Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×

Burak B.

Üye
  • Toplam İleti

    132
  • Katılım

  • Son ziyaret

Burak B. tarafından yazılan her şey

  1. şirket aracım 2009 dan beri albea 1.3 mtj. Motor şanzıman aktarım bence çok iyi. Araba artık değişiyo yeni fluance aldık.Ne olucak göreceğiz. Ancak şunu söyleyebilirim arabada ön takımda vida değişmedi 154 binde şu an. Ne yağ eksiltme ne başka bişey. Ben şahsi aracım olarak 2 tane bravo aldım ilki 2008 1.6 dizeldi 2ncisi 2009 yine 1.6 dizel. Şu an 1.6 EB focus kullanıyorum. Fiatın arabaları uzun yolda çok konforlu değil doğru. Bravo Focusa daha yakın ancak arkada düşük seviyede zıplama problemi var. Ancak kesinlikle sorunsuz ve verilen parayı hakediyor. İstanbulda ticari takside gözümle gördüm 860 binde albea.1 milyon yapan varmiş özel indirimli linea vermişler taksiciye. İster inanın ister inanmayın fiat ucuz iyi araba.
  2. Burak B.

    Bu Iki Aractan Hangisi

    Bu paraya alınabilcek en iyi araçlardan bence fiyat performans olarak. Dizel Bravolarıda incelemeni tavsiye ederim 2 tane elimden geçti fiyatına göre çok iyi araba sorunsuz..
  3. Burak B.

    Günün şiiri....

    YALNIZ BİR OPERA ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın Geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş ayrıntılarında zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu. Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim. Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan , benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana Bütün kazananlar gibi Terk ettin Yaz başıydı gittiğinde. Ardından, senin için üç lirik parça yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum. Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine çerçevesine sığmayan munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma. Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve saat 16.04'tü onu bulduğumda. Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını Takvim tutmazlığını Aramızda bir düşman gibi duran Zaman'ı Daha o gün anlamalıydım Benim sana erken Senin bana geç kaldığını Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıştı. Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk. Sanki ufacık birşey olsa birbirimizden kaçacaktık. Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize. Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak? Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi. Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz kış başlıyor sevgilim hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan oysa yapacak ne çok şey vardı ve ne kadar az zaman kış başlıyor sevgilim iyi bak kendine gözlerindeki usul şefkati teslim etme kimseye, hiçbir şeye upuzun bir kış başlıyor sevgilim ayrılığımızın kışı başlıyor Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime. Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak, yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak, camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak... Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır içinizdeki ıssızlığı doldurmaz hiçbir oyun para etmez kendinizi avutmak için bulduğunuz numaralar Bir aşkı yaşatan ayrıntıları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz çıplak bir yara gibi sızlar paylaştığınız anlar, eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara, çağrışımlarla ödeşemezsiniz dışarıda hayat düşmandır size içeride odalara sığamazken siz, kendiniz Bir ayrılığın ilk günleridir daha Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkla Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup kulak verdiğiniz saatin tiktakları kaplar tekin olmayan göğünüzü geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz bakınıp dururken duvarlara boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çiçek, unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani, unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutukluluk haline, bir trafik kazasına, başımıza gelmiş bir felakete, işkenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya kendimizi hazırlar gibi yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken, ve kazanmış görünürken derinliğimizi Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar o tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar denemeseniz de, bilirsiniz hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar Bana Zamandan söz ediyorlar Gelip size Zamandan söz ederler Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir ise yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman Alır sizden bunların yükünü O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir gün gelir bir gün başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide o eski ağrı ansızın geri teper. Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten Bitmişsinizdir. Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır, anlamları önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan Herşeye iyi gelen Zaman sizi kanatır ölmüş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla günlerin dökümünü yap benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini kim bilebilir ikimizden başka? sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış bir ilişkiyi, duyguların birliğini, bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor orada ölmüş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Bunlar da bir ise yaramadıysa Demek yangında kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda Bu şiire başladığımda nerde, şimdi nerdeyim? solgun yollardan geçtim. Bakışımlı mevsimlerden ikindi yağmurlarını bekleyen yaz sonu hüzünlerinden gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim geçti her çağın bitki örtüsünden oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından bakarken dünyaya yangınlarda bayındır kentler gibiyim: çiçek adlarını ezberlemekten geldim eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların unuttuklarını hatırlamaktan uzak uzak yolları tarif etmekten haydutluktan ve melankoliden giderken ya da dönerken atlanan eşiklerden Duyarlığın gece mekteplerinden geldim Bütünlemeli çocuklarla geçti gençliğimin rüzgara verdiğim yılları dokunmaların ve içdökmelerin vaktinden geldim. Bu şiire başladığımda nerde, şimdi nerdeyim? yaram vardı. bir de sözcükler sonra vaat edilmiş topraklar gibi sayfalar ve günler ışık istiyordu yalnızlığım Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe... Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden. Karardı dizeler. Aşk... Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde Aşk yalnız bir operadır, biliyordum: Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım. barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim her adımda boynumdan bir fular düşüyordu el kadar gökyüzü mendil kadar ufuk birlikte çıkılan yolların yazgısıdır: eksiliyorduk mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim her otelde biraz eksilip, biraz artarak yani çoğalarak tahvil ve senetlerini intiharla değiştirenlerin birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında ağır ve acı tanıklıklardan geçerek geldim. Terli ve kirliydim. Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum maskeler ve çiçekler biriktiriyordu linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de... korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları ve açık hayatları seviyordu. Buraya gelirken uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri ödünç almadım hiç kimseden hiçbir şeyi çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri... panayır yerleri... ölü kelebekler... ölü kelebekler... sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim. Adım onların adının yanına yazılmasın diye acı çekecek yerlerimi yok etmeden acıyla baş etmeyi öğrendim. Yoksa bu kadar konuşabilir miydim? ipek yollarında kuzey yıldızı aşkın kuzey yıldızı sanırsın durduğun yerde ya da yol üstündedir oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar ölü yanardağlar, ölü yıldızlar ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı AŞKIN BİR YOLU VARDIR HER YAŞTA BAŞKA TÜRLÜ GEÇİLEN AŞKIN BİR YOLU VARDIR HER YAŞTA BİRAZ GECİKİLEN gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler gözlerim aşkın kuzey yıldızıdır bu yazları daha iyi görülen Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler ilerlerim zamanla anlarsın bu bir yanılsama ölü şairlerin imgelerinden kalma Sen de değilsin. O da değil Kuzey yıldızı daha uzakta yeniden yollara düşerler düşerim bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler yaşamsa yerli yerinde yerli yerinde her şey şimdi her şey doludizgin ve çoğul şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi şimdi her şey yeniden yüreğim, o eski aşk kalesi yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden Dönüp ardıma bakıyorum Yoksun sen Ey sanat! Her şeyi hayata dönüştüren. Murathan MUNGAN Üniversiteden mezun olduğumda otobüse binerken cebime sıkıştırmıştı bunu bir ankaralı...
  4. Allah hepimizi kazadan beladan korusun. Arabalar kaza yapabilir bu yüzden sigorta var. Sevgidiğim bi abim sıfır a6 aldı bursadan. İzmire gelirken akhisarda arabayla passatı ikiye böldü. 300km de araba pert. Çok şükür canına bişey olmadı. İşin aslı sizin arabanın değer kaybetmesi adamı ilgilendirmez. Siz bunu kendi sigortanızdan tahsil edebiliyormusunuz bununla uğraşıcaksınız. Geçmiş olsun Allah beterinden korusun.
  5. geçen salı 50 lira kaybetmiştim arabaya falan düşmüştür dedim unuttum gitti. Dün akşam kapı çaldı komşu 50 düşürmüş olma ihtimalin varmı geçen akşam otoparta bulmuşlarda bana verdiler dedi komşu. Bence o kadarda kötü durumda değiliz.
  6. Ben f3 de sedan st görmedim hiç , benim aracım hb sedanlar daha kötü demiyorum, yaklaşık 100bin km sedan f3 dizel kullanıcısından(ilaç mümessili) aldığım bilgiyi araba almaya çalışan bilgi toplayan bir arkadaşla paylaşıyorum. Kimi araç hb tasarlanır sedan tasarım değişikliği ile oluşur. Bakınız megane 2 gibi. Focus hb platformu üzerine tasarlanmış bir araçtır bence.Ama şirketteki f30 sedan bir araç focustan daha iyi yol tutuyo. Bu arabaya göre farklılık gösterir. Focusun sedanı hb den daha iyi yol tutmaz. Daha konforlu olabilir. İkisi farklı şeylerdir.
  7. ekstra motor temizleme işlemi yazıyodu galiba birde mekanik işlemler diye bişey var. Balataları söküp temizlemişler değişim gerekmedi. 100 lira o motor temizleme işlemi bide 60 bin ağır bakımmış söküp bakıyolarmış sağını solunu. Tam detaylı bakarım faturayı bulursam
  8. Ben aracı satarkenden bahsediyorum osman bey Ayrıca denizlideymişsiniz ve orda çok trafik olmuyo benim gördüğüm ve ortalamaları fabrika verisine yakın kullanabilirsiniz. Senede 15 bin 1.0 eb mantıklı görünüyor sizin için dizelle aradaki farkı ancak 10 yılda sarj edersiniz.
  9. ecoboost 60 bin bakımı 527tl tuttu. Kdv indirimi bişeyler yaptılar 430 mu ne aldılar. Bu arada 1.6 ecoboostun 1 tane bujisi 28 tl mi neydi. Ayrıca şu motorun içini temizleme işlemide yaptılar yağ tortularınımı alıyolarmış neymiş.
  10. Sedan daha ağır duruyo tipide güzel. Ama hb daha spor daha iyi yol tutuş demek bence. Sedanın 160 sonrasında arka kısımlarında sallama sarsıntı oluştuğuna dair bişeyler duymuştum o yüzden tercihimi hb ten yana kullandım. Hoş ben aracı 1 yıldan fazla kullanmam mecbur kalmadıkça. Satılırken sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Ben biraz altına veririm uğraşmam önemli olan içinize sineni almanız. Sonuçta bu işin ticaretini yapan insanlar değiliz. Benim gibi 200km üzeri hızlarla ilgileniyosan hb düşünebilirsin. Birde sedan da acaba şirketten çıkmamı ? düşünceleri titiz kullanıcıların tercihlerini etkileyebilir.
  11. Çok şaşılacak bir sonuç görmüyorum ben burada. Vw nin tsi ları kullanırken daha atak geliyodu benim 182 liğe göre. Ancak KN kutu içi filitreyi koyduktan sonra sakin kullanımda yakıtın düştüğünü performanslı kullanımda ise şaşırtıcı derecede arttığını gördüm. Ecoboostçular kn takın şukela oluyo...
  12. erkek adamı bozar bu ne ya pembe falan :S
  13. Arkadaşım sana en uygun araba 1.0 ecoboost kendi cevabını vermişssin zaten. Artık araçlar 1-2 milyon km denenmeden piyasaya sunulmuyor. Alet hem hafif hem benzinli 125bg torku 1.8 - 2.0 benzinli araçlar arasında. Bugüne kadar motoru yetmeyen zayıf gelen; yürümeyen kalkmayan kısacası performans konusunda üzen bir ford aracı görmedim. Bu fikrede sonuna kadar katılıyorum.
  14. debriyaj için anlama şekli şöyledir. Dik yokuşta arabayı rampa aşağı vitese takarsınız. Araç stop vaziyette. El freni çekmeden viteste kaydırma yapıyorsa debriyaj balatası geçmiş olsun. Devir yükseliyor araba hızlanmıyor ise debriyaj balatası geçmiş olsun
  15. Sabah sabah kahve falan açılmaya çalışıyodum bu izledim gözlerim fal taşı gibi açıldı hehe teşekkürler
  16. Burak B.

    Focus 3 Alamiyorum...

    Şöyle özetliyim kalite farklı çok yoktur ama dayanıklılık olarak fiat kesinlikle reno dan üstündür. Şirket araçlarımız albea doblo fluence. Doblo 230 binde var kullanılıyor hala duman vs yok. Albea 150 binde sadece fren balatı ve debraj balatası değişti 130 binde. Fluence kapı kapandığında camı düştü,egzoz takozu koptu. şanzıman kulağı koptu vs. Fluence şu anda 33 000 km de. Kendi yaşadığım tecrubeleri aktarıyorum. Bir bayimizde yeni kasa megane var oda bişeyi koptu 4-5 kalıcak serviste diyodu geçen haftalarda. Yanlış anlamayın niyetimiz araba kötülemek değil sadece sizin zarar görmemenizi pişman olmamanızı istiyoruz. Yoksa keyif sizin para sizin dilediğinizi alabilirsiniz. Allah içinize sindirsin.
  17. Burak B.

    Focus 3 Alamiyorum...

    bence 1.3 dizel fiat grubu bir araç al. Daha az riske girersin bide her zaman para. Clioyu kime satıcan sıkışınca ? Tafsiyem 1.3 dizeldir.
  18. kız debriyajı yaktı patinaj çeke çeke )
  19. 4 serisi farklı bir araç. Yada öyle yutturuyorlar. Ancak passattaki cc mantığıyla 4 serisinin de gran coupe si gelicek ( 4 kapılı sedan). Önümüzdeki sene satışta olucağını söylemişti kosiflerdeki dostum.
  20. euro bukadar oynayınca beklenen hareketler bunlar
  21. Ben 60 bin bakımı için arkasa bıraktım bi şikayetimde yoktu rutin bakımını yaptılar. 1 hafta sonra ford çağrı merkezinden arıyıp memnuniyetimi sordular. Sizide ararlar büyük ihtimal şikayetinizi dile getirin.
  22. ben note 2 kullanıyorum çok memnunum önceki 2 telefonum htc idi. Eşimde iphone 4 var pek memnun değil açıkcası. Ama şu var htc nin malzeme kalitesi daha yüksek.
  23. bana daha teknolojik geliyo otomatik park. Çok işime yaradığından değilde havalı bi özellik
  24. Araba basınca gitsin istiyorsan focus 1.8 tdci iyi bir seçim olur. Mondeo gaza abanırsan benzinli 1.6 arabayı aratmaz yakıt konusunda. Ekonomi odaklı düşünüyorsan fiat grubunun dizellerini önerebilirim. 1.3 ün vergi avantajıda cabası. Turbo enjektör vs. cabuk bozulmaz fiatta. Benim şirket aracım 150 binde sıfırdan beri bende arabada tek değişen filitre ve yağ. bide 1 yada 2 kere balata değişti.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.