2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
09-09-2016 tarihinde, Günlük Makaleleri içinde en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
... Türkiye'ye yeni dönmüşüm. BMW'de servis delegeliği yapıyorum, ev tutmuşum (Anadolu Yakasında) ve her gün servise binmekten gına gelmiş. Çalar saat çaldığında kalktın, kalktın ... yoksa toplu taşıma ile işe (Firuzköy) yarım günde gidiyorsun. LAN! Bir akşam üzeri serviste otururken karar verdim. "Bana araba lazım!" ...her gün kullanmayacağım tabi ki, ama oldu ki servis'i kaçırdım. Atla arabaya, işe git. Ya da akşam bir yere uzanacak ... sabahtan araba ile git, akşam ortama ak. Hemen ertesi günü bir yoklama çektim. - Bana şirket aracı verir misiniz? ...vermezlermiş, bi s*kt*r*p gidecekmişim. Lan! ...yahu bir çaycıda şirket aracı yok, bir de bende be. hımmm... ne yapmalı? ne yapmalı? ...çözümü 48 saat kadar sonra buldum. - Madem onlar (BMW) bana araba vermiyor, o zaman ben de kendi arabamı (parası ile...) alırım. Hemen o hafta sonu açık pazara gittim, öğle saatlerinde kaparo vermiş ve aracımı bağlamıştım. nihahoho! 1980 model Mercedes 280SEL (resimdeki SE aama rengi tuttuğu için bu görseli kullandım) benim Merso uçak gemisinden hallice, 100km'de 20 litre felan yakıyor ama her şeyi var. Açılan tavan, elektrikli koltuklar (çalışmıyor) deri döşeme (epey yıpranmış) klima (aslan gibi üflüyor...ama sıcak) elektrikli camlar, merkezi kilit. 80 model kuZu'da yok yok yani Aldım arabayı çektim kapıya, tam ana girişin karşısına. Hemen o gün sormuşlar ... - Personel park alanındaki Mercedes kimin? ...hehehe Millet öğle tatilinde falan gelip ben kuZu ile uğraşırken çene çalıyor. Klima klepelerini tamir edince A/C devreye giriyor. Elektrikli koltuk motoru sağlam, sadece spiral bozulmuş. Spiral alınıp koltuğa takılınca ... tataaaa ... o da aslanlar gibi çalışmaya başlıyor. Cam yıkama motoru kireç ile tıkanmış, yanmış... onu değiştiriyorum, bombaaa! Hemen her gün öğle saatlerinde bir - iki kişi Merso'yu mıncıklıyoruz. Hem de bürolardan görülecek bir yerdeyiz. Bir gün, iki gün ... sonra Personel Müdürü odasına çağırdı beni. - Kaan senin Mersedes'i bizim parka sokma, çok itici duruyor. Eywallah dedim, artık Merso kaldırımda (ana girişin tam önünde) park ediyor. Öğle saatlerinde mıncıklanıyor tabi ki ... bir gün açılırken ses yapan kapı gergisini değiştiriyoruz, bir başka gün motor ayarı yapıyoruz. Yani "operayon taciz!" tam gaz sürüyor. Merso'nun merkezi kilidi "Pnomatik" yani hava ile çalışıyor. Arabanın marşına basmadan kapıları birkaç kez açıp kapatırsanız Westinghouse ünitesi içindeki hava bitiyor ve kapılar açılamıyor (ya da kapanmıyor) ...gülmeyin yahu! 80'lerin ileri teknolojisi bu Kapılardaki hava kaçağını tamir ederken (sistemi söküp kurumuş, bozulmuş contanın yerine silikon çekmeniz yeterli) haber geliyor ... Genel Müdür Yardımcısı beni çağırıyormuş. ...hehehe Gittim tabi (istersen gitme) .. kulakları çınlasın Müşerref hanım direk konuya girdi. - Kaan kapıdaki o ceset ne? - Aaa! Kırıldım şimdi, güzelim Merso'ma "ceset" denir mi hiç? (tabi ki kırılmadım) ...gidip geliyorum efendim, ayağımı yerden kesiyor sonuçta. - Oğlum hiç öyle şey olur mu? Neden BMW almadın? ...para s*ç*y*r gibi mi gözüküyorum? (öyle demedim tabi ki) - Bütçem ancak ona yetti efendim. Baktım patron kaşlarını çatmış ... şebeklik yapayım dedim. - Aslında epey konforlu, aybaşında bir de teyp aldım mı.. çiçek (bkn.ehüe modu!) - Git sat bunu, o "şeyi" kapımın önünden kaldır Kaan. - .... ee .. ben işe nasıl? kem-küm ve de gak-guk? - Sana şirket aracı vereceğiz. Tamam mı? - Taam Tatataaaaa ... Operasyon Taciz başarı ile sonuçlandı (bkn. Mission Accomplished) https://eksisozluk.com/mission-accomplished--161932 Sonra ne mi oldu? Ben 318İS'e binerken Merso Göztepe'de bir galericinin kapısına çekildi. Haftasında satıldı ve Kayseri'ye gelin gitti. Bu hikayeden çıkacak ders : Azim ile s*ç*n taşı deler1 puan
-
... eleman aynı zamanda yolun çaprazındaki köhne otelin de sahibi. 70'li yılların sonunda s*k*r*m havasına girip nesi var nesi yok satmış, savmış ve Bangkok'a taşınmış. Önceleri bizzat o duruyormuş ocağın başında, ama sonradan yetiştirdiği thai'li personeline işi devretmiş. mekan aslında leş gibi, üst kat resmen döküldüğü için hizmete kapatılmış. Ahşap zemin ve duvarlar aşırı nem nedeni ile renk değiştirmiş ama ne gam? Dışarıdaki masalara kurulup geç sabah kahvaltısı (aslında öğle yemeği) götürmeyi, ya da akşam üzeri kendime bir guiness söyleyip muhabbet koymayı seviyorum. Mekan aynı zamanda bin tarakta bez dokumuş ve iki nefes almak için bangkok'a gelmiş tayfanın durak yeri. Burada Endonezyanın teneke madenlerinden gelen mühendisler ile de karşılaşabilirsiniz, tatile geldiği için koca sakalını yeni kesmiş ve hala kulağından Afganistan tozu dökülen paralı askerlerle de. Ön kolunun iç tarafında Air America dövmesi taşıyan moruk ile ... hadi ona Johnny diyelim Old Dutch'ta tanışıyorum. Dövmesini görüp sorunca bana sırıtıyor. https://en.wikipedia.org/wiki/Air_America_(airline) - hala hatırlayan var mı Air America'yı? ...onur duydum ... diyor. tabi ki hatırlıyorum / biliyorum A.A'yı ... bilmemek mümkün mü? Laos ve Kamboçya'da hala afyon yetiştirilip dünyanın Eroin ihtiyacının önemli kısmı bu bölgeden sağlanıyorsa bu ticaretin bir sorumlusu da A.A. Tamam dağ kabilelerine silah veren, onları eğiten ve onların Afyonunu pazarlama işini başlatan CIA ama o afyonu dünyaya taşıyan ve karşılığında silah getiren de A.A ... onları nasıl unuturum? Johnny epey hareketli geçen -çalışma- süresinin sonuna geldiğinde emekli olmuş ve Güney Doğu Asya'ya geri dönüp evlenmiş, yerleşmiş. En büyük kızının okul (üniversite) işleri varmış, o nedenle gelmiş Bangkok'a ... işim bitince köyüme döneceğim, şehir yaşamı bana göre değil ... diyor. Gidip birer Ale kapıp (bir çeşit bira ... herkesin ağız tadına göre değil ama ben severim) şişeyi masanın kenarında açarak ona ikram ediyorum. Dutch personeli öyle yapmamdan nefret ediyor ama biraz old school takılmanın kime ne zararı var ki? - ya sen diyor? sen ne yapacaksın? - emekli olmayı düşünmüyorum, belki bir büro işi bulup çalışırım -sıkılmayacak mısın? ...düşünüyorum. -büyük ihtimal ile sıkılırım ama ne fark ederki? artık göçebe hayatını bırakacağım... Sırıtıp parmağı ile havada küçük bir daire çiziyor. - bizler telefon numarasını çeviren, tüplü televizyon seyreden, emniyet kemeri takmadan araba kullanan nesiliz. Yerleşik düzene geçip dijital çocuklar ile birlikte yaşamayı becerebilecek misin? -bu soruya deneyip ne olduğunu görmeden cevap vermek zor. boşalan Ale şişesini gösterip mırıldanıyor. - bir sonraki tur benden, içersin öyle değil mi? ...kafam onun sorduğu soru ile dolu, başımı sallıyorum. Adam durduk yerde içime kurt düşürdü be! ...yerleşik düzene geçmeyi becerebilecek miyim harbiden? Bu gün o sorunun cevabını biliyor olsam da ihtiyar Johnny ile konuştuğumda ne biçim endişe yapmıştım, hala aklıma geldiğinde midem kasılıyor dersem bilmem inanır mısınız?1 puan
-
...millet soruyor.. - Bu yaz ne yapacaksınız? - Memlekete gidicem ... diye cevap veriyorum fazla detaya girmeden. - Yayla'ya falan mı çıkacaksınız? - Hee ... diyip geçiyorum. Duygu'nun pasaportu alıyorum, şimdilerde de geçerli olan randevu sistemi yeni başlamış. Elçilikten onun için bir randevu alıp zamanı geldiğinde - bana takılsana, bişi yapıcaz ... diyorum, detay'a girmeden. Hatun beni biliyor, napicaz? nedicez? falan diye kasmıyor. İstinye'ye çufçuflayıp kapının karşısında bir yere arabayı park ediyorum. - işte randevu kağıdın, bu da dosyan ... içeri gir, dosyanı vize servisine ver. biraz bekletip seni mülakata çağıracaklar. Türkçe konuşmak istediğini belirt, gerekli evraklar dosyanda var zaten. Fazla bir şey sormazlar, sorarlarsa da tatil için vize istiyorum dersin. - vize'mi alacağım? - evet - bilemediğim bir şey sorarlarsa sana telefon açayım mı? - açamazsın, elçilik duvarının az dışından itibaren Jammer alanı var. Telefonun çalışmayacaktır, illa konuşmamız gerekirse vize görevlisinden rica et beni karasal hat üzerinden arasın. - peki Elçiliğin kapısının karşısındaki café'ye geçip oturuyorum ... bir saat kadar sonra Duygu elinde kargo makbuzu ile kapıda beliriyor. - pasaportu iade etmediler - evet ... kargo ile eve yolluyorlar - vize alıp almadığımı da söylemediler - aldın - nereden biliyorsun? - almamış olsan bana aldım mı diye sormazdın - bilirdim yani - evet - ....peki Pasaport bir hafta kadar sonra geliyor, vize'yi kontrol ediyorum ... cimri p*z*v*nk bir yıllık vermiş. Neyse diyorum, işimizi görür ... sonra uzatırız. On gün kadar sonra sabah kalkıyoruz ... kahvaltıdan sonra taksi ile Kadıköy'e giderken ufaktan mızmızlanıyor. - eminmisin? - ...hıı Duygu'nun söylenmesinin nedeni ayağımızın dibine koyduğum omuz çantası kaynaklı. Ufak çantanın içinde fotoğraf makinesi, birer t-sihrt, çorap, don ve diş fırçaları var ... pasaportlar cebimizde ... hepsi bu. Başka eşyamız yok, bavulumuz yok, kabin içi el bagajımız bile yok. - çantanızı siz mi hazırladınız? - bavulunuzu bir yerde bırakıp göz temasını yitirdiniz mi? ...bu soruları omuz çantasını göstererek cevaplıyorum. - başka eşyamız yok, hepsi bu işte. - bavulunuz yok mu? - yok - ...peki THY'nin comfort koltuklarına kurulup uzun uçuş için hazırlanıyoruz. Ayakkabılar fora, omuz çantası koltuğun altında, kulaklıklar hazır konumda ... 10 kusür saat o koltuklar evimiz olacak. LaX'ta uçaktan ilk inenlerdeniz ... hemen gümrük'e geçiyoruz, bavul yok ... bagaj bekleme yok. Kasmadan gümrük ve göçmenlikten geçip kontrol noktasındaki dijital kameraya poz veriyoruz. - hadi otobüse - O.K Otobüs bizi Terminal 21'e atıyor ... Avis'e dalıyoruz. Bankonun arkasındaki tiplere bakıyorum, hangisi işimi görür? Hangisine yazmam lazım? ... Duygu'ya başımla bekleme bölümünü işaret ediyorum. - Sen uza abi ... Duygu olayı biliyor ve bozuntuya vermeden uzuyor. Mid-Class Sedan book etmişim ve beleş upgrade peşindeyim. Banko elemanlarının bu yetkisi var, biliyorum ve hayvani cazibemi kullanarak upgrade yaptırmayı planlıyorum. ..orta bankodaki hafif chubby filipinli abla'ya yanaşıyorum. Voucher'i gösterip işlemi başlatıyorum, Ford'dan dolayı ek indirimim de var ... onu falan yaptırırken "meslektaş" muhabbeti koyup ufaktan cilveleşiyorum. Çok geçmeden elimdeki anahtarları Duygu'ya sallıyorum. Aslında bir Opel Omega olan Cadillac Seville artık bizim. Hyundai veya benzeri olarak belirtilen mid-class'tan full-size sedan'a yaptığımız bedelsiz geçişin verdiği moral ile arabaya atlıyoruz. L.A'da iki gün kalacağız, en azından plan bu ... daha doğrusu bu elimizdeki tek plan. Türkiye'ye Miami'den döneceğiz ve Seville'yi orada bırakacağım ... yani yolculuğumuz batı kıyısında, L.A'de başlıyor ve doğu kıyısında Miami'de bitecek ... arada ne yapacağız? O belli değil ... zaten işin zevkli kısmı da bu. Vadi'de yer ayırttığım Best Western'e gidip bir duş atıyor, saat farkı ve jet lag'ı atmak için azıcık kestiriyor ... ondan sonra da en yakın J.C.Penny'e gidiyoruz. - bizi üç gün idare edecek kadar şeyler kap, ama bavul alma ... eşyaları arabaya poşet ile koyarız. - O.K ...aynen öyle yapıyoruz. Sonra L.A gezimiz başlıyor. Venice Beach, Rodeo Drive, Film Stüdyoları falan derken iki gün boyu neredeyse hiç durmadan geziyoruz. - Las Vegas'a gidelim mi? Bulvar'da yemek yediğimiz Meksika lokantasında taco grande'ye dalarken soruyorum ... uyar diyor Duygu. Sabah kalkıp doğu'ya doğru yola koyuluyoruz. L.A'nin içinde trafik kötü, ne de olsa Rush Hour denen sabah işe gidiş geyiği orada da var ama banliyö hattını aştığımızda taaaaaaaaa Hoover Barajına kadar yol mis gibi akıyor. - Harita'da Moapa'yı bulsana, ne kadar yolumuz kalmış - o ne? - kızılderili bölgesi ... sarı renkte yazacak - nasıl yazılıyor - mo-a-pa ...yada öyle bir şeydi sanırım - taam Moapa Las Vegas yolu üzerinde reservoir denen eski bir sürgün alanı. Beyaz adam kızılderilileri yeninde onları ölsünler diye çöle sürmüş, orada ikamet etmek zorunda bırakmış. 1970'li yılların sonunda Kızılderililer dava açmış ve reservoirlerin mülkiyetini almış, bu da yetmemiş Amerikan hükümetini bu bölgelerin -yarı bağımsız- olması konusunda da ikna etmiş. Özellikle güney'de hemen her kızılderili bölgesinde ya bir kumarhane vardır (hükümet karışamaz) ya da bir fabrika satış mağazası/seri sonu satış merkezi (bir çoğunda ikisi birden) Moapa'da bunlardan birisi ... hem kumarhanesi var, hem de AVM'si ... işin güzel yanı kızılderili bölgesinde vergi yok. ...yani alış veriş yaparken VAT (Amerikalıların KDV'si) ödenmiyor... İki tane öküz kadar Samsonite alıyoruz ve Duygu mağazadan mağazaya akıyor - Taam, bu kadar yeter ... dediğinde bakıyorum kız kardeşinin henüz planlamaya başladığı çocuğun ilk okul son sınıf'ta giyeceği Hilfiger mont'u bile almış. ...kasmıyorum, eywallah diyorum. Alış veriş tribine girmiş hatun ile kasanın arasına giren erkek ya akılsızdır, ya da Kara Murat'ın soyundan gelen bir korkusuz. ...ikisi de olmadığım için gidip bir bavul daha alıyorum. Seville'nin bagajı büyük, üç XXL Samsonite'yi gayet rahat sığdırıyoruz.. - Tamam mı? - Taam - Huzura erdin mi? - Alış veriş adına evet, ama fena halde kumarım geldi - Günah şehri bir kaç saat uzakta, sık dişini kızım - Eywallah ...devam edecek...1 puan
-
Nevada'nın göbeğinden New Orleans'a menzil yaklaşık 2,000 mil, ben var ya ben uçana beş, kaçana on çakarım deseniz yapacağınız en fazla günde 1,000 mil, o da hız limiti nedeni ile -nah- mümkün... . ... üstelik arada Houston'a uğramak var kafamda. Bunalım Hakan (Buno) Houston'da ikamet ediyor, en azından adamı göreyim istiyorum, yani iki günde ~2,500mil yapacağım. Sonrasında Mardi Gras başlıyor... offf yaaa ... kasar be. Yazık yahu bana! Oysa ben bu yolculuğu 4 - 5 günde ... salına salına yapmayı planlıyordum. Gazlamak da mümkün değil, hız sınırı genelde 45, kimi yerler de ise 35 ... 55'e çıktığı sadece bir kaç nokta var. Yani kaba hesapla 72km/h ile günde 1,000 kilometre yapmaya kalksam bu 13 - 14 saat kesintisiz hem de üç gün üst üste direksiyon başında kalacağım demektir. ... mola yemek vs. eklerseniz uyumak için ayıracağım saatler dışında gelecek 72 saatte Cadillac ile -samimi- olacağız ... olayın en kaba ama aynı zamanda en açık ve gerçekçi tarifi bu. ...kısacası s*çt*k Yapacak bir şey yok, emir demiri keser (kesti de...) tırmandım Seville'nin direksiyonuna, Duygu açtı harita kitabını ... arada bana komut veriyor. - I101'den çıkacaksın, 65. çıkışı kaçırma, !61'e gireceğiz ... sonra 500 mil dümdüz 61'i takip edeceğiz. - Sir , Yes Sir! Arada gazlayayım diyorum ama polisler işi abartmış (ben görmeyeli) ... Bilboard'a ilan vermişler. - Reduce your speed or we will (kabaca ... ayağını gazdan çek, yoksa biz çektiririz!) ...bunu okuyup gazlamak mümkün mü? (Yusuf Mode=ON) O üç gün hakkında söylenecek fazla bir şey yok aslında. Araba kullandım,kullandım,kullandım,kullandım ... yemek yedim, benzin aldım, araba kullandım,kullandım,kullandım, yemek yedim, helaya gittim, benzin aldım ... Duygu eğleniyor. Arada uyuyor, cep telefonunda oyun oynuyor .. arada bana haber veriyor. - İstanbul'da o biçim kar yağıyormuş ...bizim klima açık, güney'e doğru indikçe sıcak daha da artıyor. Ben araba kullanıyorum, kullanıyorum... Buno ve karısı ile yarım gün ve bir akşam geçirdikten sonra yeniden yol ... araba kullanıyorum, kullanıyorum, kullanıyorum. Sonunda New Orleans ... auWWW ... daha önce gelmişim New Orleans'a ama Mardi Gras zamanı ne oluyor bu kent'e? Herkes sokaklarda, özellikle yer bulduğumuz (nasıl yer bulduk? ... inanın fikrim yok, tamamen kısmet.) otelin olduğu Kanal caddesi'ne girmek neredeyse imkansız. Duygu açtı harita kitabiını, New Orleans şehir merkezi sayfasına geldi ... başladı bana yol tarif etmeye. - Amedeus'tan sağa gir ... düz git sonra ilk soldan sap ... ...atıyo... ...pis sallıyo... ...kaybolduk... ...diyorum kendi kendime (sessizce tabi) ama yok! Otelin arka girişine, oto-park kapısına götürdü bizi. Oha! Hatunuma sessiz bir saygı içinde baktım dersem bana inanın. (artık kısmet midir? onu bilmem...) otele yerleşip kendimizi sokağa atıyoruz, millet barları mekanları bitirmiş sokakta dans ediyor, kafa çekiyor. Bütün bir şehir -azgınlık- havasına girer mi? New Orleans girmiş vallahi... TGIF var yakında, dalıp pork ribbon ve gumba istiyorum ... madem güneydeyiz o zaman güneyli adetlerine uymak lazım, öyle değil mi? ...yorgunum ama şehirdeki o aşırı pozitif enerji beni de etkiliyor. Bir ara geçit konvoyuna katılıp boncuk atarken buluyorum kendimi, bir başka aralıkta da sokakta dans ederken. otele nasıl döndük? kendi başımıza gelebildik mi? ...anılar bölük pörçük ama akşamdan kalma ve fecaat bir baş ağrısı ile kalkıyor, biberli domates suyu ve votka içerek güne başlıyorum. Çivi çiviyi söküyor ... - ey New Orleans, biz geldik ... hadi gezelim. - French Quarter'e gidelim... - yakın zaten, gidelim a.q - taam a.q L.A'den çıktığımızdan beri ideal rota ile alakamız olmamış, Amerikanın güneyinde testere ağzı gibi bir iz bırakmışız ( mavi çizgi ideal rota, kırmızı ise bizim yaptığımız ...şey) ...devam edecek1 puan
-
Büyük Kanyon bir millipark, yani orada kafana göre takılamıyorsun. Girişte para ödeyip gişeden geçiyorsun ve hava giderek soğuyor. Leyn ... daha sabah çöl'de terden geberiyordum, şimdi sümüğüm dondu bea. ...Allahtan bizim gibi kazmalar için bir alış-veriş meydanı kurmuşlar. Duygu buzdolabı magnet'i , 1,000 parçalık kanyon yap-boz'u falan kovalarken ben parmaksız eldivenler ve yünlü montlar alıyorum. Artık rahatız ... ... kafanızdaki "büyük" kavramını bir belirleyin önce. Sonra "büyük" dediğiniz şeyi 100 ile (yazı ile yüz) çarpın ... işte büyük kanyon öyle bir şey. Konya vilayeti kadar bir uçurumlar, düzlükler, tepeler bileşkesi. Onu ilk gördüğünüzde ağzınızdan bir ... - hadi be!?! ... kurtuluyor. Duygu'ya alternatifler öneriyorum ... - Helikopter turu var, katılalım mı? - cıK - Balon turu var ... ona ne dersin? - cıK - Askı turu var, o olur mu peki? (küçük balon, paraşüt tesisatı gibi koşum ile balonun altına asılıyorsunuz ... yani altınızda sepet falan yok ... en önde sırtında motor olan kılavuz var .. siz de tespih gibi arkasına takılıyorsunuz, kılavuz arkasındaki 7 - 8 balonu çekiyor ... acaip zevkli bir şey) - o hayatta olmaz - len! sen yüksekten mi korkuyorsun? - ...evet - hadi be - valla - ee? napicez? - IMAX var burada, ona mı gitsek? - canlısı yanıbaşımda dururken sanal tur mu atacağız? - oğlum korkuyom lan yüksekten... - ıHHHH ... peki, IMAX'a gidelim. Akşam yenen güzel yemekten sonra IMAX'a gidiyoruz. Bir jet uçağı ile Kanyon'a dalıyorlar ... kamera bunu manyak detaylı çekmiş, IMAX'ın dev ekranında görüntü fazla gerçekçi ... Duygu'nun midesi bulanıyor ... çıkıyoruz. ...IMAX serüvenimiz 10 dakika falan sürdü Akşam kalın battaniyelere sarınmış durumda şezlong'ta yatar (kaldığımız otelin küçük havuzu ufaktan buzlanıyordu, o derece soğuk ama hava temiz ötesi ... o ayrı) samanyolu'nu seyrederken duygu mırıldanıyor. - 51.bölge ne kadar uzakta? - New Mexico sınırı ... 600 km falan sanırım, belki de 700 - oraya gidelim mi? - uzaylılardan korkmuyormusun? - divanda mı yatmak istiyorsun? - .... evet iyi fikir, 51.bölge'ye gidelim. - sabah çıksak ... - kahvaltı eder uzarız ... uyar mı? - ....uyar. Aynen öyle yapıyoruz. Yolda mola veriyor, kamyoncu lokantasında 18 tekerleklilerin arasına kiralık arabamızı çekip t-bone kemiriyor ve akşam olurken -shady- motel'e çöküyoruz. ...otelin ismi gırgır , ama temiz ... ucuz ve yakında güzel bir yemek mekanı var. Limonlu turta nefis, omlet ağlatıyor ... kahve de güzel ... sabah ünlü black mailbox'a bakma kararı alıyoruz. Adı Black olsa da Groove yakınındaki kutu aslında beyaz ... daha doğrusu bir zamanlar beyazmış. Adet olduğu üzere uzaylı amcalara bir not bırakıyoruz ... - İstanbul'a gelirseniz bize de uğramayı unutmayın, pas geçerseniz kırılırız ... diyoruz. (temsili) ardından ET karayolunu (üzerinden ikide birde uçan daire geçermiş) müzeyi falan geziyoruz. Akşam yemeği yerken Duygu'nun gözü haberlere takılıyor. Spiker New Orleans'ta ki Mardi Gras (Büyük Perhiz kutlamaları) hazırlıklarını anlatıyor. - Aaa .. Mardi Gras başlıyormuş. - ....evet - New Orleans uzak mı? - ...evet - Ama yolumuzun üstü ... dimi? - Sayılır - Gidelim mi? - New Orleans'a mı? - Evet ... - Mardi Gras zamanı otellerde yer yoktur ki, Baton Rouge'ye gidelim daha iyi ... - Sen bi baksana, kesin bi yer bulursun ... - Resepsiyoncu ile kırıştır diyorsun yani? - Ben cigara içmeye dışarı çıkarım... - O kadar istiyorsun yani? - ...hııı - Peki o zaman1 puan
-
...L.A'i terk etmeden önce kaldığım Best Western'in yöneticisine yapışmışım ... Amerika'da Hintliler blok halinde Taksi işletmeciliği ve Otel işindedir. Best Western Valley'in yöneticisi de bir istisna değil ... eleman bir Singh ve beklediğim üzere Las Vegas'ta otellerde çalışan bol miktarda Singh var. - Kumarhanesi olsun ama pahalı olmasın, beni Bellagio'ya falan yollama ... Strip'in ucunda, arkasında olsun ama yeni - temiz ve ucuz olsun. - Aye, Aye Sire .. diyor ve bize SLS'te yer ayırtıyor. Otelin Geceliği 65 dolar (kahvaltı dahil) ..yani biz SinCity'e doğru yol alırken otelimiz belli, odamız belli. Las Vegas'ın en büyük hikayesi -Strip- denen rota. Strip kenti ikiye bölen ve her iki yakasında da otellerin, kumarhane ve gece klüplerinin, barların ve mağazaların yer aldığı bir çeşit cadde. ...strip uzaydan bile gözüküyor. O derece yani ... Ahanda uzaydan çekilmiş Las Vegas resmi ... ...kuzey - güney doğrultusunda dümdüz uzanan ışık çizgisi ünlü -strip- bizim kalacağımız SLS'de strip üzerinde ... kuzey ucunda, az daha ilerlediğin zaman çöle dalıyorsun ama olsun strip'teyiz abijim... Las Vegas'ın olayı şu ... odalar falan gayet lüks, bizim kaldığımız geceliği 65 dolarlık mekan böyle bir şey işte... tavanda "ayna" bile var, masaj yapan duş, banyo'da jakuzi ... arka bahçede tam boy olimpik havuz ... geberene kadar yiyebileceğin açık büfe, o büfenin daha da aşmış! modeli akşam kuruluyor ve adam başı sadece 7 dolar ... oto-park beleş vs.vs. ...tüm hikaye kumarhane de ... Las Vegas'ta önce kumarhane yapılır, sonra onun etrafına otel kurulur derler ... bizim otel'de farklı değil. Gırgırına Mirage ve Bellagio'ya gitmiştik, orada da durum aynıydı. ...Otele giriş yapıyorsun, resepsiyondan asansörlere gitmek için kumarhanenin ortasından geçiyorsun, havuza gideceksin ... asansörden çıkıp gene kumarhaneyi kat ederek cubidibap (suya atlama efekti) yapıyorsun. Tuvaletlere ödül olarak prezervatif veren kollu kumar makinesi koymuşlar ... gerisini siz gözünüzde canlandırın. Odaya yalandan yerleşip iniyoruz kumarhaneye ... ben canlı pokere geçiyorum, duygu'da elektronik kumar aletleri bölgesinde lokasyon tutuyor. ... prensibim var ... belli bir miktar parayı "bu para bana battı..." diyerek ayırırım, o parayı gözden çıkardım ya ... kaybetsem de koymaz. Las Vegas için ayırdığım para 300 dolar, bunun 200'ünü Duygu'ya veriyorum, bana 100 dolar yeter. 10 dolar pot'lu Texas Hold'em masasında 100 dolar yeter de artar bile (huyum değildir, canlı kumarda para kaybetmem ... cidden) Saat 03,00 civarında masa değiştiriyor, 50'lik tezgaha oturuyorum, Duygu iki kere beni ziyaret edip kavımdan fiş çalıyor (parası bitmiş...) sabaha karşı'da uykumuz geldiği için odaya çıkıyoruz. ...sabah (aslında öğleden sonra) yaptığımız kahvaltı sonrasında küçük bir hesap yapıyoruz. 300 dolar tatil bütçesine geri iade ediliyor, Duygu 500-550 falan kaybetmiş ama geceyi onun kayıplarından sonra 250 dolar kazanç ile kapatmışız. Anlayacağınız Strip konaklaması bedavaya gelmiş ... - Bir gece daha kalalım mı? - Olur, ama kumar baydı artık. Akşama kadar havuz kenarında leşlenelim ... sonra çıkıp yemek yer, şov falan seyretmeye gideriz. MGM'de güzel atraksiyonlar oluyor, oraya falan topuklayalım - Taam MGM'de David Copperfield var, arka taraflarda falan oturulursa yer var ve ücret kelle başı 55 dolar ... uyar diyoruz, bilet alıyoruz. Şov 22,00'de başlıyor yani yemek vs. için bolca zaman var. ...yemek yiyip strip'te yaya olarak tur atıyor ve şov zamanı MGM Grand'a gidiyoruz ... revü kızları, ön gösteriler falan derken Copperfield gene döktürüyor. Otele dönerken soruyorum ... - Buradan nereye gideceğiz? Var mı kafanda bi yer? - Büyük Kanyon ne kadar uzakta? - Sonora çölünün diğer tarafı ... 200 kilometre falandır. - Kaç mil yani? - Şimdiden mil hesabına mı geçtin kızım? - çevreye uyum sağlamak lazım ... dimi? - hehe ... 130-140 mil falan. - taam, oraya gidelim - sabah erken kalkıp topuklarız - eywallah ...devam edecek.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.