Aykut Dizdar

Sizin araba bu kadar ağırlıkla ortalama 1 litre fazla yakıyodur

Hep hayalim zombi saldırısında hayata kalmak nerden aldınız.

Survival rehberlerindeki çeşitli bilgileri derleyerek ve 99 depreminde çok ihtiyaç duyduğumuz şeyleri düşünerek bir liste hazırladım. Listeye göre ya yurtdışından sipariş geçtim ya da avcılık dükkanlarından satın aldım. Kendim hazırladım kısacası...

Android M sürümündeki en dikkate değer gelişmelerden biri uygulama yetkilendirme sisteminde olacak. Uygulamalar bundan böyle "installation" esnasında değil herhangi bir yetkiyi tam kullanma anında kullanıcı izni isteyecek. Bu yönüyle Android, iOS'e yaklaşmış oluyor. 

Ayrıca sanki telefonlarımızın batarya ömrü kaplumbağaları kıskandırırmış gibi, telefondan başka USB cihazları şarj edebilme özelliğini kondurmuşlar.

Hareket sensörlerinden gelen bilgiye göre cihazı derin uykuya sokma moduna ise "Doze" demişler.

Benim arabada acil durum çantası var. Malum deprem bölgesinde yaşıyoruz. 

Çantada 2 kişilik çadır, uyku tulumları, battaniye, su, meyve suyu, ağrı kesici, manyetolu radyo ve el feneri, bisküvi, çikolata, fıstık ezmesi, ton balığı, pusula, ilk yardım çantası, portatif kazma-kürek, yağmurluk, pil, çok amaçlı çakı ve bir ton ıvır zıvır daha var.

Teknik olarak feci bir zombi istilasında 7 gün kadar hayatta kalabiliyoruz eşimle birlikte...

Ford'un 2010 yılı basın bülteninden : 

In Europe, Ford currently offers a PowerShift transmission in the Ford Focus. This PowerShift uses a twin wet-clutch system to handle the higher torque levels of the 2.0-liter TDCI engine available in the Focus.

In North America, a dry-clutch derivative of Ford's PowerShift transmission will be used for added efficiency and durability. A dry clutch transmits power and torque through manual transmission clutch facings, while most automatic transmissions utilize wet clutch plates submerged in oil. As a result, the dry-clutch PowerShift transmission does not require an oil pump or torque converter, providing superior mechanical efficiency.

Yani Kuzey Amerika versiyonları kuru, Avrupa versiyonları ıslak tip deniliyor.

Kuzey Amerika'da halen aynı şekilde mi bilemiyorum...

Firmaların aynı üretim bandından çıkan farklı donanım seviyesindeki araçları modüler üretmemelerinin tek sebebi yan sanayiyi beslememek olmalı. Yoksa gider Trend model araç alırım, yan sanayiden multimedya sistemi de taktırırım, otomatik klima da, aktif şehiriçi güvenlik sistemi de. Kimsenin işine gelmez bu durum sanırım.

Bu iş yattı galiba. =)

Eğer yapmaya karar verirsek 1.6 TDCI HB aracımla katılabilirim.

Alpine ya da Pioneer gibi kendini kanıtlamış ürünler varken neden Cyclone ya da Navi*** gibi sadece Türkiye pazarında bilinen ürünleri tercih ediyoruz? Belli bir sebebi var mı?

VW ile olan bariz satış yüzdesi farkı, Ford'un sattığı ürüne biçtiği fiyat için kalite algısı oluşturamadığını gösteriyor. Yani tüketici verdiği paranın karşılığını VW'den aldığını ancak Ford'dan alamadığını düşünüyor. Avrupa piyasası için milliyetçilik yüzdesini hesaba katsak bile doğru PR ve fiyat politikası ihtiyacı çok bariz.

Aşağıdaki parçaların fiyatlarını alabilir miyim?

Araç : 2014 Focus 1.6 TDCI hatchback

Aracınız hb mi sedan mı ? Sedansa Dıştaki stop mu içteki mi ? Hb ise ledli mi normal mi ?

Hatchback normal, resmi tekrar ekliyorum.

Resim acılmıyor da arka sinyal kapagından bahsettiginiz arka stop mudur ya da stop camı ?

Vize başvurusu için Harbiye'de beklerken sanırım reddettiğim dilencilerden biri sinyal camını kırmış.

Focus 3 arka sinyal kapağı var mı tek olarak yoksa komple set mi? Fiyat nedir?

Benim farkında olmadığım şeyleri onlar servis olarak görüp garantiden değişecek parçaları değiştirir mi ? Yoksa çaktırmadan benim üzerime kullanıcı hatası diyip yıkabilir mi?bu konu hakkında açıkçası pek bilgim yok...bilinçli olarak servise gitmek istiyorum...sizler daha tecrübelisiniz

Aracınızda periyodik bakımda değiştirilmesi gereken parçalar dışında değiştirilecek bir şey var idiyse, zaten şimdiye kadar farkederdiniz. =)

Meraklanmayın, yetkili servisler özel servislerden bir miktar daha maliyetli olmalarına rağmen düşündüğünüz ölçüde canınızı sıkmazlar.

Servise 15bin lira verirsem yeni araç alımında 1000lira indirim yapacaklarmış. Şaka gibi.

Bizim millet böyle indirim, avantaj, üyelik sağlayan -bizim bankacılıkta "loyalty" dediğimiz- kartlara bayılıyor. Sebebi 40 matematik sorusundan sadece 6'sına cevap verebilmemiz ile aynı. Hesap bilmiyoruz! Bununla birlikte egomuzu parlatacak en ufak unsuru bile kullanma eğilimimiz var. Çok kredi kartıyla ve limitleriyle övünmek gibi.

Yukarıda bahsi geçen kartın sağlayacağı avantajlar(!); servise, şirkete kazandırılan tutarın veya enflasyon karşısında eriyen değerin yanında devede kulak kalıyor.

Benim aliexpress'ten aldığım geçmeli pedal setinin lastiği (debriyaj) sürekli yerinden çıkıyordu. Bir kaç damla japon yapıştırıcı ile sabitledim. Şimdi de lastiğin üzerindeki kromajlı kısım yerinden çıkıp duruyor. Sanırım onu da lastiğe yapıştıracağım.

Türk furbolunun durumunun, futbolu talep eden kitlenin kalitesiyle ilgisi var bence. Evrim kuralları işliyor, futbol içinde bulunduğu çevreye uyum gösteriyor...

Bence geç bile kalındı. Minnacık telefonlar nerdeyse check-up yapacak, biz otomobiller için "aux girişi var mı yok mu"yu tartışıyoruz hala. Umarım bu tür gelişmeler tüketiciden de azami destek görür.

Volvo, Barselona'da süregiden Mobile World Congress'te, seyir esnasında araç sensörlerinin aldıladığıher türlü dikkate değer bilgiyi bir çeşit bulut sistemine ileten ve bu bilgiden hareketle diğer araç kullanıcılarını yönlendiren bir teknoloji üzerinde çalıştığını duyurdu.

Bu teknoloji sayesinde otoyolda aniden yavaşlamanıza sebep olan bir durum ya da aracın yol tutuşunu dramatik olarak etkileyen herhangi bir unsur bulut sistemine iletilerek arkadan gelen araç kullanıcıları anında uyarılabilecek.

http://techcrunch.com/2015/03/04/volvo-brings-cloud-to-the-car-to-transmit-safety-data-automatically/?ncid=rss

Gerek telefonlar gerek otomobiller duyurulmadan önce, öyle güzel 'fake' fotoğraflar çıkıyor ki, insan "keşke üreticiler bu kişilerle temasa geçip işe alsalar" diye düşünmeden geçemiyor yahu.

Eşdeğer parça ise sorun olmaz ... no name, ya da EC onayı olmayan parça ile giderseniz servisin o parçaya elini sürmeme hakkı var. Aksi durumda size hizmet vermek boynumuzun borcu. Yağ için de aynı şey söz konusu ... onaysız yağ götürürseniz yokuş yapma hakkımız var.

Sonuç : Yanınızda götürdüğünüz parça "düzgün" ise hizmet veririz, zaten Tüketici Haklarının Korunmasına dair kanun nedeni ile aksine davranma hakkımız da yok. Burada temel nokta ilk başta söylediğim gibi parçanın "eşdeğer" kapsamında olması.

Kendi temin ettiğimiz orijinal yedek parça ile yetkili servise gidip periyodik bakım için bu parçaların kullanılmasını talep edersek ne oluyor? Servisten servise yaklaşım değişiyor mu? Bu konuda servislerle tecrübe yaşayan oldu mu?

Silecek cam suyu için bile uyarı var da balatalar için neden yok, diye bir soru geldi aklıma?

Otosan'ın bir üst mercisi var mı?

Ben de merak ettim bunu. Fotoğrafları tekrar yükleme şansınız var mıdır?