Cem Boneval

Yapma sevgili kardeşim, bir bilişimci olarak bakımlı bir araçta bunun gerçekleşme olasılığının günlük yaşantımızda kötü sonlanabilecek onlarca farklı senaryoya eşdeğer olduğunu hesaplıyorsundur eminim, kaldırımda yürürken kafana bir şey düşmesi gibi mesela... Okuyan da vahşi bir adam sanacak beni, halbuki tarfikte genelde temkinli ve saygılıyımdır. (Aaaa gene burnum uzadı) Sanırım Oktay dağlarda yanıma oturursa benimle tüm selamı sabahı keser. Latifeden takılıyorum, kimseyi canavarlaştırmak gibi bir arzum yok. Gokart, pist etkinlikleri, slalom yarışları vb. etkinlikler kurt dökmek için ideal. Caddeleri rahat bırakalım...

Daha önce de yazmıştım, DPF üniteleri külle tıkanmasın diye sülfat külü, fosfor ve sülfür (SAPS) artıklarından fakir yağ kullanımı önerilir. Bu yağlar da ACEA C grubunda tanımlanır. Bu yağların temel özelliği TBN (Total Base Number) değerinin daha düşük olması. TBN alkali rezervleri tanımlar, motoru temizleyen alkali özellikli deterjanlar ve yanma sürecinde oluşan asitleri nötrleştirecek alkali rezervlerinin olması motorun yıpranmasını azaltacak özelliklerdir. Diğer bir deyişle C serisi yağlar DPF'yi koruma ile motoru koruma arasında bir denge sağlamaya çalışırlarken, A/B serisi motor koruma önceliklidir. Olasıdır ki Ford daha etkin bir rejenerasyon sistemi kullandığı ve motorları genelde yağ yakmadığı/eksiltmediği için kül artıklarından çekinmiyor. Sonuç olarak soruya dönersek: C serisi yağ kullandığınızda teorik olarak motor aşınması göreceli fazla olur, ama bu görecelilik bence pratikte fark edilir düzeyde olmaz. Üreticinin tavsiyesine uymak, en azından garanti süresi içerisinde en doğrusu. Bu bilgileri kaç servis yetkilisi bilir onu araştırmak da size düşsün...

Tabii uygun... Kullanılabilir. Arkadaşlar yağlar mucize yaratmıyor, standartı karşılasın yeter.

Bu sözlere haliyle katılıyorum. İleri ve güvenli sürüş teknikleri konusunda bilgi ve deneyim sahibi olmadan performanslı araç direksiyonuna geçmek intiharın hafif şeklidir. Bir dönem 205 GTI, sonra 106 GTI furyası vardı gençler arasında. Kazasızı yoktur neredeyse piyasada, fazla güçlü ve hafif araçlar, fiyatı da uygun olunca gençlerin oyuncğı olmuştu, duvardan kazınanı çoktur. Bir S-Max sürücüsü olarak empati yapmanızı beklemek çok doğru olmayabilir. Ancak sürüş tekniğine hakim ve güvenlikten ciddi ödün vermeden aracının limitlerini zorlamayı sevenler için performans arttırımı önemlidir. Elbette her zaman daha hızlı olabilecek bir araçla karşılaşabilirsiniz, ve ne kadar modifiye etseniz de daha güçlü araçlar olacaktır. Ama maddi gücünüzün yettiği sınırlarda olabildiğince performanslı bir araç sahibi olma isteği bunu hobi edinmiş bir kişi için son derece doğaldır, ve bu süreçte motor gücünü arttırıcı program değişiklikleri de ödenen bedele karşı kazanılan güç açısından oldukça verimlidir. Ayrıca araç modifiyesine bütüncül yaklaşılmalıdır, motor gücü artan arabanın daha güçlü yaylara, amortisörlere, viraj denge çubuklarına ve fren sistemine ihtiyacı olacaktır. Ve elbette modifiye yaptıran kişinin önce kullanma becerilerini artırmak için çaba göstermesi gerekir. Hız ve güvenlik arasındaki dengeyi yakalamak ise işin en zor kısmı sanırım. Burada zeka, öngörü, dikkat, bilgi, yetenek vb. pek çok soyut faktör devreye giriyor. Herşeye rağmen bilinçli bir şekilde sınırların zorlanmasına karşı değilim. Söz gelimi benim kavgam hemen hep yol ile olmuştur, bir virajı güvenli olarak en yüksek hızda dönmeye çalışırken bulurum kendimi hep. Bunu becerebilirsem de başka araçlar ve sürücülerden hızlı olabilirim. O da bonus zevktir. Ama çoğumuzun içinde ilkel bir savaşçının gizlendiği ve kazanmak için savaşmaya hazır olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek lazım.

Caner Bey tam sentetik olması cazip gelse de Edge serisi Ford özelliklerini karşılamıyor. Castrol alacaksanız da Magnatec 5W-30 A1 olarak geçen ürüne yönelmenizi öneririm.

Bu durumda ya parça yanlış ya usta...

@Murat U., ben bu durumda ancak Castrol'a ne halin varsa gör, bir daha beni zor müşteri olarak görürsün derim.

Pist üzerinde bir - iki saniyelik farkları salt araç performansına bağlamak için aynı sürücü ile ve aynı şartlarda en az 30 tur ortalamasını almak lazım. Birkaç turla elde edilen veriler yanıltıcı olur.

Düz mantık kapak değişir, araç kullanılmaya devam edilir diyor. Ancak anlamadığım su kaçırmaya neden olan iki farklı arıza mı var? 45.000 km'de hortum değişimi ile giderilen ve sonra 7.000 km boyunca sorunsuz sürülen bir dönem sonunda yeniden aynı arızanın ortaya çıkması durumu var. Yoksa baştan beri onarılmadı ve siz fark etmeden öyle mi kullandınız. Bu dönemde hiç yüksek ısı gösterdi mi? Neden önemsiyorum? 1. Eğer arada fark etmeden su kaçırarak çalıştıysa motor bu katalizörün ve egzoz sisteminin ömrünü azaltabilir, onların da değişimini talep etmek mantıklı olabilir. 2. 7.000 km boyunca yüksek ısıda kullanılmış motorun aşınması göreceli yüksek olur. Hoş incelemede ısıya bağlı aşınma bulgusu yok. Nedeni belirlenen ve giderilebilecek bir arıza için araç değişiminin kabulü bana zor görünüyor.

Ozan'a katılıyorum. Fullmax serisinin düz 5W-30'unu kullanmalısın, C3 değil. http://www.opetoil.com.tr/opetoil_uploaded_files/product_file/TDS/TDS_FULLMAX_5W30.pdf

@Ercüment Balcı, Fren boruları 1. Darbeye karşı korumalı şekilde arkaya ulaşırlar 2. Kendiliğinden kolay kolay patlamaz çatlamaz 3. Ayrıca sızıntı yapan hidrolik seviye düşüşü alarmı verir 4. Egzoz sisteminden de özellikle uzak tutulur, aşırı ısınmayı engellemek için. Yine de çok merak ediyorsanız alttaki fotoğrafta mavi klipslerle tutturulmuş olan borulardır.

Aynam düşer, Kırıkkale marka sanırım... Keyfine göre kokpitten sesler gelebiliyor; ama sürekli ve rahatsız edici boyutta değil. El freninden ses mes gelmiyor. Nesini deneyeceğimizi de anlamadım, el frenini çekip arabayı mı sallayacağız, eğer öyleyse işimiz mi yok niye sallıyoruz?

Sakal bırakacağım...

Başka başlıkta yazdım benim tedarik fiyatlarım FMY (Opet) 5L 180 TL http://www.fmy.com.tr/urun/fmy-formula-fe-ultrabr-5w-20/28.aspx Petronas Syntium 4L 130 TL http://flcf.onion.it/commonfile/POR/pdf/1837_scat_POR.pdf İsteyene kargolatırım

Egzoz sistemleri paslanmaz çelikten yapılmış olsa dahi ısı farkları nedeniyle bir süre sonra yüzeysel paslanmaya açıktır. Zaman ilerledikçe pas da ilerler ve sonunda delinir, yeni egzoz zamanı gelmiş demektir. Kalite arttı eskisi kadar çabuk yıpranmıyorlar, yien de bu görüntü normal. Sıvıya gelince olasıdır ki ısı farkı ile olan yoğuşmadan arta kalanlardır.

Yanılıyorsunuz... Güç ve tork arttırımı yürüyen aksama değil aktarma organlarına, yanı debriyaj, vites kutusu, aks başları vb. yükü arttırabilir. Superchips gibi deneyimli kurumlar yaptıkları yeniden programlama sürecinde bu yükü zararsız düzeyde tutmaya gayret ederler. Ayrıca zarar verecek olan kullanma tarzıdır, sürekli dip gaz gider yüksek devirlerde ani vites değişimleri yapar ve sınırları zorlarsanız standart haliyle de motorun ömrünü kısaltırsınız. Özetle bilinçli yapılmış bir yeniden programlamanın aracınıza kayda değer bir zararı olmaz, garanti dışı bırakmak dışında...

Hayır ama yanak ve lastik hamur farkı buna neden olmuş olabilir. http://www.milliyet.com.tr/almanya-da-buyuk-skandal-/ekonomi/detay/1824939/default.htm

ADAC için değil senin öznel yorumlarına/sorununa yönelik yazmıştım...

Siz mutluysanız ne ala ama ben bu çirkinlikte bir parçayı asla aracıma takmam. Kaputu açmak gerektiğindeki zorluk da ayrı bir konu...

Fuat Beyin konusunu dolaylı olarak kirletiyoruz ama bir iki cümle yazmadan geçemeyeceğim. Test verileri bir fikir verse de mucizevi sonuçları arabanızda yaşayacağınız anlamına gelmez, tıpkı vitrindeki mankenin üstündeki elbisenin aynı düzeyde giyen kişiye yakışamayabileceği gibi. Dunlop Sport BluResponse kötü bir lastik değil, ama mucizevi de değil. Gönderdiğiniz tabloda "sırt deseni" olarak yansıtılan, sizin de olasıdır ki yanlışlıkla yanak deseni dediğiniz kavramın orijinal metindeki Almanca ifadesi "Verschleiss", bu da aşınma ya da lastik ömrü demek, bu şekilde okuyalım tabloyu. Lastiklerin fren performansı farklılık gösterebilir, ancak nesnel bir değerlendirme yapabilmek için tıpatıp aynı koşullarda test edilmeleri gerekir. Araç, yol, ebad, iklim farkı varken verilen öznel sonuçlar izlenimden öteye geçmez ve geçerliliği tartışmalıdır. Bu bağlamda Primacy 3 ile ilgili özellikle belirtilen bir zayıflık yok, tüm testlerde yeterli bulunmuş... Üretimle ilgili bir sorun olduğu düşünülebilir elbette, o zaman da doğrudan üreticinin yetkili servisne başvurmak ve incelenmesini talep etmek lazım.

1. Fren hidroliği sıcakta niye daha zor sıkışır? 2. Pompalayınca ne fark eder? 3. Pomplayacak kadar vakit yoksa ne yapmalı? 4. Cidden böyle bir sorun yaşadınız mı? 5. Eğer yaşadı iseniz acilen fren hidroliğini değiştirmenizi önereceğim. Not: 16 senedir Antalya sıcağında yeri geldiğinde limitleri ciddi zorlayarak araç kullanıyorum, bunu tozlu opraklı ralli parkurlarında trafiğe kapalı sürüşler de dahil, daha sıcaktan kaynaklanan fren zaafiyeti yaşamadım.

Parçalar orijinal olduktan sonra garantini etkilemez. Mutlaka üzerinde km ve parça numaraları yazan ayrıntılı fatura al. Ben şehirde iki yetkili servis olmasına rağmen genelde özeli kullanıyorum.

Akıl fukara olunca fikir ukala olur

FMY 5W-20 5L 200 TL Petronas Syntium 5000 FR 5W-20 4L 130 TL Kargo hariç fiyatlarıdır. http://flcf.onion.it/commonfile/POR/pdf/1837_scat_POR.pdf

17 janta geçme düşüncesinin cazibesine rağmen fiyat bana pahalı geldi. Çıkma jant ve lastik için fazla...