Cem Boneval

Yol bilgisayarı menüsünde Aydınlatma altına Ortam ışığı var, açık mı kapalı mı kontrol edin.
Uzun far için selektör kolunu geriye itin, çekince selektör yapar, itince uzunlara kalıcı olarak geçer. 
Ve kullanma kılavuzunu okuyun...

http://www.hepsiburada.com/liste/inci-aku-nanogold-start-stop-ela-12v-65ah-620cca/productDetails.aspx?productId=otincia1006065&categoryId=60003762

Yok.
Torpido klima evaporatöründen hemen sonra torpido gözüne yönlendirilen havanın etkisi ile soğutuluyor, yani etkili olabilmesi için klimanın devrede olması lazım. 
Döner kapak sayesinde de hava akımı ayarlanabiliyor 
Olasıdır ki kullanıcı beklentileri arasında önlerde yer almadığından yeni modellerde tasarruf tedbirlerine kurban gitmiştir. 

Fatura kesim tarihinden itibaren...

Yeni Focus'ta soğutma fanının mevsim fark etmeksizin motor durduktan sonra çalıştığını gözlemliyoruz. 
Bu çalışmayı neyin tetiklediğini tam olarak çözebilmiş değilim.
Dizellerde zaman zaman DPF rejenarasyonu nedeniyle üretilen ısının atılması bir gereksinim olabilir.
Ayrıca aktif radyatör ızgarasının da kısa yolculuklarda kapalı kalması ve motor stop ettiğinde ısı birikimine neden olması da bir etken olabilir.Turboyu soğutma hedeflenmiş olabilir.
Sonuçta bu modeller için bu durum normal, nedeni ne ise ne...

Eğer cam veya cam-ayak konumundaysa elbette ortadakilerden hava gelmez, gelse hatalı olurdu zaten. Yan mazgallar ise yan camlarda buğuyu önlemek üzere kullanıldığından aktif kalır.
Hava tönünü gövdeye/ortaya alırsan aktif bir şekilde hava gelişini görürsün. Her üç yön de seçili olursa orta mazgallardaki akım düşük olur, en hızlı fan konumunda doğru dürüst hissedilir.
Biraz oynayın değişik seçeneklerle ve çözün sistemi.

Siz sebebini söylemeden biz de yerini söylemeyiz!
Şaka şaka...
 
Son kasada sağ yan ayna altında, bir önceki kasada ise ön panjurun/radyatörün altına doğru idi.

Şu yardımcı olabilir sanırım: http://www.mp-system.pl/en/blog/4-ford-focus-mk2-outdoor-temperature-sensor-installation-location

Var tabii, Rusça bilen birini bulmak...

Boş yere beklemeyin, kızdırma bujisine ihtiyaç varsa kendiliğinden devreye girer, kızıştırır, kızıştığında da motor çalışır, yani siz isteseniz de istemeseniz de bekletir kızışması gerekiyorsa...
Hava eksilere düşmeden zaten yanması zor. 

Düşüncelerim:
Bilgisi ve deneyimi olmadan fikri olanların kol gezdiği  bir ülkede "konuşana bakmak" özel bir önem taşıyor. Bu forumda yeterince deneyimli ve bilgili arkadaş var.  Yorumlarda belli ölçüde hamaset oluyor her zaman, lehte de aleyhte de, bunu da okurken göz ardı etmemek lazım. Ödüller pazarlama stratejisinin bir parçası olarak dahi görülse değişik ülkeler ve değişik odaklardan geldiği düşünülürse motorun tasarım başarısının bir kanıtı olarak kabul edilmelidir. Dayanıklılık ve ömür ile ilgili yorum yapmak için maalesef henüz erken, Ford'un geçmişine bakarsak bu konuda başarılı ve istikrarlı olduğunu yazmak mümkün. Burada da bir istisna ile karşı karşıya olmadığımızı düşünüyorum. En azındn yapısal sorunlara işaret eden erken dönem arızalara kullanıma sunulduğundan beri rastlanılmadı. Performans açısından dengeli güç ve tork nedeniyle başarılıdır, kuşkusuz aşırı yüklendiğinizde bir dizel motor gücünü (daha doğrusu torkunu) beklememek lazım, ama güçsüzlük hissini yaşamayacağınız da kesin. Turbo benzinlilerin, özellikle küçük hacimlilerin, yük arttığında tüketim turbo dizellere oranla daha fazla artacaktır. Ancak dikkat ederek ekonomik kullanma potansiyelini kullanmak mümkün olur. Hoş bir arkadaşımızın da yazdığı gibi yakıt fiyatlarındaki artış her türlü tasarruf çabasını boşa çıkartıyor olsa bile benzinlinin soğuk iklimde rahat kullanılması, daha esnek bir devir bandında daha dengeli ve konforlu performans sunması dizel motora önemli bir alternatif olmasını sağlıyor. Uzun vadeli düşünürsek ikinci el piyasasını kestirmek kolay değil; ön yargılar ve LPG uyumundaki belirsizlikler olumsuz etkilerken, kullananların memnuniyeti, göreceli ekonomik ama performanslı olması ve 1.6 atmosferik motorun satışının sona erecek olması da olumlu etkileyecek faktörler. Ben uygun bir yer edineceği inancındayım. Son olarak niye dizelden benzinliye dönmek istediğinizi merak ettim. bence doğru karar bile olsa "sizcesi" önemli...

Doğru iki tane kayan araba olması lazım. Aşağıdaki resimde göreceksin...
 
Kontağı açtığında altında yazı olmayan üstteki kayan araba ışığının kısa bir süre yanıp sönmesi lazım.
Sonra da TCS veya ESP devreye girdiğinde kısa kısa yanacaktır.
 
Alttaki ise TCS devre dışı edildiğinde sürekli yanar ve TCS OFF mesajını gözüne sokar.
 

 
 

Balatalar eskidikçe seviye milimetrik de olsa düşüyor, hassas bir algılayıcı var, eğim değişimlerinde uyaru veriyor. Biraz ekleyin biter uyarı, bende de oldu...

İki ayrı ayar var, birincisi fan hızı, diğeri de ısı değeri.
Kalorifer motor soğutma suyunun ayrı bir radyatöre yönlendirilmesi ve dışarından gelen havanın bu şekilde ısıtılarak kabin içine verilmesi ile işlev görür.
Isı değeri ayarını tümüyle mavi bölgeye alırsanız kalorifer radyatörü musluğu kapanacağından sadece dış ortam havasını içeri üfler.
O da özellikle sıcak motorda, uzun süre güneş altında beklemiş arabada bazen ılık olabilir, zamanla dış ortam havası ile eşitlenir.
Fan ise hava akımını arttırmak içindir, kapalı konumda dahi olsa içeri gelen havayı kesmez. Yani hızlı bir şekilde yol aldığınızda sisteme giren hava iç kabine ulaşır, bunu engellemek için ya iç sirkülasyon konumuna geçmeniz ya da mazgalları kapatmanız gerekir.
Kısacası yaşadığınız bence tamamen normal bir durum.

Ufak tefek yazılım düzeltmeleri olmuştur mutlaka ama prensipte önemli sorun yaşanmıyorsa güncelleme rutin yapılmıyor.
Servisten "yok", "var ama size gerekmez" şeklinde cevaplar almanız olası.
Ve son olarak da HAYIR, üreticinin sunduğu yazılımla LPG'li/benzinli Focus'tan anlamlı bir güç artışı sağlayamayacağınız gibi, motor modifiyesine uzmanlaşmış kurumların yazılımı ile de alacağınız güç artışı yüksek devirlerde ilave %10'u geçmez, boşuna uğraşmayın.

@ufuk özdemir,
Hız tümseğinden bahsediyorsak enine yolu kaplayan zarar vermemiştir.
Egzos ve fren hidrolik boruları nispeten gömülü gidiyorlar. Marşpiyel altındaki kriko takılan saç büklümü sürtmüştür öncelikle, orası da yeterince sağlam. 
Dert etmeyin...

Teslim alırken yanında mutlaka verilmesi gerekenler:
1. Paspas (halı veya kauçuk, siz ikisini de talep edin)
2. İlkyardım çantası
3. Depo ağzı için huni
4. Kullanıcı kılavuzu
Bunun dışında dikkat edilmesi gerekenler:
1. Boya kalitesi (genel görünüm yanında ölçüm için ısrarcı olmaya çalışın)
2. Genel işçilik kusurları, yeni üretimlerde sorun yoksa da, kapılar, kaput, bagaj kapağı vb yerlerdeki birleşme çizgileri, dikiz aynası tavan bağlantısı, HB'lerde bagaj kapağı kauçuk takoz başları, akü kapağı (son ikisi showrromda fazla kalmış araçlarda yerinde olmayabiliyor)
3. Mutlaka lastik havalarını 31 psi'ye düşürtün ve bunu gözünüzle görün, ya da sonradan kendiniz yapın
 
Boya korumaya gelince 150 TL'ye yapacakları boyaya basit bir cila, koltuklara ve motora basit bir su itici sprey sıkmadan öteye geçmez.
Bu konudaki düşüncelerim: 

Toparlayalım:
Yoğun sis, şiddetli yağmur ve tipi şeklinde kar varlığı yoğun yansıtıcı yüzey ile karşılaştığımız için karşıyı aydınlatan farların yansıma nedeniyle görüş alanını bozduğu durumlardır.  Bu şartlarda yere doğru aydınlatan, gözün bakış açısının olabildiğince aşağıda yer alan (yansımanın görüş alanımıza girmemesi için) özel farlar gereklidir. Sis farı dediğimiz bu farlar uzun menzilli değil geniş açılı aydınlatma ve yere doğru bakma özelliğindedir, ışık performansı uzağa erişim açısından asla normal farlar ile kıyaslanmamalıdır. Yukarıda değindiğim durumlarda gece şartlarında görüş mesafesi 50 m civarına düşüyor ise normal farların yarattığı yansıma görüşü bozacağından bunlar KAPATILMALI, sadece sis farları kullanılmalıdır.  Arka sis farı fark edilmeye katkıda bulunurken ön sis farları yolu, yol çizgilerini, yol kenarlarını daha yoğun ve yakın aydınlatarak yönünüzü bulmanız içindir. Ve endişe etmeyin karşıdan gelenler tarafından da yeterince görülürler. Sis farlarını kullanacağınız kadar kötü hava koşullarında 50 km/saat üzerinde hızlarda seyir halinde olmamak gerekir. Sis farının yukarıda yazdığım şekilde yararını göstereceği yaşanılan yer ile ilintili olsa da her aracın ömründe birkaç kereyi geçmez.

M.Can Bey forumu rodaj diye aratırsanız bu konuda onlarca mesaj çıkacaktır.
Ben yazmaktan da okumaktan da sıkıldım bu konuyu.
Yine de özetle:
Rodaj süreci pek çok değişik parçanın bir araya gelerek uyumlu çalışması gereken durumun dikkatli izlenmesi ve motor, fren, yürüyen aksamın aşırı zorlanmadan kullanılması önerilen dönemdir, kullanma kılavuzunda bu net belirtilmiştir ve kabaca ilk 1000 mil/1500 km için geçerlidir Motorun açılması 50-60'lı yıllardan kalma bir tabirdir, üretim toleranslarının çok yüksek olduğu ve parçaların birbirini yavaş aşındırarak alışmasının gerektiği bir üretim sonrası süreci belirtir. Günümüzde bu toleranslar çok düşmüştür ve motor fabrika çıkışında hemen hemen tam performansını verebilecek durumdadır, bu nedenle 1.maddede yazdığımın ötesinde bir eylem gerekmez. Bununla beraber sayısız kişi tarafından şöyle açtım öküz gibi gidiyor, şöyle açtım 500.000 km devirdi tarzı bireysel, kanıta dayalı ve nesnel olmayan şehir efsanesi tadında açıklamaları sağda solda okumanız mümkündür, her hangi bir otomobil sürücüsü kendi deneyimlerinden yola çıkarak bu sayısız geçerliliği tartışılır açıklamalar zincirine bir halka daha ekleyebilir, kolay gelssin der geçerim.  
Rölanti devrindeki tüketim motorun soğuk/soğukta veya klimalı/klimasız çalışması gibi faktörler ile doğrudan ilintilidir, başlangıç ve sonrasındaki ölçümlerde birebir aynı şartlarda çalıştığını düşünüyorsanız tespitinizi motorun verimli çalışma nedenleri açısından irdelemek mantıklı olacaktır. O zaman da anlık tüketimi etkileyecek bir dolu sebep sayabilirim.

Eğer en sağdaki yön ayar düğmesi ön cam/buğu giderme konumunda ise otomatik olarak klima çalışır.
Isı ayarımız sıcakta bile olsa kompresör devreye girer ve kuru hava üfler, üflediği hava soğutulmuş hava değil, dış ortamdaki soğuk havadır.
Klimayı devre dışı bırakmak için ya yön ayar düğmesinin konumunu değiştireceksiniz, ya da bu konumu korumayı ve kullanmayı düşünüyorsanız motor suyu ısınıp kalorifer radyatörüne ulaşana kadar soğuk havayı sineye çekeceksiniz.
Bu arada klimanın çalıştığının göstergesi A/C düğmesindeki ışığın yanması olmalı, üflenen havanın ısısı değil, çünkü kalorifer açıkken de buğu gidermek için klimayı kullanır ve sıcak ve kuru hava üfletebilirsiniz, ve hatta kışın en azından 10-15 günde bir 10-15 dakika bu işlemi klima gazı sirkülasyonunu sağlamak için yapmanız önerilir.
Bu ve benzeri detaylar kullanma kılavuzunda da var ayrıntılı olarak.

Platik koruma diye bir şey duymadım ama kalıcı ve koruyucu bir madde ile - ki ayrıntısnı bilmiyorum - altını kaplatmak mümkün, bu özellikle kaporta boşluklarını da içine alırsa seste bir miktar azalmaya neden olduğu gibi bol karlı ve tuzlama yapılan bölgelerde sürülen araçlarda aracı korozyona karşı koruyor.
Ancak gerek yeni Focus'un yeterince sessiz olması nedeniyle ve gerekse şimdiye kadar çağdaş modellerde ciddi taban korozyonu sorunu duymadığım için ben gerekli görmüyorum.
Otokoç grubu da burada pay kapılabilecek bir pasta olduğunu fark etmiş, yeni araç alanların hevesini kullanmak arzusunda.

Camları yeniden programlayın:
1. Cam düğmesini kaldırarak kapanana kadar ve kapandktan sonra bir iki saniye tutun.
2. Düğmeyi bırakın, bir daha kaldırın ve iki saniye sabit tutun.
3. Düğmeye basarak camı tam açılana kadar ve açıldıktan sonra iki saniye kadar basılı tutun.
4. Düğmeyi kaldırarak cam tam kapanana kadar sabit tutun.
5. Camı tek dokunuşla açma ve kapamayı deneyin.
Olmadı ise baştan ve her cam düğmesi için ayrı ayrı yapın.
Yazması yapmasından zor

Yazmaktan yorulmayacağım: Önden çarpmalarda aracın ön kısmının enerjiyi emecek şekilde deformasyonu sürecinde motor aşağı doğru hareket etmekte ve takılacak gerçek anlamda koruyucu bir parça bu düşüşe engel olacağından ciddi bir kazada motoru kucağınızda bulmanızla sonuçlanacaktır ve eminim bunu yaşamak istemezsiniz.
Bozuk köy yollarında bile akıllı kullanılırsa karter teması olmuyor, karter çarpma konusunda sabıkalı iseniz daha yüksek bir araç baksaydınız keşke...
Son söz: TAKTIRMAYIN, taktırmadığınızı da unutmayın...

Çok şükür, günlerdir boş depo ile geziyorduk, zam gelmedi de gelmedi.
İnsan arıyor, özlüyor, istiyor, yokluğunu hissediyor...
Yarın gönül rahatlığı ile depoyu doldurabilirim.
Rahatladım vallahi, ne endişeli bir bekleyişti o öyle.

Yağmur sensörü ile otomatik far arasında bu tür bir ilişki yok, yani farlar kapalı olsa bile yağmur sensörü ile silecekler çalışıyor.
Ancak otomatik yağmur farı var, otomatik far konumundayken hava aydınlık bile olsa silecekleri çalıştıracak bir yağmur varsa farlar yanıyor.
İstemezseniz bu seçeneği araç bilgisayarındaki ayarlar menüsünden iptal edebiliyorsunuz.

Bu arada Kemal Bey arkadaşlar otomatik silecek için gerekli olanı yazmışlar. Tek diş yukarı, ayrıca kolda dönen bir düğme de var, onunla da hassasiyet ayarlanıyor, yukarı döndürdüğünüzde daha çabuk tepki veriyor, aşağı döndürdüğünüzde tembelleşiyor.
Ayrıca bazen ilk çalıştırmada idrak yolları tıkalı olup biraz geç tepki verebiliyor.

Bence yağmurda bir daha deneyin, ya da yağmur yoksa bir benzinlikte hortumla su tutun.
Yine çalışmazsa ya donanımda yok, ya da bozuk...

Bu arada donanım düzeyi nedir?