Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×
  • Hoş Geldiniz!

    Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt yaptırdıktan sonra, konu açabilir, konuları yanıtlayabilir, kullanıcıların mesajlarını beğenebilir, özel mesaj yollayabilirsiniz.

    Kayıt olduktan sonra bu mesaj silinecektir.

Sürücünün Suçu Nedeniyle Araç Sahibine Cezaya Son...


Özer Öztürk

Önerilen Mesajlar

Anayasa Mahkemesi, “Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir” maddesini Anayasaya aykırı bularak iptal etti.

Anayasa Mahkemesi, Söke 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 36. maddesinin, 21.5.1997 günlü, 4262 sayılı Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 4. maddesi ile yeniden düzenlenen üçüncü fıkrasının iptali talebini sonuçlandırdı.

 

“KİMSE İŞLEMEDİĞİ BİR FİİLDEN DOLAYI CEZALANDIRILAMAZ”

 

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararında şu ifadeler yer aldı; “ Ceza sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel kurallarındandır. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. Diğer bir anlatımla, bir kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır. Bu ilkeye göre asli ve feri failden başka kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları olanaklı değildir. Anayasa’nın 38. maddesinin yedinci fıkrası ile ilgili gerekçede de, “…fıkra, ceza sorumluluğunun şahsi olduğu; yani failden gayri kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılamayacağı hükmünü getirmektedir. Bu ilke dahi ceza hukukuna yerleşmiş ve ‘kusura dayanan ceza sorumluluğu’ ilkesine dahil, terki mümkün olmayan bir temel kuralıdır.” denilmektedir. Anayasa’nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tâbidir.

 

İtiraz konusu kuralda, sürücü belgesi olmadan araç kullanan kimsenin aynı zamanda araç sahibi olmadığı durumlarda, tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceği belirtilmekte, araç sahibinin kusurunun bulunup bulunmadığı, aracı sürücü belgesi olmayan kişiye bilerek verip vermediği değerlendirilmeden idare tarafından yaptırım uygulanmaktadır. Bu durum ise işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine yaptırım uygulanmasına neden olabilecek niteliktedir. Dolayısıyla, sürücü belgesiz araç kullanılması ve sürücünün araç sahibi olmaması halinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanması cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.

 

Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması ve bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanması gerekmektedir. İtiraz konusu kuralda araç sahibinin hangi eyleminin suç sayıldığı açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının ne suretle oluştuğu da belirtilmemiştir.”

İHA

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hukuki ama mantıklı değil.

 

Arkadaşınız sizden özellikli bir cihazı, aleti istese ilk soracağınız (veya aklınıza gelen) şey "kullanmayı biliyor musun?" olur. Veya özellikli bir iş yaptıracaksanız karşınızdaki kişinin o işe yeterli olup olmadığını bilmek istersiniz. Bunun göstergesi de elindeki bir diploma, ruhsat vs.dir.

 

Aynı şekilde otomobilinizi verdiğiniz kişinin  bunu kullanmaya -yeteneğinin olmasından öte-  "hakkı" olup olmadığının niye önemi yok?

 

Almaya hakkınız yoksa (yani ruhsatınız) silah alabiliyor musunuz, hayır. Araba da yeri geliyor bir silah gibi veya başka bir şekilde zarar verici olarak kullanılabiliyor.

 

(Not: Çalınma dışında sürücü belgesi olmayan birine aracınızı verdiğinizde üçüncü kişilere karşı vereceği zararları trafik/kasko sigortası karşılamaz.)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bence hem hukuki hem mantıklı...

Aracınızı isteyen ya da kullanmaya teşebbüs eden (mesela vale) her kişiye ehliyet soruyor musunuz?

Daha da önemlisi ehliyeti olmadığını bildiğiniz bir kişiye (mesela yıkamacı) anahtarı teslim etmek suç mu?

Eğer suç ise o zaman bu suçtan ceza yersiniz.

Ama anahtarı almış, beceri ve yetkisini aşan ve suç teşkil edecek bir eylemde bulunmuşsa, hele ki sizden habersiz, bunun sorumluluğu sizde olmaz, olamaz...

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bencede mantıklı şu şekilde oglunuz var ve ehliyeti alkol yuzunden 6 ay yok ve bunu size söylemdi ama siz onun ehliyeti oldugunu düşünüyosunuz ve arabayı veriyosunuz. Yada araç sahibi bi akraba siz her seferinde polis gibi ehliyet soramazsınız. sizin sadece verirken diyeceğiniz şey dikkatli kullan,hız yapma vs. 

Tolga K tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim merak ettiğim başka bir kişi sizin adınıza olan araçla ölümlü veya yaralanmalı kazaya karışırsa siz de suçlu oluyordunuz. Bu karar bu konuda etkili olacak mı?

 

Diğer aklıma gelen nokta eğer ruhsat sahibinin hiç bir sorumluluğu olmazsa kayıt dışı alım satımlar olmasına meydan verilmiş olmaz mı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim merak ettiğim başka bir kişi sizin adınıza olan araçla ölümlü veya yaralanmalı kazaya karışırsa siz de suçlu oluyordunuz. Bu karar bu konuda etkili olacak mı?

Benim bildiğim ancak sürücünün kaçması ve siz bu durumda aracı kullanmadığınızı ispat edemez durumda olursanız suçlu oluyorsunuz. 

Aksi halde çok mantıksız olur.

Komşu bıçak istiyor ekmek keseceğim diye siz de veriyorsunuz ve o  bıçakla adam öldürüyor, şimdi bunda sizin suçunuz ne?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim bildiğim ancak sürücünün kaçması ve siz bu durumda aracı kullanmadığınızı ispat edemez durumda olursanız suçlu oluyorsunuz.  Aksi halde çok mantıksız olur. Komşu bıçak istiyor ekmek keseceğim diye siz de veriyorsunuz ve o  bıçakla adam öldürüyor, şimdi bunda sizin suçunuz ne?

Geçenlerde bir haber vardı bu konuya yakın. Sanırım ödünç araba ile yapılan kazada ölenin ailesi araç sahibine ve şöföre  tazminat davası açıp kazanmıştı. 

 

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/01/24/odunc-arac-eski-milletvekilini-yakti

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hukuğun karışık olduğu bir durum:

 

"Kişilerin kullandıkları ya da sahip oldukları cihaz ve araçların kendi kusurlu davranışları dışında başkalarına verdiği zararların söz konusu cihaz ve araçların sahipleri tarafından tazmini gerekmektedir. Zira normal zamanda o cihaz sahibine fayda sağlamaktadır. Bu tür sorumluluğa tehlike ya da risk sorumluluğu denilmektedir. Devletin yürüttüğü hizmetlerden özellikle emniyet ve asayişi koruma ile ilgili olanlar belirli bir risk taşımakta olduğundan bu tür faaliyetler nedeniyle kişilere verilen zararların tazminine kusursuz sorumluluk esasına göre hükmedilmektedir ki bu durum tehlike (risk) sorumluluğu içerisinde değerlendirilir.

Örneğin Karayolları Trafik Kanunu gereği, kaza yapan bir aracın sürücüsü dışında, aracın sahibi de kusursuz sorumlu olarak maddi zararı karşılamakla yükümlü tutulmuştur.

Ortada zarar verici bir davranış varken, failin kusuru olmadığı gerekçesiyle mağdurun zararının giderilmemesi hakkaniyetle bağdaşmaz. Bu durumda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde mağdurun zararının, zararlı davranışı işleyen tarafından giderilmesi gerekir ki, bu tür sorumluluğa hakkaniyete dayanan sorumluluk denilmektedir.

Yargıtay 4.HD. 20.5.1998 Tarih; 1998/421 E.; 1998/3622 K. (Yargıtay Kararları Dergisi, C.24, S.6, s. 836.) sayılı kararında, kusursuz sorumluluk halinde, kusur bir koşul olarak aranmadığı gibi, kusursuz sorumlu olduğu iddia edilen şahıs da; olayla zarar arasındaki illiyet bağının mücbir sebep, zarar görenin ve üçüncü kişinin tam kusuru ile kesildiğini kanıtlamak suretiyle sorumluluktan kurtulabilir denilmektedir."

 

Alperen neredesin? (çok boşladı bu oğlan forumu son zamanlarda, yakıştıramıyorum...)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tek tek alıntı yapmadan genel devam edeyim:

 

1-Konu bıçaktan farklıdır. Bıçak genel kullanım aletidir. Otomobil sahipliği RUHSATA BAĞLIDIR.

Ruhsata bağlı her şeyden ruhsat sahibi sorumludur. Çünkü o ŞEY onun kullanımına tahsis edilmiş, onun kontrol ve gözetimine bırakılmıştır. (Her ne kadar yeni adları farklı olsa da bunun ilk çıktığındaki adı RUHSATtı.)

Aynen silah ruhsatı, haşhaş ekme ruhsatı, tütün ekim ruhsatı vs gibi.

 

2-Bu konu sadece İDARİ yönüyle ilgilidir. Tüm suçlarda olduğu gibi trafik suçlarının da bir idari bir de hukuki yaptırımları vardır.

Burada iptal edilen suçun idari yönüdür. Hukuki yönü ve sonuçları ortadan kalkmamıştır.

Yani sürücü belgesi olmayan kişinin aracı kullanmasında araç sahibinin kusuru/suçu hangi derecede (kaza, taksir veya kasıt..) olduğu ancak hukuk (yargı) tarafından değerlendirilebilir. Buna polis karar veremez anlamı çıkmaktadır.

 

3-Anayasamızda da yer bulan temel hukuk kavramlarından birisi de "hiç kimse kanunlarca suç sayılmayan eylemlerinden dolayı sorumlu tutulamaz" dır. (Bir diğeri zaten haber içinde geçiyor: Suçun/cezanın bireyselliği).

O halde asıl sorun şurda çıkacaktır. Araç sürücü belgesi olmayan biri tarafından kullanılırken 3.kişilere zarar verdiğinde araç sahibinin "OLAYDA SUÇU" olmadığına göre sorumluluğu da olamayacağından olaydan "yırtacaktır(!)". Hatta bunun bir adım daha öteye götürürsek aracını başkasına kullandıran herkes (kişi, şirket vs) sorumluluktan kurtulmuş olacaktır.

 

Bu kabul edilemez bir durumdur. Her türlü mülki hakları ve sorumluluğu belirli bir kişiye kanunlar dahilinde belgeyle bırakılmış bir ALETİn her sorumluluğu sahibinde olmalıdır. Sadece yasal olmayan yollarla kullanım bunun dışında tutulmalıdır.

 

Yani kanunun eski hali de yeni hali de uygun değildir. Sonuçta tüm iş yükü mahkemelere devredilmiştir. Hukuk sisteminin hali meydandayken ne kadar pratik olduğu tartışılmaz bile...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.