Bana Tavan lazım...
Serviste çalışıyoruz ... o zamanki patronum Melih Pekol (kulakları çınlasın, adam gibi adamdır) bizim bir tarafımızdan ter akıtıyor.
Almanya'dan teknik servis bülteni gelmiş, 3"kasa araçlardaki M40 (4 silindir - benzinli) motorların triger gergilerini kontrol ediyoruz. Almanya "ortam ısısını göz önüne almadan triger ayarı yapmış olabiliriz, lütfen kontrol!!" diye not yollamış ... belli bir üretim aralığındaki 3"leri çağırıp jet hızı ile gergi paletlerini vs kontrol ediyoruz. İşi hem düzgün hem de hızlı yapmak zorundayız ... yani terliyorsak boşuna değil.
Bu arada servisin geri kalanında doğal akış devam ediyor ...
Sigara içmek için servisin yan kapısından dışarı çıktığımda gözüm hemen camın yanına kurulu yedek parça ön bankosuna takılıyor ... adamın biri elini - kolunu sallayarak bir şeyler anlatıyor ... adam sinirli! Belli ki yolunda gitmeyen şeyler var, konuşulanları duyamıyor olsam da vücut dili ve yüz ifadeleri yeterince açıklayıcı.
...demek ki müdahale lazım.
Yeniden içeri girip bankoya yollanıyorum. Tahminim doğru, bizim ön bankoda çalışan yedek parçacı resmen iş istasyonunun arkasına gizlenmiş ... adam veriyor , veriştiriyor buna.
...olay dahil oluyorum.
- Size nasıl yardım edebilirim?
Adam dönüp yakamdaki kart'a bakıyor "Servis Delegesi" ...belli ki yetkiliyim.
- Bu arkadaş (parmağı ile bizim parçacıyı işaret ediyor) benimle resmen dalga geçiyor!
Bizim yedek parçacı bir şeyler söyleyecek ama elimi sallayıp onu susturuyorum, inatlaşmanın gereği yok ki.
- Buyrun size çay - kahve ikram edeyim, sorunu bana anlatın ... ben yardımcı olmaya çalışayım.
Elemana ve de kendime biraz kave söylüyorum ... adam biraz sakinleşsin diye bekliyor, soruyorum.
- Size nasıl yardımcı olabilirim.
- Bana parça lazım.
- Veririz, sizden mi esirgeyeceğiz. Aracınızın şase numarasını alalım ... stokta varsa hemen teslim ederiz, yoksa da acil getiririz.
Adam biraz daha rahatlıyor ...
- Parça neydi?
- Tavan
- Tamam, buluruz ... geçmiş olsun bu arada. Sizde bir şey yok değil mi?
Adamın canı hala sıkkın ...
- Yok ... diyor, kısaca.
Bana yazdırdığı şase numarasını alıp bankoya dönüyorum, eleman kave içerken parça stokta var mı? Hızlıca bakacağım...
- Abi ... o araba Cabriolet ... adama bunu söylediğimde direkt arızaya geçti.
- Harbiden mi?
- Bak ...
Bakıyorum ... bizim parçacı zaten şase numarasını alıp araç dökümünü açmış ... ulan! araba harbiden cabriolet be. Adamın yanına geri dönüyorum.
- Biraz kafam karıştı ... siz Hard Top'mu istiyorsunuz? (bez tavanın üzerine takılan alüminyum koruyucu kaplama)
- Yok ... tavan istiyorum
- Tente mi yani?
- Yok ... komple tavan.
Dayanamıyorum ...
- Ne oldu ki tavanınıza
- Kaybettim...
..............................................dumur!
Adam kave'sini içiyor, üsteliyorum.
- Sorunu doğru anlama ve buna göre çare bulma adına üsteliyorum ... tavanınıza ne oldu?
- Kaybettim işte...
- Şunu bana tam anlatsanıza Allah aşkına....!
Olay şu ... abi Almancı, TüV tarihi yaklaşmış bir 320i Cabriolet araç almış kendine. Manitayla birlikte tatile gelmişler ... Edirne'den geçmişler, hava güzel ... bizim eleman tavanı açayım demiş. Demiş ama BMW'de tavan öyle kolay açılmaz. Sağ ve sol güneşliklerin yanında iki küçük kolçak var, önce onları "açık" konuma getireceksin, sonra dikiz aynasının arkasında kocaman bir levye var, onu çekip aşağı indirecek ve çevirip kaldıracak, yani A sütunu üzerindeki kilitleri serbest bırakacaksın. Sonra da el freninin yanındaki tavan düğmesine basacaksın ki tente katlansın ve bagaja girsin.
Adam'da aynen böyle yapmış ... ama ufak bir noktayı atlamış.
Araç otobanda, sol şeritte ... eleman bunu yaparken 120 - 130 ile gidiyor ...
O tavan 30-35km/h de açılması için yapılmış, hadi de ki toleransı var ... 50km/h. Bizim eleman 130 ile giderken tavan düğmesine basınca -BAM- etmiş önce, sonra arabanın ön tarafı savrulmuş ve kocaman bir GÜM ile tavan ... yani tente, makina, spiraller vs. kopup gitmiş.
Hani savaş uçaklarında Jettison tahliye (roket koltuğu) vardır ya ... o hesap uçmuş, gitmiş tavan.
Yani eleman "kaybettim" derken sallamıyormuş, harbiden kaybetmiş be!
- Kopan tavan nerede?
- Yolun sağına çektim ama arkadan gelen kamyon ezmiş onu, parça parça etmiş ... bir ton'da küfür yedim (kamyoncudan) doğrudan buraya geldim.
Tente, tavan, spiraller, motor .... OoOoOoO ... deli para tutuyor, bizim parçacının hesabına şöyle bir baktım. Yahu o parçalar (zaten stokta yok) Alman plakalı 320iC'nin oradaki (Almanya) bedelinden fazla tutar.
... Elemana bunu söyledim, adamın yüzü daha da düştü tabi.
- Ama sizi çaresiz bırakmak olmaz ... gelin size bir branda verelim, arabayı park edip gittiğinizde brandayı çekersiniz üzerine. Almanya'ya döndüğünüzde de ya satarsınız arabayı, ya da hurdacından çıkma tavan bulursunuz.
... ne yapsın adamcağız? Kimseye kızamaz ki (kendisinden başka) tavandaki kilitlerin üzerinde kocaman etiket var ... "35km/h'den yüksek süratte açmayın" diye Sarı/Turuncu yazıyor kocaman (el kitabında da) ...aldı brandayı ... gitti.
Yaa ... adam tavanını resmen "kaybetmiş" işte ... olmaz demeyin, oluyor
- 14
1 Comment
Recommended Comments
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountSign in
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now