Jump to content
2019 Temmuz'dan sonraki tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeni kayıt yapınız ×
  • makale
    80
  • yorum
    248
  • görüntüleme
    22.665

Şifa Yokuşu


Kaan Yagizer

943 görüntüleme

İstanbul ilinin Anadolu! yakasına yeni taşınmışız, yaz günü ... durumu olan Kadıköy'lüler yazlığa falan gitmiş, olmayanlar da o zamanlar faaliyetini sürdüren Moda plajında falan takılıyor. Bıyığı henüz terlememiş Galata P*ç*'yim ama daha semtte kimseyi tanımıyorum, günün standarları ile "takipçi" sayım SIFIR.

Galata'dan taşınmak istemiyorum diye arıza çıkarttığım için babam bana "SuS Lan!" hediyesi babında bi bisiklet almış ... kontra pedallı alaman harikası onunla tanıştığımda beş yaşında falan ama dert değil. Maarif mektebinin (bu günkü Kadıköy Anadolu...) karşı sokağındaki tamirci amca zinciri değiştirip jantları akord edince bisikletim çi-çekkk gibi oluyor. 

BeFunky_null_5.jpg-670x487.jpg

Şifa yokuşunun tepesine çıkıp salıyorum kendimi aşağı, yol dümdüz Kurbağalı dere'ye kadar (...ki Kadıköylüler ona B*kl* Dere der...) iniyor, sonra ani bir sol viraj ile salı pazarı istikametine ve yoğurtçu parkına doğru dönüyor. Yani zamanında fren yapamazsan ya park'a dalarsın ya da dereye düşersin ... ama yokuştan aşağı tam gaz inmek çok zevkli be abijim  :)

Arkadaş falan da olmadığı için manyak gibi günde 15,817 kere yokuşu tırmanıp Saint Joseph'in kapısının orada tribe giriyor, kafama göre bir geri sayım başlatıp 10 - 9 - 8 s*kt*r et, bas gitsin hesabı salıyorum kendimi aşağı. O zamanlar saçlarım var :) rüzgar ile ahenkle dans ediyorlar ve ben yokuştan aşağı sapsız balta gibi inerken kahkahalar atıp saçma salak naralar patlatıyorum.

Bir gün, iki gün ... bir hafta .... eee? Yokuştan inmek zevkli de mahalle post apokaliptik havada. Bi ben varım etrafta gezen, bir de arada sırada karşılaştığım bakkalın çırağı.  Eleman kendini mahalle esnafından saydığı ve de bana -arıza- teşhisi koyduğu için ona laf atsam da hiç cevap bile vermiyor. Kolunda sepeti, sırtında bakkal önlüğü ile kafasına göre takılıyor.

Pedalı parmağın ucu ile düzeltip ters basarak bisikletin arkasını kaydırmak (kontra pedal bisiklet öyle fren yapardı) falan zevkli ancak belli ki olayı bir üst boyuta taşımak lazım ... ama nasıl?

Cevap belli ... oyun kağıtları.

kem.jpg

Bizimkiler briç falan oynamayı seviyor, babam da yurt dışından -plastik- oyun kağıtları getirmiş. İki deste dandini bir kutuda ... kutular ise salondaki bardak - kristal dolabının alt çekmecesinde. Bisikletime ses efekti yapmaya karar veriyorum ve plastik oyun kağıtları bunun için biçilmiş kaftan.

... işlem basit aslında.

Arka çatala tutuşturulan mandalın ağzına bir plastik oyun kağıdı takılıyor, jant döndükçe teller plastik oyun kağıdının uç kısmına vuruyor ve bisikletten resmen Vespa sesi çıkıyor ... muHAHAHA!

Bir deste kağıt ve yeterince mandal ayarlayıp şifa yokuşunu tırmanıyor, kuZu'mu :) oyun kağıtları ile donatıp hızlı bir geri sayım ile -basıyorum gaza- ... sonuç MUH - TE - ŞEM beee!  Tarrrrrrrrrrr diye ilerliyorum ve bana yüz vermeyen bakkalın çırağı -noluyo be?- diye dönüp bakınca ona -NaH- bile çekiyorum.  Yokuşun altında vardığımda hemen yukarı dönmeme de gerek yok, düz yolda pedal basmak da çok zevkli ... etrafta kafa sevici bir Tarrrrrrrrrrr ile dolaşıyorum, işte kendimce eğleniyorum.

Kötü haber şu ki bir oyun kağıdının genelde 10-15 dakikalık ömrü var ... bu sürenin sonunda kağıt bildiğiniz -hamur- halini alıyor, resmen dağılıyor. Ama sorun yok ki ... bende bir ton oyun kağıdı var ... di mi?

52'lik deste, joker ve destenin içinden çıkan briç+bezik puan tablosu'nun ağzına s*çm*m bütün günümü alıyor. Akşam üzeri eve dönerken mutlu, yorgun ve acaip eğlenmiş haldeyim. Hiç bir şey olmamış gibi hurdaya dönmüş oyun kağıtlarını kutusuna koyuyor ve kutuyu da aldığım yere, kristal dolabının altına özenle yerleştiriyorum.

...no piroblem!

Günler sonra birden ve hiç bir ön belirti olmaksızın annemin saldırısına uğruyorum. Arkadaşları ile kağıt oynayacaklarmış ve kutuyu açtıklarında kağıtların halini görmüşler ... annem suçlunun kim olduğunun tabi ki farkında. Olayı kardeşimin üzerine atayım diyicem (...ilerki yıllarda işe yarayacak olsa da o an için bu seçenek yok, çünkü çocuk daha bir yaşında falan) yemiyorlar ... annem terlikle beni kovalarken bahçeye kaçıyorum.

- ne yaptın kağıtlara? anlat dövmiycem ...

- söz mü?

...tabi ki yalan.  Plastik oyun kağıtlarını hangi amaç ile kullandığımı itiraf ediyor ve bi ton dayak yiyiyorum. Akşam mevzu babama intikal ediyor, ceza belli ... Nah Bisiklet! Benim kontra pedal bir yerlere gönderiliyor, ya da veriliyor ... bana da kurbağalı derenin kenarına gidip balıkların sırt üstü yüzdüğü siyah-gri suyu seyretmek kalıyor.

...bildiğiniz mutsuzum yani... 

O kontra pedal sahip olduğum ilk ve son bisiklet (motorsikletler hariç) benimle çok kalmış olmasa da onu hatırladığımda hala hafifçe gülümsüyorum dersem bilmem inanırmısınız? 

6 Yorum


Recommended Comments

Benim de Almanya'da bulunduğum 4 aylık bir yaz tatili süresi içerisinde kullandığım kırmızı bir kontra pedal bisikletim vardı. neredeyse fotoğraftakinin aynısı.. senin yazdıklarını okuyunca o günler geldi aklıma.. kontra ile göt kaydırmak harikaydı..

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

6-7 yaşlarındayken ilk defa Almanya'da kontra pedal bisiklete binmiştim, o zaman daha özelliğini bilmediğim için ilk ciddi daha doğrusu acı veren kazamı yaşamıştım, sert fren sonrasında dengemi kaybedip boyumu aşan ısırgan otlarının içine yuvarlanmıştım, işin kötü tarafı kısa kol tişört ve kısa pantolon giyiyordum ...

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.