Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×
  • Hoş Geldiniz!

    Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt yaptırdıktan sonra, konu açabilir, konuları yanıtlayabilir, kullanıcıların mesajlarını beğenebilir, özel mesaj yollayabilirsiniz.

    Kayıt olduktan sonra bu mesaj silinecektir.

Geyik çıkabilir


Bekir B.

Önerilen Mesajlar

ya arkadaş eve gitcem koskoca müdür hala napıyon nediyon derdinde...anlaşıldı...haftasonu..yokum ben..size iyi ren geyikleri..bişi aşılayamamışık..profesör arkadaşlarımla geleceğin teknolojileri hakkında toplantım var..sogukfüzyonla iligli biligisi olan telefonumdan arasın bye...panpişler... :)

Geleceğin teknolojileri dediğin yeni oynadığın oyunun türkçe adımı yoksa abi :D:):D

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Geleceğin teknolojileri dediğin yeni oynadığın oyunun türkçe adımı yoksa abi :D:) :)

Soguk Füzyon Nedir?

Amerika Birlesik Devletleri'nin Utah eyaletinde gerçeklestirilen bir deney, büyük yankilar yaratmis ve füzyon enerjisine yönelik genis bir ilgi uyandirmistir. Bu deneyin ve dolayisiyla soguk füzyonun ayrintilarina girmeden önce, füzyon enerjisinin tanimini yapmak gereklidir. Nükleer füzyon, atom çekirdeklerinin birbirleriyle kaynastirilmasidir.

Çekirdekler pozitif elektrik yüklü olduklarindan ve bu nedenlebirbirlerini ittiklerinden proton sayisi az olan çekirdekler daha kolaykaynastirilabilir. Bu tür çekirdeklere sahip atomlar arasinda,hidrojenin izotoplari olan döteryum ve tritiyum atomlari büyük önemtasimaktadir. Döteryum çekirdeginde 1 proton ve 1 nötron, tritiyumçekirdeginde ise 1 proton ve 2 nötron vardir. Bu çekirdekleryaklastirilip kaynastirildiklari zaman,  nükleer reaksiyonlar olusur:

Reaksiyonlardaçok yüksek kinetik enerjilere sahip helyum çekirdekleri ile proton venötron tanecikleri çikmaktadir. Bu ürünler reaksiyonun olusturuldugubölmeyi saran ve genellikle lityumdan yapilmis olan bir tabakayasaplanir ve bu sirada enerjilerini isiya dönüstürürler. Bu tabakayisogutmak için kullanilan bir sivi, bu isiyla buharlasir ve elektriküretimi için kullanilir. Bir gr döteryumda 3 x 1023 çekirdek bulundugugöz önüne alinirsa, 100 megavat-saat enerji üretecegi ortaya çikar.Döteryum izotopu dogal hidrojen içinde % 0.02 oraninda bulundugunagöre. yaklasik 80 litre normal sudan bu enerjinin üretilebilecegi veokyanuslarda bulunan döteryum miktarinin 10-100 milyon yillik enerjigereksinimini karsilayacagi saptanabilir. Bu nedenle nükleer füzyona,enerji sorununun kesin çözümü olarak bakilmaktadir. Diger bir üstünlügüde herhangi bir radyoaktif artik birakmamasidir; çünkü son ürün asalhelyum gazidir. Bu yönleriyle füzyon, son otuz yildir bilimin öndegelen amaçlarindan biri olmus ve bu ugurda milyarlarca dolar ve maddidegerlerle ölçülemeyecek yogunlukta emek harcanmistir.

 

Bugünekadar yapilan çalismalar ise genellikle "sicak füzyon" yöntemiçevresinde toplanmistir. Birbirini iten çekirdekleri kaynastirabilmekiçin akla gelen ilk çare, çekirdekleri çok yüksek hizlarla birbirleriüzerine göndermektir. Bunun için de en dogal yol, gazi isitmaktir.Yapilan incelemeler, yeterli hizi saglamak için, döteryum gazinin 100milyon derece mertebesinde bir sicakliga isitilmasinin gerekli oldugunuortaya koymaktadir. Ayrica, çekirdeklerin çarpisip kaynasma olasiliginiartirmak için, bu sicaklikta bir gazin belirli bir hacimde veyogunlukta, belirli bir süre tutulabilmesi gerekmektedir. Bu islemleriçin reaktöre oldukça büyük bir enerji girdisi saglanmakta ve füzyonreaksiyonlarindan çikan enerji henüz bu girdiyi dahi karsilayamaz haldebulunmaktadir. Tüm bu zorluklara ragmen sicak füzyon son otuz yilda çokbüyük bir asama kaydetmis ve beklenmedik bir zorlukla karsilasilmazsaikibinli yillarin basinda enerji üretimine baslayabilecek bir düzeyegelmistir.

Sicak füzyon üzerinde çalismalar sürerken, pek umutvermeyen diger bir yöntem üzerinde de çok daha mütevazi bir düzeyde birtakim arastirmalar yapilmaktaydi. Öncülügünü 1940 yilinda, taninmisSovyet bilim adami Andrei Sakkarov'un yaptigi bu arastirmalar, müyonadiyla anilan bir tanecige dayaniyordu. Bu tanecik dogada uzaydan gelenkozmik isinlar içinde bulunmakta ve ancak 2 mikrosaniyeyasayabilmektedir. Kütlesi, elektron kültesinin 207 kati, elektrik yüküise elektronunkinin aynisidir. Dolayisiyla böyle bir tanecik, döteryumatomuyla karsilastigi zaman büyük kütlesi ve negatif yükü sayesindeatomdaki elektronu kolaylikla yörüngeden kovup yerine kendisigeçebilmektedir. Büyük kütlesinden ötürü elektron yörüngesinden 207 katdaha küçük yariçapta bir yörüngeye oturmaktadir. Yörüngelerinde müyonbulunan iki döteryum çekirdegi böylece birbirlerine kolaylikla 207 katdaha fazla yaklasabilmekte ve oda sicakliginda kaynasma olasiliklari1080 kat daha artmaktadir. Bu nedenle söz konusu yönteme "soguk füzyon"adi verilmektedir. Kozmik isinlar içinde gelen müyon taneciklerininsayisi çok az, yeryüzünde güçlü hizlandiricilar yoluyla elde edilmeleride çok pahali oldugundan, bu yöntem yakin zamana kadar fazla ilgiçekici olamamistir.

Amerika Birlesik Devletleri'nin Utaheyaletinde M. Fleischmann ve D. Pons adlarindaki iki bilim adamininsoguk füzyonu son derece basit bir yöntemle, yaklasik 100 saat boyuncagerçeklestirdiklerini ve verdikleri enerjinin 4 katini aldiklariniaçiklamalari, doga! olarak büyük yankilar uyandirmistir. Bu yöntem,paladyum ve titanyum gibi metallerin bir asir kadar önce saptanmis vediger amaçlarla kullanilan bir özelligine dayanmaktadir. Söz konusumetaller çok miktarda hidrojen gazini ve izotoplarini sogurup depoedebilme özellikleriyle taninmaktadir. Bu iki bilim adami bir sekildeçok miktarda döteryum gazini palladyumun kristal örgüsü içindeki çokküçük bosluklara sokarak, anormal yogunlukla döteryum gazi elde etmeyi,böylece döteryum çekirdekleri arasindaki uzakligi azaltip, füzyonolasiligini artirmayi amaçlamislardi. Baska bir deyisle, müyonunyaptigi isi, yüksek yogunlukla basarmayi planlamislardi. Döteryumgazini palladyum içine çok miktarda sokabilmek için elektrokimyasalgüçlere, daha açikçasi herkesçe bilinen elektroliz olayinabasvurmuslardi. Içinde hidrojen yerine döteryum bulunan ve "agir su"diye anilan su dolu siselere çesitli çaplarda, onar santim uzunlugundapalladyum çubuklari daldirmis, çubuklarin çevresine ince platin teldenyapilmis helezon seklinde kafesler geçirmis, palladyum ile platini, birakünün negatif ve pozitif kutuplarina baglayip beklemeyebaslamislardir. Negatif gerilimdeki palladyum çubuklarinin yüzeyindedöteryum iyonlari birikmeye ve difüzyon yoluyla çubugun içlerinegirerek, kristal örgüsü içindeki bosluklara yerlesmeye koyulmus, üç aysonunda palladyum çubuktan füzyon belirtileri olan nötronlarin çiktigihem dogrudan hem de dolayli yoldan (alfa isinlari vasitasiyla)gözlenmistir. Böylece bu iki bilim adami kendileri dahil herkestarafindan çok saçma diye nitelendirilebilecek böylesine basit biryöntemle, füzyon olayini gerçeklestirmis ve ertesi gün yaptiklari basintoplantisiyla dünyaya duyurmuslardir.

Yöntemin basitligi,dünyanin çesitli yerlerinde irili ufakli kuruluslarda. Ilgili ilgisizkisilerce bu deneyin tekrarlanmasina yol açmis, nötron üretiminisaptamak, bir onur meselesi haline getirilmis ve olayin temelineyönelik bilimsel arastirmalar simdilik bir kenara itilerek dünya, belkide zamansiz ve gereksiz sekilde umutlandirilmistir. Fleischmann vePons'un deneyindeki en büyük çeliski, çikan nötron sayisiyla, yanifüzyon reaksiyonu sayisiyla elde edilen enerjinin hiçbir sekildebagdasmamasidir. Ölçülen enerjiye karsilik gözlenmesi gereken nötronsayisi, belirtilen sayinin 100 milyon katidir. Öte yandan ölçülenenerji, bilinen her kimyasal reaksiyonun 100 katidir. Bu durum,deneydeki ölçümlerin dogrulugu hakkinda ciddi süpheler uyandirmakladir.Nitekim, bir ay sonra Italya'da Frascatti Laboratuvarlari'nda yapilandaha yalin, kimyasal islemler içermeyen bir deneyde gözlenen nötronsayisi ilk deneydekinden 200 kat fazla olmasina karsilik, ölçülenenerji üretimi ileri sürülenin milyarda biri mertebesinde olmustur.1960 yillarinda yine çok basit yöntemler olan "patlayan teller" ile budeneylerde çikan nötron sayisindan 1000 ya da 10000 kat fazla nötronelde edilmesine ragmen, bu sekilde pek bir yere varilamayacagisaptanarak bu arastirmalar terk edilmistir.

Sonuç olarak, sogukfüzyon deneylerinde füzyon reaksiyonu olusturuldugunun kesin oldugunu,sayisinin ise henüz saglikli bir sekilde saptanamadiginisöyleyebiliriz.  bu reaksiyonlarda tritiyum ve helyum gazlari daolusmakta, kesin reaksiyon sayisini saplayabilmek için, nötronlarinyani sira bu gazlarin miktarinin da ölçülmesi gerekmektedir. Buölçümlerden sonra reaksiyonlari gerçeklestiren fiziksel mekanizmaninkesinlikle saptanabilmesi için, bir dizi deneyin daha yapilmasi,sonuçlarin olumlu çikmasi halinde yöntemin gelistirilmesi ve veriminartirilmasi yönünde çalismalara hiz verilmesi gerekir. Son olarak,sicak ya da soguk yöntemlerle füzyon enerjisinin  hizmete sunulmasinibekleyebiliriz.

Prof. Dr. Ordal DEMOKAN

Soguk_Fuzyon-Ordal_Demokan-1.jpgr_gk5ejqfoza4tyxfvpua4.jpgtep1pl8.gif Tevfik tarafından düzenlendi
  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

esas sen anlamamışşsın canım bence .... :) geleceğin teknolojilerinin içinde yer alıyor zaten soguk füzyon...

Soğuk Füzyondan Ucuz Enerji

Yazan: Onur Çelebi 26 Ocak 2011

Kategori: Nükleer Enerji

sb4qaa.jpg

Yorum yapın

Andrea-Rossi.jpg

İtalyan ABC Ciencia’nın duyurduğu habere göre, İki İtalyan bilim insanı soğuk füzyon işlemi ile bugünkünden çok daha az maliyetle(çok daha az enerji harcayarak) çok yüksek miktarda enerji elde ettiklerini iddia ediyorlar.

Bologno Üniversitesinden Andrea Rossi ve Sergio Focardi adlı İki İtalyan bilim insanı geçen Cuma günü yaptıkları kamuoyuna açık basın açıklamasında, oda sıcaklığında, enerjiyi açığa çıkarmak için tüketilenden 31 kat daha fazla enerji üreten bir soğuk füzyon reaktörü geliştirdiklerini söylediler.

bunun yanında, icat ettikleri reaktörlerden birinin iki senedir durmaksızın çalıştığını, buluşlarını ticarileştirme aşamasında olduklarını, iki büyük şirket ile oldukça iyi bir anlaşma imzaladıklarını ve sene sonunda da toplu üretime başlıyacaklarını söylediler.

Soğuk Füzyon uzun zamandır bilim insanlarının üzerine düşündüğü ve bilim çevrelerinde çok ihtilaflı bir konu olmayı sürdürüyor. Oda sıcaklığında nükleer rekasiyon hipotezi, iki atom çekirdeğinin, büyük miktarda enerji açığa çıkarıp, bir araya gelerek daha büyük bir çekirdek oluşturmasına dayanıyor.

80′lerde Stanley Pons ve Martin Fleishmann da dünyaya soğuk füzyon işlemini başardıklarını ilan etmişlerdi. Bu hiç tükenmeyen bir ucuz enerji kaynağıydı, herkesin cebine hitap ediyordu, fakat bu buluş başka labratuarlardaki testleri geçemedi.

Yıllardır, soğuk füzyon yolu ile çok ucuz enerj elde etme denemeleri oldu fakat hiç biri rüştünü ispat edemedi. Hatta teorik olarak soğuk füzyonun mümkün olmayacağını gösteren bir takım araştırmalar yayınlandı, bu da pek çok bilim insanını bu alandaki çalışmalardan soğuttu.

İtalyan bilim insanları ise ticarileştirmek üzere oldukları buluş için “insanları ikna etme aşamasını geçtik.” diyorlar.

Rossi ve Focardi sadece 400 wat enerji harcayarak 12,400 wat’lık sıcak enerji üretebilen soğuk füzyon reaktörü ürettiklerini iddia ediyorlar. Bu da kilowat başına enerji maliyetinin 0,02TL daha az olması demek.

Buluşlarına nikel- hidrojen füzyon reaktörü diyorlar. Dediklerine göre, nikel ve hidrojen çekirdekleri reaktörün içinde füzyona uğratılıyor. Reaktörün bu esnada harcadığından tam 31 kat daha fazla enerji ürettiği iddiasındalar. Buradan hareketle de kilowat elektrik başına 0.02TL’den daha az bir maliyet hesaplıyorlar. Ayrıca kendi geliştirdikleri füzyon prosesi reaktör dışında radyasyon salmıyormuş ve hiç bir nükleer atık üretmiyormuş.

İtalyan bilim insanları buluşlarının ticari olarak sunumunu yaptıklarında, bir güvenlik sorunu yaşanmasın diye 8 kat daha fazla üreten reaktörleri üretecekler.

İtalyan bilim insanlarının bu konuda sundukları bilimsel metini ise bilimsel yayın yapan kuruluşlar yayınlamayı red etti. Makalede reaktörün nasıl çalıştığına dair çok az detayın bulunduğu söyleniyor. Makaleleri sadece “The Journal Of Nuclear Physics” adlı, kendilerine ait çevrimiçi dergide yayınlandı bu da onlara ve başarı olarak adlandırdıkları şeye olan güvensizliği arttırıyor.

Onlar ise buna aldırmıyor, ticari anlaşmalarını yaptıklarını, detay vermemelerinin nedenini ise patent süreci ile alakalı olduğunu söylüyorlar.

Kaynak: HABERTURK

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.