Ahmet A.

Vidalı plaka hiçbir şekilde geçemiyor dedi burdaki yetkililer. Harfe gelmese bile...

Kaçınılmazsa zevk almaya bak demişler hemşo, yapacak bir şey yok

80 dönemi sonrası (benden daha iyi bilirsiniz) nasıl ki apolitik bir nesil yetiştirildi ise, Şu andada o nesil kendi çocuklarına aman ona buna karışma sesini çıkarma işinden, koltuğundan, yerinden olursun diye telkinde bulunuyor. Ben bu yeni nesile YOYG Nesli diyorum... (Yandaş Olmasanda Yandaş Görün)... Ve bu kesinlikle apolitiklikten daha tehlikeli... Hıyarın bile bir duruşu var, bizde o bile olmadığından yoğurtlasak bile bir cacık olmaz bizden malesef...

Konuya uygun olur...

Taşıma suyla değirmen dönmez, daha ne kadar zorlayacaklar bilmiyorum ama vergilerle bir yere kadar anca.... Neyse bende dolu tarafından bakayım, bizim 1.0lar kiymete biner yok satar artık ikinci elde (p.s. İroni içerir)

1.0 EB sahibi olarak bende iki kez direkten döndüm, Malum konularda yazmıştık, okumuşsunuz zaten... Geçmiş olsun... Zor bir karar olacak...

Maşallah 41x

hesap makinası ekranıda unutmuşsun kullanmaya kullanmaya abi, anlık tüketim o...

Ecoboost 1.0'cilar... Yok mu arttıran

Dizide güzel tavsiye ederim

@Serdar Eryürekli Hemşo sana gelsin bu.. bağımlılık yaptı bende

Gerçekten büyük çaba sarfetmiş olmalı... Neyseki bu süre zarfında frenden kaynaklı bir olumsuzluk yaşamamışsınız... Hal böyleyse verilmiş sadakanız varmış...

Buda dursun böyle....

Maşallah diyorum abi zaten de nazara gelecek İlk Fren balatası 95 binde değişti mesela. 4 Defa ustaya götürdüm 60binden itibaren, her usta bu daha sıfır gibi değişmem dedi. değiştiğinde yarısı duruyordu balatanın, nasıl o kadar dayandı bilmiyorum

Benim aküde 5 yılı devirdi... Orjinali duruyor hala... Geçen yıl bir değişmeye niyetlendim, anında canavar gibi SS falan çalışmaya başladı Şuan hava aşırı sıcak SS çalışmıyor haliyle... Serin havalarda da nazlanarak çalılşıyor... Yakın zamanda değişim şart...

Benzer olay is arkadasimizada oldu. İnternet paketi tanimlamislardi. SMS ile durdurmadigi için faturayıda sisirdi haliyle. Kamu hattı hemde

Geçen sene hem ben hem eşim avantajlarından dolayı vodafone'a geçtik turkcellden. 100.000 nüfuslu ilçede heryerde 4.5g çekiyor ancak bir bizim sitede, bir kayınvalidemin evinde birde hastanede şebeke bile çekmiyordu. Tam sinir krizlik. Birbirimizi aradığımızda telefon kapalı diyor vs Eşimin taahhütü 2 ay önce doldu direk turkcelle geri döndü. Benim ayın 20sinde doluyor. Büyük ihtimal bende turkcell'e geçeceğim. Yalnız işin ilginci yukarıda saydığım yerlerde şebeke bile çekmezken şuan 4.5g net çekiyor. Baz istasyonu kurdular herhalde yakınlara

Kola'yı bekliyorum ben Onun zararlarını "resmi yollardan" açıklasın bir babayiğit ....

Sanal kartla 1 saatlik limit tanımlayıp alışveriş yapıyorum her zaman. Limitide ihtiyaç kadar belirliyorum. Buna rağmen çalınması şaşırttı... Neyseki sıkıntı yok...

ATM'yede hiç takmadım ama pos makinasından doğal olarak kullanıyorum...

Az önce iş bankasından şöyle bir mesaj aldım; "şifresiz yapılan e-ticaret 14.99 TL değerinde harcama tarafınıza aitse ....şeklinde msj atın vs. diye İnternet bankacılığından baktığımda koton'un sitesinden çekildiğini gördüm. Aradım bankayı kartı iptal ettiler yenisi yollanacak. Neyseki meblağ düşük. Herşeyi geçtim internette bir kez olsun kullanmadım bu kartı. Limiti yüksek bir kart. Hep sanal kart kullanırım da bunun bilgilerini nasıl çalmışlar??? (işyerlerinden biri mi kopyaladı acaba )

Yok çok yanlış anlamışsın. Bak ikinci maddede ne dedim; *Yada İhtiyacınız vardır ona... "binalar, arabalar, bilimum icatlar..." Bizim sanayi devrimindekilere ihtiyacımız var. Alet işler el övünür demişler zaten atalarımızda... Lakin bu icatların ortak özelliği hep hayatımızı kolaylaştırmaya ve konfora yönelikti. Zamandan ve enerjiden tasarrufa yönelikti. At yerine o yüzden arabalara biniyor, mağara yerine o yüzden evlerde yaşıyoruz. Aynı şekilde tüm küçük el aletleride işlerimizi daha hızlı daha kolay yapalım diye varlar. Parmağımız tornovida ucu gibi kullanmaya elverişli olmadığından tornovidalar var. Ya da ağaç budamaya gücümüz yetmeyeceği için baltalar testereler var. Bunlar hep bedensel işlerle alakalı.... De ama yapay zeka bir makinanın işi yapabiliyor olmasından çok daha farklı birşey. Beynin yapabileceklerinin sınırları ve gücü hala tam olarak bilinemiyor... Aborjinlerin telapati yoluyla zihinlerini okumaları ve iletişimde olmaları bile muhteşem birşey değil mi? Demek ki potansiyelin farkında değiliz. Nasıl kullanılacağını da bilmiyoruz. Yapayıyla uğraşacağımızı doğalını kullanmayı öğrensek daha büyük iş yapmış olacağız bence Hala düz mantık düşünüyor ve aklı olanın yapay zekaya ihtiyacı yoktur diyorum.

Düz mantık düşünüyorum; Birşeyin yapayını neden yaparsınız? * Ya Eksikliği vardır ortamda... "Yapay çiçekler, yapay uzuvlar... " *Yada İhtiyacınız vardır ona... "binalar, arabalar, bilimum icatlar..." Doğalı olan birşeyi yapıyorsanız o sizde veya çevrenizde eksiktir... Bu sebeple Elon amcaya hak veriyorum, Herşeyin doğalı güzeldir, yapaya gerek yoktur

Tüm söylediklerim bunlar içinde geçerli... Asgari ücretin 1400TL olduğu ülkede 4000-5000TL'lik fiyatıyla yine çok iyi satış rakamı yakalayacağı için mevzu telefondan yürüyor. Minimalist olun demiyorum ama çok da maksimalistliğe de gerek yok görüşündeyim... Kaçırdığımız nokta istediğimiz şeyin aslında ihtiyaç olduğu ve zaruret olmadığı, ihtiyaçların ise hayatımız için olmazsa olmazlarımız olmadığıdır... Ölçü güzel şey... Hayatta da ölçülü olmak gerek diye düşünüyorum... Deriz ya sofraya tam acıkmadan otur tam doymadan kalk diye. Buda öyle birşey... Gidip malın en ucuzunu alın demiyorum ama f/p dengesini iyi değerlendirin diyorum. Zaten freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz, üretim dipte, tüketim uçuk seviyelerde... Dediğim gibi en pahalısını alanada saygım var, parası benden çıkmıyor neticede... Birde fıkra ekleyelim, fıkra gibi ülkeyiz sonuçta Dönemin Amerika İngiltere ve Türkiye Başbakanları bir araya gelmiş ve toplantı sonunda başbakanın sorularını yanıtlıyorlarmış. Gazeteci sormuş: — Ülkenizde 4 kişilik bir aile ne kadar gelirle rahat bir hayat sürebilir siz onlara ne kadar ödüyorsunuz? Amerika başbakanı: — Amerika da 4 kişilik bir aile 5000 dolar ile rahat bir yaşam sürebilir, biz onlara 6500 dolar ödüyoruz geri kalan 1500 doları ne yaparlar bilmiyorum. İngiltere başbakanı: — İngiltere de aynı aile 4000 pound ile rahat yaşar, biz 5000 veriyoruz 1000 pound nereye gidiyor bilmiyoruz. Türkiye Başbakanı: — Türkiye de aynı ailenin açlık sınırı 1000 TL dir. Biz onlara 600 TL veriyoruz geriye kalan 400 TL yi nereden buluyorlar bizde anlamış değiliz.

Günümüz dünya düzeninde pazarlamayı çok iyi yapıyor şirketler. Öyle ki kişi onu bir ihtiyaç olarak değil zaruret olarak görmeye başlıyor. Bunda reklamlardan çok dizi ve filmlerin etkisi çok daha fazla bence (bkn. subliminal) Daha da vahimi aynı özellikleri ve kullanımı sağlayacak daha az maliyetli eşdeğer ürünlerin bunun yerini tutmayacağını düşünüyor kişi. Gündelik kullanım için bunun üçte biri,dörtte biri fiyatlara cihazlar bulmak mümkün. Alanların büyük çoğunluğu birçok özelliğini kullanamıyor bile. Sırf marka/isim değeri için alıyorlar. Yine de alana saygım vardır. Bu fiyatlara ben almam... --9 dakika sonra eklendi-- Kimisinde de her çıkan yeni modeli almak/ model yükseltmek hastalık derecesinde. Geçmişte eczaneme gelen sevdiğim bir mümessil arkadaş vardı. Evli 2 çocuk babası. Her çıkan üst modeli alırdı. 6-8ayda bir telefonu değiştirirdi. Yazık değil mi, çoluğunun çocuğunun rızkını veriyorsun, 2 aylık maaş verilir mi telefona derdim, O da; abi ben yeni modeli almazsam huzursuz oluyorum hayatta hep eksik gibi kalıyorum derdi. Kimisinde bildiğiniz hastalık yani hocam.... Tedavi şart...