Mehmet Demir

aman ha bu yorumdan bir tatsızlık çıkmasın

burada sıkıntı ülkemiz yakıt politikası. rafineri çıkışı, dizel benzinden pahalı ama her nedense vergide dizelinki az olduğundan litre fiyatı ucuz. gemilere ötv siz yakıt veriliyor, madem öyle kamyon ve tır larada verilsin, diğerlerine verilmesin. birçok avrupa ülkesinde olduğu gibi fiyatları eşit olsa benzinli satışlarıda artar, euro dizel alıp, benzin ihrac etmeyiz.. madem dizel rafineri çıkışı pahalı, yurtdışından pahalı dizel alınıp, ucuz benzin satmanın mantığını anlamıyorum.. volvoda benzinli dizel arasındaki fark 1-2 bin tl iken diğerleri 7-10 bin tl fark istiyorsa, bu farkı bizim satıcılar mı kazanıyor, yoksa imalatçılar mı? dizel çok satılıyor diye, dizel benzinli arasına bu kadar fark konuyor ve farkın kaynağı, imalatçı firma ise, hem yakıttan, hem otodan çifte kazık yemiş oluyoruz.. yurtdışına bir dünya döviz çıkışı oluyor.. 48 bayağı çok, ben 6 tüketiyorum ortalama 34-36 oluyor.. testler ise 19 km ortalama max, 50 km ye çıkılan hızla yapılıyor

hafta sonu ankara ya gittim geldim.. 2 kişi+koşu bantı toplamda yaklaşık 220 kg yük yani.. deneyeceğim dedim ve hız sabitleyiciyi 2000 devir-93 km/s e ayarlayarak ankaraya gittim..3 saatte.. 2-3 rampada kamyon sollama sırasında verdiğim gaz hariç hep 93 km yi korudum. tüketim: 4,8 dönüşte ise 2500 devir-115 km.. tüketim 5,4.. 2.5 saat sürdü yolculuk...yük sanırım 170 kg dır.. bu konunun başlığındaki mesajımda bile 3 çocuklu 5 kişi+full bagajla rampalarda 5 e düşmediğimi yazmıştım, sadece 1 çocuk yerine bacanak vardı, o varken 2-3 rampada 5 e düşmüştüm.. bu yolculukta ise malumunuz zerre kadar sorun olmadan, en fazla 10 lt tüktim değerleri ile 6.vitesle tırmanışları yaptım.. bu forumdaki kullanıcıların 1.0 yorumlarını okuyupta, hala çeker mi? sorusunu soranlara, biraz fizik okumalarını tavsiye etmek gerek.

imkanı yok..tek başına en az 1000 tl dir. onuda yapamıyorlardır sanırım..

benim eski era nın motoruda öyle çalışırdı.. şıkır-şıkır diye.. benzer sesleri subapların yaptığı söylenir, özellikle lpg kullanan. ama ben satan kadar da sattıktan sonra alan arkadaştada bir soruna sebep olmadı.. şu anda benim arabada da uğultu geliyor göğüsten, oldukça hafif-kısık bir ses...ilk çalıştırmada..eskiden yoktu..1.0 da ilk çalıştırmada zaten bazı sistem sesleri çıkıyor, ön panjur vs vb..30 sn de kesilir o ses..ama bu uğultu tuhaf bir şekilde çoğu ilk çalıştırma anında çıkıyor.. kaputu açıp dinlediğimde bu ses yok.yani motordan geliyorsa bile dışarı vermiyor. o yüzden kafaya takmıyorum şimdilik..

zevk, renk, bütçe meselesi.. 2. el araç almıyorum ki.. ilk arabamı alacağımda baktım elimdeki parayla hyundai tarzı arabalardan 4-5 yaşında, toyota, opel tarzı arabalardan 8-10 yaşındaki alınıyor. çektim 9.000 tl kredi sıfır hyundai era almıştım..sattım, çektim kredi sıfır focus aldım..kısaca kimileri 2-3 yaşında araba alır 3 sene biner satar ve sürekli böyle yapar.. kimileri benim gibi.. ben piyasasını söyleyim size, 2012 aralık ayında ki fiyatı ne ise o..test aracı olduğu için 2 bin tl daha düşürtmeye çalışın.. ben 2012 aralıkta style 1.0 ı 47.750 ye aldım(aslında 49. metalik ve garanti uzatma ile) şimdilerde sahibinden de km si 25 bini geçik ve temiz olanlar 48-50.000.. vuruk olanlar 44-45 bin e gidiyor. o zamanlar smart paket 1800, tekno paket 4000 tl idi. hesaplayalım: 3000 tl titanium farkı, 1000 tl metalik, 5800 tl paketler +47750 : 57550..istedikleri fiyat normal....-2000..55.000 e alırsanız iyi olur.. ben olsam semih in yazdığı konya da binilmiş, ankara plakalı olduğu söylenen aracı alırdım. pazarlık var diyor. hemde 2013 model. gelin konya ya anlaştırırız servis müdürü arkadaş, tepeden tırnağa inceletiriz. sorun çıkarsa parasını o, çıkmazsa siz verirsiniz. o şekilde konuşun.. hayırlısı, karar sizin.. bizden görüşler bu şekilde..

araba alma sürecinde beni evime 2 kere test aracı ile bıraktılar. ben inince şöförün bir kalkışı var, sanki formula pistinde. motor herhalde 4-5 bin devri bulmuştur. yani arabaya hep test edenler, hep aynı güzargahta binmiyorlar. kılavuzunda bile ilk 1500 km, motoru zorlamayın, ani fren ve kalkışlardan kaçının yazar. acaba bu kurala uyuldu mu? daha araba 3000 km idi, tüketim 8 küsür litre idi. benim şimdi 6 litre tükettirdiğimi düşünürseniz, ya sürenler sürmeyi bilmiyorlardı, yada hor kullanmışlardı. 1 yıl olmadan, daha 5000 km gitmeden yağ eksiltirse hoş olmaz.. ve ya 50.000 e gelmeden baskı balata isteyebilir.. pas paslara değil, fren balatalarına bakın çünkü bu forumda bile 1-2 yılda balataları eskiten-bitiren arkadaşlar var (sert dur-kalk ın göstergesi olabilir) tekno paket olmadan smart paketlisini alırsınız, sıfır 60-61.000 tl ye..şu anki fiyat güncellemesinde zam gelmezse ki sanmıyorum. 5 aylık pazardaki daralma devam ediyor. ve şu anda fiyatlar geçen sene bizim aldığımız döneme göre ucuz, ötv ve en az %25 döviz artışını hesaba katarsanız

adamlar opel e, bmw ye, mercedes e biniyorlar.. güçleri hangi model ve yaşa parası yetiyorsa. benim gittiğim yerde mazda bayii vardı, epey mazda ya binende vardı yani.. ama fabrika, fuar şu bu gezilerine gittik park yerleri opel doluydu. ilk 5 aylık satışlarda vw ve reno 30, 27 bin, 3. hyundai 13 bin, sonra fiat, opel ve ford geliyor. ford 5000 altında.. ihracatta malı götüren ford, burada focus a önem mi vermiyor yoksa başka sebepler mi var mesela fiyat gibi bilemiyorum.. şansını artık makyajlı ve dizel otomatikle gösterecektir. bu sene böyle gider..

manuel olursa, ve orjinal lpg bir güzellikse, ben olsam liste fiyatı 38.000 olan, sanırım şu veya bu şekilde 36.500 e bırakılabilir. yeni hyundai i10 alırdım.. (malum i serileri avrupa pazarı için, oldukça kaliteli ve hep ncap ten 5 yıldızlı üretiliyor. 4 yıldız alanı oldu 6 ay içinde yenileyip 5 e çıkardılar, taviz yok yani..fiat panda 960 kg, i10 1060 kg(boyu 3.66 mt, eni b sınıfı arabadan 4 cm küçük..1.66 mt..250 lt bagaj.. b sınıfı sedan arabası 4.39 metre sadece 1080 kg..önceki era da 1133 kg dı..) esp, yokuş kalkış, lastik basınç vb çok iyi özellikleri var. sınıfının en ağırı sanırım.. ş.içi tüketim benzinli karma 5.2, ş.içi 6.5 litre, lgp li 7 lt yi geçmez.. burada handikap, fiyat ve manuel oluşu.. otomatiğide var ama benzinli ve daha pahalı.. 1.2 elite otomatik 41.500 tl..8 lt yakar.. http://www.hyundai.com/tr/tr/Showroom/Cars/Yenii10/PIP/index.html ** bu arada donanımı az ve hafif olan panda daha pahalı.. i10 yerli üretim..

şu sıralar ford servislerinde yine kampanya mı var yoksa konya müdürü yeni geldi, o yüzden sadece buraya mı özel bilinmez, bir sürü uygulamayı 600 küsüre yapıp birde navigasyon hediye ediyorlarmış. bizim buralarda tüm ford arabaların sileceklerine zarf içinde bırakmışlar broşürü.. kumaş koruma, motor koruma, klima kanalları temizliği, izolasyon(sanırım altını ziftlemeden bahsediyorlar), cila, daha vardı hatırlamıyorum.. isterseniz bir tel edin servislere

estetik önde geliyor.. 2. olası durumda, vidalanan yerin arkası boşsa, zamanla vida delikleri bollaşabilir..

kusura bakmasınlar kimse arabama oradan vida attıramaz.. yapacaklarsa, en arkadaki boşluğa girip, yine en arka yanlara aşağı bakarsanız iki koca vida var. o vidalara sabitlenecek kolçak üretmeliler. sol alttaki resimin aşağısında görünen vidalara sabitlenmeli..

AB etiket değerlerine bakıp en sessiz olanı yani en az db li lastiği almak lazım. çözüm mü, değil. çünkü 1 yıl sonra bir marka lastik yumuşaklığını korurken, diğeri sertleşebilir.. sıcak memleketlerde ise yumuşak lastik daha çok ses yapar.. lastik tecrübeleri önemli seçimde.. 68 db lik pirelli alırsınız mesela 2 yıl sonra 74 db ses çıkarabilir. 70 db lik michelin alırsınız 2 yıl sonra 72 db ses çıkarır vb.. yumuşaklıkta michelin, sağlamlıkta, pirelli ve goodyear tavsiye ederim..her markanın benim lastiğim sessiz dediği modelleri var. sitelerini incelemek lazım

evliysek, moser ı eşinize veya çocuğunuza verin.. yapacak başka bir şey yok sanırım, varsın kirli sakal gibi olsun.. illa 0 olmalı derseniz et benini cildiyeci tavsiyesi ile yaktırın-aldırın ve permatik traşa devam..kendiniz bile yaparsınız.

250 tl liği yeterli(şu anda kliksa da 230 tl), para çoksa 400 tl lik alınabilir. (mesela alperen g arkadaşın makina benimkinin bir üst modeli farkı, şarj durumunu daha ayrıntılı gösteriyor. bir şarjda benim ki 40 dk çalışıyorsa onunki 60 dk.. yoksa kesme performans farkı yok.. yeni serilerde 2D ler de sadece bıçaklar hareketli, 3D lerde kafa da oynuyor..elini yukarı aşağı, sağa sola eğmek zor gelmiyorsa 3D liği alıp 400 tl vermeye gerek yok) her sabah suratında 3-5 yer kanar, sakalların batar, tek tek çıkarmak zorunda kalırsanız vallahi bal gibi veriliyor.. 20 yılda 2 makina eskitmişim, 3. yü 4 senedir kullanıyorum..aşağı yukarı 3 makina 750 tl demek bugünün parasıyla. 20 yılda 750 tl çok mu??? 2-3 aylık benzin masrafı mesela 2. makinayı elektrikli olduğu için bıraktım(akrabaya verdim), eskidiği için değil..2. makinayı şarj süresi çok kısaldığı için bıraktım(lise 2 li çok sakallı öğrencime verdim, 50-60 tl masrafı var dedim, 6 ay sonra sorduğumda öyle kullanıyorum demişti), pili li-ion değildi. şimdikinde her istediğim özellik var. ben bittim diyene kadar kullanmaya devam ( o da motorunun yanması olur, ilk pil 7 sene giderse 2. pilide taktırırm zamanı gelince, 2-3 yılda birde bıçak değişecek. hergün traş olan için bıçak değiştirme süresi 12-14 ay: 100 tl ) işin maddi yönü ise çok farklı.. derby de var, permatikte, 3-5 bıçaklı titreyen gillette te..

30 gün dene iade et, kampanyaları oluyor. o dönemde alınabilir. zaten kılavuzunda yazar, cilde alışma süresi, her gün traşla 25-30 gündür diye. eskiden kuru tıraş vardı ilk zamanlar çok tahriş ediyordu, braunun eleği daha da fazla çünkü temas yüzeyi fazla. elek resmen ısınırdı. ıslak makinaları aldım alalı hiç kuru traş yapmadım, maksat az tahriş. dediğim gibi ama makinamı seviyorum berberin jiletinden daha iyi kesiyor, kalanı 2. kez üstünden gitmem gerekiyor. sorun benim sakallarda. şunu unutmamak lazım, makina cilt uyumu 5 kişide 2-3 kişide çok verimlidir. benim okulda arkadaş var ona da aldırdım, adamda öyle güzel cilt varki makina ile sinek kaydı traş oluyor. cildi tahriş olmadığından da hergün traş oluyor. pil önemli mutlaka lit-ion olmalı. iyi günlerde kullan, şimdiden sıhhatler olsun..

benim surat berbattır. sakallar bazı yerlerde cilde çok paralel. jiletle tıraş olduğum zaman sakal içeri giriyor ve sürekli iğne ile çıkart çek, pamuk tarlasına dönüyordu.. hala berber bile traş edemez. abi sende ne biçim sakal var diye sitem ederler çünkü boyun altında bir bakıyorsun yüzü yıkayınca, sakallar duruyor.. ve cildim malesef hassas.. çok çabuk kızarıyor. günlük traşa uygun değil. bu yüzden öğretmenliğe başladıktan kısa süre sonra makine ile traşa başladım..1.5-2 günde bir traş olurum iş zamanı. yazları ise 3-4 haftada bir kirli sakal şeklinde 0 numara ile makina traşı yaparım.. braun un elek makinaları suratımı aynı jilet gibi yapıyor, çok tahriş etti yıllar önce.. son teknoloji ürünlerini hiç alıp kullanmadım. ilk kez philipsle başladım ve 20 senedir philips makinalarını kullanıyorum. 1. philip 2 bıçaklı, elektrikli idi. 2. philips 3 bıçaklı, şarjlı ve kremli ıslak-kuru idi şarjı ancak bir traş gidiyordu en son, içini değiştirmek için 60 tl gibi fiyat istemişlerdi 4 sene önce, bende 3. yü aldım 3. philipsimi hala kullanıyorum, 3 bıçaklı, kremli ıslak-kuru.. içinde lit-ion pil var, 3 sene sonra geçen sene 3 lü bıçağını 100 tl ye değiştirdim. (makina hala 250 civarı olması lazım, tabi yeni dizaynı ile) yani şu anda 4. senesinde.. bir şarj beni 4-5 kere traş ediyor. sakalı düzgün, cildi makinaya uygun bir kişiyi 6-7 kere traş eder.. traş olunca yüzümü yıkar, bazı sakallı bölgelerin üzerinden yeniden geçerim..boynumun en alt kısmı kızarır 1.5-2 günde bir traş olursam.. araya haftasonu giriyorsa 3 gün sora traş olurum, sorunsuz keser.. arkasından nivea nın hassas cilti için balsamını ara sıra kullanırım. zaten philips makinalarının kremleri; nivea. (anlaşmalılar).. krem pahalıya gelmesin diye, eğer traşı akşamdan olursam, traş köpüğü ile traş olurum. sabah erken traş olursam makinanın içindeki kremle traş olurum.. sizlerede bu tür işleriniz için philipsi tavsiye ederim. ben bu cilt ve sakalıma göre iyi traş ediyolar diye düşünüyorum. gerçek kıyas için yeni braun ve panasonic alıp denemek lazım. bu kadar detaylı anlattım sizde de bendeki gibi sakal cilt sorunu varsa, ne olduğunu anlayasınız diye.. reklamlarını hatırlarsanız, malum 3 bıçaklı-5 bıçaklı jiletler çıktı..philipte "(sanırım)15 bıçakla traş olmazsınız ama philips le olabilirsiniz" derdi.. kaldır kes özellikli 15-30 arası bıçak var modele göre kullandıklarım malum eski model artık ama aşağıya muadillerinin linkini ekleyeyim: http://www.hepsiburada.com/liste/philips-rq1167-17-sensotouch-tiras-makinesi/productDetails.aspx?productId=sgphrq1167&categoryId=26012156 ** yeni modellerde krem kartuş yeri yok, önce köpük sürüp sonra traş olmanız gerekiyor ıslak ve hassas traş için düzeltici.. sakal-bıyık-burun http://www.hepsiburada.com/liste/philips-qg3340-16-erkek-bakim-kiti/productDetails.aspx?productId=sgphqg3340&categoryId=26012161 ** benim şu anda kullandığım su geçiriyor, aparatlar aynı ama yeni model su geçirmez.. benim makina bu: ama bu kadar pahalı olamaz eğer bulabilirseniz: kremi arkasına sıkıyorsunuz. traş sırasında düğmeye basınca üstteki iki bıçağın ortasından kremi az az, çıkarır, kıyma makinası gibi http://www.n11.com/philips-hs-8440-nivea-formen-tiras-makinesi-P24756008 köpüğüm: http://www.hizlial.com/nivea-formen-hassas-ciltler-icin-tras-kopugu/10013772 traş sonrası balsam, kızarıklıkların %80-90 nını 5-10 dk da yok ediyor: http://www.n11.com/nivea-formen-tiras-sonrasi-balsam-hassas-100-ml-P11800233 philips traş makinaları http://www.philips.com.tr/c/mens-tiras/28703/cat/

bir mesajda vardı sanırım hondanın direksiyonu ktlnedi diye. eski aracımın eps si ilk üretimlerde hatalıydı bir sürü eranın direksiyonu kitlendi. bu direksiyonla fazla oynamamak lazım diye düşünüyorum. tamam adamlar herşeyin farkında ama malesef teori ile pratik her zaman bir biriyle örtüşmüyor.

herşey güzel de bence "de" si var. mazda da bu işe maliyarlarca dolar arge ayırdı ve sonunda sky-active diye birşey çıkardı. şase den tutun, kaporta ve motordaki geliştirmeler dahil. komple yeni baştan yaratma. son çıkan mazdaların ağırlı ve yakıt tüketimine bakınca neleri geliştirdikleri görülüyor. kağıt üstünde değerler mükemmel. millet alsın kullansın göreceğiz bakalım. sade de gelecek olursak. araba dediğimiz şey metal yığını. tamam mühendisler çalışıp birçok şeyi hesap kitap ediyor ama otobanda 150 ile giden bir arabanın kasası biraz ağır olmalı. üretici diyorsaki benim arabam lego gibi milim hata yok, o zaman 1000 kg lık bir araba ile 150 km hız yapmaya cesaret edilir, eğer yolda sağdan, soldan, önden şiddetli rüzgar almıyorsa. sonuçta arabaya vw test pistinde binmiyoruz. C sınıfı bir araç en az 1200-1250 kg olmalı. focuslar 1300 kg ile ideal..opeller daha ağır, gereksiz.. arabayı hafifleterek dedemde az yaktırır, önemli olan teknolojiye yatırım yapıp mercedes gibi 1.5 tonluk arabaya az yaktırmaktır.

dün arabamı havanın güzel olmasınıda fırsat bilerek sonunda cilalayabildim. 1 aydır dersten kalan boş vaktimde güneşin çıkmasını bekliyordum. bugünde dahil 3-4 gün daha yağmurlu gözüküyor ama olsun. arabada cila kalmamıştı. yağmur suları boncuklaşmıyordu 1 - 1,5 aydır. en son geçen eylülde cilalanmıştı. cilanın nasıl yapılması gerektiği bir çok başlıkta mevcut. kısaca benim yaptığım en önemli şey. yıkamacıya güvenmem. bir kova su ile arabayı baştan aşağı yeniden sildim. amaç aracın her yerini görüp, çıkmayan leke, zift vb şeyleri çıkarmak. en önemlisi ise taş vurukları. bir çamurlukta, bir tane kapıda tespit edip rütüşladım.. ve cilaladım. resimler aşağıda..sabah çektim. yağmur gece yağmış, sabah çiseliyordu. cilalı araba ile cilasız araba farkını görebilir arkadaşlar.

tşk ler.. ama şu cümle muamma.. leke bırakabilir, kötüdür. ama parlaklık.. maşallah cilalı arabalarım her yıkamadan sonra çok güzel olurlar.. güvendiğimiz yıkmacı önemli sanırım burada..zaten 1 yılda 15 kere yıkatıyorsak bunun yarısı kadarını köpüklü yıkatıyorum..o da yukarıda bahsettiğim yerde..

500 ml lik bir şişe 3-4 kere cila yapar.. çok mu döktünüz.. bende bugün cilaldım her halde 3 veya 4 te 1 i bitmiştir.. 3M in sitesinde uygulama vieosu var bakarsanız ne kadar döküldüğüne ve yayıldığına.. bir kişi cilalar diğeri silerse 30 dk da biter.. üşenmeyin, kendiniz yapmaya devam.. 200 tl lik boya koruma diyen sizin aldığınız cilayı uyguluyor, 30 tl lik şişeyle 4-5 araba yapar makina kullanırsa..

bulaşık deterjanları içinde, çok aşırı yağ sökücü ve kurutucu özelliği var, o da boyayı oldukça yıpratıyor tarzında yazılar var. ne dersiniz? tabi sonuçta en iyisi oto şampuan ama....

bizim buraya yeni bir yıkamacı açıldı 1 yıl kadar önce. iş merkezi altında ve malum gölge olduğu için tercih ediyorum. ilk zamanlar yıkama sonrası farkettim ki cam da lekeler kalıyor. 3 yıkama sonra söyledim, en son ne zaman geldiniz, köpüğü değiştirdik dediler. benim gibi şikayet eden müşterilerinin olduğunu söylediler. o gün bugündür memnunum gerçekten. birde dış yıkama 10 tl, marşpiyeli siliyorlar, içerden camları siliyorlar, 5 tl de bahşiş verince her seferinde hoşgeldiniz deyip itinalı yıkamaya devam. sadede geleyim.. çarşıda da yıkamacım var ona hep sonax oto şampuan götürürüm. birde aldığımız makina ile arkadaşın bahçede yıkarız.. köpükler hakkında netten araştırma yapınca bir sürü iyi veya zararlı olabilecek şeyler öğrendim. kostik kelimesini sık sık duyarız, işte boyayı mahveder vb.. **sizerinde teyit etmesi ve bilgileri paylaşma adına bilgisi olanlar buraya yazsın dikkat etmemiz gerekenler nelerdir diye.. benim okuduğum yerlerde yazılan; kostik fazla ise köpüğün ph ı 12-14 arası olabilir. ve oto boyası için ph 11 den itibaren tehlike başlar uzun dönemde.. biraz kılızya birilerne göre belkide titiz, belkide milyar verdiğim kıymetli arabamı düşünüyorum, tutupta 8 yaşında komple boya ister hale gelmemeli. bugün elemandan kavanoza köpük doldurttum. eve gelene kadar sıvı hale geldi. okulda kimya lab da ph ölçer çubuklar var. 2 farklı firmaya ait. daldırdım ikiside ph 7 gösterdi, belki birine göre 8 dir. malum renk skalası net olmayabilir. ama 11 e çok uzak olduğu için, içim rahatladı.. sadece ph köpüğün kalitesi için yeterlimidir veya boyaya zarar verme aşamasında yeterli kriter midir? (destan yazdık ama... sabrınıza tşk ler...bugün yıkama sonrası arabayı cilaladım... mükemmel oldu )

bende de var ama bunu normal görüyorum. el freni çekikken yapıyor.. artık balata pabuçları mı yoksa balataları tutan yay mı birileri buna sebep oluyor.. diğer gıcırtı ise arka sağ koltuğun emniyet kemerinin oradan geliyor. bende sonra başladı, biladerin kinde neredeyse aldığı günden beri var. servise söyledik bir ara gelin halledelim dediler.