Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×
  • makale
    80
  • yorum
    248
  • görüntüleme
    22.950

Paris-Dakar


Kaan Yagizer

717 görüntüleme

...adaşım Kaan'ın babası sigortacı, adam yurt dışına toplantıya gitmiş ... dönerken de oğluna sevdiğini bildiği Paris-Dakar rallisinin fırından yeni çıkmış official VHS'sini getirmiş.

- Kaset geldi, annemler h.sonu bir yerlere gidecek ... bizde seyredelim mi yarışı?

...daha önce konuşmuşuz olayı. Yarış videosunu hasretle bekliyoruz ...

- olur

- ama kalabalık takılmayalım,ev acaip dağılıyor ...annem fırça atmasın.

- tamam

...Kaan bir kaç kişiye, daha doğrusu iki kişiye daha haber veriyor (çaktırmadan) Bunalım Hakan, Rauf ve ben akşam Kaan'a gideceğiz ve toplam dört VHS'lik Paris - Dakar'ı seyredeceğiz.

...kimseyi ayıktırmıyoruz. "Akşam bilmemnereye gidelim mi?" diyene bahane uyduruyoruz ve erkenden topuklayıp (ayrı-ayrı) Kaan'ın evine akıyoruz.

Kaan'ların ev Kalamış parkının tam karşısında, girişin üzeri ve de güzel bir mekan. Gidip salona yerleşiyoruz, salonda kocaman oyma ahşaptan acaip zevksiz ama bir o kadar da rahat (hani türk filmlerinde fabrikatörlerin evlerinde demirbaştır ;hatta altın varaklı aslan başı oymaları falan vardır o mobilyalarda ... hulusi kentmen amca puro içip onlarda oturur) TiVi'yi açıyor ve çağın son teknolojisine sahip Philips video oynatıcıya ilk VHS'yi atıyoruz.

...olay aşmış abi.

Resmen ağzımızın kenarından salya akıtarak araçların hazırlanışını (ilk kaset ön hazırlıkları ve yarış takımlarını gösteriyor) seyrediyoruz. Hayaller kuruyoruz, kendimizi o araçların içinde düşlüyoruz.

...bildiğiniz ergen rüyaları işte.

Sonra telefon çalıyor... önce sallamıyoruz. VHS daha ilginç, ama Kaan'ların telefonu kocaman, beyaz ve 1950'li yıllardan falan kalma aşmış bir şey. Elemanlar telefona öyle bir zil koymuşlar ki al onu arabana tak, yolları aç ... ambulans'a tak o trafiği kendisi için açsın. O derece yani.

...öff bee! çekiyoruz. Kaan kalkıp video'yu -pause- ediyor, gidip telefonu açıyor. Biz bekliyoruz ki Kaan yerine yerleşsin.

Kaan telefonda ona söylenenleri bir süre dinliyor, ardından da

- ya bi s*kt*r git be kardeşim ... diye bozuk atıp telefonu kapatıyor.

...yani merak etmemek elde değil.

- hayırdır be?

- ya boş verin, salağın teki aptal aptal konuşuyor işte...

- ha iyi, devam mı abi?

- devam..

-pause* kaldırılıyor ve toz tutucular, şnorkeller, araç önü -ram-'lar dünyasına geri dönüyoruz. Çok geçmeden kaset bitiyor ... ikinci kaset'te Paris'te verilen start ve araçları Afrika'ya geçirecek ferry'e kadar Fransa geçişi var.

- olm bunlar ne ya? aşmış adamlar .... falan muhabbeti yapıyoruz.

Sonra gene telefon çalıyor.

- kesin aynı manyak, olm çok acaip şeyler söylüyor bu lan ... geçin arkadan paralel'den dinleyin.

o zamanlar evde kablosuz ağ falan yok, en baba teknoloji "75'lik kablo ile evin içine hat döşeyip ikinci telefonu bağlamak seviyesinde (bkn.cilalı taş devri) arka tarafa koşuyoruz ... telefonu aynı anda açalım diye Kaan ön taraftan bir - iki - üç çekiyor ve koordineli şekilde telefonu açıyoruz.

...biri konuşuyor telefonda. Sanki iki kişinin kendi arasında sürdürdüğü sohbete katılmış gibiyiz ... telefon hattının ucundaki eleman biz hattı açmadan önce konuşmaya başlamış gibi.

len?!?

" İşte benden, ve miras olarak sana milletleri, mülkün olarak yeryüzünün uçlarını da vereceğim. Onları demir çomakla kıracaksın; bir çömlekçi kabı gibi onları parçalayacaksın "

...biz de başlıyoruz ona laf yetiştirmeye.

- Ne diyon leyn sen sibob!, ağzını yırtarım leyn senin cincozzzz ... falan şeklindeyiz. Dört velet iki telefondan kazıtıyoruz elemana.

... karşı taraftaki eleman bizi santim sallamıyor. Sesi değişmiyor, konuşmayı kesmiyor ve harbiden garip laflar ediyor.

Tırsıp kapatıyoruz telefonu...

Salonda toplanıyoruz ve klasik - ne manyaklar var be abi! - geyiği çeviriyoruz. Kendi adıma konuşayım bir gözüm telefonda, koltukta oturuyorum ama o sayko gene ara mı acep? diye de aklımdan geçiryorum.

- neyse salla, hadi devam edelim.

- tamam

İkinci VHS atılıyor, start hazırlıkları ... ilk bayrak ve Fransa kırsalına doğru akan birbirinden güzel araçların kaydını seyrediyoruz.

... telefon gene çalıyor.

Koşturup düzen alıyoruz ... gene aynı abi.

" Burnunu ve kulaklarını kesip düşürecekler. Ve senden arta kalan kılıçla düşecek. " falan diyor ... leyn? Ne burnu? ne kılıcı? ...

- sen ne diyon be abi? yok mu başka işin? ... falan havasındayız artık.

eleman aynen devam ediyor ... herif bizi santim umursamıyor be abicim.

" Sizi kılıcın kısmeti edeceğim ve hepiniz boğazlanmak için bekleyeceksiniz "

auwww ... ne diyor bu ya?!?

Telefonu kapatıyoruz ama kimsede VHS seyredecek hal kalmamış.

- karnım acıktı... diyor biri, sandviç falan yapmaya başlıyoruz ama kimsede neşe kalmamış. Oturup ekmeğimizi çiğniyoruz sessiz sedasız. Saat 11,00 falan olmuş, aslında devam etsek kasetleri bitiririz ama keyif kaçmış işte.

...gene telefon çalıyor.

Ayaklarımızı sürüyerek telefona gidiyoruz. Abi gene saçma salak konuşuyor ama bizim nefes epey bir kesilmiş, ilk başta olduğu gibi abiye "Ozurukkk" felan diyemiyoruz.

...abi bize kazıtıyor, kazıtıyor ... ve sonra diyor ki.

- Evin karşısındaki telefon klübesindeyim, sizi oradan arıyorum.

...bu defa telefonu o kapatıyor.

Lan?!?

hemen salona koşuyoruz. Kapının önünden bir geliş ve bir gidişlik sokak geçiyor ve sokağın karşı tarafında da sarı telefon klübesi. Onun hemen arkasında diz boyu park duvarı ve duvarın arkasında da Kalamış park'ı...

- Orda mı lan?

- Saniye sürmedi cama koşmam, bir yere gidemez. Oradadır kesin.... falan diyoruz.

Burnumuzu cama yapıştırmışız, kapısı kapalı telefon klübesini seyrediyoruz. Buno'nun Conan damarı kabarıyor.

- Ben gidip bakıcam, hala ordaysa da kafasını gözünü kırarım itin.

- olm yapma ...falan diyoruz (yarım ağızla tabi) Hakan ayakkabılarını giyip çıkıyor dışarı, biz de camdan onu seyrediyoruz. Buno karşı kaldırıma geçiyor, bi duraksıyor sonra klübenin kapısını açıyor ... artık orada ne görüyorsa bir keskin "Ah!" çekiyor ve topuk koyup (arada kesin 100metre rekorunu kırmıştır) eve geri geliyor.

- ne oldu lan?

Hakan'ın yüzü bembeyaz olmuş.

- olm var ya telefon öyle kablonun ucunda dıt-dııt diye sallanıyordu lan, herif harbiden oradaymış olm! ... diyor.

Hassssssss!!!!

...bizim moraller eksi bin beşyüz ... tırsıyoruz ve bir yandan da "nereden sardık kı bu sapığı başımıza?" diyoruz.

Telefon çalıyor (gene)

...abi telefonda ... gene garip şeyler söylüyor ve gene sessizce onu dinliyoruz. Sonra diyor ki ...

- geceyi şefaat dileyerek ve tövbe ederek geçirin, sabahın ilk ışıkları ile gelip canlarınızı alacağım.

anaaa?!?

Kaan tutturuyor ...

- Babamı arayalım, polisi arayalım ...

...ama bizim genel fikir farklı.

- Şimdi bu adam bize kafayı taktı mı?

- Taktı

- Polis bunu alır, az tutar sonra salar ... dimi?

- Evet

- Peki bu elemanın sonradan bize harbiden yazmayacağı ne malum?

- ...değil valla

- Belki bizi tek tek yakalayıp boş anımızda ensemizden bıçaklayacak

- Belki de yamyamdır ... ne belli?

- Yani ne yapacağız?

- Geldiğinde onu biz öldüreceğiz

- Evet

- Bize daha sonra dert olmayacak

- Evet

- Nefsi müdafa deriz ... herifi dilim dilim doğrarız

- Evet

- Ciğerini de yer miyiz?

- Yok ...

- Neden?

- O zaman nefsi müdafa olmaz ki

- Olmaz dimi? Peki ... sadece öldürelim öyle ise.

- Taam

...ne yapacağımıza karar verdiğimiz için hazırlanmaya başlıyoruz. Kaan evin ön ve arka tarafındaki pancurları indiriyor, böylece sokak kapısı tek giriş haline dönüşüyor. Salondaki büyük oymalı koltuğu hol'e taşıyıp deviriyoruz ve o koltuğun arkasına Kaan geçiyor. Elinde babasının çiftesi ve ayağının dibinde de yedek mermiler. Onun hemen yanında Hakan ... Hakan belindeki ekmek bıçağı ve ipi sökülmüş bir buçuk metrelik zıpkın ile silahlı.

Kapıda ise bizler yani Kaan ile Rauf ... bende et satırı var, Rauf ise büyük hindi çatalı ve kocaman bir et bıçağı ile silahlı.

Plan şu ...

Rauf koridorun sağ, ben de sol tarafında olacağız. Rauf yerde yatacak ve ben kapının yanında ayakta bekleyeceğim. Sapık geldiğinde kapıyı açacak ve rauf'un yanına yere yatacağım. Kaan ile Hakan divanın arkasından kalkıp tüfek ve zıpkın ile sapığa ateş açacak. Biz yerde yattığımız için mermi serpintisinden etkilenmeyeceğiz ... Kaan ateş ettiğinde kalkıp satır ve bıçak ile sapığa saldıracağız ve henüz ölmediyse onu et sote kıvamına getirene kadar keseceğiz.

- Anlaştık mı?

- Hee...

- Hapse girmeyiz dimi?

- Yok lan, yaşımız küçük ... nefsi savunma var, korktuk daldık *bn*'ye deriz.

- Taam

...başlıyoruz beklemeye. Herif sabah dedi ama belki daha erken gelir hesabı sıra ile kulağımız kapıda, gözümüz kapı periskobunda bekliyoruz. Nöbeti biten diğerini kaldırıyor.

- Şişt...şişt lan

Nöbetçi Rauf ... saat 06,30 falan ... Rauf fısıldıyor.

- Geliyor, otomata bastı. Ayak seslerini duyuyorum.

Hemen pozisyon alıyoruz. Kapı koluna elimi atıp Hakan ile Kaan'a bakıyorum. Kaan çiftenin emniyetini düşürüyor, Hakan zıpkının lastiğini geriyor ve ben bekliyorum.

...elemanın mermer zemindeki ayak seslerini duyuyorum ... sonra da onun kapı'ya bir şeyler yaptığı, aramızdaki bir kaç santimlik kapının az ötesinde haşır-huşur eden şeyler ile uğraştığını duyuyorum.

Bizim elemanlara bakıp elimle işaret ediyorum, kapıyı ardına kadar açıyor ve yüzü koyun yere atıyorum kendimi.

- Ananı s*kt*m lan p*şt diye bağırıyor Hakan, Kaan ise sadece "Arghhhh" falan diye bağırıyor. Ama silah sesi gelmiyor ... azıcık başımı kaldırıyorum. Bir çift ayakkabı başımın az ötesinde, eee? Niye ateş etmedi ki bunlar?

Yuvarlanıp duvara yapışıyor ve kapıdaki elemana bakıyorum ... adamın kolunda sepet ... sepette ise ekmek, gazete falan var. Adam elinde süt şişesi ve plastik poşet ile donup kalmış. Demek o duyduğum haşır - huşur buydu. Kapıcı sokak kapısının koluna poşet takıyordu diye geçiriyorum aklımdan. Kaan bize sesleniyor...

- Dalmayın, bu bizim kapıcı. Rauf ....

- Evet?

- Kapat

Rauf yattığı yerden uzanıp kapıya abanıyor ve sokak kapısı kapanıyor.

- Ulan az daha harcıyorduk kapıcıyı ... ehehehe ... falan yapıyoruz.

...adam resmen gitti geldi ya, göçüp gitmiş atalarının elini öpüp yaşayanlar dünyasına geri geldi bile denebilir. O derece yani....

Dakikalar sonra -çat- die bir ses geliyor ... kapıya bakıyoruz. Poşet ve süt şişesi yerde, şişe kırılmış ... yer süt içinde ama kapıcı yok, gitmiş ...

...biraz daha bekliyoruz ama belli ki sapık gelmeyecek. Yorgunuz zaten ... s*kt*r et diyip evlerimize dağılıyor ama önce Kaan'ın salonu topluyoruz.

Meğer şöyle olmuş.

...Rauf'un manita Kaan'larda toplanıp VHS seyredeceğimizi biliyormuş (Rauf söylemiş) muhabbet edilirken o da bizim aslında ne yaptığımızı ağzından kaçırmış. Arkadaşlar da gaza gelmiş...

- Vay! Bizi ekerler ha?

...intikam için böyle bir tezgah kurmuşlar. Gidip telefonu boşa sallandırmışlar, teyp'e tevrattan parçalar okuyup telefonu hoparlör'e yaklaştırıp o kaydı bize dinletmişler ve de biz telefonda inleyip ağladıkça altlarına işeyene kadar da eğlenmişler.

Anlayacağınız pish tezgaha gelmişiz.

Sonuç : Hafta arası başka bir evde bu defa 20 kişi seyrettik Paris - Dakar'ı ... intikam konusuna gelince, intikam alındı tabi.

Kapıcı ne oldu derseniz? Adam Kaan'ı babasına şikayet etmiş, Peder bey'de Kaan'ı bir güzel dövmüş ... ama tabi hikayenin bu kısmı bizi ilgilendirmiyor. Öyle deil mi?

...peki ya sizin "intikam" ne oldu? diyen çıkacaktır ... alındı tabi :) ama bu başka bir hikaye.

1 Yorum


Recommended Comments

Of ya böle itlik yapıp aynı evde toplanıp birbirimize olum gelin varmış biliyonmu hikayelerini anlatıp altımıza kadar yapıcak şekilde korktuğumuz wc ye gidemediğimiz geldi aklıma ya...Sagol baba çok güzeldi belki bu gelin hikayesini anlatırım bende..

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.