Aykut Dizdar

Yarım debriyaj tabi ki araba sürülür. Yarım debriyaj kullanmanın gerektirdiği koşullar vardır. Bu koşullar karşınıza çıktığında arabadan motorlu testere sesi çıkması anormaldir.

Aracım Mart 2014-Ağustos 2014 itibariyle 15 bin kilometreyi devirdi. Tatil ve aracı denemek amaçlı bayağı bir uzun yol da yapmam nedeniyle oldukça bir kilometreye de ulaştım. Hiç polemiğe girmeden şu maddeleri tarihe not düşmek istiyorum : 1. Son derece yetersiz, başarısız, berbat bir klima sistemi var. 2. Tatlı sert kalkışlarda ayağı debriyajdan çekince baskı balata/volan yönünden, birinci vitesten ikiye geçişlerde şanzuman yönünden, yüksek hızlarda ayağı gazdan çekip tekrar basınca yine baskı balata/volan yönünden "lok lok" diye vurma sesi geliyor. Bu sıklıkla oluyor. 3. Dik yokuşlarda, yarım debriyaj ilerlemelerde yine baskı balata-volan yönünden metal sıyrılıyormuş gibi, araç dışındakilerin dahi duyabileceği yükseklikte, bir uğultu sesi geliyor. Bu bazen oluyor. Aracı henüz 15 bin bakımına sokmadım ancak serviste verecekleri cevabı az çok tahmin edebiliyorum. Forumda yukarıda sıraladığım sorunları tecrübe eden başka arkadaşlar olduğunu da gördüm. Daha önce sahibi olduğum araçlarda ilk bin kilometrelerde bu tür "ciddi" sorunlar yaşamadığım için başlığın ilk yazısında ve burada yazdığım sıkıntıları oldukça önemsiyorum. Neticede an itibariyle Ford aldığıma pişman olmak üzereyim diyebilirim.

Bunun ön yargıyla filan ilgisi yok; bende de var aynı sesten. Tatlı sert kalkışlarda ya volan ya da şanzuman dişlilerinde boşluk filan gibi bir şey vuruyor. Aracın kavrama aksamında resmen bir sorun var. Aynı sorun yüksek hızlarda gazdan ayağınızı tamamen çekip basınca da duyuluyor. Farklı başlıklarda bazı arkadaşların volandan kaynaklandığı ile ilgili tespitleri var ama garantiden değişim yapılıyor mu bilinmez.

Yahu daha yukarıda "lok lok" sesi bende de var demişken, kavrama esnasında çıkan metal sıyrılması gibi acayip uğultu benim arabada da başladı. Lanet şey bulaşıcı mıdır nedir? Konu ayrıca şurada da inceleniyor, belki başlıklar birleştirilebilir :

Aracımı Mart ayında aldım, şu anda 15 bin kilometreyi geçti. Son bir kaç gündür bir kaç defa, yokuşta kalkış yaparken, bende de aynı uğultu oldu. Zannedersin ki aracın bütün kavrama aksamı sıyrılıyor. Arkasından da bir kavrama balatası kokusu doluyor arabanın içine. Doğa koruma adına parça ömründen taviz verilmesine diyeceğim bir şey yok, ancak bu durum bariz bir sorun oluşturuyor kanımca. Bakalım 15 bin bakımında ne diyecekler.

Geçmiş olsun, tez zamanda çözmeniz dileğiyle. Nasıl ki yolda gördüğüm rastgele bir kişiye arabamı vermiyorsam, asla bir valeye de vermiyorum. Geçen gün bir haber vardı, İstanbul'da valelikten ve bodyguard'lıktan kazanılan para dudak uçuklatan cinstenmiş. Asla bu saçma sapan bir şekilde kendini kabul ettirmiş sistemin bir parçası olmayı da düşünmüyorum. Valelik bir kenara, "anahtarı bize bırakıyorsunuz" tarzı ukalalıklara da "anahtarımı tabi ki size bırakmıyorum" diye cevap verip kapımı kapatıp aracımı kendim park ediyorum.

Bu "lok lok" sesi bende de var. 1den 2ye geçişte vites kutusundan lok lok sesi, gaza birden basınca da yürüyen aksamın bi yerlerinden "boşluğu kapatıp vurma sesi" gibi sesler geliyor. (Benzetmeye gel) Aracım 15bin bakımına geldi dayandı, gidince soracağım bakalım...

Biraz mevzuyu başlıktaki konuya da çekmek adına; Bagaj hacminden, koltukları yatırma lüksünden ve arka kapılara takılacak koaksiyellerden taviz vermeksizin woofer modifikasyonu yapan arkadaş var mı? (Slim vs) Bagaj döşemesi altına ya da bagajın yan tarafındaki boşluğa vs gibi bir uygulama nasıl sonuç verir?

Bu Cyclone veya ismi "Navi" ile başlayan multimedya ürünlerinin neden hiç biri yurtdışı sitelerde bulunamıyor fikri olan var mı? Yerli üretim mi nedir bunlar?

Arkalara neden koaksiyel kullanmadınız? Bu şekilde şık olmamış sanki...

Bilemedim. Diğer konu başlığında lastik rotasyonuyla sorunun çözüldüğü yazılmış ancak farklı marka lastiklerde aynı sorunun olması çok ilginç. Neyse daha önce dediğim gibi mühendis içgüdülerim bana bu konuda biraz daha bilgi toplamamı fısıldıyor. Eğer yüzde doksan beş güven aralığında bir teşhis ve semptomatik olmayan bir tedavi olursa paylaşırım.

Eleştirim size özel değildi Cem Bey, ancak forum "tecrübeliler"inde dikkatimi çeken böyle bir tarz hissettiğim için bu başlık bahanesi oldu. Konuya dönersek, ben de düşüncemin arkasındayım; şöyle ki : mesajınızda saydığınız 4 sebepten 2'si fabrika/satış kaynaklı sorunlar. Forumda fark ettiğim kadarıyla da neredeyse on kişi benzer bir problemden şikayetçi olmuş. Dolayısıyla lastik basıncı ve yol eğimi gibi unsurlar nicelik olarak düşük seviyede kalıyor gibi. Şimdi yapılması gereken, yüzde elli ihtimalle üretim kaynaklı bir problemin gerçek sebebini kafa kafaya vererek tespit etmek, servisi dolayısıyla Ford'u bu yönde hatasını/problemi düzeltmeye teşvik etmek mi olmalı; yoksa araçta karşılaşılan ufak tefek bu tür sorunların her biri için bir tamirciye uğramak mı olmalı? Ben şahsen tercihimi ilk olasılıktan yana kullanıyorum. Üretici firmanın "ürün budur" diye tanımladığı kapsamda aldığımız "mal" hakkındaki bazı şikayetlerimiz kusur olarak kabul edilmeyebilir. Sonuçta aracın azami sürati budur, motor gücü budur, kliması manueldir, üfleme gücü yetersiz olabilir ancak herkeste bu aynıdır vs vs. Ancak araç fabrika çıkışından sola çekiyorsa ve bu sadece size ait bir problem değilse yönlendirme rot ustasına değil Ford servisine olmalı kanaatindeyim. Evet sanayide işini iyi yapan ustaları hepimiz çok seviyoruz ancak bu yönlendirme servis üzerinden Ford'a bir bilgi ulaştırmıyor ne yazık ki. Naçizane fikrim budur.

Aynı konu şurada da tartışılıyor. http://www.focusclubtr.com/topic/6718-focus-3-style-direksiyon-düz-değil/?p=237549 Bir çok kişinin başına gelmiş bu olay ufak/tesadüfi bir hata değil diye düşünüyorum.

Aracı alalı 1 ay oldu. Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Özellikle otobanda sabit ve orta seviye hızda giderken direksiyon 1-2 derece sola doğru sapmış görünüyor. Araç da hafifçe sola doğru kaçıyor haliyle. İlginç olan sanırım bu sürekli olmuyor. (Servise götürmeden önce biraz da bilgi birikimi olmasını bekliyorum.) Bunun yanında -bu başlığı tenzih ederek- forumda bu tür sorunları ifade edenlere, sürekli, "takma kafana", "e nolcaktı", "ne bekliyodun", "bu da dert mi", "buna takıyosan para verip başka araba alacaksın" gibi bir yaklaşım var. Fabrika çıkışı bir aracın direksiyonunda -eğer varsa- böyle bir sapma, aracın herhangi bir yerinden gelen gıcırtı, vuruntu sesi, ne bileyim sensörlerin beklendiği gibi çalışmaması, tesadüfi tepki vermesi (bir yerlerde yağmur sensörünün kafasına göre çalıştığından bahsedilmişti sanıırım) gibi şeyler hoşgörüyle karşılanabilecek ya da "takmayın kafanıza" taktiğiyle aşılabilecek konular değil çünkü. Hepimiz zaman içinde farklı araçlar kullandık ve eminim ki verdiğimiz paranın karşılığını aldığımızı düşündüğümüz, nispeten kusursuz olduğunu hissettiğimiz araçlar satın almışızdır. Focus sahipleri olarak daha azını hak etmiyoruz.

Orijinal Samsung araç şarjı ile çakmak girişinden şarjda bir sorun yaşanmıyor. Ancak USB girişi gerçekten problem. Eski kasa Samsung'ları şarj ediyor, Galaxy S4 sonrasını şarj edemiyor. (Telefonu sürekli tak çıkar yapmışsın gibi yapıyor.) Müzik filan dinlemekse bırak telefonu, USB bellekte bile problemli. Ben daha henüz aracın beğenip çalabildiği bir USB bellek denk getiremedim. Sefil bir medya sistemi var bu Focus'un cidden.

nefismiş. eyvallah.

Görüyorum ve arttırıyorum: Bunu Style'a takabiliyor muyuz?

Kol dayama var mı acaba?

Şu ana kadar aldığım arabaların hiç biri ilk 5e giremiyor yahu. Ya bende bir gariplik var ya da saygıdeğer halkımızda

Siyah hali daha iyi olmuş bence de. Köpekbalığı tip çok daha iyi olur kanaatindeyim. Onu da ben deneyip paylaşırım inşallah.

Canımızı, malımızı ve haklarımızı korumak ve tehlike altındaysa kurtarmak için fedakâr bir şekilde çalışan tüm polislerimizin bu değerli gününü kutluyor; bunların aksine insan hakları, adalet, insanlık onuru, vicdan ve mizan sahibi olmaktan nasibini alamamış tüm emniyet teşkilâtı üyelerine selâhiyet ve insaf diliyorum.

Önceki aracım olan Honda Jazz'ı bağımlılık düzeyinde sevdiğim için yeni aracımla ufak bir karşılaştırma checklist'i yapmayı uygun gördüm. Segment olarak farklı görünseler/sanılsalar da Jazz rahatlıkla C segment bir araç olan Focus'la kafa ölçüşecek niteliklere sahip diye düşünüyorum. İç Hacim: Jazz'ın 400 litreye yakın bagaj hacmi Focus'tan yaklaşık 30 litre daha az. Ancak yakıt deposu arkada değil önde olduğundan arka koltuklar nispeten daha alçak ve aracın arka curve'ü de biraz daha yüksekte kaldığından koltuklar tam yatar pozisyonda Focus'tan fazla bir hacim sağlıyor. Bunun yanında arka koltukların diz mesafeleri Focus'tan fazla. Focus'un komple tavan yüksekliği de Jazz'a nazaran daha alçak. (5-6 santim bir fark olmalı). Bu noktada Jazz'ı mevcut hacmi daha efektif kullandığı için üst sırada değerlendiriyorum. Konfor: Focus'un kokpiti şoför kullanımındaki alanlarda (direksiyon, kumanda kolları, pedallar, kapı kumandaları vs) oldukça üstün. Direksiyon üzeri kumandalar baş parmakla rahatlıkla kontrol edilemiyor, Jazz daha ergonomik. Kokpitin ön yolcu ve orta konsol kısmı Jazz'da daha kullanışlı. Focus'ta iki adet bardak koyma yeri var, Jazz'da altı. Focus'ta nispeten orta büyüklükte bir torpido bölmesi var. Jazz'da ise üst ve altta olmak üzere iki torpido bölmesi var. Focus'un koltukları daha rahat, ancak sırt kısmının ayarlanması zamazingonun çevrilmesi çok zor olduğundan daha külfetli. Direksiyon ayarı Focus'ta üç yönlü, bu bir artı. Focus'ta far düğmesinin konumu şoförün sol dizini oldukça rahatsız ediyor. Arka koltuk için tabandaki orta yükseklik Focus seviyesindeki bir araç için bence kabul edilebilir seviyede değil, Jazz'da bu bölge dümdüz. Focus'un yol tutuşu aracın daha geniş ve daha alçak olması, sert süspansiyonları ve geniş lastikleri nedeniyle Jazz'dan çok çok daha iyi; ayrıca bozuk yollarda Jazz'ın darbeyi içeriye alma ve yüksek hızda kabine ses sızdırma problemleri de var. Ayrıca Jazz'ın kaportası Focus'a nazaran daha ince. Bendeki model Style olduğu için klima manuel. Jazz'ın dört versiyonunda da klima otomatik sunuluyor. Focus'un kliması bana biraz yetersiz geldi. Soğutma ve ısıtma performansı düşük, ayarlamak zor, bazı modlarda üfleme gücü ilginç bir şekilde düşüyor. Belki otomatik klimaya alıştığım içindir bilemiyorum. Son olarak da ses sistemi Focus'ta tam bir felaket. Öncelikle medya sisteminin kullanımı zor. 6 adet ön ayarlı radyo istasyonu yetersiz. Ses süğmesinin hemen üzerindeki yön tuşlarının kullanımı zor. Hoparlörleri ise konuşmak bile istemiyorum. Kaliteli kaynaktan geniş range'de ve tonajda müzik dinlemeye alışkın kulaklar için eziyet gibi gelebilir. Ben sistemi en kısa zamanda 4 kanal bir Alpine amfi ve orta seviye komponent hoparlörler ile değiştirmek niyetindeyim. Overall'da düşünüldüğünde Jazz kesinlikle lider. Tasarım ve Estetik: Jazz'ın neredeyse olmayan burnu araca 60 santimlik bir boy avantajı sağlıyor. Özellikle şehir içinde park ederken ve tam tur dönüşlerde bariz bir avantaj. Jazz'ın bir başka artısı ise görüş açısının çok geniş olması, Focus'ta bagaj camının küçük tutulması bu konuda bir dezavantaj sağlıyor. Ancak Jazz'ın iç hacimde avantaj sağlayan gövde devamı dış tasarım açısından arabaya hantal bir görüntü veriyor. Focus'un arka tasarımı oldukça estetik ve araca inanılmaz bir enerji katıyor. Yüksek hızlarda kabine rüzgar ve yol sesi almaması da çok başarılı. Tasarımda mucize yarattığı için Japon mühendislere bir mansiyon giderken liderliği Focus alıyor. Motor ve Şanzuman: Jazz ve Focus arasında 220cc'lik bir motor hacmi ve 15 beygirlik bir motor gücü farkı bulunuyor. Jazz benzinli bir araçtan bekleneceği üzere en yüksek torka 5000 devir civarında ulaşırken Focus 2500 devirde ulaşıyor. Dolayısıyla kalkışlarda, tırmanışlarda (özellikle araç dolu iken yokuş performansında), hızlanışlarda Focus'un beklenildiği üzere (turbonun da katkısıyla) olağanüstü bir performansı var. Jazz ile dik bir yokuşta beş kişiyle kalkamadığım için aracı geri kaçırıp kaza yapmışlığım bile var. Tartışmasız Focus. Yakıt tüketimi: Jazz'ın övgüye değer tarafı neredeyse Focus'un dörtte biri boyutundaki motoruyla gerek uzun yolda gerekse şehir içinde üzmeyen bir performans sunması ve yakıtta gayet cimri olması. Focus'la şehiriçinde 1 aylık kullanım sonunda 6 litre/100km civarında bir dizel tüketimim varken Jazz'da aynı oranda benzin tüketimim vardı. Daha ucuza biraz daha yüksek performans, gayet memnunum. Focus lider. Henüz Focus'umla uzun yol yapamadığım için bu konudaki performasını karşılaştıramıyorum ne yazık ki. Eğer iletiyi düzenleme imkanı varsa daha sonradan ekleriz.

Buna benim de sürekli gözüm takılıyordu. Sileceklerin takılı olduğu silecek yuvası sileceğe nispetle daha kısa olduğu ve silecek tek parça uzun kauçuk olduğundan, kauçuğun uç tarafının tamamen inmesi sorun oluyor diye düşünüyordum. Benzer problem başkalarında da olduğundan ve koskoca Ford kalite mühendisleri böyle bir sorunu atlamış olamayacağından "bekleme konumu-park konumu" açıklamasına ikna oldum.

çok geçmiş olsun, canınızı sıkmayın. elinizde bu fotoğraflar olduğu sürece hasar kaydı aracınızı satarken çok büyük problem çıkartmaz diye düşünüyorum. ayrıca hasarlarınız çok çok yüksek bir hasar kaydı oluşturacak gibi görünmüyor. 3 numaralı sorunuz için: kaskoya çok takılmayın derim. bir sonraki seneye aynı fiyatı verecek başka bir kasko şirketi mutlaka bulursunuz.

İstanbul'da ikamet ediyorum. 2013 Focus 3 Style 1.6 TDCi (115) 5K için Anadolu Sigorta genişletilmiş kaskonun : - Olay başına 1650TL sınırlı kilit mekanizması değiştirme klozu - Arıza durumunda yıllık 1 kere çekici - Yılda 2 defa olay başına 4 gün süre ile ikame araç - Kişisel eşya 1000TL, artan mali sorumluluk 100.000TL - Muafiyet olmaksızın şartları ile başlangıç fiyatı 2.100TL, İş Bankası iştirak çalışanı olduğum için %25 indirim ile 1.570TL ve önceki kaskomdan zeyil edilen hasarsızlık indirimiyle birlikte en son 1.230TL'ye kaskomu yaptırdım.