Mertol Kip

Sizde kol dayamadan ötürü o sorun var. Kol dayama öne geldiği için bardaklıkları enine koymak zorunda kalmışlar.Onun önünde de zaten çakmak zamazingosu var. Sol tarafınızda el freni var. O bakımdan titanium başarısız bir tasarım. Styledaki orta konsol daha efektif olarak kullanılabiliyor. Kol dayama olmadığı için el fren kolu daha geride. Aynı zamanda bardaklıklarda dikine yerleştirilmiş. Sizin vitesin olduğu yerde de ufacık bir göz var. Kol dayamanın olmaması bu açıdan daha yararlı. Aslında stylelardaki orta konsol ile eski c-max trendlerdeki gibi koltuktan çıkan bir tasarım yapmış olsalar işi çözerlerdi bence. Ama dah ajanjanlı gözükebilme kaygısından dar alanda kısa paslaşmaya çalışmışlar.. O da bu kadar oluyor işte. Aşağıdaki linkten ikisini karşılaştırabilirsin. Sağdaki küçük reimlere tıklayınca değişiyor. http://www.ford.com.tr/otomobiller/focus/ic-tasarim Nal gibi klima kontrol düğmeleri yapmamış olsalardı, klima kontrol düğmelerini biraz daha yukarı taşıyabilirlerdi. Bu sayede altta yer açılırdı. İster mondeodakine benzer kül tablası yap istersen açık göz olarak kullan.. İç tasarımında ciddi şapşallıklar var arabanın. Örneğin şu kocaman klima üfleme ızgaralarının tekerleklerine de gıcığım ben. Kapıların yanlarındakileri gayet güzel üzerindeki mandaldan ayarlanabilir şekilde yapmışlar. Ortadakilerde saçma salak bir tekerlek. Üstelik o tekerleğin birde mafsalı varki evlere şenlik. Arabalar daha yeni. Eklem yerleri falan yağlanmış halde.. 3-5 sene sonra onlar çatır çutur kırılır ve dünya paraya satarlar.. Çalıştırma düğmesini oraya koyan zihniyetide çözemedim mesela..

E o kadar kısa tünelde zaten o lamba ile ilgili sorun olmaz. He yanlış anlaşılmasın gerçekten böyle bir geyik varsa saçmalık. Savunulur bir tarafıda yok ama dert edilecek birşeymiş gibide gelmiyor bana. Bir ara bakarım benim arabada nasıl durum diye..

Ya Ogün siz adamın tasarımının tamamen dışına çıkıp arabayı tork manyağı yapıyorsunuz sonrada şanzıman kötü oluyor.. Her şanzımanın tork dayanımı vardır. Genelde de ne hikmetse üreticiler bunu son raddesine kadar kullanacak şekilde ayarlıyorlar. Neden böyle bir denyoluk peşindeler onu da çözebilmiş değilim. Örneğin 1.6 focustaki şanzıman 155Nm dayanıma sahipti. Arabayı 160 Nm ye çıkartınca şanzımanı tekrar elden geçirip tork dayanımını 160 nm ye çıkarttılar. Ulen yap işte 200 nm sen sağ ben selamet demi? Yok olmaz.. E sen kalkop böyle sınırlarda çalışan bir düzeneğe turbo takıp torkunu en az %40 arttırırsan o şanzıman cortlar. Honda ucuz arabada ondan. Müşterileri genelde genç. Onlarda arabalarına para harcıyorlar. Ford u kim alır? Başı fazla ağrımasın isteyen ancak daha iyisine de parası yetmeyen adam alır. (Bora hariç. o audi parası verip forda binenlerden.. ) Allah aşkına sıfır Audi alabilecek biri gidip ford alırmı? Almaz. Gider audi alır.. Fordu kim alır? Ford alamaya dahi parası yetmeyip cazip kredi koşulları ile ikna edilmiş adam alır. Daha az paraya daha fazla şey isteyen alır. 180 hp audi almaya kalksan iki kucak dolusu para vermen gerekir ama fordta bunu 50-55 bin liraya alabilirsin. Gerçi bu da kucak dolusu ya neyse.. Konumuz motorsa boşver arabaları. Gel motosikletten konuşalım.. 4 teker ve motorsa işin özü ona araba denmez.. Araba dedinmi işin içine birsürü şey girer. Yürüyen aksam girer, konfor girer, lüks girer vs vs vs.. Honda da 4 teker ve bir motor var. Kalanı teneke.. Araba niyetine alınıp binilebilecek bir tek accord var. O da motorundan dolayı değil daha çok araba olduğu için.

Tünele girersen zaten sensör algılar ve farları yakar ve bu durumda da zaten orası aydınlanır.

Valla olacak gibi olsa takardım. Teknik olarak elbette olur ancak mevcut orta konsol tasarımı ile bir faydası dokunmaz. Orta konsolda el freni olmamış olsaydı o arada epey bir mesafe açılırdı bence. En nefret ettiğim şey oturduğumda sağ dizimin orta konsola değmesi. Focus1 de en beğendiğim şeyde değmemesiydi.. Keşke o tasarımı devam ettirmiş olsalardı. Style daki sizdekinde olduğu kadar tip durmuyor. Ama genede sevimsiz bence. Şöyle düşün. Yarın arabaya bindiğinde bi kafanda hayal et bakalım. O el freninin olduğu yer olmamış olsaydı ve vites kolunun olduğu bölüm gene aynı şekilde olmuş olsaydı... Geniş olmazmıydı? Örneğin Style da sizin el freninin olduğu yerde ufacık bir cep var. Acayip işe yarıyor. Otopark anahtarlığı cep telefonu falan filan gibi ıvır zıvırları oraya koyuyorum. Ford bu tip donanımlarda sorunsuz olanı tercih ediyor. Elektrikli park freni konusunda c-max ta epey canları yandığı için vazgeçtiler.

Ogün yapma bunu ba birkez daha yazayım. Yapma bunu.. Hadi desenki bizdeki yakıtın kükürt oranı yüksek dolayısı ile performanslı kullandığında hoşuna gitmeyecek şeyler başına gelebilir eyvallah. Ama düşük devirde kullandın diye birşey olmaz sen merak etme. Motor zaten kaç çeviriyorki 1500-2 bin devir düşük diyoruz birde o var..

Bilmem. Bakmadımki..

Bencede titaniumdaki o ne olduğu belirsiz tuhaf el frenindense elektrikli olsa çok daha iyi olurdu.. En azından yer kaplamazdı.

Onlarda harf yok aslında. Semboller var. Her sembol bir kelime. Rakamları bazıları bizdeki gibi yazıyor bazıları kendileri birşeyler uydurmuşlar.

Bi ton şey yazıyorsun ama şu an bende hepsine tek tek cevap verecek kafa yok. Uykum geldi.. Bir ara yazarım. Accordun şanzımanı eski tip falan değil. 2.4 accordun şanzımanını bizzat dağıtıp toparlamış biri oalrak şunu söyleyebilirimki o şanzıman benim diyen yeni nesil şanzımandan daha iyi. Çift kavramalı 5 ileri vites kutusu var makinede.. 2.0 larınkini dağıtmadım ancak kodu aynı. Bu arada Hondanın Vtecleri liftide ayarlar. Tabi çakma civicleri falan kastediyorsan o başka. TiVCT de ise sadece timing ayarlanıyor. O da emisyon amaçlı setupa sahip zaten. Honda motor yapsın. Gerisini bilenlere bıraksın..

http://www.ford.com.cn

Ya yapmayın. Ama cidden yapmayın bunu. ölÇüm somut birşeydir. Benzini dizeli olmaz. 130 Nm benzinde de aynı mazottada aynı. Kurumlanma falan hiÇ umurumda olmaz benim. Fabrikası bu devir bandında kullanabilirsin demiş. Bunu şehiriÇinde sürekli yaparsan DPF tıkanabilir demiş. Bunun önüne geÇebilmen iÇinde 10 bin km de bir tempolu kullan demiş.. Fabrikası bunu dedikten sonra ben ne usta tanırım ne de otorite.. HiÇbirisi yapan geliştiren adamdan daha iyi tanımıyor bu motoru.. Tıkırtı bende şimdilik yok. Arka kapı trimlerinden beklediğim üzere basları aÇınca ses geliyor. Onu havalar düzelince adam edeceğim zaten. Onun dışında bir şikayetim yok. "şimdilik"

Valla gidiyorum ne yalan söyleyeyim. Genel sürüşüm 1200 -1800 devir arası falan. O motorda hiÇbir zaman tork yetersiz falan kalmaz. 1000 devirde 130 nm tork veriyor. Ortalama 1.4 benzinli bir arabanın maksimum torkundan bahsediyoruz.

Çamuuur.. Turbo dolmadan önce kullanmak herzaman dah aekonomik olur. Bu bir gerÇek. Rölanti devrinde tam gaz yapmak gibi bir akıllılık yapılmadığı sürece sorun olmaz.Motoru üreten firma böyle demiş. Htata maksimum torku aldığın yerde eğer gerÇekten ihtiyacın yoksa vitesi büyüt demiş. Senin otorite pek haklı değil kısacası.

O niye? Adam 1800 devirde vites büyüt diyor.. Demekki o devirin altında kullanılabilir.. Tabi rölanti devrinden bahsetmiyoruz ama çeyrek gaz 1000-1800 devir arası ekonomik sürüş yapılabilir.

Yok aslında Mondeo o düzene göre yapılmış ancak genel kalite ve imajı o sınıfla eşik atamadığı için passatla falan karşılaştırılıyor. Aslında kesinlikle iyi araba. Ancak benzinli turbo ve dizel motor getirmekte çok geç kalındı. Bunda fordunda suçu yok. PSA nın fabrikasının kapasitesi yetersizdi. Ne zamanki Kent fabrikasında dizelleri üretmeye başladılar, elleri rahatlayınca koydular.. Birde sedan gerzekliği var ki onu henüz aşabilmiş değiller. Ama bunlar apayrı bir bağlık altında konuşulması gerkeen şeyler bence..

Len neyin otoritesi? literatür böyle diyorum ben sana. Arabanın değil aks mesafesinin uzunluğundan bahsediyoruz. Clio sümbül misali kaçak kat çıkarsan bir üst sınıfa dahil olmazsın yani. Ben o konuda fikri sabitim. Bence mondeo yanlış oldu. Onun adı başka birşey olup uzatılmış focus şasesine ya da C-Max şasesine başka bir araba yapıp adına mondeo demeliydiler. Hormonu fazla kaçırdılar. Nitekim Volvo bunun ayarını tutturdu. S40=focus S60 = fordta karşılığı yok S80= mondeo ile aynı karoser.

Benim dikkatimi bile çekmedi valla. Yanıyormu yanmıyormu hiçbir fikrim yok. Ama yansada yanmasada pek umurumda olduğunu söyleyemem..

Yok öyle birşey. Araçların sınıfını belirleyen markaları ya da isimleri dğeil. Aks mesafeleri. C5 Passat falan mondeo ile kıyaslanınca ciddi küçük arabalar.. SuperB belki kıyaslanabilir. O uzatılmış Passat şasesi sonuçta.

Hade len tasarrufmuş.. 3-5 tane micro LED in tüketimini kim takar...

İyide gerek aks mesafesi gerekse arka diz mesafesi olarak eğer C ya da 3 ile karşılaştırırsanda onlara haksızlık olur.. Mondeonun arka diz mesafesi 5 serisinden de C serisinden de daha geniş. Bunların ağır abi arabası olduğunu hesaba katarsan hiçbir klasmanda C ya da 3 serisi ile karşılaştırmak doğru olmaz. Mondeo fazla büyük oldu. Bu kasada ayarını tutturamadılar..

Ben aynı fikirde değilim. O tip donanımlar ancak techno-freakler için falan olmazsa olmaz. Örneğin benim açımdan hiçbirşey ifade etmiyor hatta 8 inç ekran orada çok sırıtıyor bana kalırsa. Şahsen ben almazdım. Ford genel kalitesini yükseltmedikçe audi mercedes yada BMW nin yanından bile geçemez. Hala Önde yumuşak kaplı arkada sert plastik olan, üç parçalı yapılıp plastik kaynağı ile birleştirilmiş ve ses yapması kuvvetle muhtemel kapı trimleri ve işçilik hataları ile dolu arabalar üretiyorlar. O konuda sadece mondeo genel ford kalitesini ve kendisini aşmış durumda. Onun dışındaki tüm modeller hala patates. Mondeonunda E sınıfı ile ya da 5 serisi ile baş etmesi gerçekten çok zor..

İyi de Ali bey benim anlamadığım hangi donanımının eksik olduğunu düşündüğünüz ? Ekrandan göstergeden örnek vermişsiniz ancak onlar tümüyle benim kişisel beğenim ile alakalı şeyler. Eğer donanımdan kastettiğiniz lüks ise onun eksikliği tolere edilebilir bence. Orada monokrom ekran olması ile renkli ekran olması arasında görüntü dışında hiçbir fark yok esasen. Açıkcası benimki şımarıklıktan başka birşey değil. Ekranı varmı? var. çalışıyormu? çalışıyor. Sırf renkli olsun diye değiştirmek donanım eksikliğine işaret etmez. Opsiyon eksikliğine işaret eder. Ki o da mecburiyetten kaynaklanan birşey. Yurtdışında insanlar arabasındaki opsiyonları belirleyip 3-5 ay bekleyerek alıyor arabasını. Biz ise plakanın çıkmasını bile bekleyemeyecek kadar sabırsız bir milllet olduğumuz için ithalatçılar genel beğeniye ve rakiplere göre bir sipariş listesi belirleyip araçları ithal ediyorlar. Dolayısı ile hem önden hem cam kenarı hemde sağ tarafta olup ayaklarınızı kapının boşluğuna uzatamıyorsunuz. Donanım eksik şöyle denilebilir. örneğin navigasyon isteseniz bile alamıyorsunuz. Onunda nedeni Navteq haritasının ford için hazırlanan versiyonunda 30-35 ili kapsaması ve güncel olmaması. Atıyorum Erzurumdaki adama bunda navigasyon var deyip arabayı satarsanız ve onun bulunduğu şehirin haritası çıkmazsa o adam haklı olarak arıza çıkartır. Aynı adam audi alıpta navigasyonu çalışmazsa arıza çıkartmaz ama.. Dolayısı ile navigasyon için bir ayrıcalık düşünülebilir. Büyük firmalar öyle antiri kuntri çin malı el tipi navigasyon üreten firmalar gibi sürekli olarak bu işle uğraşmıyorlar. Ama hiçbirisi uğraşmıyor sadece ford ya da başka biri değil. Range Rover da uğraşmıyor..

Yok bu genel Türk yapısı.. Bende focus II çıktığında bu ne ya focus 1 buna 5 basar diyordum. Ben almam dedim. Ki almadımda.. Gerçi bence hala öyle ama herkeste alıp kullanıyor işte. Fordun en çok satan modellerinden birisi oldu.. Kişisel beğeni farklı bir konu..

Olmuş olsaydı çoktan anlardır. Araban çalışmazdı..