Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

10-07-2012 tarihinde, İletiler içinde en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Kennynin son videosunu izleyin
    4 puan
  2. Amerikalı emekli öğretmen 72 yaşındaki Irvin Gordon, 1966 yılında 4 bin 150 dolar ödeyerek satın aldığı arabasıyla 5 milyon kilometre sınırına dayandı. Bugün gazetesinde yer alan habere göre, yaptığı yüksek kilometreyle Guiness Rekorlar Kitabı’na giren Gordon, ''Sürmekten keyif aldığım bir araba'' diye konuştu. 46 yıl önce aldığı arabaya bir yıllık maaşını yatırdığını anlatan Gordon, 10 dolar ek para vererek arabaya radyo da koydurduğunu kaydetti. Yaşlanan arabasının motorunu iki kez elden geçirdiğini belirten Gordon, arabanın büyük ölçüde değişmediğine dikkat çekti. Arabayı daha çok şovlara götürdüğünü kaydeden yaşlı sürücü, ülke içinde geziler de yaptığını ifade ederek yolculuk yapmaya bayıldığını vurguladı. 1966 volvo p1800
    4 puan
  3. Bu inceleme 2011 model Focus III 1.6 Ecoboost Titanium paketli 5 kapı HB araç ile ilgilidir, kendilerini yaklaşık bir aydır tanımaya çalışıyorum, erken izlenimlerim Yakup Çağatay'ın tanıtım yazılarından alıntılarla süslenmiş hali ile aşağıdadır. Son yazmam gerekeni en baştan yazayım da okuma tembelleri sıkıntı çekmesin, Focus'un 3. nesline çok çabuk ısındım, incelemede bu modeli sınıfına ve marka standartlarına göre sürüş keyfi, sürüş konforu, sürüş güvenliği ve performans açısından başarılı buldum ve hedef kitleyi de iyi tanımlamak kaydı ile alınası bir araç olduğu görüşündeyim. Kuşkusuz zaman içerisinde kullanıcı talepleri doğrultusunda iyileştirmeler gerçekleşecek ve bu haliyle dahi çok olgun bir izlenim uyandıran model daha da gelişecektir. Şimdi gelelim okuma meraklılarına yönelik açılıma. TASARIM Modeli incelemeden mutlaka Ford'un hedeflerini de gözetmek lazım. Yeni Focus ile Ford ilk kez dört kıta ve 120 ülkede standart bir modeli tüketicinin beğenisine sunmaya karar verdi. Bu da Kenya'lı ile çinli'nin, Brezilya'lı ile İngiliz'in ve hatta Amerikalının zevklerine hitap edebilecek bir model üretme gerekliliğini beraberinde getiriyordu. Hal böyle olunca uç tasarım öğelerinden uzak, genelde iyi kabul görmüş halefi ve Ford'un diğer modelleri ile ilişkisini koparmayan, herkesin kolayca beğenebileceği, ya da belki daha doğru ifade etmek gerekirse rahatsız olmadan benimseyebileceği bir modelin tasarlanması kaçınılmazdı. Sonuçta ortaya çıkanı hepimiz görüyoruz, nefret eden hemen hiç yok, ama ileriye bir tasarım adımı olarak algılayan ve sırf tasarımı nedeniyle araca hayranlık duyan da pek yok. Aslında yakından incelendiğinde Ford'un kinetik tasarım ilkelerine uyumlu, geniş ön panjur, gösterişli farlar, çamurluklardaki vurgulamayla daha da etkileyici hale gelen yüksek omuz çizgisi, bir-iki santimetre fark ile de olsa eski modelden daha uzun (hem boy, hem dingil mesafesi), daha dar ve daha alçak yapısı ile tasarım dinamik ve oldukça da etkileyici bir görüntü oluşturuyor. Yeni tasarım sürtünme katsayısını da 0,318'den 0,295'e düşürerek %7 oranında azalmasını sağlamış. Bu arada anlamsız tasarım öğeleri de yok değil, öndeki üçgen simetrik yan kör panjurlar (ya da adına ne demek gerekirse), sedanlardaki fazla oynanmış bagaj kapağı yapısı ve sedanın benzin depo kapağı buna birer örnek. Sonuçta tasarım zevk meselesi, bu araçta tasarım çoğu kişi için bir edinme kriteri olmadı ya da olmayacak büyük olasılıkla Kişisel görüşüm: Focus imrendiren bir tasarıma sahip değil, ancak çizgileri yine de ilgi çekici ve aracı özellikle siyah renk ağırbaşlı ve güçlü gösteriyor. Bence sınıfın tasarım şampiyonu hala Astra, dün yan yana durduklarında bunu bir kez daha anladım, ama Focus'a da hayranlıkla olmasa bile beğenerek bakabiliyorum. Tasarım öğelerinden HB'de özellikle beğendiklerim: + Benzin depo kapağının yerleşimi, + Yana doğru uzayan arka stoplar, + Kenardaki sahte panjur üçgenleri bir kenara bırakmak kaydı ile dinamik ön görüntü, özellikle seksi spoyler dudakları İÇ MEKAN Ses sistemi övgüyü hak ediyor. Bir arkadaşım araca bindiğinde "Aaaa Vertu mu yapmış bunu!?" diye hayretini gizleyemedi. Gerçekten Ford yetkilileri de bu sistemin tasarımında cep telefonlarından esinlenildiğini belirtiyor. Sağ tarafta sayısal tuşlar, solda ise kaynak seçim tuşları var. Ortada konumlanmış ses ayar düğmesi aynı zamanda açma kapama işlevini de yerine getiriyor, onun üstünde de beş yollu imleç sistemi var. Cihaz CD üzeriden mp3 çalabildiği gibi torpido gözünde yer alan USB veya 3,5 mm jak girişi ile değişik ses kaynaklarının bağlanmasına izin veriyor. Söz gelimi ben 16 GB'lık bir flash bellek takarak binlerle parça arasından seçim yapıp dinliyorum. Çok güzel! Ses kalitesi fazlası ile yeterli hatta fazla bas ağırlıklı denebilir, sanki subwoofer var gibi çalıyor. Ancak bas, mid, tiz ton ayarları, o da yetmezse değişik seçenekler sunan eşitleyici (equalizer) ile zevkinize uygun bir ses çıktısı almanız mümkün ve HiFi konusunda da oldukça meraklı ve titiz bir kişi olarak detaylı, doğal, keyif veren bir ses verdiğini, sık dinlediğim klasik müzikte bile çok doyurucu olduğunu söyleyebilirim.. Cihazın kullanımı da oldukça işlevsel ve sürüş esnasında dikkat dağıtmıyor. Burada parantez açıp bu tasarımın Sony'den daha iyi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bluetooth üzerinden telefonu da ses sistemine bağlayıp tümüyle ses sistemi üzerinden kullanabiliyor, telefonun rehberine ulaşarak ya da ses sistemi tuşlarından numara çevirerek arama yapabiliyorsunuz. Ayrıca sesli komut sistemi de radyonun pek çok işlevine konuşarak kumanda etme imkanı sunuyor, binenleri çok şaşırtan bir özellik ve sorunsuz çalışıyor (hoş bu Linea'da bile iki sene önce vardı ayrı mesele). Sesli komut sistemi aynı zamanda klimayı kontrol etmek için de kullanılabiliyor. LCD ekranlı çift yönlü otomatik klima sistemi kumandaları ses sisteminin hemen altında ayrı bir bölmede yer alıyor. Görsel olarak şık, kullanım olarak da başarılı bir sistem. Havalandırma mazgalları çok yönlü ayarlanabiliyor, fan sessiz ve güçlü üflüyor ve klima kısa sürede soğutuyor. Isıtmalı ön cam nedeniyle buğu gidermede klimaya pek ihtiyaç kalmıyor. Klimanın hemen altında değişik kontrol düğmelerinin konumlandığı bir alan var, benim aracımda orada ön cam, arka cam ısıtma ve otomatik start/stop sistemi düğmeleri var. Genel görüntüye uyan, ulaşması zor olmayan bir düğme paneli olmuş. Orta konsol asimetrik yerleşimli vites kolu ve hemen solunda yer alan el freni kolu ile devam ediyor. El freninin sıradışı yerleşiminin avantajı belli: Kolçak ve bardaklıklar için iki koltuk arasında geniş bir alan sağlıyor. Ayrıca direksiyona yakınlığı nedeniyle el frenli manevralara meraklılara kolaylık sağlıyor. Dezavantajı ise vites kolunu biraz direksiyondan uzaklaştırması, ancak bu pratikte sorun oluşturmuyor, ben kendimi genelde seyir esnasında sağ dirsek kolçakta, sağ el vites topuzunda ve sol el 9 hizasında direksiyon çatalını üç parmakla tutar vaziyette yakalıyorum, o kadar rahat sürülüyor yani... Titanium harici donanımlarda da vites kolunun yeri değişmiyor, ancak kolçak olmadığından el freni normal yerinde ve vitesin sol yanında küçük bir eşya gözü bulunuyor. İç mekanda tavanda önde ve arkada birer tane olmak üzere LED'li iç aydınlatma üniteleri var, aynı zamanda okuma lambalarını da içeriyorlar, ışıkları güçlü ve göreceli geride, baş hizasında konumlandığı için sürüş esnasında yakılmak zorunda kalınırsa göz almıyor. Ayrıca kapı içi cepleri, açma kolunu, orta bardaklığı aydınlatan loş kırmızı bir LED ışıklandırma var, o da hoş (!), ancak zevk meselesi doğal olarak, beğenmeyenler menüden girip devre dışı bırakabilir. Far ayar düğmesi güzel tasarlanmış, kullanımı kolay, ayrıca güzel bir ayrıntı da yükseklik ayar düğmesinin gömük olması ve basınca çıkması. Böylelikle her yıkatmadan sonra ayarı düzeltmeye gerek kalmıyor. Farlar standart halojen, adaptif falan da değil, Xenon farlar X-paketle birlikte geliyor ve birkaç önemsiz ilave ile bu paketin maliyeti 5000 TL'yi bulduğundan bana cazip gelmedi. Şu haliyle bile farlar gayet yeterli. Gece yağmurda kullanırken dahi sıkıntı çekmedim. Sinyal ve silecek kumanda kolları da çok kaliteli ve kullanışlı. örneğin uzun far devreye girerken çat çat ses yapmıyor, kısa bir dokunma ile değişim gerçekleşiyor. Bu arada silecekler hassasiyeti ayarlanabilen yağmur sensörü ile düzgün tepki vererek çalışıyor, ortadan iki yana açılıyor ve camda silinmemiş nokta bırakmıyor. İşi bittiğinde de mahcup bir hareketle kaputun altına çekilerek aerodinamiyi bozma veya ses üretme gibi olumsuzluklara izin vermiyor, güzel bir detay. Genel anlamda iç mekanda insanı tatmin eden bir kalite hissi var. Hız kontrol sistemi direksiyon göbeğinin solundan, ses açma kapama, telefon açma kapama ve sesle kontrol düğmeleri ise göbeğin sağında yer almış durumda. Sonuçta direksiyon üzerinde toplam yaklaşık 20 hareketli parça ile onun birkaç misli işlevi kontrol ediyorsunuz ki bu belli bir öğrenme ve alışma süreci gerektiriyor. İç mekanda çok sayıda göz var, kapı içi cepleri oldukça geniş, far düğmesinin altında gizli bir göz, kolçak içinde geniş yer, dikiz aynasının hemen üstünde gözlük kılıfı, arka kapı içi cepleri, arka koltukların yanlarında ikişer cep, kolçak önünde iki bardaklık (biri küllüğü de içeriyor) bunlara örnek. çakmak ve küllük kolçağın önünde ulaşılması zor bir yerde ve sürüş esnasında kullanımı ciddi güvenlik açığı oluşturacaktır. Zaten küllük hemen stepnenin yanında ebedi istirihatgahına gitti. Ön koltuklar göreceli sert ve fakat çok rahat, ayrıca yan destekler çok iyi kavrıyor ve virajlarda koltuktan savrulmayı önlüyor. Ayarlanabilir bel desteği de konforu arttırıyor. Ancak beld destek ayar kolları kolçak tarafından kapatıldığı için kullanımı çok kolay değil. Zaten bir kez ayarladıktan sonra çok değişmeyeceği için bu da sorun değil. Arka koltuklar da rahat ancak bacak mesafesi sürücü iri, arkada oturan da iri olunca yetersiz kalabilir. Ancak ben önde, eşim arkada çok rahat sığdık. Yine de uzunluğu artmış bir araçta arka yerleşimin daha rahat olmasını beklerdim, maalesef yatık cam ve geniş ön konsol tasarımına gitmiş kazanılan alan. Bir de arka kafalıklar çıkıkken görüşü azalttığı, inikken de oturanda omuzların arasına basınç uyguladığı için nasıl ayarlayacağımı bilemedim. Uzun yolda arkada birisi oturacak olursa çıkartmaya karar verdim. Aykırı bir diğer özellik de (sanırım tüm yeni modellerde var) kapılar kapandığında B sütünu ile kapı trimi arasında kalan ve parmak girecek genişlikteki mesafe. Bir arkadaş bunu işçiliğin kötülüğüne bağladı mesela, ki alakası yok. Sanırım sürtünebilecek yüzeyleri azaltarak ek sesleri engellemek amacı güdülüyor. Bagaja da değinip motor özelliklerine geçelim. Daha önce de çok konuşuldu, "coupe" benzeri tasarım çizgisi nedeniyle arka oldukça alçak sonlanıyor, bu bagaj yüksekliğini olumsuz etkiliyor, buna bir de tam boy stepneyi ekleyince derinlik ve genişlik olarak yeterli ancak yükseklik olarak yetersiz bir bagaj söz konusu. Bu haliyle çok çocuklu ailelerin yaz tatiline çıkarken lastik tamir kiti alıp stepneyi köpüğü ile birlikte evde bırakması tek çare gibi görünüyor. Yine de çok dramatize edilecek bir durum değil ve zemin halısının altında kalan çok gözlü alan da birçok ıvır zıvırı ortadan kaldırıyor. Muhtemelen 2012 modellerindeki diğer bir iyileştirmede yarım stepne olacaktır. Bagaj kapağında içten tutacak yerler mevcut her iki tarafta ancak yukarıdan aşağıya çekip kendi haline kapanmaya bırakırsanız çok kuvvetli çarpıyor, ortalarda yakalayıp frenlemek gerek. MOTOR ve ŞANZIMAN Motor kaputu ön panelin sol alt yanındaki kolla açılıyor, ve kaputun sağında kolay ulaşılabilen bir kilit mandalı var. Kaput bildiğimiz sabitleyici çubuk ile sabitleniyor, asansörlü sistem henüz(!) yok. Motorun üstü izolasyon malzemesi ile doldurulmuş bir kapak ile örtülü, aynı şekilde altta da sıkıştırılmış elyafa benzer bir maddeden yapılmış kaplama mevcut. Birincisi ses izolasyonu için yararlı iken ikincisi de motorun temiz kalmasına ve aerodinamiğe katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Tüm bakım ve ikmal noktalarına ulaşmak kolay. Bu arada çamurlukların içleri çok etkili bir davlunbaz sistemi ile kaplanmış ve bu davlunbazlar tekerleğin önüne ve yanına doğru birkaç santimetre uzuyor, tuhaf bir görüntü - sanki kesilmesi unutulmuş gibi, ne amaçla yapıldığı konusunda bilgim yok, ama çamurluk içlerini temiz tutmak veya araç altındaki hava akımını düzenlemek gibi varsayımlarda bulunabilirim. Araçta kullanılan EcoBoost motor hafif, komple alüminyum yapısı ile üç önemli teknolojiyi kullanarak verimliliği arttırıyor: merkezi olarak yerleştirilmiş yüksek basınçlı doğrudan enjeksiyon sistemi, düşük ataletli turbo ve çift bağımsız değişken zamanlamalı eksantrik (Ti-VCT). Bu kombinasyon daha büyük hacimli bir motorun güçlü düşük devir torkunu çok daha küçük bir motorun boyutları, ağırlığı ve yakıt ekonomisiyle sunulmasına olanak tanıyor ve dizelle benzinlinin performans avantajlarını birleştiriyor. EcoBoost motor 5700 d/d'da oluşan 180 BG'lik yüksek gücü, çok geniş ve düz bir tork eğrisiyle birleştiriyor ve 1,600-5000 d/d arasında 240 Nm tork sunuyor. Motor ayrıca geçici olarak turbo basıncını yükseltme özelliği ile sollama ya da sıkı hızlanma sırasında 15 saniyeye kadar süreyle 1,900 ile 4,000 d/d arasında torku 270 Nm'ye yükseltebiliyor. Kağıt üstünde böyle, peki gerçek hayatta nasıl? Motor Start/Stop düğmesi ile çok hızlı bir şekilde devreye giriyor ve daha soğukken bile sarsıntısız ve düzenli çalışıyor. Motor sesi özellikle rölantide iç mekana hemen hiç yansımıyor, hatta müzik dinlerken otomatik start/stop sistemi devrede iken motorun durduğunu çoğu zaman göstergelere bakınca fark ediyorsunuz. İlk kalkıştan itibaren ivmelenme güçlü ve istikrarlı. Geniş tork bandı nedeniyle sık vites değiştirmek gerekmiyor, neredeyse 1000 d/d'dan itibaren kesintisiz ivmelenme mümkün, ve bir üst vitese geçtiğinizde gene ideal tork değerleri ile devam ediyorsunuz. Ancak klasik Ford özelliği yine de hissediliyor, emisyon kontrolü adına gaz pedalı hareketlerine hafif (ama gerçekten hafif) bir ataletle cevap alınıyor, ya diğer bir deyişle "arkana tekme yemiş gibi" fırlamıyor. Muhtemelen bu etki nedeniyle daha önce forumlardaki performans meraklısı bazı arkadaşlarımız bu motordaki beygirlerin kalitesi konusunda kuşkuya düşmüşlerdi. Sonuçta bir yarış arabası değil, sportif bir aile arabası söz konusu, ancak bu motorla her şartta kesinlikle çok akıcı, hızlı, keyifli ve konforlu bir sürüş yapmak mümkün. Diğer bir deyişle motor çok ama çok tatmin ediyor. Turbo motorlardaki manifold özelliği nedeniyle kabine yeterince ses gelmemesi ve sportif araç sürüş algısının sağlanamaması yüzünden Ford emme sistemine bir "ses üreticisi" eklemiş, bu seçilen motor frekanslarında sesi güçlendirerek, hoşa giden motor seslerini kabine aktaracak şekilde ayarlanmış. Sistem normal yolculuk sırasında düşük ve konforlu bir gürültü düzeyi sağlarken, hızlanma sırasında hoş, sportif denebilecek bir ses sağlıyor (komik ama etkili). Motoru 115 BG TDCi ile karşılaştırmak gerekirse düşük devirden ivmelenmesi sanki daha bir akıcı, tork ve buna bağlı çekiş ikisinde de benzer, ancak dizelin 3500-4000 d/d'da soluğu tükenirken benzinlide 5500-6000 devire kadar akıcı ve etkili bir hızlanma sağlanıyor, bu benim için önemli bir keyif faktörü 6 ileri şanzıman da motorla mükemmel uyum içerisinde, vites aralıkları gayet iyi seçilmiş; vites yolları oldukça kısa, geçişler çok net ve kolay, sık sık zevkine vites değiştirmek geliyor içinizden. 5 ve 6.vitesler tasarruf vitesi gibi düşünülmüş, 5.viteste 1000 d/d hızı 40, 6.viteste ise yaklaşık 47 km/saat; diğer bir deyişle 3000 d/d ile 6.viteste 140 km/saat üzerinde bir hızınız oluyor. Bu düşük oranlara rağmen üst viteslerde bile güçlü tork nedeniyle ivmelenmede hiçbir zaman eksiklik hissedilmiyor. Maksimum hızı hiç denemedim ama muhtemelen 5.viteste ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Otomatik Start/Stop sistemi araç boşta dururken, frene basıldığında, örneğin trafik ışıklarında, otomatik olarak motoru durduruyor ve sürücü hareket etmek için debriyaja bastığında motoru yeniden çalıştırıyor ve araç dururken harcanan yakıttan tasarruf ediyor, bu miktar benim trafik ve kullanım şartlarımda 0.4 l/100km civarında. Otomatik sart/stopun gerçekleşmesi için akünün dolu, motorun sıcak olması ve klimanın devrede olmaması gerekiyor. İstenmezse konsoldaki düğme vasıtası ile veya debriyajı basılı tutarak sistemi devre dışı bırakmak mümkün. Sistem artık çok hızlı ve güvenli çalışıyor, başta kafasına göre takılıyor ve bazen devreye giriyor bazen girmiyordu, küçük bir araştırma sonrasında aracın sergi alanından şasi kutup başı sıkılmadan çıkarılmış olduğunu fark ettim, sıktıktan sonra her şey normale döndü. Bu sistem gerekli mi derseniz çok kolay cevap veremem, çok hızlı devreye girmesi, biraz ağır dur kalklı trafikte sürekli motorun kapanıp açılmasına neden olabilir, bunu debriyaj yolu ile kontrol etmeye çalışmak da ayrı bir stres konusu. Ayrıca bu kadar sık durdur-çalıştırın uzun vadeli sonuçları konusunda henüz fazla bilgi ve deneyim birikimi de yok. Kısacası aracında bu sistem yok deseler hiç üzülmezdim. Bu arada daha 1000 km yapabildim, hepsi şehir içi, ekonomi odaklı kullandığım da söylenemez, tüketim göstergesi şu anda 7.8 - 8.2 l/100km arasında göstermekte, sanırım ve umarım daha da düşer zamanla. bu haliyle bile bence çok iyi bir değer. Bir-iki kelime de aktif ızgara sistemi üzerine: ön panjurun hemen arkasında radyatöre giden hava akımını kontrol eden bir ızgara sistemi var. Motor soğukken lameller kapanarak hava girişini kesiyor ve ısınma daha hızlı gerçekleşiyor, ısınınca da açılıyor ve radyatör soğutuluyor. Doğal olarak kışın soğuk havalarda bu sistem kapalı kalarak hem hızlı ısınma hem de aerodinamiye olumlu katkı sağlayarak tüketimi düşürüyor (ihmal edilebilecek bir düzeydedir olasılıkla). Antalya'da pek kapalı kalabileceğini de zannetmiyorum bu arada... Gerçekten motor henüz çevre ısısı düşük olmasa bile şaşılacak derecede çabuk ısınıyor ve birkaç dakika içinde start/stop devreye giriyor. Ancak fark ettiğim diğer bir husus da eski aracımın aksine bunda stop ettikten sonra çok daha sık ve uzun süreli fanın çalışmaya devam etmesi, hele ki hava sıcak değilken bunu yapması ilginç. Alttan üstten izolasyonlu motor yazın +35 derecelere bakalım nasıl dayanacak... SüRüŞ öZELLİKLERİ Müthiş, evet aynen öyle, müthiş. Direksiyon sistemi elektronik destekli, direksiyon aktarma oranı kısaltılmış (16:1'den 14.7:1'e), tur sayısı da düşürülmüş (2.6), böylelikle hızla tepki veren bir direksiyon sistemi sağlanmış, elektronik destek motor gücünden çalmadığı gibi hız arttıkça sertleşecek şekilde de programlanmış, park ederken pamuk gibi dönen sistem yüksek hızlarda direnci arttırarak güvenli hale geliyor. Bununla beraber dönüş çapının 10.6'dan 11 m'ye uzadığını da belirtmek gerek, manevralarda biraz sevimsiz bir sürpriz olarak kendini belli ediyor. Gövde yapısında yüksek güçte çelikler %55 oranında kullanılarak gövdenin esnemeye direnci ortalama olarak bir önceki nesilden %47 daha yüksek hale getirilmiş. Burulmaya karşı sertlikte eski modelden %15 daha fazla. Dinamik özellikleri iyileştirmek ve daha sessiz ve yumuşak çalışmayı sağlamak için bağlantı noktalarındaki yerel sertlik %75'e varan oranlarda arttırılmış. Tatlı sert dengelenmiş süspansiyon sistemi ile birleştiğinde tüm bu yapısal değişiklikler adeta ray üzerinde gidiyormuş etkisi ile eğilmeden bükülmeden her türlü virajı hızla dönebilen bir araç çıkarmış ortaya. Virajı görüyorsunuz, direksiyonu kırıyorsunuz ve bir anda viraj geride kalıyor. Şimdiye kadar yardımcı sürüş sistemlerini devreye sokacağım bir durum olmadı, genelde fazla zorlandığında hafif bir burundan kayma meylini hissettim, incelemem devam edecek. Yardımcı sürüş sistemleri demişken fiyakalı listeyi buraya da eklemiş olalım, elektronik denge programı (ESP) şunları içeriyor: * ABS fren sistemi, ayrıca Elektronik Fren Gücü Dağıtımı (EBD) ve Viraj Fren Kontrolü (CBC) * Acil Fren Desteği (EBA), Elektronik Fren ön Hazırlığı (EBP) ve Acil Fren Uyarısı * çekiş Kontrol Sistemi (TCS), Motor çekiş Kontrol Sistemini (ETCS) ve Fren Kilidi Diferansiyeli (BLD) * Hidrolik Arka Dingil Takviyesi (HRB) * Motor Yavaşlatma Tork Kontrolü (EDC) * Dinamik Tork Kontrolü (TVC) * Yokuş Kalkış Desteği Antalya'nın sıcaktan parlamış cam gibi kaygan asfalt yollarında özellikle hızlı kalkışlarda TCS çok etkili, kaydırmadan sağa sola çekmeden hızlanmaya imkan veriyor. Aynı şekilde ESP de aracı çok fazla frenlemeden yola sokacak düzenlemeleri çaktırmadan ve gayet başarılı yapıyor. Ani ağırlık değişimleri iyi tolere ediliyor ve Focus I için ben viraj ustası derdim, bu durumda buna ancak sihirbaz diyebilirim. İki küçük eleştiri ekleyebilirim, ilki Mk.1 ve Mk.2 Focus'lar yolu daha keskin hissettirirdi, direksiyonda milimetrik ayarların sonuçları, yol yüzeyi vb kolay anlaşılırdı. Mk.3 bu konuda biraz daha kibar, yanlış anlaşılmasın etkili, hassas ve hızlı yönlendirme mümkün ama his biraz daha künt işte. Tarifi zor yaşamak lazım, eski Spor Trend'i bu anlamda arıyormusun derseniz kesinlikle hayır, ama fark var, yenisi daha Golfvari... İkincisi süspansiyon ilginç bir progresif yapıya sahip, çok yüksek yük binene kadar çok az yatıyor, ancak yük daha da artınca biraz abartılı bir yatma ya da mesela çok sert frenlemede öne yığılma gözleniyor; bu biraz şaşırtmakla beraber aracın iz sürüş ve frenleme mesafesini kesinlikle olumsuz etkilemiyor. Ne demek istediğimi ESP performansını gösteren videoda anlamak olsaı belki: http://www.euroncap....0b-45b5f4c09b9e Peki konfor ne alemde? Daha önce de yazdığım gibi süspansiyon tatlı sert, küçük engebeleri pek rahatsız etmeyecek düzeyde hissediyorsunuz, genelde iyi emiliyor; büyük kasislerde ve yüksek hızda ise çok başarılı, hem göreceli iyi emiyor hem de kontrolsuz salınımlara izin vermiyor. Genel olarak birlikte gelen Conti Premium Contact 2 215/55-16 lastiklerle süspansiyon iyi bir uyum içinde ve sürüş keyfine kesinlikle olumsuz katkısı yok. Ayrıca kabin gürültüsü de çok makul düzeylerde, lastik gürültüsünü neredeyse hiç almıyor, motor sesi zaten yapay olarak içeri veriliyor, bir tek 90-100 km/saat civarında biraz daha net hissedilmeye başlanan rüzgar sesi olabiliyor ki o da rahatsız edici düzeyde değil. Son olarak iki kelimeyle frenler: çok iyi. önde 30 arkada 27 cm çapında diskler aracı kaymadan, savrulmadan, ve ABS'ye pek nadir ihtiyaç göstererek etkileyici bir şekilde durduryor, fren pedal hissi, sertliği ve yolu da tam kıvamında. Eleştirecek bir şey bulamadım. SONUÇ İşteyken bile biran önce işi bitirip gezmek istiyorum hala, bakın dikkatinizi çekerim eve gitmek değil gezmek, mesela bu akşam eve Burdur-Isparta üzerinden gidesim var. Şimdilik öyle bir şey! Bakalım zamanla heveste azalma, eleştirilerde belirginleşme olacak mı? İzlemeye devam edin.
    1 puan
  4. Hayırlısı olsun sizinle aynı gün aynı saatlerde aynı renk araç teslim alacağız; biri c-max biri focus.
    1 puan
  5. Arabanda sinir edecek birsey yok . Sakin ol
    1 puan
  6. Gün sonu nedir yaaaa :D Borsanın kapanmasını mı bekliyorlar :D Mesai bitti hala bişey yok.
    1 puan
  7. Çok seviyorsan ek parçayı çıkar öyle kullan şehir içinde. Zaten şehir dışında pek dinlenmiyor.
    1 puan
  8. Uygun kablo geldikten sonra uyum sağlmaması için neden yok. Kablodan kontrol tuşlarının elektronik üniteye doğru taşınması gerekir. Tabii 16 GB USB taktığında dizin kontrolu, sıralam falan nasıl olur onu denemek lazım. Ses kalitesi olarak ciddi bir sorun yaratacağını düşünmüyorum. FM Transmitterler bile verimli çalışıyor uygun frekansı bulursa. Zaten araç ortamında kalite konusunda fazla hayal kurmamak lazım. Denemeye değer, çünkü gerçekten USB girişli müzik datası çok kullanışlı.
    1 puan
  9. Evet evet değişen parçası var,stepneyi ince stepne yaptım,göstergeyi de geni,ş ekran yaptım...Birde full boya koruma ve alt koruma yaptırttım....Haa birde radyo gösterge ekranının jelatinini söktüm..Ama marşpiyelerdeki yeşil laylonlar ile klimadaki jelatin duruyor ...Hatta kol dayamanın arkasına fabrikadan yapıştırdıkları ıd tanıtım kağıdı bile duruyor....Bide benim oğlan çişini pet şişeye yaparken paspasa damlatmıştı,paspas temizleyiciyle silmiştim....Hay allah yaaa,değeri düşermi ki aceba...eheheheheüüüüeeeeeee......
    1 puan
  10. hadelen..sahtekar...kimbilir neyi var..satıyon..benzinliyide öyle yaptın ucuyor kacıyor sonra ögrendik 50 tane parçasını garantiden değiştirmişin almam ben focus tırt araba...
    1 puan
  11. sAĞ GÖSTERİP SOL VURMA HUYUMDA VARDIR AMA,BİR BAKARSINIZ ARABAYI SATMIŞIM,O GEREKSİZ DEDİĞİM ÖZELLİKLERİN HEPSİNİ DE İÇEREN YENİ ŞEKER KIRMIZIYI ALIVERMİŞİM..Belli miş olur.....)Dimi Yakup .....(Not bu arada klavyenin büyükte kaldığını farketmemişim,büyük yazdığım yerleride yeniden küçük yazmakla uğraşmak istemedim,öyle kalsın,adminler kızmasın,havamız güzel,focusumuz gıcır olsun )) ehehehehüüüeee......
    1 puan
  12. Kullanimdan kaynaklidir diye dusunuyorum bende daha onceden atmosferik benzinli kullaniyordum hafif gaz dokunuslari yetiyordu ancak turbo dizele gecince ozellikle egimli yerlerde cekisten dusme gaz yememe problemleri yasadim suan ayagim alistigi icin bir sikinti cekmiyorum basta biraz daha fazla gaz verme araci canlandiriyor birde vites gecislerini daha seri yapiyorum eskiye gore.
    1 puan
  13. Biraz devri yüksek tutun alışırsınız kavramaya hafif yukardadır.
    1 puan
  14. Bosch car servislere var enjektör test cihazı.Götürürsün istediğin km.de baktırırsın.
    1 puan
  15. Adam şehrin bir bölümünü kapatmış galiba.. fiestanın 0-100ü 1.8 saniye miymiş Bir de abinin onlarca kez deneyip sonra montajda bu videoyu yaptığı onlarca lastik izinden belli..
    1 puan
  16. İyi bir yönetmen, şovmen ve usta bir "drifter" Gymkhana serisi dışında motor sporlarında anlamlı bir varlık gösteremedi bu arada. Ama bu video serileri gerçekten çok başarılı ve kendine özgü. Ve zavallı Fiesta, hiç bir şeyden çekmedi Ken'in elinden ayağından çektiği kadar. Cenk paylaşım için teşekkürler...
    1 puan
  17. Müthiş bir rasyonalizasyon çabası içinde, sahip olmadıklarını değerden düşürme, sahip olduklarını da laf arasında öne çıkarma (açılır tavan, serin hava falan...) Bora'nın bu renkli halini seviyorum, neşeli ve keyifli oluyor mesajlarını izlemek (Bora lütfen kızma, asla kötü niyetle yazmadım!)
    1 puan
  18. Geri görüş kamerasına gerek yokki,sensörler gayet yeterli ve hassas...Kendi kendine parkettirecek kadar güvenli arka ve ön sensörleri var.....Navigasyon olsada almazdım,portatif navigasyonlar her zaman daha kullanışlı ve güvenlidir.....Bagaj hacmi kişiye göre değişiyor,bence gayet yeterli,devasa bagaj arabanın arka profilini çok bozuyor...İç hacim dersen,birde megana bin istersen,focus 3 salon salamanje gelir sana....C sınıfı Compact bir araba sonuçta,ancak bu kadar olur....Geniş hacim istiyorsan mondeo yada c-max alacaksın..Cüssene göre elbise almak gibi artık araba almakta...Yeni trend bu....Vücut yapına göre araba seçeceksin....
    1 puan
  19. Buarada biraz eski uretim ve oncesi için sanzuman güncellemesi de geldi bu sorunları halledebilir.
    1 puan
  20. Arkadaşlar yardımlarınız için çok teşekkür ederim. Sonunda bugün kararımı verdim peşinatı da verdim aracımı çarşamba günü akşam alacağım. Yiğit bey ve Ferhat beye özellikle teşekkür ediyorum aydınlatıcı bilgileri için. Diğer arkadaşlar da gerçekten çok yardımcı oldu. Model aynı fakat sadece rengini değiştirdim. Beyaz yerine Ay Tozu Grisi almaya karar verdim. Araç şuan boya koruma uygulamasına girdi. Çarşamba akşamına da imzaları atıp aracı bayiden teslim alacağım. Tekrar tekrar çok teşekkürler herkese. Tecrübelerimi sizlerle paylaşacağım. Fotolarımı da tabii. Ayrıca ferhat inan ses gıcıklığı konusunda seninle yarışırım ve hatta geçerim diye düşünüyorum Çok kılımdır bu konuda gerçekten. Neyse çok heyecanlıyım bir an önce çarşamba gelse.......
    1 puan
  21. resimli olarak görebilirmiyiz peki???? yada bi link
    1 puan
  22. Bende bunlara katılmakla beraber şu soğutma sistemine hayran kaldım bu sıcaklarda bile bazen 2. seviyede üşüyorum araba içinde 1. seviyede kullanıyorum 34 38 derecelerde aracı.Önceki focus 2 de 3. üncü sevide soğutuyordu hatta bazen 4. seviyeyi dahi açtığım oluyordu ki focus 3 te daha 4. seviyede çalıştırma ihtiyacı hissetmedim. Birde bu sıcaklarda aracıma binip çalıştırıp klimayı açtığım anda 1 dakika içinde soğutmaya başlıyor araç teşekkürler fordun soğutma mühendislerine
    1 puan
  23. Hangi motor daha fazla dayanır sorusuna cevap vermeden dayanmaktan ne anladığımızı tanımlamamız lazım. Doğru düzgün bakımı yapılan ve arızalanan parçaları değiştirilen motor 1000K km dahi dayanır. Blok değişimini hariç tutmak şartı ile yenilemelerle bu tür ömürleri görürsünüz. Yok hiç arıza çıkarmadan gideceği ömür derseniz genelde üretim öncesi testlerin doğru kullanılmak koşulu ile 300K km hedeflediğini yazabilirim. Bikaç kural: 1. Daha çok yorulan motor daha çabuk arıza yapar (ağır kasa küçük motor) 2. Daha çok ısınan motor daha çabuk yıpranır (bu bakımdan dizeller daha şanslı) 3. Aşırı beslenen motorlar daha çabuk eskir (turbo + kompresör işgüzarlığı mesela) 4. Kullanıcı hatası motoru çabuk eskitir (aşırı devirli kullanma, bakımları aksatma veya ucuza kaçma) 5. İklim ekstremleri motoru yorar (aşırı soğuk, aşırı sıcak, yoğun toz) 6. Yüksek hacim ömrü uzatır Günümüzde çok az ilk kullanıcı motor ömrünün sonuna dek aracını kullanma sabrını gösterdiğinden bu bilgiler ikinci elciler için daha büyük önem taşır. Birkaç örnek: Bir tanıdığımız Istanbul trafiğinde 2008 Golf taksi işletiyor, 6 ay önce bindiğimde kapak açılmadan 600K km yapmıştı (düz benzinli). Başka bir arkadaşım 520 dizel kullanıyor, 3 yaşında 320K km'de sorunsuz. 1998 Mondeo satıldı geçen hafta 285K km'de idi, örnekler uzar gider... Tabii şanssızlık veya ihmal kaynaklı tersi örnekler de sayılabilir. Ben motoru seçerken önce kullanım zevkine ve verimliliğine bakarım, sonra da ömrüne. Umarım beni utandırmaz ama 1.6 EB bu açıdan iyi bir örnek gibi duruyor.
    1 puan
  24. Ne melül melül bakması yahu; her dizel ustası enjektörün daha sesinden anlar sıkıntısı olup olmadığını.Ultrasonik temizlik falan yıllardır uygulanan bir şey. Usta motoru dinler sesini beğenmezse enjektörleri sokar test cihazına takar kimyasal atmasını sağlar zaten işiyorsa hemen belli olur.
    1 puan
  25. http://www.youtube.com/watch?v=AISBvLh9AN0 Ben ni şarkıya sardım mı fena sarıyorum
    1 puan
  26. Anladım bekir abi,bej rengine çok baktım hiç bir yerde olmadığını öğrendim.Hepsiburada da 149 tl taksit imkanı falanda var tabi.Siyah ve gri renkleri var,griye baktım ama çok basit gözüktü gözüme siyah yine her şeye uyumlu tabi bej kadar olmasa da bakalım bende beklemek lazım diyorum ama dayanamazsam siyahı kapabilirim
    1 puan
  27. kavrama organının sertleştiğini nasıl anlıyacağız elleyerek mi...bi sakatlık olmasında....
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.