Cem Boneval

Şehir trafiğinde turbo ısınması pek olası değil bu nedenle beklemeden kapatılabilir. Sorun ancak 3500/4500 dd (dizel/benzinli) üzerinde devamlı ve uzun süreli kullanımlarda (30 dak ve üstü) baş gösterebilir, bu durumda rölantiye düştükten sonra start-stopu devre dışı bırakarak 30 saniye beklenmesi önerilmektedir. Başka bir şey yapmanıza gerek yok, tüm bilimsel kaynakçalar (başta kullanıcı kılavuzları) bu yönde.

Şarj dinamosu, marş motoru sanırım... Bu sistemi koyanlar yeterli testten geÇirmiştir diye düşünüyorum. Tek sorun var benim iÇin düzensiz ama akan trafikte her duruşta motor duruyor, 2 saniye sonra devam etmek iÇin yeniden Çalışıyor ve bu bÖyle dur-kalk gidiyor. Bu kadar sık start-stopun yakıt tüketimine olumlu etkisi olmayacağı aÇık, debriyaj pedalı veya düğmeden müdahale etmek gerekiyor sistem. En azından ben Öyle yapıyorum.

EKSİKLİKLER : 1- Anahtarsız giriş olmaması - Eksiklik mi bilemem, ama ben en çok aracı sürücüsüz vermelerinden şikayetçiyim, ne o öyle her gün kullan kullan, rahat yok... 2-Alarm olmaması - Caydırıcılık dışında bir etkisi yok, o etkisi de pek kalmadı denebilir, zaten üstüne zıplayan kediden bile öten alarma genelde bakan da yok. Yıllarca mahallede öten ama ilgi gösterilmeyen alarmları dinledik, son zamanlarda alarma ilgi azaldı da kafa dinliyoruz artık. 3-Gösterge ekranı ile Müzik sistemi ekranlarının düşük çözünülürlüklü ve küçük olması +++ İşlevselliği etkilemese bile görselliğe katkısı büyük, Avrupa'da standart olanın Türkiye'de ucuzunu yediririz nasılsa zihniyeti ile getirilmemesini, bunun sonradan iyileştirme adı altında pazarlama unsuru olmasını kınıyorum. 4-Arka kapıların üstünde tweeter olmaması - Nedense ben ses kalitesinde memnunum 5-Soğutuculu Torpido olmaması - Arabada bir şey yeme içme alışkanlığım olmadığından hiç önemsemedim 6-Arka koltuk havalandırma ızgaralarının bulunmaması + İklimlendirme genelde kötü değil arka için ama ekstra destek fena olmazdı 7-ön konsolda yeterli eşya koyma gözünün olmaması - Kapı cepleri geniş, orta konsolda iki bardaklık, bozuk para gözü, kolçak içinde göz, sol mini torpido, gözlük kabı, daha ne olsun, fazlası için bagajı yapmışlar zaten. 8-Küçük stepnenin olmaması (2012 Ekiminden itibaren var artık) ± Ben eşyalarım bagaja sığmazsa komple stepne ve kabını çıkartıp kullanmak ve lastik tamir kiti taşımak taraftarıyım. Hatta normal stepnenin lastiğini de rotasyona sokup lastik ömrü kazandığım için mutluyum. 9-Start-Stop olmaması(Dizellerde) ± Bence olmazsa olmaz değil ve aracımda olmasa üzülmezdim. 10-ESP nin devre dışı bırakılamaması - Menüden traksiyon kontrol iptal edildiğinde ESP de devre dışı kalıyor denilmekte, hala deneyecek fırsatım olmadı. 11-17 inç jant olmaması + Tercih edilebilir 12- Sedefli Beyaz renk olmaması,renk seçeneklerinin az olması Az olan renk seçeneklerinde bile fazla seçme şansınız olmuyor genelde, ne varsa onu almak zorunda kalıyoruz. önceden sipariş yolu ile seçilebilir belki. Renk oldukça bireysel bir seçim, herkesi mutlu edecek skalayı tutturmak zor, bence renkler yeterli. 13-Ultraviole ön Cam olmaması + Bu ne? üstten karartılmış cam ise doğru bir istek olur. Bu arada cam en yalın hali ile bile UV ışınlarını geçirmez. 14- Avrupadaki özelliklerin bazılarının hala satışta olmaması +++ Bkz. Madde 3 15- İçerden açılamayan bagaj kapağı ± Kendiliğinden komple açılmadığı sürece içeriden kumanda önemli değil. 16-Amortisörlü Kaput yok + çok sık motor kapağını kaldırmak zorunda olmadığım sürece önemli bir ayrıntı değil, servis düşünsün... 17-Arka bagaj kapağında içerde el tutma yeri yok (Sedan'da yok) + El kirletmeyecek bir formül üretilmeliydi. 18-Sony Müzik sistemi ± Kullanışsız buluyorum, sırf hoparlör sistemi için belki düşünülebilir, ama standart sistem de fazlası ile yeterli 19-Sadece önlerde ambians ışıklandırması olması - Eskiden ambians ışığı mı vardı, tek pratik yanı gece içeriden kapı açma mandallarını görebilmek, gerisi hikaye 20-Ambians ışıklarının gösterge ışıkları ve müzik siteminin ışıklarının rengini değiştirememesi --- Bkz.bir önceki maddde 21-Torpidonun kilitsiz olması --- Son derece gereksiz bir ayrıntı, değerli eşyalarınızı yanınıza alın, torpido kilidinin bir tornavida kanırtımlık canı var, yalancı güvenlik hissi! 22-Benzin deposu kapağının kilitsiz olması - çevremde benzini çalınan kimseyi duymadım 23-Lastik Basınç uyarı sisteminin olmaması + Güvenilir hassasiyette olursa iyi olurdu. 24-Bagaj aydınlatması hala çok zayıf ± HB'de iki lamba birden var, şaşırmıştım ilk gördüğümde. Kenara bir LED fener atın... HATALAR 1- ön konsol kenarlarının çıkıntılı olması nedeniyle bolca diz çarpması yaşanıyor,dizlerde morartılar oluşuyor Koltuğu çok arkada ve alçakta tutmamama rağmen 1,83 boy ve >0,1 Ton ağırlığımla daha bir yere çarpmadım. Bazen girerken dizim direksiyon alt kaplamasına hafiften temas ediyor, bacağımı ileri uzatmassam, o kadar... 2-USB girişi torpidoda ve çok kötü konumlandırılmış,flash belleği takmak eziyet Tam tersine bence yer mükemmel, sürücü koltuğundan ulaşılabiliyor, gözden ve el altından uzakta ve parmak yordamı ile kolayca takılabiliyor. 3-Torpido çok küçük,kullanışssız ve kapağını açmak,özellikle ön yolcu koltuğunda biri varsa imkansız... Küçük demek haksızlık olur, çünkü bir hayli derin, ayrıca kitapçık ve ruhsat için tavana bakan tarafında cebi var. Kapak açılması hele iri biri oturursa sıkıntılı bu doğru... 4-Bluetoothtan telfonunuzun isim rehberini alıyor ama isimleri önce soyad,sonra ad olarak tanıyor,bunu ad-soyad yapamıyorsunuz,araycağınız kişinin soyadını bilmezseniz bayağı uğraştırıyor birini bulmak rehberden Bu telefon ile ilgili sanırım, ben Android kullanıyorum ve rehbere nasıl girmişsem öyle gösteriyor. 5-Ses kumandaları ve yol bilgisayarı kumandaları direksiyonda olmamış,direksiyonu çevirdiğinizde kullanılamaz hale geliyorlar,eskisi gibi direksiyondan bağımsız ve sabit olmalıydı Anlık çevirmelerde eliniz de birlikte dönebildiğinden yine de kumanda etmek mümkün, biraz alışma ve belki beceri gerektiriyor, kaldı ki direksiyonu ne kadar süre ile dönük tutuyorsunuz ki, 2 saniye sonra ayar yapılabilir. Ayrıca radyonun kendisi de çok kolay ulaşılabilir konumda. Ben de kollardaki kumandalardan hiç hoşlanmayanlardanım mesela... 6-ön koltuk kafalıkları çık kaba ve öne eğimli,başınızın arkasından sizi öne doğru ittiriyor,ayrıva tam olarak oturmuyor,eğimli çubukları nedeniyle Bunu okuyana kadar dikkatimi çekmemişti, sabah gelirken biraz önde konumlandığını fark ettim 7-ön konsol o kadar uzunki ön camları silemiyorsunuz içeriden Güncel tasarım öğelerinden biri ve benzeri tüm araçlarda kaçınılmaz bir şekilde var bu durum 8-Ses sisteminde mute yok Ben de şunu istiyorum: Telefon bağlı, ses ünitesi açık, ama başka bir şey seçili olmasın. Yani telefonu ses sistemi üzerinden kullanmak istiyorsak ille bir şeyi dinliyor olmamız gerekiyor (mu?). Düzeltme: Ses kısıldığında bile telefon ses ayarı değişmiyor, yani ses tamamen kapatıp telefonda kalabiliyorsunuz. Peki telefon ses ayarı nereden yapılıyor - bu da yeni araştırma konum 9-Bluetoothla bağlandınız diyelim,ama özel konuşmak istiyorsunuz,otomobilin teybini bir kapatyosunuz telefonda kapanıyor,arayanın yada aradığınız kişinin suratına çat diye kapatıyosunuz telefonu Sesi kısıp telefondan konuşmak olmuyor mu? Olmuyormuş (Bkz. bir üst madde). Bu durumda menüden BT bağlantısını sonlandırmak lazım, o da hattı koparır mı denemek lazım... 10-USB den müzik klasörlerini seçerek karışık dinleyemiyorsunuz,ya tüm usb deki müzikleri karışık çalıyor yada sadece bir dosyayı karışık çalıyor,bunu anlatmak biraz zor ama olmamış işte... USB'den müzik dinleme ayrıcalığın var, karıştırması yetersiz olsun varsın... 11-Sunroof biraz daha geniş olsaymış keşke... O tiplere "cabriolet" diyorlar 12-Kornayı çalmak çok zor,çalmak için bayağı güç harcıyorsunuz..., Haydaaa, hiç böyle bir sorunum olmadı, iyi yanından bak, kendin park ederken yanlışlıkla korna çalmamış olursun 13-Radyodan kanalları direksiyondan istasyon atlatarak bulmak eziyet,konsoldan bulmak daha kolay... ......... 14-Orta ekrandan müzik çalar menülerini kullanmak çok sıkıntılı ve çok dip yaptırıyor,çok alta inip geri dönmeler var... ????

Geçmiş olsun... Kalan iki kişi de ciddi olmayan psikolojik sorunlar yaşıyor, eksik anlaşılmasın

Bir kaç söz de kış lastiği üzerine... 1. Standart kara iklimi tipindeki şehirlerde yaşayan herkesin kış lastiği kullanmasını öneririm. 2. Kış lastiği alınacaksa dört tane alınmalı, sadece çeken/iten lastiklerin olması yetmez. Güvenli sürüş, viraj hakimiyeti ve frenleme için dört teker şarttır. Ben yaptım oldu diyenlere bir önceki mesajımın üçüncü satırına bakmalarını öneririm. 3. Kış lastiği için ille kar olması gerekmez, iri diş yapısı ile bunlar su boşaltma konusunda da daha iyidirler ve yağmur çamurda güvenli sürüşe katkıları olur. 4. Yakup'un daha önce yazdığı gibi 5-6 dereceden itibaren yaz lastiği sertleşerek tam verimli çalışmaz. 5. Masraf açısından da önemli bir kaybınız olmaz, yaz - kış iki et lastiğiniz olacağından her ikisi de uzun yıllar kullanılacak ve uzun ömürlü olacaktır. Tek sorun depolama, ona da uğraşan bir çözüm üretiyor. 6. Kış lastiklerini çap değiştirmeden taban genişliği 1-2 cm daha dar almak özellikle yoğun ve uzun süre kar buzda gidenler (mesela Doğu Anadolu) için avantajlıdır. Söz gelimi 215/55-16 yerine 195/60-16 gibi. Tabii kuru asfalt viraj ve frenleme performansında bir miktar azalmayı göze almak lazım. 7. T hız sınıfı kar lastiklerinde yoğun bulunur, ucuz olmasının nedenlerinden biridir, hız yapmayacağınızdan emin olmadığınız sürece tercih etmeyin. 8. Kış lastiği toprak yolda daha güvenli sürüş sağlar, aşınması göreceli yüksek olacaktır doğal olarak. Aklıma gelenler bunlar...

Forumun moruğu olarak müdahale etmeliyim: Gençlere kötü örnek oluyorsunuz! Benim de değer verdiğim bir söz var: Usta sürücü yoktur, şanslı sürücü vardır... Bütün bunları diyen ben, aracı üzerinde sürdüğüm zemin toprağa döndüğünde gaza yüklenen yine ben. Antalya'da kar yağmasını bekleyecek halim yok, mecburen ara ara eski WRC etaplarında kurt dökmeye çıkıyorum. Hoş yeni araçla siftah etmedim, daha pek bir aşk dönemindeyiz, iş evliliğe dönsün, onla da gezeceğiz oraları illaki... Kış lastiği ile tepişmek bence daha da zevkli çünkü normal lastiklerle kontrol daha zor, araç her zaman istediğiniz gibi davranmıyor, diğer bir deyişle yaz lastiği ile karda araç sizi yönetirken, kış lastiği ile siz aracı yönetiyorsunuz.

Bu durumda koca Amerika'ya 1,0 EB'da pek bir yakışır... Kafalarını kumdan çıkarmaya ya da kendilerini dev aynasında görmekten vazgeçmeye başlayacaklar yani!

Eline sağlık

Yani sonuçta küçücük ama renklicik bir ekrana 2000 TL'mi sayıyorsunuz? İnanmıyordum ama doğruymuş, bu ülkede gerçekten ekonomi iyi imiş, kriz mriz hak getire... Güle güle kullanın o halde

Paylaşımlar için teşekkürler. Sabah sabah iyi geldi, biraz da nostalji lazım. Ford 98'de ilk Focus ile başardığını bir kez daha tekrarlayamadı henüz. O dönemdeki yenilikçiliği ve yaratıcılığı arkadan çıkarttığı modellerle giderek köreltti ve Focus'un ruhunu yok etti. Neyse ki o serinin en güzel modelini en yalın haliyle 11 yıl kullanmanın tadını yaşadım. Yeni Focus ile eskisini arıyor muyum, mantıkla hayır, gönülle evet, biraz daha maddi imkanım olsa eskisini satmaz ve kolleksiyonluk parça olarak saklardım.

Sanırım olaya salt performans penceresinden bakmak doğru değil. Az sayıda kullanıcı seçimini yaparken sadece güce bakacaktır. +10 BG satıcının dilinde bir koz gibi görünse de karar mekanizmasında belirleyici değildir. Kaçımız söz gelimi Focus 115 Hyundai 128 diye Hyundai'yi seçer?

Olur mu hiç, arada bir A4 sayfayı dolduracak kadar çok fark var, iş beygirle bitmiyor. Şeker gibi kırmızı mesela, sonra ışıl ışıl gözleri var, sonra.... neyse aklımda bir bunlar kalmış Sonuçta söz konusu fiyat farkını donanım düzeyi ve paketler etkiliyor, en çıplak benzinli ile en giyinik dizel kıyaslanmış oluyor. Güncelleme yapmadan cevap yazınca biraz uzakta kalmış oldu cevabım. 150 BG konusunda Mertol gibi düşünüyorum, yani Style + 150 EB makul fiyata kendince bir pazar yaratırdı, nitekim Almanya'da da Trend donanım seviyesinde veriliyor. Model çeşitliliği karlılığı nasıl etkiler onu söylemek çok kolay değil yine de... 1.0 EB'a gelince, çok sempatiyle karşılanacağını düşünmüyorum, en azından çoğu kişinin kafasında bu motor dayanır mı sorusu olacaktır. Acaba Fiesta ile başlasalar ve 6-12 ay sonra Focus'a dönseler daha mı iyi olurdu?

Sakınan göze çöp batar, demedi demeyin, temizliği de abartmayın, kir boyayı korur

Unutuyorlar, hele ki araç showroomda fazla kalırsa, gezenler yürütmesin diye kaldırıp sonra koymayı unutuyorlar.

Güncelleme. ön amortisörler ve kule takozları garantiden değiştirildi, sesler şimdilik kesildi. Bu arada ilk aldığımda eksik verilmiş benzin hunisi ve unutulmuş akü kapağı da temin edildi. Ayrıca bagaj kapağındaki kauçuk stoperin teki de yoktu, o da yerine takıldı (HB sahipleri bu parçayı yapıştırın, çok kolay çıkabiliyor, ve plastik parçası ile birlikte 26 TL'ye satılıyor, kendi 1 TL etmez bile...) Sağ olasın Otokoç...

Bu 2011 EB şeker kırmızılar da bitmek bilmedi. Antalya Otokoç'da da bir tane var, ayın fırsatı etiketiyle 60.000 TL isteniyor, ben zamanında 57.000 fiyat almış ve reddetmiştim Bora'nın karizması bozulmasın diye

Yok devenin dans pabucu... Ama yine de bilgilendirme için teşekkürler, çoooook boş vaktim olan bir 30 Şubat'ta yaparım zahir.

İlgili ama sorun yoksa gerekli değil.... Ben Android telefonun rehberini okutamadığımdan ve dökümanlarda okuması mümkün olarak belirtildiğinden güncelleme yaptım. Sorunsuz oluyor, sadece 15 dakika sürüyor. Ama sorunum yine de hallolmadı, yani telefon rehberi çıkmıyor bir türlü.

Ford Edsel gerçekten ilk 10 içinde benim gözümde, hatta biraz zorlarsan ikinciliği verebilirim. Ama hiçbiri Nissan Cargo'nun birinciliğini elinden alamaz.

Erdem Bey Mertol'a sonuna kadar katılıyorum. Ben de taraf tutmak adına değil çözüme katkıda bulunmak adına yazıyorum... Modülde voltaj arızası zaten tespit edilmiş, alternatör/konjektörün değişiminden başlayarak sorunun giderilmesi için çalışmalarını acilen talep ediniz. Eğer konunun yüksek geriliminden kaynaklandığı konusunda beyanda ısrarlı iseler yazılı olarak konu hakkında resmi bilgi talebinde bulununuz.Bunu hem Şentürkler'den hem Otosan'dan yapabilirsiniz. Eğer Otosan imzalı yüksek gerilim hattından araçlarımız etkileniyor şeklinde bir yazı alırsanız da bilgi veriniz ki güzel bir dava ile Otosan/Ford sallansın. Sorun servisin (ya da belki sizin) hala giderilebilir bir sorunu ilahi güçlere bağlıyor olması.

"Bence" otonobil dünyasında üretilmiş en çirkin otomobiller listesine ilk ondan girer. Yakup bu görüşümü daha güçlü hala getiren incelemen ve emeğin için bir teşekkür de benden.

Nevizade? İskele?

Eline sağlık bayağı uğraşmışsın... Araç güzel, ama sonuçta şehir için küçük bir afacan, kimileri için 2.araç. Fiyat? Tam donanımlı 50.000 TL (yazı ile elli bin). Bu liste fiyatı. Sana kaça bırakırlar, ya da sence ne kadar eder bu oyuncak?

Makul fiyatlar, bence de sonuncusu en iyisi. Ya da yavaş yavaş alıştık bu rakamlara Bu arada hangi bayii?

Üreticinin yÜkÜmlÜlÜğÜ size normal çalışan bir araç teslim etmek, teslim ettiği araçta da Üretimden kaynaklanan bir hata olduğunda bunu gidermek. Bu şartlarda tÜketici hakları da gayet açık, kimseyi ben artık araca gÜvenmiyorum diye mahkemeye veremezsiniz, verseniz de bir şey elde edemezsiniz. Tazmin hakkı ise ancak Üretim kusurundan kaynaklanan bir bedeni hasar veya ölÜm vuku bulsa idi doğardı. Hukukçular bunu daha iyi ifade eder. Sonuçta burada mahkeme ile falan uğraşmaya gerek yok. Yetkili servis gerekli incelemeyi başlatır ve arızaya yönelik dÜzeltici tedbir alırsa zaten sorun kapanır. Yeniden aynı arıza oluşursa bir daha gidermeye çalışır, bir daha olursa da artık değişim için mahkeme yolu açılır. Genelde tÜketici mahkemesi kararı olmadan bu şartlarda bile kolay kolay değişim yoluna gitmiyorlar diye biliyorum. Esas sorun incelemeyi yaptık herhangi bir arıza tespit edemedik derlerse ortaya çıkar. Sonucu bekliyoruz hep beraber...