Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.820
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    717

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Herşey birbirine karışmış... Dizeller için 10W-30, benzinliler için 5W-30, sadece 1.0 EB için 5W-20.
  2. Yakıtın hangi özelliği enjektörü bozuyor? Çalışma düzensizliği, kurumlanma, falan anlarım da bu kadar kısa sürede ne yakıtmış bu enjektörü bozan, üstelik de değişim gerektiren?
  3. Olayın fizik kökenlerine girecek olursak aklım erdiğince yazayım, arabanın durması aslında kinetik enerjinin farklı ve zararsız bir enerjiye dönüştürülmesi sürecidir. Burada da genellikle kinetik enerji ısıya dönüşür. Nerede? Dönen frenlenmiş tekerlekte disk ile balata arasında, kilitlenmiş frenlenmiş tekerlekte ise yüzey ile lastik arasında. Hangisinin devrede olacağını sürtünme direnci belirler, onun da iki çeşidi var statik ve dinamik. Statik kayan lastikteki dinamik ise dönen diski frenleyen balatadaki. Dinamik sürtünme direnci ile enerji soğurması daha başarılı ve ideal şartlarda lastiklerin %10-30 düzeyinde bir kayma eğiliminde olduğunda durma en hızlı gerçekleşiyor. Özetle lastiklerin kilitlenmesinin engellenmesi lazım ve ABS tam bunu yapıyor. Sensörler tekerlek dönme hızına bakıyor ve diğerlerinden daha yavaş bir tekerlek farkettiğinde hidrolik süpablar yardımı ile o tekerlekteki fren gücünü azaltarak patinaja düşmeyi ve ideal kayma oranında kalmasını sağlamaya çalışıyor. Buraya kadar herşey çok mantıklı ancak gözardı edilen şey fren gücü azaltıldığında aracın yavaşlaması/kinetik enerji soğurması anlık da olsa sekteye uğruyor, bunu zaten ABS sesleri ve yavaşlamadaki fark ile hissediyoruz. Haliyle belli şartlarda bu fren mesafesinde uzamaya neden olabiliyor. Tabii sürece katılan bileşenlerin durumu, lastik hava basıncı, diş yapısı, kauçuğun esnekliği, yol yüzeyi özellikleri, su, kar, buz bulunması, disk-balataların durumu vb. süreci etkiliyor. Özellikle 2000'lerden önce ABD ve Norveç'te yapılan araştırmalarda ABS'li araçların daha çok kazaya karıştığı, sürücülerinin arabalarını daha hızlı kullandıkları, kuru yolda takla oranının daha yüksek olduğu gösterilmiş. Yine kaynaklarda aynı koşullarda ABS'li ve ABS'siz fren mesafelerini ölçen nesnel çalışmalara rastlamak kolay değil. Başa dönersek: ABS fren mesafesini kısaltır sorusu yeterli ve hatta belki de doğru soru değil? Çünkü ABS güvenli frenlemeyi sağlıyor, aracın yönlendirilebilirliğinin korunmasını sağlıyor, panik frende engele karşı kilitlenmiş tekerleklerle giderken kaçımız ayağını frenden çekip arabayı yönlendirmeyi becerebilir? ABS böyle bir beceri olmadan durumdan kurtulmanızı sağlıyor. Özellikle tekerlekler farklı özellikli yüzey üzerindeyse (mesela biri asfalt biri çakıl) sert frenlemede etrafınızda dönmenizi ya da yoldan çıkmanızı engelliyor, viraj içi frenlemelerde dengelemeyi sağlıyor. Yani fren mesafesi fren başarısı için tek kriter değil ve hepsi alt alta yazıldığında tedbirli kullanmadan sonra en önemli güvenlik unsurlarından biri olarak karşımıza çıkıyor ABS.
  4. Yakıt tüketiminin normal mi yüksek mi olduğunu anlayabilmek için nekadar tükettiğini bilmek lazım. Size fazla gelen aracın normal tüketimi olabilir. Yazılım güncelleme, motor çalışması ile ilgili sorunlar varsa yapılıypr, ya da merkezin tüm araçlar için öngörmesi halinde ki bu sonuncusu hiç olmadı. Bakım sonrası taze filtre ile tüketim biraz düşer, ama en iyi tasarrufu sürücü ayağı ve beyni yapar, ekonomik kullanmaya alışın, forumda yöntemleri anlatıldı değişik yerlerde.
  5. Cevap verilmiş, ben de onaylayıcı mesaj atayım. ABS fren mesafesini kısaltmak için değil, dengeli, kontrollu ve aracı yönlendirme yeteneğini engellemeyen bir frenleme sunmak üzere kullanılmaktadır. Çoğunlukla durma sürecinde ABS varlığında fren mesafesi uzar. Ayrıca 70 km/h düşük bir hız da değil. Saniyede 20 m yol alıyorsunuz, frene farkettikten bir saniye sonra bassanız yolun üçteikisi geçmiş olur zaten.
  6. Ben de forumda aratmanızı önereceğim İlk mesajla vakit kaybetmeyin, takip edenleri ve benim yazdıklarımı belki biraz daha dikkatli okuyun. Vites değiştirmeye gelince, araç size en ekonomik kullanma yöntemini belirtiyor, uyup uymamak size kalmış. Vites değişimi için 2500-3000 dd aralığı son derece uygun. Olmadık yerde değişim talebini nasıl anlamalıyız, neden olmuyor?
  7. Geçmiş olsun da kullanıcının bozabileceği bir şey değil ki... Garanti için diretmekte yarar var.
  8. Öyle öyle, 52.000 TL'lik Fiesta'da bir tutamaç yok kapı üstlerinde iyi mi...!?
  9. Zaten böyle seviyesiz bir mizah anlayışının buraya konu olmasını bile yakıştıramadım ya, neyse...
  10. Arabaya binerken uyarır dinlerse dinler kendi isteğiyle dinlemezse ben gazladığımda düşerek iner, hiç uzatmaya gerek yok.
  11. Konu başlığını dikkate alın, F.Karayılmaz hayırlı olsun, ama aracınızı uygun başlıkta tanıtın lütfen...
  12. "Concept" kavramını Türkçe'ye çevirmedim. Hayal gücüyle teknolojinin birleştiği bir tutam da gösteriş ve reklamın karıştığı geleceği simgeleyen tasarım otomobillerden bahsediyoruz. Her uluslararası fuarda ses getiren bir - iki tane olur, çoğunlukla da hayranlıkla izlenirler ve üreticinin gelecekteki tasarımlarına değişik ölçülerde yön verirler ama asla caddelerde görünmezler. Mesela Ford Evos'u çoğunuz hatırlıyorsunuzdur. Güncel modellerde bu tasarımdan öğeler bulmak mümkün. Tabii ilk çıktıklarında bu araçlar çok dikkat ve ilgi çekse de zamanın çarkları arasında ezilince etki değişiyor, dudak bükmeden gülmeye değişik tepkilere varabiliyor. Gelin birlikte bakalım.... 1938 Phantom Corsair Ketçap milyarderi Rusty Heinz'ın seri imalat yapmaya niyetli olduğu ama kalğ krizi nedeniyle ömrünün yetmediği (insanın iyi ki diyesi geliyor) tuhaf otomobil. 1939 Buick Y-Job 1951 Buick LeSabre 1953 Alfa Romeo BAT 1955 Ford Lincoln Futura 1956 Oldsmobile Golden Rocket 1957 Ford X2000 (Tasarımcısı ne içmişti acaba, hoş o dönemde uçaklara benzetmek pek bir modaymış) 1959 Cadillac Cyclone 1958 Ford Nucleon (kendi mini reaktörü olan ilk atom otomobil) 1961 Ford Gyron (2 tekerlekli ama devrilmiyor) 1962 Fotrd Mustang I (neyseki sadece isim seri üretime taşınmış) 1962 Ford Allegro (Mustang'in ilk somut taslağı sayılabilir) ve Mustang'in son taslağı 1966 Ford Mustang Mach I Biraz da Avrupa 1962 Citroen C60 1970 Ferrari 512S Modulo 1972 BMW Turbo 1973 NSU Trapeze (NSU sonradan Audi oldu) 1979 Volvo Tundra 1987 Oldsmobile Aerotech (4 silindirli 2L motor ile 432 km/h son hız, hem de o yıllarda, Amerik'yı küçümsememek lazım) 1988 Buick Wildcat 1988 Renaul Megane Concept (Yaaaa...) 1991 Renault Scenic 1989 Peugeot Oxia 1991 Mercedes C112 2006 Alfa Romeo Diva 1991 Audi Avus Quattro 1997 VW W12 2000 Audi Rosemeyer 1999 Bentley Hunaudières 1995 BMW Just 4/2 1995 BMW Z18 2006 BMW Mille Miglia 30'lu yılların yarış otomobili anısına) 1999 Bugatti EB218 Aynı yıldan Bugatti Chiron (Veyron'u görenler?) 2003 Cadillac Sixteen (Niye 16 ismi, çünkü 16,3L 1000PS V16 motoru var, yanlış okumadınız, Amerika bu, kovboylara uygun Maybach diyelim) 1995 Chrysler Atlantic 2008 Citroen GT 1992 Ford Mustang Mach III 1996 Ford Indigo 1995 Ford GT 90 (Efsanevi GT 40'ın takipçisi olacaktı, V12 720 PS ve 378 km/h son hız, olmadı) 2006 KIA Sidewinder 2002 Lexus 2054 (Spielberg Minority Report filmini çevirirken Lexus firmasından geleceğin arabası nasıl olacak diye sorunca ortaya çıkan tasarım, otomatik sürücü var ve yemek siparişleri verebiliyor) 2006 Mazda Nagare 2007 Mazda Taiki 2005 Peugeot Moovie 2004 Toyota Alessandro Volta 2007 Toyota FT-HS 2011 VW Bulli Microbus
  13. Bilsek ne olacak, arıza varsa götürün servise baksınlar. Termostat bozuk olabilir, kalorifer musluğu bozulmuş olabilir. Üşümeyin, servise uğrayın halletsinler...
  14. Burada daha da ucuz: http://www.sanalpazar.com/Navitech-Nx-251y-Ford-Focus-Icin-Navigasyon__isp12033610 İzlenimlerini bekliyoruz.
  15. Haklısın... http://youtu.be/Ri6HR70QuuY
  16. Paris - Dakar olarak başlayan ve yıllar içinde neredeyse efsaneleşen Dakar Cross Country Rallisi bugün Arjantin'in şirin bir kasabası olan Rosario'da başlıyor. Geçmişten farklı olarak bu sene motosikletlerle otomobik ve kamyonların özel etapları birbirinden ayrılmış durumda. Sonuçta katılımcılar yaklaşık iki haftada yarıdan fazlası özel etap statüsünde olan 9000 km üzerinde yol yapacaklar. Peterhansel gibi eski şampiyonlara Carlos Sainz gibi usta rallicilerin de eşlik ettiği yarışmada otomobil kategorisinde Mini'ler ağırlıkta. Bu sene Güney Afrika Cross Country şampiyonasındaki başarılarından cesaret ve ilham alan Ford, Ford Racing takımı olarak iki araçla yarışa katılıyor. Güney Afrika'da hazırlanan 5.0L V8 motorlu Ford Ranger'ları Lucio Alvarez - Ronnie Graue ve Chris Visser - Japie Badenhorst ekipleri kullanıyor. İzlemek için http://www.dakar.com/index_DAKus.html
  17. Çok güzel... Bu da benim tezimi destekliyor, gösterişli sayılara bakıp büyüyor büyüyor diye çığırıyoruz ama aksine mesaj sayılarına bakılırsa geriye gidiyor. 2012 ortalaması yaklaşık 8500, 2013 ise 5500. Ya da günlük verilirse 23'ten 15'e düşmüş. Niceliğe bakarak karar veriyorsak bu kıyaslamaları da yapalım. Bence önemli olan nitelik, az olsun öz olsun, bu nedenle de bu durum benim işime geliyor ayrı. Sonuçta karalamak adına yazmıyorum, bence hepimiz iyi iş çıkartıyoruz, adminden moderatöre, katkı sağlayandan izleyene... Ama sayılara bakarak nasıl milli gelirimiz artıyor görünüyorsa ama biz bunu hissetmiyorsak buradaki sayılara göre de forum çok büyümüş ama bize böyle yansımyor Zaten daha büyürse ben kaçar...
  18. Ford normalde kendi standartını belirliyor ve halihazırda WSS-M2C913-A/B/C kullanımda. Bu standartların güncel karşılığı ACEA A/B5, geriye dönük de A/B1-3 uyumluluğu var. ACEA C3 ise özellikle DPF kullanan dizel motorlar için tercih edilen düşük fosfat, sülfat ve sülfürlü bir yağ standardı. 5W-30 değerleri nedeniyle uyumlu görünse de Ford'un önerdiği bir yağ standartı değil. Bir kullanımda bir şey olur mu bence hayır, ama ben değiştirme imkanım olsa değiştirirdim. Önerilen bu http://magnatec.castrol.com/tr/products/products.html Daha da ucuz...
  19. Bize aylık ortalama mesaj sayılarının baştan bugüne seyrini grafik olarak verebilir misin? Ya da en az ayda 30 ya da günde bir mesaj yazan üye sayısını, gene yıllara göre. Ziyaret sayısı reklam verecekler için ilginç olsa da aktivite ile ilgili iyi bir kriter değil.
  20. Çok tartışıldı bu konu Tekrarlamak gerekirse 1.6 Atmosferik motor, şehir içinde ort. 8,5L/100km benzin, 11,0L/100km LPG yakar Salt yakıt gideri olarak yıllık 10.000 km'de benzin için 8,5 x 4,95 x 100 = 4207,5 TL, LPG için 11,0 x 3,17 x 100 = 3487,0 TL ödersiniz. Yani yıllık kabaca 700 TL fark olur. Buna LPG kit montajını (1400-1800 TL), ruhsata işleme masrafı, yıllık LPG bakım bedeli, arada geçiş kullanılan benzin bedeli eklemek lazım. En erken 3 yılda kendini amorti eder. Bu arada motor arızasında garanti kapsamı dışında kalma riski, motor çalışmasında sorun olursa yetkili servis ile LPG'ci arasında pinpon topu olma olasılığı, LPG tankı nedeniyle bagajın küçüleceği ya da stepneye yer kalmayacağı ve LPG'nin daha sıcak çalıştığı için başta süpablar olmak üzere motor ömrüne uzun vadede olumsuz etkisi olabileceğini de göz ardı etmemek lazım (bu sonuncusu daha çok ikinci sahibini ilgilendirecektir) Sonuçta ben ayda 60-70 TL fazla harcayıp kafam rahat olsun isterdim, siz?
  21. Aeaçta çeki demiri olduğunu da fark ettiniz değil mi? Motorun yük altında çalışması anlamına gelebilir.
  22. Biz de onu diyoruz zaten, özel merakı olmayan herkes aynı paraya gider VW alır, Ford/Otosan'da filolalara kalır.
  23. Fiat dışında alayı sopalık ama ben Kia'dan başlardım dövmeye... (mecazi kullanılmıştır, cebri şiddet niyeti yoktur)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.