Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×

Genel Arama

'boya mikron' için sonuçlar gösteriliyor. Not:En az dört harfli arama yapınız.

  • Etiket'e Göre Ara

    Aralarına virgül (,) koyarak ekleyin. Etiket nasıl kullanılır bilmiyorsanız lütfen boş bırakın. Öğrenmek için tıklayabilirsin
  • Yazar'a Göre Ara

İçerik Türü


Forumlar

  • Ortak Alan - Sosyal
    • Forum Duyuruları & Kuralları
    • Tanışma
    • Hayattan Paylaşımlar
    • Fotoğraflar - Videolar
    • İlanlar
  • Ford Garajı
    • Focus I
    • Focus II
    • Focus III
    • Focus IV
    • Ford SYNC Sistemleri (Tüm OEM)
    • Ford Genel Bakım ve Yedek Parça Bilgilendirme (Burada Soru Sormayınız)
    • Servis & Usta Önerisi (Sorun Yazma Yeri Değil)
    • Focus C-Max & Grand C-max
    • Fiesta
    • EcoSport (CUV)
    • Puma (CUV)
    • Kuga (mCUV)
    • Mondeo
    • Focus ST & RS
    • Ranger
    • Diğer Ford Modelleri
  • Diğer Markalar
    • Vag (VW)
    • Diğer Markalar
  • Sponsorlar & Anlaşmalı İş Yerleri ve Kampanyalar
    • ER-OL Otomotiv - Ford Yedek Parça
    • Kampanya ve Anlaşmalı İş Yerleri
    • Sponsor Olarak Başvurmak İçin
  • Otomobiller Hakkında
    • Otomobil Sohbetleri
    • Otomobil Önerisi
    • Ford Dünyasından Haberler
    • Genel Otomotiv Haberleri
    • Testler & Karşılaştırmalar & İncelemeler
    • Bizim Test ve Yorumlarımız
    • Lastik ve Jant Seçimleri
    • Araç Temizliği, Boya ve Çizik vb.
    • Sigorta, Kasko, MTV, Ceza ve Muayene
    • Teknik ve Faydalı Bilgiler
    • Motor Sporları
    • Yakıt ve Lpg Konuları
    • Bakım - Servis & Yedek Parça
  • Aslan Cimbom Forum: Galatasaray
  • En Büyük Fenerbahçe Forum: Konular

Günlükler

  • Y.Çağatay'ın Gözüyle
  • The Chronicles
  • Ben ettim, sen etme!
  • Cembo'nun Not Defterinden

Kategoriler

  • Focus Mk3
  • Focus Mk4
  • C-Max Mk2
  • Kuga Mk2

Şurada arayın...

Şunları bulun...


Oluşturma Tarihi

  • Başlangıç

    Son


Son Güncelleme

  • Başlangıç

    Son


Sayısına göre filtrele...

Katılım

  • Başlangıç

    Son


Üye Grubu


MSN


Website URL


ICQ


Yahoo


Jabber


Skype


AIM


Şehir:


Arabam:


Meslek:

Arama sonucunda 1.927 sonuç bulundu

  1. Oldu. Bilmem, siz alırken çıkardınız mı sorun? Ne için? Ford servislerine gidip boyayı kontrol ettirebilirsiniz. Sıfır olsaydı belge verirlerdi o da uygundur diye sadece İlgili mevcut yazılar: https://www.focusclubtr.com/search/?&q=boya mikron&sortby=newest
  2. Söz konusu araç her ne kadar Volvo S40 D2 olsa da, TDCİ 115 ile aynı motor olduğundan burada sormakta bir sakınca görmedim. Bu nedenle sorumu burada sordum. Kayınpederimin yoğun ısrarı, tutku derecesindeki S40 isteği sebebiyle 2012 model 88 Bin km de Volvo S40 D2 (tüm opsiyonları satın alınmış bir arabaydı) arabayı yaklaşık 13-14 ay kadar önce 66500 TL ye satın aldık. Aldığımız yerde ekspertiz yaptırdık. Ekspertizde satıcının bize söylediği bagaj kapağında bir miktar boya ve satıcının söylemediği sol ön çamurluk ile sol ön kapıda da boya çıktı. Mikron seviyesi de çok absürt değildi. Alt takımında yürüründe vs de bir problem yoktu. Motor performansı da % 93 çıkınca almaya karar verdik ve aldık. Aracı Antalya'dan satın aldık. Benim Focus 3 dizel arabam ile yolda sıklıkla denedik. Benim arabam ondan kısmen daha performanslıydı. Ankara'ya geldiğimizde benim arabam S40'tan kısmen daha az yakıt tüketmişti. O zamanlarda bir sıkıntı görmedik ama akabinde arabanın başımıza açtığı sorunlarla uğraşıp duruyoruz. 90 bin km bakımı için Ankara VOLAN'a gittik. Hava filtresi değişmedi, mazot filtresi değişmedi 600 TL bakım masrafı çıkarttılar. Ayrıca Xenon ampülü de kırık çıktığı için 300 TL de ona ödedik. Bir süre sonra arabanın direksiyon kutusu arıza verdi. Ankara'da Volvo'ya falan bakan özel bir serviste direksiyon kutusunu tamir ettirdik. 900 TL. Bir süre sonra araba su eksiltmiş, gösterge ekranında bir ışık yanmış falan derken, su ekledik doğru sanayiye. Orası burası derken motorda donma riskine karşı su tahliye tıpaları varmış. O tıpalar ÇÜRÜMÜŞ. Artık içinde ne vardıysa. 900 TL de ona masraf ettik. Derken kış aylarının gelmesiyle beraber sabah duman atmalar, aşırı yakıt tüketimi, ciddi performans kaybı vs sebeplerden enjektörlerde problem olduğu ve bakımının ya da tamirinin yapılması gerektiği söylendi. Yine Ankara'da direksiyon kutusunu tamir eden Volvo özel servisine götürdük. Enjektörler tamir edildi. Tabi şu yapıldı bu yapıldı bilemiyorum. Muhtemelen memeler değişmiştir falan filan. Ancak maliyet 3500 TL. Yani arabayı aldık alalı sorunuyla derdiyle uğraşıyoruz. 300 TL Xenon ampülü 900 TL direksiyon kutusu 900 TL Su tahliye tıpaları 3500 TL enjektörler olmak üzere toplam Ankara'ya gidiş geliş falan derken 6000 TL nin üzerinde masraf yaptık arabaya. Benim merak ettiğim meseleyse enjektörlerin 3500 TL ye tamir edilmiş olması pahalı değil mi? Enjektör tamirinin maliyetleri normalde ne kadardır? Bilgisi olan varsa ve tecrübelerini bizimle paylaşırsa sevinirim.
  3. Otorapor İstanbul/Bostancı şubesinde deneyimim oldu. Şöyle ki; satmak için ilana koyduğum aracı, alıcı arkadaş Otorapor'a götürdü, en üst paketi aldı ve detaylı expertiz yaptırdı. 80 dakika kadar incelendi araç, alıcı arkadaşa durumu aktarıldı. Aracın durumunu anlatacak olan Otorapor çalışanına, alıcı arkada 'aracın durumu nasıl' dedi ve otorapor çalışanı sırıttı, ilk olarak burdan kıl kaptım zaten. 4 amortisör patlak(amortisör test cihazında kötü performans göstermiş), arka salıncaklar sökülüp takılmış, 6 parça boya + 1 parça değişen var, turbo hortumunda ve turbo hattında terleme var, ön lastiklerin markası ile arka lastikleri imalat tarihleri aynı değil, ön salıncak lastikleri eskimiş, araca ses izolasyonu yapılmış, koltuk döşemesindeki iplik kaçmış vs vs.. uzun uzuna anlattı. Ben alıcı arkadaşa 5 parça boya + 1 parça değişeni söylemiştim fakat ilave bir parçayı bende yeni öğrenmiştim. Expertiz raporundaki boyalı olarak işaretledikleri parçalara baktım, 5 parça boya işaretlemişler. Otorapor sorumlusuna itiraz ettim ' raporda 5 parça boya işaretlemişsiniz diye', yine sırıtarak kağıdı eline aldı, ' yanlış işaretlemişlerdir' dedi. İçeri gitti, tekrardan boya cihazını aldı baktı falan , mikron kalınlığı normal gelmesine rağmen 6. parçaya da boyalı dedi. ' nasıl olur, boya mikronu normal çıkıyor' dediğimde ise ' kazımışlardır, öyle boyamışlardır' dedi Çıktık Otorapordan , alıcı arkadaş ile aracın masraflarını çıkartmak için Kartal oto sanayiye gittik. Kartal oto sanayi hazırlanan rapora göre aracı tekrar incelettik. Ordaki tamirci; 1)Turbo hortum aksamındaki terleme normal, CAYC tipi(Volkswagen 1.6 Dizel) motorların hepsinde 30-40.000 km'den sonra oluşuyor, bunda az bile var dedi. 2)Salıncak lastiklerinin eskimesiyle ilgili , lastiklerde kopma-derin çatlak yok, ses yapınca değişirsiniz, şimdi değişmenin anlamı yok dedi. 3) Arka salıncaklar sökülmüşse ne olmuş, şu anda yamuk mu cıvatası mı orijinal değil bakarız dedi. 4)Amortisörler değişecekse 4 amortisör 1250 TL'ye çıkar dedi. Ordan çıktık, boyacıya gittik. Boyası kazınıp, tekrar boyanan parçada işlem yok, fabrikasyon boya var dedi. Amortisör masrafını düşeceğim dedim, alıcı arkadaş midem bulandı , vazgeçtim dedi, o anlık sinir, yorgunluk ve basiretimin bağlanmasıyla beraber expertiz parasını verdim gitti. Araca bindiğim ve satılık olduğu için amortisörlerin bozuk olması kafama takıldı. Akabinde bir gün sonra Ümraniye Sanayideki amortisör tamircisine gittim, yol testi yaptık, amortisörleri inceledi, sorun yok dedi. Yetkili servis Özön Otodan randevu aldım amortisör ve ön takım ile ilgili. Aynı şekilde yol testi yaptı, amortisörlerdeki yağ kaçağı var mı yok mu diye baktı. Turbo hortumlarını inceledi, salıncak lastiklerine baktı. Turbo terlemesi normal ,amortisörlerde sorun yok, salıncak lastikleri ve burçları iyi durumda boşluk gözlenmedi dedi. Akabinde vermiş olduğum 350 TL expertiz parası ve yetkili servis raporuyla beraber Otorapor Bostancı şubesine gittim, beni iyice dinlediler , yetkili servis iş emrinin fotokopisini çektiler, haber vereceğiz dediler. Haber gelmedi, sikayetvar.com sitesi üstünden şikayette bulundum, uzun bir cevap yazdılar. Satıcıların çoğu bizi sevmez tarafsız olduğumuz için, yetkili servislerde amortisör test cihazı yok, yetkili servislerle ilgili yüzlerce şikayet var, biz profesyoneliz, sıfır arabadaki eksiklikleri bile buluyoruz, şöyleyiz böyleyiz yazdılar. Expertize verdiğimiz 350 TL expertiz parasını haram ettim, ne kadar geçerlidir bilemiyorum Akabinde başka bir arkadaş araca talip oldu, Ümraniye'de expertiz yaptırdı, amortisörler yine cihazla test edildi ve sorun görülmedi, dediğim gibi 5 parça boya+ 1 parça değişen çıktı, aracı aynı gün aldı gitti. 2 ay kadar önce aradı, çok iyi bakmışsın dedi, teyp kodu nerde diye sordu ve kapattı Kısacası; Otorapor Bostancı şubesi alıcı kişinin midesini bulandırdı; arka salıncak sökülüp takılmışsa sanane , şu andaki durumu ne onu söyle değil mi? Lastiklerin ebatları farklı olsa anlarım, diş derinlikleri farklı olsa anlarım, tarihleri farklı diye yazmışsın, neyi etkiliyor ? Amortisörler için yetkili servis sağlam diyor, amortisörcü sağlam diyor, başka bir expertiz firması makine ile test yapıp sağlam diyor , sen neye göre bozuk diyorsun? Hortumdaki yağ terlemesini neden sorun gibi anlatıyorsun? Boyasız parçaya boyalı diyorsun, itiraz ediyorum, boya kazınmış tekrar boyanmış diyorsun. O günden sonra ne araç alırken nede satarken Otorapor'a gitmedim, gitmemde. Ve birçok kişi ile davalıkmış Otoraporla duyduğuma göre. Hem alıcılar hemde satıcılar şikayetçi.
  4. Aracınız füme renk mi? Yıllardır Ford kullandığım için çok denk geldim kalın mikron olayına. Sizin durum biraz farklı olmuş galiba; kalın mikron boyalı olduğu söylenerek ekstra bagaj ve kaput boyalı mı dendi? Kalın mikron denmesine rağmen arabanız komple boyalı mı görünüyor? Normalde kalın mikron boya hiç sıkıntı değil belirtmek isterim.
  5. taş vuruğu derken hocam derin olarak derin mesela kir gibi görünyür birde çoğunlukla boyada kir var beyaz olunca çok dikkat çekiyor bende biraz hassasım temizlik konusunda iyi görünsün istiyorum. --0 dakika sonra eklendi-- peki hocam kompe boya koruma ve cila ne tutuyor sizin ? --1 dakika sonra eklendi-- bende temizlik için istiyorum güzel görünsün ama öyle pirpirikli adamlar va rki
  6. Ben 2 yılda bir komple boya koruma yaptırıyorum. Hem araç daha temiz duruyor. Bunun satışla olumsuz anlamda ilgisi yok. Aksine daha iyi; arabana gözün gibi bakmış oluyorsun.
  7. Ben Yakup kardeşin incelemeyi hatim ettim. Son kararım üzer hemde ağlatır. Ben emekli olunca alacağım bu arabayı zaten Muğlada yazlık köy şehir arası salllana sallana gezmek için. Rotayı Focus'a çevirdim geri. Toyota'ya dönmeyi düşünmüyorum. Heled izel eşeği hiç çekemem. Ama benim beğeni seviyem 1-konfor 2- bastınmı gidecek şeklinde iki kritere oturmuş durumda focus dizelle birde maliyet olarak daha uygun olacak olursa dadından yenmez. Bir ara Suzukinin Vitara'sına sardım ama onunda 1.4s turbosunu almak lazım. Gerisi eşek geldi bana. Onuda satmak dert sanırım ona onu vereceğime diye giden konu ? En son tahlide geldiğim nokta 95 k fiyata kadar focus titanyum yada 90 k fiyata kadar focus style km max 700000 tamamı yetkili sevis bakımlı. Siyah hariç tüm renkler olur. Bir iki boya değişeni dert etmiyorum. Fiyat olarak benim seviyeme inmelerini beklemem gerekecek. (Evet ölücüyüm satarkend eğil alırken kazanmayı öğreneli çok oldu:)
  8. İlk defa 1976 yılında yollara çıkan Ford Fiesta yıllardan beri Ford’un B segmentinde oldukça başarılı olmuş, özellikle 4.nesili ile 90’lı yılların sonunda dikkat çekmeyi başarmış haylaz çocuğu olarak algılanabilir. 2008 yılında bugünkü 6.nesil tasarım özelliklerine kavuştu. Kama tarzı yan çizgi dinamik ön tasarımla birleştiğinde çoğu kişiye çekici gelen ve doğrudan satış başarısına dönüşen bir özellik oldu. Değişik motor alternatifleri, oldukça ekonomik kullanım, yine oldukça geniş iç mekan özellikleri aracın segmentinde sağlam bir yer edinmesine yetti. Bu arada bu yılın Nisan ayında Köln-Niehl’deki fabrikadan 7 milyonuncu Fiesta banttan indi. Ford bu başarıdan etkilenmiş olarak durmadı, aracı geliştirmeye devam etti ve yıl başında 6.neslin makyajlı halini piyasaya sürdü. Bu arada nesil sayılarında bir karışıklık var, nedenini çözemedim, şu andaki model değişim sürecinde 6.nesil iken özellikle İngiltere'de Mk.VII olarak anılıyor. İlk bakışta Aston Martinvari görkemli ön ızgara, yanlara doğru uzatılmış farlar ve kaputa oturtulmuş motor içine sığmıyormuş havası yaratan yükselti ve yeniden şekillendirilmiş arka stoplar ile araç daha da dinamik bir karakter almış. Ancak aracı biraz kullanınca değişikliklerin sadece dış tasarıma sınırlı kalmadığı hemen anlaşılıyor. Özellikle ses izolasyonu ve yürüyen aksam üzerinde çok çalışılmış, ayrıntılar az sonra! İç mekanda çoğu şey eskisi gibi. Kapı kollarındaki pencere kontrolleri daha ergonomik hale getirilmiş ve süsleyici plastik alanlar piyano siyaha dönüştürülerek daha şık ve hoş görünümlü bir hava yaratılmış. Kullanışlılık açısından hemen hiç sorun yaratmayan iç tasarımda büyük bir değişiklik yapılmamış olması normal karşılanabilir. Ancak rakiplerin (Peugeot, Renault) geniş ekranlı kontrol sistemlerine geçiyor olmaları Ford’un da en geç bir sonraki kuşakta artık bu minik monokrom ekranlardan kurtulması gerektiğinin uyarısıdır. Bu girişi niye yaptım? Çünkü bahçeye yeni bir Fiesta park ettik. Eşimin bir önceki Fiesta’sını ciddi sayılabilecek bir kazada kendisine zarar vermeden pert edebilme başarısını, Allianz sigortadan sağlanan doyurucu hasarlı araç geri ödemesini de kullanarak, yeni ve yine bir Fiesta ile kutlamak istedik. ; İki şartım vardı: Araçta ESP olacak, ki kolay kaymasın Motoru 1.0 EB olacak, ki traktör gibi çalışmasın Koca ülkede bu şartları karşılayan iki araç bulabildik, biri şeker mavi Sony’li Titanium X + güvenlik paketli; diğeri ise bakır kahve Titanium X + güvenlik + tekno paketli. Maalesef sineye çekmek zorunda kaldığımız bir olumsuzluk vardı, araçların fiyatı: İlki 42.700, ikincisi 43.000 idi. Doğrusu bu segmentte bir arabaya bu kadar para yatırmak hiç de hoşuma gitmedi, ama donanımı benzer alternatiflere baktığımda fiyatların çok da fark etmediğini görünce kabul ettik mecburen. Sonuçta küçük ama tam donanımlı bir aracımız oldu. DRL’li far grubu, otomatik yanan farlar, otomatik kararan dikiz aynası, yağmur sensörü, karartılmış arka camlar, 15” alaşım jantlar, ön konsolda kolçak, USB ve Aux girişi, şık iç mekan aydınlatması, elektronik iklim kontrollü klima, deri direksiyon, direksiyonda hız kontrol ve radio kontrol özellikleri, aktif şehiriçi güvenlik sistemi, ısıtmalı ön cam, anahtarsız giriş ve çalıştırma, elektrikli ısıtmalı katlanan yan aynalar, aynalarda kapı aydınlatma ışıkları, ESP (Elektronik Denge Programı), TCS (Çekiş Kontrol Sistemi), EBA (Acil Durum Fren Desteği), HLA (Yokuş Kalkış Destek Sistemi), sürücü ve ön yolcu yan hava yastıkları, sürücü ve ön yolcu perde hava yastıkları, sürücü diz hava yastığı ve bir takım şeyler daha. Uzun uzun yazdım, ödenen paranın acısı dinsin diye biraz… Açıkcası kullandığım araçlarda donanımdan çok sürüşü beni ilgilendirir, ancak bu kadar kolaylık sağlayıcı teknoloji olunca kısa sürede alışkanlık yapıyor ve insan şımarıkça aramaya başlıyor bu özellikleri. Mesela anahtarsız giriş benim Focus’ta yok, şimdi her gidişimde niye yok diye hayıflanmaya başladım. İnsan nankör bir yaratık! Neyse, bir haftadır da hanımın yokluğunu fırsat bilip rodaj dönemini atlatmak için ben kullanıyorum haylazı ve şöyle özetlemeliyim izlenimimi: Sabahları evden her iki aracın anahtarı cebimde çıkıyorum, bahçeye inince bir ona bir buna bakıyorum ve fazla tereddüt etmeden Fiesta’ya yönelip Focus’u oracıkta bırakıyorum. Nedenlerini biraz daha ayrıntılı anlatayım ve de bir Fiesta incelememiz olmuş olsun: Anahtarsız giriş sisteminde aracın kapı kolundaki minik lastik kaplamalı düğmeye dokunduğunuzda kilitler açılıyor, rahat ve geniş açılan kapıdan herhangi bir yere takılmadan sınıfına gore rahat ve geniş sayılabilecek iç mekana yerleşiyorsunuz. Dört yönlü hareketli direksiyon ve koltuk ile rahatlıkla kendinize uygun bir oturma pozisyonu ayarlayabiliyorsunuz ve tüm düğme ve kumandalar bu durumda kolay erişim mesafesinde oluyor. Koltuklar yeterli baldır ve sırt yan desteği veriyor, sertliği iyi ayarlanmış, kafalıklar rahatsız etmiyor ve güvenlik ekipmanı olarak olması gerektiği gibi konumlandırılabiliyor. Yükseklik ayarlı emniyet kemerini de ayarlayıp kolay ulaşılabilen tokasına taktığımız anda yola çıkacak konuma geliyoruz. Koltuklarla ilgili belki küçük bir eleştiri benim gibi iri cüsselilere göre kürek kemiği hizasında hafif bir öne doğru çıkıklık yapıyor olması, bu da bel desteğinin yeterince etkin olmasını engelliyor ve hafif öne ittiği için uzun yolda rahatsız eder mi emin olamadım, boyu 1.70-1.75 civarında olanlar bu yazdığımı hiç algılamayacaklardır. Yola çıkmadan sağa sola bir göz atalım, öncelikle belirtmem lazım kahverengi araçla gelen kahverengi kokpit parlak siyah vurgularla birlikte çok şık ve sınıfının üstünde bir algı yaratıyor. Kokpit üst malzemesi yumuşak plastikten, ancak kapılar vb. alıştığımız sert plastikten. Hepsinin kolay çizilebilir olduğunu eklemekte yarar var. Genel olarak malzeme kalitesi iyi, işçilik kalitesi de mükemmel olmasa da rahatsız eden bir durum yok. Neredeyse beş senedir üretimde olan bir model için bu beklenir bir durum olmalı zaten. Tek kusur olarak bagaj kapağı kaplamasında bir tarafta birkaç milimlik bir açıklık fark ettim, o da nazarlık şimdilik. Kapı cepleri oldukça uzun, arkaya doğru genişliyor ve pek çok ıvır zıvıra yer bulunur. Orta konsolda eşya gözü de barındıran bir kolçak var, ancak çok geriye konumlandırılmış, bana uygun olsa da kısa boylular için asla kullanışlı olmayacaktır. Yine orta konsolda birini küllüğün işgal ettiği iki bardaklık ve hemen onun önünde Aux ve USB girişlerinin bulunduğu küçük bir göz var, buraya bellek takınca eşya koymayı pek düşünmemek lazım. Torpido gözü yolcunun bacaklarını sıkıştırmayacak şekilde açılıyor, oldukça geniş, tepeden girişli olduğu için de ne var ne yok kolaylıkla görülebiliyor ve aydınlatmalı. Araçtaki ses sistemi basit altı istasyon hafıza düğmeli CD/MP3/Radyo ünitesi, önlerde bas ve tiz olmak üzere dört, arkalarda iki hoparlör var. Kullanımı son derece kolay, ses kalitesi de basit görünümüne karşın bence en az Focus’taki sistem kadar başarılı, baslar çok derin olmasa da kontrollu ve hacimli, midler yeterince detaylı, tizler de keskin olmadan belirgin. Kısacası böyle bir arabaya bence yeterli. Özellikle çok arzulanan Sony müzik sistemine göre en önemli avantajı da basit ve kullanışlı yapısı. Ben kısa sürede parmak izleri ile dolacak parlak yüzeyli küçük birbirne benzeyen düğmeli Sony panelden hiç hoşlanmıyoum, defalarca yazdığım gibi. Ses sistemi menüsünden yol bilgisayarına girerek sürücü güvenliği için olan donanımları kontrol etmek mümkün olduğu gibi “Ecomode” yonca yaprak sisteminin farklı bir sürümüne de erişmek mümkün. Titanium serisine özel ortam aydınlatması bunda da var, torpidonun üstünde ince bir enlemesine çizgi, kapı cepleri ve orta konsol loş kırmızı bir ışıkla aydınlatılıyor gece vakti ve güzel duruyor. Klima ile ses sistemi arasındaki alanda yolcu hava yastığının aktif olup olmadığını gösteren ışıklı bir uyarı var, aktif olduğunda da sürekli yanıyor, sadece aktif değilken uyarsa daha az dikkat çekici/dağıtıcı olurdu, sürekli gözümüze girmesine gerek yok bence. Klima kontrolu eski modeldeki gibi derli toplu ve kullanışlı. Isıyı arzuladığınız dereceye ayarlayıp "Auto" düğmesine bastığınız anda oldukça kısa sürede konforlu bir ortam ısısına ulaşılabiliyor. 35 derece ortam ısısında benim tercihim olan 22 dereceye ayarladığımda yaklaşık 8 dakikada fan sessizleşiyor. Fan göreceli gürültülü çalışsa da rahatsız edici değil ve hava debisi fazlası ile yeterli. Ve bir de müjde bunca yıldan sonra ve donanım zenginliğine rağmen hala kapı üstlerinde tutamaç yok, arkada ceket askısı var, tutunacak yer yok. “Yuh” diyebiliyorum ancak. Neyse böyle şeylerle sinirimizi bozmadan yola çıkalım: Kolay ulaşılabilir “Start” düğmesi ile motoru çalıştırıyoruz. Ve dizel Fiesta’dan gelen biri olarak ilk tepkim “aaa, ne kadar sessiz çalışıyor” oluyor. Alışılmıştan çok uzak ve göreceli tiz bir motor sesi inceden duyuluyor, gaza asılınca da bu keskin bir hırıltıya dönüşüyor, eski altı silindir BMW’lerin motor sesinin adeta kötü bir taklidi, üç silindirin kendine has hırıltısı, rahatsız edici kesin değil, kimine hoş bile gelebilir. Dikkat çeken diğer bir özellikte rölanti devrinin 900dd civarında göreceli yüksek olması. Ama yol bilgisayarından hemen anlık tüketim değeri olarak 0,5L/h okuyarak rahatlıyorum, yüksek rölanti devri yüksek rölanti tüketimi anlamına gelmiyor. Yol bilgisayarı ekranına bir de dijital hararet göstergesi eklenmiş, motorun ideal çalışma ısısına ulaştığını buradan gözlemlemek mümkün. Sinyal kolunun tepesine basarak yol bilgisayarında değişik parametreleri izlemek mümkün, tabii Focus’ta eş zamanlı beş parametre izleme lüksüne alışınca bu pek çelimsiz kalsa da iş görüyor. Göstergeler rahat okunuyor, hız göstergesinde 100 km/h'da yaklaşık %4'lük sapma oluyor, ki bu makul, mavi aydınlatmalı ibreler şık ve panelin bakmaktan sıkılmayacağınız dinamik bir tasarımı var. Pedallar düzgün yerleşmiş, sadece debriyaj pedalına yakın olan sol ayak desteği nedeniyle bazen debriyaj ayağı bu desteğe sürtebiliyor, alışkanlıkla önlenebilir bir yakınlaşma gibi duruyor. Debriyaj bir şehir aracı için arzulanan yumuşaklıkta, yani pamuk gibi değil, ama rahatsız edici de değil, buna karşılık kısa kollu ve göreceli kısa yollu vites kutusu mükemmel çalışıyor. Motor gaz tepkimesi yeterli ve kalkış son derece rahat ve silkeleme, titreme, tıklama yapmadan gerçekleşiyor. Sürüşte vites değiştirme ikazını yol bilgisayarı ekranından takip etmek mümkün biraz köşeye sıkışmış görünse de, genelde 2100-2500dd aralığında değişim öneriyor. Ani gaz vermelerde aynı büyük EB gibi önce tatlı bir atalet oluyor sonra fırlayıp gidiyor. Performansı 1500dd’dan itibaren hissediyorsunuz ve kırmızı alan 6500dd’de; henüz pek denemedim, ama istekli hızlanması ile kolaylıkla bu devre ulaşacağından kuşkum yok. Aynı büyük EB’u kullanıyormuş gibi son derece sakin ama atak bir sürüş sergileniyor şehir içinde. 100 PS/6000dd güç ve 1400-4000dd aralığında 170 Nm tork üreten minik motor yaklaşık 1100 kg ağırlığındaki aracı taşımakta hiç zorlanmıyor. Klimanın devrede olması, 3-4 kişi seyahat ediyor olmak gibi durumlarda da performans sorunu yaşanmıyor. Bence Fiesta ile çok uyumlu olmuş bu motor. IB5 şanzıman da eski bir tanıdık, aktarma oranları beş ileri için iyi ayarlanmış, birinci vites hemen bitmeyecek kadar uzun, beşinci vites de ekonomi ile performans arasında iyi bir denge sunuyor ve 1000dd hızı yaklaşık 42 km/h, yani otoyollarda makul devirlerde yol almak mümkün. Fabrika verilerine göre 0-100 km/h 11,2s ve son hız 180 km/h. Bence rahatlıkla ulaşılabilecek değerler ve fazlası ile yeterli. Daha önce aynı modelin dizel motorlu olanını da kullandım. Hacmi eskisine göre 100 cc ve gücü de 8 PS arttırılmış ünite eskisine göre daha sessiz çalışıyor, ya da ses izolasyonu iyi olduğu için öyle algılanıyor, ve gaz pedalı tepkilerine düşük devirden başlayan çok canlı bir cevap veriyor. Çok başarılı buldum. Ancak genelde şehir içi arabası olarak tercih edilen ve yaptığı yıllık yol çok fazla olmayacak bir modelin yaklaşık 4000 TL fark verilerek EB yerine dizel motorla alınması bana hem kullanışlılık açısından hem de ekonomik olarak çok anlamlı gelmedi. Bir eleştirim, daha doğrusu tespitim var, motor 2000dd altında karoseride vibrasyona neden oluyor, hani düşük devirde üst viteste gaza yüklendiğinizde olan türden, ilk başta “yanlış vitestemiyim?” endişesi yaratsa da rahat gaz yediğini görünce bunun engellenememiş bir rezonans sarsıntısı olduğu anlaşılıyor ve birkaç günde alışılıyor. Dizel kullanmış dikkatsiz bir sürücü bunun büyük olasılıkla farkına bile varmaz. Bir de motorun ayağınızı gazdan çekince kompresyonu, yani motorun frenlemesi neredeyse sıfır, aynı hızla yoluna devam ediyor, üstelik yakıt tüketimi 0,0'a düşmesine rağmen, bu özelliği doğru kullanarak ekonomik seyir daha da kolaylaşır eminim. Tüketime gelirsek henüz 200 km ancak yaptım ve sağ ayağıma pek hakim kullandığım da söylenemez, şimdilik ortalama 6,3L/100km civarında, zamanla biraz daha düşer ve dikkatli bir kullanımla Antalya şehir içi için 5,8-6 arasında dengelenir diye düşünüyorum. Bu performansa gayet uygun. İyi kaçan arabanın iyi de durması lazım. Bu konuda da sıkıntı yok, önler disk, arkalar kampana olmasına rağmen Fiesta’nın frenleri kolay dozlanıyor, panik frenlemede stabil kalıyor ve ABS’yi pek fazla devreye sokmadan kısa mesafede duruyor. Pedal basıncı güzel ayarlanmış, çok hafif bir elastikiyet hissi olsa bile yokuş aşağı test parkurumda sık ve değişik şiddetlerde fren yapılması gerektiğinde gayet kontrollu kalıyor, ısınıyorsa bile bunu fren gücünde azalmaya neden olmadan yapıyor. Tabii fren performansında ve az sonra bahsedeceğim yol tutuşunda üzerinde standart gelen lastiklerin de olumlu katkısını unutmamak gerek. 195/50-15 Hankook Ventus S1 evo lastikler markayla ilk tanışmam ve ben çok etkilendim. Yol tutuş, frenleme, konfor ve sessizlik konularında çok başarılı buldum, herhangi bir hüküm veremeyeceğim tek konu ömrü, onu da kullanıp göreceğiz. Gelelim süspansiyon özelliklerine; ilk dikkat çeken konfor! Araç yol üzerinde sınıfına göre sessiz, süspansiyondan kesinlikle ses gelmiyor, direksiyon kutusundan bile! Ve kötü yola düşse bile son derce tok ve stabil bir gidişi var. Tek kelime ile etkileyici. Uzun süre kaba mıcırlı asflatta yol almama rağmen trimlerden de rahatsız edici ses gelmedi, sadece B sütünunda sağ kemer yuvasından inceden bir zırıltı vardı, devam ederse giderilmesi için servise uğrarım. Focus 2’den 3’e geçerken yaşanan konfor evrimini Fiesta’da Ford mühendisleri makyajda halletmişler. Geniş ve dar kasisler gayet iyi emiliyor, gereksiz salınımlar olmuyor, en çok rahatsız edebilecek olanlar küçük engebeler ki onlarda bile bir üst segment konforunda demek yanlış olmaz. Peki konfor iyileşirken yol tutuş olumsuz etkilenmiş mi? Kesinlikle hayır, makyaj öncesinin canlı ve kıvrak karakteri korunmuş. Elektrik destekli olmasına rağmen hızlı tepki veren ve yol hissini güzel yansıtan direksiyon sistemi aracın gayet kolay ve ölçülü bir şekilde yönlendirilmesine olanak sağlıyor. Gövdeyi fazla yatırmadan virajları kararlı ve dengeli bir şekilde dönmek mümkün, ESP’ye hemen hiç gerek kalmıyor, hatta bu konuda Focus’tan iyi desem abartmış olmam büyük olasılıkla. Yüksek viraj hızları ile zorlayınca bile belli belirsiz bir önden kayma eğilimi ile olabildiğince nötr kalıyor denilebilir, ancak limitte ağırlık değişimlerine, yani virajda ayağını aniden gazdan çekmek veya daha kötüsü fren yapmak ya da ıslağa girmek gibi durumlarda yapacağını hissettirerek arkayı açmaya başlıyor, ancak bu da kontrollu ve kontra hareketine hemen cevap verir nitelikte. Bu dingil mesafesinde de bu çok şaşırtıcı değil. Sanırım hafif motorun sağladığı uygun ağırlık dağılımının da katkısı var bu güzel yol tutuşa. Sevmediği tek şey dar, sert ve minik engebelerin olduğu virajlar, engebelerden sektikçe arka kayıp biraz yana konuyor, alıştıktan sonra zevkli gelebilir, ama ilk defa yaşayanlar ürkebilir. Bunu da torsiyon çubuklu arka aks yapısına bağlamak mümkün, ancak bu sınıfta bu yapı hem maliyet hem de arkada yer kazanma açısından standart oluyor. Tabii bu satırların yazarının aracın limitlerini zorlama konusunda belli bir hırsı ve deneyimi olduğunu buraya eklemek lazım. Ahmet Beyin ya da Fatma Hanımın bu tür densizlikleri yapacağından ve bu davranışları yaşayacağından çok kuşkuluyum. Boş ve geniş yolda hayali öküzlerden kaçma manevralarında da son derece başarılı bir iz sürüşü vardı. Yol düzse asla korkmayım, engebeli ise tedbirli olun, özeti bu… Düz gidişini biraz sorunlu buldum, kuzenin Focus’unda da aynı karakter vardı, direksiyon kutusu sanki ses yapmasın diye iyicene sıkılmış da ortayı kendiliğinden bulamıyormuş gibi, yani düz giderken yolu izlemeniz ve direksiyon sabit tutmanız lazım, hiç boşluğu yok. Bu ilk günlere göre bir hayli düzeldi, ama hala hissediliyor. Olumsuz mu değil, ama düz gidişte bisiklette eli bırakmak marifetken arabada değildir ya, bunda marifet! Zamanla normalleşeceğini düşünüyorum, ne kadar rahatsız edici olduğunu hanımın tepkisi belirler, o da artık bayram sonrasına… Bir de tur mesafesi bir hayli geniş, yanlış hatırlamıyorsam 10,75 m idi, araç küçük olduğu için, en azından Focus'a kıyasla pek rahatsız etmedi beni. Ne kaldı? İç hacim: Ön uzun boylular için dahi çok rahat ve keyifli. Arkada, öndeki 1.85 ise ancak 1.70’lik rahat edebilir, o da ancak. Ama öndeki 1.70 ise bol bol yer kalıyor. Arka koltukları da rahat buldum. Bagaj: Sürpriz! İnce stepne var ve bu sayede bagaj makyaj öncesine göre bayağı büyük geldi gözüme. Tek lamba ile aydınlatılması gece dolu bagajda bir şeyler aramayı işkence haline getirebilir, halı duvardaki askı lastiğe hemen bir el feneri geçirmek lazım. Kapılar, kaput ve bagaj kapağı düzgün kapanıyor, kapı menteşe frenleri yokuşta bile kapıyı tutacak kadar güçlü, üstüne üstüne gelmiyor, kaporta birleşme yerleri düzgün. Ön farlar mercekli halojen, tabii Xenon’a alışık biri için biraz sönük gelse de yeterli demek lazım. DRL’ler resimdekine kanmayın, o park konumu, çok güçlü yanıyor ve önde gidenlere kısmen caydırıcı etkisi var. "MyKey" özelliği ile ikinci anahtarı programlayarak hız sınırı, radyoda ses düzeyi sınırı gibi genç ergenlere aracı verdiğinizde işe yarayacak tedbirler alabiliyorsunuz, benim işime yaramasa da iyi bir özellik. Sert frenlemede flaşörler otomatik devreye giriyor, yıllar sonra bunu da uygulamışlar nihayet. Görüş: Öne ve yana doğru gayet iyi, arka ve yanlara da yeterli, yükselen omuz çizgisi ve C sütunu nedeniyle, arkaya ve yan-arkaya nispeten kısıtlı ama yine de yeterli, zaten genelde park manevraları aynalar ile yapılıyor. Ön camda ortada aynanın arkasındaki sensör kutusu özellikle trafik lambalarında görüşü olumsuz etkileyebiliyor, ama ona yapacak bir şey yok. Bir de silecekler camın üsteki 10 cm'lik kısmını silmiyor, bu da özellikle kar çamurunda ön camda görüşün biraz daralması demek. Bu da önemsenecek bir durum değil. Özetle: Dikkat çekenler olumlu Yol, motor ve süspansiyon sesi yok gibi, bravo! Sürüş konforu artmış Motor performansı başarılı Yol tutuşta gene bence sınıf lideri Bagaj ince lastikle genişlemiş Torpido gözü ve aydınlatması iyi Renk ve iç – dış uyumu güzel Zengin donanım, pahalı da olsa Göze çarpanlar olumsuz Şanzıman 1 ve 2.viteste inceden ses yapıyor, ama bu da bildik bir durum ve önemsiz 2000dd altında belirgin vibrasyon Kolçak çok geride Koltuk sırt yapısı ve bel desteği uzun boylular için kötü Tutamaç yok, gerçekten YOK! Park sensörleri de hiç bir donanımda yok. Kullanma kılavuzu okumaya kalkınca parçalanıyor, kimsenin niye kılavuzu incelemediğini artık daha iyi anlıyorum Motor alt kaplaması yok, hem tozdan hem de türbülanstan korurdu Motor üst kaplaması yok Yolcu hava yastığı devrede ışığı gereksiz Yolcu koltuğu yükseklik ayarı yok, ben koca cüssemle girerkençakı gibi katlanmak zorunda kalıyorum, sürücü tarafında sorun yok Start-Stop yok, evet o kadar donanım var ama bu arabaya en çok yakışacak olan start-stopu Otosan’daki hazretler getirmemiş. Kayınvalideye Punto aldık ucuzundan, 1.4 benzinli hem otomatik vites, hem de start-stoplu, üstelik bundan 10.000 TL ucuz neredeyse. Ayıp oluyor! Aracı Antalya Bilaller'den aldım. Gayet özenli bir teslimat yaptılar, lastik havaları gözümün önünde indirildi, boya ölçümü yapıldı, ilk yardım çantası, yangın söndürücü, kauçuk paspaslar, depo hunisi ve parçalanmaya yatkın kullanım ve bakım kılavuzu arabaya konulmuştu. Aklıma gelenler bunlar, arada değişik bir şeyler bulursam eklerim. Birkaç fotoğraf daha:
  9. vernik bozulmuştur, bozulabilir komple boya ister. ama usta elde zımparayla rahat temizlenir.
  10. Abi asıl problem boya lekeleri çıkmadı, apartmanın altında kalmış bi yerde damlamış 3-4 tane ufak ufak araba koyu olduğu için göze batıyor. Kil hiç oynatmadı bile yerinden ?
  11. Expertiz ayrı bişey ama doğru arabayı ilandan kokluyorsun yeğen ? --2 dakika sonra eklendi-- ÖTV kaldırılması için nereye başvuruyoruz. Neresi özel canım. ? Style 2015 üzeri km 60000 kadar çıkaralım o halde boya takıntımız yok. max bütceyide şurdan 10k artıralım. Focus görünce heycan yapmaya başladım. ?
  12. 2013 yılında bahsettiğim online store nihayet devreye giriyor. eski başlık Web sitesini canlı canlı gördüm artık şüphe yok 2 Bölüm de devreye giriyor lifestyle ve aksesuar olarak. AKSESUAR DEVREDE http://www.fordaksesuar.com STİL DEVREDE https://www.fordstil.com STİL DEVREDE https://www.focusclubtr.com/topic/13412-ford-stil-aksesuar-giyim-model-araç-artık-online-satın-alınabilecek/?do=findComment&comment=452518 Şahsen fiyatları makul buldum, aşağıya birkaç örnek bırakacağım birebir fiyattır. (KDV DAHİL) (lifestyle kısmı net değil aklımda kaldığı kadar) Kasım 2016'da yazdığım bir yorum vardı onun üzerine bunun yaşanması da tesadüfün böylesi. Lifestyle Bölümü 1:18 Mustang modeli Türkiye'de ~160 TL Bu 1:43 Mustang modeli Türkiye'de ~60-70-80 TL Bardaklar ~50-60 TL Lifesyle bölümü için Lifecard üyesine indirim olacak, koç ailemcilere indirim olacak vs. Aksesuar Bölümü Burada ise Türkiye'de satılmış ve daha fazla tutulan her modelin aksesuarları mevcut. Focus 2'de var örneğin eski bazı modeller de unutulmamış. Fiyatlarda işçilik ve boya yok. Burası da Avrupa ile paralel ürünlere sahip olacak tabii %100 hepsi değil. Buradan örnek vermek gerekirse; 16'' jantlar 800 TL, (tüm renkler aynı) 17'' jantlar 900 TL, (tüm renkler aynı) 18'' Jantlar 1000 TL, (tüm renkler aynı) 19'' Jantlar 1250 TL (tüm renkler aynı, RS'in en üst versiyonu 2000 TL) Örneğin 18'' ve 19'' jant için gerekli parça notları mevcut sistemde yani Direksiyon sınırlayıcı bu da 115 TL Örneğin HB spoiler 1,040 TL SW için de var, 1,000 TL Bal peteği ızgara 650 TL Arka etek 1150 TL Focus 2 spoiler 790 tl Focus 3'de şu meşhur ışıklı spor vites topuzu ve ışıksızı 200 ile 400 lira arasında değişiyor. Focus 2'de aynısı 170'den 385'e değişiyor. Focus 3 (mca'da yok) yaylar var örneğin 685 TL Bagaj eşiği koruması 280 TL (Paslanmaz Çelik) Yan etekler (s-s) (1160 tl), arka difüzör (1155 tl), spor ön tampon (1255 tl) vs hepsi var sensörlü sensörsüz şekilde fiyatlar değişiyor, az çok fiyat çevrimini gördünüz buna göre diğer fiyatları eu sitelerden bakabilirsiniz TR site gelene kadar. Bu ürünler hakkında vs ilerde site de açılınca yorumlarınızı iletirseniz, iletebilirim Şimdiden hayırlı olsun efem, bu gelişme için çok sevindim darısı diğer 'Bir Başka'' lara. Ben çok ürün olmasındansa iyilerini stoklu barındırın tavsiyesi sundum jant için. Aksesuarlar bayi siparişi ile stil'ler adresi gir öde gelsin.
  13. boyayı sertleştirmek gibi bir durum söz konusu değil. Tüm boya koruma uygulamaları boya üzerinde katman oluşturur. Seramik diye geçen uygulamalarda da bu tabaka sert. Kalınlığı 1 mikron bile olmayan tabakanın çatlaması boyayı çatlatması mümkün değil.
  14. Bu konu ile ilgili bir iki şey yazıp bir de soru sormak istiyorum Yaklaşık 1 ay kadar oldu 107 bin km de 2012 Ford Focus 1.6 TDCİ Trend X aldım.Aracı alırken daha önce 4 kez araç alım satımı yaptığım galericiden aldığım için detaylı olarak ekspertiz yaptırmadım. Çünkü daha önce bana verdiği araçlar söylediği gibi tertemizdi satarkende sıkıntı çıkartmamıştı. Focus'u aldığımda sadece şasi numarasından tramer sorgusu yaptırdım ve aracın sol ön kapısının değişmiş olduğu bilgisine ulaştım. Birde sanırım tamponlarda boyama olmuş ama Aracın mekanik kısmı ve şasi durumunda sıkıntı olmadığı için aracı 47.000 TL bedel ile satın aldım. Ama aracın boya değerlerine daha sonra bir arkadaşım merak edip boya ölçüm cihazı ile baktı ve arabamın tavan dahil komple boyalı olduğunu söyledi. Boya ölçüm değerleri 200-290 mikron aralığında çıktı hep. Bundan önceki araçlarımda boyanmış kısımlar bu aralıkta çıkıyordu. Orjinal olan kısımlar ise 100-110 mikron aralığındaydı. Bu durum biraz canımı sıktı. Forumu biraz okudum Fordlarda boya değerleri biraz yüksek çıkıyormuş sanırım. Bu bilginin doğruluğunu nasıl teyit ettirebilirim ? Saygılar
  15. Bilmem. Üretiminin, kimin nasıl yaptığını bilen var mı? Bu jantların çoğu (ucuzların hepsi) dökümle üretilir ve burada birçok hata yapılma durumu var. Görsel kontrolünü yapınız. Yüzeyinde delik gibi görünen döküm boşlukları olmasın. Bijon ya da somunların araca monte ederken janta oturduğu yüzeyde boya olmamasına dikkat edin.
  16. iyi günler. araç 2015 1.6 tvct powershift... 2. el aldım aracı, 2016 yılında. aldığımdan beri 1. vitesten 2. vitese geçerken genelde araçta benden başka 2 kişi olduğu zamanlarda vuruntu yapıyordu. garanti de ekim ayında bitecek. götürdüm servise söyledim dün, bugün 4-5 bin tl değerindeki kavramının garantiden değişeceğini söylediler. bu tarz bir sorun yaşayan arkadaşlar var ise beklemesinler. esas sormak istediğim meseleye gelirsek; benim aracı alırken katakulliye geldim biraz, sol arka kapıda hafif boya var dediler, meğer kapı dün yapılan incelemeye göre vurukmuş, kapı elektroniği çalışmıyor, soketlerin başları kırıkmış, komple de çürümüş. kapıya gelen tesisatın komple değişeceğini söylediler. fiyat ne dedim gel de yüzyüze konuşalım dediler. sizce servise yaptırayım mı yoksa bu şekilde kullanmaya devam edeyim mi? değerli tavsiyelerinizi bekliyorum. bir de bilen başına gelen arkadaş var ise fiyat ne aralıktadır?
  17. Boya ölçme cihazımı alsak ne yapsak.Çok pahalı bişi mi acaba..? https://www.hepsiburada.com/ara?q=boya+ölçüm+cihazı
  18. yanlış anlamayın ben zaten sizin aracınız özelinde konuşmuyorum, genel fikrimi belirtiyorum. sizin aracınız açısından bakınca, kendi adıma bilirkişi raporunu da güvenilir bulmuyorum, yazdıklarımı da otosanın savunmasına dayanarak yazdım. yani tavanın orta kısmı lokal olarak boyanmış olabilir. bunu anlamak basit, elinde boya kalınlığı ölçme aleti olmayan bir kaç ustaya gösterin bakalım ne diyecekler. ben 3-4 ustaya gösterdim, boya yok dediler. aracın geneli 150-200 kaput 260-350 arası değişiyordu. boya kalınlığı ne boyalı olduğunu nede boyasız olduğunu söylemez. ustalık ölçüm yapmadan söylemekte.
  19. lütfen ilk mesajdaki son fotoğraf olan bilirkişi raporunun 2. maddesini okur musunuz? olaydaki boya kalınlığının homojen olmadığı, yani fabrikasyon olarak tekrar boyanmadığını, onarım işlemi yapıldığını yazıyor. tavanın tamamı aynı kalınlıkta olsa dediğiniz doğru olabilir araç yeniden fabrikada tavanı boyanmış olabilir. ancak bilirkişi rapor bambaşka. --3 dakika sonra eklendi-- aracı aldıktan 2 yıl sonra satarken farkettim. ancak kanunda bu gizli ayıplı mal olarak geçiyor. yani eğer tüketicinin bakarak yada kullanırken farkedemeyeceği bir ayıpsa buna gizli ayıp deniyor ve normalde 2 yıl olan süre sınırı kalkıyor. --7 dakika sonra eklendi-- şöyle ki, zaten ben de bir yeri boyalı diye o araç çöpe atılsın yada yenisiyle değiştirilsin demiyorum. kanunlar da demiyor. sadece bu durum satış sırasında tüketiciye bildirilmek zorunda. ve belli bir oranda indirim yapılıp faturada bu indirimin sebebi belirtilmek zorunda(özürlü araç gibi) bu şekilde bir bilgilendirme ve indirim yapıldıktan sonra karar tüketiciye kalır. ister o aracı alır ister almaz. alırsa da sesini çıkarmaz. ama sen ben bunu iteleyeyim nasıl olsa uğraşan olmaz mantığıyla gidersen bu haksızlık olur. hele bide böyle büyük bir firma yapınca insanın güveni sarsılıyor.
  20. Benim ilk yazdığımı okudunuz mu? Boya kalınlığının bir standardı, bir kuralı yok; her üretici/fabrika kendine göre ben buraya kadar çıkabilirim diyor. Yani biz hata olduğunu neye göre söylüyoruz? Haliyle son tüketici çok önemsiyorsa bu durumu başta bakmalı. Dediğimiz gibiyse durum hatasını kabul etmemesi olağan, gerisine hukuk bakar ancak hangi ülkedeysen ona göre adım atarsın.
  21. ikinci elde boya takıntım yok. bundan önceki aracımın 8 parçası boyalıydı bunun iki parçası. ülkemizde de maalesef çok takıntılı bir konu ama bayiden sıfır alıyorsanız kusursuz olmasını istemek bir haktır. böyle yaratılmadı ki elden bir şey gelmiyor diyelim. fabrikada düzeltsinler. koskoca firma hatasını kabul etmiyor ama tüketicinin kullan bir şey olmaz demesi bekleniyor.
  22. Anlattığınız gibi 2.elde boya takıntısı olayına bende çok şaşırıyorum.Benim araçta sağ kapı sacı değişik ve tamponlarda ufak tefef darbeler sebebiyle boya var.Ben bu şekilde aldım.Yaklaşık 30 bin km oldu.Çok şükür mekanik hiçbir sıkıntı yaşamadım.Merak ediyorum,boya sebebiyle yolda kalan oldu mu?Yapacak bir şey yok,Türkiyenin gerçeği bu..
  23. Ülkemizde boya yoksa alıp elinde araba patlayan insanlara rağmen hala boya üzerinden çok fazla hüküm veriliyor arabalarla ilgili. Böyle giderse adama araba satarken alıcıya motor bitik, şanzıman bitik bile desen hatta takla attık tavanı düzelttirdik ama boyatmadık bile desen satın alanlar çıkacak sanırım ? Çünkü boya yok ? Arabamı aldığım ay kapısına çarptılar sanayide yaptırdım. Sonraki yıl ön çamurluğa çarptılar, serviste orjinalle değiştirttim. (tamir edilebileceği halde) Bakımları orijinal parçalarla ve titiz yerlerde yap, arıza varsa orijinal parçayla değişim yaparak arızayı gider, arabayı ezmeden kullan. Sonra biri gelip "boya var", "değişen var" desin. Fiayt kırmaya çalışsın. Kendini sözüne güvenilmez biri gibi hissettirmeye çalışsın. Sizce de çok komik bir piyasa değil mi bu piyasa? Ahlak ve rasyonel düşünce açısından acınacak haldeyiz. Arabanın güzel görünsün diye komple boyanıp öyle satışa çıktığı günlerden ne günlere geldik.. Not: Sözüm başlığın ilk paylaşımında yaşanan senaryo için değil. Anlatmak istediğim durumla o farklı ama o durum da anlattıklarımın bizi getirdiği noktanın sonuçlarından biri..
  24. O halde her arızayı yaşatan durum sonrası araç değişimi isteyelim? Her arıza her araçta olmuyor, birinin diğerinden farkı da olmasın bu düşünce ile. Boyaya gelmeden onlarca hata oluyor boyadan çoook daha önemli, neden bunlara ses çıkmıyor veya böyle talepler edilmiyor? Boya gerçekten ülkemizde ciddi abartılan konulardan. Yeniden boyanmamış ama alt takımı 50 bin kere yan sanayi ile değişmiş araçları alan insanlar olduğu sürece daha çok ekmek yer galeriler ?
  25. Fabrikasyon üretim sırasında ki bir kusurdan dolayı aracın herhangi bir yerine fazladan boya uygulaması yapılması mevzusunda da müşteriye bilgilendirme yapılması gerekli. Araç o halde satıldıktan sonra durum anlaşılınca tavanın hasar alıp almadığına müşteri nasıl ikna edilecek ? Edilse bile müşteriyi psikolojik olarak bu şekilde zorlamaya kimin hakkı var ? Aracın 2.el satışında ki olası değer kaybını kim telafi edecek ? Yani üretici bir mal üretiyor ve malıyla ilgili her şeyi söylemiyor. Bu malın üretim kalitesinden dolayı görmüş olduğu bir işlemin tüm maddi / manevi riski neden müşteriye yüklensin ? O sebeple araç hasar almış ve boyanmış olsa da, üretim standartlarının doğru tutturulması için fabrikasyon boyanmış olsa da müşteriye bunun belirtilmeden satılması her türlü üreticinin ayıbıdır. Bütün riski müşteriye yıkıp kaçmaktan başka bir şey değildir. He, ben doğru üretim standartlarının tutturulması açısından fabrikasyon olarak belli yeri boyanmış aracı sıfır diye alır mıyım ? Alırım. Yine sevkiyat yahut herhangi bir durumda belli ölçüde hasar almış sıfır bir aracı alır mıyım ? Alırım. Ama üretici bunları baştan belirtecek, bu işin maddi riskinin hepsini bana yüklemeyecek, belli oranda değer kaybıyla o aracı bana satacak ki risk paylaşılmış olsun. Öbür türlüsü müşteriyi keriz yerine koymaya çalışmaktan başka bir şey değil.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.