Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.827
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    721

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Öncelikle geçmiş olsun... Şunu baştan yazayım: Yaşadığınız olayın havaların ısınmasına bağlı frenlerin aşırı ısınması ile alakası yok. Fren balataları yoğun kullanımda 500oC düzeyine kadar ısınabilir, bizi bunaltan 40oC havanın bu ısıya etkisi neredeyse hiç olmaz. Fren performansında hissedilir düşüşe neden olması için sürekli yokuş aşağı ve sert fren kullanılarak hatırı sayılır bir süre seyir halinde olunması gerekir ki pratikte hiçbirimiz böyle kullanmıyoruz. Tabii bunlar güvenli kalınlıkta balatalar için geçerli veriler. Yukarıda bahsettiğim aşırı yoğun kullanımda en önemli tehlike balataların ısınmasından çok fren hidroliğinin etkisiz hale gelmesidir. Normalde 200oC üstünde olan kaynama noktası eğer nemden etkilenmişse ve örneğin >%3 su içeriyorsa kaynama noktası 130oC düzeyine iner ki bu değere yoğun kullanımda ulaşmak olasıdır, düşük ihtimal ama mümkün. İşte o zaman fren pedalında aşırı sertleşme ve fren performansında ciddi düşüş söz konusu olabilir. Su tutma tehlikesine karşı fren hidroliğinin iki yılda bir değiştirilmesi önerisi bundandır. En azından değişim olmasa bile düzenli su oranının ölçülmesi kabaca da olsa bir fikir verebilir. Sizin yaşadığınız durum yolla lastik arasında tutunma sağlanamaması halidir. Lastik aşırı yıpranmış değilse hemen daima yol yüzeyi ile alakalıdır. Antalya'da ben çok uyarırım, asfaltın yoğun kullanılan bölümleri yaz sıcağının etkisi ve üzerinden geçen araçların parlatması ile neredeyse buz ile aynı kayganlıkta parlak bir yüzey oluşturuyor. Bunu fark etmeyen sürücüler ya kayarak yoldan çıkıyor ya da freni tutmayarak öndekine tosluyor. Bu tür kazalarda sonra her zaman hafifletici nedenler ararız, "aslında çok hızlı gitmiyordum" başta gelen bahanelerden biridir. Geç fark etmek, geç fren yapmak, hızını doğru ayarlamamış olmak, asfalt yüzeyine dikkat etmemek bu tür kazaların olası nedenleridir. Yani şanssızsınız, o kadar... ABS etkisine gelince; ABS aracın fren esnasında yönlendirilebilmesine, yani direksiyon komutlarına cevap vermesine olanak sağlamak için tasarlanmıştır, fren mesafesini kısaltmak için değil. Kaçış manevralarına yardımcı olur. Bazı zeminlerde fren mesafesini kısaltabilir, bazılarında ise uzatabilir. Panik frende hemen hiçbir sürücü durmayı sağlayacak kadar sert ama kilitlenmeyi önleyecek kadar yumuşak frene basamaz. Bu deneyimi yaşamaya çalışmak ise hüsranla sonuçlanabilir. Öncelikle bu tür durumlara düşmeyin, ama panik fren gerektiğinde frene ve debriyaja eş zamanlı asılın ve ABS'nize güvenerek kaçacak yer ve yön var mı ona baka durun...
  2. Hangi bölgenin fotoğrafıymış bu? Ben de Antalyadayım. Bende de EB var, bakalım birlikte o bölgeye, fark var mı? Araç
  3. Hatırlamak ve hatırlatmak yetmiyor. AVM açma konusundaki enerjinin onda birini depreme dayanıklı imar planlarına harcasak ya... Kadercilik var serde, acı çekmeye razı ve ağlamaya hazırız. Öğrenilmiş çaresizlik örneği #133
  4. Akıl ve mantık Jetta der, gönül Volvo.
  5. Milletçe ölmüş eşek ararız, canlıysa da öldürürüz. Böyle şeylere kafayı takmamak lazım, akıllı, sağ duyulu ve anlayışlı insanlar da var ve her mal alıcısını bulur.
  6. Yok, yani tabii müşteri kaybetmek isterse reddedebilir. Not düşüyorlar müşterinin getirdiği parça takılmıştır/yağ konulmuştur diye... Ben özellikle nota yazdırdım FMW 5W-20 yağ konulmuştur şeklinde. Hep yazıyorum, aracın yetkili serviste bakımı yapılmadı diye garanti dışı kalması söz konusu olamaz. 1. Bakım peryodlarına uygun zamanlama ile 2. Doğru yöntem/işçilik ile bakım tablosundaki işlerin 3. Uygun vasıfta yedek parça kullanılarak yapılması halinde bakım nerede olmuş olursa olsun garanti geçerliliğini korur.
  7. Nesi son haber anlamadım. Ayrıca yorumları da doğru değil. Örneğin garanti süresince yetkili servislerin kullanılması ile ilgili tüketiciye getirilen bir zorunluluk yok. Kanun bu, yönetmelik de burada.
  8. Vites düşürme ile kalkış farklı şeyler. Sert kalkışta olan ses ön tekerleklerin traksiyonu kaybetmesi ve sonra birden tutunması ile binen yükten kaynaklanıyor. Özellikle ıslak zeminde dikkat çeker. Bu sesi bağlantıdaki videonun başında duyabilirsiniz. Ama bu sesin vites küçültürken olmaması lazım. http://www.otomobil.com.tr/video-test-ford-focus-1-0-ecoboost-125-hp/
  9. İletişim sorunu ya da temassızlık. Sök, WD40'la, tak... İletişimin temeli budur.
  10. Hayat böyle, biri yapar, biri yıkar. Sonuçta muhasebede kaç kere düştüğüne değil kaç kere kalktığına bakılır. Kolay gelsin...
  11. Fiesta 1.0 EB birinci yıllık bakım. 9538 km'de Yağ, yağ filtresi, yağ tıpası, hava filtresi değişimi. FMY 5W-20 5L yağı ben kendim aldım ve götürdüm, toplam maliyet 325 TL. Yağ 180 TL, işçilik 45 TL.
  12. Cem Boneval

    Vites Düşürme

    Bir daha yazayım: OLMAZ Rahat olun, motora kullanıcnın kolay kolay zarar vermesi mümkün değil vicdan ve izan sahibi ise... Özellikle soğuk motorda uç devirlerden, üst ve alt, kaçının yeter... Gerisi teferruattır.
  13. Nakil aracı için Courier uygun, keyif aracı için Focus'tan vazgeçmeyin. Biraz abartılı olmuş...
  14. Geçmiş olsun... Yeni yasaya göre değişim hakkı doğmuş görünüyor bence de. Bu durumda ya yedek araç ve onarım hakkını kabullenmek, ya da hukuk yolu ile değişim işini çözme seçeneklerinden birini kullanmak gerek. İlki sanki daha az sancılı olur bence. Ayrıca garantiden onarım sürecinde motor kapağının sökülmesinde hiçbir sıkıntı olmaz, ustaların bu işi abarttığına bakmayın. Tercih sizin tabii. Bu süreç marka bağımlı değil bence de, bu durumda çoğu kuruluş çamura yatar sanki... Ayrıca otomobil gibi farklı işlevlere sahip ünitelerin birlikte sunulduğu karmaşık bir yapıda değişim hakkı sadece bozulan kısmı kapsayabilir, ki sizin durumunuzda bu motor olacaktır. Diğer bir deyişle salt motoru değiştirerek garanti koşullarını yerine getirmiş sayılabilirler. Yani mahkeme yolu ile de tüm aracın değişim söz konusu olamayabilir.
  15. Cem Boneval

    Vites Düşürme

    Az tüketim için birinci kural düşük devir, ikinci kural sakin gaz ayağı.... Motor sağlığı ve ömrü açısından çalışma ısısına ulaşmış motorda 1000 dd altı ve 4000 dd üstünde olmadıkça pratikte bir fark olmaz.
  16. Katalizörün olumlu etkisini tek araç değil milyonlarca araç için düşünmek lazım. Tek aracın kirletmesini atmosfer ve insanlık dayanır dayanmasına da o milyonlar da tek araçlardan oluşuyor. Yani çevreye duyarlılık için gerekli ve şarttır. Nasıl kapalı yerde sigara içmiyorsanız, aracınızı da katalizörsüz kullanmayın. Ama tabii umursamıyorsanız, doğa ve insana saygınız yoksa söylenecek pek bir şey kalmaz ve düşüncelerimi öğrenmek istemezsiniz (sözüm meclisten dışarı). Muayenede katalizörün yokluğuna dikkat etmeyebilirler, ama hassas dürüstçe yapılmış bir egzoz emisyonunda çıkan değerlerle muayeneden geçememesi gerekir.
  17. Yani insanların hevesini kursağına tıkmakta üstüne yok. Ya bırak biraz mutlu olalım, biz bulduk zannedelim!
  18. Bu kadar detaycı olursanız yaşam ağır gelir... Yormayın kendinizi, vardır bir hikmeti. Cevap bulamadığımız soru çok
  19. Ben de tamamen alakasız bir açıdan yaklaşayım olaya... Fren performansında klima azalmaya neden olur mu? Hayır, ama daha fazla pedal gücü gerekebilir, şöyle ki klima kompresörünün yükünü dengelemek için işletim sistemi rölantiyi daha yüksek tutma eğilimindedir ve özellikle yüksüz akışa bırakıldığında bu durum etkisini gösterir. Viteste iken yavaşlamaya çalışıyor ve özellikle rölantiye yakın devirlerde boşa atıyorsan bu fren gücünün azaldığı hissini yaratabilir. Çoğumuzun bunu hissedecek kadar hassas ve dikatli olduğumuzu düşünmüyorum. Sende durum nedir bilemem tabii... Bunun dışında fren performansını azaltan en önemli etken aracın yüküdür, ailecek seyir halindeyseniz bu durum söz konusu olabilir ve klimayla tesadüfi bir örtüşme yaşanıyor olabilir. Bunun dışında sıcak da bir etken ama yoğun fren kullanımı olmadan (dağ inişi gibi) bunun kendini hissettirmesi çok zayıf olasılık. Hislerine güveniyorsan daha temkinli kullan. Baklavaların da günahını almayalım lütfen...
  20. Geçmiş olsun, Ozan güzel izah etmiş. Gerekli önlem alınmaz ize araç çalındığında kasko ödemeyebilir. Vale konusuna oldum olası sinirlenmişimdir. - Mekanın önünde birikmeden dolayı trafik tıkanır - Ne idüğü belirsiz adamlar ne idüğü belirsiz yerlere aracı çekerler, birkaç gün sonra aracında ne idüğü belirsiz çizikler bulursun - Kolaylıkla kendin yapabileceğin bir iş için para verirsin, üstelik okkalı bir miktar olmazsa bir de surat yaparlar - Anahtar kaybetme, anahtar kopyalama, sahte valelerin araç çalması gibi riskler taşır. Anamızın evinde uşaklı büyümedik, kendimiz park edip azıcık yürüsek ne olur? Hele ki taşrada bu konu görgüsüzlüğün güçlü bir dışa vurumu olarak karşımıza çıkıyor.
  21. Egzoz sesini boşver, videonun başındaki motor sesini duy yeter...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.