2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
24-11-2015 tarihinde, Günlük Makaleleri içinde en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Alın size bir arıza arama komedisi İsmi bende saklı bir arkadaşımızın kuZu'suna bakıyoruz. Araç 2012 model Eb ve uzun zamandır halledilemeyen bir de sorunu var. Sorun şu ... kuZu anasının ak sütü gibi helal olan anahtarlarını tanımıyor. Anahtar ile araç arasında bir soğukluk, küskünlük durumu var ... ama neden? ...alalala? Başladık kafa patlatmaya ... Savaş - Yaşar ve kulunuz k*****n teoriler üretiyoruz, anahtar pilinin bitmiş olmasından girip bozuk immobilizer'e doğru uzanıyor ... yanlış kodlamadan girip uzaylıların lazer saldırısından çıkıyoruz. (bkn. atmak serbest) Lan?!? Anahtarlar bir türlü kod tutmuyor. Keyless'in ana ünitesini kontak anahtarı çerçevesine dokunduracak kadar yaklaştırıyorsunuz ... kuZu o zaman "Ah canımmm! neredesin sennn?" diye sarılıyor ona, ama aracın içinde olsa da diğer zaman anahtara "aşağı mahallenin çocuğu!" muamelesi yapıyor. Lan?!? Bizim Yaşar (elektrikçi) en sonunda daralıyor .... - Bu böyle olmayacak abi, komple dağıtalım arabayı. Savaş (elektrikçi) de fikren ona katılmaz mı? - Dağıtalım valla ... ...Allahtan elemanların ikisi de "Master Tech" yani dağıtsalar da kuZu'yu toparlayacak gibiler. - İyi ... dedim, dağıtın o zaman ... ama kuZu'yu b*k etmeyin, topladığınızda sağından solundan çıtırtı gelmesin., parça felan da artmasın! - Taam kablo tesisatına bakalım, ön göğüs altı tesisata bakalım, vites konsolunun altındaki alıcı'ya da bakalım ... orada da mı sıkıntı yok? Arka koltuğa bakalım o zaman derken ... anammmm! Lan?!? ...sonra mutlu haber geliyor. - Bulduk *****! - Helal ... neredeymiş? - Arka koltuk... - ...... hönk?!? Olay şu ... biliyorsunuz Focus'ta İsofix bağlantısı (kullanacağınız bebek koltuğunun tipine bağlı olarak) müşterinin talebi doğrultusunda (ücretsiz) ayrıca takılıyor. Yani arabaya bebek koltuğu bağlayacaksanız bayinize diyorsunuz ki "Benim XYZ marka koltuğum var, bunun için İsofix takın" bayiniz talep doğrultusunda İsofix koltuk karşılığı getirip aracınıza takıyor, siz de o karşılığa bebek koltuğunu kolayca monte ediyorsunuz. ...buraya kadar sorun yok. Sorun keyless araçta toplam üç tane anahtar okuyucu/algılayıcı olması. Sırası ile arka koltuğun altında, orta konsolun altında ve ön göğüsün içinde üç tane anahtar algılayıcı var ve bunların her birinin (yaklaşık) bir metrelik algılama menzili bulunmakta. Cebinizde anahtar ile bu üç algılayıcıdan her hangi birisinin menziline girdiğinizde kuZu sizi yakalıyor ve "OOoo! abim gelmiş, kapılar!!açılmaya hazır olun ... patron arabaya biniyor" diyor. Arka koltuğa İsofix karşılığını takan eleman koltuğu devirip kilit mekanizmasını monte ederken kaza ile bu algılayıcıların kablosunu katlamış, katlamak ile de yetinmemiş ... isofix'i tam o kat yerinin üzerine denk getirip kabloyu iyice ezmiş. (bkn.yuh!) kablo ezilince doğal olarak sinyal alıcılar arasında sıhhatli şekilde gidip - gelmez olmuş ; yani aracı anahtar'a "sağır" etmiş. Kablonun kat yeri düzeltilip İsofix bağlantısı düzgün şekilde yerine oturtulunca ve ezik bölüm elden geçirilince (bkn.kulaklarımı yıkattım, karşı komşudaki sineği bile duyuyorum) kuZu bir anda düzeldi tabi ... anahtar marşbiyel hizasına yaklaşınca "abimsin, hojgeldin!" demeye başladı. ...Allaha şükür ...şükrediyorum çünkü benim elektrikçilerin kafasına takılmıştı bu mevzu. ViN ile araca yeni anahtar set'i getirtmekten (belki eski set'in içindeki kartlarda bozukluk vardır diye) immobilizer'i komple söküp atmak ve yerine yenisini takmak noktasına kadar gelmişlerdi. (bkn.kafaya takmak) meğer basit bir kablo arızasıymış ... ferahladık yahu Servis indim ... elektrikçiler yok. - Nerde lan bunnar? ara ... ara ... Arka bahçeye çıkmışlar, çay / cigara keyfi yapıyorlar. Suratlarda y****k bir gülücük. Belli ki arızanın nedenini bulunca rahatlamışlar. Ama bende i***k bitmez ki... - Cigaranızı için de gelin ... sıkıntılı bir aracım var. - ...hayırdır? - Sağa sinyal verince radyonun sesi kısılıyormuş... - ...hadi be! Aslında öyle bir şey yok, ama insanları mutsuz etmek hoşuma gidiyor ... (bkn.evet i****m ne olmuş?) - Akşam gerekirse mesaiye kalın, halledin bu işi. Oğlanların suratları allak bullak ... ben de gülmemeye çalışarak arkamı dönüp gidiyorum. muHAHAHA ... yaŞasın kötülük!2 puan
-
50 Dakikalık bir RS hikayesi Bölüm 1 - Ken Block Raj Nair ve Ken, çok gizli fabrikasında gezintiye çıkıyor. Bölüm 2 - Dizayn ve Gelişim Süreci Almanya'da (Köln) tasarım ve çarpışma testleri. Şerife Çelebi ise araç içindeki renkler ve malzemeler hakkında bilgi veriyor. Bölüm 3 - Yollara Düşüyor Mühendisler sürüyor ve tartışıyor. Rakipleri ile kıyaslanıyor. Bölüm 4 - Pist Denemesi Belçika'daki çok gizli pistteyiz, Ken Block ve test şefi sürüyor ayrıca halka tanıtılıyor. Bölüm 5 - BUZZZ Gibi İsveç'te test edilerek performansı arttırmaya çalışıyorlar. Bölüm 6 - Güç Mücadelesi Güç ve üretim. Bölüm 7 - Dikkatli İnceleme Büyük gün, son kontroller. Üretim onayı alacak mı? Alamayacak mı? Bölüm 8 - Final1 puan
-
Advertorial (bir çeşit reklam işte) yapacaz dediler ... bizim pazarlama tarafı ile işi bitirmişler, bana da "Size mail atalım, yazılı cevap verin ... röportaj olur" diye haber yollamışlar. ...piki ... didim Neyse yolladılar soruları, cevap yazdım ... sonra Alo! geldi ... efendim editör sayfanın ortasına resim koymak istiyormuş, röportaj çok uzun olmuş, bu kadar metni kimse okumaz ... yazıyı kısaltalım, resim koyalım demiş. ...koyun mustang'ın resmini ... didim Olmazmış ... işin raconu aracın yanında röportaj veren kişinin resmini basmakmış ... böylece metin okuyucunun kafasında maddi olarak yer edermiş ... öbür türlü "anonim" basın bülteni olurmuş vs.vs. ...hay Allah benim belamı versin be! Neyse ... geldi fotoğrafçı, güleç yüzlü ... neşeli bir kızcağız. Başladık resim çekmeye. Elini oraya koy, başını kaldır, gıdını toparla ... olmadı ... göbeğin sarktı, az sağa dön ... yok kıçın resmi kapattı falan. ...daraldım be! Bir ara isyan ettim - Miss Turkey yarışmasına katılmayacağım yahu ... ne kastın! ...kız demez mi - Hafifsağ yap, omzunu geriye at ... ...aaa! Santim sallamıyor be. Bir süre ve ikibin kadar resim çektikten sonra teşekkür etti gitti kızcağız. Sonra editör deneme'yi gönderdi (bkn.ek) resme bi baktım ... ülen ... ne güzel çıkmışım be! ...ben?!? ...Alalalal?!? ...bu ben miyim? - Yahu ne güzel çıkmışım ...fotoğrafçı epey terletti ama eline sağlık. Editör demez mi... - iyidir arkadaşımız, model ne kadar faul olsa da o bize her zaman iyi poz'lar getirir. ...faul? ben mi? ...yuhhh! ...........şimdi bu lafın üzerine ne denir ki?1 puan
-
Serviste çalışıyoruz ... o zamanki patronum Melih Pekol (kulakları çınlasın, adam gibi adamdır) bizim bir tarafımızdan ter akıtıyor. Almanya'dan teknik servis bülteni gelmiş, 3"kasa araçlardaki M40 (4 silindir - benzinli) motorların triger gergilerini kontrol ediyoruz. Almanya "ortam ısısını göz önüne almadan triger ayarı yapmış olabiliriz, lütfen kontrol!!" diye not yollamış ... belli bir üretim aralığındaki 3"leri çağırıp jet hızı ile gergi paletlerini vs kontrol ediyoruz. İşi hem düzgün hem de hızlı yapmak zorundayız ... yani terliyorsak boşuna değil. Bu arada servisin geri kalanında doğal akış devam ediyor ... Sigara içmek için servisin yan kapısından dışarı çıktığımda gözüm hemen camın yanına kurulu yedek parça ön bankosuna takılıyor ... adamın biri elini - kolunu sallayarak bir şeyler anlatıyor ... adam sinirli! Belli ki yolunda gitmeyen şeyler var, konuşulanları duyamıyor olsam da vücut dili ve yüz ifadeleri yeterince açıklayıcı. ...demek ki müdahale lazım. Yeniden içeri girip bankoya yollanıyorum. Tahminim doğru, bizim ön bankoda çalışan yedek parçacı resmen iş istasyonunun arkasına gizlenmiş ... adam veriyor , veriştiriyor buna. ...olay dahil oluyorum. - Size nasıl yardım edebilirim? Adam dönüp yakamdaki kart'a bakıyor "Servis Delegesi" ...belli ki yetkiliyim. - Bu arkadaş (parmağı ile bizim parçacıyı işaret ediyor) benimle resmen dalga geçiyor! Bizim yedek parçacı bir şeyler söyleyecek ama elimi sallayıp onu susturuyorum, inatlaşmanın gereği yok ki. - Buyrun size çay - kahve ikram edeyim, sorunu bana anlatın ... ben yardımcı olmaya çalışayım. Elemana ve de kendime biraz kave söylüyorum ... adam biraz sakinleşsin diye bekliyor, soruyorum. - Size nasıl yardımcı olabilirim. - Bana parça lazım. - Veririz, sizden mi esirgeyeceğiz. Aracınızın şase numarasını alalım ... stokta varsa hemen teslim ederiz, yoksa da acil getiririz. Adam biraz daha rahatlıyor ... - Parça neydi? - Tavan - Tamam, buluruz ... geçmiş olsun bu arada. Sizde bir şey yok değil mi? Adamın canı hala sıkkın ... - Yok ... diyor, kısaca. Bana yazdırdığı şase numarasını alıp bankoya dönüyorum, eleman kave içerken parça stokta var mı? Hızlıca bakacağım... - Abi ... o araba Cabriolet ... adama bunu söylediğimde direkt arızaya geçti. - Harbiden mi? - Bak ... Bakıyorum ... bizim parçacı zaten şase numarasını alıp araç dökümünü açmış ... ulan! araba harbiden cabriolet be. Adamın yanına geri dönüyorum. - Biraz kafam karıştı ... siz Hard Top'mu istiyorsunuz? (bez tavanın üzerine takılan alüminyum koruyucu kaplama) - Yok ... tavan istiyorum - Tente mi yani? - Yok ... komple tavan. Dayanamıyorum ... - Ne oldu ki tavanınıza - Kaybettim... ..............................................dumur! Adam kave'sini içiyor, üsteliyorum. - Sorunu doğru anlama ve buna göre çare bulma adına üsteliyorum ... tavanınıza ne oldu? - Kaybettim işte... - Şunu bana tam anlatsanıza Allah aşkına....! Olay şu ... abi Almancı, TüV tarihi yaklaşmış bir 320i Cabriolet araç almış kendine. Manitayla birlikte tatile gelmişler ... Edirne'den geçmişler, hava güzel ... bizim eleman tavanı açayım demiş. Demiş ama BMW'de tavan öyle kolay açılmaz. Sağ ve sol güneşliklerin yanında iki küçük kolçak var, önce onları "açık" konuma getireceksin, sonra dikiz aynasının arkasında kocaman bir levye var, onu çekip aşağı indirecek ve çevirip kaldıracak, yani A sütunu üzerindeki kilitleri serbest bırakacaksın. Sonra da el freninin yanındaki tavan düğmesine basacaksın ki tente katlansın ve bagaja girsin. Adam'da aynen böyle yapmış ... ama ufak bir noktayı atlamış. Araç otobanda, sol şeritte ... eleman bunu yaparken 120 - 130 ile gidiyor ... O tavan 30-35km/h de açılması için yapılmış, hadi de ki toleransı var ... 50km/h. Bizim eleman 130 ile giderken tavan düğmesine basınca -BAM- etmiş önce, sonra arabanın ön tarafı savrulmuş ve kocaman bir GÜM ile tavan ... yani tente, makina, spiraller vs. kopup gitmiş. Hani savaş uçaklarında Jettison tahliye (roket koltuğu) vardır ya ... o hesap uçmuş, gitmiş tavan. Yani eleman "kaybettim" derken sallamıyormuş, harbiden kaybetmiş be! - Kopan tavan nerede? - Yolun sağına çektim ama arkadan gelen kamyon ezmiş onu, parça parça etmiş ... bir ton'da küfür yedim (kamyoncudan) doğrudan buraya geldim. Tente, tavan, spiraller, motor .... OoOoOoO ... deli para tutuyor, bizim parçacının hesabına şöyle bir baktım. Yahu o parçalar (zaten stokta yok) Alman plakalı 320iC'nin oradaki (Almanya) bedelinden fazla tutar. ... Elemana bunu söyledim, adamın yüzü daha da düştü tabi. - Ama sizi çaresiz bırakmak olmaz ... gelin size bir branda verelim, arabayı park edip gittiğinizde brandayı çekersiniz üzerine. Almanya'ya döndüğünüzde de ya satarsınız arabayı, ya da hurdacından çıkma tavan bulursunuz. ... ne yapsın adamcağız? Kimseye kızamaz ki (kendisinden başka) tavandaki kilitlerin üzerinde kocaman etiket var ... "35km/h'den yüksek süratte açmayın" diye Sarı/Turuncu yazıyor kocaman (el kitabında da) ...aldı brandayı ... gitti. Yaa ... adam tavanını resmen "kaybetmiş" işte ... olmaz demeyin, oluyor1 puan
-
Fazlası ile velet olduğum ve Galata'da beraber koşturup azıttığım güruh'un etkisi ile telaffuzum bozulduğu gerekçesi ile Pazar okulu'na gitmeme karar verildiğinde 10-11 yaşında falanım. Olay ben sokakta "Muerté" diye bağırıp korsancılık oynarken kopmuş, tabi ben bunu uzun zaman sonra öğrendim ... o ayrı. Ailem genelde Sefayat'ların kullandığı Ladino " https://en.wikipedia.org/wiki/Judaeo-Spanish " diline doğru kaymaya başladığımı görünce müdahale etmek istemiş ... müdahale de Pazar okulu. (bkn. hay bin kunduz!) Ya ne işim var benim okulda? Zaten bütün kış okuldayım falan dediysem de ... nafile! Pazar okulu dediğime bakmayın ... Pazar sabah, Çarşamba akşam ve Cuma akşam olmak üzere üç kere gidiliyor okula ,yani resmen kabus beee ... her bir kur en az 2,2.5 saat ediyor .. yani tam bi ızdırap. Ya yapmayın ya etmeyin ... ıhhh ... dediğim dedik.... yok arkadaş, yırtamıyorum. Muerté be! Mille Muerté!! gidip bi fıçı Aqua de Lişiya (Çamaşır Suyu) içsem yeridir ... ee? Dios Mio! ... Nereye gidicem? Cevap St.Maria!!! Lan! Onlar Katolik be ... neden Alman Kilisesine takılmıyorum? Neymiş efendim Alman Kilisesindeki reverant'a (vaiz) bizimkiler -ayar- oluyormuş ... eee? Siz reverant'a ayar oluyorsunuz diye ben neden Katolik kilisesine gidiyorum ki? Yok mu yakında bi Protestan kilisesi? ...yokmuş. Var mış ama uzakmış, ulaşım dert olurmuş. ...ohh be! Millet evde fosur-fosur ederken ben kalkıp Pazar okulunda sürünücem ... adaletini s******m dünya! Ne kadar cırlasam da hemen o çarşamba aynen götürülüyorum, arada bacağıma kramp giriyor ... karnım ağrıyor ama annem kulağıma bir yapışıyor ki ... oy, oyyy. Biber gibi yanan ve Mr.Spock modeli kulağımla ( bkn.Über mutsuz ) St.Maria'ya adım atıyor, kulağımı annemden alan Rahibe ile birlikte sınıfa "tıpalanıyor" ve iki kocaman saat boyu monoton ses ile teslis ( Testis değil, iyi biliyorum çünkü testis/teslis dil sürmesi nedeni ile fena pataklanmıştım ) doktiririnini dinliyorum. Daha doğrusu bir süre sonra uykuya dalıyor ve ağzımın kenarından salya akıtarak resmen kendimden geçiyorum. ...ya hacı bunlar bozuyor beni bea!!! St.Maria Draperis ufacık ve bakımlı bir kilise, gene de mekan bana ağırlıklar bastırıyor ... daha eşikten geçip merdivenlerden avluya inerken ruhum daralıyor. Ya sev-mi-yo-rum kardeşim ... sevmiyorum işte. ( bkn.sallayan yok ) Rahip Paolo benim gibi kıçını başını oynatan veletlerin kafalarına patlatıyor şaplağı, Rahibeler desen ... onların bir tek döner-uçar tekme atmadıkları eksik ... yahu dayak arsızı olucam ya da beyin sarsıntısı geçirip çişimi tutamaz hale gelicem ... o derece yani. ...nefret ediyorum Pazar Okulundan. Mahallede piç takımı ile azmak varken neden günlerimi St.Maria'da geçiriyorum ki? Sonra beklediğim an geliyor ... Bakire Meryem ve Kutsal doğum geyiği açılıyor. - Ne yani? Onca yıllık evliliklerinde Yusuf bir gün bile Meryem'e elini sürmemiş mi? .......falan-filan - Hiç mi dokunmamış? .......falan-filan - Yani İsa Yusuf'un çocuğu değil ... .......falan-filan - Eee! 4 kardeş deniyor, diğer kardeşler kimden peki? .......falan-filan - Hepsi mi piç? Harbiden mi? İşte olay bu noktada kopuyor ... İsa'ya "piç" demesem belki medeni sınırlar içinde kalacağız ama piç söyleminin son "ç" harfini telaffuz ederken linç ediliyorum ... "!Cabrona" bu hijo de puta'ların elleri de harbiden ağır be kardeşim. Beni resmen E.T formuna sokana kadar hırpalayıp hademe ile eve gönderiyorlar. Bir de not yazılmış ... not anneme veriliyor ( benden arta kalanlar ile birlikte ) ve Pazar okulu serüvenim resmen sona eriyor. Notta -terbiyesiz- ve -uyumsuz- olduğum için istenmediğim yazılmış, bu cono'lar ellerinden gelse beni afaroz edecek ... ne dedim ki? Yani bunca sinir neden? - Ne oldu be? ..babam daralmış ( annem ona notu gösterince ) - İsa piç mi diye sordum? O chinga du madré takımı da beni dövdü be! - Neden öyle dedin ki? Ayıp ama ... - Babası belli değilmiş ... ya ne diyecektim? Mariquita işte... ...babam gülmesini zor engelliyor, annem hala gergin. Ben mi? Kızgınım abicim ... alt tarafı "piç" dedim ya, bu laf için el kadar çocuk pataklanır mı? Hayallerimde hızlıca büyümek ve St.Maria ruhani ekibini ağlatana kadar eskitmek var ( bkn.türk filmlerinden etkilenmek ) - Gel sana anlatayım o mevzuyu, ama bir daha İsa'ya piç demek yok ... tamam mı? - !Si ...bi şaplak daha yiyiyorum kafamın arkasına. Annem hala kızgın ... - Türkçe konuş -mierda- diyor. Gülmeye başlıyoruz, annem önce kaşlarını çatıyor ... sonra o da bize katılıyor. - Galata'dan taşınmamız lazım, hepimizin dili bozuldu yahu ...1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.