2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
27-10-2015 tarihinde, Günlük Makaleleri içinde en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Fazlası ile velet olduğum ve Galata'da beraber koşturup azıttığım güruh'un etkisi ile telaffuzum bozulduğu gerekçesi ile Pazar okulu'na gitmeme karar verildiğinde 10-11 yaşında falanım. Olay ben sokakta "Muerté" diye bağırıp korsancılık oynarken kopmuş, tabi ben bunu uzun zaman sonra öğrendim ... o ayrı. Ailem genelde Sefayat'ların kullandığı Ladino " https://en.wikipedia.org/wiki/Judaeo-Spanish " diline doğru kaymaya başladığımı görünce müdahale etmek istemiş ... müdahale de Pazar okulu. (bkn. hay bin kunduz!) Ya ne işim var benim okulda? Zaten bütün kış okuldayım falan dediysem de ... nafile! Pazar okulu dediğime bakmayın ... Pazar sabah, Çarşamba akşam ve Cuma akşam olmak üzere üç kere gidiliyor okula ,yani resmen kabus beee ... her bir kur en az 2,2.5 saat ediyor .. yani tam bi ızdırap. Ya yapmayın ya etmeyin ... ıhhh ... dediğim dedik.... yok arkadaş, yırtamıyorum. Muerté be! Mille Muerté!! gidip bi fıçı Aqua de Lişiya (Çamaşır Suyu) içsem yeridir ... ee? Dios Mio! ... Nereye gidicem? Cevap St.Maria!!! Lan! Onlar Katolik be ... neden Alman Kilisesine takılmıyorum? Neymiş efendim Alman Kilisesindeki reverant'a (vaiz) bizimkiler -ayar- oluyormuş ... eee? Siz reverant'a ayar oluyorsunuz diye ben neden Katolik kilisesine gidiyorum ki? Yok mu yakında bi Protestan kilisesi? ...yokmuş. Var mış ama uzakmış, ulaşım dert olurmuş. ...ohh be! Millet evde fosur-fosur ederken ben kalkıp Pazar okulunda sürünücem ... adaletini s******m dünya! Ne kadar cırlasam da hemen o çarşamba aynen götürülüyorum, arada bacağıma kramp giriyor ... karnım ağrıyor ama annem kulağıma bir yapışıyor ki ... oy, oyyy. Biber gibi yanan ve Mr.Spock modeli kulağımla ( bkn.Über mutsuz ) St.Maria'ya adım atıyor, kulağımı annemden alan Rahibe ile birlikte sınıfa "tıpalanıyor" ve iki kocaman saat boyu monoton ses ile teslis ( Testis değil, iyi biliyorum çünkü testis/teslis dil sürmesi nedeni ile fena pataklanmıştım ) doktiririnini dinliyorum. Daha doğrusu bir süre sonra uykuya dalıyor ve ağzımın kenarından salya akıtarak resmen kendimden geçiyorum. ...ya hacı bunlar bozuyor beni bea!!! St.Maria Draperis ufacık ve bakımlı bir kilise, gene de mekan bana ağırlıklar bastırıyor ... daha eşikten geçip merdivenlerden avluya inerken ruhum daralıyor. Ya sev-mi-yo-rum kardeşim ... sevmiyorum işte. ( bkn.sallayan yok ) Rahip Paolo benim gibi kıçını başını oynatan veletlerin kafalarına patlatıyor şaplağı, Rahibeler desen ... onların bir tek döner-uçar tekme atmadıkları eksik ... yahu dayak arsızı olucam ya da beyin sarsıntısı geçirip çişimi tutamaz hale gelicem ... o derece yani. ...nefret ediyorum Pazar Okulundan. Mahallede piç takımı ile azmak varken neden günlerimi St.Maria'da geçiriyorum ki? Sonra beklediğim an geliyor ... Bakire Meryem ve Kutsal doğum geyiği açılıyor. - Ne yani? Onca yıllık evliliklerinde Yusuf bir gün bile Meryem'e elini sürmemiş mi? .......falan-filan - Hiç mi dokunmamış? .......falan-filan - Yani İsa Yusuf'un çocuğu değil ... .......falan-filan - Eee! 4 kardeş deniyor, diğer kardeşler kimden peki? .......falan-filan - Hepsi mi piç? Harbiden mi? İşte olay bu noktada kopuyor ... İsa'ya "piç" demesem belki medeni sınırlar içinde kalacağız ama piç söyleminin son "ç" harfini telaffuz ederken linç ediliyorum ... "!Cabrona" bu hijo de puta'ların elleri de harbiden ağır be kardeşim. Beni resmen E.T formuna sokana kadar hırpalayıp hademe ile eve gönderiyorlar. Bir de not yazılmış ... not anneme veriliyor ( benden arta kalanlar ile birlikte ) ve Pazar okulu serüvenim resmen sona eriyor. Notta -terbiyesiz- ve -uyumsuz- olduğum için istenmediğim yazılmış, bu cono'lar ellerinden gelse beni afaroz edecek ... ne dedim ki? Yani bunca sinir neden? - Ne oldu be? ..babam daralmış ( annem ona notu gösterince ) - İsa piç mi diye sordum? O chinga du madré takımı da beni dövdü be! - Neden öyle dedin ki? Ayıp ama ... - Babası belli değilmiş ... ya ne diyecektim? Mariquita işte... ...babam gülmesini zor engelliyor, annem hala gergin. Ben mi? Kızgınım abicim ... alt tarafı "piç" dedim ya, bu laf için el kadar çocuk pataklanır mı? Hayallerimde hızlıca büyümek ve St.Maria ruhani ekibini ağlatana kadar eskitmek var ( bkn.türk filmlerinden etkilenmek ) - Gel sana anlatayım o mevzuyu, ama bir daha İsa'ya piç demek yok ... tamam mı? - !Si ...bi şaplak daha yiyiyorum kafamın arkasına. Annem hala kızgın ... - Türkçe konuş -mierda- diyor. Gülmeye başlıyoruz, annem önce kaşlarını çatıyor ... sonra o da bize katılıyor. - Galata'dan taşınmamız lazım, hepimizin dili bozuldu yahu ...2 puan
-
...geçmiş zaman. Borusan Oto'da çalışıyorum. Bir gün odamda oturmuş kaliteli zaman geçirirken (bkn.tatak çıkarmak) telefonum çaldı. - Ne var? (kibar şekilde telefona cevap vermek) - Gel ... gel ... bunu görmen lazım. BMW'nin bir kısmı -Individual- kapsamında (Individual : Standartlar dışında aracı kafana göre imal ettirmek) Pre-Order (yani Sipariş Et - Bekle) geliyor. Yanlız individual sipariş verirken acaip - über dikkat etmek lazım, yanlış yaparsan kötü kaçıyor ... arka parka gidiyorum ve beni çağıran teslimat ekibi ile buluşuyorum. Hepsi bir 5"kasanın başında toplanmış. - Arabaya bak be! ...bakıyorum ... obareyyy Nasıl anlatılır ki? Araç opak kırmızı, içi de kırmızı ama ... yani tavan döşemesi kırmızı, ön göğüs kırmızı deri, 8 yöne ayarlı ısıtmalı-soğutmalı-dana derisi koltuklar kırmızı, velür taban halısı kırmızı .. ulan göstergelerinin içi bile kırmızı be. Arabaya fil sokmuşsun, sonra da fili uçaksavar ile vurmuşsun ... hayvan arabanın içinde patlamış sanki ... - Eee? Nasıl oluyor bu ya? - Yanlış sipariş - Aha ... s****k - Pish s****k valla Çok geçmeden Gen.Müdürümüze kadar ulaşıyor haber. Müşerref hanım önce arızaya geçiyor, sonra da talimat veriyor. - Bunu hemen satın, kim satarsa ona bonus vericem. ...bilin bakalım arabayı kim satıyor? O sıralar Aksaray esnafı Rus Bavul Ticaretin fena para kaldırıyor. Benim eleman da işe bavul ile başlamış ama çıtayı yukarı çıkarmış. Sermaye eksiği olan rus turistleri kendi pavyonunda çalıştırıyor. Eleman geliyor, bunun mekanda ...işte bir-iki ay çalışıyor, kazandığı para ile alış-veriş yapıyor ve rusya'ya geri dönüyor. Yani kazancını ikiye, üçe katlıyor. Tabi bu işte esas kazanç benim müşterinin ... sonuçta pavyon onun, sermayenin alış-veriş yaptığı dükkan da onun. Abi parayı bulmuş, harcayacak yer arıyor. Ben bunu yakalar ve bırakırmıyım? Aldım elemanı, götürdüm oto-park'a ... kırmızı 5" o kadar iğrenç ki showroom'a koymamışız. Görenin midesi bulanıyor, derinlik algısı bozuluyor. Gösterdim arabayı, ekipman falan on numara aslında ... milimetrik jantlar, über koltuklar, all leather kaplama, Bosé müzik sistemi ... yok oğlu yok yani. Eleman derin bir nefes alıp demez mi... - Aşık oldum lan buna, hem de özel imalat ... dünyada eşi yok ... di mi? Aklımdan "kim alır bu kadar iğrencini? Tabi ki eşi yok!" düşüncesi geçse de ... - Plaka bile takman lazım değil, öyle kupon .. öyle tek bu araba. ...diyorum (bkn.yalan değil ki) Hemen orada, arabanın başında hızlıca bir pazarlık yapıyoruz. İçeri dönüp kimlik kopyasını falan alıyorum, satış fişini düzenleyip imzalatıyorum ve günlük çek alıp hesabı kapatıyorum. Azıcık indirim yapmış, neredeyse arabayı liste fiyatına vermişim. - Ne zaman geleyim? Hızlı bir hesap yapıyorum kafamda - C.tesi gel, teslim edeyim. Eleman gidiyor, ben de satış fişini Müşerref hanıma gösterip havamı attıktan sonra muhasebeye geçiyorum. İşlemleri ilerliyor, plaka çıkıyor, araç PDI'dan geçiyor, temizleniyor ve teslimat bölümüne alınıyor. Her şey yolunda ... Cumartesi bizim eleman geliyor ... üzerine ...nasıl anlatsam? Parlak yeşil / kırmızı ve plastikten bir eşofman giymiş ... ayağında ise sivri burunlu kösele ayakkabılar. Yanında bir hatun ... o da aynı renk ve malzemeden eşofman giymiş, hatunun ayağında (eşofmanın altında) öküz gibi topuklu ayakkabılar, saç - baş yapılı, ağır makyaj falan. Bunlara bakarken gözlerim kamaştı, nefesim kesildi desem bana inanın. - Hazırmıyız? Hazırız tabi ... hatta alın gidin arabayı ... hem de bir an önce. Hep beraber geçtik teslimata, açtım arabayı ... elemanı şoför koltuğuna davet ettim, hatunu da yan koltuğuna oturttum. Ben de başladım açık camdan kontrolleri anlatmaya, elemanın koltuğunu ayarlamaya ... koltuk hafızası ile falan uğraşmaya. Kadın tam o sırada demez mi ... - Ya XYZ bu araba ne kadar b***nmış, kıpkırmızı lan. (kıkırdar) basurlu g*t gibi ... Eleman hiç bir ön hazırlık yapmadan sağ yumruğunu hatuna geçirmez mi ... güm - güm ... iki kere ses geldi hatundan. İlk ses bizim eleman ona yumruk atınca, ikinci güm ise kafasını kapalı kapı camına çakınca. Dondum kaldım tabi ... ne desem ki? ne yapsam? - Yani bir kere hafızaya aldığımda koltuk ayarını değiştirmiş olsam da aynı şekle geri dönüyor di mi? Hatunun burnu kanıyor ufaktan, ağlıyor da ... eleman hiç bir şey olmamış havasında ama benim araba anlatacak halim kalmamış ki... çağırdım teslimatçıları, gidip indirdim hatunu, teslimat bölümündeki kadınlar tuvaletine götürdüm. Kan ve göz yaşı ile karışık akan rimeller felan (ya da ismi neyse) kadıncağızın yüzü post-modern sanat eseri gibi olmuş. Bekledim kapıda, bir süre sonra makyajını silmiş, burnuna da tuvalet kağıdı tıkmış olarak çıktı dışarı. Bizim oğlanlar teslimatı bitirmiş imzaları alıyor olduğundan sessizce beklemek dışında bir işim yok ... yani bir köşeye geçip oturabilirim. Öyle de yaptım ... yaptım ama elemana kızgınım. Yani kadın dövmek olacak iş değil, bunu benim önümde yapmak bana fazlası ile ters, şiddet eylemini Borusan'da yapmak ise iki defa ters. Anlayacağınız epey bir gerginim. Eleman para vermeye kalkınca o kafa ile engelledim tabi. - Aracınızı iyi günlerde kullanın ama bu tür hareketleri hoş karşılamıyoruz ... bahşiş de almıyoruz. - Beğenmediniz mi? (biliyorum parayı kastetmiyor...) - Hayır, beğenmedim ... hem de hiç beğenmedim. (o zamanlar daha müşteri memnuniyeti keşfedilmemiş) Aramızda kavga çıktı, çıkacak ... hatun araya girmez mi... - Aman boş ver XYZ, uyma elin itine ...hadi gidelim "İt" ?!?!?!? ....bunlar çektirip gitsin diye kapıları açtık, eleman ve kan kırmızısı 5" çektirdi gitti. Ben hala bana "it" denmiş olmasının şoku içinde cık-cıklayarak odama döndüm ... masamda bir not. "Aferin" ...notun altında da Malta Adası ile ilgili broşürler. Müşerref hanım sözünü tutmuş, bir haftalık Malta seyahati (iki kişilik) hediye etmiş. Moralim anında düzeldi tabi ... otomotiv hayatım boyunca yaptığım en kötü teslimatı unutmayacak olsam da yalan yok ... kocaman bir sırıtış suratımın ortasına park etti.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.