Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×
  • Hoş Geldiniz!

    Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt yaptırdıktan sonra, konu açabilir, konuları yanıtlayabilir, kullanıcıların mesajlarını beğenebilir, özel mesaj yollayabilirsiniz.

    Kayıt olduktan sonra bu mesaj silinecektir.

Gezi Notlarım - Tire


Cem Boneval

Önerilen Mesajlar

Sık uğradığımız başka bir mekan: Tire

Yine önce tarihçe:

Tire; Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Roma ve Bizans'a ev sahipliği yapmış, tarihin zengin kültür mirasına sahip bir kenttir

Ne var ki, Tire tarihiyle ilgili belgesel bilgiler, Roma döneminden öteye, pek sağlıklı inmemektedir Ya da diğer bir deyişle, milât öncesi 2000'le başlayan süreç, henüz sağlıklı bir zemine oturtulamamıştır

Efes'teki Artemis Tapınağı’ndan Tire'nin batı köylerini de içine alan ve Bozdağa dek ulaşan Artemis Tapınağı Kutsal Toprakları, yüzlerce yıl, Tire'ye adeta bir kutsallık kazandırmıştır

Dağlık kesimin güneyinde ise, Efes'ten başlayarak, Belevi / Hasan Çavuşlar / Büyükkale / Küçükkale / Eskioba ve Mahmutlar yönünden, Bozdağ'a değin ulaşan Tapınak arazisi Tire Ovası’nı kucaklamaktadır

Ünlü Roma İmparatorları Jül Sezar, Augustos ve Trian'ın, Tire topraklarından bir bölümünü Artemis Tapınağı’na bağışladıkları, belgelerden anlaşılmaktadır Tire Müzesi’nde, bu tapınağa ait arazilerden elde edilen bulgular, geniş bir yer tutmaktadır

Tire'nin bu süreçte, Roma Senatosunda; “Kaystros Senatörlüğü” yani, Küçük Menderes Senatörlüğü adıyla temsil edildiği görülür Daha sonra başlayan Bizans Döneminde, özellikle Ortodoksluğun biçimlendirilmesinde, Istanbul'un Kadıköy'ü ki, o dönemin adıyla “Halkedon” ve de İznik , o dönemdeki adıyla “Nikea” daki Ayasofya, Kilise Meclislerinde Tire; etkin, karar sahibi, Hristiyan bir kent görünümünde olduğunu kanıtlamıştır Bu Konsüllerde, oy kullanma hakkına da sahip olan Kent, Bizans tarihi boyunca, bu parlak dönemini sürdürmüştür

Ünlü coğrafyacı Strabon, ilk dönem sürecinde, Tire'nin yaslandığı Güme Dağı'nın mabetler zenginliğinin yanı sıra iki dinin de kutsallığını simgeleyen üzüm bağlarıyla donandığını ve bu üzümlerden yapılan şaraplarının ününü anlatır Küçük Menderes Ovası için ise, “Efes Artemis'in, Kutsal Toprakları’nın çevrelediği bir bahçe gibidir ” der

Tire, daha sonra, giderek Hristiyan kültürünün hakim olduğu bir kent görünümü kazanır

Tire ve Arkadiopolis, yani şimdiki Hisarlık yöresi, Bizans'ın Ünlü Ortodoks kentlerinden biri haline gelir

Aydınoğlulları Döneminde Tire

1308 yilinda Küçük Menderes yöresi topraklari üzerinde Aydinogullari Beyligi'nin kurulmasiyla Tire hizli bir gelisim sürecine girdi Yeni Türk kentine bu tarihten itibaren, yeni eserler kazandirilmis ve çevresi ekonomik açidan gelismistir Kentin folklorik degerleri de bu gelismeye paralel olarak canlanmistir

Tire bir süre Aydinogullari Beyliginin merkezi olmustur 1426 yilinda ise Tire Osmanli Imparatorlugu'na kesin olarak baglanmistir Yeni kurulan Aydin eyaletinin Sancak Merkezi de Tire olmustur Özellikle II Murat ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerinde girisilen imar hareketleri, kenti Imparatorlugun diger önemli kentleri arasina sokmustur

Tire'de 15 yüzyildan 18 yüzyila kadar kullanilan bir darphane bulunmaktaydi Burada mangir (bakir) ve akçe (gümüs) adi verilen paralar kesilmistir Özellikle, nakisli, mangirlari Osmanli Dönemi bakir paralari içinde degerli kabul edilmektedir Dünyanin saygin koleksiyonlari içinde Tire'de kesilen Osmanli Dönemi bakir paralari da yer almaktadir

Tire'de mimarlik tarihi açisindan zengin örnekler vardir Bu mimari eserlerin pek çogu camidir Camilerin disinda hanlar, medreseler, bedesten, çarsi ve hamamlar da bulunmaktadir

Osmanlı Döneminde Tire

Osmanlı sürecinin 16 yüzyıl sonlarına dek uzanan kısmı, imparatorluğun sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi yönden doruğa ulaştığı bir dönemdir Tire'nin de ana karakteri, bu yüzyılda oluşmuş ve bu yöre insanının sosyolojik yapısı, bu yüzyıllardan başlayarak, çeşitli tarikat kültürleriyle, zenginliğe ulaşmıştır14 yüzyılda Tire' de, Alevi-Mevlevi mücadeleleri görülürken, 15ci yüzyılı takibeden asırlarda da, kentte Mevlevi ve Halveti ağırlığı hissedilir Kentteki Mevlevilik tutkusu giderek daha etkili olur Burada şunu önemle belirtmek gerekir ki, kentin geçmiş yüzyıllardaki kazanımları, daha sonraki Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi’nde bile varlığını korumuştur Tire'nin sosyo-kültürel dokusunda, o yüzyılların önemli bir payı vardır

Osmanlı döneminin ikinci kısmı diyebileceğimiz 17 yüzyıldan, Cumhuriyet'e kadar uzanan zaman kesitinde Tire'nin kendine özgü özelliklerini yitirdiği görülür Bir başka deyişle, Osmanlı Devleti’nin, duraklama, gerileme ve yıkılış dönemleri, adeta bu kentin kaderiyle de özdeşleşmektedir

Cumhuriyet Dönemimde Tire

Yirminci yüzyıl başlarında, Osmanlı Devleti’nin, IDünya Savaşından yenik çıkması ve ardından 18 Ekim 1918'de imzalanan, Mondros Ateşkes Antlaşmasının 7 maddesine dayanılarak 15 Mayıs 1919 tarihinde, İzmir'in Yunanlılarca işgâli ile başlayan sürece, 28 Mayıs 1919'da da Tire'nin Yunan’lılarca işgâli eklenmiştir

Ne var ki, Tire'yi işgâl edenlerin, buradaki efe guruplarından hemen tepki görmesiyle, kentin kaderi değişmiştir Bölgenin bu kahraman evlatlarının oluşturduğu milli direniş örgütlerinin başında, Gökçen Hüseyin Efe'de bulunmaktaydı Gökçen Hüseyin Efe, bir çatışmada şehit düşünce, simgesel hale gelmiş ve Tire Kurtuluş Cephesi’nin ve Mücadelesi’nin anısına Fota adlı Rum Köyünün adı, Gökçen olarak değiştirilerek, kalıcı hale getirilmiştir

Efeler'in ve Türk ordusu mensuplarının bu onurlu mücadeleleri sonucunda, İşgâl Kuvvetleri 4 Eylül 1922 günü Tire'den atılmış ve Kent yeniden özgürlüğüne kavuşmuştur

29 Ekim 1923'te, Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte, onbeş yıl gibi kısa bir zaman dilimine sığdırılan kent yapılanması, kent peyzajının da değişmesine katkı sağlamıştır Kaynaklardan elde edilen bu yeni dönem yapılanmasını tarihleriyle anımsamakta, kuşkusuz yarar vardır

Tire'de, Türk Ocağı tarafından ilk sosyal nitelikli tesis olarak, 1927 yılında Şehir Sineması hizmete girmiştir

Ardından 1929'da Tire İdmanyurdu'nun kuruluşu, 1930'da Kız Meslek Lisesi bahçesindeki “Millet Parkı”nın yapılışı, 1933'de Hükümet Konağının ve Alay Parkı'nın yapılışı, 1934'de Aydın Demiryolu Yönetimince, Tire İstasyon Parkı'nın yapılışı, 1934'de Bahçekahve'de, ilk Ortaokul'un açılışı 1939'da Tire Cumhuriyet Meydanı'nın yapılışı, 1940'da İstasyon Caddesi ile Şehir Stadının açılışları, Cumhuriyetin ilk nimetleri olarak, kent tarihinde yer almış, önemli girişimlerdir

Hızla ilerleyen zaman içinde, Tire Belediyesi'nin 1971 yılından bu yana devlet yatırımlarında esas olmak üzere, verdiği taşınmaz mallar, hizmet anlayışının öncüleri olarak, daima hatırlanacak eserlerdir

Kaymakamlık, Belediye, Emniyet Müdürlüğü ve Emniyet Lojmanları, Adli Personel Lojmanları, Öğretmenevi, Ticaret Lisesi, Anadolu Meslek ve Kız Meslek Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi, 9 Eylül Üniversitesine bağlı Meslek Yüksek Okulu, Halk Eğitim Merkezi, Çıraklık Eğitim Merkezi, Esnaf Kefâlet Kooperatifi İşhanı, Düşkünler Yurdu, Kapalı Spor Salonu, 4 Eylül Stadyumu, İtfaiye Teşkilâtı, Otogarı ve Sineması gibi daha bir çok tesis ve oluşum hep cumhuriyet dönemindeki süreçte Tire'nin elde ettiği hızlı ve önemli kazanımlardandır

Tire topraklarının bu yöreye bahşettiği ekolojinin etkisiyle, olağan üstü doğal güzelliklere sahip olduğunu belirtmeliyiz Küçük Menderes Ovası’nda, günümüzde mevcut olmayan 17 göl içinde, halen var olan Belevi, Akarca, Karagöl ve Gümüş göllerinde, 30 - 35 kiloya ulaşan sazan ve yayınlar, çevre yerleşimlerinin beslenmesinde, önemli bir etken olmuşlardır Ayrıca avlanmalar dışında, buradan elde edilen “sazlar”da, Tire'nin hasır tezgâhlarının temel hammaddesini oluşturmaktaydı

Tire' nin sırtını verdiği, eski adı “Messogis” olan “ Güme Dağı ”, Beylikler ve Osmanlı tarihi boyunca, ”Kestane Dağı”olarak anılır ve bu adla kayıtlara geçer Bu dağın, ”Kestane Dağı” olarak tanımlanması, Evliya Çelebi ile devam etmiştir Zaten Evliya Çelebi'de, Tire'de yetişen ürünlerin lezzetini methede methede bitiremez

Tire'nin uygun iklim ve coğrafyaya sahip olması nedeniyle, geniş tarih dönemlerinde, seferdeki orduların, burada karargâh kurmalarında, önemli etkisi olmuştur Timur' un Ankara Savaşı' ndan sonra, kışı Tire' de geçirmesinin yanı sıra, Çelebi Sultan Mehmet, Aydınoğlu Cüneyt Bey'in takibinde ve Kanuni Sultan Süleyman da, Rodos Seferi sonrasında, iki aya varan dinlenme süresi için, Tireyi seçmişlerdir.

Tire çevresinden bazı güzellikleri de fotoğraflarımla sunayım:

Özellikle İzmir-Aydın otoyolundan ayrılınca Tire sapağından saptığınızda karşınıza çıkan Belevi göleti etkileyici.

belevi.jpg

İlkbaharda meyve ağaçlarının çiçekleri eşi zor bulunur bir güzellikte:

seftali.jpg

baharlar.jpg

Sadece ağaçlar değil yere de bakmayı ihmal etmemek lazım:

cicek.jpg

Tire benim için değişik tarihi dokusu, eski el sanat ve zanaat ustalarını barındıran çarşısı, köftesinden ot yemeklerine kayda değer mutfağı ile her zaman çekici olmaya devam edecek bir uğrak noktasıdır.

Fotoğraflarla destekleyelim:

tire_cami.jpg

tire_esnaf.jpg

Yine gurmeler için hemen girişte yılan gibi kıvrılan bir yolla çıkılan Kağlandağ'daki Dağ ve Çam restoranları yöresel lezzetleri beğeninize sunuyor (bu konuyu daha önce yazmıştım sanıyorum, ama aradığımda bulamadım, tekrarsa affola).

Cem Boneval tarafından düzenlendi
  • Beğen 6
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.