçek bir patlama, 7000-9000dd arası bir göz kırpma süresi... Isınınca eski bir yarışçı olan meslektaşımın zorlaması ile biraz daha yüklenmeye karar verdik. Biraz daha dramatik olsun diye de start çizgisinden kalkışla gidelim dedik. Şimdi hatırlayın ki atmosferik motorlu, 500 PS/8250 dd güç ve 460 Nm/6000 dd torka sahip bir canavardan bahsediyoruz, üstelik arkadan itişli. Ölçümlerde 0-100'ü 3,4 0-200'ü 11 80-120'si 2 (yazı ile iki) saniye. "Launch control" devrede, eller sıkıca direksiyona sarılıyor, sol ayak frende, devir 7000'e fren bırakılıyor ve motorun haykırması ve ileriye atılmanın şiddeti tarifi zor hale geliyor. Hani ışıkta durmuşsunuz da arkadan biri 50 km hızla çarpmış gibi bir fırlama... Arka tekerlekler yola tutunmaya çalışırken tüm araba titriyor, sağa sola küçük salınımlarla adeta altından kaçmaya çalışırken devir saati bir anda 9000 dd kırımızı çizgisinde 2.vitese atıyor, hız 80 km/h, 6000-9000 arası en fazla iki-üç saniyede geçiyor, hız 140 km/h, üçüncü vites biterken Bugatti'nin birbirini takip eden U'larına giriliyor, sert bir fren, sanki dev bir el arabayı tutuyor gibi yavaşlama, ideal çizgiyi yakalama, gaza tekrar yüklenme, kopmaya çalışan kıçı neyse ki ESC tutuyor, daha ne olduğunu anlamadan ikinci U aynı şekilde geçiliyor, arka düzlükte 250 km/h rahatça görülüyor,derken şikanın paniği, yine sert fren, yine aynı dev tutuşu, sonra gaza tatlı tatlı yüklenerek, yavaşça tırmanan özgüvenle Ford S'leri geçiliyor, çok iyi derken start düzlüğüne sokan U'da hız fazla gelince yolun dışına çıkılıyor...! Yeterli kaçış alanı olunca yola dönmek zor olmuyor ve aynı fırtınaya baştan dalınıyor. Virajlardaki tutunma inanılmaz, gösterge panelindeki G ölçerde lateralde 1.2G gördüm, 1.4 mümkünmüş. Tek sorun viraj ortasında ağırlık değişimlerine tepkisi oldukça asabi, arkadan kopuyor ve hızlı bir kontra ile ve motora yüklenerek toparlanmayı bekliyor, yani bildik tipik 911 davranışı. Gaz tepkimesindeki inanılmaz hız kökleyince neredeyse rahatsız edici düzeylere kadar çıkan motor sesi ile birleşince insan sürekli tüyleri diken diken kullanıyor arabayı. Hızlı birkaç tur daha atınca yüksek adrenalinin ve ister istemez gerginliğin etkisi ile ufaktan yorgunluk başlıyor ve insan 24 saat nasıl yarışılabileceğini düşünüyor. Park yerine kurtlarımı dökmüş, ellerim terli ama keyfin doruklarında dönüyorum. Sonra da kendimi teselli ediyorum, böyle bir arabaya hakim olmaya çalışmak pek yorucu, çekilmez. İyi ki alamıyorum... Chris Harris benden iyisini yapmış zaten, fikir verir:
    25 puan
  18. Öncelikle bu başlık için Alperen abi'ye ve akrabasına (fotoları bizim için çekti) tekrar çok çok teşekkürlerimi iletiyorum. Değerli takipçilerimiz, sizler için doğru bilgiyi ilk aktarmanın mutluluğu ile... Buradan ilgili aracın diğer bilgilerine ulaşabilirsiniz --> Lütfen ilk sayfasına bağlı kalmadan, sorabileceğiniz şeylerin cevabını kontrol ediniz. GÜNCELLEME: 6 Ekim - Özel Çekimler: Güncelleme 24 Kasım: Türkiye'den incelleme: Şimdi ise İngiltere'de basın için gerçekleştirilen özel bir gün'den Makyajlı Ford Focus görüntüleri var karşınızda. Önce gazeteciler inceliyor.. Ardından meydan boşalıyor Üst göz değişmiş Yukarda değişmiş demiştim sebebi submarine ışığının nokta atışı ile inip daha sonra dağılıyor olması. Çok Teşekkür Ederiz. Fotolar izinsiz alınamaz.Konuyu paylaşmayı tercih edebilir alma niyetinde olanlar varsa
    25 puan
  19. okuldaki ödevim için en güzel resim ford olacağını düşündüm ve işte unu yaptım ve sonunda yorgun bakışlar içinde
    25 puan
  20. Ford Otosan ürün uzmanı ile Mk4 ile Mk3'ü karşılaştırıp, teknolojileri deneyimleyip anlatmaya çalıştık. Ayrıca merak edilen soruları da iletmiş olduk. Forumu iyi takip edenler birçok şeye hakimdir ancak, iyi seyirler tekrar ? Foruma yazılan yorumlar kuşkusuz ayrıca dikkate alınacaktır, eksik etmeyin derim ?
    24 puan
  21. Sorunu bazılarımız yaşıyor, yol bilgisayarının ortalama tüketim değeri ile depo doldurmadan doldurmaya hesaplanan değer uyuşmuyor, değişik nedenleri olabilir. depo hesabı daha gerçekçi bir rakam veriyor ve mesela bende yol bilgisayarı sabit 0,5 l/100 km daha düşük gösteriyor. Bu durum menzil hesabını da olumsuz etkileyebiliyor. Hal böyle olunca yol bilgisayarını kalibre etmek mantıklı geliyor insana, serviste hallederim derken biraz oynama ve araştırma ile kendi kendimize yapmanın yolunu buldum. Şöyle...: 1. YB OK düğmesine basarak aracı çalıştırıyoruz ve ekranda TEST yazısı çıkana kadar basılı tutuyoruz.. 2. Test menüsüne girdikten sonra OK ve/veya aşağı yukarı oklarla "AFE-Bias" yazısına kadar ilerliyoruz. AFE Average Fuel Economy kısaltılmış hali, Bias da eğilim anlamında. 3. Bu menüde OK basınca fabrika ayarı olan 1000 değeri gözüküyor. Sağ sol oklarla bu değeri 100-2000 arası ayarlayabiliyoruz. Yukarı aşağı oklar da ondalıkları değiştiriyor. 4. Geçerli değeri bulmak için de şu formülü kullanacağız: YB verdiği değer ----------------------- x 1000 Hesaplanan değer Söz gelimi benim ortalamam YB ile 7.7, halbuki hesaplama ile bulduğum 8.2, 7.7/8.2 x 1000 = 939 5. Elde edilen bu değerin ayarlanması tamamlandıktan sonra OK ile çıkıyoruz ve motoru stop ediyoruz işlem bitiyor.
    24 puan
  22. ... uzun bir aradan sonra "tüKKan'a" geri döndüm, bir-iki gün daha fuar'a gidip geleceğim ama çoğu bitti, azı kaldı (şükür) Bilen bilir Fuar'da Ford'un performans! araçlarının (bkn.kuZu) başında dikiliyorum ... amaç olası cins! ve detaylı soruların ilk anda cevaplanması, bunun ötesinde potansiyel müşteriler ile temasın mümkün olduğunca erken kurulması. ... doğal olarak pek çok soru ve yorum ile karşılaşıyor insan. Eleman - Mustang'ın bagajı küçükmüş, kaç litre bu? Ben - Dikey koyarsanız üç, yatay yüklerseniz iki ceset! alıyor. veya Eleman - Bunun (Mustang 2,3EB) Dizel'i var mı? Ben - Yok ama isterseniz LPG taktırırsınız ... yada Eleman - Bu kaynaklar (bagaj kapağının altındaki şase kaynaklarını göstererek) neden eğri-büğrü? Ben - O kaynaklar Simetri hastalarını krize sokmak için bilerek tasarlandı efendim ... Eleman - Neden? Ben - Kötülük şirket DNA'mızda var, ayrıca bize çok yakışıyor. ...gibi,gibi. (siz anladınız) Sonra "zirve" noktasına ulaştık. Öncelikle konu "bu" Malum ABD'de radyo yayınları dijital hale geldi, bu nedenle Stang'ların bagaj (convertible) kapakları üzerinde veya tavanlarının arka kısmında (fastback) minik "yumru"lar var. GPRS ve dijital radyo anteni olan bu yumrular hala "analog" yayın yapılan (Avrupa'nın çoğu ve Türkiye) ülkelerde pek bir işe yaramadığından Avrupa versiyon kuZularda ayrıca bir anten (Convertible) var. Eleman bagaj kapağının üzerindeki "yumruyu" merak etmiş ... sormuş, soruşturmuş ... biri ona demiş ki ... "şu kel,sakallı adam var ya ... git ona sor!" Ben bir müşteri ile RS'in kaputunu açmışım, twinturbo ve açık hava filtresi muhabbeti yapıyorum. - Tık,tık ... aaa? Eleman sokak kapısı çalar gibi işaret parmağının eklemi ile sırtıma vurmaz mı? Tamam! İri yarı bir adamım ama -çelik kapı- muamelesi görmek?!? ... RS'çi arkadaşa "bir saniye" deyip döndüm arkamı. Dana yalamış gibi yatırılmış saçlar, kahverengi yünlü takım elbise, Ayhan Işık'ı ağlatacak kadar ince ve dikkatle düzeltilmiş "mübarek" bıyık ... hııı! dedim kendi kendime, buyurun buradan yakın. Ben - Efendim? Eleman - Bir şey soracaktım... Ben - Beyefendi ile konuşuyoruz (başımla RS'çiyi işaret ederek) biraz beklemeniz mümkün mü? Eleman - Bu acil ama ... Ben - Acil? Hayırdır? Kanamanız mı var? Eleman - Anlamadım.. Ben - Belli! ... buyurun, yardımcı olayım. Eleman - Bu ne? (GPRS antenini göstererek) çok merak ettim de... Ben - içimden "ey göklerdeki babamız ... bana sonsuz sabır ihsan eyle!" dışımdan = TUTAMAK efendim? Eleman - Tutamak mı? Ben - Evet ... Eleman - ...... "mavi ekran" (bkn. 404 error) Ben - Hiç Amerikan filmi izlemediniz mi? Hani giden arabanın üzerine atlarlar, tavana falan tutunurlar ... kavga sahnesi falan olur ya. Eleman - (biraz tereddüt ile...) e...evet? Ben - (elimle GPRS antenini işaret ederek) İşte tutamak bunun için konuyor. Biri arabanızın üzerine atlarsa tutunacak yer bulsun, tutunamaz yere düşer ve ölürse .... Mazallah yani! Başınıza dert alırsınız. Eleman - Haaaaaaaaaaa! Ben - Yaaaaa! Eleman - Teşekkür ederim. Ben - Bişi diil ... bkn. aklınızda bulunsun. The End ... dağılın, tükkanın önünde kalabalık yapmayın.
    24 puan
  23. Bu kuZu'lar yollarda gürlüyor ama nasıl? İşin mutfağında neler olup bitiyor? ... iş aslında sipariş ile başlıyor, Michigan'a verilen üretim emrinden kimi zaman dört, bazen altı ay sonra... liman sahasına bir 20'lik konteyner iniyor, gümrük ve tespit işlemleri sonrasında çelik kutuyu liman sahasından çıkartıp içindeki güzelliği tükkan'a getiriyorsunuz. ... ilk adım şase / tip / ürün kontrolü. Bunun için araç camındaki bilgi etiketini kullanıyorsunuz. kağıda, küreğe göre her şey yerli yerinde ... o zaman sonraki adıma geçiyoruz. kuZu (malum) paketli halde ... ambalakı açmadan bir "ön kontrol" yapılıyor, belirgin bir vuruk / darbe izi vs. var mı? Ön tarafta sorun yok ... tamam ... yan taraf ne durumda? ...hayır, sağ ve sol kaplamalarda iz/kesik/berelenme gözükmüyor ... yani "gene" sorun yok ... bir de arkayı kontrol edelim ... ... tamamdır. Mühürler yerinde, etiketler tamam ve kaplamanın ilk kontrolünde sıkıntı yok. Demek ki artık sıra ambalajı açıp PDI (teslimat öncesi kontroller) serisini başlatmaya geldi. Ve hediye paketi açılır, kimi yerlerde (köşelerde) halı jileti kullanılarak nakliye ambalajı tulum hesabı sıyrılır. Aracın içi temizlenirken bir yandan da "uyandırma" yani kuZu'yu transport mod'dan çıkarma işlemi başlar. İç koruyucular çıkarılır, deri döşemeler kontrol edilir ... genel fonksiyon ve ayarlar gözden geçirilir. akü gerilimi, arıza kodları (var mı diye..?) , lastik havaları ... PDI kontrol listesindeki kalemler üzerinden tek-tek geçilir. ...sıra yıkanma, aklanıp - paklanıp içine paspas serilmesi aşamasında gelmiştir. Marş'a basılır ve yıkamanın yolu tutulur. ... devam edecek. (teslimata kadar daha kat edilecek epey yol var.)
    24 puan
  24. Yeni yavruya nihayet kavuştuk Üretim yerinin değişmesi vb sebeplerden 2-3 yıl kadar geç üretime geçen Mondeo Avrupa ile paralel şekilde ülkemizde satışa başladı diyebiliriz. Şuan sadece 1.6 tdci 115 ps 6 ileri manuel ve 1.5 Ecoboost 160 ps 6 ileri tam otomatik olarak satışta çok yakında 2.0 tdci 180 ps PowerShift de satışa sunulacak. Başlamadan önce Şahsuvaroğlu'na ve özellikle Kaan abiye çoook teşekkür ediyorum Otosan'dan önce araçlarını verdiler; 1.6 dizel'i bekliyoruz artık İç Mekan Malzeme kalitesi ve işçilik önceki versiyona göre iyi, özellikle işçilik (parça birleşimleri vb) çok çok iyi neredeyse hiçbir parçasında oynama yok denilecek seviyede, zaten sürüş esnasında belli başlı bozuk yollardan geçerken hiç ses çıkartmaması bunu kanıtlar nitelikteydi. Malzeme kalitesi olarak sürücü ve yolcularında elinin ulaştığı yani kullanılması gereken yerler özenle seçilmiş fakat kullanılmaya bölümler sert plastik ile kaplı ama bunlar kesinlike basit malzeme değil, sektöre hakim kişiler buna fotoğraflara bakarak bile anlayabilir. Koltuk kumaşını beğenmeyenler oldu onlara şöyle detay verebilirim, koltuğun konsol'a dokunduğu veya farklı bir parçaya denk gelen kısımlar yumuşacık bez ile sarılmış bunlarda soğukta vs gıcırtı yapmasını önleyen detaylar lakin bunları fark etmemişler deri vb olmamasından dolayı aa bu çok kötü yorumlar geldi bunlar öznellikten öteye varamamış ne yazıkki. Konsol üzerindeki tuşların basımı güzel. Sony kontrolü çok kolay klima düğmeleri yeterince büyük ve anlaşılır. Beğenmediğim yanları ise piano black kaplamalar hep söylüyorum yılmadan devam edeceğim; çiziliyor ve çok kötü gözüküyor (güneş altında) lütfen şunu artık koymayın araçlara! Bunun tek pozitif yanı ise gözünün önünde olmaması; sadece bardaklık ve cam açma/kapama kontrol ünitesinin etrafında mevcut. Ekran etrafı, havalandırma ızgaraları mat ama sim dokulu bir parça ile sarılmış bunlar bence daha iyiydi ve tekrar ediyorum bu parçalar birbirine çok iyi geçmiş durumda. Eşya gözü olarak yine en dişli rakibi olan Passat'a göre bir tık ilerde örneğin konsol altı alan, kol dayama içinin çok geniş olması ve arkadaki bardaklık arkasındaki göz bunlardan birkaçı. Malzeme kalitesi olarak ise bir puan veya yarım puan Passat'a göre daha düşük seviyede bunun nedeni ise örneğin torpido üstününde ince tabaka bile olsa yumuşak doku ile kaplanması ve bazı noktalarda daha şık parçaların yer alması. Boyut olarak diz mesafeleri ve omuz mesafeleri sorunsuz, sunroof olmasına rağmen arka baş mesafesi korunması adına tavan kaplama düz devam etmiyor haliyle kayıp yok. Bana göre yeterli düzeyde, fotoğrafta yer alan arkadaş 1.88 boyunda koltuklar ona göre ayarlı. Ses Rüzgar sesi muazzam; kaputun ön çizgisinin aynalara doğru devam ettiğini fark edenler olmuştur mutlaka bu tasarım ciddi olarak rüzgardan korunmasına sebep olmuş ön cam neredeyse 140'a kadar rüzgar sesi almıyor. Yol sesi için konuşmak ne kadar doğru bilemem çünkü üzerinde kış lastiği vardı ama buna rağmen yol sesi ciddi iyiydi, bunun kıyaslamasını benzer şartlar altında olmadıkça yapılmasını doğru bulmuyorum. Durağan vaziyette dış ses içinde iyi diyebilirim, kapı kapanışı olarak ön kapılar özellikle şahane! Konfor Bir Ford düşünün içinde hiç rahatsız olmuyorsunuz ? Yeni Mondeo. Eski versiyonda en çok eleştirilen yönü buydu ve yeni arka süspansiyon sistemi ile bu aşılmış görünüyor, hem tümsek hem çukurlardan gürültüsüz şekilde geçebilliyor eğer minimal ise neredeyse hissettirmiyor. Fazla uzatmayacağım yeterince iyi ve denilecek fazla söz yok. Müzik sistemi çok iyi, Sony ama premium olan bu araç üzerinde gelenler bass ve tiz hatta ses yüksekliği (sınırlı MyKey'e rağmen) çok iyidi. Artık kullanımına alışığım SYNC 2'nin, SYNC 3'e mümkün olan en kısa sürede geçmesini diliyorum. Yol bilgisayarındaki hızlı ve net geçişleri bu bölümde görmek bizim hakkımız bence Eyyy Ford sadece USA'yı düşünme Avrupa'ya gel Motor & Sürüş & Tüketim Gelelim meşhur Euro 5 salınımlı yeni! 1.5 Ecoboost 160 ps motor'a, aylardır Euro 6 olarak teknik değerlerine baktığımız araç bi baktık ki ülkemize E5 olarak gelmiş şok şok şok oldum o an. Düşündüğünüz herşeyin bir anda uçtuğunu hayal edin (ya da etmeyin ne gerek var) Akabinde yapılan test yayınlarını da dinleyince ohoo dedik bunlar çok tüketiyor! Ama birde biz bakalım demiştik o gün Kaan abi sayesinde erkenden geldi. Motorun tepkileri bence çok iyi özellikle 1.5 & 1.6 ton araca göre, D modunda vites yükseltme çabasında olan araç S modunda hadi gaza bas gidelim tavrına bürünüyor ve bunu bir focus atletikliği ile sürdürüyor. Direksiyon tepkileri net ve hızlı anında cevabını alıp yolu okuyabiliyorsunuz. Bu aracı kullananlar 4.8 metre bir otomobil sürdüğünü unutup park etme zamanı hatırlayabilir : Vites geçişleri özellikle hızlanmalarda yani gaza basarken sarsıntısız eğer çok yavaş giderseniz tipik tam otomatik klasiği olan hafif hissetme mevcut. Dik yokuşlardaki performansında da sorun yok sadece vites atma çabasına erken girebilir bunlar pratikte yaşanılması güç detaylar ama merak edenler oluyor diye aktarıyorum. Tüketim öncesi güzergah; Maltepe'den aracı alıp minibüs yoluna inerek Bostancıya varıldı oradan 1. köprüyü kullanarak (nakkaş tepe'den gittim sadece giriş yoğunluğu vardı) Vatan caddesine geçildi buradan maslağa ve sarıyerden belgrad'a foto çekimlerinden sonra 2. köprü kullanılarak (TT Arena sonrası hep trafik) anadolu yakasına geri döndüm. Ortalama hızım 25 km/h tüketim ise 10.5 litre oldu. Bu hız ve tüketimde araç denemeleri de mevcut ve toplan alınan yol 130 km civarı. Yukarda eleştirdiğim Euro 5 yerine Euro 6 motor olsaydı çok daha iyi değerler tutması mümkündü fakat bu sefer aracın hızlanmaya cevabı bir nebze kötü olacaktı, tercih sizin Şahsi yorumum ise 10.5 lt uslu ve trafik halinde yine tutar ve bu araç için abartılı değer değil. Fiyat: Fiyat bana göre olması gerektiği gibi Passat'tan ciddi ucuz ama opsiyonlar pahalı onlarla birlikte düşünmeye sevk edebiliyor. Ek olarak eski başlıklarımızda araç hakkında TÜM detaylara ulaşabilirsiniz: Kısa Kısa - Otomobil yüksek buna birde dar cam yüksekliği ekleniyor; park alanlarında yanınızda ne var diye merak edebilirsiniz ve yan aynalar keşke geri vites ile otomatik olarak aşağıya baksa ne iyi olurdu demeniz kaçınılmaz detaylardan ama; otomatik park sistemli modellerde yan kısımları algılayabiliyor yani yaklaşma durumu sesli ve görsel olarak karşımızda. - İç ambiyans aydınlatmanın değişik renklere bürünmesi güzel (bknz fotoğraflar). - Araba çok güzel, yanımda yavaşlayıp fotoğraf çekmeye çalışan mı istersiniz yoksa yanına gelip bakmaya çalışan mı ? - Direksiyon önündeki ekran çok güzel, kontrolü aşırı basit ayrıca çalışma hızının iyi olması zaman kaybını azaltıyor işinizi bitirip yola bakabiliyorsunuz. - Vites değişim kulakçıkları küçük ve dar bir alanda kullanımı düz yolda zor. Vites düşürme ve yükseltme izin verilenler dahilinde sorunsuz yapılıyor. - Her yerine led koyulmuş ama plakalık ve güneşliklerden çekinmişler, olsaydı iyi olurdu. - Yol bilgisayarında vw'den gördüğümüz bazı detaylar eklenmiş örneğin boş vites halinda gaza basarsanız, sen ne yaptığını sanıyorsun diyor - Video'yu izlemeyi unutmayın anacım Bu da Passat incelemem: Yakut Kırmızı ve Siyah rengi için: Video Fotoğraflar Kaputta yer alan 2 mandalın biri doğru kapatılmadığında böyle oluyor Kusura bakmayınız hata bizim. Sırayla yanan sinyaller Kapı cepleri kullanışlı ve büyük Koltuklar rahat Focus'da yer alan parça birleşim olayının çözümü bu kadar basit aslında... Izgaranın içi ve dışı aynı malzeme, far aydınlatması daha şık olabilirdi ama 7'den 70'e bunu kullanacaklar belli oldu Sony'nin kabartmalı ve aydınlatmalı olması ayrıca cd ve ses ayar kısmının da aydınlatmalı olması güzel detaylardan. Bu malzeme kalın, dişli rakibinde basit gördüğüm detaylardandı bunu düzgün yapmışlar. Aracı aldığım km 999.9 Tesadüfün böylesi.. Bir kaç defa hafiften yoldan çıkma denemesi ile gelen uyarı. Bu da örnek müzikler videosu Bir sonraki testte görüşürüz
    23 puan
  25. Baştan yazayım, bu başlıkta basit ve sihirli etki gösteren kolay bir uygulama ile motor gücünün arttığından falan bahsetmeyeceğim. Daha önce değişik başlıklarda ele aldığımız Superchips, Sprintbooster ve KN 57S-4000 hava filtresi uygulaması ile ilgili deneyimlerimi paylaşacağım. İlgili başlıklar: Şimdi gelelim konuya: 1.6 Ecoboost sahipleri genelde aracı seçerken öncelikle performans beklentisi ile tercihlerini yapıyorlar demek yanlış olmaz. Gelin görün ki bu motorun kullanıldığı Kuga, Mondeo, C-Max ve Focus modellerinin hiçbirinde çarpıcı bir performans oluşmuyor. Rakipler 150 PS ile benzer performansı elde edebiliyorlar ve sanki EB beygirleri yarış atından çok sütçü beygiri havasında koşuyorlar. Focus'ta iyi ivmelenme değerlerini fabrika verisi olarak duyurmuş olsalar da bunu gerçek hayatta yaşamak belki bir iki istisna dışında hemen hemen hiç mümkün olmadı. Hatta aracı ilk kullananlar acaba yanlışlıkla 125 PS modeli mi test ediyoruz bile demişlerdi. Diğer bir söylenti de 150 PS olan motorların geldiği ama 182 PS diye satıldığı yönünde idi, tabii aslı yok ama hissiyat böyle işte. Bu motorun göreceli verimli olduğu tek model ise Fiesta ST, ama o da memlekette yok. Ben de 2011 Ekim'inden beri 1.6 EB HB kullanıyorum, aslında pek de severek kullanıyorum ama itiraf etmem gerek ki motor zaman zaman benim yaşıma uygun tonton amca tadında gelebiliyor. Beklenti mi yüksek, belki... Ne yapılabilirleri araştırmış olmama rağmen tembellikten pek bir uğraşa girmemiştim. Ama zaman içerisinde yapılması gerekenleri ittire kaktıra da yaptım sonunda. İlk aşamada bir arkadaşın zoruyla o zaman için hesaplı sayılabilecek bir fiyata Sprintbooster almış ve takmıştım. Yukarıdaki bağlantıda o zaman yazdıklarım bugün de hala geçerli, aynen alıntılıyorum: "Sonuçta siz 2 cm bastığınızda 4 cm basılmış gibi voltaj üretilmesine ve motorun bu nedenle beklediğinizden fazla tepki vermesine neden oluyor. Ve evet dikkatli okuyanlar bunun bir aldatmaca olduğunu hemen kavramışlardır. Yani bu aleti takana kadar az basacağına çok bas olsun bitsin. Pratik düşüncede öyle, gel gelelim kullanmaya başladığınızda fark ediyorsunuz ki gazı tam köklemeden hızlı ivmelenmek istediğiniz takdirde istenilen oranda güçlü ivmelenmeyi sağlamak için biraz çekingen basılıyor, yetmedi biraz daha derken süre uzuyor, halbuki Spintbooster devredeyken dokunduğunda fırlıyor. Bu bağlamda gaz pedalı hızlandırıcısı tabiri yanlış değil, çünkü aynı akımı üretmek için gaz pedalında yarı yarıya basıyorsunuz ve vakit kazanıyorsunuz. Teoride buna dudak bükmek ya da omuz sallamak olası ise de pratikte özellikle ara hızlanmalarda ve sollamalarda bu müthiş etkili oluyor. Ve aracı kullanan kişi gerçekten 180 BG varmış gibi "hissediyor"! 0-100 değerini etkiler mi? Etkiliyorsa bile önemsiz bir ölçüm düzeyinde olur.Ama trafikteki kıvraklığa hissedilir bir katkısı var olumlu yönde.Sonuçta gücünüz artmıyor, ama gücü kullanma şekliniz değişiyor. Şehir içinde 1.kademe, yani yeşil mod son derece yeterli, şehir dışında kırmızı mod şahlandırıyor. Peki yakıt tüketimi? Bu aletin tüketim üzerinde doğrudan etkisi yok." İkinci aşamada duyarlı bir arkadaşın hediyesi olarak elime ulaşan KN 57s-4000 hava filtre setini taktım. Sanırım bayram arifesi idi, demek ki iki hafta falan olmuş. Set filtre kutusu kapağı ve filtre elemanından oluşuyor. Kapak normal kutu kapağının yerine tam oturuyor ve kolaylıkla değişiyor. İki farkı var, birincisi daha tatlı bir bombe ile filtre etrafında hava sirkülasyonu sağlanıyor, ikincisi normal kapakta olan lammeller bunda yok, dolayısı ile hava türbülansa uğramadan kolay akıyor. Filtre elemanı da standart kutu içi KN filtreden farklı, şöyle ki silindirik filtrenin manifolttan uzak kısmında kauçuk bir kapakla korunan ve içerisinde ayrı bir minik konik filtre barındıran bölümü var. Filtreyi yerine takıp buradaki kauçuk kapağı çıkartırsanız küçük bir açık filtreniz oluyor, sonuç: Ekstra hava girişi ve ekstradan ses. Fotoğraflarda anlatmak istediği daha kolay anlaşılır, ama kapak ve filtre yerleri ters olmuş, ona göre bakın lütfen. Yani sonuçta montaj sorunsuz, 10 dakikada bitiyor, kauçuk kapağı da çıkartıp konsoldaki kolçağa attık mı tamam. Şimdi çalıştırıp yola çıkalım bakalım bir test edelim. Beklenti düşük, zaten hediye geldiğinden hüsran olmayacak, düşüncelerimi zaten daha önce ilgili konu başlığında dudak bükerek yazmıştım. Ama üzgünüm ve mahcubum, çünkü bilmeden uygun bir yerimden uydurmuşum. Filtre popometreye göre dramatik etki gösteriyor, en kolay şöyle anlatabilirim: Beşinci viteste gazladığınızda dörtte gibi hızlanıyor. Ağzım kulaklarımda 4-5-6-5-4-3-4-5-6, doyamıyorum, frene bas yavaşla, gaza bas hızlan, arabayı sanki yeniden yarattılar (tamam abartı oldu), hissiyat aynen böyle. Seste ise tok bir homurtu ekleniyor, dikkatli dinlemezseniz pek fark etmezsiniz, ama duvara yakın veya arabaların arasında cam açık seyir halindeyseniz turbonun her türlü aykırı sesini duymak mümkün, velhasıl keyfime diyecek yok. İki haftadır şaşkınlığım devam ediyor. Sıra geldi üçüncü aşamaya, motoru daha rahat nefes alır hale soktuk, biraz da beygirleri kamçılasak mı? Zaten iş icabı Istanbul'a gideceğim. Uy şeytana... Telefona sarılıp BTG Maslağı arıyorum. Murat Faralyalı ile telefonda tanışıyor ve 21 Haziran için randevulaşıyoruz. Filtreli haliyle 110 km/h ortalama ile 6 saatte Antalya - Istanbul yapmışım, daha ne istersin be adam diyeceksiniz ama kaşıntı tuttu mu durmuyor ki. Sonuçta randevu saatinde buluşuyoruz Murat Beyin kurumsal kimliği vurgulayan disiplinli ve ilkeli çalışma biçimi etkileyici, asla maceraya girmeyen bir firma ve izlenimim kesinlikle güvenilir oldukları yönünde. Benim arabanın akıl hafızası okunuyor, İngilizlere gönderiliyor onlar da 20 dakika sonra sokma akıllı programı gönderiyorlar ve arabaya kopyalanıyor. Çıkıyoruz test sürüşüne, bende gene beklenti pek yüksek değil. Çünkü superchips son zamanlarda verilerini elden geçirdi ve ek olarak 20 PS ve 44 Nm kazançtan bahsediyor. Ancak bu sonuçlar yanlış okunmasın, araç 200 PS olmuyor, maksimum kazanç 3500-4000 dd arasında. Trafikten biraz arınmış yolda gazlıyoruz, 1 hemen bitiyor, 2 ne olduğunu anlamadan geçiyor, 3'te sert ve hırçın bir ivmelenme var, bu 4'te de aynen devam ediyor. Genelde 2000-2500 dd civarında arkana pek de yumuşak olmayan bir tekme yiyorsun ve bu 4000-4500 dd'ya kadar devam ediyor, sonrasında daha az abartılı bir ivmelenme ile devam ediyor. E güzel, kesinlikle hissedilir bir fark, hatta pek güzel, bir daha basıyorum, gene aynı asabi araba, ooo bu olmuş deyip dükkana dönüp keyif çaylarını içip sohbet ediyoruz. 1.0 için özellikle etkili bir programdan da bahsediyor. Tüketim etkisi var mı derseniz, kesinlikle artmadı, ama azaldı da diyemem, ama sağ ayağıma şu sıralarda pek güven olmuyor. Hediyesi resmi fiyat 1650 TL, ben indirim aldım, burada yazmanın etik olmayacağını düşünüyorum. Sonuçta artık arabam 182 PS derken göğsümü gere gere ve hatta biraz şişinerek söylüyorum, çünkü bu gücün varlığını hissediyorum. Sihirli formül yok, ama yöntem belli. Sürüş keyfinden hoşlanan, yolu araba kullanmak için fırsat bilen sürücülere kesinlikle öneririm.
    23 puan
  26. AutoBild dergisi araç parkına aldığı 1.0 EB Focus ile 100.000 km'lik test sürecine Nisan 2013'te başlayıp Aralık 2014'te bitirmiş. İnceleme sonuçlarını da bu yılın ilk sayısında yayınladılar. Test yazısına sanırım buradan ulaşmayı deneyebilirsiniz. Özetle aracı, başta motoru olmak üzere, çok başarılı bulmuşlar. Motorun otoyollarda dahi üzmeyecek bir çekiş gücüne sahip olduğunu, asla 1 litre hacimli gibi hissedilmediğini, son günde bile ilk günkü gibi sorunsuz ve atak çalıştığını vurgulamışlar. Bunun dışında mükemmel ve canlı yol tutuşu, başarılı sürüş konforu, rahat koltukları, keskin çalışan şanzımanı ve hızlı tepki veren iklimlendirme sistemi de övgü almış. Eleştirilerin başında demode navigasyon ve kullanımı çok zor olarak nitelendirilen Sony müzik sistemi var. Yeni modelde bunun giderilmesinin çok doğru olduğunu da ayrıca belirtmişler. Diğer bir eleştiri konusu da yüklenince artan yakıt sarfiyatı, otoyol sürüşlerinde 8,2L/100 km ortalama tutturmuşlar, tüm test süreci ortalaması ise 7,3L/100km. Ancak efendi kullanıldığında 5'li rakamlar elde edilebildiğini de belirterek çuvaldızı kendilerine batırmayı da ihmal etmemişler. Aracın performans ölçümlerinde test başı ve sonu arasında fark yok, sadece yakıt tüketiminde %10'luk bir artış var. Motorla ilgili rahatsızlık veren bir konunun da yağ çubuğunda yağ seviyesinin net okunamaması olduğu yazılmış ki, buna aynen katılıyor ve ince yağda daha da zorlaştığını düşünüyorum. İki arıza bildirimi var. 22.000 km civarında araç çalışırken birkaç kere kendi kendine acil durum çalışma moduna geçmiş, serviste yazılımın güncellenmesinden sonra sorun hallolmuş. 63.000 km'de yakıt doldurma yerindeki hırsızlığa karşı koruyucu kapak yerinden çıkarak yakıt doldurmayı zorlaştırır hale gelmiş, garantiden onarılmış. Rutin bakımlar yanında 63.000 km'de ön 78.000 km'de arka fren balataları değişmiş. Bu arada bakım uyarısı vermediği için araç ilk bakıma 31.000 km'de götürülmüş. Yani kısacası yüksek tüketimleri aracı iyice zorladıklarını, bakımı aksatmaları da hırpalama niyetini gösterse de araç parçalanıp incelendiğinde hiç bir yıpranma belirtisine rastlanmamış. Sadece silindir kapak contasında çok hafif bir yağ terlemesi gözlemlenmiş. VAG grubu sempatizanı dergiden böyle sonuç almak çifte başarı bence. Araç uzun yol testleri sıralamasında Audi A6'dan sonra ikinci sıraya yerleşmiş. Bu arada dikkatimi çeken istatistikler de oldu.Mesela Focus Almanya'da %80 steyşın, %19,5 HB ve %0,5 sedan olarak satılıyormuş ve en çok alınan renk %26 ile siyahmış. Bu motor dayanmaz diye düşünenlere duyurulur.
    23 puan
  27. Makyajlı Focus artık ellerimizin altında! Detaylı başlığımızdan alıntı ile başlamak istiyorum; video'da bahsetmediğim bazı değişiklikler: İlk günden beri aktif olan genel başlığı: Gelelim Test Gününe. İç & Dış İnceleme Dikine Park Sistemi - Şaşırtıcı derecede iyi geldi - tek sefer denedim - Multi Media - My Ford Touch ve Gösterge Mevcut 2. Ekran incelemesi Trend x inceleme ve makyajsız ile kıyaslama İlk Görüş; Sedanı yeni gri ile Hb'i yeni mavi ile çok hoş buldum. Fotoğraflardan daha güzel duruyor, hareket halinde gibi durduğu yerde. Sürüş: Focus artık daha keyifli diyebiliriz. Ayrıca daha sessiz ve konforlu daha ilk dakikada girilen tümseklerde çok iyi sönümleme yapabiliyordu. Öncelikle kullandığım araç sedan; virajda koparmaya veya yatırmaya çalıştığımda daha az esneme ile karşılaştım. Bu sebeple daha fazla güven verdi. Direksiyon sistemi yavaşlayınca çok rahat hızlanınca da normal sertlikte ve hisli düzeyde. Arabanın sürüşüne diyecek yok açıkcası. Motor: Motor sesi azalmış fakat 1.6 litre dizel yine de gürültü yapıyor devir yükselince, merakla 1.5 dizeli bekliyorum, Fiesta'da görülen bu motor ile araç içi gerçekten iyi bir seviyeye gelmesi mümkün. Benzinli cephesinde diyecek söz kalmamış bu konuda. Yol seside aynı şekilde iyi seviyede. Mevcut versiyonlarla kıyaslamak için aynı yolda test etmem gerekiyor bu yüzden şu kadar veya bu kadar farklı diyemiyorum.Fakat dış ses olarak çok daha iyi diyebilirim net şekilde. Yeni Motorlar: Tekrar edelim motordan söz edilince; 1.5 tdci 120 ps Powershift (6 ileri çift kavramalı otomatik) Mayıs başında ve 1.5 Ecoboost 182 ps 6 ileri Otomatik & 1.0 Ecoboot 125 ps Otomatik motorlu Focuslar 2015 yılının son çeyreğinde satışa başlayacak. İç mekanda yapılan pratiklik çalışmalarına gelelim, yeni el freni tasarımı ile konsolda açılan yerlere fonksiyon tuşları ve ayarlanabilir bardaklık konulmuş ayrıca sürgülü kapağı kullanılarak sadeliğe yer açabiliyorsunuz. Yenilenen klima ve ses ünitesi, modüler olarak takılmış havasından kurtulup; bir bütün haline getirilmiş. Focus MKII MCA'dan beri kullanılan klima ünitesinden artık vazgeçilmiş. Bunlara ek olarak kullanılan ince krom kaplamalar da hoş detay olmuş ve bu bölümlerde işçilik sorunu bulunmuyordu. Merak edilen kol dayama, ileri kayması sonucu (ne kadar yanlış kullanım da olsa) direksiyon tutulabiliyor. Kısa Kısa Yol bilgisayarındaki ek seçenekleri beğendim. Bkz video. Sürüş esnasında gündüz yanan Led aydınlatmalar sinyal verdiğimizde artık kısılıyor. Sürücü destek sistemleri kullandığı süre itibarı ile kusursuz şekilde rahatsızlık vermeden yardımcı olmaya çalıştı. (Otomatik fren ve şerit takip sistemi size güven verip arabayı sürmeyi unutturabilir aman dikkat ) Yeni eklenen çapraz trafik sistemi'de geri geri kullanımda zorluk çekenler için biçilmiş kaftan durumda. Dikine park sistemi beklediğimden iyi şekilde çalışıyor, bu konuda zorlanan kişilere iyi destek olacak. Dokunmatik ekran kullanımı kolay gibi fakat çalışma hızı çok iyi değil, fakat yeterli düzeyde. Grafikler ve tuşlar yeterli büyüklükte. Bu ekrana navigasyon ve geri görüş kamerası alınmalı. Her zaman söylediğim yorumum burada da geçerli; anlamı olmayan bir dokunmatik ekrana gerek yok. Radyo vb şeylerde kullanım rahatlatlığını da atlamamak lazım gerçi; aynı anda diğer tercih ve listeleri görmek gibi. Ek olarak bu tür sistemleri kontrol etmek için yuvarlak bir düğme olması gerektiği kanısındayım bmw gibi. Bi-Xenon'lar hızlı şekilde pat pat tepki vermiyor sebebi; kol hassasiyeti. Ayrıca yapısı sebebi ile ilk halojen ardından perde kalkarak xenon geliyor. Bir bmw değil veya bir led destekli sistemler gibi değil. Yeni eklenen dinamik sistem için gece sürüş testi şart en kısa sürede denemek isterim Otosan'a duyurulur; gece sürüşü ve detaylar için otomobil istiyoruz Yinelemek istiyorum; bu focusun frenlerini çok beğendim, dozajlama ve hissi gerçekten çok iyi seviyede ve güven veriyor. Not: Baz donanım olan, Trend x versiyon fotoğrafları için Fotoğraflar Lastikler artık 215 değil 205 taban ile ithal ediliyor ilerde ne olur bilemiyoruz fakat bu haliyle tamponlar içinde cılız durmakta. İlerde Spor paket veya jant seçenekleri muhtemelen gelecektir. Örnek fotoğraflar ve jantlar için genel başlığa (son sayfalar) bakabilirsiniz. Sedan karoser'de LED arka stoplar bulunmuyor. Direksiyon önündeki yeni yol bilgisayar ekranı Titanium donanım seviyesi ile geliyor, aynı şekilde 8'' dokunmatik ekran (SYNC 2 ile) da bu donanım ile birlikte gelmekte. Göstergelerin detaylarına videolardan ulaşabilirsiniz. Yan bölümde bulunan radar ile araç yanlarında bulunan cisimleri de tespit ediyor araç. Gördüğünüz araçlarda dış görünüm olarak Titanium donanım'a Dinamik bi-xenon far sistemi mevcut, bu opsiyon alınmaz ise sürmeli halojen farlar bulunmakta. Arka kapı üstü trimlerde bulunan plastik malzeme değişmiş daha kaliteli durmakta. İç boyutlar aynı şekilde devam ediyor fakat ilerleyen dönemde taramızdan ölçülendirme de yapılacak detayları daha sonra paylaşılacaktır. Ön kapı üstü trimler yumuşak doku ile kaplanmış mevcut focus titanium'lar da bu şekilde. Torpido iç detayı video'da mevcut orada da bahsettiğim gibi iç tasarımı değişmiş. Daha kullanışlı hale getirilmiş. İlk video'de içi mevcut. Tuş kalabalığından kurtulmuş bir konsol sizi karşılıyor. Tuşların basım hissi güzel ve sessiz. Akıllı telefon vb cihazların kolaylıkla saklanıp şarj edilebilmesine olanak sağlayan göz. Görünmesini istemediğiniz bağlantı noktaları. Kapaklı ve ayarlanabilir bardaklıklar. Güvenlik sistemlerindeki bölümde artık ısıtıcı mevcut Geri görüş kamerası ile görünenler. Yüksek çözünürlük diye geçiyor ama bir iPhone Retina'sı gibi değil fakat yeterli düzeyde diyebilirim yani dibine girmezseniz oturma pozisyonunda pikseller rahatsız etmez. Aşağıdaki diğer fotoğraflar ile göreceksiniz. Bu bölümde ekran kalitesi daha anlaşılır durumda en azından :yeah: navigasyon yönlendirmesi deneme yaptığım zamanlarda iyiydi. Donanım seviyelerinde bahsedilmeyen sony sistem bu araçların tamamında mevcuttu. Sony ibaresi artık A sütunundaki tweeter'dea yer alıyor. Sonradan sistem takmış hissi yok edilmiş. Arkaplan fotoğrafı kullanıcının tercihine bırakılmış, normalde siyah ekran var. Fakat içinde yüklü gelen logo mevcut ister bunu seçebiliyorsunuz isterseniz harici bellek ile fotoğraf ekleyebilirsiniz. Ön park systemic kapatmak ve otomatik park yeri aramak için kullanılan düğmeler. Direksiyon üzerindeki düğmeler daha kullanışlı hale getirilmiş. 4 ARALIK FOTOĞRAFLARI Kapı iç bölümü ve kapı açma kollarında bulunan ledler Genel Değişen Torpido Bu makyajsız versiyon'dan Navi yokken bilgi ekran menüsünden... Ön led'ler Arka led'ler İç genel Bu da makyajsız iç mekan FocusClubTr Sundu.. Link ile paylaşmayı unutmayınız
    23 puan
  28. Aşağıdaki, konuyu açtığımda benim yaptığım uygulama. @Osman Türkol çok daha iyisini yaptı. _________________ Uzun zamandır istiyordum ancak orjinalliği bozmadan yapmak istiyordum. Çinlilerin ebayında bir kit buldum (http://www.mistertao.com/taobao-products/taobao-item-19264879959.html) ancak 32 dolarlık ürün için 40 dolar kargo çıkarttılar Bende aynısını burda yapayım dedim Orjinallik açısından sadece çamurluk vidasını sökmek gerekiyor, oda diğer vidalar ellenmemiş olduğu için sorun olmaz diye düşündüm. Aynısını yaptırmıştım en son üstteki bağlantı noktasını değiştirmeye karar verdim, böyle daha iyi oldu gibi Maliyet 50-60TL Demir ayakları tornacılarda yaptırabilirsiniz. Ankara için Şaşmazda Emek Tornada Serkan var selamımı söylerseniz yardımcı olur Amortisörler 50-55cm 150N tanesi 20TL yine Ankara için Şaşmazda Yedekçi var zaten bu amortisörlerin imalatçısı deneyerek en uygununu bulduk Buyrun fotolar.
    22 puan
  29. Arkadaşlar, Forumda birçok imla hatası ve yazım yanlışı yapıldığını gözlemliyorum.. Biz Türkçemizi doğru kullandıkça bu dil nesilden nesile aktarılacaktır. Öncelikle bu sanal sohbet dilinden bir kurtulmamız lazım. Slm, nbr, iii gibi kısaltmaları kullanmayalım. Ama asıl değinmek istediğim konu, "dahi" manasına gelen -de, -da eklerinin kullanımında yapılan yanlışlar, (Örneğin; "bende geldim" değil "ben de geldim) kelimelere ek getirilirken ana kelimenin son harfinin sert mi yumuşak mı olduğuna bakılmaksızın getirilen ekler (Örneğin; "ağaçda" değil "ağaçta") ile alakalı. Bir de forumda gördüğüm kadarıyla HERKES kelimesi çoğu kişi tarafından hatalı şekilde HERKEZ olarak yazılıyor.. HERKEZ diye birleşik bir kelime yoktur arkadaşlar.. HER KEZ olabilir ama bu da her defasında manasına gelir.. ama kastedilen kelime HERKES'tir. Buna benzer birçok kelime daha var aklıma şu an gelmeyen.. Bundan sonra gördüğüm hataları düzeltmeye çalışacağım. (not olarak düzeltme nedenini de yazarak) Bu konuda sıkıntı çıkarmayacağınızı, alınganlık göstermeyeceğinizi umarak iyi günler diliyorum..
    22 puan
  30. Mustang nihayet geldi Buyrunuz Bu videosu Bu da masum köylü
    22 puan
  31. Eylül sonu aniden rahatsızlandım. (bilen biliyor...) gün ortası bir ağrı girdi karnıma, bursa işi çakı gibi resmen ikiye katlandım. ... yapılacak şey belli. Hemen Hastane'nin yolunu tuttuk. Acile girdik, oram ağrıyor ... buram buruluyor hesabı Acil Doktoruna durumu anlatıyorum. Eleman biraz mıncıkladı beni, sonrası malum ... kan tahlili, serum, ultrason, serum, MR, serum ... akşam üstü odaya çıkardılar. Sabah uzman doktor gelip bakacak ama serumla karışık tonla ilaç bünyeye girince rahata kavuşmuş olduğum için mızmızlanmıyorum. NatGeo - People açmışım TiVi'de ... sıra dışı kadınlar (açık deniz yat yarışı) seyrediyorum. ...akşam hemşiresi geldi, nabzıma baktı, ateşimi kontrol etti, serumu çıkarıp ağrı kesici/antibiyotik (ya da ona benzer bir şeyler) taktı ... arada da muhabbet ediyoruz. Kızcağız demez mi? - Amca nasılsın? Daha iyi misin? Anaaaa! O saate kadar çekyat hesabı açılan divan/yatakta oturmuş sessiz sedasız kitap okuyan benim hatun bir anda "arıza" moduna geçmez mi? http://giphy.com/gifs/error-2kzAP7X0rWNgY Lan! Hatun bir anda tasmanya canavarı moduna geçti ve başladı yüksek frekansatan caz yapmaya ... - Ne amcası? Amca nereden çıktı? Amca değil o ... benim kocam ... amca deme ona, amca değil o ... Hemşire kızcağız şaşırdı, ben şaşırdım ... ikimiz de olduğu yerde tepinip bağıran benim hatun kişiye bakıyoruz. Hemşire kızcağız bir şeyler geveleyip (özür babında) odadan kaçtı. ...eh be ablacığım, sen kaçtın da ... ben ne b@k yiyeyim? ben nereye kaçacağım. Hatun başıma dikilmez mi? - Hemen keseceksin o sakalları, kimse sana amca falan demeyecek, dememeli ... o sakallar ... gi-de-cek! Eşşedü....!! Ben gittim/geldim modundayım, hatun sakal kestirme derdinde. ... ama serde (hasta olsam dahi) erkeklik var. Kararı iç işleri bakanına mı bırakacağım? Son söz söylenecekse .. ben söylerim be! (tieyt!) - Peki ... dedim, konu kapandı Sonuç : Hastaneden çıkınca sadece ve sadece o da canım çektiği için kestim sakalımı.
    22 puan
  32. Geçen sene eşimin meslek grubunun Ankarada bir konferansı oldu. İşyerinden biri (adı Murat) ile eşim gidecekti. Muratın, aynı meslekten olup başka yerde çalışan yakın bir arkadaşı da arabasıyla gidecekmiş. Birlikte gidelim demiş. O da bizim işyerinde bir hanım var falan deyince araç sahibi onu da alırız demiş Muratı tanıyorum ama diğerini tanımıyorum. Açtım telefonu hoşbeşten sonra Murat arkadaşının arabası ne dedim. Pek anlamaz arabadan " Valla Lada mı ne , öyle bir şey" dedi. Benim aklıma 94 model Lada samara geldi Ulan hurda ile uzun yola çıkılır mı ne gerek var atlasın YHTe gitsin dedim içimden ama artık vazgeçemeyiz ayıp olur. Neyse dedim TEMden gidecekler yolda kalsalar bile başlarına bir iş gelmez . Neyse biz buluşma yerinde beklemeye başladık. Bize bir araba yanaştı dev LEDleri ile ben kenara çekildim yol vermeye tam önümüzde durdu. En son model dizel otomatik bir skoda octavia, geniş ferah tertemiz gıpgıcır. Murat ön koltukta sırıtıyor.. Murat lada dedin bu skoda octavia en az 90 bin dedim. Aman işte lada mı skoda mı her neyse dedi Araç sahibi biraz bozuldu.. Sen istediğin kadar parayı ver arabayı anlamayana lada mı skoda mı ne oluyor işte Kayınpederim 86 yaşında Allah uzun ömür versin. Araba kullanmayı da çok severdi ama 79 yaşında aynı yıl 3 kaza yapınca oğulları arabayı sattılar. Adam çöktü resmen. Bir tane de yeğeni var bizim sitede oturuyor çok zengin fabrikatör bir adam en son 520d si vardı. Geçen amcasını yani bizim kayınpederi ziyarete gitmiş. Ertesi gün de biz gittik. Laf lafı açtı. Yeğeninin araba değiştirdiğinden bahsetti. Ne almış dedim. FIAT almış dedi doblo mu ne .. Sokağa baktık bir tane doblo gösterdim hee bundan dedi. Baba yanlışın var o hayatta almaz bu arabayı dedim. Yaa gözümle gördüm falan dedi. Neyse 1-2 gün sonra bizim sitede onun oğlunu gördüm. Baban arabayı mı değiştirdi diye sordum. Evet Volvo XC60 aldı diye kasındı çocuk. Volvo deyince bizim kayınpeder ne bilsin doblo anlamış, FIAT almış diyor. Arkası düz, yüksek araba; yakıştırmış dobloyu XC60a . Mercedes Audi BMW almış olsa yanılır mıydı hiç ? İmaj önemli ...
    22 puan
  33. Arkadaşlar merhaba, İlk bakım zamanımız geldiği ve aks keçesi sorunsalı sebebi ile servis talebim oldu. Fordun sitesinde online servis randevusu alarak işe başladık. Aracımı aldığım Keleşler bayisini tercih ettim. Servis müdürü Mehmet bey saolsun serviste dolaşmama ve çekim yapmam konusunda çok yardımıcı oldu. Tüm aşamaları resimlemeye çalıştım. Faydalı olursa ne mutlu bana. Araç bilgileri: 2012 Focus 3 Tit+OP TDCI Sedan KM: 12.800 Bakım: Fix Peryodik Bakım (Motor yağı, Yağ filtresi, Hava Filtresi) Fiyat : 299 TL, 4 Taksit Aracım lifte alınarak öncelikle bilgisayara bağlandı. Hata kodları ve versiyonlar kontrol edildi. Yeni yazılım atılıyor. Servisdeki özel laptop. Tutamacına dikkat. Yeni versiyonun bilgileri Hava Filtresi ve yağ filtresinin değişimi için kutu yerinden çıkarılıyor. Eski ve kirlenmiş hava filtremiz Kutu çıktıktan sonra yağ filtesi ve turbo girişi açıkça görülüyor. Turbo pervanesine yakından bakalım Motor yağımız Mobil tam sentetik 5-30, yağ filtresi ve hava filtremiz. Özellikle mobil kullanılması beni çok sevindirdi. Başke yerlerde farklı ürünler kullanıldığını duymuştum. Yeni hava filtresi ve yağ filtresi Boşaltılan kirli motor yağı Sağ aks ve yağ sızıntısı aşağıdaki gibi. Son zamanlarda vites geçişleri kemikleşmişti. Şanzıman yağının eksikliği sebep oluyormuş. Aks yerinden çıkarılınca şanzıman yağı kopmle boşalıyor. Keçenin takıldığı yuva Eski keçe ve yeni Keçe yanyana Yeni şanzıman yağımız Yeni yağ özel bir cihaza boşaltılıyor ve basınç ile işaretli yerden dolduruluyor. Yeni yağ için herhangi bir ücret talep edilmedi. Bazı arkadaşların faturasında yanlış hatırlamıyorsam eklenen yağ ücretlendirilmişti. Liftte işimiz bittikten sonra motor yağımız konulup test sürüşü yapıyoruz. Yeni yazılım ile birlikte belli bir süre enjektörlerin şakırdama sesi yapacağı söylenmişti. Test sürüşünde bariz ses duyuyorsunuz. Enjektörler kendini kalibre yada ayarlamamı ne yapıyormuş. 20 km sürdü bu ses. sonra kesildi. Test dönüşü aracımız yıkamaya alındı. Toz içindeki motorda yıkandı. Kurutulursa herhangi bir sorun olmayacağı söylendi teknisyen tarafından. Ve sonunda ciğerlerimiz temizlendi, sürücü koltuklarındaki kafalıkların kromajı parlatıldı. Arka kapılardaki kolonlardan gelen patlak ses ve dikiz aynasının aşağıya eğilmesi otosana bildirildi. Gelen cevaba göre hareket edilecek. Bazı müşterilerde ise orta kosoldan gelen tıkırtı sesleri için fordun gönderdiği özel yalıtım malzemeleri ile sesleri kestiklerini söyledileri. Benim şikayetim olmadığı için o konuda birşey yapmadık. Tüm bu işlemler yaklaşık 5 saat sürdü. Bu sırada Yeni Kuga ve yeni Tit Dizel Focusu inceledim. Kuga 1.6 180 Bg Otomatik en dolusu idi. Test sürüşü teklif edildi ancak gerek duymadım : Focus için komple body kit ve arka difizör var. Meraklıları için resimledim onlarıda. Resimlerini aşağıda paylaşıyorum. Sorularınız var ise cevaplamaktan memnuniyet duyarım. Herkese kazasız belasız keyifli sürüşler dilerim. Ve Body Kit ile Focusumuz. Buda galeride hazır duran Focus fiyatı
    22 puan
  34. Türkiye'nin son yıllarda en popüler motor seçeneği olan dizel otomatik artık Ford tarafından da müşterilere yani bizlere sunuldu. ''Oh be'' diyenleri duyar gibiyim Oyun Şimdi Başlıyor! 1.5 Dizel Powershift Otomatik %5BLansman%5D Makyajlı Ford Focus 3 Genel Başlık - Tüm Detayları İle 2014 Focus Ford Focus Mk3 - Makyajlı Focus Mk3 - Makyajlı Fiesta Mk6 Teknik Verileri Bir Arada - Motor Grafikleri Makyajlı 2014 Ford Focus Detaylı Donanım Listesi Makyajlı ve makyajsız kıyaslaması için; (videolu) 2015 Makyajlı Ford Focus Trend X 1.6 Tdci İncelemesi Ve Makyajsız Kıyaslaması & Test Sürüş 2014 Makyajlı Ford Focus İncelemesi - Test Sürüşü - Dikine Park - Fotoğraf & Video Türkiye'de Satılan 1.6 Dizel Ve Altı Otomatik Vites Teknik Değerleri (Dizel Otomatik & Tüketim) C Sınıfı (Kompakt) Hatchback Dizel Otomatik Orta Donanım 2015 Fiyatları Teknik olarak, 1.5 lt'lik yeni dizel motor 120 ps güç ve 300 Nm tork üretiyor ve 6 ileri çift debriyajlı (Islak) otomatik vites ile karşımızda. Tüketim: 4.7 - 3.9 - 4.2 lt ve co2: 109 g/km Geçişler: Hızlı veya yavaş vites geçişleri sarsıntısız, devir göstergesi haricinde geçişleri anlayamıyorsunuz. Vitesleri dolu dolu kullanarak değişiklik yapılıyor yani sırasıyla tam hızlanma yapıyor veya düşürüyor (normal şartlarda). Eğer eğimli yolda yokuş aşağıya giderek yavaşlıyorsanız tek tek vitesi düşürüyor bu nedenle devir sürekli yüksek ve tüketim '0' olarak kalıyor. Kullanım: Bir manuel vitesi doğru şekilde kullanan birini düşünün hem tüketimi düşünen hem hızlanmasını akıllı yapabilen yani tam anlamıyla PowerShift ismine layık bir sistem var. Hem sizin gaza basışınız kadar ivmelenen hem de sadece gerektiği yerde vites yükselten. Diyelim ki tırmanma halindesiniz ve ayağınız aynı kuvvetle pedala basıyor hatta hızınızı arttıracak şekilde ilerliyorsunuz işte burada gereksiz vites yükseltmiyor ayrıca şanzıman sürekli istekli konumda bekliyor yani hızlanmanız için hep beklemede. Sorulara cevap; -1 ve 2. viteste titreme yok. - Dsg'ye rakip olur. - Yakıt durumu, yeterince iyi. Otomatik start&stop sistemi araç tamamen durduğunda aktif hale geliyor, yani yavaş akar durumda aktif değil (bence doğrusu bu olmalı). Kısa süreli duraksamalarda aracın sürekli durup çalışması sürüş keyfinizi törpüleyebiliyor, neyseki bunun içinde elimizin altında düğmesi var Direksiyondan kulakçıklar: Çok zevkli ve güvenli! Ben bu kadar beğeneceğimi düşünmüyordum. Öncelikle çoğu vakitlerde kendi kendine vites yükseltmemesi ciddi iyi bir özellik çünkü bir çok manuel sever bu yüzden otomatik vites'in zevksiz olduğunu düşünür ama bunun gibi izin veren otomobiller oldukça iyi manuel hazzı verebiliyor ee birazcık tepki süresi iyileştirmesi olursa tadından yenmez Ama dizel işte canım bile bence çok iyiydi hatta şöyle diyebilirim; dizel olacaksa powershift ile olmalı. Zayıf noktalar: Araç çok güçlü. Ciddi hakim edilmesi gerekiyor özellikle manuel modlarda çok istekli ve gereksiz fazla gelebiliyor. Performanslı kalkışar için bu lastik ve jant yetersiz, 17'' olmasını isterdim kendim alacak olsam fakat bu durum genel otomatik müşterisini ilgilendirmeyebilir. Test Tüketimi: Çok rahat şekilde mevcut 1.6 Manuel tdci ile benzer yakıyor denilebilir. -Sakin uzun yol: 4.0 lt (90 km/h ile), -Standart ş.içi: 5.8 lt (Karma tüketim), -Yoğun ş.içi: 6.5 lt, -Ciddi zorlama ve trafik ile 7.0 lt ortalama ile geziyor. Hızlanma Testi: 50-100 km/h: D modunda da S modunda da 7.9 sn olarak ölçüldü. Video (Son bölümde kısa bir ses sorunu olmuş ama dinlemeye engel değil, kusura bakmayınız.) Diğer başlıklarımızda hem video hem fotoğraf yeterince olduğu için buraya her detayı eklemiyorum. Slogan, Otosan'ın bu büyük eksikliğinin farkında olduğunu gösterir nitelikte ayrıca kışkırtıcı! Güvenlik bölümüne rezistant iyi oldu. Ekran hakkında eksiler; menü geçişleri yavaş ve bazı yönlendirmeler ilkel. Genel olarak sınıfı geçer fakat üst ekran parmak izi tutuyor haliyle güneş yansımalarında sorun yaşatıyor. Diğer otomatik veya dizel araçlardan farkı; otomatik park ve start&stop sisteminin sunulması. Not: Yıl sonunda gelecek olan 1.5 eb ve 1.0 eb otomatik seçenekleri ile de bunlar yer alacak. Makyaj ile submarine ışığı değişmişti. Kulakçıklar daha büyük olabilirdi hatta soğuk! metal olursa tadından yenmez çünkü kullanması oldukça zevkli ayrıca güvenli.
    21 puan
  35. Araştırmacı Yazar Prof.İlknur GÜNTÜRKÜN KALIPÇI, Atatürk'ü anlatıyor. En azından beni sevenler 1 saatini ayırsın ve etrafına izletsin, tanımaya doyamadığımız ATA'mızı !
    21 puan
  36. Bu metni facebookta gördüm bi kaç kere, forumda yok sanırım. Yasal olarak böylemi bilmiyorum, ben olsam bende yapardım satışı, dikkatli olmakta fayda var. Arabanızı satılığa koydunuz Ahmet dediki 70 veririm. Tamam dediniz anlaştık. Ahmet hesap no istedi sizden 70 bini transfer etti. Açıklamada 34 xy plakalı golf marka aracın satış bedeli yazıyor. Sonra tam notere yoneldiginizde Ahmet diyorki benim cenazem var acil işim çıktı. Sen satışı kuzenim hasana ver. Sende nasıl olsa para geldi deyip hasana bedelsiz devrediyorsun. Noter sözleşmesinde parayı eksiksiz aldım kisminida bi güzel imzaliyosun. Sonra 3 gün sonra Ahmet sana ihtar yolluyor sana 70 bin yollamıştım araç için hala satış olmadı parayı iade et diyor. Savcıya basvuruyorsun ahmetle hasan arasında akrabalık yok. Tlf tespiti yok. Beraber fotolari yok vs Hiç bir bağ bulamiyorlar. Yani gorunurde ortada dolandırıcılık suçu yok. 70 bini de ödeyeceksin mecbur. Hasan da diyorki ben parayı elden verdim aha bu da resmi noter belgesi kendisi eksiksiz parayi aldığını kabul ediyor. Şimdi araba da gitti, 70 bin de. Çık işin içinden. Yeni dolandırıcılık yöntemi paylaşın lütfen.
    21 puan
  37. Aracımızı saat 15:00 itibarı ile teslim aldık, kendi aracımızı emanete bıraktık, aldığımız test aracı full kaskolu bir araç o konuda endişe yok, imzaladığınız sözleşmede bağlayıcı ağır bir madde yok, dikkat çeken madde sizden başkasının aracı kullanmasına izin yok. Satış temsilcisi aracı teslim ederken "sizden ricamız Opel ve Alpata olarak aracı limitlerine kadar çekinmeden denemenizdir" dedi. Hay hayyy, tabi ki dedik. Kumandalar, farlar, ses sistemi vs.. gibi bilindik (hepsi gayet başarılı) konulara pek girmeden kısa ve öz yazmaya çalışacağım... Gelelim ilk izlenimlere: Anahtarsız giriş ve çalıştırma ne kadar güzelmiş ! Test için verdikleri araç Cosmo paket, üzerine opsiyonlar eklenmiş, Sunroof, 19" jant, deri koltuk var, standart opsiyonlar zaten belli. 19" jant ile konfor düşer diye düşündüm ancak arabanın kasislerden/çukurlardan geçişleri gayet iyi, amortisörlerin çalışması gayet başarılı ve sessiz çalışıyor, bu çapta jantlar ile oldukça konforlu geldi, kasis geçişlerinde trim sesi yok. Altında ki lastiklerin 245 40 19 Goodyear F1 Asym olmasının konfora olumlu etkisi yok değil. Motor/Şanzıman : Öncelikle tıpkı Ford gibi 1.6 dizel otomatik olmaması yıllardır Opel'in en büyük eksikliği idi, bu yeni 1.6 dizel ve otomatik kombinasyonu Opel'e ilaç gibi gelmiş ve hemen tüm araçlarında bu kombinasyonu kullanıyorlar, İnsignia'da ki motor 1.6 dizel 136 PS güç ve 320 Nm. torq üretiyor, bu aracın test sürüşüne katılmamda ki en büyük sebep; bu kombinasyon bu kasada ne işler yapar, kağıt üzerinde ki veriler gerçekte ne kadar hayata yansımış bunu görmekti. ilk izlenimim bu motor/şanzıman bu araca tam anlamı ile yeterli değil gibi idi (2.0 Mondeo'nun koltuğundan inip 1.6 motorlu arabaya bindikten sonra bu hisse kapılmam ilk etapta tabii ki normal) ama kasanın ağırlığı düşünüldüğünde bundan iyisi can sağlığı diyebilirim, 1.6 hacimli üstelik klasik otomatik ile çokta hantal bir sürüş sergilemiyor, "sport" modunda oldukça canlı ve keyifli bir karakter sergiliyor, başarılı buldum. Yalnız şehir içinde iyi olan bu karakter, uzun yol sürüşünde yüksek hızlarda böyle değil arabanın 160 km. hızdan sonra soluğu adeta kesiliyor,(Kanlıpınar rampasında rampa yukarı 164km. yi geçemedim) hızlanma yavaşça artıyor, 190 km. den sonra çok isteksiz. İlginç bir şekilde 190 km/h hızlarda devir halen 3.500-3.700 bandında, daha çevirebileceği aralık çok gibi görünüyor fakat kalan deviri çevirme konusunda isteksiz davranıyor. 160 km/h hızlara kadar gayet canlı, bu da haliyle yeterli. Hızlanması çok istekli değil ama yüksek hızlarda ki güven hissi ve frenleri çok güven verici, özellikle de en çok beğendiğim yanı frenleri oldu diyebilirim. Şanzıman klasik otomatik fakat vites geçişlerinde hiç bir sıkıntı yok, vites küçültürken veya büyütürken kararsızlık yaşamıyor, sadece manuel modda vites geçişlerinde biraz gecikme var, güzel yanı ise manuel modda siz istemediğiniz müddetçe kendisi vites değiştirmiyor, kendi başına drive moduna dönmüyor, spor sürüşleri sevenler için güzel bir ayrıntı. Konfor: Segment "D" olunca insan tabi ki üst sınıfta bir konfor bekliyor. Yaşam alanı çok öyle büyük değil ama gayet yeterli hatta Mondeo gibi devasa bir kokpitten sonra ilk başlarda küçücük bir arabaya binmiş gibi hissetsem de sonradan çok sevdim, ön camın bana yakın oluşu, görüş açışı, konsol tasarımı ferahlık hissi verdi, arabaya sanki daha hakim bir sürüş izlenimi var, arkada ki yaşam alanı benim boyumda ki biri için (1.75) gayet iyi, bir sıkıntı görmedim. Direksiyon tepkileri çok güzel, hızlandıkça sertleşen ama sizi yormayan, güven veren bir direksiyonu var. Deri direksiyon simidi ve ısıtmalı deri koltuklar ayrı bir keyif. Koltukların baldır desteği çok yetersiz kalmış. Konfor adına en büyük kayıp baldır desteği ve yalıtım, rüzgar ve yol sesi konusunda rakiplerinden geride. En büyük eksiği yalıtım. Afl Bi-xenon farlar çok başarılı, dönüş aydınlatması, otomatik aydınlatma şiddet seçimi gayet güzel çalışıyor. Flexi ride şasi: Çok güzel bir özellik, bu sistemde 3 farklı sürüş modu mevcut "normal" mod aracı ilk çalıştırdığınızda ki mod, orta sertlikte bir sürüş sağlıyor, "tour" modu tamamen konfor odaklı, süspansiyon ,direksiyon, gaz tepkileri oldukça yumuşak, şehir içinde bu mod büyük rahatlık sağlıyor, 19" jant 245 40 19 lastiklerle bu modda kasisleri hiç hissettirmiyor biraz gürültülü çalışması hariç yeni Mondeo'dan bile daha başarılı buldum, "sport" modu ise aracı gerçekten başka bir havaya sokuyor, gaz tepkileri hassas, süspansiyon ve direksiyon sert , gösterge paneli kırmıza dönüyor 320 Nm. torq bu mod da hakkını veriyor, çok keyifli bir araç haline bürünüyor. Tüketim: Test aracı henüz yeni 2.000 km. civarında teslim aldım, teslim aldığımda 6.6 lt. ortalama verisi vardı, benim kullanımım da çoğunluğu şehir dışı olmak üzere 6.8 şuan. Dikkatli kullanım ile rodajdan sonra 6 lt.nin altı çok rahat görülür gibi duruyor. Kısaca + ve - lere bakarsak. + Frenleri mükemmel çalışıyor, çok başarılı buldum + Flexirede olağan üstü bir konfor/sportiflik sağlıyor bayıldım + Yeni konsol ve göstergeler çok şık, gösterge kocaman, 8"lik göstergeden navigasyon takibi ve araç bilgilerini takip etmek çok büyük rahatlık/şıklık. + Motor canlı, sport modda sürüşü çok keyifli. Bu kasaya rahatça yetiyor + Tüketim çok başarılı + 550 lt. bagaj hacmi ile her türlü bu sınıfa yeterli büyük bir bagaja sahip. + Bose ses sistemi güzel sevdim (Sony kadar başarılı değil) + Anahtarsız giriş/çalıştırma, deri ısıtmalı koltuk, sunroof, dokunmatik ekran vs. çok dolu. + Afl bi-xenon farlar ayrı bir dünya + Tasarımdan kaynaklı daha fazla hakimiyet hissi verdi - Bu sınıfa göre fazla rüzgar ve yol sesi var, rüzgar sesini 80 km/h'den itibaren duymaya başlıyorsunuz. - Yüksek hızlarda motor cansızlaşıyor (1.6 motor ve ağırlığı düşünüldüğünde haliyle doğal) - Koltuk ergonomisini (yanal destekler) ve baldır desteğini yetersiz buldum (üst pakette nasıl bilmiyorum) - Bu sınıfa göre biraz dar hissettiriyor ben çok beğenmedim (sonradan biraz alıştım) ama beğenenler de çok oldu. - Klasik otomatik şanzıman güzel ama sınıfının gerisinde (tepkileri biraz ağır kalıyor) - Yıllara meydan okumayı başaran halen göze hoş gelen fakat artık eskiyen tasarımı D segment arabaların fiyatlarına bakıldığında rakiplerine oranla fiyatı oldukça cazip, başlangıç fiyatı 105bin TL. en üst paket olan "Sport" modeli 115bin TL. sunduğu donanımlarda oldukça fazla. Konfor kalite hissi Mondeo'nun biraz gerisinde fakat düşük tüketimli ve küçük hacimli motoru, otomatik şanzımanı, eskimeyen sportif görünümlü coupe tarzı ve fiyatı ile oldukça cazip bir seçenek.
    21 puan
  38. 1994 yılı, Borusan'da çalışıyorum. Araba almam lazım, ama ne alsam? İkinci el'lere falan bakıyorum sonra bir gün yemekhanede Ali Vahapzade ile geyik çeviriyoruz. Kendisi (daha doğrusu Babası) Borusan Oto'nun %50 ortağı, o da yönetim kurulunda. Araba muhabbeti yaparken demez mi - Yeni çıkan Compact'lardan alsana, personel indirimi de var. Ya fena fikir değil aslında, şöyle bir bakıyor ve satıştaki çocuklar ile konuşuyorum. %20 personel indirimi ile birlikte 1,8'e geçebiliyorum. Sipariş formunu yapıyoruz, E36 Compact 318TI. Balköpüğü dış / siyah iç renk. Ali bey kıyak çekiyor ve bana Sparco koltuk seti hediye ediyor (3,000Mark falan) Genel Müdürümüz geri durur mu? Sağolsun Müşerref hanım da sever ... o da spor süspansiyon ve sürüş kit'i opsiyonuna imza atıyor. Ön ve arka viraj demirleri, ayarlanabilir amortisörler, üst köprü, 15" jantlar ve çift pistonlu kalperlerim olacak. ...ne güzel. Bazı opsiyonları satın almıyorum, atıyorum Boss müzik sistemi veya LSD* ya da deri döşeme. Mart sonu arabam fiktif saha'ya iniyor. Gümrükten çekilene kadar neredeyse her gün tel örgü'ye burnumu dayayıp bakıyorum. (rengi tutmuyor ama kuZu böyle bir şey işte) ...günü geldiğinde cari hesabımı kapatıp arabamı teslim alıyorum. O hafta sonu bol bol tütsülüyorum kuZu'yu. Küçücük araç, aks aralığı kısa ... TI makine sinirli, 150 beygirin yanı sıra çok çabuk devir alıyor ve 318TI acaip kolay yanlıyor. Çok eğlenceli yani... Pazartesi dükkana (Borusan Avcılar) gidiyorum, servis raporları ile falan uğraşırken Ali bey geliyor. O zaman M3 kullanıyor, arabada bir enayilik varmış ... servis'e bırakmış. - Kaan karşıya geçmem lazım (evi o zaman Selamiçeşme tarafında) senin arabayı alayım mı? Sen de akşam benim araba ile geçersin ... Bağdat'ta falan buluşup araçları değişiriz. Taam ... diyorum. Hem M3 kullanıcam, hem de adam patronum be! Veriyorum anahtarları, işime dönüyorum. Almanya'dan yeni servis işletim raporları gelmiş. Adam/Saat verimlilik hesaplarını disponent ile birlikte kontrol ediyoruz. Kağıt ve raporlar arasında boğulmuşuz resmen. Akşam üzeri birileri gelip tepeme dikiliyor. - Kaan abi bi gelsene - Hayırdır? - Gel bi.. Aha! diyorum, gene bi b*kl*k oldu serviste. Takılıyorum servis danışmanının peşine, arka tarafa ... benzin istasyonun ve parça rampalarının olduğu arka avluya gidiyoruz ki ... haSSSS ... benim kuZu çekicinin sırtında. - Ananı! Ne oldu lan? Ali ağa Fenerbahçe stadının orada kuZu'yu kaydırmış (bilen bilir, pis bir kapalı viraj var stadın arkasında) ve aynen sıvamış arabayı. Polis gelmiş, rapor tutmuş .. Kosiflerden yardım istemişler, onların çekicisi arabayı alıp Avcılar'a getirmiş. Ofise dönüp Ali bey'i aradım ... iyiymiş ... bir - iki çürük falan ama o kadar. - Ya kusura bakma, kaydı araba. Tutamadım. - Ya olur öyle şeyler, neyse ... canınız sağolsun = Türkçe meal'i : Arabamın ağzına s*çt*n eşşş.... - Sen git yeni bir tane sipariş et kendine, o gelene kadar da benim arabaya bin. - Ya ne gerek var ki Ali bey = Türkçe meal'i : Senin t*ş*ğ*n* yiyiiim - Uzatma, git hallet işini. ...ağa'nın eli tutulmaz ki Gidip oturdum satış danışmanının masasına... - Abi geçmiş olsun, bitmiş diyorlar senin araba için - Amaan, canım sağolsun. Hadi bana yeni bir kuZu sipariş edelim - Harbiden mi? - Hee ... ama bu defa normal 318TI olsun, Compact'ın g*t* fazla hızlı kopuyor Sonuç : Yeni (lacivert) 318TI aracım (%100 bedelsiz) gelene kadar M3'e bindim. Sonuç : Borusan Compact araçların sipariş listesinde LSD'yi opsiyon olmaktan kaldırıp zorunlu hale getirdi Sonuç : Benim Balköpüğü 318TI pert edildi. Aracı Adana'lı bir tamirci almış. Tamir edip satmış, kuZu'yu beş yıl kadar daha kullanımda kalmış. Sonra gene kaza yapmış ve bu defa hurdalığı boylamış. *Edit : Düzeltme ... 90'lı yılların ilk yarısında BMW'nin elinde ESP değil, Sınırlı Kaydırmalı Difransiyel vardı. Ağzım/Elim alışmış, ESP diye yazdım ... özür.
    21 puan
  39. Hep beraber bmw showroom'u gezelim Bu bir galeri başlığıdır. Ben olsam bunu değil bunu alırdım. Bu ne ki? bu da araba? mı tarzında yorumlar için karşılaştırma ve yorum başlıkları açabilir veya varolan başlıklarıdan devam edebilirsiniz..İlgi alaka ve duyarlılık için teşekkür ederiz. BMW 1 Serisi Eski seriye göre malzeme kalitesi kesinlikle artmış fakat iç hacim çok vasat, fiesta gibi..Ne diyim daha.çok ufak çok Al abi Birde burada 3 kişi yanyana oturacaksın öyle mi ? O biraz zor BMW 3 Serisi İşte gönüllerin arabası.Resimler anlatsın onu. BMW Z4 Bu da çok sexy be... BMW GT 5 Bu nasıl bagajdır ? içeri çocuğu sokup dışarı ittireceksin eşyaları ahaha Foto'ya dikkatli bakınız BMW X6 Carbon kaplama buradan mı geliyor BMW 5 Serisi BMW 6 Serisi Sen nasıl bir arabasın ? Sen arabasaysan şu yanındakiler nedir ? Aşağıda anlattığım cam'ın açılma vaziyeti... Kapanmış vaziyeti Ekran tamamen ışıklandırmalı yani çalışmaz haldeyken kadran yok. Deri kaplı...Jilet gibi Cam ile direk arasındaki mesafeye dikkat. Yeni 6 serisi ve GT de var benim gördüğüm bu özellik. Şahane , fantastik , olağan dışı süper ötesi Cahiliz işte ilk defa gördüm Kapıyı yarım mı kapattınız ? O kendini tam kapatıyor.. Cam ise kendi hafiften açılıp hafiften kapanıyor..(kapı açar ve kapatırken) buyrun videosu..10 Numara özellik. En son'a ne kalmış bak bak BMW M3
    21 puan
  40. Merhabalar 2015 Style aracım için uzun süredir uğraştığım hesap makinası teypten, Sync Gen 1.1'e geçiş işlemini büyük ölçüde tamamladım. Başlamadan önce Sync, 2 varken neden Sync 1'i seçtim onu izah edeyim. Geniş ekran göstergeye geçtikten sonra, mevcut iki satır ekranlı teyp gerçekten çok sırıtıyordu. Görüntü olarak bütünlüğü yakalamak temel amaçtı, ama başlamışken sisteme tüm işlevlerini kazandırmak istedim. Buradan 2015 model bir araca bluetooth'u reva görmeyen Otosan'a bir kez daha selamlarımı iletiyorum. Biraz takıntılı olduğum için sistemi çalışır halde bırakmaktansa, tüm eksikliklerini tamamlayarak sonlandırmak gibi bir işe de giriştim. Detay kısmı biraz zahmetli. Gerekli olan parçalarla başlayalım. Ben sistem Türkiye'de mevcut olmadığı için çeşitli ülkelerden çıkma ve sıfır olarak temin etme yoluna gittim. Maliyet soracak olursanız, sormayın orası çok karışık Temel Parçalar F1ET - 18B955 - G* / 4" MFD ekran F1ET - 18K811 - B* / Tuş takımı (çerçeveyle beraber temin ettim, çerçevenin kodu ayrı) F1BT - 18C815 - H* / Audio Control Module (ACM), radyo ünitesi E1BT - 14D212 - F* / Sync Modülü (APIM) Sync modülü hatta radyo ünitesi olmadan ekran ve tuşlar ile işlevlerden feragat ederek sistem kullanılabilir. Ancak standart radyo ünitesinden farklı olarak Sync'li ACM'de USB girişi Sync modülü üzerinde olduğundan USB kullanılamayacak. Diğer Parçalar F1EB - A04N567 - BD3J16 / Kolçak için USB / AUX girişi F1ET - 14D202 - BA / Kolçağa giden USB kablosu F1ET - 14D202 - JA / Kolçak altında yer alan elektrik tesisatı DE8T - 19H463 - DC / GPS modülü (GPSM) BM5T - 18D820 - AA / GPS Modülü braketi (style araçta ayna arkası kutuda mevcut) AM51 - U519A58 - DC3AM1 / Mini tavan konsolu BM51 - 521A02 - BA / Mini tavan konsolu braketi AM2T - 19A391 - AB / Mikrofon F1ET -14K147 - CB / Sesli komut ve Sync uyumlu direksiyon düğmeleri 7CP1 - 18C847 - CA / Anten 2 amfisi 7CP1 - 18K891 - AA / Anten 2 alıcısı Atladığım bir şey yoksa hepsi bu kadarcık Montaj işine geline, diğer parçalardan biri ya da bir kaçı olmaksızın sistem elbette çalışacaktır, bu sizin kozmetik ya da takıntı derecesindeki beklentinizle alakalı. Örneğin sistemin montajını yaptıktan sonra mikrofon olmadan bir süre kullandım. Mikrofonu bağlayıp, tavana kadar tesisatını çektikten sonra bir süre daha kullandım. Bu süre boyunca mikrofon dikiz aynasının oralarda sallanmaktaydı. Sonra tavan panelini de monte ederek orijinal haline getirdim. Gpsm, anten, direksiyon tuşları olmadan sistem DTC üretiyor. Onları bu takıntılarım yüzünden temin ettim. (Gpsm dışındakileri henüz bağlayamadım). Ancak kullanıma engel, rahatsız edici bir uayrı ya da eksiklikleri yok. Tesisatın tamamına yakını araç üzerinde hazır. Teybin demontajı için buraya bakabilirsiniz. Bunun dışında Sync modülü klima paneli arkasında 3 vida ile sabitleniyor. Soketi ise arkadaki panele monte olarak boşta duruyor. Radyo ünitesine gelen diğer soket ve usb kabloları güzelce bantlanıp saklanmış vaziyette radyo ünitesi civarına dağılmış durumda. Elm ile yapılması gereken değişiklikler #112 - High Level CD and AM/FM radio #113 - Basic Speech Recognation #154 - With USB Unit and Ipod Function #157 - SYNC G1 BT - Phone BT - Audio #172 - With Display, No Touchscreen - Colour-TFT, MFD 4 #187 - With Audio Buttons in Steering Wheel #214 - Extended ICP Ek: Eğer araç kolçak olamayan 2016 öncesi bir araçsa tek fark buna uygun usb, aux bağlantısı ve tesisat gerekecek. GÜNCELLEME -1 Sesli komut da tamam GÜNCELLEME -2 Eveeeet, artık problemler tamamen bitti. Daha önce bahsettim mi bilmiyorum, Sync modülünün takılmasından sonra, kaza anında acil yardım aramasını yapmaya yarayan hizmet kontağı ilk çalıştıdığımda sürekli uyarı veriyordu. Sesli komuttaki abla o bet sesiyle "Acil yardım çalışmıyor" diye bıdırdayıp duruyordu. ilk başta sorunun GPSM kaynaklı olduğunu düşünüyordum. Ancak GPSM'i bağlamama rağmen abla susmayınca bu sefer bağlantılarda sorun olmaya başladığını düşündüm. Geçenlerde Ford Edge'in Amerikanya forumunda RCM (airbag modülü) arızasında benzer uyarının alındığını görünce ampuller yandı bende. Sistemin tam olarak çalışması da yerli yerine oturmuş oldu. Kaza anında RCM SYNC'i dürtüyor, o da GPSM'den koordinatları alıp aramayı yapıyor. Şimdiii, ya RCM'ler Sync'li ve Sync'siz olarak farklı ya da konfigürasyon meselesi derken, Şahsuvaroğlu'nun kahraman elektrikçisi Savaş Usta'yla giriştik olaya ? Taaa daaa! RCM acil yardım ayarı yapılandırılabiliyor. Böylece o gıcık uyarıdan kurtuldum ve sistemin eksiği kalmamış oldu.
    20 puan
  41. Merhabalar efendim Bu başlıktan önce eğer bakmadıysanız ilk tanıtım başlığımıza bakmanızı tavsiye ederim. Çünkü orada söylediklerimi burada tekrarlamamaya çalıştım. http://www.focusclubtr.com/topic/8769-2014-makyajlı-ford-focus-incelemesi-test-sürüşü-dikine-park-fotoğraf-video/ Unutmadan, 1.5 dizel otomatik fiyatları açıklandı bunların detayı ve diğer tüm teknik sorularınız için bu başlığımıza bakabilirsiniz http://www.focusclubtr.com/topic/7052-makyajlı-ford-focus-3-genel-başlık-tüm-detayları-ile-2014-focus/ + Deri direksiyon ile artık daha fazla şımartıyor + Kusursuz seyehat + Konfor + Yalıtım + Şanzıman + Fren + Müzik Sistemi + Direksiyon - Koltuk destekleri yetersiz - Ön Kol dayama yok ( ama sayemizde style'a eklediler ) - Arka koltuk yapısı ve alanı - Diz'e değen ve alışkanlık isteyen konsol çıkıntısı (far bölümü) - Eşya gözleri artmış ama yine de yetersiz (gözlüklük yok, koltuk altları ve taban boş) - Demode ekranlar - Fiyat (69.970 tl) Neyse ki Titanium ile bu eksiklerin çoğu kapanabiliyor. Eskiye göre aracın sessizliği ve konforu çok iyi olmuş tam bir olgunluk abidesi gibi, 17''lik Golf'ten kesinlikle daha iyi konforu. Rüzgar sesi 120 civarı başlıyor ama rahatsız edici seviyeye yükselmiyor, oldukça yüksek hızlara çıktım ama yüksek ses hatırlamıyorum. Kasis ve çukurlardan çok iyi geçiyor -şaşırtıcı seviyede- ilk defa böyle focus kullandım - Kumanda ile 4 cam açılıp kapanabiliyor. - Far kumanda kısmı fazla çıkıntılı dizimin oraya değmemesi için koltuk ve direksiyon ayarlama çabasına girdim sonunda oldu ama yapana kadar gıcık oldum. - Aux girişi yok, usb desteği ile telefon veya flashdisk'ten müzik dinlemek mümkün. - Yokuş kalkış desteği gibi günlük hayatta kolaylıklık sağlayan elektronik sistemler standart sunuluyor olması iyi olmuş (Hız sabitleme vs) - Yol bilgisayarında hız sabitleme ibaresi çıkıyor ama kadran içinde ayrı ışıklandırma yok; bunu gözlerim aradı. - 95 ps motor yeterli güç veriyor. Fazlası yok - Fiyat olarak sedan Trend X oldukça pahalı bunun yerine Style dizel sedan tercih edilmesi gerekiyor aradaki fiyat farkı sadece 2.000 tl hem de motor güçleniyor. Diğer motorlarda fiyat farkı daha fazla, Otosan baz donanımda öpücük seviyor Üşenmedik aracın kaldırımdan kaldırıma tur mesafesini ölçtük. 16'' jantlı sedanlar aynı çıkarken 17'' jantlı hb 1 metre daha uzun dönüş çapına sahip olduğunu gördük! 9 metre + araç genişliği ikisi. Toplam 11 metre 10.2 metre + araç genişliği biri. Toplam 12.2 metre Teknik veri ise 11 metre :))))))) YouTube'dan video Hızlanma videosu http://www.focusclubtr.com/topic/9715-2015-ford-focus-16-tdci-95-ps-ve-2012-ford-focus-16-tdci-115-ps-0-100-hızlanma-ve-fren-testi/ YouTube'a giremeyenler için alternatif video linki http://www.dailymotion.com/video/x2lwucn_2015-makyajli-ford-focus-trend-x-1-6-tdci-incelemesi-ve-makyajsiz-kiyaslamasi-test-surusu_auto Makyajlı Araç: 1.6 Tdci 95 ps Trend X Makyajsız Araç: 1.6 Tdci 115 ps Style Plus Depo kapağı içinde yer alan kolay yakıt sistemi girişi değişmiş. Yakıt türü baskı olarak eklenmiş. Ford'un söylediği şeyler doğru mu çıktı? Evet. Ön cam 1 mm (5 mm) kalınlaştırılmış. Arka camlar aynı kalmış 4 mm. Hb gibi Sedan karoserde yer alan stoplar incelmiş, ayrıca etrafındaki tasarım değişmiş; akışkanlık verilerek ve yuvarlak hatlar eklenmiş. Ford logosu etrafındaki parça ortadan kalkmış, focus yazısının üstüne ütü izi eklenmiş ve yazı yer değiştirmiş. Bagaj kapağının boyu birebir aynı, bagajın içi birebir aynı. Stoplar arası mesafe değişmiş. Bagaj açma düğmesi ve led sayısı değişmiş. Kilit düğmesi orta konsol'dan kapıya gelmiş. +1: Konsol karışıklığı -1: Diğer yolcuların ulaşma zorluğu Bana göre doğru oturma pozisyonu ile herhangi bir yetersizlik yok. (Boy 1.82 m) Evden havaalanı yokuşlarına kadar ve havaalanına gittikten sonra uzun yol tüketimi yokuş bölümleri 100+ hız ile alındı. Değişen tasarım ile en çok beğendiğim yer klima ünitesi ve ek eşya gözü oldu. Daha sportif ve kullanışlı ayrıca kaliteli, parça birleşimlerinde sorun yok. Ses yapan hoparlörlere çözüm bu şekilde bulunmuş, makyajsız kullanıcıları eğer boğuk ses geliyorsa bas ile bunu yapabilirsiniz. Beyaz bez ve içindeki parça sonradan eklenmiş. Buradaki fotoğraf ölmüş, eklenecek. Yardımları için Bekir abi ve Ozan'a çok teşekkür ederim Dizel Otomatik testinde görüşmek üzere
    20 puan
  42. Kaldırmaz bu gücü dediler, önlemini aldık Dişine güvenenler için ezme tarifi. İyi seyirler...
    20 puan
  43. Bilen bilir "Tadım" Otelcilik işinin parçasıdır, özellikle -Zincir- markalar reçete (recipie) içindeki malzemenin kaynağı / türevi / tadı konusunda hassastır ve birden fazla mutfakta aynı tad yakalanması amaçlandığı için malzeme kaynağı değişimine pek sıcak bakmazlar. ... kimi zaman bu kaçınılmazdır. Başaşçı (...ki kendisi Mutfakta İmparator muamelesi görür) yeni sezon için menü oluşturur, tabi ki bu menü'nün ve içeriğinin test edilmesi, onaylanması ve hatta sunumun dahil (tabaktaki malzemenin nasıl duracağı) kontrol edilmesi gerekir. ...kötü bir adamım ya! (malum) gidip arada Otel müdürüne yazıyorum ... - Orhan bey, Orhan bey ... o kadar tadım yapıyorsunuz ama beni hiç çağırmıyorsunuz! Eğri oturalım, doğru konuşalım .. ben tadım'dan ne anlarım? Motor yağı desen eyvallah ama buharda terbiye edilmiş mini brüksel lahanasının çukulata sosunda nasıl duracağını (doğal olarak) bilmem ... yer geçer, ahçı'ya da "Eline sağlık!" derim ... ama o kadar. Amacım belli, işi bilen abilerin masasında oturup sonradan ukalalık malzemesi olarak kullanacağım bir, iki püf noktası öğrenmek + beleş / güzel yemek yemek. Otel Müdürü kibar adam, görmüş - geçirmiş ... kim bilir benim gibi kaç tane kendini bilmez ile uğraşmış ... bozmuyor (...ki ben onun yerinde olsam terlikle döve döve kovalardım.) "Bakarız" , "Ayarlarız" falan diyor. Belki bu taktik tutar ama sorun şu ki ben -yüzsüzüm- hem de had safhada. - Orhan bey beni ne zaman tadım'a çağıracaksın? - Hallederiz Kaan bey - Orhan bey tadım yapmıyoz mu? - İnşallah Kaan bey - Orhan bey tadım ne oldu? - Ayarlarız Kaan bey ... 8,981 deneme sonunda bir gün telefonum çaldı. - Alü!?! - Kaan bey, yarın tadım'a gideceğim, isterseniz siz de gelin. - aaa!Tamam, ne zaman? - Öğlende Divan Taxim'de buluşacağız. - Taam Heyooo .... beleş kayıntı Atladım gittim tabi, özel salon ayarlanmış. İçeri girdim ki bilmem kaç tane Divan otel müdürü ve şef oturmuş menü inceliyor ve not falan alıyorlar. Benim işim olmaz, kibarca tanıştırıldım ... geçtim, bir kenara oturdum. Kayıntı başlasın diye bekliyorum. Garsonlar geldi, önüme su koydular ... 4 - 5 tane de bardak ... Başaşçı demez mi!! - Hadi başlayalım! Eleman Alman, baktım herkes disiplin içinde önündeki şişelerden biraz su koyuyor, kokluyor - ağzında çalkalıyor, suyu bardağa geri püskürtüyor ve not alıyor. .... ne oluyor be? Orhan bey yanımda, eğilip sordum ... - Noluyo ya? - Tadım yapıyoruz Kaan bey? - .... yemek yok ama... - Su konusunda karar veriyoruz Kaan bey - Su'mu? ...ben su içmeye mi geldim yani? - Evet Kaan bey. - .......(küfür/sessizce) ......(küfür/alçak sesle) - ..... - Ben Brasserie'ye geçiyorum, karnım aç ... tadım bitince haber verirsin. - Peki (bıyık altından gülerek) ...keleğe bak ya !!! Tadım'mı istiyorsun? Al sana Tadım Hakkını vermek lazım, gayet kibar bir hamleydi (kaPak) Ders oldu mu? ...şüpheliyim.
    20 puan
  44. Alın size bir arıza arama komedisi İsmi bende saklı bir arkadaşımızın kuZu'suna bakıyoruz. Araç 2012 model Eb ve uzun zamandır halledilemeyen bir de sorunu var. Sorun şu ... kuZu anasının ak sütü gibi helal olan anahtarlarını tanımıyor. Anahtar ile araç arasında bir soğukluk, küskünlük durumu var ... ama neden? ...alalala? Başladık kafa patlatmaya ... Savaş - Yaşar ve kulunuz k*****n teoriler üretiyoruz, anahtar pilinin bitmiş olmasından girip bozuk immobilizer'e doğru uzanıyor ... yanlış kodlamadan girip uzaylıların lazer saldırısından çıkıyoruz. (bkn. atmak serbest) Lan?!? Anahtarlar bir türlü kod tutmuyor. Keyless'in ana ünitesini kontak anahtarı çerçevesine dokunduracak kadar yaklaştırıyorsunuz ... kuZu o zaman "Ah canımmm! neredesin sennn?" diye sarılıyor ona, ama aracın içinde olsa da diğer zaman anahtara "aşağı mahallenin çocuğu!" muamelesi yapıyor. Lan?!? Bizim Yaşar (elektrikçi) en sonunda daralıyor .... - Bu böyle olmayacak abi, komple dağıtalım arabayı. Savaş (elektrikçi) de fikren ona katılmaz mı? - Dağıtalım valla ... ...Allahtan elemanların ikisi de "Master Tech" yani dağıtsalar da kuZu'yu toparlayacak gibiler. - İyi ... dedim, dağıtın o zaman ... ama kuZu'yu b*k etmeyin, topladığınızda sağından solundan çıtırtı gelmesin., parça felan da artmasın! - Taam kablo tesisatına bakalım, ön göğüs altı tesisata bakalım, vites konsolunun altındaki alıcı'ya da bakalım ... orada da mı sıkıntı yok? Arka koltuğa bakalım o zaman derken ... anammmm! Lan?!? ...sonra mutlu haber geliyor. - Bulduk *****! - Helal ... neredeymiş? - Arka koltuk... - ...... hönk?!? Olay şu ... biliyorsunuz Focus'ta İsofix bağlantısı (kullanacağınız bebek koltuğunun tipine bağlı olarak) müşterinin talebi doğrultusunda (ücretsiz) ayrıca takılıyor. Yani arabaya bebek koltuğu bağlayacaksanız bayinize diyorsunuz ki "Benim XYZ marka koltuğum var, bunun için İsofix takın" bayiniz talep doğrultusunda İsofix koltuk karşılığı getirip aracınıza takıyor, siz de o karşılığa bebek koltuğunu kolayca monte ediyorsunuz. ...buraya kadar sorun yok. Sorun keyless araçta toplam üç tane anahtar okuyucu/algılayıcı olması. Sırası ile arka koltuğun altında, orta konsolun altında ve ön göğüsün içinde üç tane anahtar algılayıcı var ve bunların her birinin (yaklaşık) bir metrelik algılama menzili bulunmakta. Cebinizde anahtar ile bu üç algılayıcıdan her hangi birisinin menziline girdiğinizde kuZu sizi yakalıyor ve "OOoo! abim gelmiş, kapılar!!açılmaya hazır olun ... patron arabaya biniyor" diyor. Arka koltuğa İsofix karşılığını takan eleman koltuğu devirip kilit mekanizmasını monte ederken kaza ile bu algılayıcıların kablosunu katlamış, katlamak ile de yetinmemiş ... isofix'i tam o kat yerinin üzerine denk getirip kabloyu iyice ezmiş. (bkn.yuh!) kablo ezilince doğal olarak sinyal alıcılar arasında sıhhatli şekilde gidip - gelmez olmuş ; yani aracı anahtar'a "sağır" etmiş. Kablonun kat yeri düzeltilip İsofix bağlantısı düzgün şekilde yerine oturtulunca ve ezik bölüm elden geçirilince (bkn.kulaklarımı yıkattım, karşı komşudaki sineği bile duyuyorum) kuZu bir anda düzeldi tabi ... anahtar marşbiyel hizasına yaklaşınca "abimsin, hojgeldin!" demeye başladı. ...Allaha şükür ...şükrediyorum çünkü benim elektrikçilerin kafasına takılmıştı bu mevzu. ViN ile araca yeni anahtar set'i getirtmekten (belki eski set'in içindeki kartlarda bozukluk vardır diye) immobilizer'i komple söküp atmak ve yerine yenisini takmak noktasına kadar gelmişlerdi. (bkn.kafaya takmak) meğer basit bir kablo arızasıymış ... ferahladık yahu Servis indim ... elektrikçiler yok. - Nerde lan bunnar? ara ... ara ... Arka bahçeye çıkmışlar, çay / cigara keyfi yapıyorlar. Suratlarda y****k bir gülücük. Belli ki arızanın nedenini bulunca rahatlamışlar. Ama bende i***k bitmez ki... - Cigaranızı için de gelin ... sıkıntılı bir aracım var. - ...hayırdır? - Sağa sinyal verince radyonun sesi kısılıyormuş... - ...hadi be! Aslında öyle bir şey yok, ama insanları mutsuz etmek hoşuma gidiyor ... (bkn.evet i****m ne olmuş?) - Akşam gerekirse mesaiye kalın, halledin bu işi. Oğlanların suratları allak bullak ... ben de gülmemeye çalışarak arkamı dönüp gidiyorum. muHAHAHA ... yaŞasın kötülük!
    20 puan
  45. ...geçmiş zaman. Borusan Oto'da çalışıyorum. Bir gün odamda oturmuş kaliteli zaman geçirirken (bkn.tatak çıkarmak) telefonum çaldı. - Ne var? (kibar şekilde telefona cevap vermek) - Gel ... gel ... bunu görmen lazım. BMW'nin bir kısmı -Individual- kapsamında (Individual : Standartlar dışında aracı kafana göre imal ettirmek) Pre-Order (yani Sipariş Et - Bekle) geliyor. Yanlız individual sipariş verirken acaip - über dikkat etmek lazım, yanlış yaparsan kötü kaçıyor ... arka parka gidiyorum ve beni çağıran teslimat ekibi ile buluşuyorum. Hepsi bir 5"kasanın başında toplanmış. - Arabaya bak be! ...bakıyorum ... obareyyy Nasıl anlatılır ki? Araç opak kırmızı, içi de kırmızı ama ... yani tavan döşemesi kırmızı, ön göğüs kırmızı deri, 8 yöne ayarlı ısıtmalı-soğutmalı-dana derisi koltuklar kırmızı, velür taban halısı kırmızı .. ulan göstergelerinin içi bile kırmızı be. Arabaya fil sokmuşsun, sonra da fili uçaksavar ile vurmuşsun ... hayvan arabanın içinde patlamış sanki ... - Eee? Nasıl oluyor bu ya? - Yanlış sipariş - Aha ... s****k - Pish s****k valla Çok geçmeden Gen.Müdürümüze kadar ulaşıyor haber. Müşerref hanım önce arızaya geçiyor, sonra da talimat veriyor. - Bunu hemen satın, kim satarsa ona bonus vericem. ...bilin bakalım arabayı kim satıyor? O sıralar Aksaray esnafı Rus Bavul Ticaretin fena para kaldırıyor. Benim eleman da işe bavul ile başlamış ama çıtayı yukarı çıkarmış. Sermaye eksiği olan rus turistleri kendi pavyonunda çalıştırıyor. Eleman geliyor, bunun mekanda ...işte bir-iki ay çalışıyor, kazandığı para ile alış-veriş yapıyor ve rusya'ya geri dönüyor. Yani kazancını ikiye, üçe katlıyor. Tabi bu işte esas kazanç benim müşterinin ... sonuçta pavyon onun, sermayenin alış-veriş yaptığı dükkan da onun. Abi parayı bulmuş, harcayacak yer arıyor. Ben bunu yakalar ve bırakırmıyım? Aldım elemanı, götürdüm oto-park'a ... kırmızı 5" o kadar iğrenç ki showroom'a koymamışız. Görenin midesi bulanıyor, derinlik algısı bozuluyor. Gösterdim arabayı, ekipman falan on numara aslında ... milimetrik jantlar, über koltuklar, all leather kaplama, Bosé müzik sistemi ... yok oğlu yok yani. Eleman derin bir nefes alıp demez mi... - Aşık oldum lan buna, hem de özel imalat ... dünyada eşi yok ... di mi? Aklımdan "kim alır bu kadar iğrencini? Tabi ki eşi yok!" düşüncesi geçse de ... - Plaka bile takman lazım değil, öyle kupon .. öyle tek bu araba. ...diyorum (bkn.yalan değil ki) Hemen orada, arabanın başında hızlıca bir pazarlık yapıyoruz. İçeri dönüp kimlik kopyasını falan alıyorum, satış fişini düzenleyip imzalatıyorum ve günlük çek alıp hesabı kapatıyorum. Azıcık indirim yapmış, neredeyse arabayı liste fiyatına vermişim. - Ne zaman geleyim? Hızlı bir hesap yapıyorum kafamda - C.tesi gel, teslim edeyim. Eleman gidiyor, ben de satış fişini Müşerref hanıma gösterip havamı attıktan sonra muhasebeye geçiyorum. İşlemleri ilerliyor, plaka çıkıyor, araç PDI'dan geçiyor, temizleniyor ve teslimat bölümüne alınıyor. Her şey yolunda ... Cumartesi bizim eleman geliyor ... üzerine ...nasıl anlatsam? Parlak yeşil / kırmızı ve plastikten bir eşofman giymiş ... ayağında ise sivri burunlu kösele ayakkabılar. Yanında bir hatun ... o da aynı renk ve malzemeden eşofman giymiş, hatunun ayağında (eşofmanın altında) öküz gibi topuklu ayakkabılar, saç - baş yapılı, ağır makyaj falan. Bunlara bakarken gözlerim kamaştı, nefesim kesildi desem bana inanın. - Hazırmıyız? Hazırız tabi ... hatta alın gidin arabayı ... hem de bir an önce. Hep beraber geçtik teslimata, açtım arabayı ... elemanı şoför koltuğuna davet ettim, hatunu da yan koltuğuna oturttum. Ben de başladım açık camdan kontrolleri anlatmaya, elemanın koltuğunu ayarlamaya ... koltuk hafızası ile falan uğraşmaya. Kadın tam o sırada demez mi ... - Ya XYZ bu araba ne kadar b***nmış, kıpkırmızı lan. (kıkırdar) basurlu g*t gibi ... Eleman hiç bir ön hazırlık yapmadan sağ yumruğunu hatuna geçirmez mi ... güm - güm ... iki kere ses geldi hatundan. İlk ses bizim eleman ona yumruk atınca, ikinci güm ise kafasını kapalı kapı camına çakınca. Dondum kaldım tabi ... ne desem ki? ne yapsam? - Yani bir kere hafızaya aldığımda koltuk ayarını değiştirmiş olsam da aynı şekle geri dönüyor di mi? Hatunun burnu kanıyor ufaktan, ağlıyor da ... eleman hiç bir şey olmamış havasında ama benim araba anlatacak halim kalmamış ki... çağırdım teslimatçıları, gidip indirdim hatunu, teslimat bölümündeki kadınlar tuvaletine götürdüm. Kan ve göz yaşı ile karışık akan rimeller felan (ya da ismi neyse) kadıncağızın yüzü post-modern sanat eseri gibi olmuş. Bekledim kapıda, bir süre sonra makyajını silmiş, burnuna da tuvalet kağıdı tıkmış olarak çıktı dışarı. Bizim oğlanlar teslimatı bitirmiş imzaları alıyor olduğundan sessizce beklemek dışında bir işim yok ... yani bir köşeye geçip oturabilirim. Öyle de yaptım ... yaptım ama elemana kızgınım. Yani kadın dövmek olacak iş değil, bunu benim önümde yapmak bana fazlası ile ters, şiddet eylemini Borusan'da yapmak ise iki defa ters. Anlayacağınız epey bir gerginim. Eleman para vermeye kalkınca o kafa ile engelledim tabi. - Aracınızı iyi günlerde kullanın ama bu tür hareketleri hoş karşılamıyoruz ... bahşiş de almıyoruz. - Beğenmediniz mi? (biliyorum parayı kastetmiyor...) - Hayır, beğenmedim ... hem de hiç beğenmedim. (o zamanlar daha müşteri memnuniyeti keşfedilmemiş) Aramızda kavga çıktı, çıkacak ... hatun araya girmez mi... - Aman boş ver XYZ, uyma elin itine ...hadi gidelim "İt" ?!?!?!? ....bunlar çektirip gitsin diye kapıları açtık, eleman ve kan kırmızısı 5" çektirdi gitti. Ben hala bana "it" denmiş olmasının şoku içinde cık-cıklayarak odama döndüm ... masamda bir not. "Aferin" ...notun altında da Malta Adası ile ilgili broşürler. Müşerref hanım sözünü tutmuş, bir haftalık Malta seyahati (iki kişilik) hediye etmiş. Moralim anında düzeldi tabi ... otomotiv hayatım boyunca yaptığım en kötü teslimatı unutmayacak olsam da yalan yok ... kocaman bir sırıtış suratımın ortasına park etti.
    20 puan
  46. Geçmiş zaman ... arkadaşlar kapının önüne çağırdı. Yeni bir araba gelmiş, denemek istermiymiş? isterim tabi ... neden istemeyeyim ki? Çıktım kapının önüne, aHanda ... araba bu. MX5, siyah ... soft top. Aracın tavanı, ya da bir başka tabir ile en üst noktası pantalon kemerim hizasında ... mantıklı bir adam olsam yapmam gereken şey belli, teşekkür edip içeri girmek, masama oturup bi kave sipariş etmek. Ama ben mantığı ile öne çıkan bir adam değilim ki, kaşıntılıyım ... sıkıntılıyım eyvallah ama mantıklı? Aldım anahtarı, açtım kapıyı ... koltuğu geri çekeyim dedim, zaten gerideymiş. Ehue ... neyse önce kafayı ve omuzları sokarak bindim arabaya, sonra ani ve acaip estetik bir manevra ile (bkn.TIR'ın geri geri park etmesi) koltuğa oturdum ... tamam, gitmeye hazırım. Sonra çocuklar uyardı. - Abi sol bacağın dışarıda kaldı... Harbiden mi? ...hadi ya? Neyse komple sağ koltuğa yatıp sol bacağı da içeri çektim, arkadaşlar kapıyı dışarıdan kapattı ... sığdım arabaya (en azından teoride) ... kafam tavanda (kelimenin tam anlamı ile) yükseklik ayarı bulunmayan direksiyon kucağımda. Kısacası benim görüntü bu şekilde (temsilidir) Mx nasıl gidiyor? Gaz tepkisi nasıl? Yol hissi var mı? ...inanın aklımda değil. Test bir an önce bitsin, çıkayım şunun içinden havasındayım. ...kaza bela yaşamadan döndüm geldim tüKKan'a ... çocuklar açtı kapıyı, kuZu'dan inicem ... de ... LAN! ...inemiyorum ki? Abi sıkıştım arabanın içine... eklemlerim kitlenmiş resmen, çıkamıyorum dışarı. Dizimi az kıvırsam olacak da ... kıvıramıyorum ki, direksiyon kolonuna takılmış. İtfaiye çağırsalar, hidrolik ayırıcı ile açsalar ve sprial ile kesseler yeridir yani. Millet başladı t*ş*k geçmeye ... - sağ kapıdan girip tavanı açın, yukarıdan çekerek çıkartalım - sana çok yakıştı abi, sen takıl orda vs.vs. Allahtan omuzlarımı oynatabiliyorum, kafayı bir şekilde branda tavan mekanizmasının arasından kurtarıp dışarı çıkarttım, böylece olduğum yerde dönebildim, iki kişi koltuk altlarımdan çekti, ben de kollarımı kullandım ve ta-taaaa ... garip bir PoP! sesi ile (bkn.Şampanya şişesi açmak) bir de baktım ki özgürüm, aracın dışındayım. Eğilip toprağı (daha doğrusu) betonu öpmek içimden geçmedi değil, ama karizma'yı da çizmemek lazım tabi. Hemen atlayıp suratında gizlemeye çalışmadığı gülücük ile soru soran Mazda bölge müdürünü olgunca cevapladım. - Nasıl olmuş araba? Sevdin mi? - Frenlerin dozajlaması üzerinde çalışmak lazım tabi, direksiyon biraz hissiz ... motor da alt devirlerde baygın kalıyor, onun dışında fena değil, total değerlendirmede beş üzerinden iki veririm. (Bkn.İshal olmadım, içimden don değiştirmek geldi)
    20 puan
  47. İlk olarak takılan sistemin tamamı Ana ünitenin çıkışı alttaki tırnakları çıkardıktan sonra içerideki vidalara ulaşılır Ana ünite daha doğrusu sadece tuş takımı konsoldan ayrılıyor.Ana ünite içeride duruyor görüldüğü üzere Tekrar tuş takımı ayrılınca ana ünite ortada Ana ünite nin arkası ve çıkışları İşte ana ünite tuş takımını çıkarmak için klipsi çıkarttıktan sonra sökülen vida yuvaları ve vidalar Kapıların sökülüşü toplam 5 adet vida ile tutturulmuş focus 2 de sadece 2 somun vardı kapıları tutan geri kalan sadece klipslerdi onlarıda bir çoğunu bir sökmeden sonra mecburen yeniliyordunuz ses yapmaması için. Tweeter lar ve kapağı sökümü Ve kapılar sökülür Bu etiketleri sökmekte fayda var daha sonra düşüp içeriden kabin patlamış tarzı sesler verebiliyor(tecrübeyle sabittir ) Hangisi kartondan tabiki soldaki Arka kapılar da hatırladığım kadarı ile iki vida vardı zaten yeterlide sonuçta öne nazaran küçük Zor oldu ama zahmete değdi Sadece tuş takımı dedimya ana ünite içeride Tweeter montajı Ustalar titiz çalıştı Bağlantılar tamam Arka kapı tweeter ları gümüş rengi olmadı komple siyah kutu takılacak Focus 3 te yalıtıma para yatırılmış buyrun ispatı.Baya bir kalın halı ve kumaş dolgusu var tabanda Tüm bağlantılar tamam ana ünite toplanıyor.Bu arada ana ünite çizilmesin diye tişörte sarıldı Sub control ışığı mavi renk çıktı ayarlamış gibi Anfi ve sub son hali Bunlarda iç aydınlatma değişiklikleri üst fotoda bagajdada var yanlarda dikkat edilirse farkedilir. Tüm ışıklar üst tepe lambasına bağlı sadace kapılar açıkken veya ben açarsam yanıyorlar.
    20 puan
  48. Bir gün (O zamanlar Borusan'da çalışıyorum) arka bahçedeki benzin pompalarının gölgesinde oturuyor ve teslimatçı arkadaşlar ile geyik çeviriyoruz ... güvenlikçi uğradı. - Patron seni çağırıyor .... hadi be? Cidden mi? Ne gerek vardı ki? ehüe ... eŞŞedü çekip gittim yanına. Patronum Melih Pekol (kulağı çınlasın) On numara adamdır, işi bilir, vardan ve yoktan anlar ama detaycı adamdır ... bir yerde yanlış yaptıysan hayatta affetmez. Melih bey'in odasına giderken aklımdan "acaba ne b*k yedim gene?" diye geçiriyorum ... hayır tahmin etsem savunma kurgulayacağım da aklıma bir şey gelmiyor ki. - Kaan, sen motor kullanmayı biliyorsun değil mi? - Evet efendim, ama motorsiklet ehliyetim yok - sertifikasyonum tamam ama? - evet efendim .... gerçekten de BMW'nin kurslarına katılmış ve sertifika programını tamamlayıp Urkunde almışım. - Polise yüklü miktarda motor veriyoruz, onların kademelerini kurmalarına yardım edip teknisyenlerine eğitim vereceksin. ....haSSS....of yaaa! (tabi bütün bunlar içten içe ve %110 sessiz şekilde yapılıyor) sesli ve resmi tepkim ise "Aye,Aye Boss" şeklinde. Tıpış tıpış yolu tuttuk tabi. Yunusların o zaman ki merkezi Eski Karayolları binası (günümüzün Zorlu Center'i...) arkasındaki alan. BMW'ler sandıklı olarak oraya geliyor, sandıkları açıp makinaları kuruyoruz. Bir kaç tane (sanırım 10-15 kadar K serisi grenajlı) makina var ama esas motorlar R100GS ... 10 kadar motor -kobay- yapılmış, millet sıfırdan motor kullanmayı öğreniyor. Yani her eğitim motoru en az yirmi kere (günde) yıkılıyor. Alanın bir ucuna milleti bandajlamak için istasyon kurulmuş, diğer tarafında da biz motoru topluyoruz. - yıkıldı ... koş, koş ... Betona sıvanan polisi alıp bir uca taşıyorlar, biz motoru kaldırıp diğer uca götürüyoruz ... manzara bu şekilde yani. Kıdemli trafikçi abiler Yunuslara eğitim veriyor, açılan kapı'dan nasıl kaçılır? Şaftlı motora nasıl gaz verilir? Trafikte sıyırma nasıl atılır vs.vs. İlk zamanlar kırılan sinyalleri değiştiriyor ama sonradan vaz geçiyoruz ... o kadar çok stop - sinyal kırılıyor ki ... eğilen gidonu / ön çatalı kibarca (araya üzeri bez sarılı kalas koyup kanırtarak) düzeltmek yeterli. Makinalar boxer olduğu için yıkılsa da milletin bacakları ezilmiyor ... sadece sıcak motor ve egzost yüzünden bolca yanık vakası yaşanıyor ... millet dalga geçiyor ... "Yunus olmak için Bepanten banyosu yapmak şart abi!" .. kimi zaman geç saatlere kadar çalışıyoruz. Bir akşam (saat 23,00-23,30 gibi) çıkıcam, önce tuvalete gideyim dedim. Sivilleri giydim, karşı yakaya geçen ekip beni de müsait bir yere atacak işte. Ana binaya gittim, tuvalete girdim ... sonra da çıktım (doğal olarak) ...yani tuvalette kalmaz ki insan, çıkar değil mi? Bir çıktım ki ... anam! Tuvaletin kapısında nöbetçi amiri başta olmak üzere en az on polis hazırola geçmiş bekliyor. Tırstım tabi ki ... ?!? Noluyo be ?!? - Kaan? - Buyur Amirim? - İçeride başka kimse var mı? - Tuvalette mi? - Evet.. ...ehe... tuvalet tek kişilik be ... içeride nasıl başka biri olabilir ki? Safça cevap veriyorum... - Yooo! Yunuslar ferahlıyor ... ben de onlara salakça bakmayı sürdürüyorum. Biri zahmet edip açıklıyor durumu. Meğer (ismini unuttum) Asayiş Büro Müdürü ani baskınlar yaparmış, o da iri yarı ve hafif kelmiş ... gecenin bir saati koridorda beni gören polis memuru kontrol baskını yiyiyoruz sanıp herkese haber vermiş ... onlar da tuvalet kapısına tören pozisyonunda dizilmiş. Yani klasik bir -yanlış alarm- durumu söz konusuymuş ...anlayacağınız ben hela'da çatır-çatır ...... ellerimi yıkarken arkadaşlar dışarıda hazır kıta! bekliyormuş Güvenli s*ç*ş diye buna denir, öyle değil mi?
    20 puan
  49. Kısa süre önce tanıtılan makyajlı focus'un bazı yeni teknoloji detaylarını sergileyelim.. Diğer detaylara buradan ulaşabilirsiniz.. Adaptif Ön Far Sistemi Geliştirilmiş Adaptif Ön Far sistemi sayesinde artık yeni Bi-Xenon HID ön farlardan çıkan ışığı yola en uygun şekilde ayarlamak mümkün. Sistem, aracı çevreleyen ortam ışığının yanısıra yolun ilerisindeki nesneleri de değerlendirerek ön far ışık açısını ve şiddetini, aracın hızı, direksiyon açısı ve öndeki bir nesneyle arasındaki mesafeye göre uygun olan ve önceden tanımlanmış yedi farklı ayardan birini seçecek şekilde ayarlıyor. Özellikle otobanlarda yüksek hızda seyrederken farlar, çok daha ilerisini görebilmek için daha uzun ve düz bir ışık hüzmesi yayacak şekilde yüksek bir seviyeye kaldırılıyor; aracın daha yavaş kullanıldığı ve sokak aydınlatmasının daha yoğun olduğu şehir içi gibi yerlerde ise ışık, hemen öndeki yolu daha yoğun bir şekilde aydınlatmak için aşağıya doğru yayılıyor. Düşük hızlı dönüşlerde sistem, bisiklet sürücülerini ve yayaları daha görünür kılmak için, yolun kenarına doğru bir ışık yayıyor. Yüksek hızlı dönüşlerde sistem, ışığı virajın daha da ilerisine yönlendirerek sürücüyü destekliyor. Aktif Şehiriçi Güvenlik Sisemi Çapraz Trafik Uyarı Sistemi Bu sistem dikine park özelliği sunulan araçlarda yer alacak olacak ve o eklenen 2 ek sensör ile gerçekleşiyor. 2. Jenerasyon SYNC Akıllı telefonlar gibi daha akıllı artık Dikine Park Sistemi Bu sistemlerde artık park noktasından çıkış yardım da sunulacak. Paralel ve Dikine Park Diğer teknoloji tanıtım başlığımız --> Fotoğraflar için yedek
    20 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.