Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.820
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    717

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Nen,m değer tespiti için kullandığım kasko değer listesinde 2010 modeli 35.000, 2011 modeli 43.200 TL gözüküyor. İlanlara bakılırsa 34-35.000 civarın normal gibi, ama çoğunda bit yeniği var. Özetle 32.000'e verse mükemmel olur, ama bildik bir araba ise 36.500 de kabul edilebilir düzeyde. 81.000 bakımları düzenli yapıldı ise önemsenecek bir kilometre değil. Üzerine sizin yapacağınız mesafeye göre beklenti değişebilir.
  2. Her ne kadar söz konusu olan 1.0 motor değilse de Ford'un test süreçleri konusunda fikir vermesi açısından aydınlatıcı bir yazı: http://corporate.ford.com/news-center/press-releases-detail/pr-redhot-torture2658-new-ecoboost-29657 Özetini yukarıda yazmış bulunuyoruz zaten.
  3. Osman yazdıklarıma bakarak beni falcı mı sandın? Kasım'ı bilemem ama Aralık'ta eritilmesi gereken stok varsa düşer. Ancak şu sıralarda sipariş geçerken olukça dikkatli davranıyorlar, 1.0 EB filo aracı da değil, fazlası olur mu bilemem. Düşse de %1-2 oynar bence, ama pek ihitmal vermiyorum.
  4. Kötü yola düşürür adamı bu reklam!
  5. Renault 3 silindir 900 cc 90 PS, Clio, Captur, Symbol Fiat 2 silindir 875 cc 85 PS, Panda, 500L VAG 3 silindir 999 cc 60 PS (Atmosferik), Skoda Citigo Toyota 3 silindir 998 cc 69 PS, Toyota Yaris Şu anda aklıma gelenler bunlar.
  6. "Fazla naz aşık usandırır", bilmem ben de anlatabiliyor muyum? Aşk sevgi bunlar çok insani ve güzel değerler ama motora karşı duyulması gereken hisler de değil. Ben beğenmekle yetiniyorum. Avrupa'da çok yoğun olarak değişik kasalarda kullanılan ve satılan bir motor, bence son bir yılda yeterince test edildi ve bilinen bir sorun yok. 100.000 km üstü için beklemek lazım. Ancak Ford'un geçmiş motor üretim standartları gözönünde bulundurulduğunda sürpriz beklemiyorum. Motorun bekleyerek stop edilmesi ve kışın rölantide ısınana kadar çalışması ile ilgili bu forumda en az beş kere yazdım, yineliyorum. 1. Çok uzun süre yüksek devirde (>5000 dd, en az 30 dakika) seyir halinde olmadıysanız motoru bekletmeden stop edebilirsiniz, zaten otomatik start-stopu araçlar küt diye kapatıyor. Kaldı ki yanaşma, manevra yapma, park etme sürecinde normal koşullarda çalışan motor yeterli dinlenme/soğuma sürecine sahip olmuş olacaktır. Yani hanım için özel bir tedbir almaya ve onu zora sokmaya gerek yok. Aksini söyleyenlere kulak asmanıza da gerek yok, çok ikna edici olabilseler bile, hatta motor .ustası kılığında bile karşınıza çıkabilirler. 2. Soğukta motor çalışıp da düzenli rölanti tuttuğu anda motoru zorlamadan ve devir 2000'i geçmeden yola çıkabilirsiniz, motor daha çabuk ısınır ve daha az aşınır. Nedenlerini daha önce ayrıntılı anlatmıştım, forumda aratabilirsiniz. 3. Bekletip stop etmek ve ısıtıp yola çıkmak da özgür tercihiniz olabilir ama motor mekaniği açısından bir faydası olmaz, sadece sabit fikirlerinizin esiri olmuş olursunuz.
  7. Yakup mükemmel bir Otokoç servis müdürü olursun, hani şöyle bir süre konuştuktan sonra kum torbası niyetine kullanmak isteyeceğin türden...
  8. Bence makyajlı model için çok uzağa bakmaya gerek yok: İlk düzgün resim çıktığında bunla kıyaslarız artık.
  9. Her motor aksamları sorun yaşatabilir, termostat, su pompası, alternatör, yakıt pompası vb. sayılabilir bir çırpıda. Turbo sorun yaşatabilecek aksamlardan bir tanesi ama 40yıldır kullanılan bir aksam, yeni bir keşif değil, en azından otomobil dünyası için. Çapraz da sorgulasanız aklı başında kimse turbo motor kullanmanın sakıncalı olduğunu söylemeyecektir. Yineliyorum, rahat olun. Sorun yaşamak varsa kaderinizde isterse jet motoru olsun gene yaşayacaksınız demektir.
  10. Çevremdeki elli arabanın farı yanan tek örneği ben olunca güzelliği eksik olsun dedirtiyor. Hele ki farların zırt pırt yanıp sönmesinin ampul ömrüne olumsuz etkilerini bilince. Tabii sen şimdi "otomatik farı devreden çıkartma düğmesi yapmışlar ne güzel işte" dersin herhalde...
  11. Son zamanlarda sinirime dokunan bir durum: Güpegündüz hafif gölgeye girsem bile farlar otomatik yanıyor. Ortalık tamamen aydınlık ama ağaç gölgesinde mesela. Servise ayarı var mı diye sordum yok dediler. Anlamsız bir durum.
  12. Yeni makyajlı kasa için onay bekleyen Avrupa için geçerli bilgiler: Eylül 2014'den sonra satışa başlanacak Yeni 1.6 120 PS Dizel motor sunulacak, hem manüel hem Powershift şanzımanla Avrupa'da 2.0 150 PS ve 181 181 PS Dizel (ikincisi sadece Mondeo için olabilir) Ecoboost 1,6 182 PS yanında Ecoboost 1,5 181 PS de Powershift şanzımanla birlikte sunulacak. Umarım doğrudur, yılların eksikliği giderilmiş olur.
  13. @Mertcan Çelik, bu olabilir, bilinen bir markadır, kötü olmamalı @Yekta Abur, olmaması gereken bir ses, baktırın
  14. Haberlere de konu oldu, geç tebliğ edilen cezaların iptali ile kanunen ödememe hakkı var. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24882220.asp
  15. Paylaşım için teşekkürler. Yavaş da olsa sürücüsüz araca doğru gidiyoruz. Benim gibi araba kullanmayı sevenler için üzücü ama büyük çoğunluk için sevindirici gelişmeler. O değil de yeni Focus bu elektrikliye benzeyecekse sevmeyeceğim aşikar. Nedense pek itici geldi.
  16. 1. Yakında turbosuz motor kalmayacak 2. Turbo gecikmesi tarihte kaldı denilebilir. Sıradan bir atmosferikten çok farklı değil artık tepkimeleri, birde aşırı güç geldiği için geç tepki geldi zannediliyor, atmosferik motorda o güç hiç gelmediği için tepki anında olmuş gibi geliyor. 3. Turbo performanslı kullanırsa güç sağlar, güç de yakıt tüketimi demektir, edepli kullanılırsa atmosferik kardeşinden az tüketebilir. 4. Yüksek devirle ve aşırı sıcak ortamda çalışan küçük turbo pervanesi zamanla aşınma ve bozulma gösterebilir (120-150.000 km diyelim), tamiri kolay ve aşırı pahalı değildir. 5. Turbo kullanan bir daha kolay holay normal motora dönmez. 6. Boşuna vesveselenmeyin. 1.0 EB'a bindirsem sizi ve motorun özelliğini söylemesem turbolu olduğunu anlamanız pek kolay olmaz.
  17. Şimdilik hiç bir telefonun objektifi diyafram sistemine sahip değil bildiğim kadarı ile, f:2-2.4 arası sabit diyafram açıklığı var. Işık ayarı sadece perde hızı ve ISO kombinasyonundan sağlanıyor. Bu nedenle kısıtlı perde hızı alternatifleri yüzünden çoğu kamera programı ISO ayarına da dokundurtmuyor. Yeni nesil telefonlarda daha yüksek çözünürlüklü sensörler yanında etkin titreşim önleyici sistemler var, optical image stabilisator - OIS diye geçiyor, ve elden 1 saniyeye kadar titreşim netsizliği olmadan pozlama vadediyorlar, ne kadar gerçekçi test etmedim. Bu durumda ISO esnekliği biraz artar tabii.
  18. Sonbahar felsefe için iyi bir zamandır. Hani meşhur hikayedir ya; binlerce deniz yıldızının karaya vurduğu bir kumsalda adamın biri deniz yıldızlarını denize atma cabası içindeymiş başka bir adamda bunu görerek senin bu çaban neyi değiştirecekki diye sormuş.o da eline bir deniz yıldızı alıp denize fırlatarak bunun için çok şey değişti demiş...
  19. Akşamları pilim bitiyor, kendimi trafiğin akışına bırakıyorum, uğraşacak tepişecek mecalim kalmıyor, sabahları daha keyifli oluyorum.
  20. Sebep sonuç ilişkisini iyi kurmak lazım. Türkiye'de demokrasi her dönemde muktedirin "benim istediğim kadarını yapabilirsin" ifadesi ile özetlenebilir. Siyasi tartışmalara girmeden ve yandaşlık/karşıtlık cepheleşmesine dalmadan bu durumun bugün için de geçerli olduğunu söyleyebilirim. Çünkü kültürümüzde var, saltanatın torunlarıyız. Gene üniversitelere dönersek; bilim ve bilgiye paye vermezseniz gelişmez, bilim adamını tüccarın arkasına atarsanız yetişmez. Üniversite bilgi, bilim ve çok yönlü düşünen ve konuşan adam üretir. Bu hiç bir iktidarın işine gelmez, ne geçmişte geldi, ne bugün geliyor. Üniversitelerin bugünkü durumu 12 Eylül sürecinde başlatılan baskı ve sindirme politikasının sonucudur, en önemli sorunun adı da YÖK'tür. Bu edilgen ve her alanda rantiyeye prim veren iktisadi yapıda gelişme ancak birkaç sistem dışı kalan akıllı, çalışkan, dürüst ve vicdanlı adamın bireysel çabasına sınırlı kalır. Günümüzde üniversitelerin ekonomik sıkıntısı vardır, pek çok başka kamu kuruluşunda olduğu gibi, kötü yönetilmektedirler, pek çok kamu kuruluşu gibi, amacına hizmet etmemektedir, yine pek çok kamu kuruluşu gibi. Nedeni kadroların kötü olması değil, kadroların kötü olmasına izin verilmesidir. Ve 1983 yılından beri üniversitede görevli birisi olarak şunu da eklemem lazım hayatımın hiç bir döneminde bu kadar yoğun liyakattan uzak bir kadrolaşma çabası görmedim. Üniversite mensubu bilgi düşmanı olmayan toplumlarda baş tacı edilir. Bizde ise yandaş olmadığı takdirde yok edilir. Bu ifadem de genel geçerdir, güncel iktidar ile alakası yoktur. Sonuçta ne ekersen onu biçersin, büyüyüp gelişmesine izin vermez isen düzgün ürün bekleyemezsin. Bu gün sıralamaya giren üniversiteler de ya vakıftır ya da nasıl olmuşsa otonomisini koruyabilmiş olan kurumlardır.
  21. Bu otomatik kilitlemeye niye bu kadar taktığınızı anlamakta zorluk çekiyorum. Yola çıkarken kemeri taktıktan sonra el direksiyona dönerken bir de düğmeye dokunuversin işte, çok mu zor? İçinizdeki "hacker" ruhuna hakim olun
  22. Sence öyle bence değil...
  23. O kadar yol yapacağıma ya eve yakın iş bulurum, ya da işe yakın ev. Günlük git - gel 30 km yapıyorum o bile bunaltıyor.
  24. Heee, tabii, aldın EB'u kılıf hazırla kendine...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.