Ahmet Gül

Stepne çukuruna biriken su var mı?

Dandik piller hemen bitiyor. Ben de aynı durumdan muzdariptim. Maxell ya da Duracell pil kullanın. Uzun süre beklemiş pilleri satın almayın. Çantanızda ya da cebinizde anahtarın düğmelerinin basılı kalmadığına emin olun. Anahtarınızda şase yoksa sorununuz kalmayacaktır.

Evet plaka sabitleme pinleri.

Tersini çevirirseniz daha iyi görürdük ama zannedersem bagaj kapağı pabuçları. Bagaj kapağı kapanırken darbeyi sönümlemek için yapılmış kauçuklar. Bagaj kapağındaki iki ayağın karşısına denk gelen ayaklara takılır. Mobilden giriyorum aracınızı göremedim. Söylediklerim hatchback içindir.

Benimki dijital klima. Soketleri aynı değil mi manuellerin? Tesisat aynıysa fark etmez diye düşünmüştüm.

Benim Ptc ısıtıcı bu resimdeki. Temsili değildir kendim çektim.

Yok herhangi bir işaret çıkmıyor. Yakıt tüketiminden çalıştığını anlayabilirsiniz. PTC çalıştığında anlık yakıt tüketimi 0.4’den 1.2 gibi değerlere fırlıyor.

Saat 2 de yazdım mesajı 3 saat sonra bir mesaj daha yazdım. Teknik bir aksaklıktan dolayı olsa gerek aynı mesaj mükerrer oldu. Ben de editledim, birini sildim. Ben birini sildim ama ikisi de gitti. Cem Hocam doktorların tüm sağlık çalışanlarının sıkıntılarını da biliyorum. Her zaman yanınızdayız, sizi destekliyoruz. Bu ülkenin ordusuna kumpas kuruldu da koca koca paşalar, ana muhalefet partisi, avukatlar, bir kısım medya dahil olmak üzere kimseye dertlerini anlatamadılar. Babam bile yapmıştır pez....ler dedi. Onların derdini anlatamadığı yerde bizim sesimiz bile duyulmuyor. Alınganlık mevzusu olmadığını düşünüyorum. Okuduğum cümleyi gayet iyi anladım. Hiç sevmediğim yandaş sendika bile bu konuda dikkat çekmeye çalışıyor. Peşin hükümler ve genellemeler bu tür sorunları daha çıkmaza sokar. Ben iyi niyetli kardeşlerimin empati yapmasını dilerdim.

Uzun uzun yazmıştım sebeblerini ancak silindi okudunuz mu bilmiyorum. Biz tepki göstermiyoruz degil, her platformda derdimizi anlatmaya çalışıyoruz ancak gözler kör kulaklar sağır vicdanlar ölmüş. Canımızı dişimize takıp uğraşıyoruz bir evladımızı daha nasıl kurtarırız diye. Çaresizliği anlatıyorum burada. Bu sözünüzden sonra ben bu tartışmada yokum. Size iyi akşamlar dilerim.

http://www.memurlar.net/haber/707869/ofkelenen-veli-mudur-yardimcisini-darp-etti.html Tevafuk oldu ☹️ --37 dakika sonra eklendi-- Eee benim tüm yazdıklarım silindi ☹️

Eğitilecek öğrenci bir hamura benzer. Uygun şekili verebilmek için ilk olarak hamurun kıvama uygun hale getirilmesi gereklidir. Ne yazık ki okullardaki aksaklıklar hayal edebileceğinizin bile ötesinde. Cem Hocam, size gelen öğrencilerin yetersizliğinden bahsetmişsiniz, hakkınız vardır. Yalnız şunu unutmayınız ki biz aşağıda bir varoluş mücadelesi veriyoruz. Sizin yetersiz gördüğünüz öğrenciler, bu bataklık içerisinde bin bir çile ile yetiştirdiğimiz çiçekler. Bu tanımlamam bile aşağıda durumun ne kadar içler acısı olduğunu size anlatabilmeli. Duygusal davranıp da mübalağa yaptığımı lütfen düşünmeyiniz. Aşağıda gerçekten bir varoluş mücadelesi veriyoruz. Kısa sayılabilecek tecrübeme rağmen, televizyonlarda karşınıza çıkan, hayatta bunlar da oluyormuymuş diyebileceğiniz bir çok ekstrem olaya şahit olmuşluğum var. Bu mevzuları açıp canınızı sıkmak istemem, başka bir platformda bu konular da konuşulabilir. Umutsuz değilim. Hiçbir şey düzeltilemez değildir. İrade konulduktan sonra, tüm bu olumsuzlukları düzeltmek kısa vadede yapılacak iştir. Önemli olan o iradeyi koyabilecek siyasi iradeyi bulabilmekte. Eğitim sistemi mevcut haliyle sürdürülebilir değildir. Bu durumun eninde sonunda siyasi erkin de farkına varacağını düşünmekteyim.

Biz sorunu ve çözümü biliyoruz da Cem hocam sorunu çözümü iletebileceğimiz bir mekanizma yok. Çarklar işlemiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bürokratlara değil de yoldan çevirdiği bir öğretmene sorsa inanıyorum işler düzelir. Bürokrat hiçbir şey bilmiyor ki, ne bir okul görmüş ne bir derse girmiş ne sorunun farkında. Neyse ben derse gideyim de kuzucuklarım eğitimsiz kalmasın [emoji4] Konuşulacak daha çok şey var. Akşamlar bunun için. İyi günleriniz olsun.

Daha yeni idealist bir öğretmen olarak her zaman güncel eğitim modellerini takip eder ve teknolojiden olabildiğince faydalanmaya çalışırım. Yalnız bu köhne sistem tüm çabalarıma rağmen beni de kendi kara deliğine çekmeye devam ediyor. 2005 yılında eğitim sisteminin değişmesi ile yapılandırmacı eğitim sistemine geçildi. Yapılandırmacı eğitim sistemine göre birey bilgiyi ezberleyen değil, bilgiyi birincil kaynaklardan edinerek içselleştiren, yapılandıran yeniden yorumlayan kişidir. Öğretmene bu noktada düşen görev ise öğrenme ve öğretme ortamlarını düzenlemek, ögrencilere bilgiyi edinmeleri için gerekli fırsatları vermektir. Tanımlar çok güzel, şiir gibi. Okuduğunda bu mükemmel sistemden nasıl yetişmiş eleman çıkamıyor diye düşünüyor insan. Zaten ülkemizin, bu toprakların çıkmazı da burada başlıyor. Yapılandırmacı yaklaşım ile eğitim sunabilmek için ilk önce bilgiyi ‘’ Yapılandırabilecek’’ yetiye sahip öğrenciler olması gerek. Yani, analitik düşünme, eleştirel düşünme, bilgiden bilgiye ulaşma, bilişsel ve duyuşsal farkındalık, problem çözme gibi yeteneklere sahip olmalı ki edindiği bilgiyi yorumlasın, problem çözme, farklı durumlarda bilgiyi kullanma vb durumlara uyumlasın. Kastamonu’nun ortalama okullarındakini kenara bırakın en iyi okullarındaki öğrenciler bile bu meziyetlere o kadar uzaklar ki tahayyül bile edemezsiniz. Okuldan önceki dönemleri sanki kara bir boşluk. Genel kültür, Türkçe’ye hakimiyet, sosyal ilişkilerdeki beceriler neredeyse sıfır. Karşınızdaki eğitilecek kitle bu olduğunda maalesef modern öğretim yöntem be tekniklerini uygulamak da imkansızlaşıyor. Peki bu durum nasıl düzeltilebilir? Öğretim sistemi, öğretmen, okul, malzeme değişiklikleri bu durumda çok da işe yaramayacaktır. Sorun okul, öğretmen, kitap, sistem sorunu değil sorun eğitime değer verme, gönül verme, eğitime karşı olumlu bir tutum sergileme, öğrenmeye istekli olma sorunudur. Eğitime değer vermeyen, önemsizleştiren, mahalle kabadayısın okumuş nitelikli bir bireyden daha özenilir ve makbul olduğu bir ülkede eğitimi sistem, öğretmen ya da okul değişikliğiyle düzeltemezsiniz. İlk olarak yapılması gereken şey budur. Saygılarımla.

Nedense ben de Primacy 3 lerden memnun kalmadım. İlk 10 bin km süper, sonra lastik karakter değiştirdi. Bridgestone Turanza 001 kullanıyorum şu an Focus 3 de tavsiye ederim. Kullanmamakla beraber gördüğüm kadarıyla insanların genel olarak üzerinde mutabık kaldıkları diğer lastik de Continental CPC5. Allah kolaylık versin lastik almak araba almaktan zordur [emoji846]

Bu dizel hesap kitap işi 0 araç alımlarında mantıklı olabilir. Sonuçta 27 bin fark verip de dizele binmek aile aracı için tasarruf yaratmaz. Ancak ikinci el araç alanlar bu hesabı niye yaparlar anlayabilmiş değilim. 100 bin civarındaki temiz bir dizel Focus 55-60 bin bandında edinilebilir. Aynı benzinli Focus ise (1.6 ti-vct) yine yaklaşık fiyatlarda. Peki o zaman neden benzinli tercih edelim ki? Kaldıki 60 bine alınan Focus satıldığında yine aynı rakamı görecek. Öyleyse zarar olmadığı gibi yakıttan ve konfordan fayda var. Yıllık 50 bin yapana da 5 bin yapana da ikinci elde dizel öneririm.

Ben de Cem Hocam gibi menzilde bir fark olmayacağını düşünüyorum. Ya da olsa bile bunu tespit edebilmek için objektif değerlendirme yapabilmek güç. Benim fikrimce iyi marka yerine iyi istasyon bulmak gerek. İyi markanın istasyonları da genellikle iyi oluyor bu da ayrı bir mevzu. Açıkcası başka marka güzel bir kampanya yapar yarin ben de değiştiririm. İlk beşteki akaryakıt firmalarının birbirinden farklı olmadıklarına inanıyorum.

Bahsettiğim kampanya sadece ZUBİZU üyelerine özel. Üyelik ücretsiz. Yoksa Shell puan da 100 liraya 50 kuruş gibi komik bir rakam. Üyelik kartı taşıdığınıza bile değmez. Siz pompacıya hangisi iyiyse onu ver deyin onlar şaşmaz. Memnun kalacağınız kanaatindeyim. Bir yıl Opet de kullandım Shell bana daha sessiz geldi. Bilemiyorum belki de psikolojiktir. İyi geceler dilerim

Ben yıllardır Shell kullanırım bir şikayetim olmadı. Shell V power Nitro olması lazım. Zaten siz yanaştığınızda pompa görevlisi onu verecektir. Bu arada Shell Smart Club kart ve ZUBİZU mobil uygulamasına üye olur ve plakanızı tanımlarsanız sürekli olarak 300 liralik akaryakıt alımınızda 15 lira hediye yakıt kazanırsınız. Rakam küçük gelebilir ancak senede bir depo ediyor. Bedavadan bir depoya hayır denilmez [emoji3] Enjektör temizleyici katkıları defalarca kullandım. En iyisi Wurth'dür. Kullanmanın bir zararı olmaz lakin gerek de yok. Mevcut katkılı mazotlar zaten gerekli temizliği yapıyorlar. Bana sorarsanız Carbon Clean uygulaması enjektör temizliği hususunda çok daha faydalı. Fiat servislerde ve anlaşmalı kuruluşlarda yapılabiliyor. 130 bindeki aracıma yaptırmıştım aracin rahatladığını hissedebiliyorsunuz. Yine de beklentiniz çok yüksek olmasın. Bazıları bunu yaptırdığında araba uçacak sanıyor. 76 bin km deki bir araç için dramatik bir fark yaratmayacağını söyleyebilirim. İnternetten Carbon Clean olarak arama yaptığınızda ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz. http://www.carboncleanturkiye.com/sayfalar.asp?KatID=2&ID=31 Verdiğim adreste Fiat-TOFAŞ, Ford-OTOSAN gibi kuruluşların yaptığı ya da yaptırdığı Ar-ge ve test sonuçlarının ayrıntılarını inceleyebilirsiniz.

Aynı durumu ben de yaşadım. Bir tokat attım düzeldi [emoji3] Muhtemelen soketi gevşemiş ya da ampülü patlamıştır.

Bu adil kullanım kotası yeniden düzenleneli benim internetin keyfi kaçtı. 35 mbps 100 gb Akk'lı fiber internet kullanıyorum. İki senedir hiçbir şikayetim yoktu. Bu düzenleme hayata geçeli yogun saatlerde (20:00-00:00) 5-10 mbps ancak alabiliyorum. Bu saatler dışında ve ay sonlarında bir sıkıntı yok. Kaç kere şikayet kaydı oluşturdum. Modem ve port değişikliği yapıldı. Sonuç hüsran. Ttnet her seferinde sorun bizden kaynaklı değil savunmasında. Bu derdimi kime diyeyim a dostlar. Tüm keyfim kaçtı. Eskiden 4.5 mb/s ile download yaparken 1-1.5 mb/s'lere mahkûmum. BTK'ye şikayet etsem bir sonuç çıkar mı?

Söylediklerinize katılmıyorum. Benim bahsettigim oksijenin hava filtresini tıkanması falan değil bu sonuca nasıl ulaştınız anlayamadım. Soğuk hava performansı artırır kabul ederim ama dondurucu soğuk değil [emoji4] 5 yıldır TDCI kullanırım benim ulaştığım sonuç sizinkiyle aynı degil. Tdci motorlar kışın şehir içinde çoğu zaman optimum sıcaklığa ulaşamazlar. Kış lastiklerinin yuvarlanma direnci üstüne bir de filtreler kirlenmişse-kirli olamayabilir bahsettigim kirlilik sarf malzemesinin zamanla olağan birikimi, misal son bakım 10 bin km önce yapılmıştır artık hava filtresi dolmuştur vs- gibi nedenlerle kışın biraz daha performanstan ödün verebiliyor. Tabiki burada varsayımsal bir fikir beyanı yapıyoruz. Hiçbiri de olmayabilir. Dpf temizliği sırasında da bariz bir performans düşüşü oluyor belki bu zaman denk gidildi. Tdci motorlar çok uzun süre şehir içi ve ya dusuk devirde kullanılırsa yine bir performans düşüşü oluyor ya da belki gerçekten bir sorun var. Bunu aracı görmeyen kimse bilemez. İyi akşamlar dilerim.

Kış şartları aracin performansını bir nebze düşürür. Bunun yanı sıra bir müddet sonra kirlenen hava yakıt filtreleri gibi sarf malzemeler de performans düşüşüne sebeptir. Kış lastiklerini de yabana atmamak lazım tabiki. Tüm bu etmenler birleşince aracınızın eskisi gibi 2. Viteste gaza abanınca lunapark gibi tüm ışıkları yakması zorlaşıyor [emoji3] Bence havaların biraz ısınmasını bekleyin. Yaz lastiklerini takınca bir de hava filtresini değiştirin. Eskisinden daha iyi olacağını göreceksiniz. Kazasız sürüşler.

-16 dereceyi Kastamonu'da gördük. Rölanti halinde alternatör gerekli enerjiyi sağlayamadığından süreç biraz uzuyor. Bir-bir buçuk dakika rolantide beklemiş aracım, yaklaşık 3 km mesafe aldıktan sonra (3dk) ılık bir hava veriyor. 5-6 dakika sonra ise neredeyse el değmeyecek şekilde ısınıyor. Araç Focus3 1.6 TDCI 115+ptc heater

Bazı şeylerin çözümü esasında bu kadar zor olmayabilir. Kapatmak faydalı ya da değil mi ufacık bir deneme yanılma yöntemi ister. Kastamonu kar bakımından epey şanslı bir bölge ve senelerdir araçlarımızla kar üstünde yol alırız. Çok usta bir araç kullanıcısı olduğumu düşünmüyorum ancak bilmek isteyenlere yaşadığım bir kaç senaryoyu aktarmak isterim. İlk senaryoda size yaklaşık yüzde 10-12 lik dik bir rampada TCS kapatılırsa ne olacağını anlatayım. Dik bir rampada TCS'yi kapattığınızda kalkış esnasında aracınız patinaja düşecek ve kalkmayacaktır. Bu zaten malumun ilanı. Peki yokuş destek de kapatılırsa? Lastik dişleri patinaj esnasında doldugu ve aracı tutan bir yokuş kalkış sistemi de olmadığı icin sanki geri vitese takılmışcasına kayarak geriye fırlıyor. Denemek isteyen kontrollü bir alanda deneyebilir. Bir başka senaryo ise farklı karakterdeki zeminler. Bu alanlarda TCS kapatılacak olursa gaza hafif bastığınız anda aracın fırıl fırıl döndüğüne iki saniye içinde şahit olursunuz ki dua edin ESP toplasın. Bir kere kontrolünü kaybettiğiniz aracı tekrar toparlamak ise şans dışında bir etmenle açıklanamaz. Anlattığım senaryolar uydurma değil bizatihi deneyimlediğim ya da kontrollü olarak denediğim durumlardır. Amacım ukalalık yapmak degil olası durumların önüne geçmek için bireysel bir çabadır. Bu deneyimler Focus 3 ve henüz gıcır gıcır Nokian WR D4 lastikler ile yapılmıştır. Özetle tavsiyem hiçbir yol durumunda TCS ve yokuş kalkış sisteminizi Ford dışındaki modellerde ise ESP'nizi kapatmamanızdır. Ben kapattım bir şey olmadı tarzı söylemler şansı zorlamaktan öteye geçmez. Unutmayın ki olacak olan zaten bir kere oluyor. Bu bilgisayar oyunu değil maalesef çoğu zaman ikinci şansımız olmayabilir.

Süratin önemi yok. Çok sert basarsanız ABS devreye girer. Söylediğim gibi bunun amacı kitlenmeyi önleyerek olası bir ihtiyaç anında araca yön verebilmenizi saglamak. Kitlenme olursa araca yön veremezsiniz. Hava basınçlarınızı yine de kontrol edin. Soğuk havalarda basınç düşebiliyor. 34 bastığım lastiklerim bugün kontrol ettigimde 30 a düşmüştü.