Liderlik Tablosu

... diye düşünürken onu gördüm.. ya da seni gördüm, bilemiyorum.. elim ayağıma dolaşmıştı. bariz bir şekilde sana bakıyordum, bana bakan, seni seviyorum diyen güneş sıcaklığındaki gözlerine gözlerimi değdirmek istiyordum ama bir türlü yakalayamıyordum bakışlarını. zaten yanındaki denyo da sana Özge diyordu. Senin adın Özge değildi halbuki.. Senin adın "aşkım"dı... "bitanem"di.. "bebeğim"di.. elini tutuyordu, omuzlarına dokunuyordu, saçlarını okşuyordu.. o sana her dokunduğunda sanki benim bedenime kezzap dökülüyordu.. sanki etimi kemiğimden kerpetenlerle kopartıyorlardı. aslında keşke öyle olsaydı, bu, duyduğum acıdan daha insaflı olurdu. tüm bunları düşünürken duydum o "vınnnn" sesini. onu, sıcak metalin ete değdiği anki sıcaklık ve aynı sıcak metalin kemiği kırdığı ses takip etti. açıkçası sesin nerden geldiği anlamadım ama kulağıma çok yakın biryerden geldiği açıktı. hatta sanki başka kimse değil de sadece ben duymuş gibiydim, zaten kafamın içinde gibiydi ses. nedense etraf da bir anda sessizleşmişti. araçların, insanların, kuşların, kedilern, köpeklerin ve özellikle de sana dokunan o köpeğin sesi gitmişti. sanki dünya bir anda sessiz sinema oynamaya karar vermiş gibiydi. sonrasında ise daha garip şeyler olmaya başladı. neden bilmiyorum, dünya garip bir şekilde açı değiştirmeye başladı. binalar, arabalar, insanlar kısacası gördüğüm herşey dik açıdan dar açıya doğru hızla ilerliyordu. yer ile vücudum arasındaki dik açının gittikçe o kadar da dik olmadığını, toprak zeminin suratıma doğru hızla yaklaştığını hissettim. herşeye o "vınnn" sesi sebep olmuştu. sevmemiştim o sesi. dünyamı alt üst etmişti. yer ile suratım arasındaki mesafe tamamen kapanınca dünyanın elektriği de kesildi............

Ogüncüm kullandım C-Max hoşuma gitti, içi çok ferah; oğlanda "Baba C-Max alalım" deyince dayanamadım arabayı satılığa çıkardım alıcam bir c-max bakalım Yakup sorsana benim arabayı 30 a alırlarmı alırlarsa yarın sabahtan çıkayım ben yola

Odamdayım....zamanın ve mekanın önemini yitirdiği ses ve görüntülerin belli belirsiz duyduğum şekillerin hersaniye değiştiği, suratıma inen hafifçe vuruşlarla yüzüme baktığını hissettiğim varlıklarla doluydu ve tonlarca yükle örtülü göz kapaklarımı aralama isteği ile uykuya dalma isteği arasında gidip geliyorum.... Adımın hiç bu kadar yankı yapan bir dağdan söylenir gibi seslenişi duymamıştım beynimde....Sarp Bey...lütfen uyanın artık...cümlesi defalarca yankılanıyordu...uyanmak hiç bu kadar zor gelmemişti..

Keşke Bazı Insanların Üzerine Sağ Tıklayıp "Özellikler"ini Görebilsek , Kastıysa "Yenile"sek , Uzaktaysa "Kopyala"sak , Sinirlendiriyorsa Bi Tane " Yapıştır"sak...

Az daha doğulu gel batı karadenize kadar dur demeden durma

Sonuc olarak araci bugun gittim ve inceledim.Mais`te ne maltepe de nede istinye de test araci yoktu kemal tepretogullarina gittim ordada yoktu :S kisaca test edemedim ama izlenimlerim sunlar; 1.Benim arabanin kokpit goruntusu kesinlikle daha basarili megane da cok alcak kalmis. 2.Araca oturdugunuzda 3 kapili bir arabaya bindiginizi aninda hissediyorsunuz ama koltugu kendime gore ayarladigimda focus`un oturus pozisyonunu daha basarili buldum. 3.Muzik sistemini sadece benim duyacagim kadar sesi actim ve sony kadar basarili buldum. 4.Plastik kalitesiyle zerre kadar ilgilenmedigim icin sadece goz ucuyla baktim oda bizim focus`la esit. 5.Arabanin dis gorunusu kesinlikle hem focus 2 den hemde focus 3`ten cok daha guzel benim gorusum 6.Test etmedigim icin surus konusun da bir yorum yapamam kullanici yorumlarina gore focus bu konuda daha basarili ama dunyanin en iyi onden cekerli spor arabasini yapan bir firmadan bahsediyoruz eminim ki kotu degildir. Sonuc olarak 61.000 TL`lik liste fiyatindan 53.500`e indiler yani benim uzerine yaklasik 14 -15.000 TL para koymam gerekiyor degermi bence degmez. Temmuz ayinda 1.6 130 hp`lik versiyonla gelicekmis bu demektir ki ikinci el 1.5`ler iyice dibe vurucak o zaman dusuk km de hevesimi almak icin almayi dusunuyorum 5-6 ay kullanip satarim.

yakup mayıs kampanyası bugun son gunu. yenı pazarlama bültenlerinde farklılık olur ise hemen yayınlayacagım

ne varmış bende asi nehrinin çocuguyum beni görse ne derdi acaba merak ettim bak

Uyandığımda ise son kez baktım fotoğrafına uzun uzun. Yüzündeki tüm ayrıntıları tek tek inceledim son bir kez gitmeden önce. Bakarken bütün anılarımız belirdi gözümde. Hepsini baştan sona izledim. Son kez ağladım ona. Bir daha olmayacaktı. Sesine, yüzüne, her şeyine elveda dedim son kez. Binlerce kez elveda demiştim daha önce. Bu sonuncusuydu. İçimde kalan o azıcık duyguyu da bitirecekti bu elveda. Onun hayatında... olmayışımı kabullenmek zorundaydım. Ben onun için sadece canı sıkılınca mesaj attığı bir eski sevgiliydim. Bundan sonra ne mesajlarına cevap verecektim, ne de aradığında açacaktım telefonu. “Son bir kez.” dedim kendime, “Son bir kez doya doya bak. Hiçbir zaman senin olmamış ve olmayacak o kişiye son bir kez bak. Bir zamanlar ölesiye sevdiğin, onun için her şeyi göze aldığın adama son kez bak. Seni hemen unutmuş, yerine başkasını koymuş o adama son kez bak. Sadece bir kez gördüğün, kollarında güveni bulduğun, hiçbir zaman bırakmak istemediğin o adama son bir kez bak. Sen onun hayatında kalıcı bir yer edinememişken, hep geçici olmuşken, onun senin hayatında edindiği yere de bak son bir kez. Nasıl da kaplamış hayatını. Yerine kimseyi koyamamışsın. Kimseyi onu sevdiğin gibi sevememişsin o gittikten sonra. Bak! Bak da ağla kendini parçalayarak unuttuğun, hatta hiçbir zaman tam olarak unutamadığın o adama! Farklı olduğunu, onun hayatında önemli bir yerin olduğunu zannederken, onun için sadece bir heves olduğunu tekrar gör bakarken o fotoğrafa. Sen hiçbir zaman onun aşkı olamadın. Sen sadece bir hiçtin. Ama o senin hayatının unutulmaz aşkı olarak kalacak her zaman…” Fotoğrafını kapattım. Devam ettim hayatıma hiçbir şey olmamış gibi. Devam ettim sanki o hiç olmamış gibi. Rol yapmaya devam ettim. Sürekli rol yaparak geçirdiğim o iğrenç hayatıma devam ettim. Ağladığımı görmeyecekti, duygularımı hissetmeyecekti. Ne de olsa hiçbir yerim yoktu hayatında. Sessizce devam ettim sahte gülüşlerime ve unuttumlarıma. Sessiz ve sakince izledim ölümümü son kez...

Bir tanıdığım Pug 407 1,6 hdi (focus ile aynı motor) ile bakımlar harici masraf yapmadan 300 küsür bin km kullandı sonra araç satıldı

opel gtc bence daha şık

ekledim (Türkçenin azizliğine uğramayalım )

vayyy... varsın bana maço erkek desinler, varsın bana berduş erkek desinler, varsın dedikomuzu etsinler, seviyorum ne derlerse desinler

ovvvv çok sert.....herkes şair yazar felan olmuş....benim buradan ilerie devam etmem için en az 2 bira içmem lazım ....Hımmmm,bu ayık kafayla nasıl devam etsemki.... Çok günler bekledim seni aslında...Biliyordum,sen hep başkalarını,başkaları senin istediğin gibi olduklarından değilde öyle zannettiğinden sevmiştinde ben senin istediğin gibi olmuştumda sen bunu bilememiştin...Seni istediğin gibi yakışıklı da değildim..Gözlerin bana bakardı ama beni değilde arkamdan geçen insanları,arabaları,kuşları görürdü...Ben ise sana her baktığımda büyülenir,donar kalırdım ateş böcekleri gibi..Ve donardı zaman ,sen kaybolup gittiğinde bile ben orada senin yüzünle hayallere dalardım....Çok bekledim seni ...Ve yıllar sonra geldiğinde ise ben çoktaaaan gitmiştim senden,kalbimdeki son sevgiyi sana bırakarak....

Kendi yaptığım uygulama şeklini anlatıcam bi yerden kopya çekmeden umarım işe yarar öncelikle ne olursa olsun elinizin altında basınçlı bi su makinası olmak zorunda benim bugüne kadar izlenimlerim o yönde , hortumdan gelen su aracın üzerindeki tozu bile atmaya yeterli olmuyor.. Bu sebepten dolayı aracınızı kendiniz yıkıcaksanız ve basınçlı su makinanız yok ise bir benzinlikte yıkamayı tercih edin Gelelim Leş gibi bir aracın nasıl yıkanacağına Öncelikle damlumbazını ve jantınızı sabunlayın burda marka önemli değil sadece balata tozları ve çamurdan kurtulmak için burdaki pislikler ilk başta tazik vurulursa yapışıyor ve çıkmıyor (aracın kaportasına sürüceğiniz sünger ile değil fırça falan kullanın janta temas eden hiç bir bezi, süngeri kaportaya değdirmeyin) Aracınızı tavandan başlıyarak heryerini basınçlı su ile iyice yıkayın pisliği düzgünce aksın teknik olarak tabancayı yukarı aşşağa hareketi tercihimdir , aracın çok yakınından makinayı tutmayın , damlumbazdaki ve jantlardaki pislikleri atın ki aracı köpükleyeceğiniz zaman ordan yüzeye bulaşmasın Köpükleme ben burda kesinlikle marka öneriyorum çünkü pril , arap sabunu gibi malzemeler ev temizliği için üretilmiştir araç için değil bunların boyaya zararı vardır...Yıkamacılardaki köpüklerin çoğuda aracın üzerindeki cilayı ve korumayı söküp atar marka cilalı şampuanlarda ise korumanın etkisini uzatmaya ve parlatmaya yararayan kimyasal karışımlar vardır.. Eğer mümkünse çift kova taktiği ile yıkayın aracınızı 1 kovada sadece su diğer kovada cilalı şampuanınız olsun..Yeniden köpük alcağınız zaman saf suda eldiveninizi yıkayın sonra köpük alın bu işlemi her köpük almadan önce tekrarlayın Diğer konuda önerdiğim bi eldiven vardı herkese öneririrm onu çiziği minimum seviyede tutar..Aracın tavanından başlıyarak , camlar , kaput, bagaj , yan taraflar,tampon ve jantlar sıralamanız bu şekilde olması gerekir güzelce köpükleyin Aracınızı iyice durulayın tavandan başlıyarak bütün yüzeydeki şampuanı atın gerekirse 1 tur daha dönün Kurulama , ben o suyu aracın üzerinden çeken zımbırtının adını hatırlıyamadım ama taraftarı değilim aracınıza sadece mikrofiber kurulama bezleri sürün başka bişey sürmeyin , kurularkende sıralama aynıdır..Bu sıralamanın sebebi aracınızın yan taraflarının daha çok çamur , pislik görmesidir o yüzden herzaman her yıkama işleminde üst taraftan başlayın Aracınızı güneş altında yıkamayın mümkünse gölge olsun , yok mümkün değilse akşam saatleri veya gündüz erken saatleri tercih edin Yıkamayı düzgün yaptığınız sürece kılcallar minimum seviyede kalıcaktır aşşağıdaki ürünler bunlara yaramaktadır , Kötü sünger veya kötü bezler aracınızın daha çok çizilmesine yol açar , yıkama aşamasında dikkat ediceniz şeyler köpük vurmadan önce iyicene pisliği atın köpük vurduktan sonra iyicene süngerleyin ve iyicene durulayın zamanla el alışnkanlığından sonra zaten çocuk oyuncağı gibi gelicek Kardeşim benim elimde basınçlı su makinası yok bulamam diyorsanız Kesinlikle aracınızda çamur falan varken kendiniz yıkamayın hortum suyu ile sadece aracı çizersiniz , çamuru aracın heryerine yayarsınız ve bu sizin canınızı sıkacak çiziklere neden olabilir Yakup'un aldığı bi ürün vardı onuda alabilirsiniz hortumdan gelen sudan iyidir o ürün Ürün tavsiyeleri ; http://www.hepsibura...SKU=OTHRZX-3002 http://www.meguiars....products_id=219 (4 litre suya 1 kapak kadar kullanmanız gerekir yani bu ürün size 7 8 ay yeter) http://www.genelbaki...bezi-50-x-75-cm Lastik parlatıcı ; http://www.meguiars....&products_id=92 (aşırı sürmenize gerek yoktur 15 gün sonra bile ilk sürdüğünüz gibi durur ) torpido temizleyici ; http://www.meguiars....products_id=146 Yazımda eksikler olabilir merak ettiğiniz şeyleri bu başlık altından sorabilirsiniz Saygılar , iyi eğlenceler

Sevsek de kaybediyoruz. Çünkü sevecek cesaretimiz varken, sevilecek şahsiyetin cesareti yoktur.

sakla yakoyu gelir zamanu........

normalde bu gün öğleden sonra çıkacaktım bi meslek içi sınav olayı çıktı erteledin.hepi topu 18 gün izin var 2si gitti zaten.bi dahaki sefere anormal bi durum olmazsa kesin katılacam..

Pazar Sabahları Trt1 De Western Klasiklerine Bayılıyorum...

Bende teee ist'dan ank'ya gittim, onlar gelmesi lazım ki bende daha batıya gidebileyim Asena'da benim akrabamdır buarada !

evet ne güzel fotograflarını ceker izlenim yaparız .listeye eklendi ama dediğim gibi fiyat yok henüz.mazeret kabul etmiyoruz bak Alper teee Zonguldak'tan geliyor

İyi ya ben buna sevindim çok büyük bi zararım yok yani

Aynen, Yako duymasın ama ben yarın sabahtan Çıralı'ya kaçıyorum, arınma zamanı!

C-Max'e +1 Fiyat da çok uygun Al Aydın al... Hayırlı olsun şimdiden!

Birdefa hangi donanım ile tr'ye sunulur bilmiyoruz.Xenon Spoiler jant gibi şeyler hep paketle geliyor ki bu tür araçlar ülkemize mümkün mertebe full geliyor ayrı mesela.. 27 ile 31 bin euro bandında.. Özetle ben fiyatını MAKSİMUM şöyle bekliyorum; Liste fiyatı (Kredili): 100.000 tl Kampanyalı Anahtar Teslim Fiyatı (Peşin): 94.000 tl yani 90 bin'e alsak bunu.. 115 ps dizel araca 63 bin tl dersek (full) 250 ps araç için çokda uçuk değil dimi neymiş tdci çok pahalıymış..

Boşver Cmaxi . .Kahverengi bir tane 5 kişilik makyajlı scenic al 1.5 110bg . Açılır cam tavan ve xenon paket ekle. Listesi 63 falan olur. 60ın altına almaya bak..

Megane RS güzel değerlere sahip..2. nesil öyleydi en azından.3'ü bilmiyorum

Ogun`e de caydan ve guzel muhabbetten dolayi ayrica tesekkur ederim. Guzel bir bulusma oldu

Topu topu 1500 lira içinse bu artış bu kadar indirim yapıp kampanyaları kaldırsın daha hoş olur. Sent from my iPhone 4s using Tapatalk

valla mayıs ayında cok ıyı bır cıkıstı yaptı ford,bu verimliliğin devam etmesı için kampanyaların aynı kalacağını düşünüyorum. bakalım sabırsızlıkla bekliyoruz

c-max'e %3 indirim bekliyorum, hadi hayırlısı bakalım

Bişey olmaz tabiki devam sensör konusunda Ama çalıştırken 0 da tutmak en mantıklı secim ve doğrusu da o Sent from my iPhone 4s using Tapatalk

merakla bekliyoruz aylin

sabri vereydin arabasına takardı kel ya fazla güneş almıştır normaldir :)

Bugun bi adam arabama bakti bakti yanina gidince ne kadara aldiniz dedi soyledim sonra farlarimi oksayarak farlar nissanin asi cocuguna benziyor dedi qashqai mi dedim evet evet cok benzetmisler dedi Neresi benziyor Allah askina diyip vurucaktim keline ama nezih bir semtdeyiz ayip kacardi :)

İstediğim şudur; herkes hikayenin devamı niteliğinde yazılar yazacak Sen uyurken; ben hep günaydınını sen uyanmayasın diye, kapıyı sanki bir hırsız gibi usulca kapattığım, gecenin yada sabahın kör karanlığında ayrıldığım,sonrasında bindiğim otobüslerin camına yazdım taki güneş çıkıpta o buğuyu gözlerden süzülen yaşlar gibi herharfi eriterek akıtıncaya kadar izlediğimi sen hiç bilmeden... Ve sen bilmiyordun ki kaldığım otellerde misafirhanelerde kalktığımda sabahki duşumun arkasından aynadaki oluşan buğulara günaydın yazıp bırakıp çıktığımı...kimbilir ne kadar çok birikmiştir onlar...her kente bırakılan... Yada sen yokken ben bomboş bir yatakta uzanıp tavana boşboş bakarken beyazlığın sinema perdesine dönüşüp birden projeksiyon aleti gibi o geçen günlerin slaytlarını tektek beynimden geçirerek oynattığımı,beraber izlediğimiz bir filmin çok güldüğümüz bir anının hızla aklıma gelmesini aynı gülüşü yakalayamasam da garip bir sızıyla içimin kırıldığını artık gülemediğimi...sen hiç görmedin.... Evden ayrılmanın,bedeninin götürmesiyle oluştuğunu ama ölen kişilerin bile öldükten sonra ruhlarının o evleri bir müddet daha dolaşıp gezdiği hikayeler gibi seni seyrederken ruhumu orada bırakıp ayrıldığımı hiç bilmedin... Ben hep günaydınını sana söylemek yerine hep buğulu camlara yazdım...sanki uyanınca telefon edip günaydın demek birşeyleri eksilticek diye korktuğum için.... her gidişimde biraz azaldığım gibi...

Ben pek yanaşmıyorum Fransız'a..Sadece tasarım kriter'im olsa focus'la işim olmaz örneğin gider Pug alırım.

Buarada konu doğru yere taşınmıştır.

Araban`in yagini suyunu eksik etme bi 300.000 rahat goturur zaten 100.000 de dizel bitiyor tamamen sehir efsanesi gecen bir megane taksi de 550.000km gordum dumur oldum zaten

Senden sonra cok denedim asik olmayi ama nafile her tanisdigim kiside her guzel buldugum kiside senin suratin var senin gulisun var. Ben senin gibi bitini aramaktan yorulmayacagim belki yalniz olucem ama ya sen olacaksin yanimda yada sana tipatip benzeyen biri. Insanlar cift yaratilmis derler umarim dogrudur...

Bazen trafikte aynı arabalarla konvoya düşünce ön camdan su attırmaya başlayınca arkamdakiler sağ şeride niye geçerdi birden anlamazdım...hiç...

ahahhaha lisede az dinlemedik bu şarkıları

Kızıyorum sana bazen. Oturmana, kalkmana, aramana, aramamana, bardağını koyduğun yere, çayıma şeker atmamana....... Aşk böyle bir şey mi? Bu kadar zamandan, yaşanandan, paylaşılandan sonra alışıyor mu insan ? Alışkanlık mı bu? Sevgi mi? Aşk mı? Bu kızgınlık niye?............Olur olmaz patlıyorum, şaşıyorum sonra kendime.............. Ruhumuzdaki yalnızlığı paylaşmak mümkün değil galiba. Yalnızız hepimiz şu dünyada. Böyle düşününce kızım geliyor aklıma, hüzünleniyorum buna saçma sapan, yutkunuyorum. Uyanıyorum bir sabah daha, yüzüm gözüm şişik.... Oturuyorum yatağın içinde. Çoçuğu alıp bensiz yaz tatilinde annemlere gitmek de ne oluyor? Kızıyorum gene dişlerimi gıcırdatarak .........Burnumun direği sızlıyor. Özlüyorum ikisini de. Ben böyle özler miydim yahu? Kafamı kaldırınca yine o resmi görüyorum. Klasik evlilik resmi işte diyorum içimden. Ama herif işini biliyormuş, boşuna vermemişiz o kadar parayı. Bu kadar yakışıklı mıyım?? Ne yapmış bu adam fotoğrafa? İçimden biliyorum o fotoğrafa niye baktığımı. Milyon defa bakmış görmüşümdür o resimdeki kadını, özledim..... gözlerimi kapadığımda, seni düşündüğümde o resimdeki kadın geliyor hep aklıma.... Giyinip çıkıyorum. Kızgınım yine.

yok abi soyundum

Tabiii canım olmuşken en birincisinden olmalı.....

Mert paylaşım için teşekkürler... Acaba yanlış tercih mi yaptık.... 6 ay bekleyip woswos mu alsaydık....

Sen gelmezsen ben de gelmem.........

Araçlar en çok kalkışlarda yüksek tüketim gösterir bunu önlemek için.Ecoboost'un şehir içi az tüketmesinin sebeplerinden biride otomatik dizginleştirilmiş olması

17 MAYIS 2010 TARİHİNDE YAZILMIŞTIR. Test günümü anlatmaya ancak zaman bulabildim gecikmeden ötürü özür diler şimdiden yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim…Resimler pek kaliteli olmasa da sizlerinde az-çok gezmenizi ve hissetmenizi sağlamak için çekmiş bulunmaktayım..Tüm testleri ön yargısız ve tarafsız sürdürmeye çalıştım çünki ciddi alıcı idik İlk durağımız Renault bayii’si oldu, Ve Meganelere oturmaya başladım ee tabi incelemeye de, Performansları konu sonlarında yazacağım. Şuan showroomda Mégane Sport Tourer’dayım Bu Meganelerde ilk huzursuzluğum ön yolcu kısmında Tasarımdan dolayı dizler rahat duramıyor sol taraf sığmak bilmiyor… Koltuğu iyi ayarladıktan sonra arka koltuğuna geçtim…Resimlerde her şey ortada zaten.. Şimdi ise Megane Coupe’yi görüyorsunuz İç mekanda Kalite olarak HB’lerde arka kapılarda Yumuşak kaplama varken (üst bölümler) Sport Turner ve Coupe de tam tersi sert malzeme vardı…Hatta coupe’nin arkasında oturmayı kimse istemez full plastik olmuş başka bir şey yok kenarlarda ama arka tasarımı çok güzel…Bagaj yükleme bölgesi Bayağı küçük haliyle tasarımdan kaynaklanıyor bu da. Aklıma gelmişken Fluence’ler daha geniş arka kısımlarda ama Sürücü giriş kısmı dar kalmış herikimizde zorlandık. Şimdi ise Megane HB içindeyim, yine ön koltuk ayarlandı ve arkaya geçildi..Resim her şeyi anlatıyordur umarım…Canım orda olmak istemedi pek….Bagaj’ı da gördüğünüz genişlikte yani yeterli. Bu araçda ilk test aracımız anahtarı aldık sadece iki kişi bindik araca, tanıdık bayii olunca ön tasarım resimlerden güzel geldi bana … Gelelim Performans,Konfor ve Sürüş izlenimine. İlk test aracımız Sport Turner 85 ps dizel motor,Araç lastikleri 16’ 55 yanak öncelikle planladığımız motor seçeneği olmaması yüzünden bu seçenek pek performansını irdelemedik… Sürüş izlenimi olarak uzun olması Araçlar S yaparken Salınım’a neden oluyordu…Frenler yukarda kavrıyor ve pedalı felan ilginç geldi tek kademe gibi..daha fazla basılmıyor biraz saçmaladım galiba..Ve araç motor sesini bayağı alıyor…Bu tüm Dizel renolarda böyle oldu..Biraz Scenic Sessizdi bu konuda.. Şimdi gelelim merak ettiğimiz Motor’a ve araca; Resimde gördüğünüz 1.5 dizel 105 ps Megane Coupe Performans olarak ş.içi 85’likten mükemmel derecede pek fark göremedik ama vites değişimine gerek kalmadan daha iyi ivmelenip ilerleyebildik.Yol tutuş olarak bariz turner’den iyi idi..fakat Süspansiyonlar çok kötü idi Bunda lastiklerin ölçü ve ebatlarıda etkili…Ve yetkili süspansiyonlar felan farklı dedi zaten…Acayip gürültülü bilen bilir virajlarda Beyaz çubuklar olur hem hız kezsin hemde uyarsın diye özellikle o bölgede tüm araçlarla hızlı gittim..En fazla ve rahatsız edici ses bu araçtan geldi… Bu resimdeki aracımız Megane HB 1.4T 130 Ps motor’a sahip servis tarafından özenle bakılan araç servis sahibinin çocuğuda kullanıyormuş… Peki bu araca binince neler oldu ? ? (az sonra) Bu arada tüm meganelerin direksiyonları çOK çOK yumuşak ve hissiz geldi yolda…Focus gibisini göremedim daha, ve yüksek hızlarda daha fazla sertleşme beklediyordum ama pek göremedim hala yumuşaktı.. Bu motor da ancak motor sesinden kurtulduk bi nebze ve sportifliği yaşamış olduk biraz daha..2500 devir gibi olduğunda araç aniden hızlanma isteği geliyordu…1. Vitesde araç hızlanmasından dolay direksiyon boşta bile kalıyordu..Bu araçlarda süspansiyon sistemi gayet yumuşak ve darbeyi yeterli düzeyde emiyordu…Coupe hariç…Yol sesi ise rahatsız edici değildi..Klima etkisi ve müzik sisteminide denediğimizden bu detay’ı anlayacak ve kıyaslayacak kadar deneyim sahibi olamadık tabiî ki.. Scenic var sırada..Bu araç bana göre Reno grubunun En kaliteli ve En Parasını hakeden aracı idi.. Motoru yeterli düzeyde hatta daha iyi performans sunarken konfor ve sessizlik iyiydi.Yolda her tarafa hakim olmanızda cabası Uzun ve geniş araç Şimdide Türk üretim HB meganelere gelelim ithallerden farkları mevcut, Digital gösterge olmaması, Bağlantıların Lazer ile olmaması ve kasasının yukarda konumlandrılması...daha itici idi Türk Hb'ler yerden yüksek olmuş bariz..Hb'lerin 1.4T motoru İthal sadece..Diğerleri türk..Sport turnerler ve Coupelerde ithal.. Fiyatlar aklımda kalanlar, Trafk sigorta hariç özel donanım HB 1.4T 41.500 Tl Scenic 105 üst donanım opsiyonsuz 47.600 Dizel'i unuttum Benzinli 1.6 motor 39 bin tl idi. Birde Renaul'da sürpriz var .. Parasının arbası açıklamaya pek gerek duymuyorum..Kalite yok.