Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×

Cenk Demirel

Üye
  • Toplam İleti

    538
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    2

İletiler, Cenk Demirel tarafından oluşturuldu

  1. Stop start sistemini sevip sevmemek tercih meselesi tabii.. Küçük bir ilde yaşadığımdan sistemi çoğu zaman doğru düzgün kullanamazdım. Yeterince yol yapmadığım için akü şarj seviyesi hep düşük kalırdı. Yol yapınca sistem kendine gelirdi. 1-2 defa serviste aküyü şarj ettirmek durumunda kaldım, şarj dinamosunun kayışı erken yıpranınca o da aküyü şarj edemedi değiştirmek durumunda kaldım v.s bir sürü külfeti oldu bana. Uzun soluklu duraklamaların olduğu kilit trafik yahut 60 saniyelik uzun trafik ışıkları hariç kullanmazdım zaten.

     

    Bu arada ufak bir sorum olacaktı başlık yazısının içeriğinde gördüm; genel olarak takviye işlemi zaten bir çok elektrik - elektronik soruna gebedir. Fakat stop start sistemine sahip araçların aküsü farklı malum. Bu aküye sahip araçlarda takviye yapılmaması, elektronik sistemlerin daha kolay bozulabileceği yönünde doğruluğundan yahut yanlışlığından tam emin olmadığım, hangi kaynaktan okuduğumu net hatırlayamadığım bir bilgi var. Sizce bu bilgi doğru mudur ?

  2. 14 dakika önce, Cankut Bulut yazdı:

    Testi yayınlandıktan hemen sonra izledim. Sinan'ı seviyorum güzel tespitleri var. Dikkatimi çeken bir husus oldu. Geçenlerde forumda focus dizel motorları kışın geç mi ısınıyor ile ilgili uzunca bir muhabbet dönmüştü. Sinan mk4 ün geç ısındığına dair vurgu yapıyor.

    Euro 5 psa motoru olan 1.6 tdci'da da durum aynı. Keza ecoblue olan 1.5 motor da aynı özellikleri gösteriyor. Hava sıcaklığı ciddi düşük olduğunda bu motorlar uzun yolda dahi hararet sıcaklığını tam orta seviye olan 90'a getirmiyor genellikle. Hep bir çıt altında seyrediyor. Aynı şekilde motorun ısınması da bir miktar vakit alıyor. Benim gözlemleyebildiğim soğuk diyebileceğimiz 8-10 derece sıcaklıklarda hararet göstergesi dahil motorun ısınması ideal seviyedeyken, 4-5 derecenin altında ki sıcaklıklarda daha geç hale geliyor. Motor biraz daha durgun, hafif isteksiz ve zorlanıyormuş gibi bir his veriyor. Ek olarak tabii bu durum tüketimi de direkt etkiliyor. 10 derecede yaktığım yakıtla 2-3 derecede yaktığım yakıt arasında rahat ortalama 1 - 1,5 litre fark var.

     

    Ford'un kendi dizel motoru haricinde Psa'nın dizel motorlarının olduğu Peugeot ve Citoren'de de çalışma prensibi aynı. Zaten dizel motorlarda benzinlilere oranla daha geç ısınıyor.

    • Beğen 1
  3. 5 derecenin altında ki her sıcaklıkta, uzun yol olsun kısa yol olsun tüketim artış gösteriyor. Yıllardır gidip geldiğim uzun yollarda normal hava sıcaklıklarında 4-5 litre arası yakarken 5 derecenin altında gittiğimde 6 litrelere yaklaşıyorum. Hava sıcaklıkları anormal seyrederken, üstüne bir de motoru zorladığınızda tüketim de artış gösteriyor. Benzinlileri bilemem ama dizellerde genellikle böyle. O bakımdan testte ki tüketim verisi normal gibi duruyor. 

    • Beğen 1
  4. Bir saat önce, H. Cenk yazdı:

    Monte edilecek kısmın resmini çekip atar mısın ? iki silecek yan yana 

     

    20190111_113414.thumb.jpg.b4e3f551a952340cf417ca94cb9ee7bb.jpg

    479-4986-xlarge_otosilecek.png.30b99c0057909d9e01154444bed97815.png

     

    Üstte ki benim aldığım maxtel silecek. Altta ki aracımda şuan bulunan bosch marka silecek. Gördüğün gibi hocam bosch'un üzerinde sileceğe geçmesi için aparat var ama maxtel'de bu yok.

     

    Ürünü de gittim sürat kargoya kargo numarası ile iade ettim. Sanayide dükkanı olan arkadaşım var. Onu arayacağım ondan rica edeceğim.

  5. 32 dakika önce, Cenk Demirel yazdı:

     

     

    Eski Bosch sileceklerin üzerinde ki o ek aparatı sökmeyi denedim ama herhangi bir yolunu bulamadım. Belki biraz güç kullanmak gerekiyordur ama kırılır da elimde kalırsa tek silecekli kalırım diye cesaret edemedim açıkçası hocam. Gündüz gözü bir kez daha kurcalayacağım.

     

    Ben de böyle düşünüyorum. Neticede aracın modeline ve markasına uyumlu silecek aldım. O aparatlardan uygun olanının da kargoda gelmesi gerekirdi. Sanayide de maxtel marka silecek bulmam çok zor. Bunların silecek üstüne takılan o başlıkları muhtemelen her sileceğe uymaz. Silecek markalarına özeldir diye düşünüyorum. Neyse, satıcıyla irtibata geçtim bakalım ne olacak.

     

    Bana gelen üründe o 1-2-3-4 şeklinde numaralandırılan başlıkların hiç biri gelmedi hocam. Attığım görselde ki silecekte olduğu gibi çıplak halde, tamamen başlıksız geldi.

     

    Satıcıyla irtibata geçtim şimdi. Whatsapp hattından ürünün görselini atmamı istediler. Bakalım ne sonuç çıkacak.

     

    Çok teşekkürler yardımlarınız için.

     

    --16 dakika sonra eklendi--
    18 dakika önce, H. Cenk yazdı:

    arçalar gelmeyecek ki focus golf polo hemen tüm modern otomobiller o klik sistemini kullanıyor. Parçanın kendisi (maxtel marka ise ) 4. numara şekilde yapılmış. Aparat seçme falan yok .

    https://urun.n11.com/muz-silecek/ford-focus-iii-muz-silecek-supurgesi-2011-2015-on-sagsol-P232762275

     

    Ürün budur hocam. 2011-2015 arası modeller için geçerli diyor açıklama kısmında. Satıcıyı aradım 2015 model dahil değil. Yani makyajlı kasaya olmaz diyor. Ürün sayfasında soru-cevap kısmında birisi 2015 1.5 dizel Focus'a uyar mı diye soru sormuş. Satıcı da uyar demiş. Başka birisi de yorum kısmında 2017 aracıma aldım memnunum yazmış. Yani söylendiği gibi makyajlı kasaya olmama ihtimali yok. Ama neyse, fazla polemiğe girmedim satıcıyla. Ürün iadesi yapacağım.

  6. 3 saat önce, Cem Boneval yazdı:

    Eski sileceklerin üzerindeki çıkmıyor mu?

     

    3 saat önce, Gürkan Çakıroğlu yazdı:

    Focus silecek ilanından aldığın için normal değil.

    Eski silecekteki çıkabilecek ise anlarsın baktığında, şu an hatırlayamadım.

    Sanayide o parçayı bulmak zor, satıcı ile çözülür en son...

     

    1 saat önce, H. Cenk yazdı:

    Ben sorununun ne olduğunu anlamadım. 

    Benim  araba da makyajlı ben  şu satıcıdan aldım . 

    Gelen ürün senin koyduğun resimde sağ üstteki 4 numara şeklinde geldi . Ve çok kolaylıkla yerine oturdu. Birebir aynı idi. Sadece linkini verdiğim ilandaki resimde görülüyor orijinalin geçme aparatı yönlü ama gelenler yönsüz. Yine de yerine tam oturuyor . 

     

    Eşimin poloya da aldım ama onda ufak bir sorun çıktı gelen aparat kıvrımlı sonlanıyor arabadaki parça keskin tam kliklenmiyor, tutyor ama tam kliklenmiyor. Düşer yani o bir ara ..

    Eski Bosch sileceklerin üzerinde ki o ek aparatı sökmeyi denedim ama herhangi bir yolunu bulamadım. Belki biraz güç kullanmak gerekiyordur ama kırılır da elimde kalırsa tek silecekli kalırım diye cesaret edemedim açıkçası hocam. Gündüz gözü bir kez daha kurcalayacağım.

     

    Ben de böyle düşünüyorum. Neticede aracın modeline ve markasına uyumlu silecek aldım. O aparatlardan uygun olanının da kargoda gelmesi gerekirdi. Sanayide de maxtel marka silecek bulmam çok zor. Bunların silecek üstüne takılan o başlıkları üniversal değildir. Muhtemelen sileceğe özel falan üretiliyordur diye düşündüm. Neyse, satıcıyla irtibata geçtim bakalım ne olacak.

     

    Bana gelen üründe o 1-2-3-4 şeklinde numaralandırılan başlıkların hiç biri gelmedi hocam. Attığım görselde ki silecekte olduğu gibi çıplak halde, tamamen başlıksız geldi.

     

    Satıcıyla irtibata geçtim şimdi. Whatsapp hattından ürünün görselini atmamı istediler. Bakalım ne sonuç çıkacak.

     

    Çok teşekkürler yardımlarınız için.

  7. Merhabalar.. N11'den sipariş ettiğim Maxtel marka silecekler geldi. Fakat montajı yapmayı başaramadım. Çünkü sileceğin üzerine takılması gereken aparat yok.

     

    Bosch marka eski sileceklerim şu görselde görmüş olduğunuz çizdiğim aparata sahip. Fakat Maxtel'de böyle bir aparat yok.

    Inkedbosch-aerotwin-plus-2_min_LI.jpg.62880f461b3ccc9622582918c6e587f8.jpg

     

    Merak ettiğim;

    1- Bosch'un üzerinde ki bu aparat çıkabiliyor mu ? Çıkıyorsa nasıl çıkıyor ? Maxtel sileceğe uyar mı ?

    2- N11'den sipariş ettiğim Maxtel silecek ile yanında bu aparatın gelmemesi normal mi ?

    3- Bu aparatı sanayide herhangi bir silecek satan yerde bulabilir miyim ?

  8. Şimdi, Mustafa Kızıltan yazdı:

    Qled ler pahalı geldi. Bu tv bütçeme ve kriterlerime uygun diye düşünüyorum. Curved tv'lerin dezavantajı nedir tam olarak? Görüşleriniz için çok teşekkürler.

    Evet, pahalılar maalesef. O sebeple tercih edilmemesi normal. Curved tv'ler kıvrımlı yapılarından dolayı panellerin dip kısmından ekrana doğru zaman içinde ışık sızması yapabiliyor. Bu da görüntü kalitesini etkiliyor. Özellikle film, dizi izlerken karanlık sahnelerde ve ortamlarda. Normalde düz ekranlı tv'lerde de bu çok sık görülebiliyor. Lg'nin yeni serilerini bilemem ama eski serilerinde çok fazla bu sorun vardı. Fakat curved tv'lerde bu sıkıntı düz ekranlara göre daha sık olabiliyor.

     

    Ekran diplerinde beyaz sızıntıları görebilirsiniz. Her curved tv'de olacak diye bir şey yok ama olma ihtimali yüksek. Ben mağazada ki teşhir ürünlerinde bile bunu görebilmiştim.

    1480941048_img0001.jpg.68e3ea939cbe023af64c8621160af12d.jpg

     

    Ayrıca curved tv'ler söylendiği üzere düz ekranlı tv'lere göre biraz daha doğal bir görüntü deneyimi sunabiliyor. Fakat bunu sunabildiği izleyici kitlesi sınırlı. Yani tek kişi tv'nin karşısına geçip tam ortadan, merkezden olacak şekilde izlerseniz bu verimi alabiliyorsunuz. Ama birden fazla kişi tv'yi izlerse ve tam karşısında oturma gibi bir imkanları yoksa bu verimi alamıyor.

    • Beğen 1
  9. 29 dakika önce, Mustafa Kızıltan yazdı:

    Bende TV olarak bunu https://urun.n11.com/led-tv/samsung-55nu8000-55-4k-uhd-8-serisi-smart-led-tv-2018-P257899412 düşünüyorum ya da curved(kıvrımlı) olanını. Deneyen kullanan varsa yorumlarını bekliyorum. Şubatın ilk haftası almayı düşünüyorum.

    Curved tv'lere pek yaklaşmamanızı tavsiye ederim. NU8000 modelinden önce ki seri olan MU8000'i bir tanıdığıma aldırmıştım. Çok memnun kaldı televizyondan. NU8000 sonra ki yıl çıkan, daha yeni bir seri ve oldukça güzel bir tv'dir. Oled tv alacak bütçeniz yoksa 55NU8000'i önerebilirim. Bunun haricinde aslında en güzel panel ve görüntü deneyimini sunanlardan biri Sony markasıdır. Ama onun çok fazla çeşidi maalesef Türkiye'ye gelmiyor. Gelenler ise daha pahalı oluyor. Yinede 55NU8000'e alternatif olarak Sony 55XF9005'i de önerebilirim. Fakat dediğim gibi baktığınız tv her açıdan oldukça doyurucu bir tv'dir. Şuradan testlere bakabilirsiniz.

     

    Alt kısımlara inerseniz diğer tv serileriyle karşılaştırmalı puanlarını görebilirsiniz.

    https://www.rtings.com/tv/reviews/best/by-size/55-inch

     

    • Beğen 1
  10. Ford'un sert, keskin ve yakışıklı görünen ön hatlardan, yumuşak, kurbağaya benzer bir ön yüze neden geçtiğini bilen var mı acaba ? Özellikle far tasarımı gayet keskinken neden bu kadar yumuşattılar hiç anlamıyorum. B segment araçlar küçük sınıf olduğu için boyutlarından dolayı sevimli bir hat onlara gidebiliyor. Ama Focus, Kuga, Mondeo gibi boyutlar büyüdüğünde bu pek aynı etkiyi oluşturmuyor.

  11. Şöyle ufak bir paylaşım da yapabilirim 1.6 tdci için..

     

    Tamamı şehir içi olmak üzere ara ara toplamda 120 km yol yapmışım. Bu 120 km yol boyunca hararet sıcaklığını sadece 1 kez 90 derece seviyesinde gördüm ki hararet ne zaman yükselecek gibi olsa yol şartlarından dolayı ibre yine düştü.

     

    120 km şehir içi kullanımının hepsi %82 soğuk motorla

    20181225_140148.thumb.jpg.4360ba9fdcd05a522f6f43e4f7bb5ec2.jpg

     

    Ortalama hız dramatik seviyede

     

    20181225_140119.thumb.jpg.4b796efb25c920387b25aced7085adbb.jpg

     

    Tabii tüm bunlarla beraber tüketim de benim sürüş ortalamalarımın üstünde

     

    20181225_140225.thumb.jpg.96971ade2cda3f8519afdfc82b907ded.jpg

     

    Velhasıl, 1.6 psa dizeli aşırı soğuk havayı, bunlara ek olarak düşük ortalama hızı ve kısa mesafeli kullanımları hiç sevmiyor. Bu şartlarda hararet hemen hemen hiç bir zaman ideal seviyesine ulaşamıyor.

    • Beğen 1
  12. Ben başlığa konu olan Euro 5 1.6 dizel psa motoru daha önce ki aracım 2012-2013 model citroen c4'de 3 yıl boyunca kullandım. Onda ki ismi 1.6 e-hdi olarak geçiyor. Keza 308'de de bu motoru deneyimledim. Bunlardan sonra aynı motora sahip 2015 1.6 tdci Focus'u aldım. 3 araçta da 1.6 psa motoru hararet sıcaklığı konusunda hep benzer tepkilere sahip.

     

    Kışın çok soğuk havalarda motor geç şekilde ideal çalışma sıcaklığına erişiyor. 90 dereceye eriştiğinde ise yokuş inişlerinde, dur kalk veya düşük hızlı trafiklerde 60-80 derece civarlarına düşüyor. Tekrar hızlanırsam yine 90 dereceye çıkıyordu. Özellikle ortalama hız sürekli düşükse 60-80 aralığını geçmiyordu. 1.6 tdci motorun çalışma düzeninde, sesinde, performans ve tüketiminde, hava sıcaklığının normal olduğu koşullarda ki ısınmasında bir anormallik sezmiyorsanız bu motorun normal çalışma şekli böyle. Aynı motorun kullanıldığı hem c4'de hem 308'de hem focus'da benzer sorun olacak değil ya.

    • Beğen 2
  13. Süreden ziyade yaptığınız yol boyunca ortalama hızınız kaç kmh ? Benim ortalama hızım 18-20 kmh arasında değişiyor ki çok düşük bir değer bu. Son 1,5 aydır havalar ciddi derecede soğuk. Bu şartlarda benim de dizel aracımın motoru ısınmakta güçlük çekiyor, güçlük çektiği gibi 80-85 derece sıcaklığa gelse de hızım biraz düşmeye başlayınca tekrar 60-70 derece arasına iniyor. Genellikle yapılan km'nin çokluğundan ziyade ortalama hız, yani çoğunlukla düşük hızlarda yapılan yolculuklar da motorun ısınamamasını, ısınsa bile hemen sıcaklığın düşmesini tetikleyebiliyor.

    • Beğen 1
  14. 56 dakika önce, H. Cenk yazdı:

    Ön için Maxteller de bugün geldi. Onlar uzunluk olarak doğru ama silgi lastiği biraz daha ince ve dandik göründü bana.Fakat enteresan bir durum var. Orijinal sileceğin yönü var yani sağ sol farkı var bunlar ise standart ikisi de aynı. Oturdu ama azıcık yüksekte kaldı gibi Ya da ben yanlış taktım . Mekanizmada ufak bir fark var ama sistem aynı. tırnağa bas, sileceği yukarı çek. 

    Hayırlı olsun hocam. Silerken gıcırdama, iz bırakma gibi bir şey oldu mu acaba ?

  15. 1 dakika önce, Cem Boneval yazdı:

    Yakıt konusunda yıllardır söğüşlenirken gıkını çıkarmayan sevgili halkım poşet savaşlarında aslan kesildi. 

    Komik ötesi bir ülkede yaşıyoruz.

    Hepsinin bir izahı var mutlaka ama benim idrak yeteneğimin ötesinde. 

    Market işleten bir tanıdık dedi ki şu markette sattığım ürünlerin hepsine 25 kuruş zam yapsam, müşteri 4 parça ürünle kasaya gelip toplam 1 lira fazla ödese gıkını çıkarmıyor da poşete 25 kuruş isteyince kükreyip duruyorlar ? Dediğiniz gibi bizim insanımız bir garip.

  16. 4 dakika önce, Mehmet Demir yazdı:

    konu dışı ama hazır devlete ek gelir demişken.. abd den solüsyon yolladı arkadaş, 15 dolarlık bir şey.. tax:0 ama işlem ücreti 4.5 tl +damga vergisi= 5.2 tl

    oh ne güzel her geleni sok gümrüğe 1 dolar tahsil et

    Her zaman diyorum devlet kurmak lazım iyi para var bu işte. Emeksiz yemeğin olduğu tek ticaret sektörü sanırım.

    • Beğen 1
  17. Çevreyi düşünülerek yapılmış bir eylem olsa, misal işe önce elektronik eşyalarda kullanılan pillerin doğru şekilde toplanması ve imha edilmesiyle başlarlardı. İnsanımızın kaçı biten kalem pillerini bir torbada biriktirip, geri dönüşüm kutusu arayıp bulup oraya atıyor yahut yetkili merciler bunun kontrolünü, denetimini gerektiği gibi yapıyor ki ?

     

    Bir kalem pilin doğada zararsız hale gelip kendi kendine kaybolma süresi nereden bakarsanız 300 yıldır. Her bireyin, hanenin kullanıp bitti diye çöpe attığı pillerin toplam zararını varın siz hesap edin.

     

    Çevre için poşet kullanımını engelleme bahanesine çok fazla sarılıyorlarsa içeriği doğaya zarar vermeyen yahut minimum zarar veren doğa dostu poşetlerin kullanılmasını zorunlu kılmak, denetimlerini sıkı yapmak, hatta bu poşetlerin geliştirilmesi için çaba sarf etmek gerekirdi.

     

    Neyse, netice itibariyle poşet mevzusunun özü, yüce devletimiz ek bir gelir kapısına daha ulaşmış bulunuyor. Vergi mevzusunda olduğu gibi poşetten alınan paranın da ek gelir kapısı olma özelliğini şu skeç gayet güzel anlatıyor..

    http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/156559/olacak-o-kadar-allah-vergisi

    • Beğen 3
  18. 1 dakika önce, çağlar çetinkaya yazdı:

    sanki biri yazlık lastik diğeri kışlık lastikmiş gibi bahs etmişiniz premıum hayat kurtaracak? Petlas kullanlar o zaman her zaman risk altında öyle bir yazmışınız ki  yani Premıum lastikler mükemmel diğerleri çöp...Benim bahs ettiğim adamlar zaten sınırları zorlamayan akılllı akıllı otomobil kullanan adamlar ...Karda ,buzda sert bir viraja neyle girersen gir uçarsın zaten ...Otomobil olarakta güvenli otomobilleri tercih etmeliyiz lastik markasından daha önemli bu konu reno,fiat,pejo,citroen gibi teneke markaları kimse tercih etmemeli mesela herkes volvo,bmw.mercedes,audi gibi premıum markalara  binmeli mesela milletin beğenmediği hyundai nin çoğu aracı IHSS den en üst puanları almakatadır bu markalara yönelmeli insanlar kaza riskini düşünmeli sizin dediğinize göre bu sonuç çıkıyor .Aynı paralara daha güvenli arabalar alınabiliyor

    Otomobilleri tercih ederken de kaza testlerinde ki başarıları kesinlikle kriter alınmalı zaten. Cam tavanına, ışıklı renkli dokunmatik ekranlarına verilen önemden daha az önem veriyor çoğu kişi bu testlere. Testlerde vasat sonuç almış güvensiz bir aracı seçimle almam, ancak zorunluluk gerektiren durumlarda alırım.

     

    Otomobil konusuyla lastik konusu da bir değil. 70-80 bin liradan milyon liralara kadar uzanan geniş bir skala mevcut. Ama lastikler için durum böyle değil. Kusura bakmayın da çoğu kişi doğru düzgün ihtiyacı olmadığı halde cebine 5-6 bin liralık telefonu koyup aracına vasat lastik alıyorsa bu ancak bilinçsiz tüketici tanımıdır. Başka da bir açıklaması yoktur. Elinde 100 bin lira varken daha güvenli olduğu halde 200 bin liralık bir aracı alamayabilirsin. Ama cebinde 5-6 bin liralık telefon varken 1,5-2 bin lira daha az verip vasat lastik almanın otomobil satın almayla karşılaştırılabilecek bir yanı yoktur.  

     

    Ayrıca kaliteli kış lastiği ile vasat kış lastiği arasında ki fren mesafesi sonucu değiştirmeyecek santimetrelerle değil, herhangi bir yayaya vurup vurmayacağınızı belirleyecek derecede metrelerle ölçülebilecek bir fark yaratacaktır. 1 metre bile fren mesafesinde ölmek yahut ölmemek arasında ki ince çizgiyi belirler. Azıcık bu testlere göz gezdirir, dikkat ederseniz bunu görebilirsiniz.

    392104128_2.jpg.6a98daecd2dadfedfb6c20a2fbda415e.jpgindir.png.e9d9f59f4c1b84edcb8b0c31864a422d.png

     

    Solda ki B sınıf ıslak yol tutuş değeri almış Ts 860, sağda ki C sınıf ıslak yol tutuş değeri almış w651. İki lastikte 205 55 16 ölçüsünde

    Lastik üreticileri diyor ki 80 kmh hızda tam fren yapıldığında lastiğin ıslak yol tutuşunda bir sınıf atlamak bile ( örn; C'den B'ye ) ıslak fren mesafesinde yaklaşık olarak 5-10 metre arası kısalma demektir ki sıcaklık yükseldiğinde özelliklerini daha erken yitiren bir modelde bu fark daha dramatik hale gelir.

     

    Bu rakamlar sizin için belki hiç bir anlam ifade etmiyor olabilir ama örneğin bu fren mesafesi dolmuşun önünden atlayan bir yaya vurup vurmamanızı belirleyecek en önemli kriterlerden biri. Evet, başta dediğiniz gibi arada çok fark var.

    • Beğen 1
  19. 3 dakika önce, çağlar çetinkaya yazdı:

    Bence bu satışlarda müşteri memnuniyetininde etkisi var  fiyatıda uygun  ona lafım yok o da etkiliyor tabiki...Birde şu şekilde olan premıum alan müşteriler var adam yılda 1000km kışın araba kullanıyor sınırları zorlamıyor en fazla 90 km ile gidiyor doğru düzgün yol yapmıyor gidiyor birsürü fazla para veriyor onuda unutmamak lazım ?  Bulunulan bölgeye ,yapılan yola , bütçeye göre değişir tercih ...Benim lafımda ön yargılı olup bilmeden yorum yapanlara 

    Toplam yapılan kilometrenin de lastik seçiminde bir önemi yok açıkçası. Bütçenin yettiği en kaliteli lastik an gelir ıslak zeminde bir panik fren mesafesinde yahut keskinliğini tam olarak kestiremediğin sert bir viraja hızlı girme hatasında bulunduğunda yola tutunmasıyla insanların hayatını kurtarır.

     

    Herhangi bir sıradan bademcik ameliyatında bile vasat iş yaptığını düşündüğü bir doktora sırf daha uygun hizmet sunuyor diye giden kaç kişi var ? İnsanın ve sevdiklerinin canı, sağlığı önemli öyle değil mi ? Maddi gücünün yettiği en iyi hizmeti veren doktora, hastaneye gitmeye çalışıyor insanlar. O zaman otomobilde, trafikte, her an ölümle burun buruna olduğun bu mecrada niye bu özeni göstermiyorlar ?

     

    Cebine 3-4 bin liralık telefonu koyup, altına 100 küsür bin liralık aracı çekip, piyasanın en vasat lastiklerini ekonomi yaptığını zannederek alan bir sürü insan var. Hayatta kalmanın, kaza riskini düşürmenin ne yapılan kilometreyle ne de ekonomi yapmayla bir alakası yok. Olmamalı da.

    • Beğen 3
  20. 13 saat önce, çağlar çetinkaya yazdı:

    ben zaten zor şartlarda ,karlı yollarda iyi olduğu belirtiyorum.Antalya ,Istanbul,vb.iklime sahip yerler için uygun değil gürültülü sert bir lastik yalnız kolay kolay patlamıyor çok sağlam  konfor düşük yalnız sert kış şartları için fiyatını da düşünürsek en ideal lastik bence ...Zaten millet memnun olmasa bu kadar satmaz başka markalarda uygun fiyata ama bu kadar çok satmıyor.

    Satışlarının yüksek olmasının en büyük sebebi yerli marka ve üretim olması. Bizim millet yerli ve milli terimini görünce o ürüne genelde bayılır malum. Zaten sadece ticariler bile hatırı sayılır şekilde petlas kullanıyor. Daha önce de dediğim gibi ne kadar ekmek o kadar köfte. Benim asıl derdim hangi lastiğin hangi şartlarda iyi olduğunu, ne sunduğunu bilmeden ucuza petlas alıp ts 860, ultragrip 8-9, Alpin 4-5, Wr D4 v.b lastiklere o kadar para vermeye ne gerek var diyen, o lastiklere para verenleri enayi yerine koyan, sanki dünyanın en akıllı işini yapmışlar da biz hiç bir şey bilmiyormuşuz gibi davranan kitleyle.

     

    Bugün piyasada ki en vasat, en ucuz kış lastiği bile kar üzerinde yolda kalmadan ilerleyebiliyor. Zaten testler de bunu gösteriyor. Kaliteli kış lastiği hava sıcaklığı yükseldiği zaman belli olur. Sıcaklık 10-15 dereceleri gördüğünde bile ıslak zeminde sapıtmayan, fren mesafesi uzamayan, hamuru kendini salmayan, yuvarlanma direnci düşük lastikler kaliteli kış lastiğidir. Bunları bilip ona göre değerlendiren, ne aldığının ve neyle karşılaştırması gerektiğinin farkında olan bilinçli tüketicilere bir lafım olamaz kesinlikle.

    • Beğen 2
  21. 35 dakika önce, Koray Demir yazdı:

    Deneyimlemiş olduğum lastikler “Michelin Alpin A4, Nokian WR D4, Goodyear Ultragrip  9 ve Continental TS860”a kıyasen kullandığım en kötü lastik olmuştur Petlas Snowmaster. Zorda kalmadıkça almam ?

    Benzer tecrübeden geçmiş biri olarak katılıyorum. Hatta eklemem gerekirse snowmaster konusu ' ne kadar ekmek o kadar köfte ' deyimiyle örtüşüyor. Kış mevsimini soğuk veya nispeten yüksek sıcaklıkla + yağmurla geçiren bölgelerden ziyade İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu gibi kışı sert, çoğunlukla karlı ve buzlu geçiren bölgelere göre f/p anlamında iyi bir lastik. Ama diğer bölgeler içinse hiç iyi değil. Kesinlikle +8 derecenin üzerinde ki hava sıcaklıklarında kullanılamayan bir lastik. Hele zemin ıslak ise..

    • Beğen 1
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.