Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

18-03-2015 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Beni çok etkileyen fotoğraflardan biri... Fotoğrafın çekilmesinden kısa süre sonra şehadet mertebesine yükselmiş bir birliği görüyoruz. Yüzlerdeki inanç, vakur duruş yanında ve ölüme giderken bile, yanlarında bulundurdukları zayıf, çelimsiz, ama sevgi gördükleri belli olan iki köpek ve bir ceylan "Onlar"ın evrensel ölçüdeki sevecenliklerini de ifade ediyor. Bugünü "Onlar"a ve başlarında bulunan ve ertesi gün kalbinin üstündeki cep saati şarapnelle parçalanacak olan büyük askere borçlu olduğumuzu unutmayalım, unutturmayalım. İfade etmek istediğini anlıyorum, ancak Çanakkale bir savunma zaferidir, canı pahasına vatanını toprağını koruma destanıdır, bunun muhasebesini yapmak bence saygısızlık olur, en derin saygı ve şükranla anılması söz konusu olabilir ancak...
    9 puan
  2. Oooo bir hortumlamadır gidiyor. Kaan Üstada fazla yüklenmeyin, biz ister istemez bardağın yarısını boş görenleriz. Ve fakat servisle konuştuğumda durumun sanıldığı kadar kontrol altında olmadığı görülüyor. Öncelikle 1.0 EB'larda hortum yırtılması nedeniyle motor yakanlar var ve hortum değişimi ile ilgili rutin bir uygulama bildirimi yok. Bununla beraber servis hortumları kontrol ediyor. 1.6 EB ile ilgili ilk başvuru benden gelmiş, ama nedense hiç şaşırmadılar. Öztürk sağ olsun akşam siparişi verdim ertesi gün öğlen kapıdaydı parça. Ederi 70 TL civarında sanırım. Hortumda değişikliğe gitmişler. Eskisi iki parça ve plastik kauçuk kelepçeli geçişli iken yenisinde tek parça, konumuna göre önceden farklı şekil verilmiş ve kalın kauçuktan yapılmış, koruyucu kılıfı da daha uzun. Yani elinize alınca hortum dediğin böyle olur dedirtiyor. Çıkmış hortumun plastiğini de biraz sıkıştırınca çıtır çıtır kırılmaya başlıyor. Diyeceğim o ki eğer sizin motorda da aynı plastik hortum varsa er veya geç sorun çıkartacaktır değiştirin. Pardon @Kaan Yagizer, ama bence gerçekten durum bu. Bu arada fotoğrafın çok yakışmış. Paranoya yaratmak istemem ama bir tespitimiz daha oldu. Yedek su haznesi bu hortumun girdiği yerin altında deforme olmuş, incelmiş ve bombeleşmiş. Su kaçırmıyor ama o potansiyeli taşıyor.görünüyor. Onun da zaman içerisinde değişimini önerdiler. Bu duruma da pek şaşırmadılar. Sonuçta gerçekten sorun çıkartıp çıkartmayacağını bilmem imkansız ama uyarıldım. O da stoklarda pek yok. Orijinali 45 TL, yan sanayisi 35 TL imiş. Görseller; önce eski hortumu takılı görüp yerini hatırlayalım Bu da yeni ve eski hortum yan yana
    7 puan
  3. ...vatan uğruna her şeyden vaz geçmek zor iş. Yalan yok sıra bana gelse aynı cesaret ve özveriyi gösterebilir miyim? Neredeyse kesin yok oluşa onlar kadar vakur ve onurlu yürüyebilir miyim? ...cidden bilmiyorum. Gerçek şu ki bu gün onlar sayesinde (..ve kimilerine rağmen) bu ülke varlığını sürdürüyor. ...bu borç nasıl ödenir? Kolay değil, hem de hiç kolay değil.
    5 puan
  4. "Sinek biniyoruz biz" bugün bu tabiri öğrendim, sakin usulca araba kullanmak demekmiş, yada böyle bişey Bende bu aralar kendi rekorumu kıracağım sanırım, şehir içinde 620km yol gideceğim diyor bizim düldül. Bilinçli olarak değilde bi duruldum ben bu sıra sanırım.
    5 puan
  5. Aslında Çanakkale ilk belirgin paylaşım savaşıdır, bu savaş şekil değiştirse de hedef değiştirmeden hala sürüyor. Siyasete girmeden tarihe sadık kalmaya çalışarak ve bazı bölümleri çıkartarak bir alıntıyla günü hatırlamak ve hatırlatmak isterim: MüTTEFİKİN BATIYSA AĞIR BEDEL ÖDERSİN! HERKES ÇANAKKALE’Yİ BİR DAHA İNCELESİN! İlk paylaşım savaşı… 1914 kasım ayında Çanakkale’ye dayanmış İngiliz Fransız donanması… Osmanlı Almanya’yla aynı kanatta.. Alman komutanlar Osmanlı ordusunda.. Çanakkale cephesi komutanı Alman Liman Von Sanders Paşa ! 18 MART Çanakkale geçilemiyor! 18 Martta 16 gemilik düşman filosu Boğazda ilerlemeye başlıyor.. Küçücük bir mayın gemisinin marifetiyle döşenen mayınlara Çarpan üçü batıyor.. Top ateşi ile üç adet daha haklanıyor. Ve düşman çekiliyor… Tüm bunlar 7-8 saat içinde oluyor.. Çanakkale geçilemiyor… ‘Er olarak da olsa Çanakkale’de olmalıyım!’ Sofya Askeri Ateşesi Yarbay Mustafa Kemal savaşın başladığı gün Başkomutanlığa cephede görev almak istediğini iletiyor. 20 Ocak 1915’de 19. Tümen Komutanlığına atanıyor. Ve Çanakkale Kara savaşlarında Türkiye’nin kaderini değiştiriyor. Osmanlı Ordu komutası Alman ‘Paşa’da… Müttefik Almanya’nın planı başka! İsmet Görgülü, Çanakkale ilk günde biterdi adı eserinde, Alman arşivinden alıntılıyor: ‘Çanakkale seferi , 1915 yaz ve sonbaharı süresince bir çok düşman kuvvetlerini BAĞLAMIŞ, ve Batı cephesinden uzak bulundurmuştu….Türkiye, Alman Batı cephesine esaslı surette yardım göstermiş bulunuyordu.’ Gayet açık…Almanların Çanakkale’den beklentisi başka. Yarım milyonluk düşman kuvvetleri Çanakkale’de oyalanırsa, biraz zaman kazanır, nefes alırdı Almanya! İşte bu nedenle Osmanlı Ordusuna komuta eden Alman komutanlar, düşmanı Çanakkale kıyılarında tasfiye etmektense karaya çeken planlar yapmışlardı. 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal Arıburnu raporunda: ‘Liman Paşa, sahilin müdafaası bakış açısıyla alınmış olan tertibatı tasvip etmedi!’ diye yazmıştı! Bu karar Osmanlı kurmaylarının değil, Berlin’in kararıydı. Türkiye’deki Alman ‘müttefiklerin’ görevi Türkiye’yi derhal savaşa sokmak ve Türk cephelerine olabildiğince çok İngiliz ve Rus kuvveti çekmek ve çekilenleri tutmaktı. Atatürk 1918’de Ruşen Eşref’e anlatıyor: ‘Benim Kanaatime göre düşman, çıkarma girişiminde bulunursa iki noktadan çıkardı. Biri Seddülbahir ve Kabatepe civarı. Ve düşmanı karaya çıkartmadan bu sahil bölgelerini doğrudan savunmak mümkündü.’ Boğaz muharebesinde bu planı uygulamış ve başarmıştı. Seddülbahir’e düşman çıkartma yaparken, Alman ‘paşa’ Saros’a gitmiş, Yarbay Mustafa Kemal kendi insiyatifiyle kıyı savaşına girişmişti. Kurduğu savunma düzeni düşmanı karaya çıkmadan durdurmuştu. Çanakkale cephesi komutanı Alman ‘Paşa’, savaş boyunca düşmana karaya çekme planı uyguladı.. İsmet Görgülü diyor ki: ‘Kıyı savunması yapılsaydı İngiliz ve Fransızlar karaya çıkamazlardı. Karaya çıkamayınca Çanakkale cephesi açılmazdı. 500 bin İngiliz Fransız askeri buraya bağlanamazdı. Dolayısıyla Alman niyeti gerçekleşemezdi. Ve Çanakkale ilk günde biterdi!’ Bitmedi… 57 bin şehitin sebebi YABANCI komutanların savaş düzeneğiydi! Bir devlet kendi savunmasını Batılı komutanlara teslim ederse bu kaçınılmazdı. Alman komutanların planları yüzünden büyük kayıplar verildi.. 33 yaşındaki Yarbay Mustafa Kemal ve Türk subaylarının komutasında bir millet tarihe ‘mucize’ olarak geçecek bir savunmaya imza attı. Kendi kararlarıyla savaştı. MİLLİ ruh onun yanındaydı… 8,5 ay boyunca bir gün bile dinlenmeden hem dışardan hem içerden kuşatılmış bir ülkeye ZAFERİ tattırdı. Yedi düvelin ‘Mucize’ dediği MİLLİ RUHTU! Mustafa kemal o ruhu şöyle anlatmıştı: ‘Karşı siperler arasında mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak… muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmamacasına tümüyle düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor… öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir tereddüt bile göstermiyor…. Okuma bilenler ellerinde Kuranı kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelimeyi şahadet çekerek yürüyorlar.. Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur!’ Yabancılardan medet umulmasa ve Osmanlı Alman subaylarına komutayı teslim etmeyip Türk subaylarına güvenseydi 250 bine çıkan zayiat olmayacak, ordu kırılmayacak, İsmet Görgülü’nün dediği gibi Çanakkale bir günde düşmanı kovalayacaktı… Mustafa Kemal ve Mehmetçik sonunda büyük TüRK zaferine imza attı. Tüm dünyayı bu zaferi kabule zorladı. Savaş meydanında zafer kazanıldı ama düşman durmadı… Çanakkale’de savaş sürerken, doğuda Ermeni- Kürt Çeteleri, batıda Rum Çeteleri, İngiliz ve Fransız destekli İslam krallığı heveslileri vardı! Çanakkale zaferinden üç yıl sonra İstanbul işgale uğrayacaktı.. Ve Çanakkale’den aldığı güçle bu millet tarihe bir KURTULUŞ destanı yazacaktı.. Batının emperyalist planları Asya’nın kilidini kırma umutları paramparçaydı. Türk ruhunu kırmadıkça hedefe ulaşılmayacaktı.. Çünkü Türk, silahla değil ruhuyla savaşmıştı.. öyleyse O RUHU Çökertmek şarttı… İşte 90 yıldır bunu başarmaya Çalışıyorlar... Yazının bundan sonrasını sanırım bizler yazacağız.
    5 puan
  6. Resim linki maalesef pasif hale geçmiştir.
    4 puan
  7. Sevgili @Tevfik, yazdıklarına gönülden katılıyorum, "filler tepişir çimler ezilir" misali emperyalist güçlerin oyunlarına kurban giden milyonlar var insanlık tarihinde. Ancak tarihimizi bilmediğimizi nitelemek ayrı şey, uluslararası düzeyde kabul görmüş bir savunma zaferini hamaset diye belirtmek ayrı şey. Ben şu anda Çanakkale savaşına tarihi perspektif içerisinde emperyal stratejilerin bir oyun hamlesi olarak bakmıyorum, o apayrı bir analiz konusu, orada bir avuç toprak uğruna gözünü kırpmadan ölüme giden, ya da belki daha doğru tabirle gönderilen, onbinlerce insanın cesaretini, kaderini kabullenişini, bu minvalde yiğitliğini kutsuyorum. "Sevgi sözcükleri"ni de savaş alanında bile hayvan sevgisini ihmal etmeyecek olgunluğun, ki bunu bugün mumla arıyoruz, bir göstergesi olarak kullanıyorum. Farklı bir siyasal kurgu onları ölümden kurtarabilirdi belki, Enver Paşanın eylemlerini alt alta yazmak hataları bulmayı kuşkusuz kolaylaştırırdı, ama konu bu değil. Mustafa Kemal'in askeri dehasını ve Çanakkale savunmasındaki etkin konumunu Alman komutanların zafere olan katkılarını vurgulayarak ne kadar azaltabiliriz ondan da emin değilim. Kaldı ki özellikle cephe komutanı diye nitelendirilen "ünlü ve güçlü" General Liman von Sanders tüm savunma stratejisini yanlış kurguladığını itiraf ediyor gibi yapmıştır, ama esas amacı farklıdır ve bu düzeyde kaybın bence en önemli sorumlularındandır. Ayrıntıları yazmıştım. Neyse konuyu uzatmak istemiyorum, yeterince çalışma var bu konuda, bu forumun kapsamını aşar konu, dileyen bulur okur öğrenir, biz şu anda farklı açılardan bakıyoruz, o kadar.
    4 puan
  8. ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i... Bedr'in aslanları gibi şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler "Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın. Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehît oğlu şehît, isteme benden makber, Sana ağûşunu açmış duruyor peygamber. MEHMED ÂKİF ERSOY Seyit Onbaşıların, Yahya Çavuşların bütün Cihana diz çöktürdüğü, 250 bin Mehmetçiğin ölüme koşarak Anadolu'ya vatan mührünü vurduğu 18 Mart Çanakkale Zaferimizin 100.yılı kutlu olsun. Kahraman Şehitlerimizi saygıyla anıyorum.Ruhları şad olsun. Günaydın herkese bu arada.
    4 puan
  9. Yapmayın, balatayı daha çabuk bitirirsiniz, ilk hareketi birle yapıp hemen ikiye atın, üşenmeyin...
    4 puan
  10. Topuk destekli olandan kullandım. Kayıyordu ve malzemesi köpüksü bir garip. Memnun kalmadım.
    3 puan
  11. Cihan a cenk etmenin Vatan savunmanın ne olduğunu kısıtlı imkan şart sayı ile gösteren şanlı ordumuzun şanlı şehitlerimizin ruhları şad mekanları cennet olsun . Hepinize Günaydınlar efenim. Kaan abi bu profil resmin çok daha iyi olmuş . Karizman daha anlaşılır olmuş .
    3 puan
  12. Gece grisi oluyor heralde[emoji5]️
    3 puan
  13. daha önce de bu forumda paylaşmış idim, yine ve her platformda gururla paylaşıyorum, anneannemin annesinin 8 erkek kardeşi çanakkale savaşlarında şehit düşmüşler, böyle bir ecdadın torunu olmak, apayrı bir duygu, ne süreçlerden geçilmiş, ibretlik....
    3 puan
  14. Hanim kullaninca ortalama artti tabi...
    2 puan
  15. çok teşekkürler.Neredeyse çindeki ile aynı fiyat. 1 ay bekleyeceğime Türkiyeden alırım daha iyi .
    2 puan
  16. Brembonun çakması çok geziyor piyasada, alınacaksa aman dikkat. Fakat ben olsam almaz orjinalini takardım. Uğraşılacak mevzu değil. Disk ve balatayla bitmiyor en önemli etmeni kaliper. Gelmesi ayrı dert onuda geçtim çok para, 5bin TL harcamak ister miyiz frenlere? Hayır... Ne zaman stage 3 yapacaksak o zaman mantıklı oluyor. Aksi taktirde gereksiz macera olur bence. Bugün istanbula gelirken biraz topukladım, tabi bolca frende gerekti. Şişmediği sürece problem yok frenlerde. Orjinal iyidir bu seviyelerde.
    2 puan
  17. Öyle bahsetmişler, ondan bende öyle şey ettirmiştim.
    2 puan
  18. Doğan ve Engin Beyler.. Teşekkürler. Konu anlaşılmıştır. Daha iyisi seçilene kadar Tarz kullanacağız..
    2 puan
  19. Ömer bey teşekkürler. Sanırım herkesin aldığı Tarz ya da locker olandan alacağım. Teşekkürler
    2 puan
  20. 1.Dünya savaşının nedenleri 2.Abdulhamid'e kadar dayanır.Savaşa Almanya tarafında girmek zaten başlı başına hezimetti.Ancak Çanakkale'nin sonrası adına en önemli sonucu tamamen Osmanlı düşmanı olan Çarlık Rusya'sının yıkılıp Bolşevik Rusya'nın kurulmuş olmasıdır ki Kurtuluş mücadelesi verilirken Tbmm ile Bolşevik Rusya birbirlerinin haklarına saygı duyacaklarına dair antlaşma imzalamıştır (moskova ant.) Kurtuluş savaşında itilaf devletleri yanında kuzeyde bir de güçlü Rusya ile mücadele etmek zorunda kalmak ise tek kelimeyle felaket olurdu.Bu yüzden Çanakkale belki de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda en önemli yere sahip savaştır. Bunun dışında Cem abinin belirttiği gibi başlı başına savunma adına bir milletin yazdığı destan olarak bile tarihimizde çok önemli bir yere sahip
    2 puan
  21. Savaş bilimi ve tarihi açısından bakıldığında büyük bir askeri zafer olduğu tüm otoriterlerce de kabul edilen bu büyük zafere başka açıdan bakmak istiyorum. ALİMİN CAHİLE KIRDIRILMASI... Emperyalizm kontrol altında tutmak istediği toplumları önce cahilleştirir. Çanakkale'de yetişmiş, okumuş Osmanlı yedek subayları cahil, başıboş, işsiz güçsüz ANZAK askerleriyle savaşırken yok olmuştur. Üniversiteler yıllarca mezun veremeyecek duruma düşmüştür. Bu açıdan bakıldığında Ç. Kale savaşı büyük hezimettir bizim açımızdan. Zaten de ülkenin işgalini engelleyememiş sadece geciktirmiştir. Bu durumun benzerini 1985 yılından sonra da yaşadık. Aynı emperyalist güçlerin bir takım emellerini gerçekleştirmek için kışkırtıp üzerimize saldığı ayrılıkçı terörist gruba karşı yedek subayların komuta ettiği timlerle mücadele edilmişti. Hatırlarsanız o dönemde de çok y. subay şehit vermiştik. Şehitlerin sivildeki büyük başarıları gazete haberlerine konu oluyordu.
    2 puan
  22. Halı yok abi altında kastetdiğim zemindeki döşeme .Depoya atıyorum havuzluları takınca.Benim paspaslarda oğlum gibi yerinde durmuyorlar Cırtladım ikiside kıpırdamıyorlar yerinden
    2 puan
  23. yaklaşık 2 saattir ntv canlı yayınını izliyorum. Bu günü sadece bu zafere ayıran NTV'ye tesekkur ediyorum. Buradan Teğmen Naci'nin 98 yıl sonra ortaya cıkan günlüğünü mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Ben az önce izlerken gözyaşlarımı tutamadım.Ruhları şad olsun. İçimde tek bir korku var onların emanetine layıkıyla sahip çıkmamak.Allah bizlere böyle birşey yaşatmasın.Tek temennim bu.
    2 puan
  24. Zafer, «zafer benimdir» diyebilenindir. Kutlu Olsun!
    2 puan
  25. Valla beni araba motor zart zurt ilgilendirmiyor çok...Kaan Beyi okurken bir an Ahmet Altan sandım kendisini....biri çok güzel kadınları anlatır....biri de arabaları çok güzel anlatıyor sonuçta....
    2 puan
  26. ...pardon'luk ne var canım? Senin de belirttiğin gibi bir TSB yok, sözlü/yazılı uyarı yayınlanmadı + ilk siparişi de senin arabaya verdiler. Herkes her şeyi bilemez ki, forum'ları bu yüzden de seviyorum. Türkiye'nin öbür ucunda biçimsiz bir şey olsa pek gecikmeden bilgi pat diye kucağına düşüyor. ...arabayı yatırmak marifet değil ki, önemli olan onu asfaltın üzerinde tutmak. Latitude'nin aslında "Samsung" olduğunu biliyorsun değil mi? http://tr.wikipedia.org/wiki/Renault_Latitude ...üstadım sağolasın da keşke Ahmet Altan demeseydin. Ahmet bey'in yazılarına pek lafım yok ama Hazret'in son vak'a'lar sonrasında sergilediği tavrı pek beğenmiyorum.
    2 puan
  27. Hakan Brembo'nun orijinal muadili ve performans ürünleri olmak üzere iki kategorisi var, muadil alınacaksa fiyat aynı ise tercih edilebilir, ama psikolojik etkisi dışında fren performansına önemli bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Performans ürünlerinden alacaksan cüzdan konuşur, artısı olur ama değer mi sen karar verebilirsin ancak. Bu arada yeni hobim....:
    2 puan
  28. İşte duygu dolmuş halde dinlediğim
    2 puan
  29. Ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?.Şaşarım Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım Yırtarım dağları,enginlere sığmam,taşarım
    2 puan
  30. [emoji23][emoji23][emoji23][emoji23][emoji23] zorla güzellik olmaz tabi
    2 puan
  31. Focuslarda elektrik beyazı yok. Mondeo ve Kuga'da var. Onunda Citroenler'deki sedefli beyaz ile alakası yok. Resimde Opak beyaz ve Elektrik beyazı Mondeo'lar arasındaki fark çok belirgin. Gün ışığında beyaz değilde maviş duruyor gece beyazlıyor
    2 puan
  32. O vakit, buda alacaklar listesinde sırasını beklesin bakalım...
    1 puan
  33. Engin anladı soruda ki muzurluğu Doğanım...:) Ooo çok iyiymiş ..
    1 puan
  34. Ayıpsın abi ilk buluşmada bakarsın.Fakat ben geçen yıl iyi almışım 70 miydi 80 miydi ne.
    1 puan
  35. Sayın Türk Milleti ,bu gün bu topraklar üzerinde varlığımız devam ediyor sa bunu başta,Ulu önder ATATÜRK'e ve onun silah arkadaşları olan şehitlerimize ve gazilerimize,bu uğurda canlarını feda eden her insanımıza canı gönülden minneti bir borç bilirim.Ruhları şad olsun mekanları cennet olsun.ALLAH,Hz.Muhammed (S.A.V )peygamberimize ve o şehitlere komşu olmayı nasip etsin.
    1 puan
  36. 1 puan
  37. @Serdar yaman,9 kuruş indirimi kaptınız hadi
    1 puan
  38. Biliyorsunuz bir şeyi söylemenin pek çok yolu vardır, kibar olabilir ya da suratınızın ortasına çarpan halk otobüsü zarafeti ile ağzınızdaki baklayı çıkarabilirsiniz. …kimi zaman mühendislikte de böyledir. Analitik kavramlar üzerine inşa edilmiş olsa da mühendislikte de (hele ki işinize öylesi geliyor ise) gerçekleri söylemenin birden fazla yolu vardır. Şimdi gelin bu bilgi ışığında motor gücü konseptine birlikte bakalım. İçten yanmalı motor paracıklarınızı yakar (…kimileri benzin ve/veya dizel ve hatta gaz yaktığını söylese de içten yanmalı motorlar aslında para ile çalışır.) ve bunun karşılığında size güç üretir. Yani finansal işlem size güç olarak geri döner. …olay bu gücü ölçümleme veya daha net konuşmak gerekirse cebinizden akıp giden lahanalar karşılığında ne kadar güç elde ettiğiniz konusunda biter. İçten yanmalı motor hep aynı miktarda güç üretir ve aynı miktarda lahana yakar. Ama bizim ana hareket noktası olarak kabul ettiğimiz o gariban içten yanmalı motorun verdiği güç ne hikmetse ülkeden ülkeye, imalatçıdan imalatçıya değişir. Yanan lahana miktarı aynı ise ve nasıl değerlendirirsek değerlendirelim aslında aynı gariban motordan bahsediyorsak bu nasıl olur? Hadi diyelim oldu … Peki bu etik midir? Ya da yasal mıdır? Yasa denen mereti parası olanların (bkn.bol miktarda lahana) koyduğu gerçeğini gelin bir an için göz ardı edelim. Ama güç birimi ölçümleri arasında ki farklılığın etik olup olmadığını ikincil öğrenim’de dirsek parlatan Mühendislik 101 öğrencisine bile sorsanız size büyük ihtimal ile hem de hiç duraksamadan –evet- diyecektir. Neden? Çünkü ölçüm birimleri arasında aslında fark yoktur … fark onların nasıl hesaplandığında yatar. Yani analitik ve matematiksel açıdan kimse size tabelada sokmaz ama tabelanın nasıl hesaplandığı konusunda … işte orada golü yersiniz. Gelin güç ölçüm birimlerine birlikte bakalım. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız (en azından ben anlayacağınızı umuyorum) Şimdi diyelim ki elimizde 1,600cc’lik bir benzinli motor var, öyle pek ahım şahım bir şey de değil. Yılın motoru ödülünü kazanmak bir yana, o ödüle aday bile gösterilmemiş. Ama sonuçta o bir motor ve varlık nedeni paracıklarınızı kinetik enerjiye çevirmek. Ama bu motoru satacaksınız ki lahana yağmuru sizin tarlaya yağsın … demek ki motoru birilerine çakmak zorundasınız. Ama nasıl? Bu motoru bir fransız’a verdiniz diyelim … ve ona dediniz ki “Ben bu motoru senin ülkende satacağım, bana teknik verileri dök, ama mümkünse satış adına da elimi rahatlat.” Fransız’ı yeterince lahana ile desteklediyseniz size bir Qui Monsieur çekecek ve kâğıda kaleme abanıp size en kralından teknik belge ayarlayacaktır. Bu belgede motor gücünüz OBAREYYY çıkacaktır. Neden? Fransız sizin motorunuzu SAE yani Society Of Automobile Engineers norm’u ile ölçmüştür. Yani sizin motoru alıp araca bağlamadan, üzerindeki alternatörü, marş motorunu ve hatta hava filtresini çıkartarak test’e sokmuştur. Yani size verdiği sonuç matematiksel olarak doğrudur ama bu fabrika verisini asla ve asla yol koşullarında alamazsınız. İşin komik tarafı SAE normları en çok Asya ülkelerinde rağbet görür. Çekik gözlüler yaptıkları dandini motorları SAE ile ölçüp “Oiii…bizim engine var ya on yüz bin milyon SAE PS üretiyooo” demeye bayılırlar. (bkn.***tir git bi çay koy bari) Diyelim ki “Allah Belanı Versin Xavier” dediniz ve motorunuzu alıp Manş denizini geçtiniz, (sonuçta motor sizin, kime ne?) orada yani İngiltere’de bir mühendis buldunuz ve ondan aynı şeyi istediniz. Size “Aye My Old Chap!” çekecek ve çok geçmeden karşınıza bambaşka bir rakam ile gelecektir. “Bu ne leyn?!?” dediğiniz zaman karşınıza gene mantıklı bir açıklama çıkacaktır. (bkn.yersen) Manyak İngiliz motorunuzu su pompasını, alternatör ve hatta şanzıman’ı (ve varsa şaft’ı da) bağlamadan gazlamış, ardından da o motoru durdurmak. Yani motorun ürettiği kinetik enerjiyi sıfırlamak için ne kadar karşı güç kullanması gerektiğini hesaplamıştır. (ancak bir İngiliz bu şekilde düşünür… motoru niye durduruyorsun be? Salak mısın sen?) Bu anlamsız, bir o kadar da saçma ölçüm biçimine BHP denir … kimileri bunu British Horse Power olarak açsa da BHP’nin gerçek açılımı Brake Horse Power’dır (ben ise bu anagram’ı British Horse Puke olarak çeviririm.) …diyelim ki delirdiniz. Aldınız motoru koltuğunuzun altına ve okyanusu geçtiniz. Gittiniz kendinize Detroit’li, hala alkolik olmamış veya evine gelen üçüncü parti icra nedeni ile kafayı yememiş bir Amerika’lı mühendis buldunuz. (Bulmazsınız ama diyelim ki buldunuz) Ve diyelim ki bu defa ölçümü o yaptı … sonuç? Gene saçmalık … karşınıza “raw” , “net” , “sertifikalı” gibi terimler çıkacaktır. Çünkü Amerika’lı mühendis güç ölçümünü krank üzerinden yani şanzımansız (bir başka deyim ile brüt) yapmaktadır. Avrupa’da ise bu ölçüm gerçeğe yakın olması adına –aksesuarlı- yapılır. Amerikan HP’si genelde EO (Engine Only) veya sanayi’de dendiği üzere RAW (Çiğ) güç çıktısı verir. Avrupa ise EWA (Engine With All Accesories) yani egzost, alternatör, su pompası, soğutma sistemi vb. ile ölçülür. Bu nedenle bir Amerikan HP’si 736 Watt gelirken Avrupa HP’si 746 – 750 Watt’ı işaret eder, yani Amerikalılar da hafifçe -yaslamaktadır-. (bkn.çüş ya Corç) İşte bu saçmalıklar dizisi nedeni ile Alaman gavurları DIN standart’ını geliştirilmiştir. DIN yani Deutsches Instutude für Normung … kabaca çevirisi ile Alman Ölçümler Enstütüsü kuralları motor gücünü hesaplarken cambazlık yapmanızı engeller. (bkn.höst mein herr) Tabi DIN 70020’ye göre hareket ediyorsanız. …yani yapmanız gereken şey motorunuzu fetbaz Fransızlar, saçmalayan İngilizler ya da kafayı yemiş Amerikalılar yerine DIN’e ölçtürmek ve sonucu PS/DIN ve/veya HP/DIN olarak belgelemektir. Elinizde bir kere DIN ölçümü varsa bunu Fransızlara verir ve onların sonucu SAE’ye, ya da İngilizlerin BHP’ye ve hatta Amerikalıların HP’ye çevirmesine de ses çıkarmazsınız. Ya da bunların alayını ***tir eder ve ben bütün dünya için tek standart’ı kabul ediyorum, yılda 9,000,000+ araç üretiyorum … 140’ı aşkın ülkede araç satıyorum… manyakmıyım? (buna cevap vermeniz gerekmiyor) Her yere göre ayrı standart geliştiremem … isteyen bi zahmet kendi güç çevirisini kendi yapsın diyerek temele … yani buharlı motor imal edildiğinden beri kullanılan o geleneksel KW’ye (Kilowatt) döner ve Ford’un –One Ford- mottosu gereği yaptığı gibi James Watt’ı onurlandırarak NET ölçü birimini kullanırsınız. (bkn.neyse o işte) Artık elinizde tüm dünya’da geçerli bir ölçüm birimi vardır. Kıvırma işini başkalarına havale eder, aradan çıkar ve kurtulursunuz. (bkn.artık sen debelen mirim, ben en fazla oturup seyrederim) Aracınızı Avrupa’da mı satacaksınız? Sorun değil … piyasaya çıkar ve dersiniz ki ben 50Kw’lik bir motor sahibiyim, motorunuzu alan da sizin KW’yi 1,35 ile çarpar ve bir zahmet HP/DIN değerini bulur. Yani bu söylemin başına dönersek bir motorun ne kadar güç ürettiğini söylemenin (hem de bilimsel olarak) pek çok yolu vardır. Yeter ki siz ne türlü söylemek istediğinize karar verin. …işin komik yanı bütün bu saçmalıklar etik kabul edilir. BAH! edit: imla!
    1 puan
  39. 2.0 tempra bizim şuanki verilerimize göre yani PS olarak;148. 109 kW
    1 puan
  40. İlginiz için teşekkürler..
    1 puan
  41. Çarpışan araba gibi olmuş bunlar. Aslında genel bir buluşmayı böyle bir organizasyon ile birleştirsek güzel olabilir.
    1 puan
  42. Engine Oil Temperature, yani motor yağ sıcaklığı. Sensör olarak takılır, ford focus st lerde var olduğunu düşündüğüm veya başka bir sensörden bu verileri alarak göstergelerde yağ sıcaklığını gösterebiliyor.
    1 puan
  43. Slm.Berk kargo +Polen filtresi içinde ayrıca teşekkür ederim. Saygılar 3.Adet Hava Filtresi Sorunsuz Ulaştı Elime[emoji6]
    1 puan
  44. Mangalda fokurdayan pilavın sesini ve sucukların cızırtısını dinliyorum.
    1 puan
  45. Sayın Ayhan C. sanırım kokoreç de seviyorsunuzdur. Artık şu sevimsiz "Sayın" hitabından kurtulsak diyorum.
    1 puan
  46. Daha önce kullandığım Focus 2 ye göre Focus 3 şanzıman oranları kısa tutulmuş (6. vitese yer açmışlar ).bazen 3. vites te giderken sanki 2. vitesteymişim hissi veriyor.tabi gün içerisinde farklı araçlar kullandığım için (ford transit,seat ıbıza,pejo bipper) focusuma binip yol almaya başlayınca ara sıra hangi vitesteyim yaa ben diyorum.kısa bir sürüşten sonra alışıyorum duruma.yalnız şu 1. ve 2. viteste yoğun dur kalklarda hoplama zıplama olayı beni sinir ediyor.yazılım sorunumu artık her neyse ben servise derdimi anlatamadım.sanırım bu sorun 1.6 dizellerde var.daha önce konusu açılmıştı ama çare bulan varmı bilmiyorum.
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.