2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
07-04-2015 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Merhabalar efendim Bu başlıktan önce eğer bakmadıysanız ilk tanıtım başlığımıza bakmanızı tavsiye ederim. Çünkü orada söylediklerimi burada tekrarlamamaya çalıştım. http://www.focusclubtr.com/topic/8769-2014-makyajlı-ford-focus-incelemesi-test-sürüşü-dikine-park-fotoğraf-video/ Unutmadan, 1.5 dizel otomatik fiyatları açıklandı bunların detayı ve diğer tüm teknik sorularınız için bu başlığımıza bakabilirsiniz http://www.focusclubtr.com/topic/7052-makyajlı-ford-focus-3-genel-başlık-tüm-detayları-ile-2014-focus/ + Deri direksiyon ile artık daha fazla şımartıyor + Kusursuz seyehat + Konfor + Yalıtım + Şanzıman + Fren + Müzik Sistemi + Direksiyon - Koltuk destekleri yetersiz - Ön Kol dayama yok ( ama sayemizde style'a eklediler ) - Arka koltuk yapısı ve alanı - Diz'e değen ve alışkanlık isteyen konsol çıkıntısı (far bölümü) - Eşya gözleri artmış ama yine de yetersiz (gözlüklük yok, koltuk altları ve taban boş) - Demode ekranlar - Fiyat (69.970 tl) Neyse ki Titanium ile bu eksiklerin çoğu kapanabiliyor. Eskiye göre aracın sessizliği ve konforu çok iyi olmuş tam bir olgunluk abidesi gibi, 17''lik Golf'ten kesinlikle daha iyi konforu. Rüzgar sesi 120 civarı başlıyor ama rahatsız edici seviyeye yükselmiyor, oldukça yüksek hızlara çıktım ama yüksek ses hatırlamıyorum. Kasis ve çukurlardan çok iyi geçiyor -şaşırtıcı seviyede- ilk defa böyle focus kullandım - Kumanda ile 4 cam açılıp kapanabiliyor. - Far kumanda kısmı fazla çıkıntılı dizimin oraya değmemesi için koltuk ve direksiyon ayarlama çabasına girdim sonunda oldu ama yapana kadar gıcık oldum. - Aux girişi yok, usb desteği ile telefon veya flashdisk'ten müzik dinlemek mümkün. - Yokuş kalkış desteği gibi günlük hayatta kolaylıklık sağlayan elektronik sistemler standart sunuluyor olması iyi olmuş (Hız sabitleme vs) - Yol bilgisayarında hız sabitleme ibaresi çıkıyor ama kadran içinde ayrı ışıklandırma yok; bunu gözlerim aradı. - 95 ps motor yeterli güç veriyor. Fazlası yok - Fiyat olarak sedan Trend X oldukça pahalı bunun yerine Style dizel sedan tercih edilmesi gerekiyor aradaki fiyat farkı sadece 2.000 tl hem de motor güçleniyor. Diğer motorlarda fiyat farkı daha fazla, Otosan baz donanımda öpücük seviyor Üşenmedik aracın kaldırımdan kaldırıma tur mesafesini ölçtük. 16'' jantlı sedanlar aynı çıkarken 17'' jantlı hb 1 metre daha uzun dönüş çapına sahip olduğunu gördük! 9 metre + araç genişliği ikisi. Toplam 11 metre 10.2 metre + araç genişliği biri. Toplam 12.2 metre Teknik veri ise 11 metre :))))))) YouTube'dan video Hızlanma videosu http://www.focusclubtr.com/topic/9715-2015-ford-focus-16-tdci-95-ps-ve-2012-ford-focus-16-tdci-115-ps-0-100-hızlanma-ve-fren-testi/ YouTube'a giremeyenler için alternatif video linki http://www.dailymotion.com/video/x2lwucn_2015-makyajli-ford-focus-trend-x-1-6-tdci-incelemesi-ve-makyajsiz-kiyaslamasi-test-surusu_auto Makyajlı Araç: 1.6 Tdci 95 ps Trend X Makyajsız Araç: 1.6 Tdci 115 ps Style Plus Depo kapağı içinde yer alan kolay yakıt sistemi girişi değişmiş. Yakıt türü baskı olarak eklenmiş. Ford'un söylediği şeyler doğru mu çıktı? Evet. Ön cam 1 mm (5 mm) kalınlaştırılmış. Arka camlar aynı kalmış 4 mm. Hb gibi Sedan karoserde yer alan stoplar incelmiş, ayrıca etrafındaki tasarım değişmiş; akışkanlık verilerek ve yuvarlak hatlar eklenmiş. Ford logosu etrafındaki parça ortadan kalkmış, focus yazısının üstüne ütü izi eklenmiş ve yazı yer değiştirmiş. Bagaj kapağının boyu birebir aynı, bagajın içi birebir aynı. Stoplar arası mesafe değişmiş. Bagaj açma düğmesi ve led sayısı değişmiş. Kilit düğmesi orta konsol'dan kapıya gelmiş. +1: Konsol karışıklığı -1: Diğer yolcuların ulaşma zorluğu Bana göre doğru oturma pozisyonu ile herhangi bir yetersizlik yok. (Boy 1.82 m) Evden havaalanı yokuşlarına kadar ve havaalanına gittikten sonra uzun yol tüketimi yokuş bölümleri 100+ hız ile alındı. Değişen tasarım ile en çok beğendiğim yer klima ünitesi ve ek eşya gözü oldu. Daha sportif ve kullanışlı ayrıca kaliteli, parça birleşimlerinde sorun yok. Ses yapan hoparlörlere çözüm bu şekilde bulunmuş, makyajsız kullanıcıları eğer boğuk ses geliyorsa bas ile bunu yapabilirsiniz. Beyaz bez ve içindeki parça sonradan eklenmiş. Buradaki fotoğraf ölmüş, eklenecek. Yardımları için Bekir abi ve Ozan'a çok teşekkür ederim Dizel Otomatik testinde görüşmek üzere19 puan
-
Ford bizi Mondeo'nun (şu anda ki eski kasa) testleri için Sardunya'ya götürmüş. Aradan bazıları çıkıp "Bizim bayileri oraya götürmeyin, bunlar bildiğiniz gibi insanlar değil ... kaçarlar, toparlayamazsınız" demiş ise kimse onları dinlememiş (...ki aynen öyle oldu, biz de testlerin ikinci günü akşamı uykumuz geldi diye kaçıp Prag'a topuklamıştık.) ...iyi ki de dinlememiş. ... arabalar ile yol testi yapıyoruz, Sardunya bol virajlı (bir yanı dağ, bir yanı uçurum) yollara sahip ...yol notlarını alıp çıkıyor (her arabada üç kişi) bir sonraki durak/dinlenme/yemek alanında grupla buluşuyoruz. ilk gün böyle geçti, halka açık yollarda zevkli, güzel manzaralı bol-bol araç sürüşü. Sonra ikinci gün başladı... Liman sahasının bir kısmı kapatılıp pist'e dönüştürülmüş ve bu trfiğe kapalı alanda bizden araçları "zorlamamız" istendi. İstasyonlar halinde çalışıyoruz, 4 veya 5 kişinin yanına bir Ford Turing pilotu veriyorlar, onlar bize neyi nasıl yapmamız gerektiğini gösteriyor ve sonra da onları taklit etmemiz bekleniyor. Günün sonunda bu istasyon çalışmasından en iyi not alan üç kişi ayrıca ödül kazanacağı için herkes dikkatli, kasıyor. Öğle yemeği molası dışında ara vermeden çalışıyoruz, yoruluyoruz (biraz) ama ortam çok eğlenceli, bu nedenle millet mızmızlanmıyor. Böyle bir ortamda sıra TIR sollamaya geldi ... kukalar, lastikler ve taşınabilir bariyerler ile bir istasyon kurmuşlar ... rota şöyle ... ...alt kısımda marş'a basıyor ve (kırmızı ok yönünde) ilerliyorsun. Sollama noktasına geldiğinde (ilk yatay mavi çizgi) maksimum hız 50km/h ... bunun üzerindeysen (kocaman bir skorbord koymuşlar kenara hızını görüyorsun) kırmızı ışık yakıp seni geri gönderiyorlar. Mavi çizgiyi aşınca gazlamak serbest, senin gidiş-geliş yolda TIR solladığın farz ediliyor ... sollamayı kaç saniyede bitireceğin ise istasyonda başarı sağlamak için gerekli kriter. İşaretli noktada sollamayı bitiriyor, ani sağ ile şeridine dönüyor ve ikinci mavi çizgiden, yani zamanlayıcıyı durduran hattan geçiyorsun. Aslında basit , ben bile ilk anlattıklarında anlamıştım (o kadar basit yani) ...biz başladık tabi. Süreler de beraberinde geliyor ... her sürücünün toplam 2 hakkı var ve daha iyi olan zaman listeleniyor. Gazlıyor, koşarak geri geliyor ve yeniden arabaya binmek için bekliyorsun ... orada en az 7 - 8 kişilik bir grup var ve bu bekleyenler o biçim tezahürat yapıp, birbirini gaza getiriyor. Bizden önce İspanyollar bu istasyondan geçmiş, onların sürelerini sorduk "11-12 saniye gibi" cevabını aldık, demek ki bu sürenin altına inmemiz lazım. ...ilk deneme ... kötü kalktım ama onun bir önemi yok, 50km/h geçişinde iyiyim (tam tamına 50) sonra bastım pedala, elimden gelse taban halısını delicem, sollama bitiminde ya Allah diyerek frensiz şerit geçişi yaptım (vites düşürüp kompresyonla kasarak) araç biraz kafa salladı ama topladı. Yeniden gazladım ve 11.7 saniye. ..pıFFF İndim arabadan, memnun değilim tabi ... daha iyi yapabilirdim diye söyleniyorum kendi kendime. Yürüyerek geçtim kuyruğun sonuna, iki önümde bir kız var. 165 falan, at kuyruklu, sarışın ... bizden mi? Değil ... neyse ... salla ... kuyruğa kaynak yapmış dedim. Milleti seyrediyor ve sıram gelsin diye bekliyorum. Sıra kıza geldi, bindi arabaya. Emniyet kemerini taktı ... bastı, sola çıktı, gazladı, sağa geçti ve bitirdi. - 9.7 ....buyur?!? yemin et?!? harbiden mi?!? kuyrukta ki maço herifler bir anda sus-pus ... bizden sadece tıSSSSSS sesi geliyor. Sıra gene bana geldi, kız hem moralimi bozmuş, hem de gazlamış beni. Sola nasıl çıktığına ve sağa nasıl geçtiğine bakmışım ama. Sert manevra yerine aracı hafifçe yönlendirip akmaya bırakmış. ...aynısını yaptım. Ani manevra yerine aracın kinetik enerjisini korumaya özen gösterdim ve sollamanın son kısmında ayağımı hafifçe gazdan çekip vites falan düşürmeden, futbol tabiri ile "şık bir bel hareketi" çekerek istasyonu bitirdim. - 10.9 ...bu iyiydi işte dedim kendi kendime hafiften yengeç gibi yürüyorum geri dönerken (bkn.tieyyyttt dağıtırım leyn) baktım kız yanımdan geçiyor. Dönüp led ekrana baktım. - 9.5 haSSSSS....off yaaa!! Soradan öğrendik ki o kız Avusturya Turing Car yarış takımının üyesiymiş, profesyonel şoförmüş ... iyi de o kadar da fark yenmez ki be kardeşim. ...anlayacağınız test'leri terk edip Prag'a kaçtıysam (o akşam) bunun bir nedeni var (bkn.yersen)4 puan
-
4 puan
-
arabaya değil de (o kadar zorlamadan bir şey olmaz) ...ya da şyöe anlatayım ; soğuk lastik ... pati-pati-pati kalk ... 7-8 saniye sonra freni kazıkla, ABS falan devrede ...kaZık...kaZık dur. ...lastiklerin gün sonunda seni bırakır giderse şaşırma derim (bkn.pistte p*çl*k yapıp çok eğlenen ama PZero'ları bitince ağlamaklı olan adam)4 puan
-
trafiğe kapalı alanda 0 - 100 - 0 yapmak çok zevklidir, hele ki o araba senin değil ise4 puan
-
Engin Abi zaten bende anlamıyorum far kumandasına 190 boyla ben nasıl dizimi çakamıyorum .Ya bende birşey mi var acaba.Bu arada bence donanım farkı aracın dışında değil de sadece içinde olması gerektiğini düşünüyorum.Makyajlıyla sanırım dediğim yola doğru gidiyorlar.Sac jant sanırım artık yok focuslarda ve bence süper.Düşünün 60 bin tl veriyorsun ama araban sac jant ve hemen gidip önce jant alıyorsun 2 bin tl harcayıp.61 bin olsun alaşım jant olsun benden de + puan olsun Bir de Yakup inceleme videosunda aracın içinin makyajsıza göre daha sessiz olduğunu söylediğinde şimşek çaktı. Bizim kapı fitillerinin sesi aldığı yönünde bir duyum almıştım kaynağını hatırlayamadım.Peki artık makyajlı ve makyajsız arasındaki parça uyumu araştırmaları yapılabilse bence süper olurdu.Makyajlının kapı fitilleri acaba daha mı az ses alıyor.Makyajlının kasislerdeki sessizliği ön takımlara yapılan değişikliktenmi kaynaklanıyor.Ön takım makyajsıza sorunsuz takılabiliyor mu? Kafamda deli sorular.Ben gidip biraz bilet satıyım pahalısından4 puan
-
Sene 80’li yılların sonu, henüz bademin ucunda açmış çiçeğim ve yaz stajı yapıyorum. Gorbi (Gorbaçov) iktidarda ve k*ç*ndan Glasnost (Açıklık) diye bir şey uydurmuş. Yani Demir Perde inmiş gibi gibi, gıcırdıyor … arada direniyor ama perde iniyor. Sovyetler (henüz dağılmamışlar) açlıktan geberiyor, henüz Batı’ya hammadde ve enerji satmaya yeni başlamışlar ve doyuracak boğazlar, aylardır maaşları ödenmemiş memurların cebine girecek paraya ihtiyaç var ve doğal olarak ellerine geçen her şeyi (özellikle dolar ödemeye razı kişi ve kuruluşlara) satıyorlar. Dedim ya staj yapıyorum ve şansıma Koçtuğ’a düşmüşüm… iyi bir şirket Koçtuğ ve gemileri görece yeni (aslında yeni falan değil ama Türk Ticaret filosunun diğer gemilerine göre daha iyi durumdalar… yani benim ki yaşlılar yurduna gidip orada 100+ yaşındakilerin arasında görece bomba gibi duran 65’lik amca’ya aslan gibisin deme vakası.) -Stajyerler- normalde “değiştirmeci” olarak çalışır, yani gemi Türk karasularında ise esas personel evinde dinlensin diye onu destekler. Ben de Milas1’e değiştirmeci olarak gitmişim. Enspektör gemi Mersin limanına varınca Kaan beni arasın diye haber yollamış, ben de aradım tabi. - Kısa sefer atar mısın? Bu sene ki ve önümüzde ki yıl ki staj defterini tam doldururum + sana tam maaş veririm, üçüncülük yaparsın …dedi. Yaparım tabi … üçüncü iyi maaş alır (…aslında almaz ama öğrenciye göre aldığı para süperdir) üstelik iki yıllık staj O.K’i almak demek bir sonraki yaz (son yılımda) tatil yapabilmek demek … yani Obarey! Salağım ya … “nereye gidicez?” diye sormayı unuttum. Mersin limanında ikmal yaptık, vira bismillah dedik … Bülent diye bir ikincim var, adam deniz kuvvetleri emeklisi … suratı 7/24 sirke kıvamında ama işi biliyor. Ana makineleri falan devreye aldık, kayıt defterine not düşüyoruz … sancak makine şu saatte, iskele makine bu, kıç balastta şu kadar su var, sintine temiz vs.vs. - Efendim nereye gidiyoruz? …dedim laf arasında … hırlar gibi Novaya Zemlya dedi. Ben de biliyormuş, Novaya bilmem nerenin taaa içindenmişim gibi “Hıı..tamam!” dedim. İşim bitince hemen yaşam mahalline topuk. Orada öküz kadar bir dünya haritası asılı … ara, ara … ulan nerede bu Novaya Zemlya? Sonra bir yağcı ızdırabımı fark etti, gösterdi. …hadi be? Novaya Zemlya dünyanın k*ç*nda, ya da tepesinde (bakış açısına göre değişir tabi) ama Amerikalılar der ya “Middle Of Nowhere” işte mekan Middle Of Nowhere’nin Middle Of Nowhere’i … ohanZi yani. …kimse daha önce oraya gitmemiş. Zaten birkaç ay öncesine kadar “yasak” bölgeymiş, Sovyetlerin askeri üsleri falan oradaymış … o sulara gireni mermi manyağı yapıyorlarmış. …hadi be? Beni karalar bağladı tabi, gemi ile ilk uzun yoluma çıkıyorum, gittiğim yere bak! Havasındayım. Ege’yi geçtik, Akdeniz’i ve gibraltar’ı geçtik, Biskay’ı sancağa alıp başladık kuzeye çıkmaya. Çık, çık, çık … bitmez … beHHH. Bir de boş gidiyoruz, resmen azıcık borda havası yesek yelkenli gibi yatıyor bizim yaşlı kız. Uskurun yarısı içeride, yarısı sudan dışarıda … arkamızda uçak gemisi gibi dümen izi bırakıyoruz (yani 7-8 knot ile sürünüyoruz) İstanbul’da palamar saldıktan yaklaşık otuz gün sonra Novaya Zemlya (New Land = Yeni Topraklar demekmiş.) karşımızda belirdi. Kuzey kutbuna doğru uzanan ve –şey’e- benzeyen (siz anladınız neye benzediğini) bu garip adanın güney tarafındaki limana (…ki zaten başka sivil liman yok) ve o limana adını veren şehre (…ki zaten başka şehir de yok) yani Belusha Guba’ya bağlanacaz. …öyle de oldu. Limanda bizden başka gemi yok, zaten ortalıkta pek de insan yok. Dediler ki Novaya Zemlya’da 2,000 kişi yaşar, onlar da Belusha Guba’da kalır. Ama silolar var ve içleri maden cevheri (manganez ve çinko) dolu … peki o maden nereden geliyor? Sovyet döneminde adada ceza kolonileri (madenler) varmış ve mahkumlar o cevheri çıkarıyormuş. (şimdilerde kim işletiyor o madenleri? …bilmiyorum) …hıııı … dedim. (bkn.s*çt*k) Eeee? Ne yapılır bu şehirde? …limanı KGB’nin (o zamanlar daha FSB olmamış) omuzları “yeşil” apoletli askerleri tutuyor. Resmi kura göre 1 ruble = 1 dolar , karaborsada ise 1 dolar = 40 ruble … ama kaçak dolar satarken yakalanırsan … nasıl diyeyim? Çinko madenleri neye benziyor? İlk elden tecrübe edinirsiniz. Zaten b*kt*n bi mekan, aslında risk almaya gerek yok ama işi bilen bi abimizin (dedim ya çitlembiğim daha … yol iz bilmem) peşine takılıp geçtik gümrükten. Biraz dolar var yanımızda, parayı ayakkabının astarına saklamışız. Bir karton Kent ve bir şişe JB verdik muhafızlara … free pass aldık J daldık şehre. Zaten iki bar, bir k*rh*ne ve bir de kapalı yüzme havuzu var Guba’da … yani istesen de fazla seçenek yok. Biz de önce ilk bara, sonra ikincisine … sonra k*rh*neye ve en son olarak havuza gittik. Yaz mevsimi olduğu için (bkn.white nights) zaten gece olmuyor … bi ara ortalık hafifçe loş hale geliyor ama o kadar … geri kalan zamanda her yer aydınlık. (bir de bunun tersini düşünün) İçtik, s*çt*k, yüzdük ve gemiye döndük (25 metrelik olimpik havuzun suyunu ısıtmışlardı … beHHH) gemi mürettebatı bir gün içeri, bir gün dışarı çalışıyor. Yani ilk gün biz çıktık, ikinci gün gemide kalıyoruz ve sonra bir gün daha limana çıkacağız … plan bu. Öyle de oldu, gün devrildi … liman sıramız geldi. Sivilleri giyip çıktık dışarı. Ruslar gömlekle, biz uzun fanila ve yünlü kazakla dolaşıyoruz (dışarısı 5 derece falandı) içmeye gittik. Şimdi öncelikle içki … Guba’da millet Votka olduğu iddia edilen bir şey içiyordu. (antifreeze tadında ve kesinlikle çok ama çok sert) üstelik votka öyle şişe ile satılmıyor. Bara gidiyorsun, orada sürahiler var … bildiğiniz cam sürahi. Bir sürahi alıyor ve istediğin miktarı söylüyorsun. - Yarım kilo votka ver. Eleman terazide votkanızı tartıyor, yanında azıcık limon ve bir kase turşu veriyor … o kadar. Oturup bildiğiniz su bardağından votka içiyor, turşu çıtlatıyorsunuz. Öyle takılıyoruz arada çat-pat İngilizce konuşan Ruslarla geyik yapıyoruz. Biri demez mi? - Sizin içtiğiniz votka’yı biz bebeklerin biberonuna koyuyoruz! …hadi be?!? Bu laf dokundu tabi bize. Dokundu ama ne denir ki? Çünkü elemanlar cidden ağır götürüyor. Bizim suratlar düştü tabi … millet geberiyor gülmekten (bize laf sokan rus yüksek sesle çeviri yapmıştı) sonra bir hatun kalkıp demez mi … - Siz bayılana kadar içki yarışı yaparım, hem de hanginiz isterse onunla … …hatun liman işçisi. Yakasında hala pass kartı var. 1,50 falan boyunda, 1,50 falan genişliğinde. Onu limanda forklift kullanırken görmüşüm. Abla bodur ve kilolu, “leyn!” dedim kendi kendime … “Bunun her tarafı içse nolcek ki?” (bkn.evet malım!) - Tamam lan! …dedim (bi de ağabeylerime kendimi ispat edicem ya) getirin ordan bi kilo votka. Geçtim ablanın karşısına, sürahiden birer bardak doldurduk …. Güm diye çaktım. Bi turşu çıtlattım ve gözlerimden akan yaş azalınca abla’ya baktım. Abla bana fare’yi köşeye kıstırmış kedi gibi pish pish sırıtıyor. Gözünü kırpmadan bardağı çaktı kafaya, anında ikinciyi doldurdu ve bir daha çaktı. …LAN! … abla 30 saniyede 90cc falan içti hem de yanakları, boynu falan kızarmadan. Hani bataklığa düşersiniz ve çırpınınca batacağınızı bilirsiniz ama çırpınmadan da duramazsınız ya! Benim durum aynen öyle … belki deprem olur, darbe olur, bir nükleer silah denemesi daha yaparlar diyorum. (…gidince öğrenmiştik, meğer Sovyetler orada yıllarca nükleer silah denemeleri yapmış) ama na-fi-le. …kısmen ayıldığımda dilim şişmiş ve bir daha asla ağzıma geri sığmayacağını düşündüğüm boyutlara ulaşmıştı. Baş ağrım ve susuzluğum efsanevi seviyedeydi ve ciddi denge sorunu çekmekteydim. Aya kalkıp ortalıkta dolaşmaktan geçtim, yatağın yanında yerde duran ayakkabıya bile isabet ettiremiyordum (ya da kapılardan çıkana kadar en az bir kere duvara çakıyor, kaşığı ağzıma isabet ettirmek için özel çaba harcıyordum) Bütün geminin eğlencesi olmak işin çabasıydı. Dediklerine göre bar’da aniden yıkılmışım … önce masaya vurup sonra yere düşmüşüm, beni taşırlarken bir ara ayılıp soyunmaya başlamışım ve yüzmek istemişim (liman kıyısında denize atlamaya kalkmışım) …tabi ki bunların hiç birisini %110 hatırlamıyorum. …hatırlamadığım bir başka şey ise beni yıkan forkliftçi abla enseme şaplak patlatıp bana “pussy” demiş … anlayacağınız Novaya Zemblya’da epey kötü bir ün edinmiştim. L Finlandiya karasularına varana kadar içki banyosunun etkilerini üzerimden atamadım (üç gün) ve yolun geri kalanı boyunca her terlediğimde votka koktum dersem bilmem bana inanır mısınız? …neymiş? S*çt*ğ*m*nın Rus’u ile (o ufak tefek bir kadın bile olsa) Votka içme yarışına girmemek lazım mış. Geç öğrendim ama iyi öğrendim … bakın üzerinden kaç yıl geçti, o zamandan beri bir daha aynı halt’ı bir daha yemedim J3 puan
-
bunlardan almayayım diyorum gene alıyorum gene pişman oluyorum. Bu sefer bunların suçu yok yalnız. Eve ütü alınacak bizim hanım 300-500lük Tefallere bakıyor. Ben de bir tane Fakir buldum. Teknik özellik olarak daha pahalıütülerden iyi. Google da aradım en ucuz HBCda çıktı. 90 TL ..4-5 de gönderi ile 95 Tlye..Bizim hanıma sordum olur bunu alalım dedi. Neyse bunlar yolladı bizim hanım kullandı beğendi falan. Geçen gün bir baktım. Carrefourda aynı ütü 10 Tl daha ucuz, kargo yok ve de 20-30 TL lik yanında deterjan hediyeli3 puan
-
Gözlerimiz bonusheadi aramadı değil :D3 puan
-
Bende hem golf 1.2 tsi comfort hem polo 1.2 tsi comfort var biliyorsunuz. Golfte 205 55 16 poloda 185 60 15 lastikler var. Her ikisi de torsiyon biliyorsunuz. Neyse bu saygıdeğer tötonoğlutötonlar golfte tüm lastikleri 29 öneriyor. Lastikçiler falan olur mu öyle 32-33 vuralım falan diyor. Ama 29 yapınca araba lokum gibi oluyor , 32-33 yapınca zıp zıp. Buna karşın poloda 36 hava öneriyor ve yaparsan zıp zıp geziyorsun. Ben golfü 30 , poloya 33te tutuyorum..2 puan
-
Hızlanma testleridir. Araçlar: ---> 2015 Ford Focus 4K 1.6 Tdci 95 Ps 230 Nm 205/55 R16 + Ben ---> 2012 Ford Focus 5K 1.6 Tdci 115 Ps 270 Nm 215/50 R17 + Ozan Araçlarda yazlık papuç var, hava 3 derece. Sonuçlar video'da EK:2 puan
-
Bu gün 30 bin bakımına gittiğim Kırşehir servisinden aradılar. Soğutma sistemiyle ilgili bir hortumun değişmesi gerektiğini söyleyip, bizde mi değiştirmek istersiniz diye sordular. Evet deyince parça sipariş edildi. Haberiniz olsun.2 puan
-
Kaan abi sende lastik çok, gidelim bi gün istanbulpark'a2 puan
-
2 puan
-
O da var daha düzenlemedim.2 puan
-
Rahat ollll bir kaç kezden bişey olmaz[emoji4]2 puan
-
O değil de bilkentte itü tişörtüyle focus videosu çekmek nedir la 0-100-0 videosu çekmeliyiz bence.2 puan
-
Eveet bir süre boşluk bırakmıştım geldim . Afyon'dan bi arkadaşımızın honda Civic marka aracına Yeni tip Hella bi xenon mercek Gen 5 Balast D1s ampul Sinyalli Drl çalışması ile sonuca vardım. Buyrun görseller. Far sökülüp tas ta karartma uygulandı. Merceklerimiz yerleştirildi Audi tipi drl ler de yerleştirildi Şeytan gözlerimiz Farin kapanmış halleri . Şeytan gözü ve ledler beraber .2 puan
-
Semih düşün makyajlıda oturan Bekir abi yada Yakup sa diğer çirkin grideki de Ozan sa 4 mm değil 3 cm olması normal bence [emoji14][emoji14][emoji14][emoji14][emoji14]2 puan
-
Bence vw müşterisiyle ford müşterisi ayrı kitleler ortada duran bir kesimde var fakat golf kullanıcısı olan biri kolay kolay focus hb geçmez aynı durum focus kullanıcısı içinde geçerli olabilir golf kullanıcıları jetta kullanıcılarına göre daha fanatikler2 puan
-
Farklı şeyleri tartışıyoruz sanıyorum gerilmek gereksiz. Evet hangi teröristin ne paylaşımı varsa kaldırılsın. Ama sistem buna kolayca müsade etmediği için tümden yasaklıyoruz girişi. Kızılan nokta burada başlıyor. Üstelik biz ülke olarak gözlerimizi kapatınca görmüyoruz ama malzeme orada durmaya devam ediyor. Üstelik bunlar gene kapadılar falanca içerik yüzünden diye dünya medyasına malzeme olup bahsedilen görüntüleri tekrar tekrar dünyaya yayınlamalarına sebep oluyoruz. E sonuç, biz göremeyince ne çözülmüş oluyor. Koca bir sıfır. Bu engellemeyi yapanda işin saçmalığını biliyor ama yapmaya devam ediyor.2 puan
-
ek yapayım (siz sormadan) - Start/Stop = Standart - Direksiyondan Kulakçık ile vites değiştirme = Titanium'da Standart - Yeni Şanzıman Otomatik Park ile uyumlu mu? = Evet - Yeni Şanzıman Tekno Paket ile uyumlu mu? = Evet2 puan
-
Hahah oyle deme yakup valla trafikte cok dikkat cekiyor, nasilda yakismistik birbirimize kisa bir sureligine de olsa2 puan
-
gem müdülünden çekilen kabloda ön taraftaki pinlerde soldan 2.pine direksiyondan gelen +12 Volt bağlanmalı arka taraftaki pinlere ise sağdan 7 pine - ucu bağlanmalı.Şekilde ok yönünde gösterildiği gibi kaba bir tabirle değil.Zaten okun ucu nerde tam belli değil.Gem modülü yüklenmesinde hız seçimini manuel yapıyoruz.Fakat pcm yüklemesinde hız otomatik seçiliyor.Detaylar var.Mesela hiç kimse pcm veya başka bir yüklemeden bahsetmemiş.Hatta ve hatta bu işi yapmak isteyenlere başta kontrol olmak tüm adımları teker teker anlatalım.Yükleme de dahil. 1.Aşamada Aracımıza gem modülünün uygulanması için fren ve debriyaj pedallarımızı kontrol etmeliyiz.Fren pedalımızda; mavi renkli soket olması gerekir.Debriyaj pedalında ise siyah renkli bir soket olmalı fakat araç otomatikse bu sokete gerek yok.O sokette bu... 2.Aşamada Direksiyonda hava yastığını ,direksiyon altını ve üst kapağı söküyoruz.Hava yastığını çıkarmak için direksiyonu yarım tur attırıyoruz.Düz bir tornavida ile tırnakları bularak kurtaracağız ve 3 adet tırnak var,bu aşama birazcık zahmetli.Sonra direksiyon ayar kolu yanında ve biraz üstünde alyan anahtarla sökülen 2 vida var.Gerçi düz tornavida ile sökülebiliyor.Ağzı kontrol kalemi gibi dar olmalı. 3.Aşama kontak anahtarının sol alt tarafında soket olmalı 9 pinli Buradaki kahverenkli ve beyaz kablolar varsa gem modülüne giden kabloları kontrol etmeye gerek yok tesisat hazır. 4.Aşamada ise yukarıdaki kablolar yoksa daha önce ki anlatımında göreceğini üzere direksiyonun göbeğinin üstünde 5 li kırmızı soket var.(varsa 7.aşamaya geçin) takmış olduğumuz cruise control düğmelerinden gelen siyah kabloyu 5 li soketteki 2 nolu pine kırmızıyı 3 nolu pine takıyoruz. 5.aşamada (Kahverenkli ve beyaz kablo yoksa) soldan 4. pine yani kahverenkli olan pine siyah kabloyu 5.pine kırmızı kabloyu takıp gem modülüne çekiyoruz. 6.aşamada gem modülünün klipsini açıp modülü çıkartıp biraz öne çekin.(gem modülü sigorta kutusunun yanında torpidonun altında bulunuyor)Klips sağınızı gösterecek şekilde dururken size yakın bin grubunda soldan ikinci boş pine kırmızı aracın ön tarafını gösteren pin grubuna ise sağdan 7. pine siyah kabloyu takınız. 7.aşama konuyu inceleyin ve elm cihazınızın hs-can ve ms can konumlarını oluşturun.Bilgisayarınıza elmconfig programını indirin ve yönetici olarak çalıştırın.Bağlantı hızı 38400 bps de olmalıdır. 8.aşama bağlantıyı sağladıysanız ve kahverengi kablo varsa sadece gem modülü programlanır.(ms can konumunda olacak)Konfigürasyon sayfa 3 te sonlarda cruise control tikini seçin. 9.aşama eğer kabloyu siz çektiyseniz hs can konumunda pcm modülüne girip önce sistemin okutup yedeğini alın .Pcm de bağlantı hızı otomatik seçilmeli.Ve bilgide gem modül tipi çıkar .Tekrar konfigürasyona girin okutun en üstte vın değerinin altında cruise control tikini seçin pcme yazdır diyin. 10.aşama hec modülüne gelin konfigürasyon1.sayfada yine tekrar cruie controlü seçin. 11.aşama test zamanı aracınıza binin 50 km/saat hıza ulaşın ve keyfini sürün.(8-9 ve 10 aşama resimleri okulda diğer bilgisayarımda kaldığından yükleyemedim.İhtiyacı olan varsa yüklerim. Keyifli sürüşler Beğendin mi Yakup bey...1 puan
-
1 puan
-
O ağırlığa en yakın bunu sürdüm. -uzun süreli-1 puan
-
1 puan
-
Evet bir de otomatik Sonuç olarak: Bisiklet candır1 puan
-
1 puan
-
Bahadır Bey arabamdan gürültüsü dışında çok memnunum. Bu kadar abartılı fiyatlara 2 Focus 2,5 verip 1 Focus 3,5 almak mantıksız olur.(Büyük konuşmuş olmayayım, şimdilik:) ) Bisiklete epeydir kafayı taktım. Maksat spor olsun. Evimden çıkıp gittiğim yerler yürümek için epey uzun. Bisiklet olsa iyi olur arada onunla çıkarım diye düşünüyorum. Arabaya çok alıştım. Neredeyse lavaboya araçla gideceğim. Hanım da huyumu biliyor, sen alır kenara atarsın hiç heves etme diyor. Tekrar vazgeçiyorum. Her an almaya karar verip tekrar vazgeçebilirim.1 puan
-
eyvallah ... işe gidemedim (evde herkes hasta,onlara ilaç yetiştiriyorum ... biri grip salgını yok demişti değil mi?) ...neyse, madem başlık açtınız (sağolun) devam edeyim. Henüz Ford'a geçmemişim, Toyota'da "geçici görev" yapıyorum ve bir yandan iş bakarken (Toyota hiç sarmamıştı) diğer yandan ayıp olmasın diye %5 kapasite ile falan çalışıyorum. (bkn.adeta kendimi parçalıyorum) ...dediler ki. - Bayileri Japonya'ya götürücez, bizden dört kişi önden gidip sağı-solu öğrenecek ve orada bayilere mihmandarlık yapacak (bkn.imza karşılığı bayi almak ve seyahat sonunda hepsini sağ salim uçağa doldurmak) bizim ekip bayiler oraya varmadan bir hafta önce gidecek, sen de gitmek istermisin? Her ne kadar "ilk gözden çıkarılacaklar" listesinde olmak pek iç açıcı gelmemiş olsa da + Japonya'yı sevmesem de ...Maltepe'de ki merkezde masanın çekmecelerini resmi yerleşim planına göre dizmek ya da bizim salak Japonların Kemercountry golf hikayelerini dinlemekten iyidir ... diye düşündüm. ...tabi ki bu bir hataydı. Ben ve diğer üç "feda edilebilir" toparlandık, 10 gün kadar sonra da JAL'e binip Tokyo'nun yolunu tuttuk. İş planımıza göre 3 gün Tokyo'da kalacak, bayilerin gezeceği yerleri önden ziyaret edecek ... ardından da Toyota City'e geçip (şaka değil, Toyota'nın kendi şehri var orada) fabrika'yı ve diğer tesisleri ziyaret edeceğiz. Sonra Tokyo'ya geri dönüş ve bayileri karşılama. Plan bu... en azından kağıt üzerinde. (neden bir seyahat şirketi ile anlaşma yapmamışlar ki?) Neyse ... JAL uçağına bindik ... uçakta bir Alman var, bir de biz dört kazma türk. Uçağın geri kalanı toplu şekilde geziye çıkan 98.215 Japon ile dolu ... beHHH ... elemanlar birbirlerine tatil boyunca çektikleri 1.8 milyon fotoğraf karesini gösteriyor ... len Sultanahmet'in bahçesindeki kedi yavrusunun resmini çekmiş guuk (Amerikan argosunda çekik gözlülere öyle denir) sonra bir baktık uçağın yarısı zaten o kedi'yi çekmiş. Hayvan suratında patlayan flaşlardan kesin kör olmuştur ... manyak bunlar ya! ...henüz daha kaç kere "manyak bunlar ya!" diyeceğimin farkında değilim tabi <img alt=": class="bbc_emoticon" src="http://www.focusclubtr.com/public/style_emoticons/default/smile.pngstyle="border: 0px;" /> Öncelikle belirtmem lazım.. Caponlar kibar insanlar. 10 küsur saatlik uçuş boyunca yanımdaki (yan koltuğumda oturan) elemanı resmen otobüs yastığı gibi kullandım (hani yastığı cama dayar öyle uyursunuz ya) kesin öküz gibi de horlamışımdır da ... eleman çıT çıkarmadı. Öyle kibarlar yani. Bizim uçak Narita'ya indi, bagaj falan beklemiyoruz ... zaten vize olayı da yok + elimizde Toyota'nın mektubu var. Cort diye geçtik gümrükten, 60 gün kalmak süresi verildi ... ana salona geçtik (bu arada Narita çok büyük .... beHHH) yürüyen yollar ile araba kiralama noktasına gidiyoruz. Orada Toyota Wellcome Desk açmış, gittik elemanlara .. elimizdeki kağıdı gösterdik ... bize bir Raum verdiler. Raum? ...o ne be?? ...bize mi? ...harbiden mi? Oto-park alanına giden minibüs'e atladık ... atıyorum bizim araç Mavi E 15'te ... yakın bir yerde indik ve başladık Raum'a bakmaya. yahu araba var ya ... nasıl desem? Ayakkabı kutusu kadar ... Japonya ölçülerine göre bile ufak bu be! Biz dört tane yarma adamız, elimizde uçak içinde taşınabilecek boyda bavullarımız da var. Eee? ...nasıl olacak bu iş? Biri dedi ki ... - Kesin gizli kamera var, bizimle t*ş*k geçiyorlar. Sonra ben (Polyanna Mode=ON) dedim ki ... - Ey cemaat, biz bu işi çözeriz. Üçümüz mühendis, dördüncümüz de işletmeci ... bu kadar eğitim bir araya gelince biz bu arabaya sığarız. ...sığdık da... Nasıl? ...şöyle. Şimdi araba sağdan direksiyonlu, aramızda en ufak - tefek olan (180) ön koltuğa oturdu, koltuğu geriye çekti (yükseklik ayarı yok) ve araba kullanabilecek pozisyona geldi. Bir gitti kaldı üç kişi + dört valiz. Birimiz koltuğu (ön sol) öne çekti, ayakkabılarını çıkarıp bağdaş kurma ile oturma arasında bir pozisyon aldı. İki gitti, kaldı iki kişi + dört valiz. Valizlerden üçünü bagaja iteleme koyduk ve kasarak kapattık (nasıl olsa kırılacak bir şey yok hesabı) ama bagaj bir açılsa bizim valizler puFF diye ortalığa saçılacak ... o ayrı. Ne kaldı? Bir valiz + iki kişi. Sağ tarafa, şoförün arkasına bir kişi yan oturdu (sırtını kapıya dayayarak) son eleman sol arka koltuğa oturdu. Sağ tarafta yan oturan ayaklarını solda oturanın kucağına koydu ve kalan son valizi'de kucağına aldı. ...anlayacağınız kapılar kapandı ama tabi ki rahat falan değiliz. Park alanından çıkmayı denedik, yok abi ... araç sol tarafta oturan elemanın dizi nedeni ile vitese bile geçmiyor. (düz vites) vites atılacaksa sol önde oturanın olduğu yerde dönüp yüzünü cama yapıştırması ve kendini komple o tarafa çekmesi lazım. Olacak iş değil yani ... ...dedim ki "İnin arabadan, aklıma bir şey geldi." İndik ... anlattım planı ... kabul gördü. Atladık park alanında dolaşan minibüse ... aynen terminale döndük. Gittik Toyota'nın Wellcome masasına, bavulumu verdim bir arkadaşa, ceketi çıkarttım onu da diğer arkadaşa verdim, taktım güneş gözlüklerini. Gittim desk'e ... ufacık bir kız var orada. - Yardımcı olabilir miyim? ..dedi - Go, go call MANAGER kız böyle bir garip oldu ... bana bakıyor, arkamda ceketimi ve çantamı taşıyan sözde güruh'a bakıyor, böyle sinek savar gibi salladım elimi (japonların geleneksel hareketidir o ... s*kt*r git'e en yakın şey yani) ...gitti, az sonra yanında Menager ile geldi. Elimdeki kağıdı ve anahtarı attım desk'e, başladım "orta" volüm ile bağırmaya. -I AM BiG BOSS TURKEY, Very BiG BOSS .. Shame, shame .. what is this car lan? herif kızardı, bozardı ... bizimkiler arkamda eğilip kalkıyor (gülmemek için kasıyoruz tabi) ben devam ettim. - Shame on you, I'm Very ViP (o ne demekse artık) ViP, ViP do yo know what is ViP? - Yeş, yeş ViP (Japonlar Yes diyemez, "Ş" harfi ile vurgu yapar) - Give me big car ... BİİİİİİİİİG CR I'm Big ... I'm ViP - Yeş, yeş ...falan dedi keriz Bu caponlar manyak ya! Bizde olsa kesin dayak yerdim. Hemen yeni bir araba verdiler, herif bin kere eğildi kalktı, kız zaten bankonun altında kaybolmuş ... kaptım anahtarı ve adres kartını (eleman uyanmadan uzayalım abi) döndüm arkamı gittim. Gene minibüs, gene park yeri arama ... veeeeee.... ...zaferrr! Obareyyy ... falan modundayız. Attık bagajları, kurulduk arabaya. Arka camlarda kadife perdeler, koltuklarda beyaz kılıflar falan var. İki dakikada havaya girdik tabi "çek oğlum bilmemnereye" falan yapıyoruz. Çıktık hava alanından, elimizde harita var ... önce çevre yolu, sonra Downtown derken oteli bulduk. Bizde keyifler gıcır ... geyiğe vurmuşuz. -Lan bunu verip içinde bar olan bir araba mı istesek? ...falan diyoruz. Sonra gerçek türk filmlerinde *r*spunun suratında patlayan tokat gibi bize çarptı. Sorun PARK YERİ idi ... otelin önünde ve civarında park yerleri vardı (Parkomatlı) ama bizim araba bir buçuk capon arabası boyutlarında olduğu için onu hiç bir yere sığdıramıyorduk. Otelin oto park'ı vardı ama (hem de kapalı) park ücreti günde 60 Amerika Doları'na geliyordu (bkn.kova dolusu yen) yani B*K yemiştik (her zamanki gibi) - Arabayı terk edip kaçsak mı? - Arabayı uzak bi yere bırakalım, trenle gider geliriz - Birimiz arabada kalsın, nasıl olsa benzin bedava ... sıra ile uyuruz ...gibi çözümler ürettiysek de bunların hiç bir derdimize derman olmayacak gibiydi. Yenilgiyi kabul ettik (mecburen) otelin oto parkına girip arabayı park ettik, 60 dolar ödedik ve sonra da Toyota'yı arayıp ... - trafik çok yoğun, biz araba istemiyoruz. Arabayı otelin oto parkından alın ... dedik (bkn.nasıl rezil olunur) Bu caponlar manyak ya!!!1 puan
-
Abi senin iletilerinin tümünde hep bir TL.lafı geçiyor azcık iskoçmusun nesin ya....ye gitsin aaaa bu nedir...1 puan
-
teşekkür ederim yakup kardeşim sağolasın bir değerlendirmek lazım1 puan
-
Her şey ve kırmızı renk focus: 98.800 TL Dizel otomatik için; Temmuz'da bu teslim alınabilir. ST'yi 130 bin tl gibi bekliyorum ben. Şuanki şartlara göre.1 puan
-
1 puan
-
Evet ne kasıyonuz.Bekir Abimin araba ne güne duruyor kü1 puan
-
O araba senin değil ise derken abi, çok mu zarar veren bir şey arabaya?1 puan
-
Cenk hocam bende şaşırdım ilk başta ben focus 2 ye 34 hava basıyordum.golf 29 havayla bile sert 17 jantlı golflerin daha da sert olduğunu tahmin ediyorum.zaten araba tıfıl 18 jantlı golfün beygir arabasından farkı yoktur1 puan
-
Olan yine vatandaşa oldu pahalisindan[emoji17] [emoji17] [emoji17]1 puan
-
Eline sağlık. Far kumandasının bacağına dokunmasını anlamadım. O bölümü değiştirdiler mi? Yoksa senin oturma pozisyonu ve boyunla mı alakalı? Bir de değiştirmişken ön yolcu önündeki airbag bulunan (torpido üstü) aşırı şişkin ve ön camdan yolcu alanına doğru gereksiz bölümü cama doğru çekseler çok iyi olacaktı. Oraya oturan bu ne oluyor. Trend x için makyajsız kasaya göre daha zengin ve kaliteli, malzeme kaynaklı zayıf görünüm iyileşmiş sanırım.1 puan
-
Fotoğraftan değilde videoda fark ettim bu olayı ben,araç alçaldı evet ama bunla ilgisi olacağını sanmam zaten 4mm'den fazladırda kesin bagaj kapağındaki açılma aralığı. Dediğin gibi bakış açısındanda farklı algılamış olabilirim ama bir değişik geldi,sormadan edemedim belki gözlemlemişsindir diye.1 puan
-
Terör propagandası mı yapılsın yani? Adamlar savcının başına silah dayamış ve her yerde resim video paylaşıyor. Buna hangi Avrupa ülkesi izin verir acaba? Yakın zamanda Almanya'da meydana gelen olaylarda basına yansıyan doğru düzgün kaç kare gördünüz? Ya da başka gelişmiş(!) ülkelerde... Söylediklerime siyasi gözle bakmayın. Ancak özgürlük birilerinin amacına hizmet mi etmektir? Zaten terörün istediği de bu değil mi! Ben de kapatılsın, kısıtlansın demiyorum; ancak varsa üçüncü bir seçenek söyleyin de bilelim.1 puan
-
Ben Galata’da büyüdüm, ailem nesillerdir “Üzerine kulenin gölgesinin düşmediği” yerde oturmadı .. nesillerdir derken, cidden nesillerden bahsediyorum. Ya da tam olarak söylemek gerekirse +800 yıl önce İstanbul’a geldiklerinden beri… Büyük dedemin, dedesinin, dedesinin, dedesinin büyük dedesinin büyük dedesinin dedesi bu gün Milano olarak bilinen şehir devlet’in sınırlarında yaşıyormuş. Fakir insanlarmış dedelerim (kısaca dedelerim diyorum … siz anlayın işte) o zamanlar lonca’lar ticaret’e hükmettiği ve bizimkilerde de lonca’ya katılacak para olmadığı için seyyar ayakkabı tamirciliği yaparlarmış. O çağlarda seyyar tamircilik zor zanaatmış … ayak bileklerine kadar gelen uzun deri önlükler giyer, çarşı – pazarda dolaşırlarmış. Biri ayakkabısını , çarık ya da çizmesini tamir ettirmek mi istiyor? Hemen yere çöker ve yanlarında dolaştırdıkları tabureyi (..ki bunun alt kısmında alet – edevatlarını taşırlarmış) yere koyar … Müşteriyi tabureye oturtup müşterinin ayaklarını da kucaklarına koyarlarmış. O zamanlar aile ismi olarak “cuir”i kullanırlarmış (kösele/ayakkabı derisi demek) … anlayacağınız durumları sokak köpeklerinden azıcık halliceymiş. Sonra bir şey olmuş. 1198’de tahta çıkan yeni Papa (…ki bu Papa kendine Innocentius = Masum ismini almış ..peHHH) Haçlı seferleri düzenlemeye karar vermiş. Tahta yeni çıktı ya, dosta – düşmana Hristiyan dünyasının efendisi kim? Batı’da raconu kim keser? Bunu göstermek istemiş (bildiğiniz i**e işte…) Kafirlerin (…Serazenler,yani Müslümanlar) elindeki kutsal toprakları (Kudüs ve çevresi) ele geçirmekmiş i**e papa’nın dileği. …tabi ki dilemek başka şey, dileğin gerçekleşmesi ise bambaşka! Hristiyan kralları Papa’ya pek yüz vermemiş. Hazineleri boşmuş, daha önceki seferlerin –kötü- sonuçları- hala hafızalardaymış ve de ismi –Masum- olsa da yeni Papa’nın fazla ateşli!! Olduğunu düşünüyorlarmış. Onu sallamamışlar! …ee? Papa ne yapacak? Adam Haçlı Seferi ilan etmiş bir kere, … “Ehue! Pardon! Pardon! … başka zaman yaparız artık!” diyip karizma’yı çizecek hali yok ki! Düşünmüş taşınmış ve sonra da çözümü bulmuş … demiş ki… - Sıradan halkı haçlı ordusuna katılmaya çağıracağız, haçlı ordusuna katılan herkese bir af belgesi vereceğiz ve sefer sırasında ölen herkese de cennet’e serbest giriş vaat edeceğiz. - Yerler mi? - Yerler … …yemişler de (bizim dedeler dahil) Endüljans denen belgeleri üretmişler … buna göre belgeyi taşıyan kişi Hristiyan topraklarını terk ettiği andan itibaren ne günah işlerse işlesin (hiçbir kısıtlama olmaksızın) peşin olarak affedilecek ve sefer sırasında ölür ise cennetten deniz manzaralı (tamam bu kısmını attım) arsa kapatacakmış. …beHHH Bizimkiler papazların anlattığı (Bkn.yalan pazarlama) yağ, bal ve süt ülkesine gidip taşıyabilecekleri kadar servet sahibi olmak için orduya katılmışlar. İsimlerini yazdırıp af belgelerini almışlar ve 1203 yılının sonunda ordu ile birlikte yola çıkmışlar. İki kardeş (içlerinden birisi bizim dede … ama hangisi? …onu bilmiyoruz) neredeyse silahsızmış, öyle filmlerdeki gibi zırh – kalkan falan yokmuş ellerinde. Birisi bildiğin odun taşıyormuş, diğerinde ise paslı bir satır varmış, o kadar. Odun ve satır ile Selahattin Eyyübi’nin ordusuna karşı sefere çıkmak hem de bunu yaya olarak yapmak … beHHH Ordu ilerlerken kentlerden ona katılım sağlanıyormuş. Her kent deli , dilenci, serseri ve hapishanelerde yatan başı bozuk takımını Haçlı Ordusuna teslim ediyor (Papa’lık emri gereği) az miktarda da askeri (mümkün olduğu kadar az) bu güruh’a katıyormuş. Ordu arada saçmalamış (balkanlarda slav asıllı insanlara saldırmışlar, kent ve köyleri yağmalamışlar) ve 1204 senesinde İstanbul’a … eski adı ile Konstantinopolis’e varmışlar. Dediklerine göre şehri ilk gördüklerinde hemen herkes yere kapanıp ağlamaya başlamış, şehir öyle güzel ve öylesine zenginmiş ki ordu’da bulunan hiç kimse daha önce o kadar güzel bir şehri ne görmüş, ne de hayal etmiş. Bizans’lılar ayrı mezhepten olsalar da bu yeni orduyu karşılamış, doyurmuş, tedavi etmiş. Haçlıların bi b*k yiyemeyeceklerini biliyor olsalar da doğu’ya doğru ilerlerken o yönden baskı yapan Serazen güçlerine hasar verirler, hepsi geberir gider ama en azından biz de birkaç yıl rahat ederiz diyorlarmış. Bilmedikleri şey ise Haçlıların “ganimet burada hacı, ne gerek var taa Kudüs’e kadar gitmeye” dedikleriymiş … gerçekten şehir fazlası ile iştah açıcıymış ve her şey olup bitene kadar Bizanslılar i**e papa’nın toparladığı it sürüsünün esas amacını anlamamış. Böylece Haçlılar Konstantinopolis’e saldırmış … önce başarılı olamamışlar, sonrasında da (kendilerinin bile pek inanamadığı şekilde) surları aşmışlar. Yağma ve katliam başlamış … çalabilecekleri her şeyi çalmış, gözlerine kestirdiklerini de katletmişler. Boğazlananlar arasında Bizans imparatoru ve ailesi de varmış … hemen bir konsül kurmuşlar, aralarından bir tanesini İmparator seçmişler ve de şehre yerleşmişler. Benim dede’de (daha doğrusu dedeler) savaştan sağ çıkmayı başarmış. Yağma işinde de başarılıymışlar. Ceneviz’li bir taciri boğazlayıp onun deri depolarına ve evine konmuşlar. Ortalık biraz sakinleşince de kent surlarının dışındaki Ceneviz kolonisine (bu günkü Galata) taşınmışlar ve orada deri ticaretine başlamışlar. İki kardeşten biri Galata’da mallara ve eve bakmak için kalırken diğer kardeş gemi ile (parayı buldu ya, iki dakikada g*t* kalkmış) ailenin geri kalanını getirmek için Milano’ya dönmüş ve gebermeden geri gelmeyi, gelirken de çocuk ve kadınları Konstantinopolis’e ulaştırmayı başarmış. (Anlayacağınız benim dedeler temelde serseri olsalar da becerikli serserilermiş) …işte o gündür bu gündür benim ailem Galata’da yaşamış. Bizanslılar 1260’lı yıllarda kenti Latinlerden geri alıp bu defa kentte kalan Latinleri boğazlarken de Galata’da kalıp manzarayı seyretmişler, onlardan sonra gelen ordular şehri kuşatırken de. Fatih’in gemileri karadan taşınırken Osmanlı’ya don yağı, temiz su … hatta urgan ve ip çekmek için deri parçaları sattıkları bile söylenir (…tabi işin bu kısmı rivayet) Anlayacağınız “maceracılık” bizim Büyük dedenin, dedesinin, dedesinin, dedesinin büyük dedesinin büyük dedesinin dedesinden kalma … bir çeşit aile mirası... Meraklısına referanslar. http://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%B6rd%C3%BCnc%C3%BC_Ha%C3%A7l%C4%B1_Seferi http://tr.wikipedia.org/wiki/III._Innocentius http://tr.wikipedia.org/wiki/End%C3%BCljans http://tr.wikipedia.org/wiki/Latin_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu - aha! Af Belgesi Böyle Bir Şey İşte!-1 puan
-
Filtre için bu hafta uğrayacağım; seyahatteydim dün akşam döndüm. Tesekkurler.1 puan
-
...bilmem kaldı mı? (...dedi "gezici") ...bak yüz - göz gazdan şişmiş ... sokak köşelerinde yatmaktan üst baş leş gibi ama daha önemlisi vicdan temiz, eller temiz ... kendi adıma sessiz kalmadım (bu güne kadar) eh ... sonrasında da kalmam inşallah (yeter ki halim olsun) ...hiç sesini çıkarmayanlar+g*t büyütüp mırmır konuşanlar düşünsün. Benim karnım ağrımıyor ...1 puan
-
@Teoman Akyar, Aynen dediğin gibi Üstad, her ne kadar fiyat/ekipman/teknik data karşılaştırması Ford - VW ve Renault arasında yapılmış olsa da bizimkilerin gez-göz-arpacık yaptıkları bir müşteri grubu + marka yok. ...Onlar işi biraz daha büyütmüşler Deyim yerinde ise "Herkese" gider yapıyorlar ...gazetelerde ve basında çıkacak ilanın görselini paylaşayım ... ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. İlan bu ... ...resim, ek bilgi vs.vs. yok ... sadece bu (tam sayfa)1 puan
-
Detaylar belli olmaya başladı ... öncelikle fiyatlar. Jetta güncel fiyatları: (tablo eskimiş) Trendline: 78.300 tl Comfortlin: 85.300 tl Highline: 89.300 tl ...ve karşılaştırmalı teknik data ...hayırlı olsun efendim. Not: Araklayacaksanız lütfen focusclubtr'yi referans olarak göstermeyi unutmayın.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
powershift kadar illet bir malzeme görmedim nedir bu arkadaş nedir bu kalkışta titremeler silkelemeler. biz arabaya binmek için aldık araba bizim üstümüzden inmiyor.. en yakın gizerler servis 100 km ötede.. git gel yapmaktan artık bi haller oldum.. çevremdeki hısım akraba arkadaşlar nereye gidiyorsun diyince arabayı servise götürüyorum demekten utanıyorum artık. çünkü gülüyorlar dalga geçiyorlar servise git gel yapmaktan servis çalışanlarıyla kanka olduk . adamlarda artık saklamıyor açık açık söylüyorlar bizzat servisteki sorumlu tamirci arkadaş biz bu şanzımandan bıktık müşterilerin yüzüne bakamıyoruz diyorlar... müşteri ısrar ediyor diye arabayı lifte kaldırıp altına bakmış gibi yapıyoruz geri gönderiyoruz yada en son çare yazılım güncellemesi yapıyoruz ama adam 1 hafta sonra yine başımıza ekşiyor diyor.. bir daha ford alırsam eğer Powershift almak gibi bi hataya kesinlikle düşmeyeceğimi ahanda burayada yazıyorum. bıktım arkadaş bıktım1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.