Mertcan Çelik

Bknz: Her yere gidip geziyorum ama forum buluşmasına vaktim yok diyen adam

bankalar kara para aklamakta kullanılmıyor mu? her türlü bahis ve şans oyunundan alınan vergiler devlete gitmiyor mu? alkol ve sigaradan alınan vergiler? buna göre vergi de haram vergi de vermeyelim...

Aynen öyle, arkadaşınızın kafasında kadın çorabı, elinde anahtar sinyallerini kopyalan bir zımbırtı ve anahtarınızla arasında bir duvar olduğu senaryo bu

Yav basit bir şey de ben açıklamayı becerememişim, anahtarın yaydığı sinyaller kopyalanıyor, sıfırdan direkt olarak yaratmak çok zor diye biliyorum, gerçi o kadar zor olsa anahtarın yedeğini yaptırmak da zor olmalıydı belki de o da sürekliy bir kopyalama sağlayarak yapabiliyor olabilir. Filmlerdeki gibi garajın dış duvarındaki dolaba neyim koyarsanız anahtarı, ki koymasanız bile bir kaç metresi var, eğer bir kaç tane alıcı sensör yok ise arabada, onu da kopyayalıp aktarınca açılıyor. Anahtarsız giriş olmayanlarda da ilk kez bastığınızda onu engelleyerek kopyalayıp, o aldığı sinyali bir kereliğine kullananbilenler varmış mesela, o da pek ilginç geldi bana. Teknotakip lazım

Tam da cüzdanı RFID sinyali bloklayacak şekilde içten alüminyumlasam mı diye düşünüyordum metrobüste temassız özelliği ile pos'la dolandırıcılık olayını duyduktan sonra, araba anahtarına da lazım demekki Normalde bu sinyaller tekrarlanamayacak şekilde şifreleniyor ancak İngiltere'de biri Volvo üzerinde bunu denemişti de demekki gereken etkiyi yapmamış. Korunmanın yollarından biri: Burada adamın kullandığı şey anti statik torbası, yeni hard disk'lerin çevresinden çıkan zımbırtı. Ya da evde araba anahtarınızı koyduğunuz yerin çevresini alüminyum folyo ile kaplayabilirsiniz

@Süleyman Ünal @Cem Boneval Bilim konusunda sadece gerçek hayattakileri paylaşmamız gerektiğini düşündüğümden bunu buraya ekliyorum, Galiba Black Mirror dizisinden alıntı emin değilim: Video ingilizce, en en en basit haliyle özetlemeye çalışırsam: Yapay Zeka ile uçan, içlerinde kafatsını delebilecek güçte şekillendirilmiş patlayıcı olan dronların icadının sonuçları: Eksik gördüğüm nokta ise EMP kullanımı, insanlar buna yatırım yaparlarken bir yandan da antisini, tekrar şarj edilebilir mini EMP bombalarını neyim düşünmüyorlar mı be ya, veya bu seviyedeki bir isabetle vurabiliyorsa bunları da vurabilen, büyük ihtimalle lazerli anti dron sistemleri illaki geliştirilecektir Benim call of oynama vaktim gelmiş

İleri teknoloji her şey öncelikle askeri sınıfta kullanılıyor zaten, daha iyileri çıktıktça teknolojiyi halka arz ediyorlar. Güncel sorunun cevabı hayır, yakın gelecetek yapay zekanın o kadar gelişme ihtimali çok düşük, esiri olabileceğimiz bir seviyede yapay zeka yaratma ihtimaliz bence yok. Bir yazılım hatası sonucu milyarlar ölebilir mi, evet, bunu planlayıp programlayan "Akıllı" bir yapay zeka olabilir mi, hayır, aptal bir yapay zeka olabilir mi, evet, terminatör ihtimalleri var mı, hayır, irobot ihtimalleri var mı, mümkün ama bence irobot'taki esir düşme halinin dışarıda radyasyon olduğunu zannetmesine sebep olan bir sensör değeri okuyan bir sığınak kapısının yarattığı esirlikten bir farkı yok. Evet ,ben de yapay zekanın sandığım gibi bir şey olmamasının hayal kırıklığından beri tüm konudan soğuyup, geleceğine dair araştırmalar yapmayı takip etmeyi bırakanlardan olduğumdan eksik yanlış varsa belirtin lütfen --3 dakika sonra eklendi-- İkisi de olması ümidimiz. Karar mekanizmasında ve etikte her zaman çok zayıf kalacakları için başka insanların hayatları söz konusu iken direkt olarak kullanılma ihtimalleri uzun bir süre daha düşük kalacak bence. Bakınız forumda da konusu daha önce geçen MIT'nin otonom sürüşteki araştırması, karşısında 2 seçenek olduğunda, ağaç ve yaşlı teyze, hangisinin etik olduğunun araştırılması. Bence bu kısmın kriterlerinin belirlenişi, "Black Mirror" dizisindeki şişman ablalı bölüme doğru götürebilir, sonucunda da genç bilimadamı mı, 2 çocuklu anne mi sorusunun cevabı, 1 kişi yerine 3 kişi olmayabilir --4 dakika sonra eklendi-- Şu foruma şu kadar uzun yazmamı engelleyen bir yapay zeka istiyorum

Cem abinin dediği gibi tespit ve yakınma yerine her ne kadar ümitsiz görünse de çözüm üzerine istişare etmeli ya da biraz da "ben olsaydım" modunda olmalı. Gereksiz uzun olabilir yine çok mühim bir şeyler beklemeden okuyun olur da okursanız lütfen 100 kere bence yazmamak için her cümlenin başında sonunda arasında tepesinde bence olduğunu varsaymanızı ve bunların hepsinin benim tamamen kendi tecrübelerimden, yani bir tarafımdan uydurduğumu unutmamanızı diliyorum Benim olur da çocuğum olursa bence öğrenmesi çok mühim olan 2-3 şey var: -Biri ingilizce, Dünya'daki en geniş bilgi kaynaklarına direkt erişim sağlamanın en kolay yolu, bu devir de MOOC (Massive Open Online Courses), yani "kitlesel açık çevrimiçi kurslar". Anadolu üniversitesi sağolsun Türkçe'leri de var artık da en çok ingilizce olarak bulunuyor. Bir çoğu bedava, ister "self-paced", yani ne zaman ne kadar zaman ayıracağınıza siz karar veriyorsunuz, isterseniz de dönemlik olarak derslere katılabiliyorsunuz düzenli ve online olarak hocanız ve sınıf arkadaşlarınızla iletişimde olabilirsiniz. -Bir diğeri öğrenmeyi öğrenmek, böyle basitçe ifade edilebilse de öğrenmenin yeri yurdu yaşı başı ucu bucağı olmadığı için bunu uzatmadan anlamanızı umuyorum, çünkü bunun milyon tane yolu olsa da ve hangisinin iyi olduğuna "tut ki" karar verdik hangisinin Türkiye gibi çok çeşitli kültür ve etnik sınıflarının bir arada olduğu bir ülkede uygulanabilir olabileceğine karar verebileceğimiz günleri görmeyi de çok istiyorum. Bunu faydalı şekilde yapmak için de bir kaç şey gerekiyor, biri özdisiplin ya da neyin önemli/öncelikli olduğuna karar verebilmek. Bir de bu devirde dış etkenlere saat olarak aylarımızı harcayabilecekken bize zevk/mutluluk veren şeyleri erteleyebilmek. Bunu da Türkçe altyazı seçebileceğiniz bu video ile belirteyim: -diğeri de bir önceki maddede de belirttiğim gibi öncelikleri belirlemek, tabi bunun için ne istediğini belirlemek lazım, bu devirde bunu yapmak hiç para vermeden MOOC üzerinden deneme yapma gibi bir imkan olduğu için daha kolay olsa da hiç bir şey kararlılık olmadan olmayacağı için bu maddeyi kararlılığa çeviriyorum an itibariyle. Bu yoldaki yardımcılarınız da merak, kendi isteklerinizi, bencillik seviyesine getirecek ama sosyal hayattan kopmayacak şekilde önceliğinize almanız, ve öğrenmeyi iş olarak görmemeniz olabilir. Para kazanmak tek başına hiç bir zaman maddi bağımsızlığa götürmez, insanlar yüksek maaş aldıkları işlerde mutsuz olmalarına rağmen devam ediyorlarsa bu uzun vadedeki maddi bağımsızlıklarını hedefleyecek şekilde hareket etmemiş olmalarından kaynaklanıyor. Burada para kazanmak için okunmaz edilmez denirken sokakta yaşayan bir profesör olunsun denmiyor da 2000 lira maaş alırken krediyle ayfon alan birinin diploması olmuş olmamış ne fark ettirir denmeye çalışılıyor bence.

Ohannes o nasıl olmuş öyle be ya, geçmiş olsun

Bir yerde basınçtan esneme yapıp basınç bitince, yani su/buhar boşalınca/azalınca, normale dönüyor büyük ihtimalle. Başka bir açıklama gelmiyor aklıma, bunun da sebebi belirtildiği gibi eski aşınmış bir boru olabilir.

Videoyu atın da biz de izleyelim bari. Ben artık şaşırmıyorum, arabayla giderken girebildiği her aralığa giren adamın aracını küçültürsen aynı mantaliteyle benzer hareketler yapmaya devam edecek tabiki de. Ciddi bir önlem de çok alınamıyor, özellikle İstanbul'da, çünkü trafik bu kadar büyük bir sorun iken hızlı evrak/yemek/kargo taşınması için bu kadar ucuz ve efektif bir alternatif yok, bu yapılaşma devam ederse de olamayacak tabiki de. Denk gelmemesini umarak kabullenmeye çalışmaktan başka yapacak bir şey de yok bence, A2 ehliyet alıp, görmüyor musun etmiyor musun ve benzeri laflara, "Sen motorcu olarak öngörmezsen öleceğinin farkında değil misin" sorusu sonrası elleri açıp karşısında El Fatiha okumayı bir alternatif sayamıyorum, ama güzel bir karşı troll olur, umarım yapacak kadar sinir edecek birine denk gelmem.

Artık gerekli olmayan sayfayı mı alıp geri mi verdiler? Bana vermediler mesela, hatta bunu da bilmediğimden gidip sordum adama bir sayfa eksik diye, o artık yok dediydi. Ağustos 2'de randevu alıp 3'te gitmişim

yıkatınca oluşuyor demişler ya la gavur forumunda: http://www.civicx.com/threads/dent-above-passenger-doors-accident-or-body-issue.3002/ Bu da o forumdaki istatistikler: --2 dakika sonra eklendi-- İşin içine edip batırıp sonra da harakiri ile "onurunu korumak" bana amansız saçma ve, büyük konuşmak istemesem de, kolay geliyor. Milyar dolarlık zararların altından kalkmak, şirketin itibarını tekrar toplamak kendi bağırsağını kesmekten kat kat daha zor bence.

Buradaki habere göre de: https://www.theguardian.com/business/2017/oct/11/japan-kobe-steel-scandal-ford-toyota-honda-mazda-boeing Şirket hisseleri 1.6 milyar dolarlık değer kaybına uğramış Adamlar Ford Toyota Mazda Subaru Boeing ve Mitsubishi Heavy Industries'e de ürün tedarik ediyormuş. İngiltere'ye verilen trenler de etkilenmiş. Veri inceleme sertifikalarının uygunsuzca yeniden yazıldığı ve şartlara uyar gösterildiğini kabul etmişler ve olayı incelemesi için şirket dışından birilerini de tutmuşlar. Büyük skandal, bakalım ne olacak da Honda'nın direğindeki çökme, trenler ve uçaklarda kullanılan malzeme ile karşılaştırılınca hiç bir şey tabiki de...

Resmi site: http://www.tourofturkey.org.tr/TR Etaplar:

Mac üzerinden denese Cem abi bir fark olur mu?

Bilgisayar verileri değerlendirmekte çok daha hızlı bu tartışmasız da değişken rüzgarda uçağın tepkilerini öngörmekte tabiki de yetersiz kalır malesef. En azından şimdilik öyle görünüyor. Tabiki belki de daha iyi olan bir bilgisayar yapay zeka var ancak bunu kullanmak veya sorumluluğunu almak maddi olarak mantıklı olmadığından tercih edilmiyor olabilir. E niye o zaman ikisini birleştirip ortak destekli bir sistem yapmıyorlar, insanlar bilgisayarlarla o kadar hızlı etkileşime geçip karar mekanizmalarını tamamlayamıyor, bilgisayarlar da karar mekanizmalarında kullandıkları verileri insanlara yeterince hızlı aktaramıyor. Bunlar hep benim gözlem düşünce ve yorumlarım, üzerine makale okumadığım için ne kadar dolu atıp tutmalar bilemiyorum

İlki belirtildiği gibi sorun değil, hatta yazılım güncellemesiyle gelen ve vites geçişlerini rahatlaması için olan bir şey, benim eski arabada da vardı. 2.yi çok anlamadım da dizelin düşük devirdeki titretmelerini ben hiç umursamıyordum.

Arıza olasılığı çok çok daha düşük, wear out denen yazılma ömrü var, o ömür bittiğinde direkt bozulmuyor, sadece yeni dosya yazamıyorsunuz, teorik olarak ömrü biten ssd'deki dosyalar kaybolmuyor yani. Herhangi bir hdd'nin çalışırken 30g çalışmazken 250g gibi bir dayanımı olduğu söyleniyor (Kaynak: https://www.wdc.com/content/dam/wdc/website/downloadable_assets/eng/spec_data_sheet/2879-800002.pdf ) Bunun çok çok altında hareket ettiğinde de bozulmuşluğu bolcana var malesef. SSD'de böyle dertleriniz genelde yok. Ne zaman aldığımı hatırlamadığım, 1241 kere başlatılmış, 21025 saat açık durmuş ve bunun neredeyse tamamında ana işletim sistemi diski olarak kullanılmış 128gb samsung pro'mda 85%'i duruyor.( Kaynak: https://superuser.com/questions/1037644/samsung-ssd-wear-leveling-count-meaning) 128gb'a denemek için işletim sistemim sığar diyorsan abi yollayayım bunu, 1-2 hafta evdeki ikinci bilgisayara zaman ayırmayacağım gibi görünüyor, memnun kalırsan kendine 512'lik alırsın ya da ana hard diski cd slotuna takarsın

Bir de dayım bu lenovo'nun katlanırlarından almış 2 yıl önce pro'lardan birini, bir sorun yaşamadım dedi --0 dakika sonra eklendi-- Aktif olarak da kullanıyor

Bu trollemeyi yapmaktan kendimi alıkoyamayacağım: "Tut ki gerekti" senin kaç gb ram'in vardı ve de yetiyor mu? --17 dakika sonra eklendi-- Şurayı okurken öğrendiklerim ve önereceklerim: https://www.notebookcheck.net/Face-Off-Lenovo-Yoga-3-Pro-13-vs-Asus-Zenbook-UX360CA-vs-Dell-Inspiron-13-7359.168256.0.html -Lenovo ve Asus, nalet Apple'a mı özenmişlerdir nedir, ramleri lehimlemiş, yani sonradan daha çok ram isterim malesef ki yok. -Asus iyi güzel de ekranına dair olumsuz yorumlar gördüğüm 2. veya 3. inceleme bu, fırsat/imkan varsa kesinlikle ekranına bakmalısın abi fotoğraf işleyeceğin öngörüldüğünde. Diğerleri ile karşılaştırıldığında yine hiç fena değil de dış mekan kullanımı ve parlaklıkla ilgili olumsuz bir kaç yorum var malesef. -Asus'taki en büyük sorun tablet modunun devreye girmeme sorunu imiş. Amazon'da filan adamlar isyan etmişler, 2-3 kere sıfır laptop ile değiştirmesine rağmen sorunu çözülmeyenler var. O işten çekindim açıkçası. -Dell Inspiron 5378, Lenovo Yoıga 510-520, Hp Pavilion X360 fiyat olarak daha düşük, 3000 tl civarı olan alternatifler ancak hiç birinde SSD yok Tüm özellikleri aynı olmasına rağmen ürün kodlarındaki farklılık sebebiyle fiyatı fark edenler var Asus'ta onu tam çözemedim bakınacağım. Özetle Lenovo Yoga 710 ile Asus UX360UAK, Lenovo mu Asus mu dedikten sonra Lenovo'nun 720'sine 900'üne filan da bakılabilir de bu seviyede SSD boyutu haricinde işimize yarar bir değişiklik göremedim ben. Bir de Asus'ta Bluetooth yok. Evet, bluetooth'suz araba kalmadı hala laptop'a bluetooth koymuyorlar, yıl olmuş 2017... Bir de 256gb ssd'de 210 512gb ssd'de 420gb aktif kullanılabilecek yer vardır. Bunun da kabaca 50'si windows'a gitse, ki Ozan windows 10 kullanan biri olarak doğrulasın bunu, benim windows 7 27 gb alıyor, driver'lar onlar şunlar bunlar derken temel zımbırtıların en fazla 50 alacağını varsayıyorum, bu da geriye 160-370gb kullanılabilir yer bırakır. Ben usb/external taşımam kesinlikle diyorsan abi içindeki ssd'yi değiştirmenin zorluğu ve garantiye etkisine bakmak lazım lenovo seçersek.

Salak gibi Yurt içi kargo varken aras olsun dedim daha ucuz diye, ümitköye gelecek şeyi ulusa yollamışlar, yetmemiş onun altındağa yönlendirmişler, gidiyorum transfer olacak 3 civarı diyor, transfer aracı geldi sizin kargonuz ilk gittiği şubede duruyor diyor, oraya gidiyorum onlar da gidip sabah ana transfere yollanmıştır diyor, internette hala o şubede görünüyor. Böyle bir aptallık yok, telefonu açtıkları da neredeyse yok, müşteri hizmetlerini aradım 15-20 dakikalık bir süre tamamen o bile meşguldü. Aras dedik kaç yıllık kurumsal firma hem şubesi de daha yakın dedik gördük...

Benim de Apple öneresim gelmişti de vazgeçmiştim ne gerenk var diyerekten. Adaylar arasında Asus Zenbook, Dell inspirion ve Lenovo Yoga var. Önerdiğin model için şurada çok güzel bir inceleme var abi: https://www.ultrabookreview.com/11810-asus-zenbook-ux360ua/ Bu adam direkt en alınasılar arasında 2. sıraya koymuş, ilk sırada HP Spectre x360 13 var, ben hp'yi narin bulduğum ve fiyat farkı çok olduğu için eledim, Lenovo Yoga 900 var, ciddi benzer özelliklerde, SSD'si biraz daha küçük ama bu devirde 64 gb usb 3.0 belleklerin gayet küçük ve kullanışlı olduğu düşünülürse ya da upgrade durumuna bakılırsa olabilir gibi duruyor. Yurtiçi yurtdışı yorumlarına biraz daha bakınmak gerek, uzun vadeli kullanımda menteşelere ne oluyor meraktayım ben de. sayende de bu kadar detaylı inceleyen bir site de bulmuş oldum abi

O zaman şu anki laptop'ın tam marka modelini rica edeyim abi, bunlar için yeni laptop almaya değmez bence, sdd+ram upgrade, üzerine araştırıp laptoplar için olan powerbank ya da eskisinin extended yedek bataryası daha "mantıklı" olur. Tabi biraz önce 16 gb daha ram siparişi vermiş biri olarak mediamarkt ya da benzeri teşhir ürününün bol olduğu bir yere gidip dokunma hislerini/kullanışlılıklarını karşılaştırarak markaya karar verdikten sonra aynı serinin yine uzun pil ömürlü bir kaç alt modelini tercih etmeyi önerebilirim. Tabi bunda da sorularımız: kaç inch olmalı, minimum kaç saat batarya ömrü olmalı, ağırlık ve boyutlar ne kadar önemli, bir de katlanabilir olması zorunlu mu? daha da detaya girersek hangi fotoğraf işleme programları? bir öneri isteyip bir cevap almayı uman insanlara bu kadar soru sormak bence yanlış da bunları bilmeden verilen cevaplar bence daha da yanlış