Cem Boneval

Cin kaçmış bu arabaların içine...

Benim kesin bildiğim Mercedes'lerde suya düşünce her taraf açılıyor. Arkadaşın E200'ü var, geçenlerde derin bir sudan geçmiş, şakır şakır da yağmur yağıyor, birden camlar ve sunroof açılmış, kapatmaya çalışıyor kapanmıyor. Sonunda durmuş stop etmiş biraz beklemiş aracın içinde şemsiye açarak, sonra çalıştırmış bakmış kapanıyor. Dönüşte aynı durum tekrarlamış, servisle konuşunca suya düşen araçta dışarı çıkmayı kolaylaştırmak için böyle bir özellik olduğunu söylemişler.

Konuya az hakim olanlar hTc One'ın nesi yeni diyebilirler, neredeyse 2012 başından beri piyasalarda... One V, One S, One X ve One X+ derken şimdi karşımıza gelen düz One. hTc kafa karıştırıcı bir model ismi vermiş. Olasıdır ki One serisinin diğer modellerine de bu yeni ürünün imajını aktarmak istemesindendir. Dün lansmanı yapılan telefon gerçekten ilgi çekici ve şık ve güçlü olmanın yanında bazı ilginç yenilikleri de var bahsetmeye değer. Ekran 4.7", IPS LCD3 teknolojisi ve tam HD, yani 1920 * 1080 çözünürlükte, bu da 460ppi üzerinde bir piksel yoğunluğu demek. Deneyenlerin ilk gözlemleri çok başarılı ve türünün beki de en iyi örneği olduğu yönünde. Cihazın kalbinde 1.7 GHz hızında koşan dört Krait 300 çekirdekli Qualcomm Snapdragon 600 işlemci var. Adreno 320 igrafik işlemci, 2 GB RAM, 32 veya 64 GB depolama alanı ve 4.2.3 Jelly Bean ile bu donanım hemen tüm "benchmark"larda farklı önde görünüyor. Bu arada performansta zorlayabilecek en önemli rakibin Sony Xperia Z olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Gövde alüminyumdan yapılmış, arkasi yuvarlatılmış, sadece 9 mm derinliğinde ve ele oturma hissi ve işçilik/malzeme kalitesi çok başarılı bulunmuş. Ön yüzde üstte ve altta olmak üzere ayrı ayrı amfileri olan iki hoparlör var ve hTc açıklamasına göre 93 dB ses gücü ile cep telefonundan beklenmeyecek bir performansa sahipler. Tabii Beats Audio desteğini de unutmamak lazım. Çift gürültü önleyici mikrofon ile ses aktarımında yüksek kalite yakalanacak gibi. 143 gram ile çok rahatsız edici bir ağırlığa sahip olmayan telefonda hTc yeni 5.0 sens arayüzünü kullanmış, ilk bakışta biraz Windows 8 - Sony Timescape karışımı gibi görünen yeni sense teknolojisinin kullanılışlı olduğu belirtilmekte. Açma kapama düğmesi şeffaf ve eş zamanlı kızılötesi verici olarak çalışarak uzaktan kumanda özelliği kazanabiliyor. En çarpıcı yenilik ise fotoğraf teknolojisinde: Cihazın sensörü sadece 4 MP büyüklüğünde, ancak hTc'nin "ultrapixel" diye adlandırdığı tekonolojiye sahip, yani her bir piksel standart sensörlere göre %300 daha büyük, bu da ışığa duyarlılığı arttırarak özellikle loş ortamlarda üzerinde f/2.0 lens ve birlikte gelen titreşim önleyici ile birleştiğinde mükemmel fotoğraflar anlamına geliyor. Cep telefonu ile çekilen fotoğrafların genelde sosyal paylaşım sitelerinde dolaştıkları ve dev poster baskılara dönüşmedikleri düşünülürse bence bu çok doğru bir hamle. Gerçekten ilk örnekler çarpıcı bir keskinliğe sahip. 2688 *1520 piksel ebadlı fotoğraflardan meraklsının 30 * 40 cm baskı alabilmesi de olasıdır. Bu arada 1080p@30fps video mümkün. HDR de kullanılabiliyor. Ne kaldı? Ha pil durumu, nihayet 2300 mAh değiştirilemeyen bir Li-ion ünite kullanılmış, bu biraz nefes almaya imkan verecek gibi görünüyor. Ben bunu 6 ay sonra alırım.

Bana gayet uygun göründü. En önemlisi motor soğutma suyu ve kalorifer hortumları. Ama zaten iyi bir usta buna rutin bakar.

Takıldıktan sonra ikisinin de birbirinden farkı olmaz, ne kadar tasarruf yapıp ne kadar az uğraşmak isteyeceğinize bağlı, servis fiyatı o düzeyde olsa ben tercih edebilirdim, bulamayınca mecburen 200 TL'ye mal ettim.

Kim kimi aldatmışki? Muhtemeldir arkadaşa ellerinde Trend olduğu için onu önermişler, göreceli ucuz olduğu için kabul etmiş almış, ben mi yanlış anladım?

Fanın motor durduktan sonra bir süre çalışması bilindik bir urum, ama kış günü ve 10 dakika normal değil. Elektronik aksam ve kontrol arttıkça böyle ne idüğü belirsiz arızaların artması doğal. Benim de geçen gün "hava yastığı arızası, servise gidin" mesajı çıktı. Uğradım baktılar bilgisayara bağlayıp, ya gösterge tablosu ya da hava yastığı modülü değişimi bildiriyor dediler, vaktim olmadığı için erteledim, kendiliğinden geçti uyarı bir süre sonra... Ekleme: Engin'in aşağıda bahsettiği durum olabilir gerçekten, bir ara yazışmıştık, DPF kendini temizliyor olabilir.

Foruma çaktırmadan Nivea reklamı da soktunuz ya... Yakup duy sesimi!!!

Yan sanayii veya değil, üreticisi varsa, resmi yolla ithal edilmişe ve distribütörü varsa garantisi de vardır, ha çıkma alınmıştır, kaçak faturasız alınmıştır ayrı, ben yine de araştırırdım (bkz. açtığın diğer konu)

1. Üzerinde gelen lastikler aracın düz gitmesiniş engelleyecek kadar bozuksa mutlaka garantiden değişmesi lazım, yetkili bayisini bulup araştırın. 2. Üzerindeki lastikler bu haliyle sağa çekiyorsa sağ lastikleri sola takıp bakardım sola çekip çekmediğine, bir tek servisin sözüne güvenerek masraf yapmamayı önerecek kadar çok olumsuz deneyimim oldu maalesef. 3. Ford servisi lastiğe garanti vermez, lastikler distribütörün garantisindedir, Ford'a taktırırsanız sizi doğrudan lastik üreticisinin yetkili bayisine yönlendirir, benim dört lastiğim de Continetal tarafından garantiden değiştirildi, Ford sadece yönlendirme yaptı. 4. Lastiği ucuz bulduğunuz bayiden faturalı olduğu sürece alabilirsiniz, lastiklri ücretsiz takarlar ve ücretsiz balans da yaparlar, rekabet bunu sağlıyor. 5. Saydığınız ürünlerin hepsi Conti Premium Contact serisi de dahil iyi lastiklerdir, ben Michelin'i tercih ederdim, ama hangisini alsanız sıkıntınız olmaz. Yine de lastik masrafı yapmadan bkz. yukarıdaki ilk üç madde

Burada siyasete girmek niyetinde değilim, ancak "Türkiye nasıl soyuluyor" diye gugıllayın, bol okuma malzemesi çıkar. Bu global soygun düzenine çanak tutan yönetimler var olduğu sürece -ki başlangıcı 50'lere uzanır- yukarıda yazdığınız açıklamaların ancak minarenin kılıfı olabileceğini düşünürüm...

Yazılana göre değiştirmiş denemişler ve sorun çözüldü denilmiş, bugün de yeni lastikler alınacakmış, ama bedeli kimden çıkacak?

Demek ki neymiş araştırmadan araba alınmayacakmış... Şimdi genel olarak araba fiyatlarının, özel olarak da Focus'un fiyatının yüksek olduğundan hepimiz yakınıyoruz. Aldığınız donanım seviyesinin bedeli bu, Style alsanız üzerine en az 5.000 TL, Titanium alsanız 10.000 TL ödeyecektiniz ve belki de arzuladığınız donanımlar olacaktı. İş işten geçmiş, artık durumu kabullenip aracın tadını çıkarmaktan başka çare yok.

Kafanızı karıştırmak istemem ama nedense bana çok inandırıcı gelmedi... Lastiklerin yeri değişince ters yöne mi çekecek? Bu durumda lastikler garantiden mi değişecek? Rot ayarı ile dengelenmesi mümkün değil mi? Lastiklerin yetkili bayi/servisinde incelenmesi şart.

Pardon da tüketim fazlası olarak nitelendirilen bu benzin hiç ithal edilmese cari açığa önlem olmaz mı? Pahalı alacaksın, işleyeceksin sonra da ucuza satacaksın, sonra buna da ülkeye döviz getirdim diyeceksin. Aklım kıt, böyle şeyleri anlamakta hep zorlanmışımdır.

Ekonomiden pek anlamam, bu ne demek şimdi?

Türk halkında büyük ölçüde öğrenilmiş çaresizlik durumu hakim. Merak edenlere: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/depresyon.htm http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=42938

Ben de aynı arabayı kullanıyorum ama maalesef aynı hisleri paylaşamıyorum, gitmediğinden değil, ama uçar kaçar bir spor araba havasında da kesinlikle değil. Tabii üretim farkları gücü ±%5 etkileyebilir, kimi motor sağır çıkabilir, benimki de o türden bir atalet yaşıyor olabilir. Konuya geri dönersek 99 VTi ne kadar eski olursa olsun değişmeyen mühendislik ilkeleri ve fizik kuralları çerçevesinde 5000 dd üzerinde çok güzel güç üretir ve pekala ebemle kapışabilir.

Paylaşılmış mıydı hatırlamıyorum, 20 sayfa taramaya üşendim, kusura bakılmaya... Sırf motor sesi için bile izlemeye değer. http://youtu.be/-RSJvV6Ska0

Arkadaş çevreni bir an önce değiştirmende yarar var, ve benden duymuş gibi söyle yollarda gezen arabaların neredeyse tamamı gavur işi...

Ebemin ne çevireceğinin pek bir önemi yok... Bu arada yanlış değerlere bakıyorsun... Sayılardan gidecek olursak 1. Hem 400 m, hem de 1000 m'yi katetme süresi Honda'nın salise düzeyinde de olsa daha kısa, yani birinci km'de duran bir adamın yanından önce Honda geçecektir. 2. Honda'da bir beygir 7,7 kg taşırken, Focus'ta 8 kg taşıyor. 3. Honda 5 ileri ve yüksek devirlerde daha rahat ediyor, yani bir vites atma süresi daha kısa/hızlı kabul edilebilir. 4. Daha önce de yazdığım gibi Focus'un bariz üstün olduğu alan ara hızlanmalardır, o da sayılara yansımış zaten...

Çok şaşırtıcı bir durum değil. Civic daha hafif, 180-200 kg fark eder, torkunu ve gücünü 7000 dd civarında verir, yani sıfırdan kalkıp kesintisiz ivmelenme ile kapışırlarsa bence sonucu şanzıman oranları belirler ve bahsettiğin durum bence normal. Geçmişte Fethiye - Ölüdeniz arasında bu aracı tepe tepe kullanmış biri olarak doğru devirde/viteste olduğun sürece ne kadar atak olabileceğini iyi hatırlıyorum. Ancak EB yüksek torku ile ara hızlanmalarda avantajlı olur. Ford'un beygirleri pek yarış atı kıvamında değildir genellikle. Ve de üzülmeye gerek yok, araba kullanma zevki sadece hızlanmadan ibaret değildir, ve her geçeni geçecek birisi mutlaka çıkar.

Yahu ben de deniyorum ama kafa bir şey anlatmıyor, sıkılıyorum...

Kanı belirtmek pek anlamlı olmayacaktır. Çünkü tüketimi etkileyen faktörleri görmezden gelmemiz zor. Yaşadığınız şehir, güzergah ve kullanım alışkanlıkları sonucu çok etkiler. Anlamsız olsa da izlenimlerimden yola çıkarak kanımı yazayım. Focus 1.6EB fabrika verisi olan 7,6L/100km'yi ben Antalya trafiğinde kendimi zorlarsam tutturuyorum, gamsız kullanırsam %10 üstünde kalıyorum. Bundan yola çıkarak aynı motora sahip olan Kuga'nın benzer değerler vermesini beklerim. Yani Antalya şehir içi için 10-11L/100km Bu Ankara'da 12-13, Istanbul'da güzergahına göre 13-14 olabilir ve kimse bunun aksini iddia edemez. Tüketimi olumsuz etkileyen üç faktör var: 1. EB yük altında fazla tüketebiliyor 2. Standart otomatik şanzıman oldukça müsrif 3. Dört çeker de %10-15 .arttırıyor Bu faktörler Kuga'da tüketimi olumsuz etkileyecektir. Bununla beraber iki çeker 150PS EB manüel şanzımanla tüketim endişesi olanlar için performanstan ödün vermeden ekonomi yapmak için birebir. Ve dört çekere gerçekten gereksiniminiz yoksa ve otomatik delisi değilseniz düşünülmeli... Kısacası Ankara için değerimi revize eder ve 12-13 derim. Ve eklemek isterim oldukça iri bir SUV kullanıp benzinli motorla düşük tüketim beklemek de pek bir hayalcilik olur.

http://youtu.be/rIdhZIGs8H0