Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×

A.Coşar

Üye
  • Toplam İleti

    896
  • Katılım

  • Son ziyaret

A.Coşar tarafından yazılan her şey

  1. A.Coşar

    Focus Vs Clc180K

    @Ozan Kar,@Mert Yürüyen, @Yakup Çağatay, @Sabri Özer, @Hakan Saraylı, @Doğan Kurban, De haydi gidin işinize... Hepiniz de Mercedes buldunuz da... Tövbe tövbe... Yahu gidin yatın yahu...
  2. Ne güzel olurdu yapsaydın...Ha yok yapamıyorsan söyle. Yapamaz ki,yapamaz ki...
  3. Espriyi kaçırdım sanırım Bekir...??
  4. Ben de rengimi belli etmek istemeyenlerdenim. Hepsi güzel, Yaşasın demokrasi. Yalnız dikkat edin; Yakup,bize renk istediğimizi sormuyor aksine bunlardan birini seçin diyor. Olsun yetmez ama evet... Not: 2 Numara güzel gibi... Ayrıca sayfanın sağ tarafında sayfayla birlikte hareket eden yukarı tuşu bulunmalı. Bkz.: Alışveriş sitelerindekilerden.
  5. @Fuat Boran, Ben bu yemeği biliyorum. Ama eksik anlatmışsın. Patlıcanlar közlenirken bir yandan da demlenmek gerekir, kuzu yavaş yavaş buzları tam erimeden gırtlağa doğru yuvarlanır. Bkz.:http://tr.wikipedia.org/wiki/Rak%C4%B1
  6. Ben de tam "Alperen nerelerde?" diye soracaktım bugün. Meğer Ceza dinliyormuş.
  7. Yok Yakup,çakmakla olmaz;saç kurutma makinesi ile yapabileceğimi söylemişlerdi.
  8. A.Coşar

    Stan Smith

    İlk spor ayakkabım buydu. Bunu almak için canımızı verirdik. Çocukluğum fakir geçtiği için öyle Adidas,Converse... (Bkz.:Kaan'ın gençliğini kıskanmak... ) Bize uzak hayallerdi,hatta hayalini bile kurmazdık haddimizi bilip. Şimdi kimse bilmez bu markayı ama Slazenger ya da Kangaroos desek gençler zıplar. Esem Spor üretip pazarlıyor bu iki yabancı isimli ayakkabıyı da. Not:Türkiye'de taklit başlangıç yılları 1970'lerin sonlarına doğrudur. Adidas drei Streifen,Esem Sport nur zwei Streifen.:
  9. Mete, ben de ön kaputa yaptırmıştım.Yaptırdığım yer iki sene sonra istersem kendilerinin sökeceğini söyledi. Tekniğini öğrettiler. "Yapamazsan gel,biz yapalım." dediler.Sökme mantığı yapıştırma mantığı ile aynı çalışıyormuş. Yani filmi ısıtarak,yavaş yavaş sökeceksin.(Bana öğretilen yöntem bu.) Yine de denemeyeceğim.Taktırdığım yere söktürmeyi planlıyorum bu yaz sonu. Ama yine de bence bu işi yapan aksesuarcılardan birine gitsen sanırım yardımcı olurlar.
  10. Demek ki aracından sıkıldın ve değişiklikler yapıyorsun. Parayı bulduğun an yeni bir Focus alacaksın demektir. Bu kadar basit... Şu gündüz ledi ve beyaz ampuller konusunda ben de kaşınmıyor değilim hani... Eline sağlık,pek güzel olmuş.
  11. "Acaba" diye bir şüphe oluşuyorsa bakmaya değer. Ancak sinyaller için konuşmuyorum,aksine ön ve arka camların açılıp kapanmasından bahsediyorum.
  12. @Erdal Çobanoğlu, Cam açma kapama düğmesini kontrol ettiniz mi? Uzun süre kullanımlarda ve ıslak bezle o düğmenin iç kısmı silinmeye çalışılınca oksitlenme yapıyor. Eski aracımda bu sorunu yaşamıştım ve elektrikçi sadece açma kapama düğmesini yerinden çıkarıp oksitlenen yerleri hafif bir zımpara ile silince sorun 5 dakikada çözülmüştü.
  13. A.Coşar

    Paris Autoshow

    Babam öldükten (Ereğli Demir ve Çelik Fabrikası)sonra tazminat olarak verilen üç kuruş parayı amcalarım biz büyüyünce işimize yarar diye vadeli hesapla bankaya yatırmışlar,18+ olduğumuzda gidip çekebileceğiz. 18+ olduğumda Ankara'da liseyi bitirmişim,dersaneye gidiyorum(2 aylık hızlandırılmış kurs Kızılay Dersanesi) ve hukuk kazanacağım(nah kazanırım). Annem verdi banka cüzdanını;" Git Ereğli'ye(Karadeniz Ereğli),çek parayı getir." dedi. Bindim Üstün Erçelik'e,düştüm yola. O zaman yol uzun,Azaphane Deresi zor bir yol. Bugün 3 saatte gidilen yolu otobüsle 7-8 saatte gidebiliyoruz. Gece 12'de bindim otobüse,hesaba göre sabah banka açılırken kapısında olacağım, parayı çekeceğim ve aynı gece yine 12'de otobüse binip tekrar Ankara'ya döneceğim. Çok basit bir hesap,al parayı oyalanmadan bin gel. Aynen öyle oldu da. Ama parayı aldıktan sonra eski mahalleden arkadaşlarla karşılaşana kadar. (Merak etmeyin para güvende,ölürüm ona dokunmam;ailemin rızkı o.) Dediler;"Gel,bir ıslatalım,madem +18 de olmuşsun." Gittik bir meyhaneye,adını bile hatırlamıyorum şimdi. Oldukça fazla içtik,hesaplar karşı taraftan,iyi bir şey! Gece otobüs saati gelince beni yolculadıklarını hatırlıyorum. Ama o kadar. Sabah 7.00 de Ankara'da otogarda ineceğim. Eski otogarı bilenler bilir,peronların hemen yan tarafında sefere çıkmayan ya da seferden dönen otobüslerin beklediği katlı otopark vardı.Öğlen 2 gibi uyandığımda otobüs oraya çekilmiş,kapı açık üzerime bir battaniye örtülmüştü ama battaniye biraz pis kokuyordu. Meğer sabah otobüs gelmiş Ankara'ya,herkes inmiş,beni fark etmemişler ve otobüsü yukarı çekmiş şoför. Sonra muavin beni uyandıramayınca üzerime battaniyeyi örtmüş,üşümeyeyim diye. Kapıyı da açık bırakmış,uyanınca sessizce gideyim diye. Battaniye neden mi pis kokuyordu? ...
  14. Ee,Sabri... Sonra telefonuna kızıp fotoğraf çekmedin mi yani? Hani diğer fotoğraflar?
  15. 1. İşçiler ne istiyor? Çok yazıldı, söylendi ama bir kez daha net bir şekilde yinelemekte yarar var. İşçilerin üç temel talebi var. Türk Metal Sendikası’nın fabrikalardan çıkması, Bosch sözleşmesi baz alınarak ücretlerinin iyileştirilmesi ve kimsenin işine son verilmemesi! 2. Direnişin ortaya çıkışının ana nedeni neydi? İşveren temsilcisi MESS ile sözüm ona işçilerin hakkını koruması gereken Türk Metal arasında yapılan anlaşma, sektördeki firmalar arasında farklılık gösterdi. Bosch’a yapılan zam oranıyla Renault işçisine yapılan arasındaki fark direnişin belirleyicisi oldu. 3. Tohumlar ne zaman atıldı? Aslında 2012 yılında. Renault işçileri o zaman da haklarını almak istedi. Türk Metal Sendikası’nın Şube Başkanı Ruhi Biçer, işçileri tahrik etti. “3 bin kişi için yeni bir sözleşme yapmam” dedi. Emekçiler iş bıraktı. Ama bu, programlanmamış bir eylemdi. 31 kişi ilk etapta kovuldu. Peyderpey 50 kişinin işine son verildi. İşçiler sindi ama bunu unutmadı. 4. Direnişin kıvılcımı nasıl çakıldı? İşçiler, araştırdılar, soruşturdular ve sendikadan hukuksal olarak sorun çıkmadan ayrılabileceklerini öğrendiler. Üst yönetim sakınca görmedi. Haklarını koruyamayan Türk Metal Sendikası’ndan ayrılacaklarını duyurdular. Bunu gövde gösterisine dönüştürmek istediler. Sanayi Cami’nin yanına bilgisayarlar kuruldu. İstifa işlemleri başlamıştı ki sendikacılar işçilere saldırdı. Bu alevlenmekte olan direnişe benzin döktü. İstifa etmek isteyen işçi sayısı fabrikalarda yarıya yakınken yüzde yüze yaklaştı. 5. İstifa etmek istemeyenler kimdi? Elbette sendikanın beslediği yandaş işçiler. Türk Metal Sendikası’nın toplamı 103 olan bu işçileri kolladığı hatta bedava tatillere gönderdiği iddia ediliyor. 6. İşçiler sendikadan kurtuldular sonra ne oldu? İki talepleri daha vardı. MESS, işçilerin temsilcileriyle yaptığı sözleşmeyi göstererek, “zam yok” dedi. Oysa bu sözleşme yapılırken, hiçbir emekçinin fikri sorulmadı. Üstelik bir başka gelişme daha yaşandı. Gece vardiyasına giden işçilerden ikisinin kartı basmadı. Böylece işten çıkarıldıklarını anladılar. Diğer arkadaşları da turnikeden geçmediler. Fabrika dışına da çıkmadılar. Sonraki vardiyalar ise içeri girmediler. Böylece direnişin adı konuldu. Kurgusu, zam ve işten çıkarılmama şartı üzerine yapıldı. Çıkarılan 14 işçinin yeniden işe alınmasıyla Renault tarihinde bir ilk yaşandı! 7. Bunca üretim kaybına rağmen MESS neden dayatmayı sürdürüyor? Çok basit bir cevabı var. Emsal olacak ve dengeler bozulacak da o yüzden. 5 bin kişi sorun değil. Ama metal sektöründe çalışan 180 bin kişi aynı haklardan yararlanmak isteyecek. İşte bu göze alınamıyor. 8. Peki başka dengeler bozulmadı mı? Ortada denge kaldı mı ki? Renault direnişi dalga dalga yayıldı. Bir domino etkisi yarattı. Önce Tofaş, ardından Coşkunöz firması çalışanları da greve çıktı. Son olarak dün, otomotiv sektörü için yan sanayi üreten Mako işçileri de üretime girmedi. Sırada Farba, Value ve SKT var. Öte yandan direniş Avrupa’yı da etkiliyor. Bu nokta çok önemli! Renault’ta günde bin 200 araba çıkıyor. Diğer firmalar ise hiç durmadan far, stop gibi araba parçaları üretiyor. Sektör Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki ihtiyacı da karşılıyor. Herkes panikte. Fransa CEO’sunun “Bu işi çözün” diye baskı yaptığı gelen bilgiler arasında. Daha ilginç iddialar da ortada dolaşıyor. Bursa bir tekstil üretim yeri ve fabrikalar otomotiv sektörüyle iç içe. Direnişin tekstil sektörünü etkilemesi bile olası! 9. Son tahlilde patron ve sözcüsü ne diyor, işçiler ne diyor? Patron, bu yıl yapılan sözleşmenin 3 yıl yürürlükte olduğunu, buna göre, greve çıkmanın suç sayıldığını söylüyor. İşbaşı yapın, her şeyi unutalım, zam konusuna da bakarız diyor. İşçiler, “Haklıyız kazanacağız, ölmek var dönmek yok” diye karşı çıkıyor. 10. Peki ne olur? Direnişin yayılacağı öngörülerimiz arasında. İşçiler çok kararlı. Patron ise kırılgan… Hesap yapıyor strateji oynuyor. Bilindik numaralar çekiliyor. Direnişi kırmak ve geri adım attırmak için araya adamlar sokuyor. İçerdekiler yoruldu ya da dışarıdakiler pes edecek gibi kirli bilgiler yayılıyor. Hiçbiri gerçek değil. Bir dip not aktarmakta yarar var. Gazeteciler olarak alanda çalışmamız çok zor. Polis kimlik soruyor ve aranızdaki “marjinalleri temizleyin” yoksa sizi dağıtırız uyarısı yapıyor. Oysa ortalıkta “marjinal” filan yok! 11. Avrupa’da örneği var mı? Var! 1936 yılı Paris’i ve yine Renault fabrikası. Fransız işçiler 4 gün fabrikada kalıyor. Bir aylık süreçte ise tüm istediklerini elde ediyor! Bonus: Eğer direniş dalga dalga yayılır ve seçim öncesinde gündemin önemli maddelerinden biri olmaya devam ederse, iktidar tedirgin olur. Buraya yazıyoruz işte! Havuz medyası devreye sokulur. Önce komplo manşetleri atılır. Bunlar alanlarda okunur. Direnişin “paralele” bağlanması bile söz konusu! Kaynak:Birgün.net Not: Sevgili Kaan,haberin son cümlesine dikkat... Bağlayacakları yer belli. Hükümet erteleme kararı alır,paralele bağlar... Ayrıca,gençliğimden bilirim Türk Metal Sendikasının kaç işçinin rızkını hangi yollarla yediğini.
  16. Tüh,bakmamışım;sen öğrenciymişsin yahu... Keşke biraz fırça atıp,kızıp ve dövüp sonra anlatsaydım ...
  17. Hiç zor değil,5 dakika sürdü toplam iş. Sadece dikkat etmen gereken; eğer eski düğmeleri atmak istemiyorsan çıkarırken bir bez ya da havlu kullanarak pense ile çıkar. Çünkü eski düğmeler kauçuk gibi bir madde ile kaplı ve çıkarırken pense zedeliyor onları. Yenileri takmak daha kolay,zaten yuvası belli;yanlış takma şansın yok!
  18. A.Coşar

    Tipitip

    Sevgili Kaan,senin bu anılarını okudukça sana "Amma p.ştmussunuz ha! " diyeceğim geliyor ama RTÜK ve Yakup... Sen Tipitip'in altına işediğini anlatırken,gülmekten ben o işi yapar hale geliyorum. Zaten bu yaşa kadar nasılsa yaşamışsın,ama yine de çok yaşa emi!
  19. A.Coşar

    Neden Ford?

    Arabayı Haziran 2013'te aldım. 1USD=1,927 TL Arabanın sıfır maliyeti :42.750 TL. Ekim 2013....................1USD=1,989 TL Arabanın ikinci el fiyatı :49.000 TL idi. Ne anlatıyorsunuz? Focus prim yapmış işte. Kıskanmayın!
  20. A.Coşar

    Neden Ford?

    Doğru yani. Çünkü 2007 yılında 28.000TL'ye C4 almıştım. 2010 yılında arabanın değeri 24.000 TL'ye düştü. 2013 yılında arabayı 22.000 TL'ye sattım. Ama Focus prim yaptı. Benim açımdan hesap çok doğru.[emoji1] [emoji1]
  21. Arabamı aldıktan kısa bir süre sonra sağ arka kapı fitilinde yırtık tespit ettim. Bayii,garanti kapsamında olmadığı gerekçesiyle değişim ya da onarım talebimi kabul etmedi. Israr ettim,olmadı. Otosan'a başvurdum,ilkinde reddettiler ama ikincisinde servisteki bir elemanın yardımıyla fotoğraflı bir itiraz sonucu başvurumu kabul ettiler. Çifte standart demeyelim de ,hatır gönül işleri diyelim buna. Tabii ki yurt dışında "hatır gönül" yerine çok beğendiğim sistem geçerli oluyor. "Buysa bu,Oysa o"
  22. Google.com sitesinde "LPG Uygulamaları,Bosch Lpg bujisi" gibi aramalar yaptırırsanız bir zahmet, çıkacaktır karşınıza. Bkz.: Kardeş forum.
  23. A.Coşar

    Neden Ford?

    Daha ucuza daha güzel bir marka bulsam babamı bile tanımayacağımı söylemiştim... Neden Ford? Arabayı 2013 yılında 42.750 TL'ye aldım. Şimdi ikinci eli 46.000-49.000 TL gibi satılıyor. 2 yıl,28.000 km kullanmışım arabayı ve fiyatı düşeceğine artmış! Yani gideri var! Neden Ford? Ee,hmmm... "ALIRSIN FORD,OLURSUN LORD."
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.