Yollarda Mobil Radar Dönemi

[Özer Öztürk]

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), trafikte önemli bir düzenlemeyi hayata geçiriyor.

Radar araçlarına benzin kısıtlaması kaldırılırken 600 araç trafiğe çıkacak. Trafik kazalarına karşı MOBESE'ler 24 saat açık tutulacak. Böylece radarla gün boyunca trafik kontrolü yapılacak. Ayrıca seyyar radar levhaları da karayollarından kaldırılıyor. 

Zaman gazetesinin haberine göre, kameralar sayesinde trafik akışlarını takip altına alan polis, yeni bir uygulamayı daha hayata geçiriyor. Bu kapsamda hazırlanan taslak geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Muammer Güler'e sunuldu. Güler'in onayının ardından alınan kararlar ilgili birimlere gönderildi. Çalışmada öncelikle hız kaynaklı kazaların önüne geçilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda da hız ve emniyet kemeri denetimlerine ağırlık verilecek. Türkiye genelinde trafiğin yoğun olduğu bölgelerdeki radar araçlarının sayısı 2 katına çıkarılacak. Araçlar, 24 saat esasına göre sabit ve seyir halinde hız denetimi yaparken bu araçlara uygulanan yakıt kısıtlaması da ortadan kaldırılacak. Ayrıca sürücülerin daha dikkatli araç kullanmaları için karayollarına asılan seyyar radar levhaları da kaldırılacak. Yeni düzenlemeyle, denetimlerin yüzde 50'si durdurularak yapılırken yüzde 50'sinde plakaya ceza kesilecek. 81 ilde kurulu olan Kent Güvenliği Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarıyla trafik akışı 24 saat takip altında tutulacak. MOBESE kameraları üzerinden de sürücülere ceza uygulanacak. Emniyet kemeri takmayan ve ön koltuğa çocuk oturtan sürücülere ceza yazılarak adreslerine gönderilecek. 

KAMYON VE OTOBÜSLERE SIKI DENETİM

Öte yandan trafik akışını tehlikeye sokan kamyon ve otobüs şoförlerine yönelik de önemli adımlar atılacak. Bu doğrultuda kamyon ve otobüslerin, Yol Kenarı Ortak Denetim İstasyonları'nda 24 saat denetim ve kontrolleri yapılacak. Uykusuz, alkollü veya ehliyetsiz olduğu belirlenen şoförler anında araçtan indirilerek yerine başka bir sürücünün geçmesi sağlanacak. Araçların hız limitlerini gösteren takograflar da uzman ekipler tarafından kontrol edilecek. Belirlenen hız limitinin üzerinde araç kullanan sürücülere ve araçlara yüksek oranda ceza kesilecek.

Yeni uygulamanın birkaç gün içerisinde devreye gireceğini belirten kaynaklar, burada temel amacın vatandaşların huzur ve güven içinde yolculuklarını yapması olduğunu kaydetti. Uzmanlar, sürücüleri trafik kurallarına uymaları konusunda uyararak şu bilgileri verdi: "Yeni düzenleme ile MOBESE'ler üzerinden ceza kesilecek. Artık sadece aşırı hız değil emniyet kemeri takmayan kişiler de kontrol edilecek. Görüntülerde kemer takmadığı belirlenen kişilerin plakalarına anında ceza kesilecek. Ayrıca çocukların ön koltuğa ya da sürücülerin kucaklarına alınmalarına da ciddi yaptırımlar getireceğiz."

Kaynak: Zaman

[Cem Boneval]

...........!?

Cendere giderek daralıyor.

Uzun yol keyfi giderek azalıyor.

Artık biraz keyif için dağlara kaçacağız.

Mevzuat baskın radara izin vermiyordu, demek artık limitsiz denetim izini çıkacak.

En büyük sorun şehirlerarası yollardaki önemsiz yerleşim birimleri, in cin top oynar ama hız sınırı 50'dir.

Hiç hız meraklısı değilim ama böyle bir baskı da sevimsiz. 

[Engin Uzunoğlu]

Genel anlamda iyi bir şey aslında ama uygulama tuzaklama ve para toplama amaçlı olduğu için can sıkıcı geliyor bana. Ben trafiği düzenlemek gibi bir dertleri olduğuna inanamıyorum nedense. Yollarda biraz dolaşıp makasçıları toplasalar, uygun olmayan ağır vasıtaları durdursalar gerçekten işe yarardı. Ama bunun için trafikte dolaşmaları ve etkin olmaları lazım. Şehirler arası yolları duble yapıp burası yerleşim yeri diye 50km hız sınırı koymak saçmalık. E geçirme köyün kasabanın içinden yolu banane. Küçük yerler hem yol içlerinden geçsin isterler, ardından ana yol üstüne 50metrede bir trafik lambası koyarlar. Bir geldiğimde bir daha enayilik edip gitmeye kalkarsam Antalya-Alanya arasındaki ışık/kavşak adedini sayacağım.   

@Özer Öztürk,

 

Özer bey sık sık gazete alıntısı şeklinde konular açıyorsunuz. Güzel paylaşımlar oluyor fakat kaynak belirtseniz dahi bu yasak diye biliyorum. Yani gazete uğraşmaya karar verirse / sizi bulursa hatalı duruma düşüyorsunuz. Daha önce bir kaç yerde Yakup'da bahsetmişti sanıyorum. Bilgi olarak söylemiş olayım.  

[Cem Boneval]

Özer bey sık sık gazete alıntısı şeklinde konular açıyorsunuz. Güzel paylaşımlar oluyor fakat kaynak belirtseniz dahi bu yasak diye biliyorum. Yani gazete uğraşmaya karar verirse / sizi bulursa hatalı duruma düşüyorsunuz. Daha önce bir kaç yerde Yakup'da bahsetmişti sanıyorum. Bilgi olarak söylemiş olayım.  

Telif hakkı bulunan yazılar tümü ile alıntılanmaz ve kaynak adres bağlantısı konulursa suç olmuyor diye biliyorum.

Mart 14, 2013 Cem Boneval tarafından düzenlendi

[Özer Öztürk]

Genel anlamda iyi bir şey aslında ama uygulama tuzaklama ve para toplama amaçlı olduğu için can sıkıcı geliyor bana. Ben trafiği düzenlemek gibi bir dertleri olduğuna inanamıyorum nedense. Yollarda biraz dolaşıp makasçıları toplasalar, uygun olmayan ağır vasıtaları durdursalar gerçekten işe yarardı. Ama bunun için trafikte dolaşmaları ve etkin olmaları lazım. Şehirler arası yolları duble yapıp burası yerleşim yeri diye 50km hız sınırı koymak saçmalık. E geçirme köyün kasabanın içinden yolu banane. Küçük yerler hem yol içlerinden geçsin isterler, ardından ana yol üstüne 50metrede bir trafik lambası koyarlar. Bir geldiğimde bir daha enayilik edip gitmeye kalkarsam Antalya-Alanya arasındaki ışık/kavşak adedini sayacağım.   

@Özer Öztürk,

 

Özer bey sık sık gazete alıntısı şeklinde konular açıyorsunuz. Güzel paylaşımlar oluyor fakat kaynak belirtseniz dahi bu yasak diye biliyorum. Yani gazete uğraşmaya karar verirse / sizi bulursa hatalı duruma düşüyorsunuz. Daha önce bir kaç yerde Yakup'da bahsetmişti sanıyorum. Bilgi olarak söylemiş olayım.  

 

Ben bunu Hürriyet gazetesinden aldım. Onlar da Zaman'dan almış. Bu konu devlet idaresi tarafından yayınlanmış bir açıklamanın haber haline getirilmiş halidir. O nedenle hiçbir gazete veya kişinin tasarrufunda olamaz. (yayılması, kopyalanması, adına ne derseniz) 

 

Ayrıca başta Hürriyet, Sabah gibi bu konuda (telif) hassas olan yayınların  HABER, YORUM, KÖŞE YAZISI vs gibi telifi kendilerine ait olan yazılarında COPY/kopyala komutu (hatta seçme işlemi) çalışmaz. İsterseniz bunların köşe yazılarından birini açıp kopyalamayı deneyin.

 

O nedenle benim aktardığım paylaşımlar kamuya açıktır, kimsenin malı değildir. 

[yusuf terzi]

bazı bölünmüş yollarda 10 km. de bir radar yeri var. hatta limitin 90 olduğu yerde bekleyen radar gördüm. artık bölünmüş yollarda 91 e, çift yönlülerde 80 e  sabitliyorum. inanın insan alışıyor. bu hızlar bile çok geliyor. kesinlikle tavsiye ediyorum.

 

birde 80 üzeri seyreden uzun araçlara yüklü cezalar yerine hapis cezası getirilmesi taraftarıyım. fren tutmayacağını bile bile ağır araçla 90-100 km hız yapanlara hala gözyuman trafik insafa gelmeye başlamış hele şükür.

[Özer Öztürk]

Telif hakkı bulunan yazıl tümü ile alıntılanmaz ve kaynak adres bağlantısı konulursa suç olmuyor diye biliyorum.

 

Ben bunu Hürriyet gazetesinden aldım. Onlar da Zaman'dan almış. Bu konu devlet idaresi tarafından yayınlanmış bir açıklamanın haber haline getirilmiş halidir. O nedenle hiçbir gazete veya kişinin tasarrufunda olamaz. (yayılması, kopyalanması, adına ne derseniz) 

 

Ayrıca başta Hürriyet, Sabah gibi bu konuda (telif) hassas olan yayınların  HABER, YORUM, KÖŞE YAZISI vs gibi telifi kendilerine ait olan yazılarında COPY/kopyala komutu (hatta seçme işlemi) çalışmaz. İsterseniz bunların köşe yazılarından birini açıp kopyalamayı deneyin.

 

O nedenle benim aktardığım paylaşımlar kamuya açıktır, kimsenin malı değildir. 

[Ozan Kar]

Ben bunu Hürriyet gazetesinden aldım. Onlar da Zaman'dan almış. Bu konu devlet idaresi tarafından yayınlanmış bir açıklamanın haber haline getirilmiş halidir. O nedenle hiçbir gazete veya kişinin tasarrufunda olamaz. (yayılması, kopyalanması, adına ne derseniz) 

 

Ayrıca başta Hürriyet, Sabah gibi bu konuda (telif) hassas olan yayınların  HABER, YORUM, KÖŞE YAZISI vs gibi telifi kendilerine ait olan yazılarında COPY/kopyala komutu (hatta seçme işlemi) çalışmaz. İsterseniz bunların köşe yazılarından birini açıp kopyalamayı deneyin.

 

O nedenle benim aktardığım paylaşımlar kamuya açıktır, kimsenin malı değildir. 

 

 

Babacan: Merkez Bankası'nın taşınmasıyla ilgili bir kararımız yok

AA

14 Mart 2013

 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınmasıyla ilgili aldıkları bir karar olmadığını, Borsa İstanbul'un da şu anki yerinde (İMKB) devam etmesi gerektiği düşüncesinde olduklarını kaydetti.

 Uluslararası Gayrimenkul Fuarı MIPIM için Cannes'da Türk gazetecilerle bir araya gelenAli Babacan, cari açığın ocak ayında son yıllarda görülen en düşük seviyede gerçekleştiğini, turizm verilerinin yenilenmesiyle birlikte 2-2,5 milyarlık düzeltme geldiğini anlattı.

Babacan, “Bu yıl içerisinde bizim orta vadeli programımızda öngördüğümüz cari açık rakamının hala gerçekçi olduğunu düşünüyoruz. Geçen sene istisnai bir şekilde iç talep gerilince, dış talebin katkısı artı ama iç talebin de küçük bir eksi katkısı var. Yüzde 2 küsur büyüme göreceğiz geçen yıl için. Rakamı da bu ay sonunda TÜİK açıklayacak. Tam rakamı o zaman öğreneceğiz” dedi.

BAŞBAKAN YARDIMCISI BABACAN MIPIM FUARINI GEZDİ / FOTO GALERİ

2013'te büyümenin yarısının iç talepten, yarısının da dış talepten geleceğinin altını çizen Babacan, iç talepte 2012'ye oranla bir miktar canlanmayla birlikte bunun cari açık üzerinde ufak bir etkisi olabileceğini, 2013'te 2012'ye oranla bir miktar yüksek cari açık olabileceğini, bunun da herkesin beklediği bir gelişme olduğunu söyledi.

Ali Babacan, devamla, “Orta uzun vadede cari açığımız sürdürülebilir seviyelerde gerçekleşsin diye cari açıkla ilgili aldığımız kalıcı yapısal tedbirlere de hızla devam edeceğiz” dedi.

“Türkiye farkındalığı sağlanmalı”

Yabancı yatırım kuruluşlarının Türkiye'ye ilgilerinin sorulması üzerine ise Babacan, bugün itibarıyla Türkiye'ye yatırım yapmış ve yapmamış kuruluşlara bakıldığında dünyada henüz Türkiye'ye yatırım yapmayan çok sayıda fon olduğunu, Türkiye'ye ilgileri olduğunu ama henüz adım atmadıklarını, Türkiye farkındalığı sağlamanın çok önemli olacağını söyledi.

Türkiye'nin, istikrar, güven ortamı devam ettikten sonra, hem getirinin iyi olduğu, hem de istikrarın olduğu az sayıda ülkeden birisi olduğunu dile getiren Ali Babacan, ayrıca, gayrimenkul piyasasına yönelik olarak finansal enstrümanların biraz daha geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, Borsa İstanbul başta olmak üzere, SPK ve sektörle beraber finansal enstrümanların çoğaltılıp yatırımcıya kolay alabilecekleri öneriler sunulmasının faydalı olacağını anlattı.

Türkiye'de hukuki belirsizliklerin biraz endişe kaynağı olduğunu, yargı süreçlerinin çok uzun olması, sonuçların öngörülmesinin bazen güç olmasının, sadece uluslararası yatırımcılar için değil kendi iş dünyamız için de önemli bir konu olduğunu aktaran Babacan, dördüncü yargı paketinin Meclis'e gönderildiğini ve bundan sonra yargıyla ilgili atılacak adımların ihtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılması olduğunu vurguladı.

İstanbul'da faaliyet gösterecek bir Tahkim Merkezi kurulacağını ve ilgili yasanın hazır olduğunu dile getiren Babacan, “Özel sektör yönetiminin ağırlıklı olduğu Tahkim Merkezi diye yeni bir yapı kuruyoruz. Mahkemelere gitmeden özel sektörün yine özel sektör tarafından yönetilen merkezde sorunların ve ihtilafların çözülmesi için... Bu, mahkeme yolunu kapatmaz ama en azından iki taraf da arzu ediyorsa çözüm üretilebilir diye düşünüyoruz” dedi.

 

Yatırım yapanlara oturma izni

Türkiye'de yatırım yapanlara oturma izni ve vatandaşlık verilmesi konusunda bir soru üzerine Babacan, Türkiye'den ciddi bir rakama ev alan ve yılın 1-2 ayını Türkiye'de geçirmek isteyenlere oturma izni konusunda daha toleranslı olunması gerektiğini, yatırım yapan kişilerin özellikle iş insanı kimliği bulunabileceğini de belirterek, “Onların Türkiye'ye daha çok gidip gelmesi, daha çok iş getirecektir, ekonomiye katkısı olacaktır. Bununla ilgili çalışma başlattık” ifadesini kullandı.

Babacan, “'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olayım, Türk pasaportu taşıyayım' şeklinde çok ciddi ilgi ve alaka var. Çünkü o ay yıldızlı pasaportun çok geniş bir coğrafyada nasıl kapı açtığını görüyoruz. Gelişmiş ülkelerin bu konuyla ilgili uygulamaları var. Önce oturma izni sonra çalışma izni arkasından vatandaşlık oluyor, ancak sırayla... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının da kıymetini bilmemiz lazım. Herkese dağıtılacak bir şey değil, dikkatli olmamız lazım” diye konuştu.

“Merkez Bankası ve İMKB yerinde kalacak”

Merkez Bankası'nın İstanbul'a, İMKB'nin de Ataşehir'e taşınacağına yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine Ali Babacan, öncelikle İMKB'nin yeni adının Borsa İstanbul olacağını, ilgili kanunun çıkarıldığını, ana sözleşmenin tamamlanarak yürürlüğe girmesi ve SPK'nın onayıyla İMKB'nin, Borsa İstanbul olacağını anımsattı.

Ali Babacan, şöyle konuştu:

“Borsa İstanbul'un şu anki mevcut, yani İMKB'nin yerinde devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. İleride, 5-10 sene sonra ne olur bilemiyorum ama mevcut yer gayet güzel. Ayrıca, Ataşehir'deki finans merkezinde satın alma yapmadılar. Son parseli Merkez Bankası satın aldı. Mevcut arsalarını temettü olarak Hazine'ye devredecekler, Ataşehir'deki arsayı alacaklar, bir bakıma iki arsayı takas etmiş oluyoruz ama şu andaki plan oranın yine Merkez Bankası'nın İstanbul Şubesi olması yönünde... Merkez Bankası'nı İstanbul'a taşımakla ilgili aldığımız bir karar yok. Bugün itibarıyla Merkez Bankası ve Hazine'nin Ankara'da birbirleriyle sık görüşüyor olmasının faydası var.”

Ali Babacan, İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin 2009'da açıkladığında aslında İstanbul'un tümünü finans sektörü açısından bölgesel merkez yapılmasının amaçlandığını belirterek, “Şehrin tümünü 2023 itibarıyla dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri haline getirmek. İstanbul çok büyük bir şehir, beş tane ayrı ayrı merkez de kursak kaldırır” dedi.

Gayrimenkul ve finans sektöründe ne gibi enstrümanların gündeme geleceği sorusunu yanıtlayan Babacan, varlığa dayalı menkul kıymet piyasasının çok geniş olduğunu ifade etti.

“Standartlaştırılmış ipoteğe dayalı konut kredilerinin yine apayrı işleri var. Bunları dikkatli bir şekilde yapmamız gerekiyor. Bizim SPK ile sektörün çok yakın çalışması gerekiyor. Yani o alanı insan kaynağı, yasal çerçevesi ve kurumsal yapısıyla bir bakıma sıfırdan ele aldık” diyen Babacan, olumlu sonuçların alınacağını ve İstanbul'un uluslararası finans merkezi olması için yakışan alt yapının hızla kurulduğunu ifade etti.

Her türlü hakkı saklıdır.

 

Buda doğrudan Hurriyetin haberi:

 

 

Hürriyet Planet

14 Mart 2013

 

Avrupa Nükleer Araştırmalar Kurumu’ndan (CERN) yapılan açıklamada, 2012 yılında elde edilen verilerin incelenmesiyle geçtiğimiz yıl bulunanın “Tanrı Parçacığı” olarak bilinen şeyin bir versiyonu olduğu belirtildi.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda geçtiğimiz yaz keşfedilen temel parçacığın kalıntılarının inceleme sonuçlarını açıklayan CERN yetkilileri, uzun zamandır aranan Higgs Bozonu'nun bulunduğuna dair "güçlü işaretler" olduğunu bildirdi.

Kurum adına açıklamayı yapan fizikçi Joe Incandela, “Higgs Bozonu’yla uğraştığımıza şüphe yok ancak ne tür bir Higgs Bozonu olduğunu anlamak için daha uzun bir yol gitmemiz gerekiyor” dedi.

Ancak Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda üç yıldır devam eden deneylerden toplanan dev hacimdeki veriler üzerindeki incelemelerin bulguları hakkındaki açıklamada Higgs Bozonu'nun "kesinlikle" bulunduğu ifadesi yer almadı.

Uzun zamandır sadece teorik olarak varlığı kabul edilen bu atomaltı parçacık, maddenin neden kütlesi olduğunu açıklıyor. Higgs Bozonu bugüne kadar fiziğin kayıp köşe taşı olarak görülüyordu.

CERN geçtiğimiz yıl, Higgs Bozonu olabilecek bir atomaltı parçacık keşfedildiğini açıklamıştı.

Mart 14, 2013 Ozan Karsavuran tarafından düzenlendi

[Cem Boneval]

Başlıktaki haberin HaberTürk'te yer alan şeklinde şu cümle ilgimi çekti:
Emniyet Genel Müdürlüğü, trafik kazalarının neden olduğu  kayıpların istenilen oranda azaltılamaması üzerine, trafik denetimlerinde yöntem değişikliğine gidiyor

 

Diğer bir deyişle bugüne kadar yapılan o kadar radar kontrolu ve hız sınırlamalarına rağmen trafik kazalarında istenilen düzeyde azalma sağlayamamışlar.

Tabii bu durumda ister istemez acaba trafik kazalarında esas rol oynayan etken hız değil mi düşünmeden edemiyor insan...

Kemer takma kontrolunun yapılmasını akıl etmeleri (!) iyi olmuş, hedefledikleri 2 yılda %70 şehir içi takma oranına kavuşmak.

Günaydın demek lazım, sonra da desteklemek...

Antalya'da hala bu oran %20'nin altında şahsi örneklem değerlendirmelerimde.

Sonra mesela karayollarının döktüğü ve bıraktığı mıcır için niye kimse ceza ödemiyor?

Ya da araca da yayaya yeşil yanan ışıklarda belediyenin niye suçu olmuyor, üç kere ihbar ettim 15 günde, hala düzeltilmedi.

Ya da tek beygirlik arabayı sürecek zeka ve eğitimden yoksun adamlara 100 beygirlik araba sürme ehliyetini veren kârdaşların hiç mi suçu yok.

Hız konusuna dönersek şehirler arası yollarda hız limitini aşan araç oranı nedir sizce? Bence %1-2'yi geçmez.

Onlar da uçsuz bucaksız uzanan geniş ve boş yollarda hız yapanlardır.

Peki otoyollarda genelde büyük şehir çevre yollarında can alıcı makaslar yaparak seyredenleri ne yapacağız, kaç kere plaka vererek kimliğimi bildirerek ihbarda bulundum, genelde ilgili arkadaşlara bildireceğiz diyorlar, ama telefonumu almaya bile gerek duymuyorlar, nasıl irtibata geçecekler yakaladıklarında şikayetçi olan ile? Zaten verdikleri cevaptaki samimiyetsizliği ses tonundan fark etmek olası.

Geçiniz....

Yani sonuçta dostlar alışverişte görsün, tabii veren hep sürücüler alan hep devlet olsun, eller oğuşturulsun, bir taşla kaç kek vurduk hesabı yapılarak.

Ben de inanmıyorum içten ve gerçekten kazaları azaltma gayreti içinde olduklarına!

Tribünler, bir alkış vermeyi çok görmeyin, bu ustalıkla hak ediyorlar!

Mart 14, 2013 Cem Boneval tarafından düzenlendi

[Ahmet Dursun]

" Eğitim şart " diye klişeleşmek istemiyorum ama kuralları umursamayan, psikolojisi sürüşe uygun olmayan sürücüleri henüz eğitim-kurs döneminde ayıklamak; daha sonra, yok hareketli radar yok mobese kamerası yok %70 kemer takma oranı yok ıvır-zıvır ile uğraşmaktan daha doğru olmaz mı? Bunlara harcanan parayı, kurslara ve adaylara denetim için harcasalar daha başarılı olurlar.

Parmak da göstermek istemiyorum ama " ben gideyim, gerisi ne olursa olsun " mantığı ile yola çıkıyor insanlar... Kurallara uymaya çalışırken, sağınızdaki emniyet şeridinden 50 km/saat hızla geçince birileri; siz de hatayı kendinizde arıyorsunuz. Açıp camı bir şey desen; kurallara uymamak öyle içselleştirilmiş ki; en iyi ihtimalle bir " yapabiliyorsan sen de yap birader " ile karşılaşırsın ki büyük ihtimalle yumruklar konuşur...

[Engin Uzunoğlu]

Telif hakkı bulunan yazıl tümü ile alıntılanmaz ve kaynak adres bağlantısı konulursa suç olmuyor diye biliyorum.

Ben bunu Hürriyet gazetesinden aldım. Onlar da Zaman'dan almış. Bu konu devlet idaresi tarafından yayınlanmış bir açıklamanın haber haline getirilmiş halidir. O nedenle hiçbir gazete veya kişinin tasarrufunda olamaz. (yayılması, kopyalanması, adına ne derseniz)

Ayrıca başta Hürriyet, Sabah gibi bu konuda (telif) hassas olan yayınların HABER, YORUM, KÖŞE YAZISI vs gibi telifi kendilerine ait olan yazılarında COPY/kopyala komutu (hatta seçme işlemi) çalışmaz. İsterseniz bunların köşe yazılarından birini açıp kopyalamayı deneyin.

O nedenle benim aktardığım paylaşımlar kamuya açıktır, kimsenin malı değildir.

Yanlış anlaşılmasın ben rahatsız olduğumdan yazmadım. Yasak diye biliyorum o yüzden yazdım. Yoksa yeni konular açılması güzel oluyor.