Cem Boneval

iPhonemania, tam gaz...

Bence Doğan'ın şu an üstündekileri takıp bir denesen (tabii iade koşulu ile) çok yerinde olur.

diye yazınca, savunma mesajları geldi. Bu bir eleştiri değil bir tespit idi. Nedenleri çeşitli ve genel olarak bireysel değerlendirmeler için geçerli: Kıyaslama yapılırken genellikle eski lastikle yenisi karşılaştırılıyor, ama genelde eski lastiğin yeni hali hafızalardan silinmiş oluyor. Yani beş senelik 3 mm diş derinliği kalmış lastikle bir yaşında 9 mm diş derinliği olan lastiği kıyasladığınzda aynı marka ve modelde bile yenisi bariz daha iyi çıkar. Beklentiler farklı oluyor, kimisi sessizlik, diğeri ekonomi, öbürü performans ağırlıklı düşünebiliyor. Limitler zorlanmıyor çoğunlukla, ayrıca limitler kişiden kişiye farklı olabiliyor, "yusuf yusuf" eşiği gerçekçi bir değerlendirmeye izin vermeyebiliyor. Kullanım koşulları farklılık gösteriyor. Havadaki nem oranı, rüzgarın yönü ve şiddeti, yolun tozlanma düzeyi, araç deposundaki benzinin miktarı, lastik havaları, sürücünün adrenalin düzeyi gibi çok sayıda faktör kararı etkileyebilir. Benim iş yolumda yan yola girişte neredeyse U sayılabilecek keskin ve kaygan yüzeyli bir viraj var. Her sabah kullanıyorum. Havadaki nem oranı düşükse dönüş hızım bir-iki km artıyor mesela. Sahip olduğunu sevme, övme, önerme arzusu var, bazen nesnelliği perdeleyebiliyor. Konuya geri dönersek beklentileri karşılayan her lastik kişinin buraya beğenisini yazma nedenidir. Önemli olan beklentilerin tanımlanmasıdır. İrdeleyelim: Geniş lastik her zaman daha iyidir denilebilir mi? + Yol tutuş ve frenleme daha iyidir (ıslakta da, kuruda da) + Gücü ve aracın ağırlığını yola daha iyi aktarır + Daha hoş görünür - Daha pahalıdır - Yakıt masrafı marjinal de olsa artar - Dar yanak nedeniyle konfor azalır - Suda kızaklama performansı daha kötüdür - Göreceli gürültülüdür - Yoldaki ince yarıkları takip eder ve huzursuz edebilir Bu çerçevede beklentileri tanımlamak kolaylaşır, performans odaklı düşünenler ne dezavantajları göze aldıklarını bilerek seçimlerini yaparlar, ekonomi odaklı düşünenler de öyle. Ha hem iyi olsun hem de performanslı derseniz gene daha önce yazdığımı yazarım: Ford Focus için premium lastiğin 205/55-16 ebadını alır kullanırım.Fiyattaki tasarrufu lastiği daha sık değiştirmek için kullanırım. Göz ardı edilen önemli bir noktadır: Lastiğiniz ne kadar başarılı olursa olsun ort.25.000 km'den sonra performansı hissedilir derecede düşer, kullanıcı bu değişim yavaş gerçekleştiği için bunun kolay farkına varmaz. Fiyata da bir örnek: GY EGP 205/55-16 220 TL, 215/55-16 440 TL, bilmem bir şey ifade ediyor mu? Son olarak da MCA 205/55-16 ile geliyor, neden? Tabii ki maliyeti düşürmek için. İlk seri niye 215 geldi? Havalı görünsün diye.

Giderek şu kanaatim güçleniyor: Hemen herkes kullandığı lastiği beğeniyor.

215 ebadlı vasat bir lastik fiyatına 205 tabanlı iyi bir lastik alabilirsiniz. Ve ince ama iyi lastiğin performansı hemen daima kalın ama vasat lastikten iyi olacaktır. Limitlerde bile. Bu kadar basit... Ve evet, 205, 215, 225 kullanmış biri olarak ben de katılıyorum, özel koşullar dışında aralarında çok da büyük bir fark yok.

Konusu burada var, belki bazı sorularına cevap olur. Duruşu kesinlikle güzel. Ben Crossclimate 205/55 ile münavebeli kullanıyorum, kış - yaz, kış dönemi 0,1-0,2L fazla yakıyorum. 215 ile ciddi bir fark olmadı, olduysa da 0,1-0,2L düzeyindedir. Dört lastikte fiyat farkı 500-600 TL tutuyor ki bu yılda 20,000 km yapsanız dahi ödeyeceğiniz yakıt farkının çok üstünde. Konfor lastiğe bağlı, kullandığım GY F1 aymm2 mesela yumuşak bir lastik ve 205 CC XL'den daha konforlu. Neyse teklif var ısrar yok.

Sorunun cevabı mesajda zaten verilmiş: Laminat kaplama fiyat/kalite açısından en uygunu. Kenar kalkması ve çatlama yaşanabilir, tamiri kolay olmaz ama 10 yıllık süre için kiracıyı idare eder ve kendiniz geçeceğiniz zaman yenilerken yaptığınız harcamaya üzülmezsiniz.

Hayatın anlamının anlamsızlığında gizli olduğunu fark etmiş olduğunu düşünüyorum.

Hayırlı olsun 225/45-17 de olabilir. Daha ucuz. Benim sıralamam Michelin Pilot Sport 4, CPC 8, GY F1 asymm3. Başkasını listeye sokmam.

İyi de hala kara jantların peşinden koşuyorsun...

Yapmayın böyle acayip şeyler, kullanırken eski direksiyonu çok ararsınız? Bir soru da şiş çamurluklara, dodik mi, abidik gubidik mi işte her neyse... Nesi hoşunuza gidiyor? Samimi bir soru bu!

Kış lastikleri genelde başarılı, karda buzda yeterli tutunma sağlıyorlar, ancak kuruda yaz lastiklerine göre perofrmnasları biraz düşüyor. Ucuzlardan Petlas'tan memnun olan çok, Lassa'nın da iyi latikleri var. Biraz daha paraya kıyarsanız Nokian WR D4, GY Ultragrip 8 veya 9 başarılı ürünler.

Dağ fare doğuracak.

Jant da darbe aldığı için jantın kenarından kaçırıyor olabilir. Jantı düzelttirmek gerekebilir. Akılda bulundurun.

Ben de Istanbulluyum ve Beşiktaş'ta oturuyordum. Tabii 19 yıl önce Ve de Opel'im vardı

Zafer Bey geçmiş olsun, nereye çarpmışsa iyi çarpmış, umalım da jantta balans bozukluğu olmasın. Ben ne yapardım? Lastikler 25.000 km bile olsa yeterli diş derinliğine sahip görünüyor. Sanırım 205/55-16 CPC2 İki tane yeni alır onları arkaya takar ve arkaları öne geçirirdim. Stepne tam lastikse, bir tane alıp onu da kullanmak mümkün, yarımsa yapacak bir şey yok. Hazırda kışlık var ve masraf etmek istemiyorsanız, kışlıklara şimdiden geçip, bu işlemi ilkbahara erteleyebilirsiniz. Titizseniz dördünü de yenileyin, güvenlik açısından en sağlamı olur.

Prensipte evet ama yeniler arkaya takılacak.

Yeni taktığınız her balata disk yüzeyi ile uyum sağlayana kadar ötme yapabilir. Yeni alacağınızın yapmayacağının garantisi yoktur. Özellikle balataların temas ettiği alanın hemen dış yanında kalan pürüzlü aşınmamış ve paslı kalmış alan ses nedeni olabilir. Zamanla geçer. Bu kadar kaygılı olmak sağlığa zararlıdır.

Ah bu bir tıklar, kim neyle, neye göre ölçüyor?

Ortadaki boşluk her balatada olmuyor. İşlevsel bir önemi yok. Aşınma göstergesi olarak kullanılıyor. Motorcraftlarda yok diye hatırlıyorum. Parça numarası da doğru. Kaldı ki bir önceki seri ve C-Max aynı balataları kullanıyor. Ve evet Doğan'ın yazdığı gibi, kutu üstünde de belirtilmiş.

Yeni serilerde mi böyle, bende uğultu da titreme de yok, istersem son kademeye alayım. Bir de fan 12 ay kullanılıyor, yazın soğutmak için, kışın ısıtmak ve buhar çözmek için.

İlk sayfadaki istatistiklere bakarsak azalmadan bahsetmek pek kolay değil. Ancak araç sayısındaki ve hareketlilikteki artış hesaba katılırsa kaza sayılarının değerini koruması göreceli bir azalma olarak nitelendirilebilir (tabii istatistiksel olarak anlamlı bilemem). Çoğu ana arterlerin yol kalitesi açısından iyi durumda olduğu doğru ve olumlu. Demek karşılaşmamışız (bu arada bunu iltifat olarak kabul edorum).

Sorun klimadan değil hava dolaşımını sağlayan ön konsoldaki pervaneden (fan) kaynaklıdır. Rahatsız edici boyutta ise değişimi gerekebilir. Servisin söküp kontrol etmesi lazım.

Lasitklerle ilgili raf ömrü asla 10 yıl olmadı. Servis ömrü için bile uzun o süre. Kauçuk oksitlenmeye açıktır ve zamanla sertleşir ve parçalanır. Binek lastikleri için önerilen servis ya da hizmet ömrü mümkünse 6 yılı aşmamalıdır. Bu süre imalattan kullanıma tümünü içerir. Yani monte lastiğinizin yaşı 6'yı geçmişse performans düşüşünden güvenlik riskine kadar pek çok sorunla karşı karşıyasınız demektir. Yıllık 10 ile 20 Bin km arasında yapan bir sürücünün kullanacağı lastik 2-3 yıl süreyle araç üstünde kalır. Bu durumda raf ömrünü 2 yıl ile sınırlamak en doğrusu olur.

Trafikte yaşananları ülkenin genel sosyopolitik gelişmelerinden soyutlama mümkün değil. Orman kanunu giderek her alana yayılıyor, hemen hiç bir alanda yetkililer yetkin değil. Beri taraftan herkes şikayet ederken kimse düzelmesi için çaba göstermiyor, bu da ayrı bir çelişki. Bence misyon tamamlanmak üzere: Ülkenin maddi manevi tüm değerleri yok ediliyor.