Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.820
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    717

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Her zaman yazdığımızı yineleyelim: Aracın işlevselliği açısından önemli ve kaçınılmaz olan güncellemeler servislere bülten ile duyurulur ve bunlar servis tarafından siz talep etseniz de etmeseniz de aracınıza bakım esnasında veya hatta gerekli görülürse geri çağırma ile yüklenir. Bunların dışındaki güncellemeler ancak aracınızda sorunlu bir durum varsa ve güncellemenin iyileştirici etkisi olduğu düşünülüyorsa yapılır. Gerisi keyfe keder, uğraşmaya, kafa yormaya değmez.
  2. Tam arazide oynaşmalık
  3. Öncelikle üreticinin önerilerine uymakta yarar var. Hep yazıyorum, daha iyi yağın gerçekten iyiliğini normal kullanımdaki bir aracın ömrüne etki olarak hissetmemiz pratikte mümkün değil. Bu nedenle farklı arayışlara girmek şart değil. Ford'un A5/B5 tercihine gelince, bence bu tamamen emisyon ve tüketim düşürmeye yönelik bir planlama. C standardının en önemli ve belki de tek farkı SAPS (sülfatlı kül, fpsfor ve sülfür) değerlerinin daha düşük olması. Bunun da DPF'nin ömrünü uzatacak etkisi var. Ford muhtemelen etkin rejenerasyon programı ile B standartının DPF'yi olumsuz etkilemeyeceği düşüncesinde. Bu arada ille tam sentetik Mobil 1 kullanmak isteyenler 0W-30 Fuel Economy ürününü kullanabilirler, A5/B5'i kapsar ve aşar. Ama aradaki fiyat farkına değer mi derseniz etkisi sadece psikolojik olur. Son söz: Yağ konusunu çok abartmaya gerek yok, üretici tavsiyesine güvenin.
  4. Öncelikle dinamik tork kontrolu virajın içinde kalan ve üzeriden yük kalktığı için patinaja düşme olasılığı olan tekerleği frenleyen bir sistem. Virajın apeksine yakın aracı yolda tutmak için hızınız uygunsa gaza basmak bu sistem sayesinde yararlı etki gösteriyor ve performanslı kullanıma izin veriyor. Yakubun da yazdığı gibi tork ne kadar yüksekse sistemin etkinliği de o kadar fazla olacaktır, ama tabii yaptığı iş sadece patinajı önlemek. 80 km/h hızda 4. vites 2500 dd, 6. vites 1650 dd civarındadır. Haliyle 4. viteste tork daha yüksek olacak, çekiş daha fazla olacak, DTC sisteminin etkinliğine de daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Amaç performanslı kullanmak ise küçük vitesleri, göreceli yüksek devirleri yeğlemek lazım. Ancak bütün bu hesapları bir süre sonra ESP devreye girerek bozuyor ve işin zevki kaçıyor.
  5. Ne bekliyorsun ki, sonuçta Ford, en iyi ihtimalde memur arabası... Hiç birinde desek...
  6. Motor ne kadar dayanır içeriği tanımlanmamış bir kavram, arıza çıkarma olasılığı artarak yüzbinler gider motorlar. Aşırı yüksek ve aşırı düşük devirlerde kullanmaz, bakımlarını düzgün yaptırır, yağını suyunu eksiltmezseniz dizelin önemli sorun çıkarmadan 300-400.000'i kolayca aşması lazım. Atmosferik benzinlilerde dahi o km'leri gören çok araba gördüm. Ha ne olur turbo arıza çıkartma olasılığı artar, enjektörler yıpranır, yani parça değişimleri ile, ki bunlar iyi bir usta ve makul bir parçacı bulunursa çok üzülmeden halledilebilir, aracı senelerce kullanabilirsiniz. Ve büyük olasılıkla o sizi bırakmadan siz onu bırakırsınız.
  7. Genel geçer tablo https://www.dropbox.com/s/ztst4lvz68e9kfn/devir-hiz.xlsx veya https://drive.google.com/file/d/0B8UPPqjJ7qWTWGxXOFhQSWpNV1k/edit?usp=sharing
  8. Yuvarlanma direncine bakmak lazım modellerini biliyorsanız. Aralarında bariz fark varsa hıza etkisi %0,5'in altında olur. Tabii lastik basınçları eşit ve uygunsa. Son hız denemesi için lastikleri ön 34-35, arka 36-38 yapmakta yarar var. Ama dikkat edin "son" hız denemeniz olmasın. Hızı etkileyecek faktörler arasında sıralamada en sonlarda gelir. Rüzgar birinci sırada yer alır.
  9. Geçen senenin lastiğidir belki, ama sorun olmaz...
  10. Sabri Yakubun da belirttiği gibi bu lastikle yılda 15.000 km yaparsanız 148 L yakıt tasarruf edersiniz diyor. Düşük yuvarlanma direncinin doğal sonucu. Tabii bence bu biraz iyimser bir rakam, 1 L/100km gibi bir değer ediyor ki bence ulaşılması zor. Kaldı ki bu değerin yüzdesel olarak verilmesi gerekir, Neyse lastik için önce yazdıklarım geçerli. Alınabilecek bir lastik kısacası... Ama ben senin yerinde sportif özellikte lastik arıyor olsam bunu alırdım: http://www.hepsiburada.com/liste/goodyear-225-40-r18-92y-xl-eagle-f1-asymmetric-2-lastik/productDetails.aspx?productId=otysf778320&categoryId=259720 @Burak Çınar, özellikle Conti SC5 gerçekten sportif lastikler arasında iyi bir yere sahip, ancak unutmamak lazım ki pahalı!
  11. P7 Blue özellikle yuvarlanma direnci düşük, yani hem aşınma hem de yakıt tüketimi açısından avantajlı bir lastik. Islak performansı da arttırılmış. Çok sportif değil, daha çok dengeli bir konfor lastiği. Ömr konusunda nerede okuduğunu paylaşırsan Almancasını okuyup yorum yapabilirim. Ama genelde lastikler iki sene ve 20.000km sonunda performans kaybı yaşarlar, salt diş derinliği ömür için bir kriter değil. Ve maalesef ülkemizde aracını zorlamadan kullananlar salt buna bakıyor.
  12. http://www.motorauthority.com/news/1082974_2016-ford-focus-rs-spy-shots
  13. Boya ölçümü yaptırmadan boyalı çıktı demek mümkün değil. Diyelim ki boyalı çıktı, bu aracın reel değerini düşürecek bir durum değil. Ancak takıntılı Türk halkı ve düzenbaz satıcılar nedeniyle satış esnasında tedirginlik yaratabilir. Daha önce de belirtildiği gibi ufak tefek sürtmeler ve/veya hatalı boya nedeniyle fabirka veya serviste boyama yapılabiliyor. Fabrikada ikinci kez boyama kararı alınmasına diyecek bir şey yok ama serviste yapılmış boyamanın ticaret ahlakı gereği mutlaka satıcıya belirtilmesi lazım. Sizin durumunuzda boyada hata var, garantiden düzeltilmesi lazım. Bunu servis yapacak, bu arada boya ölçümü de yaptıracaksınız eş zamanlı ve servisten bagajın boyandığında dair belge alacaksınız. Satışta da bu boyalı diyen aklı evvllere bu belgeyi göstereceksiniz. Türk halkına fabrika çıkışı astarlı araç teslim hizmeti verilmesi gerekli sanırım, "al kendin boyat, için rahat etsin" tarzı bir kampanya ile.
  14. Her şeye baktırdım demişsiniz, ama bu konuda hiçbir etkisi olmayacak balans 10 numara diye yazmışsınız. Etkileyecek şeyler, önem sırasına göre: Lastik basınçları, rot ayarı, amortisör arızası. Bunlarda sorun yoksa davranışı sıcağa ve göreceli aşınmış lastiğe bağlamak mümkün.
  15. Mühendis değilim... Bizim kullandığımız sınıf araç klimaları yaklaşık 12000 BTU soğutma kapasitesine sahip. Bu kapasiteyi sürmek için 1 - 1,5 kW üstünde güç tüketimi gerekir. Bunu uzun süre aküden çekmek mümkün olmayacağından mecburen alternatöre yük binecek, hal böyle olunca kompresörün doğrudan krank tarafından tahrik edilmesi daha akıllıca. Tabii araçta ayrı bir elektrik motoru ve bunu besleyen aküler olursa durum farklı olabilir. Ama onun da ciddi maliyeti var, birkaç beygir kazanmak adına yapılması mantıklı olmaz. Elektrikli ya da hibrit araçlarda bu sorun daha kolay çözülebilir. Sonuçta klima kompresörü motorun gücünü kemirir, ben diyeyim 5 HP, siz 8 HP deyin, sonuçta bu motordan çalınır. Torkun yüksek olduğu devirlerde bu fark edilmez, ya da dikkat çekmez, ama torkun düşük olduğu düşük devirlerde ya da dik rampa gibi yükün arttığı durumlarda küçük/zayıf motorlarda illaki performansı hissedilir derecede etkiler. Gaz pedalına biraz daha yüklenme dışında çare yok. Bir de güzellik var, dip gaz yaptığınız zaman klima kompresörü devreden çıkıyor ve dilediğiniz/beklediğiniz ivmelenmeyi yakalayabiliyorsunuz. Yakıt faturasının göreceli yükselmesi.kaçınılmaz tabii...
  16. @Mertcan Çelik, @Engin Uzunoğlu Şişşşt, sizin başka bir başlığınız yok mu bu "şunu mu alayım bunu mu" muhabbeti ile ilgili...
  17. Zeka, bilgi ve akıldan nasibini almamış kurnazlık er geç patlar... Benden Başarısızlığın temelinde çoğunlukla ya bilgi ya da ilgi eksikliği yatar... Bu da benden
  18. Dört teker kokpitinden konuyu hortlatalım, iftar sonrası uyanık kalmak için birebir:
  19. Silinebilir, ilk mesajlar sonradan güncellenince, bakmadan da yeni mesaj yazınca kaza oluyor ara sıra...
  20. Motorda start-stop dışında değişiklik yok. Ancak 2.0 TDCİ geliyor, 183 PS olarak, yani dizel ST olacak. Direksiyon sistemi, TVC ve ESP elden geçmiş, hassaslaştırılımış. Adaptif far eklenmiş, şehir içi güvenlik sistemi de artık 50 km/h'ya kadar etkinmiş. Bir de gri renk yeni. Daha fazla detayı Yakup verir artık.
  21. Aslında çok yok. Şöyle ki, eğer motor iyi ısınmadan düşük devirde yüklenirsen yağlanma optimal olmayacaktır ve aşınma göreceli fazla olacaktır. Yine düşük devirde dip gaz yaparsan motorun verimliliği göreceli düşük olduğundan çiğ yakıt oranı, dolayısı ile kurumlanma artacaktır. Yani ekstrem durumlarda "göreceli" olumsuzluklar var, çok önemsemeye değmez. Tabii düşük devirden ne kastettiğimiz de önemli. Orta yol 1500 dd diyelim...
  22. Biraz konu dışı ama ekleme yapmam gerek... Dizel motorun daha uzun ömürlü olmasının nedeni sadece devir değil. Turbo olduktan sonra benzinli veya dizel fark etmez düşük devirde yeterli tork olduğundan ikisi de korunarak kullanılabilir, ama aynı devir bandını kullansalar bile dizel daha ömürlü olur. Çünkü Dizel motorlar sıkıştırma patlamalı olduğundan daha yüksek basınç altında çalışırlar, 1.0 EB 10:1 iken 1.6 TDCi 16:1 mesela. Bu da ister istemez motorun daha sağlam yapılasını gerektirir. Dizel daha soğuk çalışır, devir dışında aşınmayı kolaylaştıran en önemli etken ısıdır. Dizel yağlama özelliği taşır ve yüzeylere yapışarak koruyucu etki gösterir, benzinse deterjan özellikli solventdir, patlar ve temizler. Tabii burada uzun ömürden bahsederken neyin ömründen bahsettiğimiz de önemli, dizel blok ve içindeki hareketli elemanlar açısından daha uzun ömürlü olabilir, ama enjeksiyon sistemi daha hassastır ve arıza çıkarabilir, turbo ve değişik pompalar iki sistemde de farklılık göstermez.
  23. Bunların hepsi teoride doğru pratikte ise fark edilmeyecek şeyler. Yağ değişimi sonrasında yağ niyetine gres falan basmadıysanız performans farkını hissedemezsiniz. Bakım sonrası genel iyileşme hali ise ön planda filtre değişikliğinden kaynaklanır. Rahat olun, yağı da günah keçisi olarak kullanmayın.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.